Her gun Ingilizce 3 Kelime 3 Cumle

Her gun Ingilizce 3 Kelime 3 Cumle 🚀 Turbo -1 🚀 - *A0 | A1 | A2*

KURS İÇERİĞİ

1. Kurs kitaplarını ve ses dosyalarını ücretsiz elde edeceksiniz.
2.
(226)

🚀 Turbo -1 🚀 - *A0 | A1 | A2*

👇🏻Katılmak için tıklayınız👇🏻
60 TL/ay Sıfırdan *TURBO – 1* İngilizce
https://www.youtube.com/channel/UCUuRQvRAfxZPk2CHaxfZheQ/join VIP WhatsApp grubumuza dahil olup aklındaki tüm soruların cevaplarını bulabilecektir.
3. 3000’den fazla videoya erişim kazanacaktır.
4. Canlı Ders *ZOOM* Her cumartesi Saat 22.00

👇🏻Katılmak için tıklayınız👇🏻
http://bit.ly/jointheceng

izhoca
60 TL/ay Sıfırdan *TURBO – 1* İngilizce
https://www.youtube.com/channel/UCUuRQvRAfxZPk2CHaxfZheQ/join

NOT : Kayıt olduktan sonra WhatsApp’tan yazarak işlemleri başlatmalısınız. https://wa.me/+59898414165 WhatsApp’dan BANA ULAŞ!

**ÖRNEK DERSLER*
https://www.youtube.com/playlist?list=PLDwqpJSF1ioYdwAFPiKqoDJjL7IdlBsMM

YouTube Kanalımız 80.000 aboneye ulaştı sayenizde.https://www.youtube.com/Hepinize çok Teşekkürler!
18/10/2024

YouTube Kanalımız 80.000 aboneye ulaştı sayenizde.
https://www.youtube.com/
Hepinize çok Teşekkürler!

Merhaba Çocuklar! **"To be meant to"** ve **"meant"** arasındaki farklar, kullanım amaçları ve anlamları açısından farkl...
14/10/2024

Merhaba Çocuklar! **"To be meant to"** ve **"meant"** arasındaki farklar, kullanım amaçları ve anlamları açısından farklılık gösterir. Gelin, her birini inceleyelim:

1. **To Be Meant To**:
Bu yapı, genellikle **bir amaca hizmet etmek**, **bir şeyi yapması beklenmek** veya **planlanmış bir durumu ifade etmek** için kullanılır. Bu ifade genellikle geleceğe yönelik beklenti veya zorunluluk içerir.

* **Kullanımı**:
- **"To be meant to"**, bir şeyin **yapılması gerektiğini** veya **planlandığını** belirtir. Örneğin:
- "You are meant to finish this task by tomorrow."
(Bu görevi yarına kadar bitirmen gerekiyor/bekleniyor.)
- "The meeting was meant to start at 9 AM."
(Toplantının saat 9'da başlaması planlanmıştı.)

* **Anlam**: Bir görev, zorunluluk, amaç ya da bir durumun doğal sonucu gibi anlamlar taşır.

2. **Meant**:
Bu ise "mean" fiilinin geçmiş zamanıdır. Daha çok **bir şeyin amacı veya anlamı** ile ilgili olarak kullanılır. **Meant** tek başına, geçmişte bir şeyin neyi amaçladığını, neyi ifade ettiğini anlatır.

* **Kullanımı**:
- **Meant**, bir şeyin neyi **ifade ettiğini** veya **amaçladığını** belirtmek için kullanılır. Örneğin:
- "I meant to call you yesterday, but I forgot."
(Dün seni aramayı amaçlamıştım, ama unuttum.)
- "What he said wasn’t meant to be offensive."
(Onun söyledikleri saldırgan olmak için söylenmemişti.)

* **Anlam**: Bir şeyin geçmişte planlanan veya ifade edilen amacıyla ilgilidir.

*Özet:*
* **"To be meant to"**: Gelecekte veya şimdi gerçekleşmesi beklenen, yapılması gereken şeyler için kullanılır.
* **"Meant"**: Geçmişte amaçlanmış veya ifade edilmiş bir şey için kullanılır.

Örneklerle açıklamaya çalıştım çocuklar, umarım faydalı olmuştur.

Tüm çocuklar iyi ebeveynleri hak eder ama her ebeveyn çocukları hak etmez
14/10/2024

Tüm çocuklar iyi ebeveynleri hak eder ama her ebeveyn çocukları hak etmez

"**Possessive case**" İngilizcede "iyelik hali" anlamına gelir. Bir şeyin kime ait olduğunu göstermek için kullanılır. İ...
07/10/2024

"**Possessive case**" İngilizcede "iyelik hali" anlamına gelir. Bir şeyin kime ait olduğunu göstermek için kullanılır. İyelik halini belirtmek için genellikle `-'s` eklenir.

