Misyongazetesi.com

Misyongazetesi.com Niyetimiz; Özgür ve bağımsız bir gazete çıkarmak. Onu uzun yıllar yaşatmak. Konumuz; Bulgar

* Ne idüğü belirsizlerin "sglobkası" her ne kadar Euro-Atlantic değerler narası atsa da, bunların çoğu genelde p*s işler...
10/12/2023

* Ne idüğü belirsizlerin "sglobkası" her ne kadar Euro-Atlantic değerler narası atsa da, bunların çoğu genelde p*s işleriyle anılmakta.

*Bütün gelişmeler yakından takip ediliyor. Aramızdaki çürük elmalar sepete atılıyor. Gerçi bunlar işporta pazarından bile beş kuruş etmez...

Mümin TOPÇU yazarına ait Kırmızı çizgilerimizi, kimseye çiğnetmeyiz! başlıklı köşe yazısını okuyun.

https://www.misyongazetesi.com/rotari-klub/2043/
07/12/2023

https://www.misyongazetesi.com/rotari-klub/2043/

Yukarıdaki arama formları aracılığı ile Misyon Gazetesi arşivinde kelime, içerik, konu araması yapabilir veya gün-ay-yıl formatında tarih girerek tarihe göre haberleri listleyebilirsiniz.

06/12/2023

GÜNDEM VE GERÇEK-06.12.2023 ÇARŞAMBA

GÜNÜN SÖZÜ:

"Hata yaptığını kabul etmeyenden daha sık hataya düşen yoktur" Francois Rochefoucauld

BAŞLIKLAR:

-İYİ PARTİNİN "ÜÇÜNCÜ YOL" HEZEYANLARI
-ASLINDA İYİ PARTİ HER ŞEYE RAĞMEN MERKEZ SAĞDA İKTİDARA ALTERNATİF SEÇENEK OLMA ŞANSI ELDE EDEBİLİRDİ
-İYİ PARTİNİN SEÇİME KENDİ ADAYLARIYLA GİRMESİ CHP'Yİ PEK ETKİLEMEZ DE ASIL HANGİ PARTİ İLE İŞBİRLİĞİ ÖNEMLİ VE NEDEN?
-GİK KARARI OLSA DA CHP İLE İŞBİRLİĞİNE GİDİLMEZSE SEÇİM SÜRECİNDE CHP VE İYİ PARTİ ARASINDA ENİNDE SONUNDA KAVGA KAÇINILMAZ OLACAK
-BÜYÜK DEPREMİN AYAK SESLERİ Mİ?
-FENERDEN MÜTHİŞ MAÇ
-KENDİ İŞLETMELERİMİZİN REKLAMINI YAPMADIĞIMIZI FARK ETTİK

İYİ PARTİNİN "ÜÇÜNCÜ YOL" HEZEYANLARI: İYİ parti ısrarla seçimlere tek başımıza gireceğiz diyor.
Gerekçe olarak da kendi güçlerini görmek olarak gösteriyorlar.
Ama asıl ileri sürdükleri tez kutuplaşan siyasette "üçüncü yol" olarak kendileri bir seçenek olabilecekleri tezi.
Böyle bir yaklaşım normal siyasi ortamda geçerli bir anlayış olabilir.
Ancak mevcut siyasi konjonktürde bu tür düşünceler tamamen hayalperestlikten başka bir şey değildir.
Sebebi basit:
Şu anki siyasi eğilimlere göre ülkemizde iki tür seçmen var;
İktidar yanlısı ve İktidar karşıtı.
İktidar bu ortamı kasten yarattı.
Kendi seçmen kitlesini yaratmak ve bu kitleyi daha da konsolide etmek için iki kutup arasında adeta çatışma ortamı yarattı.
Yani özetle takım tutar gibi destek veren kendi kitlesini yarattı.
Bir de karşı tarafta olan yani muhalif bir kitle var.
Seçmen adeta bıcak gibi tam ortadan yarı yarıya bölünmüş durumda.
Böyle bir ortamda "üçüncü yoldan " bahsetmek karşılık bulmayacak son derece ütopik bir düşünce.
Yani İYİ partide bu fikir kimden çıktıysa hakikatleri okuma ve analiz etme yeteneğinden çok uzak demektir.
Fikir hangi danışmandan çıktığını aslında birkaç ay önce yazmıştık.
Bu kişi seçime kendi adaylarımızla girelim tezinin en şiddetli savunucularından biri aynı zamanda.
Ama bu danışmanın partiyi yok olma noktasına getireceğini yazmıştık ismini telaffuz ettiğimiz yazımızda.
Kim olduğunu bir kez daha yazarız yerel seçimlerden sonra merak etmeyin.

Şimdi yazımıza ortaya atılan absürd "üçüncü yol" hayali ile devam edelim.
Üstte dediğimiz gibi kutuplaşan siyasette iki tür seçmen olduğunu yazmıştık.
Bu ortamda İYİ parti seçmeni iktidar karşıtı cephede yer almakta.
Yani İYİ parti açıktan iktidarı destekleme kararı alsa bile taban parti yönetiminden bağımsız olarak iktidar adayının karşısındaki kişinin yanında yer alacaktır.
Yani İYİ parti seçmeninin İKTİDAR KARŞITI DÜRTÜSÜ PARTİ AİDİYETİNDEN ÇOK DAHA GÜÇLÜDÜR.
Anlatmak istediğimiz bu.
Bundan dolayı bu siyasi ortamda "üçüncü yol" stratejisi yeterince düşünülmemiş sığ ve boş bir hezeyan diyoruz.

