Kayseri Yurt Haber

23/04/2025

23 Nisan Marmara depremi...
AFAD büyüklüğünü duyurdu! 6.2'lik ve 5,9’luk deprem vatandaşı panikletti;
İstanbul bugün art arda depremlerle sallandı. İstanbul ilk olarak 3.9 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Bu depremden dakikalar sonra 6.2 büyüklüğünde şiddetli bir sarsıntı yaşandı. Hemen ardından 5,9 luk sarsıntı geldi.AFAD tarafından yapılan uyarılarda "Hasarlı yapılara kesinlikle girmeyin" denildi. Öte yandan artçı sarsıntılar da sürüyor. 6,2'lik depremin ardından 5.9'luk bir sarsıntı daha yaşandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 112'ye gelen çökme ihbarının olmadığını açıkladı.Depremin ardından vatandaşlar meydanlara indi.Endişeli Bekleyiş devam ediyor.

23/04/2025

23 Nisan, Umudun Adıdır
23 Nisan, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, yedi düvele karşı kurtuluş mücadelesinden çıkmış bir halkın bağımsızlık ve egemenliğini tüm dünyaya ilan ettiği gündür. Gazi Meclisimiz, egemenliğimizin, bağımsızlığımızın ve aydınlık geleceğimizin en önemli teminatıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu kutlu günü çocuklarımıza ithaf etmiş, gelecek nesilleri egemenliğimize, demokrasimize ve bağımsızlığımıza,insan haklarına sahip çıkmakla görevlendirmiştir. 23 Nisan bayramı vesilesiyle buradan özellikle kıymetli Milletvekillerimize seslenmek isterim:Gazi Meclisimizin temsilcileri olarak sizlerin asil görevlerinden biride, aydınlık geleceğimizin temel taşı olan çocuklarımıza daha müreffeh, huzurlu ve kalkınmış bir Türkiye bırakmanızdır. Parlamento iradesini yok sayanların karşısında güçlendirilmiş parlamenter sistemi inşa etmek için var gücünüzle çalışmanızdır.
Dünya lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün TBMM açılışında söylediği gibi, ‘Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da milli egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir’.
Türkiye Cumhuriyet’in temel ilkelerinin belirlenmesinde 23 Nisan bir mihenk taşı niteliğinde olmuştur. Amasya Genelgesi’yle başlayan süreç Erzurum ve Sivas Kongreleriyle devam etmiş ve nihayet 23 Nisan 1920’de Meclis’in açılmasıyla birlikte Büyük Atatürk’ün önderliğinde ‘hâkimiyetin kayıtsız şartsız milletin’ olduğu Anadolu topraklarından tüm dünyaya haykırılmıştır. Emperyalizme karşı duranlar Meclis’in açılmasıyla birlikte Cumhuriyet’e giden yolda en güçlü adımı atmışlardır. Bugün halkın egemenliğini hiçe sayanlar bilmelidirler ki parlamenter sistemin savunucuları olarak bizler adalet, eşitlik, hak ve hukuk çerçevesinde milletin mutlak egemenliğini yeniden tesis edecek, Gazi Meclisimiz bu halk tarafından hak ettiği konuma yeniden getirilecektir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın..
23 Nisan umudun adıdır..
Benden Yazması…

18/04/2025

Bu fotoğraf...  Türkiye’nin en önemli sorunlarının çözümünün ötelendiğini gösteren fotoğraftır. Bu fotoğraf... Kavgalı siyasetten, barışçıl ekonomi yönetmeye geçemeyenlerin fotoğrafıdır .Bu fotoğraf…Tarımın, hayvancılığın, üretimsiz bir dönemin başlayacağın...

