Hikayemiz
1990 yılından itibaren ulusal bazda yayın yapan özel televizyonlar, yerelde de bu işin yapılabileceği hususunda istekli olanlara yol gösterici olmuşlardı. Bu konuda niyetli olan girişimciler Türkiye’nin dört bir yanında ardı ardına yayın hayatına başladı. Bu televizyon kanallarından birisi de uzun yıllar ilimizde SRT logosu ile yayın yapan Sivas Radyo Televizyonu’dur. 1992 Yılından itibaren yayın hayatına merhaba diyen televizyonumuz ilimizde önemli bir boşluğu doldurarak yaptığı yayınlarla bulunduğu şehre ve ülkesine bir çok hizmetlerde bulunmuştur.
İsterseniz kurulduğu günden bu yana büyük ilgi gören ve Sivas’ın gören gözü, işiten kulağı, konuşan sesi olan SRT’nin kısa bir geçmişini anlatayım. Dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın “yasalar bir kere delinmekle bir şey olmaz” sözüyle tek kanallı devlet televizyonu ile yetinmek zorunda kalan insanımızın bir nevi önü açılmış oldu ve bir anda çanak antenlerle izlenen birçok özel kanal yayına başladı. Ülkemizde yayıncılık adına gelişmeleri yakından takip eden üç arkadaşla kolları sıvadık, Sivas’ta da bu iş yapılacak ama ilk yapan biz olmalıyız diyerek yola koyulduk. Önce bu konuda bir danışma toplantısı düzenledik, ilimizde eli kalem tutan, dili kelam eden otuzun üzerinde saygı duyduğumuz büyüklerimize danıştık. Çıkan sonuç pek olumlu değildi, çok az kişi cesaret verirken, diğerleri dikkatli olmamız gerektiğini söylemişlerdi. Buradan aldığımız güçle yakın illerde örnek çalışma içinde olanları ziyaret ettik. Yapacaklarımızı planladık, 1992 yılının sonlarına doğru gerekli malzemelerin bir kısmı temin edilmişti. İlk test yayınımızı Türk-İş Blokları mevkiinde boş bir binaya yerleştirdiğimiz vericimizle yaptık. Sivas manzarası ve müzikleri ile 25.12.1992 tarihinde televizyonumuz SRT logosu ile deneme yayınına başlamıştı. O an ki yaşadığımız mutluluk kelimelerle anlatılacak gibi değildi.
Türkiye genelinde mantar gibi çoğalan yayıncı kuruluşların birçok sıkıntısı vardı. Bunların başında teknik malzeme temini ve onları kullanacak personel, birde ekrana çıkarılacak sunucu ve program yapımcılarının eksikliği idi. Malzemeyi zor şartlarda temin ettik, kullanacak elemanı biz yetiştirdik, programcıları ve sunucularımızı da o zaman ki Vali Yardımcımız Mesut ŞENOL Beyin özverili çalışması ile verdiği diksiyon kurslarında eğittik.
1993 yılının Nisan ayında dönemin Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu’nun imzasını taşıyan genelge ile ülke genelinde yayında olan bütün radyo ve televizyonların kapılarına kilit vuruldu. Büyük bir şok içinde idik ama yapılacak bir şey de yoktu, devlet işi düzene sokacağım diyordu. Yeniden izin verileceğine inancımız olduğundan dolayı bizde boş durmadık, eksiklerimizi tamamladık, personeli daha iyi eğitme fırsatımız oldu. O dönem televizyonumuz okul gibi idi, bu özelliği günümüzde de devam etmektedir. Bilenler yeni gelenlere bir öğretmen gibi davranıyor, eğitiyor, sürekli araştırılıyor, yenilikler paylaşılıyor, bir işletmeden ziyade okul gibi içeride sürekli eğitim veriliyordu. Uzun süre bizde çalışan bir çalışanımız durumu şöyle anlatıyordu: “Çok cesurduk, yeni bir şey yapmak için çok uğraşıyorduk. Ortamımız güzeldi, yaptığımız şeyler ilgi görüyordu. İşverenimiz tarafından takdir ediliyorduk. Bu da bize şevk veriyordu. Arkadaşlarımızda da çalışma azmi çok fazla idi. İşimizi çok seviyorduk. İlk defa böyle hareketli bir ortamda çalışıyorduk. Vali, belediye başkanı, parti genel başkanları gibi ulaşılması zor insanlarla birebir görüşme imkânı buluyorduk. Bu bir avantajdı bizim için ve çevremiz çok genişledi. SRT’ye çok şey borçluyuz gerçekten. Bir okuldu bizim için, geçek bir meslek okulu”. Yasak fazla sürmedi, ülke genelinde yürütülen kampanyalarla hükümet geri adım atmak zorunda kaldı ve yayın yapmamıza izin verdi. Şimdi daha derli toplu idik, ilk canlı yayınlar, ilk büyük katılımlı programlar, ilk yarışmalar hep bu yeni dönemde yapılmaya başlanmıştı. Kurucu ortaklar olarak bizden destek isteyen diğer şehirlerde ki televizyon kanallarına çok yardımcı olduk. Bildiğimiz hiçbir şeyi saklamadık. Bize malzeme tedariğinde bulunan ithalatçı firmaları bile teknik yönden bizler yönlendirdik.
