28/01/2025
ÖCALANIN ANTİ EMPERYALİST BİR TARİHİ VARDIR.ANTİ EMPERYALİST
DEVLET GELENEĞİ OLAN BİRİLERİ İLE UZLAŞMASI İÇİN HER HANGİ BİR NEDEN YOKTUR.
Abdüllah Öcalan 68 kuşağına ait bir Kürdistan devrimcileri ismi olan bir bir siyasi Fraksiyon önderiydi.
Bu isim daha önce UKO ismi ile ortaya çıkmıştı.
En son durağı PKK oldu.
12 Eylül askeri darbeden önce kendisi ile üç sefer görüşmemiz oldu.
Bende Gazi Üniversitesinde o dönem muhafazakar bir Devrimci olarak DEV-GENÇ’e karşı ittifak ile öğrenci temsilcisi seçildiğim için mümkün olduğu ölçüde
Herkese yakın bir ilişki içinde siyasi yaşamımı götürüyordum.Bir gün Siirt yurdunda beraber bir Menemen yemeğinde görüştük.Bir sefer Çağdaş sahnede verilen Kürt Milli meselesi konferansında yan yana oturmuştuk.Hatta kendisi söz hakkı istemesine rağmen kendisine söz hakkı verilmedi.
Bir gün Dil tarih coğrafya fakültesinde bir arkadaşım
dediki Cemil hoca bu akşam Yeni Mahallede bütün Kürt önderlerinin toplantısı vardır.Dedi benide bu toplantıya davet etti.
O dönem DDKD adına Biri Marksist kriterlere dayanarak Sovyet sistemine dayanmayan bir hareketin başarıya ulaşması mümkün değildir dedi.
Uzun bir konuşma yaptı.
Sonra ÖZGÜRLÜK YOLUNU
Temsilen ülkenin bölünmesi
Kimseye bir kazanım getirmez ortak ülkede bir Federasyon tezini savundu.
Rızgari Temsilcisi de Milliyetçi bir tezle konuşmasını bitirdi.
Son konuşmayı Öcalan yaptı.İlkçağ tarihinden günümüze kadar devam eden tarihi süreçleri anlatı.
Ben bir tarihçi olarak büyük bir merakla bu konuşmaları dinledim.
O zaman dahi anti emperyalist ve anti sömürgeci bir süreci anlatıyordu.
Ancak silahlı mücadeleyi ön plana çıkarınca işler değişti.
Biz Üniversite gençliğinde bulunan Kürt aydınları sadece dinlemek ile yükümlü idik konuşma hakımız yoktu.
Ben ozamanda Öcalanın tezlerine karşı Türkiye’nin içice olan bin yılık bir tarihten geldiğini demokrat bir Yurtsever olarak silahlı mücadelenin gereksiz bir mücadele şekli olduğunu anlatmak istiyordum.Ancak bana söz hakkı verilmedi.
O günden sonra 55 yıl yani yarım asırlık bir süre geçmiştir.
Bir kere Öcalan bu 45 yıllık bir silahlı mücadelenin Kürt halkı açısından hiçbir kazanımı olmadığını anlamıştır.
Ve son dönemlerde bu hareket Türkiye coğrafyasında çürümeye doğru gitmektedir.
İran Kürdistan eyaletinde KDP yanlısı siyasi partilerin ağırlığı devam etmektedir.
Irak Kürdistan’ı bölgesel bir yönetim veya federasyon sistemiyle kendini taşımaya devam etmektedir.
Temenimiz bu ülkenin başta Türkiye Cumhuriyeti dahil olmak üzere bağımsız bir ülke olarak Tanınmalıdır.
Bu tanınma Ortadoğu’da Barış ve kardeşliğin güçlenmesinede neden olacaktır.
Suriye’de çok eller vardır.
Şu anda herhangi bir şey söylemek kanımca erkendir.
Öcalanın anti emperyalist özeliklerini o toplantıda öğrendim.
Türkiye Cumhuriyeti ise Metehan ile başlayan 2250 yıldan bugüne kadar kırılmayan bir devlet zincirine sahiptir.
Ve şimdiye kadar haklı olarak hiçbir Emperyalist ülkeye boyun eğmemiş bir devlet yapısına sahiptir.
1974 Kıbrıs Barış harekatında Tüm Emperyalist ülkelerin baskılarına rağmen haklı gerekçeleriyle Dünyayı karşısına alarak Kıbrıs’a müdahale etmeyi göze almış bir Milletir.
Öcalan silahların bırakılması ile açıklamasını mutlaka yapacaktır.
DEM partisinden ve Kandilden bazı karşı çıkmalar olacaktır.
Ancak Türkiye’de Kürt halkı içinde Yüzde doksan bir güçle Türkiye Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan sayın Devlet Bahçeli ve Öcalanın silahsız Barış açıklamalarına destek verecektir.
Bu Barış sürecinin Kainatın sahibi yüce Allah tarafından ülkemize Barış ve Emperyalist güçlere karşı zafer getirmesini diliyorum.
Cemil AYDOĞAN
Barış Aktivisti,Barış derneği ve Anadolu gazeteciler cemiyeti başkanı