23/11/2023
GÜNDEM VE GERÇEK-22.11.2023 ÇARŞAMBA
GÜNÜN SÖZÜ:
"Çanlar kimin için çalıyor"- Ernest Hemingway
BAŞLIKLAR:
-DPS ARTIK NEDEN "VABANK" OYNUYOR?
-DPS’NİN NİYETİ HİÇBİR ZAMAN BİRLEŞME DEĞİLDİ, Kİ. ASIL AMAÇLARI NEYDİ?
-ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR
-PEEVSKİ'NİN GETİRİLMESİ KİMLERİ TERS KÖŞE EDECEK?
-ELEME GRUBUNU LİDER BİTİREN MİLLİ TAKIMIMIZ KURA ÇEKİMİNE 2. TORBADAN GİRCEK DE 3. TORBADAN GİRMESİ DAHA İYİ OLABİLİRDİ
-BEŞİKTAŞ BASKETİ DE TEBRİK ETMEK LAZIM
DPS ARTIK NEDEN "VABANK" OYNUYOR?: 10 Kasım 1989 yılında Jivkov'un totaliter rejimi sona erince ve demokratik çok partili sisteme geçilince soydaşlarımızı temsil etme iddiası ile tam dört parti kurulmuştu.
Ama bunlardan sadece biri ayakta kalabildi.
Kimlerin yardımı ile bunu başardığını yazmaya gerek yok.
Bunun cevabı bu partinin misyonunda gizli.
Her ne kadar soydaşlarımızın haklarını ve özgürlüklerini koruma iddiası ile kurulmuş gibi gösterilmiş olsa da tam tersi;
Partinin asıl misyonu oralarda bizim etnik,dini ve kültürel varlığımızı erozyona uğratmaktı.
Gerek asimilasyon, gerek insanımızı ekonomik sıkıntılardan dolayı oralardan göç etmeye zorlayarak amaç bizim oralardaki nüfusumuzu azaltmaktı.
Ancak artık bunu herkes biliyor.
Şimdi soydaşlarımızı "temsil ettiği"?! iddiasındaki bu parti alenen soydaşımızla dalga geçercesine partinin başına şaibeli ve uluslararası arenada bile değişik kovuşturmalara maruz kalmış birini getiriyor partinin başına.
Böyle bir hamle partiyi tamamen yok olma noktasına getirme riski taşırken neden göz göre göre böyle bir adım atılıyor?
Çünkü artık hedeflerine ulaştılar.
Onların kuruluş sebebi totaliter rejimden sonraki geçiş döneminde bizim soydaşlarımızı kontrol altında tutmak ve zaman içinde oradaki varlığımızı azaltmak hatta tamamen yok etmekti.
Bunun iki yolu var:
-Bir ;
Asimile ederek
Ki oradaki etnik, kültürel ve dini değerlerimizi hep köreltmek için çaba sarfedildi yıllarca.
Bunu DPS'nin içinde aktif siyaset yapanlar ne demek istyediğimizi çok iyi bilir.
-İki;
Fiziki olarak oradan göç edilmesini sağlayarak.
Geçim sıkıntısı yaşanmasına sebep olarak yurtdışına yani genelde ülkemize göç etmelerine mecbur bırakarak.
Ancak asıl amaçları bizi kendi aramızda parçalamaktı.
Yani öyle bir ortam yaratılsın ki bir daha oradaki soydaşlarımız toplu hareket etme imkanları olmasın.
Böyle bir ortam da yaratıldı.
Bizim soydaşlarımız değişik partilere dağılmış durumda.
Amaçları buydu zaten.
Bizim insanımız toplu şekilde bir arada olması istenmiyor bu partiyi kontrol edenler tarafından.
Çünkü şu an için soydaş kitlemizi kontrol ediyor olsalar bile ileride partinin varlığı son bulduğunda veya parti yönetimi değiştiğinde yeni yönetim kendi kontrollerinden çıkabileceği ihtimaline karşı bizi toplu halde bir arada bulunmamız istenmiyordu bu partiyi kurduranlardan.
