KLM Yayınları

KLM Yayınları klm kitapları islam kelam kitapları yayınları

20/10/2024
Tez hazırlayan genç akademisyenler için tavsiye!Genç akademisyenlere, basit olduğu kadar da gereksiz ve hatta gülünç gör...
07/09/2024

Tez hazırlayan genç akademisyenler için tavsiye!
Genç akademisyenlere, basit olduğu kadar da gereksiz ve hatta gülünç görünen bir tavsiyem var: Gerek araştırma gerekse tez yazım sürecinde, TEZİN KAPAĞI VE İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNÜ DAİMA ELİNİN ALTINDA BULUNDURMAK VE S*K S*K TEZİN TAM ADINA VE İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNE BAKMAK. Bunun yapmak, tezle ilgili her terimi ve her problem konusunu, tezin konusuna ve amacına göre ele almayı; başka bir ifadeyle tezim bağlamı içinde ele almayı sağlayacaktır. Oysa, bunu yapmasını beklediğim öğrencilerin çoğu, tezin her alt başlığını tezin temasından bağımsız olarak, neden orada yer verdiklerini düşünmeden, uzun uzun konu ediniyor, tartışıyor, yorumluyorlar. Sonra, bu konuyu neden incelediklerini, tezle ilgisini, tezin amacı ve içeriği açısından ne kadar yer verilmesi gerektiğini sorgulayınca, âdeta internette sörf yaparken kaybolmak denilen duruma benzer bir problem karşımıza çıkıyor. Oysa, araştırma sürecinde karşısına çıkan çeşitli problemler alanları, kavramlar ve terim araştırmaları, tasnifler, tartışmalara dalarak tezin ana temasından, konunun ele alış açısından ve amacından kopmamak için, toplanan verilerin, yapılan tartışmaların konu-açı-amaçla bağlantısının kurulması, bunun her konuda, her konunun alt basamaklarında yapılması gerekir. Çünkü, örneğin kelam ilminde insan iradesi yüzlerce, binlerce tezde konu edilebilir ancak farklı açıdan, farklı bağlamda ve amaçlarla… Konu-açı-amaç göz ardı edildiğinde, tezin şu ya da bu konusu, âdeta hormonlu sebze ve meyvelerin bir tarafından aşırı büyümesi, tezin de kimi konularında aşırı yoğunluk ve şişme meydana gelir. Bundan kurtulmak, zamanı ve emeği verimli bir şekilde kullanmak için, her hangi bir bir konunun veya kavramının tezin konu-açı-amacından bağımsız olarak, bunlarla bağlantısı kurulmaksızın ele alınmaması, bunun için de sık sık tezsin adına ve içindekiler bölümüne bakmak gerekir. TEZİN BAŞLIĞINA VE İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNE BAKMAMAKTAN KAYNAKLI SORUNLARI, ÖĞRENCİNİN TAMAMLADIM DEDİĞİ TEZLERİN ÇOĞUNDA GÖRÜYORUM.
Tez önerisinin bir amacı da öğrencinin tezin bağlamından uzaklaşmamasıdır. Tez önerisi, öğrencinin tam olarak hangi konuyu, hangi açıdan ve ne amaçla ele alacağını, okuyacağı yararlanacağını; önceki çalışmalardan hangi noktalarda ayrılacağını, bizzat kendisinin belirlemesi içindir. Önceki çalışmalardan hangi noktalarda ayrılacağını belirlemesi, onun sörf yaparken kaybolmasının önüne geçmelidir.

Yeni Kitap! Yakında...
03/09/2024

Yeni Kitap! Yakında...

Bu fotoğraf 3. Kez engelleniyor ama başka fotoğrafları engellenmedi.lutfen bu fotoğrafı indirip sayfanızda paylaşin...
08/08/2024

Bu fotoğraf 3. Kez engelleniyor ama başka fotoğrafları engellenmedi.lutfen bu fotoğrafı indirip sayfanızda paylaşin...

15/07/2024
TEKFİR AĞIR BiR HÜKÜMDÜR;  %100 KESİN DELİLER DAYALI OLMALIDIR. BUNUN İÇİN HEM REDDEDİLEN HÜKMÜN REDDİNİN KÜFRE YOL AÇTI...
29/05/2024

TEKFİR AĞIR BiR HÜKÜMDÜR; %100 KESİN DELİLER DAYALI OLMALIDIR.
BUNUN İÇİN HEM REDDEDİLEN HÜKMÜN REDDİNİN KÜFRE YOL AÇTIĞI KESİN OLMALI HEM DE KİŞİNİN O HÜKMÜ YALANLAMIŞ OLDUĞU KESİN OLMALIDIR.
BİR HÜKMÜN REDDİNİN KÜFRE YOL AÇTIĞINI SÖYLEYEBİLMEK İÇİN O HÜKÜM HEM SUBUT/VARLIK BAKIMINDAN HEM DE DELÂLET ANLAMI GÖSTERMESİ BAKIMIDNAN %100 KESİN OLMALIDIR.

