20/03/2023
TÜRASAŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, YETKİLİ MEMUR VE İŞÇİ SENDİKALARI VAKIFBANK İLE 3 YILLIĞINA PROMOSYONDA ÇALIŞAN ADINA ANLAŞTILAR. ÜZERİNE BİR YORUM YAPALIM DEDİK.
Türasaş Genel Müdürlüğü çalışanın promosyonunu başka bankalarla müzakere etmeden vakıfbank ile düşük oranda anlaşması düşündürücü değil mi?
Birçok memur sendikasının ortak görüşü Türasaş Genel Müdürlüğü, Vakıfbank, yetkili işçi ve memur sendikası bu kararı verdi diyor. Bu yetkili işçi ve memur sendikalarına topu atan diğer işçi ve memur sendikaları acaba bu karar alınırken çalışan adına neredeydiler. Başka yetkili sendikalara ve Genel Müdürlüğe topu atmak, kendini kenara çekmek sorumluluktan kaçmak çalışanın temsilcisi sendikalara yakışmaz. Bu kararın alınmasında kimlerin imzası varsa, onlar kadar masada yoktuk diyen sizlerde sorumlusunuz.
Genel Müdürlüğümüzün Vakıfbank konusundaki ısrarına Türasaş çalışanı olarak bir anlam veremiyorum. Türkiye'de artan enflasyona bağlı, gelir artışı ortadayken her bir çalışana en az 30-50 bin TL verebilecek bankalar varken neden Vakıfbank'la yıllardır neden ısrar ediliyor. Çalışan sürekli zarara uğratılıyor. Bu durum çalışanların kafasında soru işareti oluşturuyor.
Bu sorudan en önemlisi:
Üst yönetimde bulunanlara, yetkili-yetkisiz işçi, memur sendikalarına Vakıfbank tarafından bireysel veya kurumsal ayrıcalıklar veya personele az miktarda promosyon kurum üst yöneticilerine, işçi-memur konfederasyon-sendikalarının üst yöneticilerine veya temsil ettiği kurum ve sendikalarına banka kasalarının açılıp açılmadığı ve kendilerine banka tarafından nakdi, ayni ne kadar verildiği ??!!...
Yıllardır yapıldığı gibi vakıfbank ile yine başka bankalarla müzakere edilmeden 3 yıllık anlaşma yapıldı vb...deli sorular.
Bu beyler, sorumlu olduğunuz çoğunluk olan çalışanın üzerinden kendilerine ve kaymağını yediğiniz çalışanı temsil ettiğiniz kurum ve sendikalar üzerinden kendilerinin ikbali ve ailelerinin refahı için istemem yan cebime koy mu?!.. diyorlar. Çalışanlar açısından başkaca izahı yok.
Geçmişte Tüvasaş iken üst yönetim çalışan adına, çalışandan habersiz banka ile promosyonda anlaşmış, kurum hesabına sokarak, yönetim giderlerine örtülü ödenek yaparak her türlü ağırlamadan tutta, yurtdışı fuarlarına geziler, gölde balık keyfi, kuruyemişinden, içeçeğinden, hediyeler, kurumsal tanıtım broşürleri, kurum amblemli ajanda, flash disk, kalem, kalemlik vb... Çalışanların hakkını örtülü ödenek gibi kullanıp harcamışlardı. İnanmayan varsa araştırsın. Nereye kadar gidecekse gitsin. Bu kurum çalışanları bunlara şahit oldu. İşçi ve memur sendikaları da ve kurum içerisindeki temsilcileri de bunun bu şekilde yapıldığını biliyordu. Çalışan başıma bir iş gelir diyerekten çekindikleri için dillendirilmemiştir. Geçmiş bir mevzu olduğu için şimdi rahatlıkla konuşabiliyorum. Elbette bu durum yargıya taşınarak subjektif ve objektif olarak ortaya çıkartılabilir.
Çalışan varsa Türasaş ve yöneticiler, işçi ve memur sendikaları var, nede olsa üst yöneticiler olarak gelirimiz yüksek, kurum ve çalışanların hali nasıl olursa olsun demek kuruma ve çalışana en büyük saygısızlık ve haksızlıktır.
Çalışanlar, kurumunun geleceğini ve çalıştığı işini düşünemiyorsa, mesai saatleri içerisinde kendisinin ve ailesinin geçimini düşünüyorsa, ne kendisine, ne ailesine, ne işine ve ne de kurumunun geleceğine katkıda bulunabilir. Bu zincirleme sorundur.