Sonuç olarak Partinin başına şaibeli birini getirme cüretini göstererek amaçlarına ulaştıklarını düşünüyor birileri anlaşılan.
Böyle birini partinin başına getirmek "inceldiği yerden kopsun" yaklaşımıdır.
Kalan kalsın, giden gitsin anlayışı.
Zaten biz artık farklı kitlelere hitap edeceğiz demeleri bundan.
Bundan öte, parti misyonunu tamamladı ve varlığı birilerinin şahsi çıkarları için devam edecek manasını da taşıyor bu değişiklik.
DPS’NİN NİYETİ HİÇBİR ZAMAN BİRLEŞME DEĞİLDİ Kİ. ASIL AMAÇLARI NEYDİ?: DOST kurulduğunda gördüğü ilgi yoğunluğundan DPS, daha doğrusu DPS’yi kurduran ve kontrol eden güçler ciddi şekilde rahatsız oldu.
Bu ivmeyi kırmak için hemen değişik enstrumanlarını devreye soktular.
İçeride ve dışarıda çıkar ilişkileri içinde oldukları ve kendilerine bağladıkları kişileri devreye soktular
Gelişmelerin içinde olanlar çok iyi hatırlayacaklardır süreci
O zamanlar en sık kullanılan tabir “ Birleşmeydi”
Ama DPS ve arkalarındaki güç odaklarının tekrar birleşme mevzusu umurlarında bile değildi
Onların asıl hedefi karşılarında her geçen gün daha da güç kazanan DOST’un önünü kesmek ve daha sonraki süreçte bu oluşumu dağıtmak.
Bu amaçları için çıkar ilişkileri kurdukları kunduracı gibi her türlü unsuru devreye sokmuşlardı.
Bu kunduracı da DOST'u dağıtmak veya kendi kontrollerine almak için atmadığı takla kalmamıştı.
Yani DPS ‘nin asıl amacı birleşme falan değildi
Onların hegemonyasını tehdit eder duruma gelen DOST’u dağıtmaktı.
Öyle yansıtılmaya çalışıldığı gibi niyetleri birleşme olsaydı DOST’tan geri dönenleri belli mevkilere getirirlerdi.
Onların kuruluş misyonu farklı çünkü.
Bizi bölüp parçalamak suretiyle zayıflatmak , hatta mümkünse oradaki varlığımızı tamamen silmek.
Bundan dolayı kendi kontrolleri dışında bu tür birliktelikleri engellemek de asli görevleri arasında
Bu konularda yıllarca yetkili kurum ve kuruluşları defalarca uyardık.
Buradaki sayfamızdan da defalarca paylaştık.
DPS'den kopan kitleyi tekrar geri getirmek için bunlarla çıkar ilişkileri içinde olanlar seferber olmuşken biz ise tam tersini söyledik hep.
Herkes, Kunduracının teki dahil, buradaki karar vericiler bunun için çaba sarfederken biz ise soydaşımızı temsil ettiği iddiasında olan partinin asıl amacı aslında birleşme olmadığını, zaten oradan kopan kitlenin hiç bir koşulda geri dönme niyetleri olmadığını yazmıştık ısrarla.
Kaldı ki DPS'nin amacı hiçbir zaman DOST ile birleşme olmadı ki.
Amaç DOST'un önünü kesmekti , yani DOST'u dağıtmaktı, birleşme değil.
Biz de o dönem amaçlarının birleşme olmadığını , tam tersi amaçları bizi parçalamak olduğunu yazdık birçok kez .
Bu yazılarımızdan bazıları 12.09.2018-03.08.2022 tarihli "DPS NEDEN BİRLEŞME İSTEMİYOR" başlıklı yazılarımızda paylaşmıştık.
Ama bizim parçalandığımızı ve dağıldığımızı düşünenler yanıldıklarını çok yakında öğrenecekler.
Kimsenin bir yere dağıldığı yok.
Sadece şu an için üzerlerinde ölü toprağı var diyelim.
Protesto için sandığa gitmiyorlar.