18/04/2025

ACI GERÇEĞİ GÖSTEREN FOTOĞRAF
Bu fotoğraf...
Türkiye’nin en önemli sorunlarının çözümünün ötelendiğini gösteren fotoğraftır.
Bu fotoğraf... Kavgalı siyasetten, barışçıl ekonomi yönetmeye geçemeyenlerin fotoğrafıdır .Bu fotoğraf…Tarımın, hayvancılığın, üretimsiz bir dönemin başlayacağını haber veren fotoğraftır. Bu fotoğraf... Tarladaki meyve ağaçlarını don vurmasının olumsuz yansıyacağı açık ve nettir, önümüzdeki aylarda kısmen kıtlık ,kıyametinin kopacağının fotoğrafıdır. Bu fotoğraf... Hükümet tarafından ekonominin yönetilemediğinin, kamuda tasarrufun önlenemediğinin fotoğrafıdır .Bu fotoğraf... Açlık ve sefaletin, gelişmiş ülkelerin vatandaşlarının çok gerisinde yürüdüğümüzün fotoğraftır .Bu fotoğraf... Örneğin; Kayseri’de yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 23.615,12 TL’ye, yükselmesinin fotoğrafıdır. Bu fotoğraf…Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 76.922,23 TL’ye çıkmasının fotoğrafıdır.
Bu fotoğraf…Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 30.617,43 TL ’ye yükseldiğinin fotoğrafıdır.
Anaların çocuklarını okulla aç yollamasının fotoğrafıdır .Bu fotoğraf... “Açlık “ ve “sefalet” arasında sıkışıp kalmışlığın fotoğraftır. Bu fotoğraf... Bir dönemin kapanım yeni bir dönemin kapılarının açılacağını işaretini gösteren fotoğraftır.
Bu fotoğraf Ülke gerçeğini gösteren fotoğraftır.
Benden Yazması…

17/04/2025

Sevgili Okurlar, Ülkemizde bazı haksızlığa maruz kalan mağduriyetler yaşanmaktadır. Bu mağduriyetler giderilsin istiyoruz. Bunlardan biride yaşanan öğrenci mağduriyeti ve bunun Affı..Hükümetimize buradan sesleniyorum bir yasayla bu mağduriyetin giderilmesini lütfen sağlayın.Biz b...