ASLINDA İYİ PARTİ HER ŞEYE RAĞMEN MERKEZ SAĞDA İKTİDARA ALTERNATİF SEÇENEK OLMA ŞANSI ELDE EDEBİLİRDİ: Merkez sağda çok ciddi bir boşluk olduğunu ve yeni bir oluşuma şiddetle ihtiyaç duyulduğunu birkaç yıldır anlatmaya çalışıyoruz.
Bu durum kararsız seçmen kitlesinden fazlasıyla belli.
Bu kararsızların ezici çoğunluğu o güne kadar iktidara oy vermiş seçmenden oluşmakta.
Bu boşluğu doldurmak ve merkez sağda iktidara alternatif olma şansını elde edibilirdi İYİ parti.
Ama bu şansını tamamen kaybetti.
Kararsız seçmene güven veremedi.
Masaya oturmadan dışarıdan işbilrliği yapsaydı çok daha etkili sonuç alırdı.
Böylece dolayıl olarak da olsa HEDP ile aynı ittifakta görünmemiş olurdu.
Bunun dışında masadan kalkıp tekrar dönmesi de güvenirlik konularında ciddi soru işaretleri oluşmasına sebep oldu.
Masada oturmak hataydı, kalkmak daha büyük hata, geri dönmek ise ölümcül hataydı, ki genel seçimlerde aldıkları oy bunu ıspatladı.
Şu anda bile İYİ parti seçmen nezdinde güvenirlik konusunda iyi bir sınav veremiyor ve hatalara devam ediyor.
Ya, bu nasıl bir akıl tutulmasıdır, ya?
Siz Cumhurbaşkanlığına laik gördüğüniz belediye başkanlarına karşı aday çıkarmaya kalkışıyorsunuz.
Böyle bir hamle ile, herkesi ve herşeyi yarı yolda bırakabilecekleri imajı oluşmasına sebep olduklarını nasıl idrak edemez İYİ parti kurmayları hayret!

Olaya CHP açısından bakarsan İYİ partinin kendi adayları ile girmeleri onları çok fazla etkilemez, zira üstte dediğimiz gibi İYİ parti seçmeni iktidara karşı güçlü olan adayın yanında yer alır.
CHP'nin asıl işbirliği yapması gereken ve bu konuda çaba sarfetmesi gereken başka bir parti var.

İYİ PARTİNİN SEÇİME KENDİ ADAYLARIYLA GİRMESİ CHP'Yİ PEK ETKİLEMEZ DE ASIL HANGİ PARTİ İLE İŞBİRLİĞİ ÖNEMLİ VE NEDEN?: İYİ parti kendi adaylarıyla seçime katılacağını bir kez daha teyit etti.
Böyle bir seçenekte en zararlı çıkacakları kendileri olacağını söylemeye gerek yok.
Çünkü muhalefet seçmeni iktidar adayının karşısında kim güçlüyse parti kararını dinlemeksizin ona oy vereceğeni bir çok kez yazdık.
Yani İYİ parti kendi adayını çıkarsa bile tabandaki seçmen güçlü olan adayın etrafında kendiliğinden birleşecek.
Yani İYİ partinin kendi adaylarıyla çıkması CHP'ye pek zarar vermez.
Burada kilit öneme sahip başka parti olacak.
HEDEP
Onların seçmeni farklı.
HEDEP kendi adaylarıyla girdiği takdirde onların seçemni İYİ parti seçmeni gibi davranmaz.
İktidarın karşısında hangi adayın güçlü olup olmamasına bakmaksızın kendi adaylarına oy verirler.
Bundan dolayı CHP asıl HEDEP konusunda endişe etmeli.
İYİ partinin tek başına girme kararı tabanda karşılık bulmaz ve İYİ parti seçmeni iktidar karşısndaki güçlü olan adaya destek verir ama HEDEP seçmeni parti kararlarına uyar ve kendi adaylarına oy verir.
Özellikle İstanbul gibi yerlerde seçimin sonucunu belirleyecek HEDEP seçmeni olacaktır.
Ama HEDEP ile açıktan işbirliği ateşten gömlektir.
Kimse açıktan işbirliği yapmaya cesaret edemez.
Burada iktidarın taktiği belli:
HEDEP'e kendi adaylarıyla seçime katılmayı ikna etmek.
CHP de bunu engellemek için elinden geleni yapacaktır.
Tabi bunu açıktan yapması mümkün değil ama kapalı kapılar ardından onlara bazı tavizler vermek zorunda kalacakları kesin.
Yani CHP'nin asıl odaklanması gereken parti İYİ parti değil HEDEP olmalı.
Zira özellikle İstanbul'da CHP'nin destek almadan,tek başlarına seçim kazanmaları neredeyse imkansız.

GİK KARARI OLSA DA CHP İLE İŞBİRLİĞİNE GİDİLMEZSE SEÇİM SÜRECİNDE CHP VE İYİ PARTİ ARASINDA ENİNDE SONUNDA KAVGA KAÇINILMAZ OLACAK: Şu an için İYİ partinin aldığı karara CHP kanadı son derece kibar ve saygılı yaklaşıyor.
Ancak adaylar belirlenip seçim süreci fiilen başladığında karşılıklı ithamlar ve sertleşen demeçler sonucu kavgalar yaşanırsa kimse şaşırmasın.
Her iki tarafın da söylenecek birikmiş sözleri var.
Mesela CHP'liler bizim sayemizde siyasi arenada varsınız derler, ki haklılar.
2018 seçimlerine CHP'nin fedakarlığı sayesinde katılabildiler.
Milletvekili verilmeseyde seçime girme şanslarının olmaması bir yana ittifak yapılmasaydı aldıkları yaklaşık %10 puanı almaları mümkün olmayacaktı.
Baraj altında kalmakla kalmaz aldıkları oy oranlarına yaklaşamazlardı bile.
İYİ partililer de kendilerine karşı takınan tavırlardan fazlasıyla rahatsız.
2019 yerel seçimlerinde adeta CHP'li adaylar için çalıştılar.
Bunun dışında Kılıçdaroğlu'nun adaylık sürecinde İYİ parti liderine karşı takınılan tavır yenilir yutulur cinsten değil.
Yani her iki tarafta biriken sözler seçim sürecine girildiğinde ve adaylar sahaya indiğinde ister istemez karşılıklı atışmalara dönüşecektir.
Bu da giderek artacak ve düşmanlığa kadar gider.
Ne diyorduk başından beri.
Kardeş kavgaları en şiddetli ve sonuçlar ağır olan kavgalardır.
Bu bir temenni değil tabi.
Sadece durum tespiti.
Bekleyip görelim.
Ama dediğimiz gibi;
Her şeye rağmen işbirliği ortamı sağlanmadığı takdirde bunların yaşanması kaçınılmaz olacaktır.