**Örnekler:**
- **The dog's tail** (Köpeğin kuyruğu) – Bu cümlede `-'s` kullanılarak kuyruğun köpeğe ait olduğunu gösteriyoruz.
- **Mary's book** (Mary'nin kitabı) – Kitabın Mary'e ait olduğunu gösterir.

Eğer birden fazla kişi veya nesne ortak bir şeye sahipse sadece son isme `-'s` eklenir:
- **Rita and Jim's house** (Rita ve Jim'in evi) – Evin ikisine ait olduğunu gösterir.

Ancak birden fazla kişinin ayrı ayrı şeyleri varsa her bir isme ayrı ayrı `-'s` eklenir:
- **Rita's and Jim's bicycles** (Rita'nın ve Jim'in bisikletleri) – İkisine ayrı ayrı bisikletler olduğunu gösterir.

Bu yapı, hayvanlar ve insanlar için sık kullanılır, ancak cansız nesneler için daha çok "of" kullanımı tercih edilir:
- **The cover of the book** (Kitabın kapağı) – Cansız nesneler için genelde "of" yapısı kullanılır.

Bu şekilde "possessive case" iyelik bildiren durumları anlatmak için kullanılır.

Amazon Nehri, yaklaşık 7.000 kilometre uzunluğunda Nil Nehri'ni aşan dünyanın en uzun ve en su nehridir. Peru And Dağlar...
02/10/2024

Amazon Nehri, yaklaşık 7.000 kilometre uzunluğunda Nil Nehri'ni aşan dünyanın en uzun ve en su nehridir.

Peru And Dağları'nda doğar ve Kolombiya ve Brezilya gibi çeşitli Güney Amerika ülkelerinden doğuya akar, Atlantik Okyanusuna dökülene kadar.

Gezegendeki en büyük biyolojik çeşitlilik rezervi olan Amazon'da geniş bir yağmur ormanı var.

Amazon, okyanuslara akan tatlı suyun yaklaşık beşte birini temsil eden diğer nehirlerden daha fazla su taşır.

Havzası yaklaşık 7 milyon kilometre karelik bir alanı kapsıyor, çoğu dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan binlerce bitki ve vahşi hayvan türüne ev sahipliği yapıyor.

Nehir ve havzası hem küresel iklim için hem de geçimini sağlamak için ona bağlı olan yerli topluluklar için kritik öneme sahiptir.

Ayrıca Amazon, büyük miktarda karbondioksit emerek ve oksijeni serbest bırakarak gezegenin bir "akciğer" görevi görür.

Ancak ormanları yok etme, kaynakların sömürülmesi ve iklim değişikliği nedeniyle önemli tehditlerle karşı karşıya.

İşte Present Simple Tense ile ilgili durum ve eylem cümlelerini içeren, sıklık zarflarını da kapsayan 50 adet çoktan seç...
02/10/2024

İşte Present Simple Tense ile ilgili durum ve eylem cümlelerini içeren, sıklık zarflarını da kapsayan 50 adet çoktan seçmeli test sorusu:

1. **She ___ to the gym every morning.**
- a) go
- b) goes
- c) is go
- d) gone
- **Cevap:** b) goes

2. **We ___ breakfast at 7 o'clock.**
- a) has
- b) have
- c) having
- d) had
- **Cevap:** b) have

3. **They ___ in the park every Sunday.**
- a) walk
- b) walks
- c) walking
- d) walked
- **Cevap:** a) walk

4. **My father ___ coffee in the mornings.**
- a) drink
- b) drinks
- c) drinking
- d) drank
- **Cevap:** b) drinks

5. **The sun ___ in the east.**
- a) rise
- b) rises
- c) rising
- d) risen
- **Cevap:** b) rises

6. **John and Mary ___ their homework after school.**
- a) do
- b) does
- c) doing
- d) done
- **Cevap:** a) do

7. **My dog always ___ when someone knocks on the door.**
- a) barks
- b) bark
- c) barking
- d) barked
- **Cevap:** a) barks

8. **We ___ tennis every weekend.**
- a) plays
- b) play
- c) playing
- d) played
- **Cevap:** b) play

9. **He ___ to the radio every morning.**
- a) listen
- b) listens
- c) listening
- d) listened
- **Cevap:** b) listens

10. **They ___ to the cinema on Fridays.**
- a) goes
- b) go
- c) going
- d) gone
- **Cevap:** b) go

11. **She ___ reads the newspaper in the evening.**
- a) never
- b) always
- c) sometimes
- d) often
- **Cevap:** b) always

12. **I ___ go swimming in the summer.**
- a) sometimes
- b) always
- c) rarely
- d) never
- **Cevap:** a) sometimes

13. **We ___ have dinner at 8 o'clock.**
- a) always
- b) never
- c) rarely
- d) often
- **Cevap:** a) always

14. **He ___ finishes his work on time.**
- a) often
- b) never
- c) always
- d) sometimes
- **Cevap:** c) always

15. **My brother ___ wakes up early on Sundays.**
- a) never
- b) always
- c) usually
- d) sometimes
- **Cevap:** a) never