Bundan dolayı yerel seçimlerde buradan seçmen taşındı.
Oradaki Belediye başkanlarının seçilme sıkıntısı olduğundan değil.
Sandığa giden seçmen sayısının azlığı ortaya çıkmasın diye buradan sınırsız seçmen taşındı.
İki yıl içinde peş peşe yapılan 5 genel seçimde DPS'den kopan kitle 2/3 oranındaydı.
Ekim ayı sonu yapılan son yerel seçimlerinde bu oran 3/4'de ulaşarak daha da arttığı gürüldü.
Diğer yandan onlar için belli oy bandında kalmaları yeterli
Oy oranlarının yükselmesini zaten kendileri istemiyorlar
Bu konuda buradaki bazı STK yöneticileri gaza gelip DPS’ye 50 milletvekili çıkarmamız gerekiyor dediklerinde bizzat DPS yöneticileri o kadara gerek yok
En fazla 40 vekil yeterli diyorlardı.
Eksilenleri de farklı bölgelerden tamamlıyorlar o band içinde kalmak için.
Özetlersek;
DPS’nin amacı partiyi büyütmek falan filan değil.
Soydaşlarımızın kendi kontrolleri dışında hareket etmelerini engellemek.
Kontrolleri dışına çıkarlarsa da toplu hareket imkanını ordadan kaldırmak.
DPS’ ye karşı olanlar değişik partilere dağılmış durumda tam da onların istedikleri gibi.
Bundan dolayı partinin başına umursamadan tepki alacak birini getirebiliyorlar.
Ama yanıldıklarını görecekler.
DOST partisini etkisiz hale getirerek soydaşımızın birliğini bozduklarını zannediyorlar
Ama onların hatası DOST ‘u sadece bir parti olarak görmeleri.
Defalarca yazdık ;
DOST bir partiden çok öte bir oluşum olduğunu.
DOST bir harekettir
DOST bir semboldür
DOST bir başkaldırıdır
İzlenen yanlış politikalara, yıllarca kendilerini kullanan ve güvenlerini istismar edenlere karşı bir tepkidir
Şu an için üzerlerinde ölü toprağı olsa da bu hareket ilk fırsatta yeşereceğini hesap edemiyor DPS diyelim ve ne demek istediğimizi ileride gelişmeler yaşanınca tekrar yazalım.
ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR: DPS varlığını idame ettirmek için belli bir kitleye sahip.
Kuruluş yıllarında ana kitlesi soydaşlarımızdan oluşmasına rağmen zaman içinde soydaşlarımızın büyük çoğunluğu partinin kuruluş misyonunun soydaşlarımıza hizmet etmek, onların haklarını korumak olmadığını anladıkça oradan büyük kopmalar yaşandı.
Şu an soydaşlarımzın 3/4 gibi çok büyük bir çoğunluğu bu partiye destek vermiyor.
Parti de belli oranı tutturmak için değişik menfaat araçları kullanarak takviyeler yaparak idare etti bugüne kadar.
Şu anda partiye destek verenler bir şekilde çıkar ilişkileri içinde olan oligarşik yapı ile avanta karşılığı destek veren bir kitleden ibaret.
Bir de az da olsa hala DPS'nin soydaşlarımızı temsil ettiğini inanan saf ve kandırılmaya müsait bir kitle var.
Ama bu kitle de, diğer soydaşlarımıza göre algılamada sıkıntıları olsa da, eninde sonunda hakikatleri idark edeceklerdir, ki her geçen gün bu hakikatleri idrak edenlerin sayısı artıyor ki DPS 'ye destek düştükçe düşüyor.
DPS şimdilik durumu menfaat karşılığı idare ediyor ama bu durumu ancak belli süre idare edilebilir.
Çünkü çıkar ilişkileri üzerine kurulu her oluşum belli zaman sonra kendi kendini yok etmesi ile sonuçlanır.
Bunun farkında olan DPS yönetimi adeta "inceldiği yerden kopsun" anlayışı ile hareket ederek partinin başına tepki çekeceğini bile bile şaibeli birini getirebiliyor.