BÜYÜK DEPREMİN AYAK SESLERİ Mİ?: Pazartesi sabahı deprem kendini hatırlatırcasına hepimizi 1-2 saniyeliğine salladı.
Bu deprem umalım da Marmara bölgesinde beklenen büyük depremin ayak sesleri olmasın.
Fay hattının kırılması aslında biriken enerjinin bir kısmını alması açısından iyi ama bu işler belli olmaz.
En son yaşadığımız Kahramanmaraş depreminde peş peşe birbirinden yıkıcı iki deprem üretilmişti.
Yani bu 5.1 'lik deprem olası büyük depremin gücünü azaltmamış da olabilir.
Burada mesele fay hatlarıdır.
Aynı fay hattında bir deprem daha olursa evet bu deprem enerjiyi almış olabilir ama bu deprem farklı bir fay hattını tetiklerse işte o zaman sıkıntı büyük olur.

Sonuç olarak o büyük deprem eninde sonunda meydana gelecek.
Bize göre, felaket tellalığı yapmak istemeyiz ama o beklenen büyük depremin şiddeti sekizin üzerinde olur.
Bundan kaçış yok da esas mesele bizim buna ne kadar hazırlıklı olacağımızdır.
Bireysel olarak hazırlıklı olmak da bir şey ifade etmez.
Çünkü siz istediğiniz kadar evinizi sağlamlaştırın.
İstediğiniz kadar tedbir alın depremin ne zaman olacağı ve sizi nerede yakalayacağı belli olmadığından önemli olan topyekün binaları depreme hazırlıklı hale getirebilmektir.
Bu deprem bize daha dikkatli olmamız için bir uyarı olmuş olabilir.
Anlayan anlar.
Bundan sonra herkes daha dikkatli olur.
Biz sadece karlı havalarda daha dikkatli olun diyelim (inşallah nedenini hatırlatmak zorunda kalmasyız) ve Allah beterinden korumasını temenni edelim.

FENERDEN MÜTHİŞ MAÇ: Fenerbahçe futbol takımından bahstmiyoruz tabi.
Fenerli arkadaşlar hemen heyecan yapmasın.
Fenebahçe basketbol takımını kastediyoruz.
Bu akşam deplasmanda Baskonya'ya son saniyesine kadar başa baş geçen maçı kaybettiler ama geçen hafta çok büyük bir zafer elde ettiler.
Eurolig'te namağlup Real Madrid'i son saniyesine kadar büyük heyecan içinde geçen maçı uzatmalarda inanılmaz bir geri dönüş yaparak mağlup etmeyi başardılar.
Anadolu Efes ile birlikte eurolig'te ülkemizi temsil eden iki marka takımdan biri Fenerbahçe.
Her iki takımımız da Eurolig şampiyonlukları yaşamış eurolig'in daimi katılımcısı olmaya hak kazanmış takımlarımız.
Bu sezon favori takımlar arasında yer almasalar da her zaman sürpriz yapma potansiyeline fazlasıyla sahip iki takımımız.

KENDİ İŞLETMELERİMİZİN REKLAMINI YAPMADIĞIMIZI FARK ETTİK:Bir arkadaş ortamında sohbet esnasında arkadaşlarımızdan biri psikoteknik raporu aldığını ve testin uzun sürdüğünü anlatınca kendisine biz de bu tür raporlar verdiğimizi demem üzerine niye daha önce söylemediğimi sordu.
Bizim şirketler ve işyerlerimizde başka ne tür hizmetler verdiğimizi sorunca bir şeyi fark ettim.
22 yıldır ne sosyal medyada, ne geleneksel medyada, ne de arkadaş çevremde bu konuda neredeyse hiçbir tanıtım yapmadığımı fark ettim.
Hele ki sosyal medyada her hafta binlerce kişiye ulaştığım göz önünde bulundurursak bugüne kadar bunu neden yapmadığımı sordum kendi kendime.
Demek ki ihtiyaç yokmuş denilebilir,ki çok şükür bu konuda şimdiye kadar hiçbir sıkıntımız olmadı.
Ama ne olursa olsun millet her saniyeyi ve her fırsatı kendi işletmelerini tanıtmak için fırsat kollarken biz işletme olarak neden bunu yapmadığımızı sorguladım.

Yani biz sadece psikoteknik raporları vermiyoruz.
Psikoteknik raporları yanısıra ehliyet sağlık raporları ve her türlü işe giriş ve sporcu lisansı raporları da veriyoruz.
İşyeri hekimliği ve işgüvenliği hizmetleri veriyoruz.
Ayrıca sağlık ve güzellık alanında da hizmetler sunuyoruz.
Özellikle bu alanda farklı konsept üzerinde çalışıyoruz.
SAĞLIK ve GÜZELLİK.
Health & Beauty
Estetik ve güzellik işlemleri, sağlık işlemleri ile birleştirilince çok daha etkili sonuçlar elde edilebiliyor.
Bu durumu alınan neticeler ve geri dönüşler teyit ediyor.
Özellikle son zamanlarda alternatif tıp alanında ilgi gören bir çok yöntemi de uygulamaktayız.
Ozon , glutatyon, mezo terapiler, PRP gibi.
Ayrıca cilt bakım, dolgu, botox, kavitasyon yöntemi ile bölgesel lipoliz ( bölgesel zayıflama) , lenf drenaj, lazer, iğne epilasyon gibi sağlık ve güzellik hizmetleri beraber sunuluyor.
Kendimin Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı olduğumu söylemiyorum bile zira artık çok yakınımız olmadığı sürece gebe takipleri yapmıyorum.
Zor ve vakit isteyen, gecesi, gündüzü olmayan,bayram , tatil demeden zahmetli bir alan olduğundan artık daha fazla aileme ve kendime zaman ayırmak tarafındayım.
Şirketlerimiz ve hizmet verdiğimiz işyerlerimiz özetle bunlar.
Bunları açıklayalım ki hem hangi alanlarda hizmet verdiğimiz gibi sorulara cevap olsun, hem tanıtım yapmış olalım.
Ayrıca fazla reklamdan zarar gelmez dimi ... ;)

05/12/2023

Dünkü GİK toplantısından seçime kendi adaylarıyla girme kararı çıktı. Karar oy çokluğu ile alındığı anlaşıldı. Aslında bu durum daha önce alınan kararın teyitiydi. Bu yönde karar daha önce alınmıştı ancak CHP yönetimi değişince yeni genel başkan İYİ parti bu karar...

