Basın Ofisi Haber Merkezi

28/03/2024

BU AKŞAM SAAT 21:00'DA BASIN OFİSİ YOUTUBE KANALINDA VE SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZDA CANLI YAYINDA YORUMLUYORUZ.
Canlı yayın Linkimiz https://www.youtube.com//streams

22/03/2024

Trabzon, Fenerbahçe maçının bitiş anından itibaren meydana gelen olayları herkes farklı yönüyle ele alıp, farklı biçimde değerlendiriyor.

18/03/2024

BASIN OFİSİ YOUTUBE KANALINDA VE SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZDA BU AKŞAM SAAT 22:30'DA YORUMLUYORUZ.
YouTube Canlı Yayın Linkimiz https://www.youtube.com//streams

17/03/2024

Vatan, millet hasletleri çok güçlü olmalı. Yalancı olmamalı. Gönlü zengin olmalı. Akıllı olduğu kadar aynı ölçüde zeki olmalı. Çözüm odaklı olmalı. Vatandaş nazarında yetkilerini etrafındakilere peşkeş çekmeye meyilli acziyet görüntüsü çizmemeli. Gerektiğinde otori...

14/03/2024

SOSYAL MEDYA ZOMBİLERİ...

Türkiye'de her seçim öncesi özellikle muhalif olan kesimi kendilerine av sahası olarak belirleyenler, sosyal medyada oluşturdukları sahte hesaplar üzerinden algı operasyonlarını istedikleri gibi belirleyip yönetiyorlar.

Günün sonunda görünen o ki, Türkiye'de muhalefeti bu yolla organize etmeye çalışanların aslında başından sona yazdığımız tespitlerimizi bir anlamda boşa çıkardığını da söyleyebiliriz. Nasıl mı, neden mi?

2002'den bu yana hiç bir seçimde başarılı olamadılar da ondan!

YAZININ TAMAMI İÇİN

Eskiden seçim dönemlerinin kendisine has psikolojisi olurdu. Adaylar ve seçmen kitlesi arasındaki birebir iletişimi gözleyerek aralarındaki ilişkinin seviyesi bir kaç puanlık yanılgıylada olsa aşağı yukarı kestirilebilirdi.

13/03/2024

Bu akşam canlı yayında analiz edeceğimiz konu başlığımızın bir bölümünü ayıracağımız;
''KADİR ALBAYRAK BİZE KÜSMÜŞ''
pasajını kaçırmamanızı tavsiye ediyorum.
TBB KURUCU BALEDİYE BAŞKANI KADİR ALBAYRAK,
KENDİ PARTİSİ CHP'NİN ADAYLARININ SEÇİMİ KAZANMA OLASILIKLARINI NASIL DEĞERLENDİRİYOR?

12/03/2024

12/03/2024

TEKİRDAĞ'IN MEŞHUR OLMASINI SAĞLAYAN RAKI MI OLMALIYDI?

Ramazan'ın ilk gecesinde ''TEKİRDAĞ RAKISI'' etiketli rakı şişesini ve rakı kadehini sosyal medya hesabınmdan paylaşan 'ORTALIK MASKOTU' Cem Yılmaz'ın maksatlı bu davranışı karşısında ona yönelik tek kelime dahi laf etmiyorum.
Onun ve onun gibilerin bu toplumdan elde ettiklerine katkı sağlayanlar!...
Hoşnut musunuz?
Şan şöhret, para pul ile semirttiklerinizin; Sizin milli/manevi değerlerinize verdikleri karşılık işte bu kadar.
Tekirdağlılar olarak bizler konuya farklı bir yönüyle bakalım.
Dünyaca ünlü TEKİRDAĞ RAKISI (!)
1931'de açılmış ancak on yıldan bu yana olmayan fabrikada bölgenin kaliteli üzümleri ile üretilmiş ve dünyaca üne kavuşarak 'marka' haline gelen rakı sayesinde anılan bir şehir olmak...
Bunun manası değeri ve anlamı; Kime göre, neye göre ifade ettikleriyle sorgulanmalı.
TEKİRDAĞ!... Rakıdan başka neyiyle, hangi değeriyle, nasıl bir kıymetiyle anılmalıydı?
Köftesi ile demeyin. Köftesi meşhur olmayan yer kalmadı.
Hem illa yeme, içme ile değil; Kültürel değerlerinin yanı sıra başka bir çok farklı alanda marka olunabilir anılabilirdi.
Olunmadıysa ve hala daha olunamıyorsa sorumlular kimler?
Haydi hep beraber düşünelim.

11/03/2024

GÖKHAN SAYGI İKNA EDİLENLERDEN DEĞİL İNANANLARDAN OLDUĞU İÇİN SEVİLİYOR.

Tekirdağ, Süleymanpaşa'da Cumhur İttifakının AK Parti'li Belediye Başkan Adayı...

Gökhan Saygı'nın;

'Yürüttüğü seçim kampanyasının ziyaretler kısmını seçmen kitlesi belirliyor.' Dersek abartmış olmayız.