Ancak sadece anti DPS kitlesi değil, bizzat DPS'nin içinde birçok düzgün arkadaş da partide yapılan yönetim değişikliği hamlelerinden rahatsız olduğunu çok iyi biliyoruz.
Kimse merak etmesin soydaşımızın haklarını savunan, içinde DPS'deki gelişmelerden rahatsız olanların da bulunduğu yeni bir oluşum mutlaka ortaya çıkacaktır.
Bundan kimsenin endişe etmesine gerek yok.
Kimse de Bulgaristan'ın Anayasa ve Yasalarına aykırı hareket etme veya separatist düşünceleri içine girme niyetinde değil.
Sadece soydaşlarımızın çıkarlarını, kimliklerini koruma adına faaliyet gösterme niyeti sözkonusu.
Yoksa gerek oradaki soydaşlarımız , gerek burada bulunan çifte vatandaşlarımız her zaman Bulgaristan'ın daha da gelişmesine ve refah seviyesinin yükselmesine ellerinden gelen katkıyı yapmışlardır.
Burada mesele herkesin kimliğine , varlığına, tercihlerine karşılıklı saygı duyulması meselesidir.
... Ve birileri için geliyor gelmekte olan
Birileri miadını doldurmak üzere.
Çanların kimin için çaldığını söylemek için illa Hemingway olmaya gerek yok.
PEEVSKİ'NİN GETİRİLMESİ KİMLERİ TERS KÖŞE EDECEK?: Soydaşlarımızın haklarını ve özgürlüklerini koruma amacıyla kurulan partinin başına Peevski gibi birinin getirilmesi bırakın dışarıdan partiye destek verenleri , parti içinde de ciddi rahatsızlaıklara sebep olduğu bir gerçek.
Ama böyle birini partinin başına getirilmesi birçok kişiyi de ters köşe etti.
Özellikle buradaki birçok STK yöneticisini ve bu partiye destek veren buradaki birçok siyasi ve karar verici mekanizmaları abondane edeceği kesin.
Neden mi?
DPS'ye verilen desteği savunma gerekçeleri ellerinden alınmış oldu.
Destek isterken ne diyecekler?
Diyecekleri bir şey yok.
Kaldı ki açıktan bunun yanında yer almak her şeyden öte kendilerine zarar verecek.
Üstte dediğimiz gibi partiye bir kişi destek veriyorsa artık 3 kişi de karşı duruyor.
Bundan sonra ancak çıkar ilişkileri içinde olanlar buralara destek verecek.
Bu avanta yiyenler yıllarca saftirik insanımızı kullandılar.
Parsayı kendileri götürdü dolgu malzemesi olarak da saf iyi niyetli insanımızı kullandılar oy vermeleri konusunda.
Ama bu tablodan sonra iyi niyetli insanımızı kullanmaları o kadar da kolay olmayacak.
Şimdi ortaya çıkacak, kimler gerçekten soydaşlarımızın çıkarları için oraları desteklemiş, kimler avanta için destek vermiş.
Ak koyun, kara koyun ortaya çıkacak.
Her şeyden öte böyle bir lider tercihi soydaşlarımız ile dalga geçmenin ötesinde alenen aşağılamak anlamına gelmekte.
ELEME GRUBUNU LİDER BİTİREN MİLLİ TAKIMIMIZ KURA ÇEKİMİNE 2. TORBADAN GİRCEK DE 3. TORBADAN GİRMESİ DAHA İYİ OLABİLİRDİ: Her şeyden önce ilk defa grup aşamasını lider bitiren milli takımımızı tebrik ediyoruz.
Oysa gruptan çıkmamız bile tehlikeye girmişti.
Kuntz'un yerine takımın başına Montella getirilince başarılı sonuçlar da peş peşe geldi.
Açıkçası Montella konusunda biz de şüpheyle yaklaşmıştık ancak milli takımı yaptığı hamlelerle adeta baştan aşağı değiştirdi.
Gerek kadro , gerek taktik değişikliklerle başarılı sonuçların gelmesine sebep oldu.
