Urla Egemen Haber

16/12/2023

https://youtu.be/6qSOwKjAYlk

İYİ Parti Urla Siyasi İşler Başkanı Uğur Bıdıklı, Siyaset Zamanı programında yaklaşan seçimlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu, Urla siyasetini anlattı.

15/12/2023

https://youtu.be/fFhSM0-79-s

19/06/2023

https://www.urlahaber.net/index.php/chp-urlada-simdilik-2-aday/

03/10/2022

Zeytinyağı ilçesiyiz vesselam

Aziz Kocaoğlu, yaklaşık 17 yıl İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinde bulundu…

Evi Urla’da olduğu için sık gördük, görmeye de devam ediyoruz…

Hakkını teslim edeyim ki; Urla’da gezindiği zamanlarda arkasında kendi bürokratlarından hiç birisi yoktu, yani yalnız geziyordu…

Ama bizim eşraf; sağ olsunlar hiç yalnız bırakmadı Aziz Başkanı…

Park Kavesi’nde tavla oynarken, Halit abinin kahvede Fenerbahçe maçını izleyenler kadar olmasa da hep bir güruh oldu çevresinde…

Kimisi “Ne güzel kapı aldın başkanım”, kimisi de “Çok iyi oynuyorsun başkanım” diyerek bir zeytinyağı ilçesi olduğumuzu hatırlattı…

Sonra, Aziz Başkan çekildi, Tunç Başkan devraldı görevi…

Aziz başkan gelmeye devam etti Urla’ya…
Ama çevresinde üçü geçen bir kalabalık oluşturamadı maalesef…

Ne de olsa kürk gitmişti…

Tunç Başkan, Aziz Başkan kadar olmasa da geliyor Urlamıza…

Geliyor gelmesine de tavla oynamıyor, en büyük hobisi bisiklete de binmiyor ilçemizde…

Binse, zeytinyağı severlerin zulasında hazır velespitler…

Öyle bir konvoy oluşacak ki Süslü Kadınlar bile biz niye bu kadar kalabalık olamıyoruz diye soracak kendilerine…

Selçuk Bey başkanlık yapmıştı ilçemizde 10 küsur yıl kadar…

O da çarşıda şöyle bir yürüdü mü miting yapılıyor sanırdı herkes…

Sağında, solunda, arkasında… Tabi önüne geçilmesini pek sevmezdi Selçuk Karaosmanoğlu…

Şimdi kızmıyor artık…

Yalnız yürürken önüne geçilse ne olur geçilmese!

Kürk gitti, o da bunun bilincinde…

Geçen hafta Fransa’da bir olay yaşanmıştı. Cafelerin bol olduğu bir sokakta, masaların arasından koşarak geçen birkaç kişi infiale neden olmuş, oturanlar ne olduğunu anlayamadıklarından fincanları yere serperek kaçmaya başlamış, sandalyeler devrilmişti. Sonra da olayın, spor yapan bir grubun koşmasıyla başladığı anlaşılmıştı…

Sibel Hanım’ın başkanlığında da böyleydi. Zaten Fen işlerine, zabıtaya eleman alınırken, koşudaki derecelerine bakılıyor diye de tevatür çıkmıştı…

Sibel Başkanın çevresi hep hareketliydi. Zaten kendisi de tez canlı olduğundan bilirdi personel nasıl davranılacağını…

Birkaç hafta önce uzaktan gördüm Sibel Uyar başkanı… Sakindi etrafı, koşuşturma yoktu…

Sanki çevresi fark etmişti, kürkün olmadığını…

Zeytinyağı severliğimizi en çok Burak Oğuz’un başkanlık döneminde gösterdiğimizi düşünüyorum.

Daha adayken, meydana bir platform kurulmuş, Tunç başkanla birlikte tanıtım etkinliği gerçekleşiyordu.