16. **They ___ go to bed before 10 PM.**
- a) rarely
- b) always
- c) sometimes
- d) often
- **Cevap:** a) rarely

17. **We ___ eat at that restaurant.**
- a) usually
- b) never
- c) often
- d) always
- **Cevap:** a) usually

18. **She ___ watches TV in the afternoon.**
- a) never
- b) always
- c) sometimes
- d) often
- **Cevap:** c) sometimes

19. **I ___ go jogging in the morning.**
- a) always
- b) never
- c) usually
- d) rarely
- **Cevap:** c) usually

20. **He ___ forgets his keys at home.**
- a) always
- b) never
- c) rarely
- d) often
- **Cevap:** b) never

21. **She ___ like coffee.**
- a) don't
- b) doesn't
- c) isn't
- d) didn't
- **Cevap:** b) doesn't

22. **They ___ live in this city.**
- a) doesn't
- b) don't
- c) isn't
- d) aren't
- **Cevap:** b) don't

23. **My brother ___ play football.**
- a) doesn't
- b) don't
- c) isn't
- d) not
- **Cevap:** a) doesn't

24. **We ___ go to school on Sundays.**
- a) doesn't
- b) don't
- c) aren't
- d) not
- **Cevap:** b) don't

25. **He ___ eat fast food.**
- a) doesn't
- b) don't
- c) isn't
- d) aren't
- **Cevap:** a) doesn't

26. **They ___ watch TV in the morning.**
- a) doesn't
- b) don't
- c) aren't
- d) isn't
- **Cevap:** b) don't

27. **My sister ___ like studying math.**
- a) don't
- b) doesn't
- c) isn't
- d) not
- **Cevap:** b) doesn't

28. **We ___ have a dog.**
- a) don't
- b) doesn't
- c) aren't
- d) didn't
- **Cevap:** a) don't

29. **She ___ go to bed late.**
- a) doesn't
- b) don't
- c) didn't
- d) not
- **Cevap:** a) doesn't

30. **They ___ work on weekends.**
- a) don't
- b) doesn't
- c) aren't
- d) not
- **Cevap:** a) don't

31. **___ you like pizza?**
- a) Do
- b) Does
- c) Are
- d) Is
- **Cevap:** a) Do

32. **___ she go to school by bus?**
- a) Do
- b) Does
- c) Is
- d) Are
- **Cevap:** b) Does

33. **Where ___ they live?**
- a) do
- b) does
- c) are
- d) is
- **Cevap:** a) do

34. **When ___ your class start?**
- a) do
- b) does
- c) is
- d) are
- **Cevap:** b) does

35. **___ he play the guitar?**
- a) Do
- b) Does
- c) Is
- d) Are
- **Cevap:** b) Does

36. **What time ___ you wake up?**
- a) do
- b) does
- c) are
- d) is
- **Cevap:** a) do

37. **Why ___ they always arrive late?**
- a) do
- b) does
- c) are
- d) is
- **Cevap:** a) do

38. **Where ___ she work?**
- a) do
- b) does
- c) is
- d) are
- **Cevap:** b) does

39. **___ he have a car?**
- a) Do
- b) Does
- c) Is
- d) Are
- **Cevap:** b) Does

40. **How often ___ you go to the gym?**
- a) do
- b) does
- c) are
- d) is
- **Cevap:** a) do

41. **My sister ___ a doctor.**
- a) am
- b) is
- c) are
- d) do
- **Cevap:** b) is

42. **They ___ very happy today.**
- a) are
- b)

is
- c) does
- d) do
- **Cevap:** a) are

43. **We ___ live in a big house.**
- a) are
- b) do
- c) does
- d) is
- **Cevap:** b) do

44. **She ___ very hard-working.**
- a) is
- b) are
- c) does
- d) do
- **Cevap:** a) is

45. **___ you happy with your job?**
- a) Is
- b) Are
- c) Do
- d) Does
- **Cevap:** b) Are

46. **He ___ work every day.**
- a) go
- b) goes
- c) going
- d) gone
- **Cevap:** b) goes

47. **They ___ English fluently.**
- a) speaks
- b) speak
- c) speaking
- d) spoke
- **Cevap:** b) speak

48. **She ___ tennis on Mondays.**
- a) play
- b) plays
- c) playing
- d) played
- **Cevap:** b) plays

49. **___ you work on weekends?**
- a) Do
- b) Does
- c) Are
- d) Is
- **Cevap:** a) Do

50. **What ___ he do for a living?**
- a) does
- b) do
- c) is
- d) are
- **Cevap:** a) does

---

Bu çoktan seçmeli sorular, Present Simple Tense'in temel yapılarını ve sıklık zarflarını kapsamaktadır.

**Have Got** Amerikan İngilizcesinde genellikle sadece **"have"** olarak kullanılır. Amerikan İngilizcesinde **"have got...
30/09/2024

**Have Got** Amerikan İngilizcesinde genellikle sadece **"have"** olarak kullanılır. Amerikan İngilizcesinde **"have got"** daha az yaygındır ve bunun yerine sadece **"have"** kullanılır. Yani:

- İngiliz İngilizcesi: **I have got a car.**
- Amerikan İngilizcesi: **I have a car.**

Her iki cümlede de anlam aynıdır: "Bir arabam var."