Ekibinin belirlediği ziyarte programının ötesinde kendisiyle görüşmek, kendisini dinlemek üzere bir araya gelen onlarca seçmenin bir araya gelerek bulundukları dernek lokaline, salona veya kahvehaneye Gökhan Saygı'yı davet etmeleri teveccüh ve ayrıcalık olarak göze çarpan önemli bir detay.

Günümüz siyaset olgusu içinde yer alan parametrelere bakıldığında seçmenin Gökhan Saygı'ya yönelik bu ilgisini analiz etmek hiç zor değil.

Çünkü beş yıllık görev süresi içinde Belediye Başkan Yardımcısı olarak vatandaş tarafından ulaşılabilen değil, halka kendisinin ulaştığı gerçekliği yönünde çizdiği samimiyet yüklü profilin günün sonunda kitlelerin nazarındaki tezahürü olarak değerlendiriliyor.

Görev süresinde üstlendiği sorumlulukların tamamını halkın emaneti olarak benimserken bu emaneti partizanlıkla kirletmemiş olması onu halkın arasına tertemiz bir vicdanla çıkartan en önemli özelliği.

Gökhan Saygı'da göze batan belkide en önemli ayrıntı şu olsa gerek;

İkna edilmiş değil inanmış olması!

Ülkesine ve halkına, yaşadığı şehrine ve bugün bu şehirde yaşayanlarla birlikte gelecekte de bu şehirde yaşam sürdürecek nesillere hizmetini siyaset yoluyla sunmayı seçmiş genç bir siyasetçinin inanç bütünlüğü içerisindeki cesareti onuun davasına, ülküsüne dair İNANMIŞ olarak yorumlanmasını kolaylaştırıyor.

Hal böyleyken, Gökhan Saygı'nın;

Siyasi ikballe, maddi manevi kolaycılık yöntemiyle elde edilebilecek kazançları öncelemeyerek İKNA EDİLMİŞLER güruhundan olmadığı kesin.

Bu ayırt edici özellikleri sayesinde istisnaların dışında kalan klasik siyasetçi kalıplarına sığmayan Gökhan Saygı'ya dair teveccühlerin halk tarafından yoğun, samimi yönelişini garipsemiyoruz.

08/03/2024

BU AKŞAM SAAT 22:00'DA GÜNCEL SİYASİ GELİŞMELERİ ANALİZ EDECEĞİMİZ CANLI YAYINIMIZA BEKLİYORUZ..!
ÖNEMLİ GELİŞMELERİN YAŞANDIĞI GENEL VE YEREL GÜNDEMİ HEP BİRLİKTE CANLI YAYINDA DEĞERLENDİRELİM .

08/03/2024

CHP'SİZ CHP'LİLER!...

Burcu Köksal, CHP Gurup Başkan Vekili aynı zamanda Ahyonkarahisar Belediye Başkan Adayı;

CHP’de kaynayan cadı kazanını devirdi.

Devrilen kazandan etrafa saçılanları çay kaşığı ile tekrar kazana geri doldurma telaşındaki Özgür Özel’in çabası fos çıkarken devreye İBB Başkanı İmamoğlu girerek devrilen kazandan saçılanları kepçeyle daha geniş alana dağıttı.

Burcu Köksal, taşra siyaseti çapında takdir kazanmayı hedefleyip, yetmez tecrübesizliği ile AK Parti‘ye yüklemek istediği vebalin kendi boyunlarında sallandığını gözden kaçırmış olmalı.

Öte yandan CHPDEM Eş Başkanı edesıyla konuya alelacele dahil olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Burcu Köksal üzerinden dostlarına güven, düşmanlarına korku salarcasına‘buranın kralı benim’ tarzında çıkışı ile aslında ”çıplağım” demiş oldu.

Esas olan şu ki,

31 Mart’ı sadece yerel seçimden ibaret görmeyen CHP tabanı eline geçen sandık fırsatını değerlendirmek adına sabırsızlanıyor.

Parti içindeki siyasi rant ve ikbal savaşını gördükleri, yaşadıkları gerçeklikler boyutunda hisseden CHP’liler bundan sonrası için sloganlar üzerinden kandırılmayı, oyalanmayı, avutulmayı kendilerine ve idealleriyle birlikte beslendikleri geçmişten bugüne taşıdıkları birikimlerine yakıştıramaz haldeler.

CHP’siz bırakılan CHP’liler!…

Uzun yıllardır duygularından, hassasiyetlerinden ve ideallerinden beslenen,

siyaset zombilerinden kurtulmak için gün sayıyorlar.

07/03/2024

CANDAN YÜCEER BU DESTEĞİN HAKKINI NASIL ÖDEYECEK?

Faik Öztrak, İlhami Özcan Aygun ve Kadir Albayrak üçlüsü ile CHP Tekirdağ İl Başkanı'nın da aralarında bulunan avaneler tayfası;

Tekirdağ Büyükşehir adayınız Candan Yüceer, seçim sürecinde kendisine 'verdiğiniz desteğin' hakkını size nasıl ödeyebilir?