İKİ FARKLI İÇTİMAİ KELAM ANLAYIŞIhttps://www.academia.edu/115357173/%C4%B0K%C4%B0_FARKLI_%C4%B0%C3%87T%C4%B0MA%C3%8E_KEL...
24/02/2024

İKİ FARKLI İÇTİMAİ KELAM ANLAYIŞI

https://www.academia.edu/115357173/%C4%B0K%C4%B0_FARKLI_%C4%B0%C3%87T%C4%B0MA%C3%8E_KELAM_ANLAYI%C5%9EI

Çağımıza gelinceye kadar, bilim, felsefe ve düşünce alanında çeşitli değişimler olmuş; klasik şekliyle kelam ilmi yetersiz hâle gelmiştir. Bu durum karşısında kelamda yenilenme çabaları bağlamında bir sosyal kelamın ilminin inşa edilmesi gerektiği de dile getirilmiştir. Sosyal kelam konusunda ülkemiz akademi camiasında farklı yaklaşımlar söz konusu olmakla birlikte, temelde iki farklı öneri olduğu söylenebilir. İlki M. Şerefeddin Yaltkaya’ya ait olup bir yandan klasik kelamın akaidi aklî delillerle ispat çabasının sonuçsuz kaldığı; diğer yandan Allah’ın sezgisel olarak bilinebileceği ve kutsiyetin kaynağının içtima ve maşeri ruh hâli olduğu esaslarına dayalı bir içtimai kelamın klasik kelam ilminin yerini alması gerektiği şeklindedir.
Diğer öneri ise tarafımıza ait olup, sistematik kelamın yenilenmesi yanında kelam ilminde alt disiplinlere ayrılması ve bunlardan biri olarak sosyal kelamın teşekkülüdür. Burada sosyal kelam sosyolojik bir görüşün teolojiye aktarılması olmadığı gibi, dinin ve dindarlığın kaynağı konusunda ortaya konan yeni bir teori değil, bir ilimdir. O, kelam ilminin konu, amaç, metodoloji ve terminolojisini koruyarak, klasik literatüre sahip çıkarak; ilahî olanı beşerî olana indirgemeksizin, Allah'ı konu edinen kelamın, insan kavramı ve toplumsal alana ilkesel düzeydeki izdüşümlerini; ortak konularda sosyal bilimlerle çok yönlü (alma, yorumlama ve eleştirme) bir ilişki içinde ortaya koymaktır.
Anahtar Kelimeler: Yaltkaya, içtimai kelam, yenilenme, sosyal bilimler, veri, teori
TWO DIFFERENT UNDERSTANDINGS OF SOCIAL THEOLOGY
Abstract
Until our time, there have been various changes in the fields of science, philosophy and thought, and kalam (the Muslim theology) in its classical form has become inadequate. Therefore, in the context of renewal efforts in theology, it has also been expressed that a science of social theology should be built. Although there are different approaches to social theology in the academic community of our country, it can be said that there are basically two different proposals. The first one, which belongs to M. Şerefeddin Yaltkaya, is that on the one hand, the classical kalam's attempt to prove the İslamic creeds with rational proofs was fruitless; on the other hand, a social theology based on the principles that God can be known intuitively and that the source of sanctity is collectivity and the state of public spirit should replace the classical theology.
The other suggestion, which belongs to us, is the renewal of systematic theology as well as the division of theology into sub-disciplines and the formation of social theology as one of them. Here, social theology is not a transfer of a sociological view to theology, nor is it a new theory on the source of religion and piety, but a science. It is a science that preserves the subject matter, purpose, methodology and terminology of the kalam, preserving the classical literature, without reducing the divinity to the humanness, and without reducing the kalam to a social science like sociology, social history or religion history.
Keywords: Yaltkaya, social theology, renewal, social sciences, data, theory.