**Have** Amerikan İngilizcesinde sahip olma durumunu ifade etmek için yaygın olarak kullanılır.

---

**20 Alıştırma (Have Got – Amerikan İngilizcesi: Have)**

1. (You / a pet?)
- Do you ___ a pet?

2. (They / a new house)
- They ___ a new house.

3. (He / a car)
- He ___ a car.

4. (She / not / a computer)
- She doesn't ___ a computer.

5. (We / a big family)
- We ___ a big family.

6. (I / any brothers or sisters?)
- Do I ___ any brothers or sisters?

7. (You / time for lunch?)
- Do you ___ time for lunch?

8. (They / not / any children)
- They don't ___ any children.

9. (She / a job)
- She ___ a job.

10. (We / not / a TV)
- We don't ___ a TV.

11. (He / a house in New York?)
- Does he ___ a house in New York?

12. (You / a smartphone?)
- Do you ___ a smartphone?

13. (I / a new bicycle)
- I ___ a new bicycle.

14. (They / a swimming pool)
- They ___ a swimming pool.

15. (She / not / a driver's license)
- She doesn't ___ a driver's license.

16. (We / any questions?)
- Do we ___ any questions?

17. (He / not / a good sense of humor)
- He doesn't ___ a good sense of humor.

18. (You / a book to read?)
- Do you ___ a book to read?

19. (I / not / much money)
- I don't ___ much money.

20. (They / a garden)
- They ___ a garden.

---

**Cevaplar:**

1. have
2. have
3. has
4. have
5. have
6. have
7. have
8. have
9. has
10. have
11. have
12. have
13. have
14. have
15. have
16. have
17. have
18. have
19. have
20. have

Bu alıştırmalar Amerikan İngilizcesinde **"have"** kullanımını pekiştirmen için iyi bir çalışma olacaktır!

Japonya'da 4. yüzyılın sonlarına doğru tahta oturan İmparator Nintoku, yüksek bir kuleye çıkar ve ülkesine bakar. Gökyüz...
28/09/2024

Japonya'da 4. yüzyılın sonlarına doğru tahta oturan İmparator Nintoku, yüksek bir kuleye çıkar ve ülkesine bakar.

Gökyüzüne doğru yükselen tek duman dahi göremeyince, halkının yoksul düştüğüne ve bu yüzden hiç kimsenin evinde pirinç dahi pişiremediğini anlar.

Hemen bir ferman çıkaran Nintoku, halkının üç yıl boyunca sadece kendileri için çalışmasını emreder.

Sarayda çalışanları bile evlerine gönderir...
Sadece kendileri için çalışan halk, üç yılın sonunda bolluğa kavuşur.

Nintoku kuleye çıkar, ülkenin her yerinde ocakların tütmekte olduğunu yükselen dumanlardan anlar. Yanındaki eşine sevinç içinde "artık zenginiz" der...

İmparatoriçe ise üç yıl boyunca bakımsızlıktan dolayı her yeri eskiyen, çatısı akan, çiçekleri solmuş sarayı göstererek, sen bu halimize zenginlik mi diyorsun" der...

Nintoku'nun yanıtı, yüzyıllardır Japonlar'ın aklından çıkmaz;

"Halkın fakirliği, bizim fakirliğimizdir, zenginliği de bizim zenginliğimizdir..."

Seni yolundan alıkoyacaklar ancak devrildiğin yerden kesinlikle kalkamasını bilmelisin dostum?
24/09/2024

Seni yolundan alıkoyacaklar ancak devrildiğin yerden kesinlikle kalkamasını bilmelisin dostum?

24/09/2024

Günlük konuşmalarda her iki kullanım da mümkündür. Yani, saatleri hem **sayı** olarak hem de **kelimelerle** ifade edebilirsin.

1. **Sayı Kullanımı:**
- **He gets up at 06:30.** (O sabahları saat 06:30’da kalkar.)

Bu kullanım gayet yaygın ve kabul edilebilir. Sayılarla saat belirtmek, özellikle yazılı dilde sıkça tercih edilir.

2. **Kelimelerle Kullanım:**
- **He gets up at half past six.** (O sabahları saat altı buçukta kalkar.)

Bu kullanım ise daha konuşma diline özgüdür ve özellikle resmi olmayan durumlarda sıkça kullanılır.

Özet:
- **06:30** veya **half past six** demen her iki durumda da doğru olur. İkisini de kullanabilirsin ve anlam değişmez.

20/09/2024

"Yenile yenile yenmesini öğrendim"
"By losing repeatedly, I learned how to win."

Başarısız toplumlarda her zayıf akıl için bin aptal, her bilinçli kelime için binlerce çürük kelime vardır. Çoğu her zam...
19/09/2024

Başarısız toplumlarda her zayıf akıl için bin aptal, her bilinçli kelime için binlerce çürük kelime vardır.