Sahaya indiği ilk günden itibaren yakınında ve çevresinde olmayışınızın sağladığı avantajı iyi kullanan Candan Yüceer, bu desteğinizin 31 Mart sabahına kadar eksilmeden sürmesini umuyordur.

Kaybettirmek!...

Üzerine kurgulanmış 'başarı stratejisi' sayesinde elde edilecek kişisel ikbal çabalarının genlerine yerleştiği anlayışının kurbanı, seçim sonrası nanik çekilerek çileden çıkartılmış yine/yeniden hatta her zamanki gibi CHP tabanı mı olacak?

Kaybettirme üzerine kurgulanan klasik CHP stratejisi partinin yapı taşına öylesine kazınmış ki, nefret odaklı yaklaşımların sadece rakip liderler üzerinden kurgulandığını zannediyorduk.

Oysa yanıldığımızı anlamak için CHP içindeki kliklerin birbirleriyle olan rekabetlerine odaklanmak gerekiyormuş.

Hizipçiliğin ana üssü halindeki CHP'de bu durumun 'demokrasinin gereği' biçiminde tabana ve kamuoyuna yutturulan bir çeşit afyon olduğunu Tekirdağ'daki gelişmelerden çok net anlayabiliyorsunuz.

Taraflar arasındaki kinin dozu öylesine artmış ki, karşılıklı nefret cepheleri oluşturulmuş.

Tarafların el birliği sayesinde halktan kopuşun zirveye eriştirildiği CHP'de, tabanı salt 'ATATÜRKÇÜ' samimiyetsiz söylemler eşliğinde elde tutabileceğini zanneden zihniyetin halka sunacağı ne olabilir?

Diğer taraftan halkın bu samimiyetsizliğe karşı vereceği tepki ne olmalı?... Esas soru bu olsa gerek.

Bu sorunun cevabı için belirlenen sürede 31 Mart 2024 son gün!

05/03/2024

''GÖKHAN SAYGI'YI NEDEN DESTEKLİYORSUN?''... EL Cevap

Bazıları soruyorlar;

''Süleymanpaşa Belediye Başkanlığı Adaylığında Gökhan Saygı'yı neden açıkça destekliyorsun?''

Anlıyorum.

Aslında onlar, 'yazıp çiziyor olmamızdan dolayı tarafsızlık kavramını çiğnediğimizden dem vuruyorlar.'

Ancak farkında olmadıkları ayrıntı şu ki, bu soruyu sorması gerekenler onlar değiller.

Çünkü şahsım adına diyorum ki, sözlü veya yazılı tüm analizlerimde böylesi şartların gerektiği hallerde;

Hz. Ali'ye ait olduğu iddia edilen''Bir zulme engel olamıyorsanız, onu duyurun.'' sözü üzerinden refleks gösterip tarafımızı net biçimde belirleyip yine mertçe ortaya koymayı düstur edinmişlerdeniz.

Şimdi buradan haraketle, Gökhan Saygı'yı destekliyor olmakla bu konunun alakasını açıklamak gerektiğini biliyorum.

2014 - 2019 Arasında geçen beş yılda Ekrem Eşkinat tutarsızlığındaki yönetememe! biçimini her yönüyle travma olarak yaşamış Süleymanpaşa'lı seçmenlere ''ZULÜM YILLARINI'' detaylarıyla aktardık. Hepsinden önemlisi o beş yılı biz hep birlikte yaşadık!

Hal böyle olunca toplum olarak sosyal zekamızı diri tutabilmemiz gerekiyor.

Çünkü biz çok çabuk unutabilen toplumuz.

2014-2019 arasındaki beş yılın ardından gelen, ''YÜKSELMEYE'' endeksli 2019'da başlayan ve bugüne dek süren Cüneyt Yüksel'li yılların konforu bize Ekrem Eşkinat'lı yılları unutturabilir endişesini taşıyorum.

Süleymanpaşa'daki yerel hizmetler açısından ''YÜKSELME DEVRİNİN'' akamete uğramaması adına Gökhan Saygı ile yola devam edilmesi gerektiğini kararlılıkla ortaya koyuyorum. Ve şehrimdeki herkese yazılarımla, konuşmalarımla bu konunun ayrıntılarını tüm detaylarıyla anlatmaua gayret ediyorum.

''Aksi halde ne olur?''

Duraklama devrini bile göremeden en geç altı ay içinde gerileme hemen üç ay sonrasına ise toplamda geçecek dokuz ay sonra yıkılma devrine hep birlikte şahit oluruz.

Buda sadece beş yıl değil gelecekteki on yıllara mal olabilecek büyük bir kentsel geri kalmışlığı getirecektir.

Günün sonunda; '' Doğabilecek yönetim bazlı kentsel ve sosyal bir zulmü hem engelleyebilmek hem de bu zulme dair emarelerin önünü alabilmek adına ahaliye duyuruyorum.''

05/03/2024

Önce biraz geçmişi hatırlayalım. PKK’nın siyasi uzantısı ile CHP’nin yollarının kesişmesi 1991 yılında başladı. 1991 seçimlerinde SHP ile PKK’nın siyasi uzantısı HEP ittifak kurarak genel seçimlere gitti.