
30/01/2025
Kuşadası İle İlgisi Olmayan Bir “Mezartaşı”:
İZMİRLİ ARİF EFENDİ OĞLU AHMED ÇEŞMESİ KİTABESİ
(Şenol Eskin-Yerel tarihçi)
Kuşadası Belediyesi ile Kuşadası Kültürel ve Tarihi Mirası Koruma Derneği’nin birlikte oluşturdukları proje sonucu 2024 yılında yaşama geçirilen “Kuşadası Adalızade Açık Hava Mezar Taşları Sergisi” kentimiz için önemli bir mezartaşları müzesidir. Burada sergilenen Osmanlı dönemi mezar taşlarının envanteri Ege Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ertan Daş yönetiminde; Sosyal Bilimler Enstitüsü Araştırma Görevlisi Dr. Ender Özbay, Doktorant İlyas Yaşayacak, yüksek lisans öğrencileri Ayça Seda Aydınlı ve Ahmet Yılmaz ile lisans öğrencisi Betül Demir’den oluşan bir ekip tarafından 2021 ve 2022 yıllarının belirli zamanlarında çıkarılmış.
MEZARTAŞI DEĞİL ÇEŞME YAZITI
Çalışma sürdürülürken 2022 yılı Nisan ayında Kale İçi Camisi’nin bahçesinde uzun süredir bir kenarda duran Osmanlı dönemine ait bir mezar taşı Kuşadası Belediyesi Mezarlık Amirliği eliyle Adalızade Mezarlığı’na nakledilir. Mezar taşları envanter çalışması sırasında taş üzerindeki yazıt okunduğunda, bunun mezartaşı değil bir çeşme yazıtı olduğu ortaya çıkar.
Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Araştırma Görevlisi Dr. Ender Özbay, 2-3 Aralık 2022’de yapılan Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Sempozyumu’na “Aydın-Kuşadası’nda Yenı̇ Tespı̇t Edı̇len Bir Osmanlı Çeşme Kı̇tabesı̇” başlığı ile sunduğu bildirgede bu kitabeden söz etmiştir. Bu bilgiye göre; 124,5x 53 cm. boyutunda, 6,5 cm. kalınlıkta mermer kitabenin ön yüzünde, yaklaşık 5 mm derinlikte kazınmış oval kartuşlar içine kitabe metni, kabartma tekniğiyle ve sülüs karakterde işlenmiştir. Ebced hesabıyla düşürülen tarih 1811-1812’yi göstermektedir.
Toplam 10 satırlık kitabe metni tercümesi şöyledir:
1) Maşaallah
2) İzmir-i Arif Efendizade el-Hacc Ahmedi
3) etti bunda bir müferrih çeşme sebil-li’llah
4) dilerim lütf-i Hüda’dan cennet ola menzili
5) Sâki-i Kevser elinden içe daima selsebil
6) Nice müddet çeküb zahmet irince maksad-ı ahire
7) Kim itdi alemin fahri Muhammed ruhuna, bil
8)Çeşme-i ab-ı hayata düştü tarih-i nazım yek-ru
9) nuş idüben medh ider buna ashab-ı sebil
10) 1226/1812
Metni günümüz Türkçesine (kabaca) şöyle çevirebilirim:
”Maaşallah…
İzmirli Arif Efendi oğlu Ahmet,
Güzel bir çeşme hayrı (sebili) yaptırdı.
Dilerim ki bu hayrı öbür dünyaya gittiğinde bilinecektir.
Bu ab-ı hayat çeşmesinin tarihini Hicri 1226 (1811-1812) olarak düştü(m).”
Daha önceleri de Kale İçi Camisi avlusunun köşesine atılmış halde duran mezartaşlarını görmekte idik. 2022’de Adalızade Mezarlığı’na taşınan bu taşlardan birinin 1811-1812 tarihli İzmirli Arif Efendi Çeşmesi kitabesi olduğunu bugün öğrendim.
1)Yaklaşık 24 yıllık çalışma sonucu Aralık 2024’te yayımladığım “Kuşadası Antik Efes-Osmanlı Suyolu ve Tarihi Çeşmeleri” kitabım öncesi bu bilgiye ulaşmak isterdim. O zaman bu bilgiyi de kitabıma koyardım.
2)Kuşadası’na içme suyu, Öküz Mehmet Paşa zamanında (1618’de) Değirmenderesi’ndeki suyun gözünden (antik Efes suyolunun bir bölümü kullanılarak) getirildi. Yaklaşık 200 yıl sonra kentin geliştiğini ve 19. yy. başında (1800’ler) kentin Su vakfiyesi tarafından önemli sokak çeşmelerinin yapıldığını söyleyebiliriz.
-Dağ Mahallesi Çetin Sokak’taki Osmanlı yazıtlı Cezayirli Küçük Mustafa Paşa Çeşmesi 1801-1802 tarihlidir.
-Camikebir Mahallesi Barbaros Hayreddin Bulvarı-Kale Kapısı alanındaki Osmanlı yazıtlı Emine Kadın Su Vakfiyesi Çeşmesi 1806-1807 tarihlidir.
-Hacıfeyzullah Mahallesi İleri-Güzel Sokakların köşesindeki Osmanlı yazıtlı Kethüda Mustafa Ağa Çeşmesi 1814-1815 tarihlidir.
Büyük olasılıkla 1811-1812 tarihli İzmirli Arif Efendi Çeşmesi de kentin önemli bir noktasına yapılmış çeşmedir diyebiliriz.
3)Ama buna rağmen, 124.5 cm. uzunluğunda ve mezartaşı stilinde biçimlendirilmiş böylesi bir çeşme yazıtını Kuşadası’nda ilk kez görüyorum.
1800’lü yıllarda örneklerini sunduğum önemli çeşmelerde var olan yazıtlar basit ve birkaç satırdır. Yani o dönemdeki hiçbir çeşme yazıtı İzmirli Arif Efendi Çeşmesi yazıtına uymuyor. Bundan dolayı; hem bu stilde ve hem de bu kadar uzunca yazılmış metni ile var olan çeşme yazıtının Kuşadası ile ilgili olmadığını da düşünüyorum.
4)Anlamını bilmeden “mezartaşı” denilerek mezarların başına konan pekçok örnek vardır. Bunların en çarpıcı örneği, Küçük Ada’daki mezarın başına konulan mezartaşıdır. Mezarda varolduğu iddia edilen kişi ile mezartaşı arasında hiçbir bağ bulunmamaktadır. O mezartaşının oradan kaldırılmasını pek çok kez yinelemiş olmamıza rağmen, kent tarihine karşı büyük duyarsızlık içinde ve yerel tarihçilere de kulakları kapalı olan belediye yönetimi o taşı hala oradan kaldırmamıştır. Büyük olasılıkla Osmanlı yazıtlı olduğu için birileri tarafından bir yerde bulunan "İzmirli Arif Efendi oğlu" taşı da, “mezartaşı” denilerek Kaleiçi Camisi’ne getirilmiştir. Bunun Kuşadası dışında bir yer olma olasılığı yüksektir.
Sonuç olarak, eski kent alanımızdaki tarihi sokak çeşmelerini bilmekteyiz. Bu bilgi üzerinden, mezartaşı stilli İzmirli Arif Efendi oğlu Ahmet Çeşmesi taşının Kuşadası ile ilgisi olmadığını söyleyebilirim.
(30.01.2025/Kuşadası)