29/11/2023

GÜNDEM VE GERÇEK-29.11.2023 ÇARŞAMBA

GÜNÜN SÖZÜ:

"İnanıp inanmamanız gerçeği değiştirmez." Al Kersha

BAŞLIKLAR:

-ÖZGÜR ÖZEL'DEN KILIÇDAROĞLU GAFLARI
-"FATİH TERİM FONU" GERÇEKLERİ
-DPS LİDER DEĞİŞİKLİĞİNDEN SONRA PARTİNİN İSİM DEĞİŞİKLİĞİNE DE GİDER Mİ?
-KEREM DE ABDÜLKERİM GİBİ NİSPET YAPTI ADETA DA ÖNEMLİ OLAN GALATASARAY'IN HALA GRUPTAN ÇIKMA ŞANSININ DEVAM ETMESİDİR

ÖZGÜR ÖZEL'DEN KILIÇDAROĞLU GAFLARI: Kılıçdaroğlu zaman zaman yaptığı gaflarla gündeme geliyordu.
Şimdi yeni başkan da bu konuda ondan geri kalmayacak gibi duruyor.
Önceki gün Kürt vatandaşlarımız hakkında daha az eşit oldukları tarzında sözler sarfetti.
Tepkiler gelince kendince haklı gerekçeler ile sözlerini savunmaya kalkıştı.
Aynı şekilde Kurultay'da da hem kendisi, hem Kılıçdaroğlu hap*ste bulunan Selahattin Demirtaş gibi mahkumlara selam gönderdiler.
Oysa Kurultay gibi yerde bu tür çıkışlara hiç gerek yoktu.
Kürt seçmenin desteğini almak için bu tür hamleler yapıyor olabilir ama ülkemizin realitesini iyi kavraması lazım.
Bu tür çıkışlar iki tarafı keskin bıçaktır.
Bu hamleler genelde Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olduran hamlelerdir.
Hem iktidar , hem CHP bunu bizzat tecrübe ederek öğrendiler.
Buna rağmen CHP'nin bu stratejide ısrar etmesi faydadan çok zarar getirebilir.
Özgür Özel'in bu çıkışı haklıdır haksızdır bunun kararını insanımız verecek.
Bizim amacımız sadece durum tespiti yapmaktır.
Yurdumuzun insanı temelinde Muhafazakar-Milliyetçi bir toplumdur.
Yani bu konular hassas oldukları konulardır.
Yani Özgür Özel iddia ettiği gibi partiyi büyütmek istiyorsa bu tür söylemlerle bunun mümkün olamayacağını anlatmaya çalışıyoruz.
Ne Muhafazakar-Milliyetçi kesimden destek alabilir, ne de şirin görünmek istediği kürt seçmen kendi partilerini terk edip oraya gider.


"FATİH TERİM FONU" GERÇEKLERİ: Bugünlerde gündemin ilk sıralarında futbol dünyası ağrlıklı bir grubun dünya kadar eski yöntemle dolandırılma konusu var.
Her ne kadar bu sistem geçen yüzyılın başında sistemi uygulamaya sokan Charles Ponzi'nin adını taşısa da dolandırıcılık insanlık tarihi kadar eskidir.
Temelinde de tek sebep yatar.
Para hırsı.
Ve insan oğlunda bu para hırsı olduğu sürece ne dolandıcılar eksik olur, ne dolandırılanlar.
Ponzi sistemi yeni gelen yatırımcılardan alınan paralarla ilk girenlere ödenen kar payları üzerine kuruludur.
Ancak yeni yatırımcı akışı sonsuza kadar devam etmeyeceğinden sistem eninde sonunda çökmeye mahkumdur.
Ve en çok kaybedenler doğal olarak son girenlerdir her zaman.
Yaşanan bu dolandırıcılık olayında da görülüyor ki gerçekten para hırsı her türlü mantığı devre dışı bırakabiliyor.
Yav, bu nasıl bir akıl tutulmasıdır ,ya?
Kahve köşelerinde,kuytu yerlerde elden teslim edilen milyonlarca dolar.
Üstelik banka üzerinden güya gizli fonlara yatırılmak suretiyle elde edilecek anormal karlara inanmak neyin kafasıdır ,ya?
Hangi banka yasal olarak bu kadar absürd karlar verebilir ki.
Kara para aklansa bile böyle astronomik rakamlar verilemez.
Kaldi ki, velev ki bankanın özel müşterilerine daha büyük kar getiren fonları sözkonusu.
Yine banka kayıtlarına resmi olarak dekont karşılığı girilmesi gereken yatırımlardır bunlar.
Bunu akıl edemeyerek elden para vermek nedir,ya?
Demek ki para hırsının gözü gerçekten kör.
Dolandırılanlar konusunda banka açıklamasında her şey özetlenmiş.
Bu tür oyunlara ciddi zeka sorunu olanlar gelebilir ancak diye not düşülmüş.

Ama burada başka bir gerçeğe vurgu yapmak lazım.
O böyle yapmış, bu şunu demiş, bilmem kim bilmem kimi kandırmış süreç ilerledikçe her şey ortaya çıkacak da mesele bu olayın günlerce haber kanallarında ciddi ciddi tartışılmasıdır.
Hadi yandaş kanallar gündemi saptırmak için bunu her akşam saatlerce yapıyor.
Ama muhalefet haber kanalları da memlekette her şey toz pembeymiş gibi olayı aynı şekilde saatlerce, günlerce tartışarak iktidarın değirmenine su taşıyor.
Evet belli ki bu olay reyting yapıyor ki ısrarla konu gündemde tutuluyor.
Zaten sabahtan akşama kadar kadını da , erkeği de evlilik programları izlediği bir yerde bu son derece normal.
Ancak ülkemizin önünde bu kadar sorun varken ve asıl bunlar tartışılması gerekirken özellikle muhalefet kanallarında bu olayın bu kadar tarışılması tam bir akıl tutulmasıdır.