Çoğu her zaman aptaldır ve zeki olan her zaman üstün gelir. Yani eğer bir toplulukta tartışmalara öncülük eden önemsiz konular ve sahnede önemsiz konular görüyorsanız, çok başarısız bir toplumdan bahsediyorsunuz demektir.

Örneğin, anlamsız şarkılar ve kelimeler milyonlarca insanı dans ederken ve şarkı söylerken buluyor ve şarkının sahibi ünlü oluyor, tanınıyor ve seviliyor.

İnsanların bile toplum ve yaşam konularında fikirleri vardır.

Bilim adamları, yazarlar ve yazarlara gelince, kimse onları tanımıyor ve kimse onlara değer ve ağırlık vermiyor.

Çoğu insan aptallığı ve sarhoş olmayı seviyor. Aklımızı kaçırmak için bizi uyutan ve bizi saçma sapan güldüren biri, gerçekleri söyleyerek bizi uyandıran ve canımızı yakan birinden daha iyidir.

Bu yüzden demokrasi cahil topluluklar için iyi değildir, çünkü cahil çoğunluk kaderini belirleyecek.

13/09/2024

Bu kelimeler coğrafi terimlerdir ve doğal oluşumları ifade eder. İşte anlamlarıyla birlikte kısa açıklamaları:

1. **Desert**: Çöl; çok az yağış alan, genellikle sıcak ve kurak alan.
- **Örnek:** The Sahara Desert is extremely hot during the day.

2. **Forest**: Orman; yoğun ağaçlarla kaplı büyük bir alan.
- **Örnek:** We went hiking in the dense **forest**.

3. **Hill**: Tepe; dağa göre daha küçük, hafif yükselmiş arazi parçası.
- **Örnek:** There is a small **hill** behind our house.

4. **Mountain**: Dağ; yüksek, büyük doğal yükseltiler.
- **Örnek:** Mount Everest is the tallest **mountain** in the world.

5. **River**: Nehir; genellikle büyük, doğal su akıntısı.
- **Örnek:** The Amazon **River** is the longest river in South America.

6. **Sea**: Deniz; okyanustan daha küçük olan büyük su kütlesi.
- **Örnek:** The Mediterranean **Sea** is between Europe and Africa.

7. **Valley**: Vadi; iki dağ veya tepe arasındaki düşük arazi.
- **Örnek:** The village is located in a beautiful **valley**.

8. **Island**: Ada; her tarafı suyla çevrili kara parçası.
- **Örnek:** They went on vacation to a tropical **island**.

9. **Lake**: Göl; kara ile çevrili, durağan su kütlesi.
- **Örnek:** Lake Victoria is one of the largest **lakes** in Africa.

10. **Volcano**: Yanardağ; magma ve gazların yeryüzüne çıktığı yer.
- **Örnek:** Mount Vesuvius is a famous **volcano** in Italy.

Bu terimler coğrafi özellikleri tanımlarken kullanılır ve doğayı anlamak açısından önemlidir.

12/09/2024

Merhaba Sevgili Öğrencilerim,

*İNGİLİZCE HAZİNE* setimiz (Babadan oğula evladiyelik MİRAS) normalde 2500 TL ye satıyoruz ve çok da sevildi. *Sizlere Özel* 72 saat içerisinde almanız şartıyla neredeyse %50 indirim yapıyorum ve sadece *1499 TL* olarak belirledim.
Ayrıca 12 ay taksitle sizlere mahsus TAKSİT FIRSATI.

Siz değerli öğrencilerime bir ayrıcalık olsun istiyorum.

44 Yıllık emeğimi tüm öğrenciler için hazırladığım ve hiçbir yerde bulamayacağınız baştan sona kadar bir evlada ya da toruna miras kalacak doküman.

Telefon / Tablet /Dizüstü/ Masaüstü bilgisayardan derslerimizi çalışabilirsiniz.
Her bir seviyenin Kitapları Konulara tek tek bölünmüş ve ona göre ayrı kitap yapılmıştır.

Bir öğrencinin anlayamayacağı yerler bilindiği için her konunun kitabı içerisinde başka yöntemler ile -özellikle- tekrar edilerek öğrencilere anlatılmıştır.
KONU ANLATIMINDAN sonra öğrencinin konuyu anlayıp anlayamadığına dair bir ALIŞTIRMA ÖDEV veriliyor ve bu ALIŞTIRMALARI yaptıktan sonra kitabın son kısmında CEVAP ANAHTARINDAN Kontrol ediyor.Her bir kitabın kendine ait videoları mevcuttur.

Kitabı çalışan öğrenci üstüne videoları izledikten sonra KONU tam olarak perçinlenmiş oluyor.Piyasa Kitapları gibi bir kitapta azar azar alıştırmalar ile değil de her konuyu en ince ayrıntısına kadar öğrendikten sonra içi ferah ve huzurla dolu bir şekilde geçiyor konuyu öğrencilerimiz.