Platformdaki sunucu da sık sık “Arkadaşlar lütfen çıkmayın, çökecek” diyordu…

O gün çökmedi ama 10 ay sonra çöktü. Burak başkan FETÖ suçlamasıyla görevden alındı, yargılandı, 6 yıl 3 ay hapse mahkum oldu…

Dava şu an Yargıtay’da…

Görevden alınmasından sonra en fazla 10 gün geçmişti. Meydanda bir protesto etkinliği oldu, 400 kadar kişi vardı ama büyük çoğunluğu dışarıdan gelenler…

Adaylık platformunda bulunanlar Burak Oğuz’un kürkü kaptırdığını anlamış olmalı ki yoktu protesto etkinliğinde…

Sonra Kaymakamımız Önder Can bey başkanımız oldu.

Kalabalığı sevmedi Can Kaymakamımız, sokaklarda genelde hep yalnız gördük…

Ama genelin dışında kalan günlerde boş bırakmadı zeytinyağı severler O’nu da…

İzmir Vali Yardımcısı görevine uğurladığımızda, bir devlet adamına yaraşır, sakin şekilde yolcu ettik, kendisi de hep böyle olmasını istedi zaten.

Gidişine ağlayanların, “Tüh! Şimdi yeni birini yağlamak için çırpınacağız” diye düşünmekten mi yoksa gerçekten üzüldüklerinden mi gözyaşı döktüklerini tam anlayamadık…

Şimdiki başkanımız, Kaymakamımız Murtaza Dayanç bey…

Gördüğümüz kadarıyla, Önder Bey gibi yalakalıktan, yağcılıktan haz etmeyen birisi…

Önder Bey de Murtaza Bey de bize bir şey öğretti aslında…

Yalakalık yapmadan da işler yürür…

Zaten yalakalık yapanın nalıncı keseri elindedir. Hep kendine yontması için…

Halk için bir şey istenecekse niye yalakalık yapılsın ki?

İşte bunu öğrenebilsek, ya da öğrendiysek anlayabilsek, ya da anladıysak yapabilsek…

Şimdi gelelim ana temaya…

Birkaç gündür yazıyorum…

Telefonum susmuyor…

Tebrik edenler çoğunlukta…

Ama zeytinyağcılar ve kürk meraklıları da var arayanlar arasında…

2-3 yıldır nasıl olduğumu, neler yaptığımı merak etmemiş, şimdi yazmaya başlayınca akıllarına gelmişim…

İlginç tabii…

Niye dellendin diye soranlar da var…

Açıklayayım…

İnternet televizyonumuzla, gazetemizle, internet sayfamızla pandemi öncesinde bir şeyler yapıyorduk…

Sonra kapandık…

Ekonomi durdu…

Arada bir de kızımın sağlık sorunuyla uğraştık…

Sonra baktık ki, gazetecilik karın doyurmayacak…

Kardeşimin beyaz eşya işlerinin internet satışı görevini üstlendik. Pandemi ve çip krizi o işi yavaşlatınca; öğrenim gören iki de yavru olunca arayışlara girdik…

Ama eğilmedik, bükülmedik, yalakalık yapmaya gerek duymadan araştırdık…

Gazeteci büyüklerimizi aramadık, dost bildiklerimize de seslenmedik…

Kah benzinlikte market elemanı arayanlara başvurduk, kah bir restoranda kasiyer arayanlara…

Olmadı…

Patron adayları gazeteci olduğumuzu öğrenince o sihirli cümleyi kurdular hep; Biz sizi ararız…

Ama aramadılar…

5-6 aydır, Kamil Koç firmasının Urla yazıhanesinde meslektaşım Bahri Karataş ile birlikte omuz omuza verdik, patronumuz Asil beyin bize, bizim de ona nasıl destek olacağımızın arayışındayız…

Yazılara gelince…

Rahatız artık…

Her mesleğin emeklisi vardır, gazetecinin yoktur…

Elimiz klavye üzerinde durabildiği, aklımızı yitirmediğimiz, sağlığımızda ciddi sorunlar yaşamadığımız sürece yazmaya devam etmeliyiz diye düşünüyorum…

Eğilmeden, bükülmeden, muhtaç olmadan mesleği yapabildiğimize şükrederek…

Şimdilik face sayfalarından, belki ileride daha değişik platformlardan da ulaşabilmek ümidiyle…

27/12/2021

https://urlaegemenhaber.com/kimse-heveslenmesin-soz-aldim/

07/12/2021

Bizler ekranda Urla'yı konuşmayı özledik... Siz de özlediniz mi?