DPS LİDER DEĞİŞİKLİĞİNDEN SONRA PARTİNİN İSİM DEĞİŞİKLİĞİNE DE GİDER Mİ?: DPS genel başkan değişikliğine giderek son derece şaibeli ve kendi içinde bile tepkilere sebep olan birini getirdi partinin başına.
Bu konuda geçen hafta yazdık.
Bu hamle ile partinin arkasında kimlerin durduğunu ve partiyi hangi amaçlarla kurdurdukları tartışma götürmez şekilde ortaya çıktı.
Genel başkan değişikliği birçok kişi ve çevreyi de ters köşe yaptı.
Özellikle de burada onlarla çıkar ilişkiler içine giren ve yanlış politikalar izlenmesine sebep olan karar vericileri.
İzlenen yanlış politikalar sayesinde oradaki DPS karşıtı soydaş kitlemiz ,ki son yerel seçimlerden sonra artık bu kitlenin soydaşımızın 3/4 gibi büyük bir bölümünü kapsadığı ortaya çıktı, derin hayal kırıklıkları yaşamıştı.
Neyse ki artık oralarla ilgili izlenen politikalar revize edilip yeni stratejiler geliştirilecek.
Bu politika değişikliği hemen bugünden yarına olmasa da orta vadede bu adımlar atılacak olması soydaşlarımız açısından önemli.

DPS'nin arkasındaki güçler artık "inceldiği yerden kopsun" anlayışı ile niyetlerini gizleme gereğini bile duymadan her kesimden tepki çeken birini partinin başına getirdiler.
Lider değişikliği ile hızlarını alamayarak partinin ismini de değiştirir bunlar.
Partinin adını DPS yerine "Novo nachalo" ( yeni başlangıç) olarak değiştirebilirler mesela.
Bu sloganı zaten yerel seçimlerde kullandılar.
Bu slogan ile belki seçmeni alıştırmak istemiş de olabilirler.
Ama ne olursa olsun bu hamleler onların düşündüğü gibi değil, tam tersi soydaşımızın büyük hayırlarına sebep olacaktır diyelim ve konuyu şimdilik kapatalım.

KEREM DE ABDÜLKERİM GİBİ NİSPET YAPTI ADETA DA ÖNEMLİ OLAN GALATASARAY'IN HALA GRUPTAN ÇIKMA ŞANSININ DEVAM ETMESİDİR: Galatasaray kritik ve yenilmemesi gereken Manchester United maçında tam olarak galip gelerek istediğini alamasa da gruptan çıkma şansını devam ettirmeyi başardı.
Beraberlik istenen bir sonuç değildi ancak iddiamızın devam etmesi için yeterli.
Yani deplasmanda Kopenhag'ı yenmemiz diğer maçın sonucuna bakılmaksızın gruptan çıkmayı garantileceğiz.
Bu akşam galip gelebilseydik beraberlik de yetecekti

Ama kritik beraberlik golünü atan Kerem Aktürkoğlu kendisine yönelik eleştirilere adeta nispet yaptı.
Dağınık ve net bitiriş vuruşları yapamadığı konusunda eleştiriliyordu, ki biz de zamana zaman onun hakkında bu tür eleştirilrde bulunmuştuk.
Eleştirdiğimiz diğer bir oyuncu olan Abdülkerim Bardakçı yapmıştı milli takımda bu tür nispet .
Onu da oyun kurucu merakına kapılıp uzun pas atma hevesl dolayı eleştiryorduk ki milli takım maçında mükemmel bir uzun pas asisti yapmıştı.
Ama bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterdiğini düşünürsek bazen ayarı tutturmaları şaşırtıcı değil.

*** Eriyen bir mum gibi heba olan yıllarımızın, kaybolan nesillerimizin hesabını kimden soracağız?*** Neymiş, efendim, d...
29/11/2023

*** Eriyen bir mum gibi heba olan yıllarımızın, kaybolan nesillerimizin hesabını kimden soracağız?

*** Neymiş, efendim, dostu düşmandan ayırt edemeyenler, güya "müze" açmışlar ve bizlere kimin kim olduğunu öğreteceklermiş...

Mümin TOPÇU yazarına ait Güleyim mi, ağlayayım mı başlıklı köşe yazısını okuyun.

28/11/2023

Balkanlar, coğarafi konumundan dolayı dünyanın en stratejik bölgelerin başında gelmesinden dolayı tarih boyunca küresel güçlerin ilgi odağı olmuştur. Günümüzde iki süper güç, ABD ve Rusya'nın arasında bu bölgedeki etki mücadelesi fazlasıyla görülebiliyor. Ülkemiz de bugü...

23/11/2023

GÜNDEM VE GERÇEK-22.11.2023 ÇARŞAMBA

GÜNÜN SÖZÜ:

"Çanlar kimin için çalıyor"- Ernest Hemingway

BAŞLIKLAR:

-DPS ARTIK NEDEN "VABANK" OYNUYOR?
-DPS’NİN NİYETİ HİÇBİR ZAMAN BİRLEŞME DEĞİLDİ, Kİ. ASIL AMAÇLARI NEYDİ?
-ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR
-PEEVSKİ'NİN GETİRİLMESİ KİMLERİ TERS KÖŞE EDECEK?
-ELEME GRUBUNU LİDER BİTİREN MİLLİ TAKIMIMIZ KURA ÇEKİMİNE 2. TORBADAN GİRCEK DE 3. TORBADAN GİRMESİ DAHA İYİ OLABİLİRDİ
-BEŞİKTAŞ BASKETİ DE TEBRİK ETMEK LAZIM

DPS ARTIK NEDEN "VABANK" OYNUYOR?: 10 Kasım 1989 yılında Jivkov'un totaliter rejimi sona erince ve demokratik çok partili sisteme geçilince soydaşlarımızı temsil etme iddiası ile tam dört parti kurulmuştu.
Ama bunlardan sadece biri ayakta kalabildi.
Kimlerin yardımı ile bunu başardığını yazmaya gerek yok.
Bunun cevabı bu partinin misyonunda gizli.
Her ne kadar soydaşlarımızın haklarını ve özgürlüklerini koruma iddiası ile kurulmuş gibi gösterilmiş olsa da tam tersi;
Partinin asıl misyonu oralarda bizim etnik,dini ve kültürel varlığımızı erozyona uğratmaktı.
Gerek asimilasyon, gerek insanımızı ekonomik sıkıntılardan dolayı oralardan göç etmeye zorlayarak amaç bizim oralardaki nüfusumuzu azaltmaktı.
Ancak artık bunu herkes biliyor.