Kitaplarımız tamamen renkli – Türkçe izahatlı, Alıştırmalı ve Cevap anahtarlıdır.
Setimizi satın alan öğrenciye artık GRAMER için ayrı bir öğretmen gerekmemektedir.

İÇİNDEKİLER

1.��Beginner Ders Dokümanları ve Videoları
11 KİTAP – 46 VİDEO

2.Elementary Ders Dokümanları ve Videoları
7 KİTAP – 37 VİDEO – 1 AUDIO

3.Pre Intermediate Ders Dokümanları ve Videoları
11 KİTAP – 64 VİDEO

4.Intermediate Ders Dokümanları ve Videoları
15 KİTAP – 84 VİDEO

5.Upper Intermediate Ders Dokümanları ve Videoları
23 KİTAP – 34 VİDEO

6.Advanced Ders Dokümanları ve Videoları
34 KİTAP – 116 VİDEO

Ayrıca her seviyeye uygun **HEDİYE**

�7.IELTS Dokümanları ve Videoları
21 KİTAP – 459 VİDEO

8.Story Books Hikaye kitapları ve Audio (Podcastlar)
12 KİTAP – 120 MP3

9.YDS – YÖK DİL ve YKS Dokümanları ve Videoları
10 KİTAP

İlgilenen Öğrenciler Aşağıdaki linkten seti kontrol edebilirsiniz.
https://thecengizhocaingilizce.com/ingilizce-hazinesi-full-set/

Kredi Kartınız ile 12 Ay taksit yaparak aşağıdaki linkten satın alabilirsiniz.
shopier.com/10820553

Satın aldıktan sonra bana bildirirseniz hemen *Hazinenizi* sizlere gönderme işlemlerini paylaşabiliriz.
wa.link/thecengizhoca
Hemen linke TIKLA WhatsApp’dan Cengiz hoca’ya ULAŞ!

12/09/2024

�*HAFTADA 4 GÜN CANLI DERS*
(KAMPANYA)

�� 4 MODÜL ÜZERİNDEN (okuma, yazma, konuşma, dinleme) DERSLER

*� GARANTİLİ*

*KAMPANYA KURS İÇERİĞİ”

�1. Haftada 4 gün Canlı İngilizce Ders -ZOOM
Salı ve Çarşamba günü 21.00 da Cengiz hoca ile ZOOM Canlı Ders
Cuma ve Cumartesi günü 21.00 da Amerikalı hoca ile ZOOM Canlı SPEAKING
� 2. Canlı Dersler Kaydediliyor ve size gönderiliyor
� 3. Canlı Dersler akşam saat 21.00 da
� 4. WhatsApp 7/24 Gece Gündüz soru hattı
� 5. Ders Videoları ve Ders Kitapları ve CD ler
�6. TELAFFUZ VE KELİME Ders Seti

Aylık 1300 TL
Aşağıdaki linkten KAYIT olabilirsiniz.
HAFTADA 4 GÜN CANLI DERSİ SEÇECEKSİN
https://www.youtube.com/channel/UCUuRQvRAfxZPk2CHaxfZheQ/join

Kaydolduktan sonra bana yazın nasıl çalışacağınızı size anlatacağım ve kitap ve ses dosyaları göndereceğim.

wa.link/thecengizhoca
Hemen linke TIKLA WhatsApp’dan Cengiz hoca’ya ULAŞ!

**Simple Past Tense** ve **Present Perfect Tense** İngilizcede geçmişle ilgili olayları anlatmak için kullanılır. Ancak,...
11/09/2024

**Simple Past Tense** ve **Present Perfect Tense** İngilizcede geçmişle ilgili olayları anlatmak için kullanılır. Ancak, iki zamanın kullanım alanları ve anlam farkları vardır. Şimdi bu farkları detaylı bir şekilde inceleyelim:

1. **Simple Past Tense (Geçmiş Zaman)**

**Kullanımı:**
- Simple Past Tense, **geçmişte belirli bir zamanda** gerçekleşmiş ve bitmiş eylemleri ifade etmek için kullanılır.
- Genellikle **zaman belirteçleri** ile kullanılır: *yesterday* (dün), *last year* (geçen yıl), *in 2010* (2010 yılında), *two days ago* (iki gün önce) vb.

**Yapısı:**
- **Olumlu cümle:** Özne + Fiilin 2. hali + Nesne
*(I went to the cinema yesterday.)*
- **Olumsuz cümle:** Özne + did not (didn't) + Fiilin 1. hali + Nesne
*(I didn't go to the cinema yesterday.)*
- **Soru cümlesi:** Did + Özne + Fiilin 1. hali + Nesne?
*(Did you go to the cinema yesterday?)*

**Örnekler:**
- **I visited Paris last summer.** (Geçen yaz Paris'i ziyaret ettim.)
- Ziyaret **geçmişte belirli bir zamanda** oldu ve bitti.
- **They watched a movie last night.** (Dün gece film izlediler.)
- **He didn't go to work yesterday.** (Dün işe gitmedi.)
- **Did you call him yesterday?** (Dün onu aradın mı?)