Çok ağır ve monoton olan oyun anlayışımızı daha dimamik ve seri oyun stili ile değiştirdi.
Hareketli oyun da maçlarda daha fazla pozisyon bulmamızı sağladı.
Ama Montella'nın takıma yaptığı en önemli katkı oyunculara özgüven aşılaması oldu.
Yıllardan beri eksik olan tarafımız buydu.
Yetenekli ve kariyerli oyunculara sahip olmamıza rağmen stresli ortamlarda bu baskıyı kaldıramıyorduk çoğu defa.
Özgüvenin önemli göstergesi oyunu ileride kurmamızdır.
Rakip kim olursa olsun Montella takımı defansif oynatmadı.
Bu da oyuncuların bilinç altında rakipten çekinmediğimizin algısı oluşmasına sebep oldu.
Bu taktik anlayış ile sahaya çıkılınca futbolcular gerçek kapasitesini daha özgüvenli şekilde ortaya çıkarabiliyor.
Avrupa'nın en önemli takımların alt yapısından yetişmiş gurbetçi futbolcularımızın sahip olduğu özgüven de eklenince her takım ile başa baş mücadele eder duruma gelebiliyoruz.
Bunu Almanya maçında net olarak gösterdik.
Sonuç olarak, son iki Dünya şampiyonasında sırasıyla 2. ve 3. olmuş Hırvatistan'ın önünde grubu lider bitirmek çok büyük bir başarı.
Lider olmamız bizi Avrupa şampiyonası kura çekimlerine 2. torbadan girmemize sebep oldu.
Ancak torbalara bakılınca 3. torbadan girmemiz daha iyi olabilirdi.
Zira 3. torbadaki rakipler daha güçlü gibi.
Yani 3.torbada olmamız Hollanda gibi rakiplerle karşılaşma ihtimalini ortadan kaldıracaktı.
Bu torbada bulunan Hırvatistan ile bir kez daha aynı grupta olma ihtimalimiz da var, karşılıklı torbaları değişmiş olsak bile bu ihtimal yine olacaktı.
Ama 1.torbanın dışında asıl güçlü rakipler 4. torbada.
Gerçi Avrupa kupası bu tür hesapların yapılacağı yer değil.
Orada hedefleriniz varsa her takımla karşılamşayı göze alacaksınız demek.
Milli takımımımıza Avrupa şampiyonasında başarılar diler ve oynadığı oyunla orada önemli başarılara imza atacağından şüphemiz yok.
BEŞİKTAŞ BASKETİ DE TEBRİK ETMEK LAZIM: Euroligden sonra basketbolda Avrupa'nın en önemli şampiyonası Eurocupe.
Orada Türk Telekom ve Beşiktaş ile temsil ediliyoruz.
Geçen yıllarda önemli başarılara imza atan Türk Telekom bu sezon son derece vasat maçlar çıkarıyor.
Burada etkenlerden biri Anadolu Efes'e geçen Erdem Can'ın ayrılması olabilir.
Grupta son sıralara kadar gerilediler.
Ama diğer takımımız Beşiktaş iyi bir peformans göstererek kendi grubunda ikinci sırada bulunuyor.
Oradaki yeri tesadüf olmadığını dün akşam grup lideri namağlup Paris'e karşı deplasmanda aldığı galibiyet ile gösterdi.
Dün akşama kadar yedi maçını da kazanan Paris'i deplasmanda yenmek üstelik onları 63 sayıda tutarak bunu yapmak çok büyük başarı.
Bu galibiyette kuşukusuz en önemli rol Bursa Frutti Extra'dan Beşiktaş'a transfer olan koç Alimpiyevic'in.
Basketbol, voleybol ve futbol gibi takım sporlarında ülke olarak sürekli yükselen bir grafiğe sahibiz.
Buralara ulaşmak önemli ancak daha önemli olan bu seviyelerde kalabilmektir.
Yani buralarda ekol ülkeler arasına girebilmektir.
Bu ülkelerden biri olmamak için bir sebep yok.
Buralarda kalıcı oluruz.