11 yıl aradan sonra yeniden düzenlenecek Uluslararası İzmir Film Festivali 21 Nisan-28 Nisan tarihleri arasında İzmir'de... 100’den fazla filmin yer alacağı Festival’de, bütün gösterimler ve etkinlikler ücretsiz olacak. İZMİR ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ YENİDEN…
İzmir’in kültür ve sanat hayatıyla ilgili tarihine bakıldığında, ilk sinemaların, ilk operaların, ilk tiyatroların bu kentin gündelik ha
yatına canlılık getiren en önemli unsurlardan olduğu görülür. Söz ettiğimiz bu durum 19. sonları ile 20. başlarına ait İzmir’e ilişkin tablolar sunar. Seyirci bağlamında ise çok uzun yıllar İzmir ve Sinema kavramları birbirinden pek de bağımsız düşünülmemiştir.
1950’li ve 1960’lı yıllarda hemen her sokakta, mahallede bulunan açıkhava sinemaları İzmirlilerin sıcak yaz akşamlarını filmlerle serinlettiği vazgeçilmez alışkanlıklardan biri haline dönüşmüştür. Genel olarak o yıllara ilişkin Türkiye’nin bir çok yerinde vazgeçilmez bir eğlence aracı olan sinema, 60’lı yılların toplumsal, düşünsel, entelektüel hareketliliğinin yansımasını İzmir’de de bulmuştur diyebiliriz. Çünkü bugün Türkiye çapında bilinen bir çok film festivali ve film yarışmasından önce, İzmir Fuarı kapsamında “Birinci Sanat Festivali” ile Türkiye’nin ilk film festivallerinden birine ev sahipliği yapmıştır. Hatta bu festivalde en başarılı film olarak Atilla Tokatlı’nın “Denize İnen Sokak” adlı eseri seçilmiştir. Bu süreç 1970’lerin sonunda Ege Üniversitesi bünyesinde açılan ve daha sonra kurulan Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesine dahil olan Sinema-TV Bölümü (bugünkü adıyla Film Tasarımı Bölümü), yine 70’li yıllarda başlayıp 80’lere kadar uzanan sinema derneği, sinematek, film gösterimleri gibi etkinliklerle, 1983 yılında ilk kez Uluslararası Sinema Günleri’ne adım atar. DEÜGSF Sinema-TV Bölümü öğretim üyelerinden olup, bugün Beykent Üniversitesi’nde görevine devam eden Prof. Dr. Oğuz Makal’ın önce sinema günleri adıyla anılan daha sonra İzmir Uluslararası Film Festivali’ne dönüşen oluşumdaki katkıları yadsınamaz. Ayrıca Prof. Dr. Oğuz Adanır ve o dönemdeki diğer Sinema-Tv Bölümü öğretim elemanları da bu festivalin gerçekleşmesinde pratik ve teorik katkılarını esirgememişlerdir.
1989’dan itibaren “Uluslararası İzmir Film Festivali” olarak yoluna devam eden ve İzmir’in sinema alanında önemli bir açığını kapatan bu etkinlik, 2000 yılına kadar GÜSEV’in (Güzel Sanatlar Eğitim Vakfı) bünyesinde sürmüştür. On bir yıldan bu yana uluslararası düzeyde tüm film kategorilerinin yer aldığı bir festivalin eksikliği, giderek artan yeni üniverstiler ve bunlara bağlı iletişim tasarımı, sinema ya da televizyon bölümlerinin öğrencileriyle aslında ters bir orantı çizmektedir. Yapılan küçük çaptaki sinema etkinlikleri, hiçbir şekilde uluslararası düzeydeki bir film festivalinin yerini tutamamıştır. Konuya hem Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olan İzmir, hem de Türkiye’de açılan sinema bölümlerinin içinde ilk yerlerden birine sahip olan Sinema-Tv Bölümü (Film Tasarımı Bölümü) ve bu dolayımla bağlı olduğu Dokuz Eylül Üniversitesi için Uluslararası düzeydeki bir Film Festivali hem gereklilik hem de bir misyonun sürdürülmesi anlamında önem taşımaktadır. Bir yandan köklü tarihsel geçmişi, kültürel mozaiği, farklı kültürleri bir arada barındıran yapısıyla, demokrasi, barış ve tolerans kültürünün sürekliliğini, hamiliğini üstlenen bir kent olmasının yanında bu özelliğini bir “karşı duruş, sıra dışı anlayış ve farklılık” üzerine yapılandıran İzmir, Dokuz Eylül Üniversitesi kanalıyla gerçekleştireceği bu festivale özgün bir karakter yerleştirmeyi düşünmektedir. Bugün Türkiye’nin bir çok üniversitesine yetiştirdiği akademisyenlerle sanat ve sinema eğitimi verdiği kadar, sinema, reklam ve televizyon sektörünü yönetmenlik, senaristlik, kameramanlık, tasarım, kurgu, ışık vb. bir çok alanda mezunları aracılığıyla desteklemektedir. İlk akla gelen isimler arasında Semih Kaplanoğlu, Ümit Ünal, Ömer Uğur, Yüksel Aksu, Türkan Derya, Oğuzhan Tercan sayılabilir.