2. **Present Perfect Tense**

**Kullanımı:**
- Present Perfect Tense, **geçmişte** başlamış, **tamamlanmış veya etkisi hala devam eden** eylemleri ifade eder.
- Geçmişteki bir eylemin sonuçlarını **şimdiye kadar** vurgulamak için kullanılır.
- **Kesin bir zaman belirtilmez**; bunun yerine, genellikle "şu ana kadar" veya "bu zamana dek" gibi anlamlar içerir.
- **Zaman belirteçleri**: *ever* (hiç), *never* (hiç), *just* (az önce), *already* (çoktan), *yet* (henüz), *since* (den beri), *for* (dır), *lately* (son zamanlarda), *recently* (yakın zamanda).

**Yapısı:**
- **Olumlu cümle:** Özne + have/has + Fiilin 3. hali + Nesne
*(I have seen that movie.)*
- **Olumsuz cümle:** Özne + have/has not (haven't/hasn't) + Fiilin 3. hali + Nesne
*(I haven't seen that movie.)*
- **Soru cümlesi:** Have/Has + Özne + Fiilin 3. hali + Nesne?
*(Have you seen that movie?)*

**Örnekler:**
- **I have visited Paris three times.** (Paris'i üç kez ziyaret ettim.)
- Ziyaretler **belirli bir zamandan** ziyade, **geçmişten günümüze kadar olan süreçte** gerçekleşmiş.
- **She has lived in London since 2015.** (2015'ten beri Londra'da yaşıyor.)
- Eylem **geçmişte başlamış** ve **hala devam ediyor.**
- **We haven't eaten dinner yet.** (Henüz akşam yemeği yemedik.)
- **Have you ever been to Japan?** (Japonya'ya hiç gittin mi?)

3. **Simple Past Tense ve Present Perfect Tense Arasındaki Farklar**

| **Simple Past Tense** | **Present Perfect Tense** |
|---------------------------------------------|-------------------------------------------------|
| Geçmişte belirli bir zamanda olan olaylar. | Geçmişte başlayıp etkisi hala süren olaylar. |
| Zaman belirteçleri: *yesterday, last week* | Zaman belirteçleri: *ever, never, yet, already* |
| Olay bitti, şimdiki zamanla ilgisi yoktur. | Olay bitti ama sonucu şu anda önemlidir. |
| **I saw that movie yesterday.** | **I have seen that movie.** |
| **They went to New York in 2010.** | **They have been to New York.** |

4. **Örneklerle Karşılaştırma**

- **Simple Past Tense:**
- **I lost my keys yesterday.** (Dün anahtarlarımı kaybettim.)
- **Belirli bir zamanda** kaybettim ve şu an bunun üzerinde durmuyoruz.

- **Present Perfect Tense:**
- **I have lost my keys.** (Anahtarlarımı kaybettim.)
- Anahtarları **geçmişte kaybettim**, ama şu anda hâlâ kayıp. Olayın **şu anki durumu** önemli.

- **Simple Past Tense:**
- **He broke his leg last year.** (Geçen yıl bacağını kırdı.)
- Olay **geçmişte gerçekleşmiş** ve bitmiş.

- **Present Perfect Tense:**
- **He has broken his leg.** (Bacağını kırdı.)
- **Geçmişte** kırdı, ama kırığın sonucu şu an hâlâ geçerli.

5. **Zaman Belirteçleri ile Kullanım**
- **Simple Past Tense:** Geçmişte belirli bir zamanı işaret eden kelimelerle kullanılır:
- **yesterday**, **last week**, **in 1995**, **two days ago**, **when I was a child**

- **Present Perfect Tense:** Geçmişte başlayan ama şu ana kadar etkisi olan ya da belirsiz bir zamanı işaret eden kelimelerle kullanılır:
- **ever**, **never**, **just**, **already**, **yet**, **so far**, **lately**, **since**, **for**

Özet:
- **Simple Past Tense**, geçmişte **belirli bir zamanda** olmuş ve tamamlanmış eylemleri anlatır.
- **Present Perfect Tense**, geçmişte olmuş ama **etkisi hala süren** veya geçmişten bugüne kadar olan bir dönemi kapsayan eylemleri anlatır.

Bu farklar sayesinde hangi zamanı kullanmanız gerektiğine daha kolay karar verebilirsiniz!

Su atmosfere geri dönerek buharlaşıyor. 🌧️Ağaçlar yoksa kısa su döngüsü de yok!Ağaçlar yaprakları aracılığıyla atmosfere...
11/09/2024

Su atmosfere geri dönerek buharlaşıyor. 🌧️
Ağaçlar yoksa kısa su döngüsü de yok!
Ağaçlar yaprakları aracılığıyla atmosfere su buharı salıyorlar terleme adı verilen bir süreçte.
Büyük bir meşe ağacı günde 1600 litre su terler.
Ağaç dikmek insan türünün kurtuluşudur! 🌳
Siz ve aileniz ağaç dikmiyorsanız sıcaktan şikayet etmeyeceksiniz o halde!!!

