KARADENİZ'İ SEVMEK…
Kaygana tavası… Yaylanın sisi… Aynalı ineğun sesi…
Kuş cıvıltılarıyla başlayan bir gün. Sislerin mütemadiyen köyümün tepelerini yalayarak geçişi. Tütün damlarının tenekelerle bezenmiş çatısına düşen yağmur damlalarının sesinde çekilen deliksiz bir öğlen uykusu. İkindiye doğru evlerin sofalarında kurulu sobalardan yükselip sanki tüm evreni kaplayan altın sarısı mısır ekmeğin
in kokusu. Karşı ki mahalle de çolak yaşar emicenin kızının düğününden gelen kemençe davul zurna sesi, barabellum, 14 lü Fransız onlusu ve hepsine on basan el işi malum aletin gavvvuuu gavuuu sesleriyle orkestrayı tamamlayan ve vadiyi yarıp kulaklarıma ince ince nameler sunan, Bursa’da yaşasam da her daim hatırladığım o eşsiz tınılar. Yaşam Karadeniz'de devam ediyor olmasa da Bursa’da yaşayan Karadenizlilerin varlığı, onların etrafımda olduğunu bilmek hissi benim Bursa’ya ve hayata özgüvenle bakmamı sağlamıştır. Bursa’da bir Karadenizli olmak, Karadenizliler'le birlikte yaşamak, onlarla bir araya gelip memleketimizin hasletlerini, değerlerini konuşmak, yaşatmak, tanıtmak ve Karadeniz'i tanımayanlara ya da yanlış tanıtılmışlara kendi kültürümüzü aktarmak benim için hep önemli bir görev olmuştur. Bunu Karadenizliliğin en önemli misyonu olarak görmüşümdür. Karadeniz'i uzaktan sevmek, Karadeniz'i uzaktan yaşamak çok zor. Bazı hemşerilerimiz sık sık gidip geliyor olsa da bazılarımız senede birkaç defa fındıkta, bayramlarda, cenaze ve düğünlerde ancak sılayı rahim yapabiliyor. İşte tam da bu noktada Bursa’da, ilçelerinde, farklı kentlerde yaşayan Karadenizlilerin birbirine yaklaşma, kaynaşma, bir olma, birlikten gücü doğurma, var olma mücadelesinin önemi aşılması gereken bir duvar gibi karşımıza dikilmektedir. Burada yapmamız gereken şey vakur bir duruşla tüm Karadenizlileri bir çatı altında toplayıp tüm siyasi, insani ruh hallerini aşıp Karadeniz'i sevmek penceresinden baktığımızda çalkantılardan uzak tek bir bakış, tek bir duruşla HER NEREDE BİR KARADENİZLİNİN BAŞI AĞRISA BİZ ORADA OLACAĞIZ samimiyetiyle ENGELLERİ AŞMAKTIR. Dönüp aynaya baktığımızda neler kaybettik neden kaybettik diye kendimize sorabiliyor muyuz? Kaybettiklerimizi ger alabilmek için bir ve beraber olmaya karar verebiliyor muyuz? Karadeniz'i, Karadenizliyi her kim olursa, hangi görüşe, siyasi yaklaşıma sahip olursa olsun destekleyip, kol kırılır yen içinde kalır mantığıyla hareket edebiliyor muyuz?
İşte son nokta budur! GÜN BİRLİK GÜNÜDÜR… NE DEMİŞ ULU MEVLANA;
Bir mum diğer mumu tutuşturmak la ışığından bir şey kaybetmez
GELİN BURSA'DA KARADENİZLİLER İÇİN MUMLARIMIZI TUTUŞTURALIM. BU IŞIKLA YOLUMUZ AYDINLANSIN. BUZLAR ERİSİN. GÖNÜLLER ISINSIN. SELAM VE SAYGI TÜM HEMŞEHRİLERİME.