İlimizde ki varlığımızdan halkımız çok memnundu, bizde bu memnuniyetin hep karşılık bulması için çok çalıştık, halkımızı bilinçlendirdik, dertleri ile ilgilendik. Valiliğe, Belediyeye gitmeye çekinenler hiç çekinmeden bize geldiler, bizi kendilerinden bildiler ve hiç yalnız bırakmadılar. SRT yaptığı yayınlarla, Sivas’ın maddi, manevi tüm güzel özelliklerini Sivaslılara yaşatmaya çalışıyordu. Genel yayın politikası itibariyle, bir yerel televizyon olma anlayışının gerektirdiği tüm özellikler kullanılıyordu. Sadece merkezde değil Sivas’ın ilçelerinde ki doğa güzellikleri, tarihi eserleri, manevi değerleri ve gelenekleri içeren yayınlar halkımıza aktarılıyordu.
Aslında yerel yayıncılık yapılacak işlerin en zorudur. Şehirleşme sürecini tamamlamamış ve sürekli göç veren bir şehirde bu iş yapmak gerçekten zor iştir. Buna rağmen ilimizin bu süreci tamamlayabilmesi için televizyonlara ve kitle iletişim araçlarına çok iş düşmektedir, biz yaptığımız işin bilincinde olarak sosyal yapımızda ki hareketliliği sürekli artırmaya çalışıyoruz. Günümüzde Türkiye’de ve Sivas’ta tüm kitle iletişim araçları ve televizyonlar bireylere ve toplumlara gerek olumlu gerekse olumsuz şekillerde etki eden yayınlarına devam etmektedir. Dünya ve Türkiye çapında yayınlarına devam eden kitle iletişim araçları ve yayınları ile kitleleri etkileyip siyasi, toplumsal, ekonomik, milli, manevi değerlerin oluşmasında ve gelişmesinde katkı sağlarken bizde SRT olarak uzun bir süredir bu görevi ilimizde büyük bir özveri ile yürütmeye çalışmaktayız.
Çalışmalarımız sadece ilimiz dâhilinde değil, Sivaslı olan her yerde devam etti. İstanbul’da, Ankara’da ve ülkemizin farklı yerlerinde olduğu gibi Avrupa’nın değişik ülkelerinde de gidip çekim yaptığımız yüzlerce programımız oldu. Bu çalışmaların hepsinde bizden istenilen bir şey vardı Sivas dışındakiler bizi izlemek istiyorlardı, asıl hedefimizde bu idi, yayınlarımızı her yere ulaştırmak isteği. Bütün iletişim imkânlarını kullanarak dünya genelinde yaşayan ve kendini Sivaslı hisseden herkese yayınımızı ulaştırmalıydık. Yaptığımız teknolojik yenilikler sonucunda dünyada ulaşmadığımız nokta kalmadı sayılır. İnternet üzerinden yaptığımız canlı yayınımız uzun yıllar Sivas dışında yaşayanlarca izlendi. Bizim için bu yeterli değildi, yoğun gayretler sonucu Ağustos ayı ortasında Türksat’tan uydu yayınına başlayan televizyonumuz gerçekten büyük bir işi daha gerçekleştirmiş oldu. Bu bizi şımartmadığı gibi bundan sonra sorumluluğumuzun daha da arttığını hiç unutmadan sevdalısı olduğumuz memleketimize var gücümüzle hizmet etme bilincimizi daha da pekiştirmiştir.
Bu sektörde ekol olan SRT’mizin bu güne gelmesinde desteğini hiç esirgemeyen aziz hemşerilerime, emeğini esirgemeyen kıymetli çalışanlarıma ve sizlere şükranlarımı sunuyorum.
Ahmet HASDEMİR SİVAS RADYO TELEVİZYONU Y.Kr.Bşk