Şimdi soydaşlarımızı "temsil ettiği"?! iddiasındaki bu parti alenen soydaşımızla dalga geçercesine partinin başına şaibeli ve uluslararası arenada bile değişik kovuşturmalara maruz kalmış birini getiriyor partinin başına.
Böyle bir hamle partiyi tamamen yok olma noktasına getirme riski taşırken neden göz göre göre böyle bir adım atılıyor?
Çünkü artık hedeflerine ulaştılar.
Onların kuruluş sebebi totaliter rejimden sonraki geçiş döneminde bizim soydaşlarımızı kontrol altında tutmak ve zaman içinde oradaki varlığımızı azaltmak hatta tamamen yok etmekti.
Bunun iki yolu var:
-Bir ;
Asimile ederek
Ki oradaki etnik, kültürel ve dini değerlerimizi hep köreltmek için çaba sarfedildi yıllarca.
Bunu DPS'nin içinde aktif siyaset yapanlar ne demek istyediğimizi çok iyi bilir.
-İki;
Fiziki olarak oradan göç edilmesini sağlayarak.
Geçim sıkıntısı yaşanmasına sebep olarak yurtdışına yani genelde ülkemize göç etmelerine mecbur bırakarak.
Ancak asıl amaçları bizi kendi aramızda parçalamaktı.
Yani öyle bir ortam yaratılsın ki bir daha oradaki soydaşlarımız toplu hareket etme imkanları olmasın.
Böyle bir ortam da yaratıldı.
Bizim soydaşlarımız değişik partilere dağılmış durumda.
Amaçları buydu zaten.
Bizim insanımız toplu şekilde bir arada olması istenmiyor bu partiyi kontrol edenler tarafından.
Çünkü şu an için soydaş kitlemizi kontrol ediyor olsalar bile ileride partinin varlığı son bulduğunda veya parti yönetimi değiştiğinde yeni yönetim kendi kontrollerinden çıkabileceği ihtimaline karşı bizi toplu halde bir arada bulunmamız istenmiyordu bu partiyi kurduranlardan.

Sonuç olarak Partinin başına şaibeli birini getirme cüretini göstererek amaçlarına ulaştıklarını düşünüyor birileri anlaşılan.
Böyle birini partinin başına getirmek "inceldiği yerden kopsun" yaklaşımıdır.
Kalan kalsın, giden gitsin anlayışı.
Zaten biz artık farklı kitlelere hitap edeceğiz demeleri bundan.
Bundan öte, parti misyonunu tamamladı ve varlığı birilerinin şahsi çıkarları için devam edecek manasını da taşıyor bu değişiklik.

DPS’NİN NİYETİ HİÇBİR ZAMAN BİRLEŞME DEĞİLDİ Kİ. ASIL AMAÇLARI NEYDİ?: DOST kurulduğunda gördüğü ilgi yoğunluğundan DPS, daha doğrusu DPS’yi kurduran ve kontrol eden güçler ciddi şekilde rahatsız oldu.
Bu ivmeyi kırmak için hemen değişik enstrumanlarını devreye soktular.
İçeride ve dışarıda çıkar ilişkileri içinde oldukları ve kendilerine bağladıkları kişileri devreye soktular
Gelişmelerin içinde olanlar çok iyi hatırlayacaklardır süreci
O zamanlar en sık kullanılan tabir “ Birleşmeydi”
Ama DPS ve arkalarındaki güç odaklarının tekrar birleşme mevzusu umurlarında bile değildi
Onların asıl hedefi karşılarında her geçen gün daha da güç kazanan DOST’un önünü kesmek ve daha sonraki süreçte bu oluşumu dağıtmak.
Bu amaçları için çıkar ilişkileri kurdukları kunduracı gibi her türlü unsuru devreye sokmuşlardı.
Bu kunduracı da DOST'u dağıtmak veya kendi kontrollerine almak için atmadığı takla kalmamıştı.
Yani DPS ‘nin asıl amacı birleşme falan değildi
Onların hegemonyasını tehdit eder duruma gelen DOST’u dağıtmaktı.
Öyle yansıtılmaya çalışıldığı gibi niyetleri birleşme olsaydı DOST’tan geri dönenleri belli mevkilere getirirlerdi.
Onların kuruluş misyonu farklı çünkü.
Bizi bölüp parçalamak suretiyle zayıflatmak , hatta mümkünse oradaki varlığımızı tamamen silmek.
Bundan dolayı kendi kontrolleri dışında bu tür birliktelikleri engellemek de asli görevleri arasında

Bu konularda yıllarca yetkili kurum ve kuruluşları defalarca uyardık.
Buradaki sayfamızdan da defalarca paylaştık.
DPS'den kopan kitleyi tekrar geri getirmek için bunlarla çıkar ilişkileri içinde olanlar seferber olmuşken biz ise tam tersini söyledik hep.
Herkes, Kunduracının teki dahil, buradaki karar vericiler bunun için çaba sarfederken biz ise soydaşımızı temsil ettiği iddiasında olan partinin asıl amacı aslında birleşme olmadığını, zaten oradan kopan kitlenin hiç bir koşulda geri dönme niyetleri olmadığını yazmıştık ısrarla.
Kaldı ki DPS'nin amacı hiçbir zaman DOST ile birleşme olmadı ki.
Amaç DOST'un önünü kesmekti , yani DOST'u dağıtmaktı, birleşme değil.
Biz de o dönem amaçlarının birleşme olmadığını , tam tersi amaçları bizi parçalamak olduğunu yazdık birçok kez .
Bu yazılarımızdan bazıları 12.09.2018-03.08.2022 tarihli "DPS NEDEN BİRLEŞME İSTEMİYOR" başlıklı yazılarımızda paylaşmıştık.