Çağımıza gelinceye kadar, bilim, felsefe ve düşünce alanında çeşitli değişimler olmuş; klasik şekliyle kelam ilmi yetersiz hâle gelmiştir. Bu durum karşısında kelamda yenilenme çabaları bağlamında bir sosyal kelamın ilminin inşa edilmesi gerektiği de

14/01/2024

"Tasavvuf terminolojisinde ise şatahat ne kastedildiği kolayca anlaşılmayan kapalı, sembolik ifadeler için kullanılır. Buna göre şatahatı, dilin söylemekten kaçındığı, kulağın dinlemekten hoşlanmadığı sözler olarak da görmek mümkündür. Tasavvufçular şatahatı, kurbiyet makamında bulunan sûfînin Rabbine nazı olarak görmüşlerdir. Buna göre şath sahv halinin değil sekr halinin yansımasıdır. Ayrıca şath, herkesin değil ancak şiddetli vecd ve fena hali yaşayanların sergiledikleri bir tavırdır. Şath halindeki sûfî, sahip olduğu mutlak tevhid inancının bir neticesi olarak tek ve mutlak vücudun şuuruna erme anlamında ittihada vasıl olduğu inancındadır. Bu durumda olan sûfî, benliğinden soyutlanıp hakkın kendisine galip olduğu inancından ötürü birinci tekil şahıs kipinde konuşur. O, bir nevi gaybet ve mahviyet halini yaşamaktadır. Saf vecd halini yaşayan sûfî, dış dünyaya tamamen ilgisiz olduğundan dolayı konuştukları ya da atelaffuz ettikleri de mantıksız ve akıldışı gelmektedirler."
Ruhullah Öz, "Kelam ile Tasavvuf Arasıdnaki Metodolojik Farklılıklar", TEORİK AÇIDAN KELÂM - TASAVVUF İLİŞKİSİ, klm Yayınları, Kahramanmaraş, 2023.

14/01/2024

"İslam düşünce tarihinde dinî disiplinlerin üç farklı metodolojik yöntemle sahneye çıktıkları görülmektedir. Bunlardan birincisi rivayet, ikincisi istidlal üçüncüsü de riyazettir. Dilciler ve hadisçiler daha çok rivayet yöntemini takip ederlerken fakihler ve kelâmcılar istidlâlî, tasavvufçular da riyazet yöntemini baz almışlardır. Özellikle kelâmcılar istidlâlî hakikatin bilgisine ulaştıran yöntem olarak vazederlerken tasavvufçular ise riyazeti hakikate ulaştıran yöntem olarak konumlandırmışlardır. Bu bakımdan kelâm ile tasavvuf hem düşünce tarzı hem metodolojik yaklaşım hem de epistemolojik anlayış açısından birbirinden oldukça farklı disiplinlerdir. Her iki disiplinin karşıt kutuplarda yer alışı Gazzâlî’nin tasavvufî düşünce ile Sünni kelâmı barıştırana dek sürmüştür. Bu bakımdan hem metodolojik hem de epistemolojik açıdan birbirine mesafeli olan kelâm ve tasavvufu aynı başlık altında değerlendirmek izaha vareste bir konudur.
Kelâm ve tasavvuf, öz itibariyle birbirine en yakın; metodolojik açıdan da en uzak olan disiplinler olmuşlardır. Öz bakımından birbirlerine en yakın olmaları her ikisinin de İslam kültür envanterlisinden neşet etmiş olmalarındadır. Her ne kadar bazı oryantalistler tasavvufun kökenini İslam kültür havzasının dışına bağlasalar da tasavvufçular bunu asla kabul etmemişlerdir. "
Ruhullah Öz, "Kelam ile Tasavvuf Arasıdnaki Metodolojik Farklılıklar", TEORİK AÇIDAN KELÂM - TASAVVUF İLİŞKİSİ, klm Yayınları, Kahramanmaraş, 2023.

14/01/2024

İbnü’l-Arabî kelâmcıların (Eş’ariler) sürekli yaratmayı arazlarla sınırlı tutmakla hataya düştüklerini savunmaktadır. Zira onlar cevherin, arazların bir araya gelmesiyle oluştuğunu savunmaktadırlar. Ancak keşif ehli böyle düşünmemektedir. Çünkü keşif ehli elde ettiği marifetle, her tecelli ile yeni bir yaratılışı gerçekleştirdiğini görmektedir. Ona göre yaratma, Allah’ın her nefiste yeniden tecellisinin sonucu olmaktadır. Her tecelli yeni bir yaratılışa vesile olurken diğer taraftan ehli keşif şuhûd gözüyle görmektedir ki her yaratma başka bir şeyi yok etmektedir. Ancak keşif ehli olmayanlar, bunu idrak etmekte zorluk çekmektedirler. "
Mehmet ÖZEL, "Sufilerin Kelâma Yönelik Eleştirileri", TEORİK AÇIDAN KELÂM - TASAVVUF İLİŞKİSİ, klm Yayınları, Kahramanmaraş, 2023.