Önemli bir stratejik noktada bulunan İzmir, süreç içinde Expo 2020’ye aday kentler arasında olup bu konumunu uluslararası düzeyde sürdürülebilir kültür-sanat etkinlikleri, sinema festivalleri ile pekiştirmesi aslında olumlu bir çakışma gibi görünmektedir. Bu nedenle Dokuz Eylül üniversitesi ve Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarımı Bölümü uluslararası ve ulusal çaptaki filmleri, sinema sanatçılarını İzmir halkıyla buluşturmak, gelişen sinema sektörüne dahil olabilecek genç yeteneklerin, perdelere yansıyamayan eserlerini izleyiciye ulaştırmak amacıyla, Uluslararası İzmir Film Festivalini gerçekleştirecektir. Bu önemli adımda festivalin en önemli destekçileri T.C. Turizm ve Kültür Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Kalkınma Ajansı olmuştur.
21-28 Nisan 2012 tarihleri arasındaki bu festivali hayata geçirmek, sanatsal bir program ile İzmir halkını ve üniversite öğrencilerini aynı platformda buluşturmak, festival aracılığıyla İzmir’in uluslararası alanda tanınmasını sağlamak, Ulusal düzeyde uzun metraj film yarışması ve yine ulusal alanda kısa film yarışmaları düzenlemek, sinema sanatına yeni isimler, yeni bakışlar kazandırmak festivalin kısa vadeli hedefleri arasındadır. Festivalin uzun vadeli hedefleri arasında ise; uluslararası düzeyde yapılacak olan bu festivalin sürekliliği, festivalin kentle ve üniversiteyle birlikte anılan bir etkinlik haline gelmesi, yabancı ve yerli basının ilgisinin İzmir’e çekilmesi, süreç içinde İzmir’de festival kanalıyla kimi sektörel olanakların gelişmesi, çoğaltılması; bir olasılık dahilinde festivalin izmir’e Eurimage destekli salonlar kazandırması ve İzmirlinin sinema ve sanat zevkinin yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Sadece izmir’e değil Ege Bölgesine de hitap eden ve bu anlamda bölgenin kültür odağı haline gelmesi, dünya ülkeleri ile olduğu kadar komşu ülkeler, Akdeniz ülkeleri, kardeş şehirler, kardeş üniversitelerle sinema çalışmaları, workshoplar ver her türlü kültürel-sanatsal alış veriş, işbirliği uzun vadeli olarak hedeflenmektedir. Bu yıl 12. si ile yola devam edeceğimiz bu festivalde; konu, konuk ve yaklaşım anlamında İzmir’i yakından ilgilendiren birliktelikleri ön plana çıkaran bir başlangıç yapmak istedik. Bunun yanı sıra Türkiye’den, dünyadan sinema örnekleri ile ustalığına saygı duyduğumuz sinema insanlarına özel bölümler açıp, bu bölümleri yan etkinliklerle bütünleştirmeyi ve zenginleştirmeyi hedefledik. Aslında diğer festivallerle benzer içerikler barındırması, görünürde bir film festivalinin olmazsa olmazları arasında yer alırken; içerikte, duruşta ve yaklaşımda farklı olabilmeyi ilke edindik. On bir yıl aradan sonra “yeniden” gerçekleştireceğimiz ve sürekliliğini temin etmeye çalışacağımız bir festivalin heyecanı içindeyiz. Kişilerden, olaylardan, event’lerden çok, sinemanın konuşulacağı, filmlerin birbirleriyle tartışacağı bir festivalin güzel telaşı içindeyiz. Yeniden yolumuz açık olsun…