"Comparatives" (karşılaştırma sıfatları) ve "Superlatives" (üstünlük sıfatları) İngilizcede sıfatların karşılaştırma ve ...
10/09/2024

"Comparatives" (karşılaştırma sıfatları) ve "Superlatives" (üstünlük sıfatları) İngilizcede sıfatların karşılaştırma ve üstünlük anlamlarını ifade etmek için kullanılır. İşte bu iki kavramın detayları:

**Comparatives (Karşılaştırma Sıfatları)**
"Comparatives," iki şeyin ya da kişilerin karşılaştırılması için kullanılır. Genellikle "-er" eki eklenerek ya da "more" kelimesi eklenerek oluşturulur.

**Kurallar:**

1. **Kısa sıfatlar (tek heceli veya bazı iki heceli sıfatlar)**
- **"-er"** eklenir.
- **fast → faster** (hızlı → daha hızlı)
- **small → smaller** (küçük → daha küçük)
- **old → older** (yaşlı → daha yaşlı)
- **tall → taller** (uzun → daha uzun)

2. **Uzun sıfatlar (iki ya da daha fazla heceli sıfatlar)**
- **"more"** kelimesi eklenir.
- **expensive → more expensive** (pahalı → daha pahalı)
- **beautiful → more beautiful** (güzel → daha güzel)
- **interesting → more interesting** (ilginç → daha ilginç)
- **comfortable → more comfortable** (rahat → daha rahat)

3. **Özel durumlar (düzensiz sıfatlar)**
- **good → better** (iyi → daha iyi)
- **bad → worse** (kötü → daha kötü)
- **far → farther/further** (uzak → daha uzak)

**Örnek Cümleler:**
- **This book is cheaper than that one.** (Bu kitap ondan daha ucuz.)
- **My car is faster than yours.** (Arabam seninkinden daha hızlı.)
- **She is more intelligent than her brother.** (O, kardeşinden daha zeki.)
- **Today is better than yesterday.** (Bugün dünden daha iyi.)

**Superlatives (Üstünlük Sıfatları)**
"Superlatives," bir şeyin ya da kişinin diğerlerinin hepsinden üstün olduğunu belirtmek için kullanılır. Genellikle "-est" eki eklenerek ya da "the most" kelimesi eklenerek oluşturulur.

**Kurallar:**

1. **Kısa sıfatlar (tek heceli veya bazı iki heceli sıfatlar)**
- **"-est"** eklenir.
- **fast → the fastest** (hızlı → en hızlı)
- **small → the smallest** (küçük → en küçük)
- **old → the oldest** (yaşlı → en yaşlı)
- **tall → the tallest** (uzun → en uzun)

2. **Uzun sıfatlar (iki ya da daha fazla heceli sıfatlar)**
- **"the most"** kelimesi eklenir.
- **expensive → the most expensive** (pahalı → en pahalı)
- **beautiful → the most beautiful** (güzel → en güzel)
- **interesting → the most interesting** (ilginç → en ilginç)
- **comfortable → the most comfortable** (rahat → en rahat)

3. **Özel durumlar (düzensiz sıfatlar)**
- **good → the best** (iyi → en iyi)
- **bad → the worst** (kötü → en kötü)
- **far → the farthest/furthest** (uzak → en uzak)

**Örnek Cümleler:**
- **This is the cheapest book in the store.** (Bu, mağazadaki en ucuz kitap.)
- **He is the fastest runner in the team.** (O, takımın en hızlı koşucusu.)
- **She is the most intelligent student in the class.** (O, sınıftaki en zeki öğrenci.)
- **This is the best movie I have ever seen.** (Bu, şimdiye kadar izlediğim en iyi film.)

# # # **Notlar:**
- "Comparatives" genellikle "than" kelimesiyle birlikte kullanılır (X is taller **than** Y).
- "Superlatives" ise "the" ile birlikte kullanılır (X is **the** tallest).

Bu yapılar, İngilizce'de sıfatların karşılaştırma ve üstünlük derecelerini ifade etmek için temel kurallardır.

Öğrenildikten sonra, günlük konuşmalarda ve yazılı metinlerde sıkça kullanılırlar.

Address

Moda

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Her gun Ingilizce 3 Kelime 3 Cumle posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Her gun Ingilizce 3 Kelime 3 Cumle:

Videos

Share

Category

GARANTİLİ İNGİLİZCE DERS!!!

GARANTİLİ İNGİLİZCE DERS!!!

****İlk ayınızı doldurduğunuzda kursumuzdan memnun olmazsanız,**ÜCRET İADESİ*** yapılacaktır.****

WhatsApp İletişim : +90 538 420 38 11

Ücretsiz Seviye Sınavı ve Yönlendirme


Other Moda media companies

Show All