14/01/2024

"İbnü’l-Arabî’nin söylemlerinde önemli bir yere sahip olan avam havas ayrımı tevhid tasavvuru konusunda da devreye girmektedir. Bu anlamda kelâmcıların tevhid anlayışı sûfîler tarafından avamın tevhidi olarak kabul edilmektedir. Zira bu kesim Allah’tan başka ilah olmadığına inanmakla beraber, başkalarına karşı da umut ve korku beslemektedirler ve imanları bunu ötesine geçmektedir. Zahir ehli ise imanla beraber bazı emir ve yasakları şeklen yerine getirmektedirler. Havassın tevhidi ise hem iman hem zahiren emirleri yerine getirme hem de masivaya karşı korku ve ümit beslememe şeklinde tezahür etmektedir. İbnü’l-Arabî bir taraftan avamın imanının yeterli olduğunu ve kelâmcıların istidlâle başvurmakla iman konusunda avamın gerisine düştüklerini savunurken diğer taraftan havas imanı karşısında kelâmcıları zahire göre amel eden işin künhünü anlamamış olarak değerlendirmektedir. Dolayısıyla avam iki farklı anlamda kullanılmıştır."
Mehmet ÖZEL, "Sufilerin Kelâma Yönelik Eleştirileri", TEORİK AÇIDAN KELÂM - TASAVVUF İLİŞKİSİ, klm Yayınları, Kahramanmaraş, 2023.

14/01/2024

"İbnü’l-Arabî “O evveldir, ahir, zahirdir, batındır” ayetine istinaden tenzih ve teşbih kavramları yerine zahir batın kavramlarını kullanmaktadır. Bu yaklaşım tenzih anlayışına yüklediği anlamdan gelmektedir. Zira ona göre Allah’ı tenzih etmek insan aklının, teşbih ise vehmin eseridir. Çünkü onu bilmeyen akıl, onu tenzih etme yoluna gitmektedir. Bir başka yönüyle bakıldığında onu aşırı tenzih etmek, onun kullarla olan irtibatını tamamen yok saymak anlamına gelmektedir. Ona göre geleneksel kelâmcılar bu konuyu yanlış anlamışlardır. Dolayısıyla tenzih mutlaklık, teşbih ise takayyüd (sınırlılık) ifade etmektedir. Bu yönüyle ısrarla tenzihi savunan kişi cahil olmaktadır. Zira o Allah’ı kayıttan da tenzih etmektedir ki Allah kayıtlara bağlı olmaktan da kayıtlardan azade olmaktan da beridir. Bu sebeple Allah’ı bilenler ancak ârifler olmaktadır. Bu ârifler ise tenzih ile teşbihi birleştirenlerdir. "
Mehmet ÖZEL, "Sufilerin Kelâma Yönelik Eleştirileri", TEORİK AÇIDAN KELÂM - TASAVVUF İLİŞKİSİ, klm Yayınları, Kahramanmaraş, 2023.

İlhamın bilgi kaynağı olup olmayacağına ilişkin diğer bir yaklaşım da onun dinde yeni bilgi ve hükümler için değil birey...
14/01/2024

İlhamın bilgi kaynağı olup olmayacağına ilişkin diğer bir yaklaşım da onun dinde yeni bilgi ve hükümler için değil bireyin helal dairesindeki farklı seçenekler arasında tercihte bulunma ya da sosyal konularda bilgi üretme noktasında işlev göreceği şeklindedir:
Ancak, hak dinin Allah tarafından vahyedilme süreci sona ermiştir. Dolayısıyla, din konusunda ilham yoluyla yeni hükümler gelmeyecektir. Yani ilham ve sezgi ve keşfin konusu, İslam dininde yeni hükümler koymak olamaz. Eğer başlı başına yeni hükümler koymak değil de yeni meselelerin Hz. Peygamber'in bildirdiklerine göre hükümlerini tespitten söz edilecek olursa bunun için de İslam ilimleri vardır. Dolayısıyla, hayatını İslam ilimlerini öğrenmek ve bunları daha ileri noktaya taşımak için vakfeden âlimleri, birilerinin küçümsemesi doğru değildir. Bu âlimlerin ilmî tahrîc, tahkik, istinbat, istidlal gibi yollarla keşfetmeye çalıştıkları hakikatleri, birilerinin ilim yoluna girmeden elde ettiğini söylemesi, salt iddiadan ibarettir.
Yasin ULUTAŞ, "Vahiy – İlham İlişkisi", TEORİK AÇIDAN KELÂM - TASAVVUF İLİŞKİSİ, klm Yayınları, Kahramanmaraş, 2023.

Address

Klmkitaplari@gmail. Com
Maras

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when KLM Yayınları posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Category

İNSANI İNANCI İNŞA EDER

Kelam kitapları ve İslam araştırmaları yayınları

Nearby media companies


Other Maras media companies

Show All