Üst makamda oturan beyler, çalışanını değerli hissettirmediğiniz sürece kurumlarımız dünya ile rekabet edebilir hale maalesef gelemez. O makamlarda sizlere kalmaz. Kimse bulunmayan hint kumaşı değil, mevki ve makamlar gelip geçici kurumlar kalıcıdır. Çalışanın menfaatini düşünmeyen arkasında durmayan hiç bir kurum yöneticisi, sendika yöneticisi kalıcı değildir. Çalışanına karşı kazanımlar elde edemiyorsa, topu başka yerlere atmakla geçiştiriyorlarsa, siyasetçiler gibi birbirlerini şuçluyorlarsa çalışanına ve kurumuna karşı görev sorumluluklarını yapadıkları için sımsıkı sarıldıkları koltuklarını bırakmalıdırlar. Elbette daha iyiler bu kurumda ve ülkede bulunur.
Türasaş çalışanlarına yıllardır defalarca kez haksızlık yapılıyor, her seferinde yetkili-yetkisiz işçi ve memur sendikaları başarısızlıkları karşısında hep birbirlerini suçluyorlar. Bir araya gelipte bu durumda öyle yada böyle çalışan ve çalışan temsilcisi olarak hep biz zarardayız demiyorlar. Kazanımlarını bir başarı olarak gören yetkili memur ve işçi sendikalarını ne demeli. Yada, yetkili sendika biz değiliz diyerekten sorumluluğu ve eleştiriyi yapan diğer sendikalara ne demeli. Çalışanlar ve sendikalar olarak hepimiz zarardayız. Anlayın artık bunu. En azından işçi, memur, firma çalışanları hakları alınacağı dönemlerde birlik olmaya çalışılmalıdır. Bu çaresizlik Hükümet, İşveren ve paydaş olan Vakıfbankın işine gelir.
Bizler çalışanız, emekçiyiz, hakkımız olan ne varsa almaz isek bizi arkamızdan hançerleyen ve hakkımıza giren çok olur.
Genel Müdürlük, Bölge Müdürlükleri,sendikalar olarak çalışanınızın gereksinimlerine ve sesine kulak verip ona göre adımlar atmanızdır. Bu ve buna benzer çalışan sorunlarını kurumumuzun üst yönetiminden tutta tüm memur ve işçi sendikalara ilettim. Bu sorunları dillendirirken inanın Allah'tan başka kimseden korkum olmadı, her zaman kendime göre eleştirel ve yapısal olmam gerektiği gibi yaklaşımım bakış açım olmuştur.
Bir eleştiride; işçi, memur ve firma çalışanlarına olacak. Gücümüzün farkına varın, bizler var isek bu kurumlar ve sendikalar var. Bugün, kurumun ana faaliyet konusu yolcu vagonu, yük vagonu. Lokomotif ve hızlı tren setlerini üretmek, bakım ve onarımlarını yapmak. Buda ancak, memur, işçi ve taşeron çalışanlarla mümkün olabilir. Ücret, özlük, sosyal hakların çalışanın onuruna yakışır alınması ise biz çalışanların üyesi olduğumuz işçi-memur sendikaları mümkün olur. Bu işçi-memur sendikalarıda hükümetten, işverenden ve paydaşlarından çalışan haklarını en üst perdede alamıyorsa, hükümetin ve yönetimin çalışan aleyhine yaptığı her işe boyun eğiyorsa, ya temsilcilerini harekete geçirek çözüm üretmeli, eleştirmeli veya çalışanların haklarını koruyabilecek, mücadele edebilecek birilerine vermeleri yönünde yöntem geliştirmelidirler. Yada, istifası verip, bu işi yapabilecek sendikalara üye olmalıdırlar. Gücümüzün farkında olmayıp, bizlere layık görülene hep sessiz kaldığımız sürece bu ve benzer tüm haklardan mahrum kalırız. Ne kendimize, ne ailemize, ne işimize, nede kurumumuza bir fayda sağlayamayız. Tüm dünya ülkeleri ilede yaptığımız işte rekabet edebiliriz. Kapitalist dünya düzeninde çalışanına sürekli geçim düşündüren hiç bir kurum dünya ile rekabet edemez.
Başka kurumlarda çalışanlarına ve sendika üyelerine referans olabilecek yüksek promosyon ödemeler varken,
Türasaş kurumsal olarak, İşçi ve Memur sendikaları üyelerine topu tança atmadan objektif olarak çalışanlarına, yan yattı çamura battı demeden izah etmelidirler. Ve yapılan anlaşmanın feshedilmesi için ne gerekiyorsa yapmalıdırlar.
Yazmayım, konuşmayım, yapılan her haksızlığa, hukuksuzluğa maydanoz olmayım diyorum. Ama, yine yapamıyorum. Yapılan haksızlıklara ve hukuksuzluklara vicdanım el vermiyor. Meraklı köfteci deki Şaban gibiyim. Yine ben zarar görmem inşallah.