Ama bizim parçalandığımızı ve dağıldığımızı düşünenler yanıldıklarını çok yakında öğrenecekler.
Kimsenin bir yere dağıldığı yok.
Sadece şu an için üzerlerinde ölü toprağı var diyelim.
Protesto için sandığa gitmiyorlar.
Bundan dolayı yerel seçimlerde buradan seçmen taşındı.
Oradaki Belediye başkanlarının seçilme sıkıntısı olduğundan değil.
Sandığa giden seçmen sayısının azlığı ortaya çıkmasın diye buradan sınırsız seçmen taşındı.
İki yıl içinde peş peşe yapılan 5 genel seçimde DPS'den kopan kitle 2/3 oranındaydı.
Ekim ayı sonu yapılan son yerel seçimlerinde bu oran 3/4'de ulaşarak daha da arttığı gürüldü.

Diğer yandan onlar için belli oy bandında kalmaları yeterli
Oy oranlarının yükselmesini zaten kendileri istemiyorlar
Bu konuda buradaki bazı STK yöneticileri gaza gelip DPS’ye 50 milletvekili çıkarmamız gerekiyor dediklerinde bizzat DPS yöneticileri o kadara gerek yok
En fazla 40 vekil yeterli diyorlardı.
Eksilenleri de farklı bölgelerden tamamlıyorlar o band içinde kalmak için.

Özetlersek;
DPS’nin amacı partiyi büyütmek falan filan değil.
Soydaşlarımızın kendi kontrolleri dışında hareket etmelerini engellemek.
Kontrolleri dışına çıkarlarsa da toplu hareket imkanını ordadan kaldırmak.
DPS’ ye karşı olanlar değişik partilere dağılmış durumda tam da onların istedikleri gibi.
Bundan dolayı partinin başına umursamadan tepki alacak birini getirebiliyorlar.
Ama yanıldıklarını görecekler.
DOST partisini etkisiz hale getirerek soydaşımızın birliğini bozduklarını zannediyorlar
Ama onların hatası DOST ‘u sadece bir parti olarak görmeleri.
Defalarca yazdık ;
DOST bir partiden çok öte bir oluşum olduğunu.
DOST bir harekettir
DOST bir semboldür
DOST bir başkaldırıdır
İzlenen yanlış politikalara, yıllarca kendilerini kullanan ve güvenlerini istismar edenlere karşı bir tepkidir
Şu an için üzerlerinde ölü toprağı olsa da bu hareket ilk fırsatta yeşereceğini hesap edemiyor DPS diyelim ve ne demek istediğimizi ileride gelişmeler yaşanınca tekrar yazalım.

ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR: DPS varlığını idame ettirmek için belli bir kitleye sahip.
Kuruluş yıllarında ana kitlesi soydaşlarımızdan oluşmasına rağmen zaman içinde soydaşlarımızın büyük çoğunluğu partinin kuruluş misyonunun soydaşlarımıza hizmet etmek, onların haklarını korumak olmadığını anladıkça oradan büyük kopmalar yaşandı.
Şu an soydaşlarımzın 3/4 gibi çok büyük bir çoğunluğu bu partiye destek vermiyor.
Parti de belli oranı tutturmak için değişik menfaat araçları kullanarak takviyeler yaparak idare etti bugüne kadar.
Şu anda partiye destek verenler bir şekilde çıkar ilişkileri içinde olan oligarşik yapı ile avanta karşılığı destek veren bir kitleden ibaret.
Bir de az da olsa hala DPS'nin soydaşlarımızı temsil ettiğini inanan saf ve kandırılmaya müsait bir kitle var.
Ama bu kitle de, diğer soydaşlarımıza göre algılamada sıkıntıları olsa da, eninde sonunda hakikatleri idark edeceklerdir, ki her geçen gün bu hakikatleri idrak edenlerin sayısı artıyor ki DPS 'ye destek düştükçe düşüyor.
DPS şimdilik durumu menfaat karşılığı idare ediyor ama bu durumu ancak belli süre idare edilebilir.
Çünkü çıkar ilişkileri üzerine kurulu her oluşum belli zaman sonra kendi kendini yok etmesi ile sonuçlanır.
Bunun farkında olan DPS yönetimi adeta "inceldiği yerden kopsun" anlayışı ile hareket ederek partinin başına tepki çekeceğini bile bile şaibeli birini getirebiliyor.

Ancak sadece anti DPS kitlesi değil, bizzat DPS'nin içinde birçok düzgün arkadaş da partide yapılan yönetim değişikliği hamlelerinden rahatsız olduğunu çok iyi biliyoruz.
Kimse merak etmesin soydaşımızın haklarını savunan, içinde DPS'deki gelişmelerden rahatsız olanların da bulunduğu yeni bir oluşum mutlaka ortaya çıkacaktır.
Bundan kimsenin endişe etmesine gerek yok.
Kimse de Bulgaristan'ın Anayasa ve Yasalarına aykırı hareket etme veya separatist düşünceleri içine girme niyetinde değil.
Sadece soydaşlarımızın çıkarlarını, kimliklerini koruma adına faaliyet gösterme niyeti sözkonusu.
Yoksa gerek oradaki soydaşlarımız , gerek burada bulunan çifte vatandaşlarımız her zaman Bulgaristan'ın daha da gelişmesine ve refah seviyesinin yükselmesine ellerinden gelen katkıyı yapmışlardır.
Burada mesele herkesin kimliğine , varlığına, tercihlerine karşılıklı saygı duyulması meselesidir.
... Ve birileri için geliyor gelmekte olan
Birileri miadını doldurmak üzere.
Çanların kimin için çaldığını söylemek için illa Hemingway olmaya gerek yok.

PEEVSKİ'NİN GETİRİLMESİ KİMLERİ TERS KÖŞE EDECEK?: Soydaşlarımızın haklarını ve özgürlüklerini koruma amacıyla kurulan partinin başına Peevski gibi birinin getirilmesi bırakın dışarıdan partiye destek verenleri , parti içinde de ciddi rahatsızlaıklara sebep olduğu bir gerçek.
Ama böyle birini partinin başına getirilmesi birçok kişiyi de ters köşe etti.
Özellikle buradaki birçok STK yöneticisini ve bu partiye destek veren buradaki birçok siyasi ve karar verici mekanizmaları abondane edeceği kesin.
Neden mi?
DPS'ye verilen desteği savunma gerekçeleri ellerinden alınmış oldu.
Destek isterken ne diyecekler?
Diyecekleri bir şey yok.
Kaldı ki açıktan bunun yanında yer almak her şeyden öte kendilerine zarar verecek.
Üstte dediğimiz gibi partiye bir kişi destek veriyorsa artık 3 kişi de karşı duruyor.
Bundan sonra ancak çıkar ilişkileri içinde olanlar buralara destek verecek.
Bu avanta yiyenler yıllarca saftirik insanımızı kullandılar.
Parsayı kendileri götürdü dolgu malzemesi olarak da saf iyi niyetli insanımızı kullandılar oy vermeleri konusunda.
Ama bu tablodan sonra iyi niyetli insanımızı kullanmaları o kadar da kolay olmayacak.
Şimdi ortaya çıkacak, kimler gerçekten soydaşlarımızın çıkarları için oraları desteklemiş, kimler avanta için destek vermiş.
Ak koyun, kara koyun ortaya çıkacak.
Her şeyden öte böyle bir lider tercihi soydaşlarımız ile dalga geçmenin ötesinde alenen aşağılamak anlamına gelmekte.

ELEME GRUBUNU LİDER BİTİREN MİLLİ TAKIMIMIZ KURA ÇEKİMİNE 2. TORBADAN GİRCEK DE 3. TORBADAN GİRMESİ DAHA İYİ OLABİLİRDİ: Her şeyden önce ilk defa grup aşamasını lider bitiren milli takımımızı tebrik ediyoruz.
Oysa gruptan çıkmamız bile tehlikeye girmişti.
Kuntz'un yerine takımın başına Montella getirilince başarılı sonuçlar da peş peşe geldi.
Açıkçası Montella konusunda biz de şüpheyle yaklaşmıştık ancak milli takımı yaptığı hamlelerle adeta baştan aşağı değiştirdi.
Gerek kadro , gerek taktik değişikliklerle başarılı sonuçların gelmesine sebep oldu.
Çok ağır ve monoton olan oyun anlayışımızı daha dimamik ve seri oyun stili ile değiştirdi.
Hareketli oyun da maçlarda daha fazla pozisyon bulmamızı sağladı.
Ama Montella'nın takıma yaptığı en önemli katkı oyunculara özgüven aşılaması oldu.
Yıllardan beri eksik olan tarafımız buydu.
Yetenekli ve kariyerli oyunculara sahip olmamıza rağmen stresli ortamlarda bu baskıyı kaldıramıyorduk çoğu defa.
Özgüvenin önemli göstergesi oyunu ileride kurmamızdır.
Rakip kim olursa olsun Montella takımı defansif oynatmadı.
Bu da oyuncuların bilinç altında rakipten çekinmediğimizin algısı oluşmasına sebep oldu.
Bu taktik anlayış ile sahaya çıkılınca futbolcular gerçek kapasitesini daha özgüvenli şekilde ortaya çıkarabiliyor.
Avrupa'nın en önemli takımların alt yapısından yetişmiş gurbetçi futbolcularımızın sahip olduğu özgüven de eklenince her takım ile başa baş mücadele eder duruma gelebiliyoruz.
Bunu Almanya maçında net olarak gösterdik.

Sonuç olarak, son iki Dünya şampiyonasında sırasıyla 2. ve 3. olmuş Hırvatistan'ın önünde grubu lider bitirmek çok büyük bir başarı.
Lider olmamız bizi Avrupa şampiyonası kura çekimlerine 2. torbadan girmemize sebep oldu.
Ancak torbalara bakılınca 3. torbadan girmemiz daha iyi olabilirdi.
Zira 3. torbadaki rakipler daha güçlü gibi.
Yani 3.torbada olmamız Hollanda gibi rakiplerle karşılaşma ihtimalini ortadan kaldıracaktı.
Bu torbada bulunan Hırvatistan ile bir kez daha aynı grupta olma ihtimalimiz da var, karşılıklı torbaları değişmiş olsak bile bu ihtimal yine olacaktı.
Ama 1.torbanın dışında asıl güçlü rakipler 4. torbada.
Gerçi Avrupa kupası bu tür hesapların yapılacağı yer değil.
Orada hedefleriniz varsa her takımla karşılamşayı göze alacaksınız demek.
Milli takımımımıza Avrupa şampiyonasında başarılar diler ve oynadığı oyunla orada önemli başarılara imza atacağından şüphemiz yok.

BEŞİKTAŞ BASKETİ DE TEBRİK ETMEK LAZIM: Euroligden sonra basketbolda Avrupa'nın en önemli şampiyonası Eurocupe.
Orada Türk Telekom ve Beşiktaş ile temsil ediliyoruz.
Geçen yıllarda önemli başarılara imza atan Türk Telekom bu sezon son derece vasat maçlar çıkarıyor.
Burada etkenlerden biri Anadolu Efes'e geçen Erdem Can'ın ayrılması olabilir.
Grupta son sıralara kadar gerilediler.
Ama diğer takımımız Beşiktaş iyi bir peformans göstererek kendi grubunda ikinci sırada bulunuyor.
Oradaki yeri tesadüf olmadığını dün akşam grup lideri namağlup Paris'e karşı deplasmanda aldığı galibiyet ile gösterdi.
Dün akşama kadar yedi maçını da kazanan Paris'i deplasmanda yenmek üstelik onları 63 sayıda tutarak bunu yapmak çok büyük başarı.
Bu galibiyette kuşukusuz en önemli rol Bursa Frutti Extra'dan Beşiktaş'a transfer olan koç Alimpiyevic'in.

Basketbol, voleybol ve futbol gibi takım sporlarında ülke olarak sürekli yükselen bir grafiğe sahibiz.
Buralara ulaşmak önemli ancak daha önemli olan bu seviyelerde kalabilmektir.
Yani buralarda ekol ülkeler arasına girebilmektir.
Bu ülkelerden biri olmamak için bir sebep yok.
Buralarda kalıcı oluruz.

Address

Bursa

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Misyongazetesi.com posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Nearby media companies


Other Broadcasting & media production in Bursa

Show All

You may also like