11/04/2025

TÜRKÖNE: YAKINDA İMAMOĞLU’DA ÇIKAR
Gazeteci Mümtaz’er Türköne’den müthiş yorum: “Erdoğan çözüm sürecinde beklenileni yapmazsa, Bahçeli başka tercihler yapabilir”
Katıldığı bir progmda, Çözüm sürecinin yeniden canlandığını belirten Mümtaz’er Türköne, Türkiye’nin 19 Mart’tan bugüne çok değerli bir zaman kaybettiğini vurguladı. Bahçeli’nin İmamoğlu operasyonuna “takoz koyduğunu” söyleyen Türköne, hukuk olmadan çözüm sürecinin yürümeyeceğini ifade etti.
Mümtaz’er Türköne, çözüm sürecinin yeniden canlanmaya başladığını belirtti. Türköne, “19 Mart itibarıyla süreç dondu, buzdolabına kaldırıldı. Şimdi buzdolabından çıkartıldı, tekrar ısınacak” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile DEM Parti heyetinin görüşmesini değerlendiren Türköne, henüz beklentilerinin tam olarak karşılanmadığını söyledi.
Görüşme sonrası Sırrı Süreyya Önder’in “çok pozitif bir görüşme oldu” ve Pervin Buldan’ın “çok verimli bir görüşme oldu, süreç güzel sürüyor” açıklamalarını da değerlendiren Türköne, bu manzarayı yeterli bulmadığını dile getirdi.
Mümtaz'er Türköne: "Erdoğan adım atmazsa, Bahçeli atar"
Mümtaz’er Türköne yorumladı: Çözüm sürecinde ne oldu?
Saraçhane’deki gençlerin tahliyesi umut verdi
Türköne, kendisini umutlandıran gelişmenin Erdoğan ile yapılan görüşmeden çok, Saraçhane’den 105 gencin serbest bırakılması olduğunu söyledi.
Ayrıca Türköne “İmamoğlu meselesi, Türkiye’nin Saraçhane gündemi, bu gençler meselesi, bu hukuksuzluklar, yargının muhalefet üzerinden silindir gibi geçmesi doğrudan çözüm sürecini baltaladı” dedi.
Türkiye’nin 19 Mart’tan bugüne çok kıymetli bir zamanı kaybettiğini vurgulayan Türköne, “Çözüm süreciyle ilgili çok değerli bir zaman israf edildi. 21 Mart’ta Öcalan’ın mesajı Diyarbakır’a ulaştırılmadı” açıklamasını yaptı.
Mümtaz’er Türköne yorumladı: Çözüm sürecinde ne oldu?
“Bahçeli, İmamoğlu operasyonuna takoz koydu”
Devlet Bahçeli’ye yakınlığıyla bilinen gazeteci Türköne, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin rolüne ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu, “Bahçeli bir takoz koydu. İmamoğlu operasyonuna bir takoz koydu ve bu takozu İmamoğlu’nu sevdiği için koymadı. Bu takozu çözüm süreci durduğu için koydu” dedi. Bahçeli ile Erdoğan arasındaki iletişimin medya üzerinden gerçekleştiğini belirten Türköne, “Bahçeli mesaj yazıyor, bir şeyler söylüyor. Erdoğan da ona grup toplantısında karşılık veriyor” diye konuştu.
“İmamoğlu da yakında çıkabilir”
Türköne, Ekrem İmamoğlu’nun durumuna ilişkin de değerlendirmede bulundu, “İki partinin seçim için yaptığı işbirliği ‘terör suçu’ olarak soruşturuluyorsa orada çözüm süreci yürümez” diyen Türköne, yakın zamanda İmamoğlu’nun da tahliye edilebileceğini söyledi.
Türköne, “Erdoğan mecbur olduğu için İmamoğlu operasyonunda Bahçeli’nin koyduğu takoz yüzünden durdu. Muhtemelen yakın bir zamanda İmamoğlu da çıkar” değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli’nin rolü
Türköne, Bahçeli’nin siyasi duruşunu “tarihe mesaj vermek, tarihe not düşmek, tarihe iz bırakmak gibi bir misyon üstlenmiş” sözleriyle tanımladı, “22 Ekim’den bugüne verdiği mesajların hepsini yan yana getirdiğiniz zaman böyle bir portre çıkıyor” dedi.
Türköne, “Eğer AK Parti kanadı, Erdoğan kanadı çözüm süreci konusunda Bahçeli’nin beklediği tepkileri vermezse, hamlelerini yapmazsa Bahçeli her şeyi yapabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli’nin vereceği kararların temel ölçüsünün “erken seçime gidildiği takdirde çözüm süreci daha iyi yürür mü, yürümez mi?” olacağını öne süren Türköne, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yaklaşması gerektiğini söyledi.

11/04/2025

ÖZEL LİDER OLDU MU? Özgür Özel Ülkeye mi, Partisine mi lider oldu. Özel, Parti Genel Başkanlığından gerçekten de tam bir lider olabildi mi? Bence olmadı. İyi de, o kadar mitingler yaptı, bağırdı-çağırdı, İktidara kafa tutu ardından erken seçim için imza kampanyaları başla...

10/04/2025

ÖZEL LİDER OLDU MU?
Özgür Özel Ülkeye mi, Partisine mi lider oldu.
Özel, Parti Genel Başkanlığından gerçekten de tam bir lider olabildi mi?
Bence olmadı.
İyi de, o kadar mitingler yaptı, bağırdı-çağırdı, İktidara kafa tutu ardından erken seçim için imza kampanyaları başlattı, nasıl olmadı diyebilirsiniz.
Şöyle olmadı:
Ülkesini bırakıp sadece kendi partilisini ve bazı çevreleri memnun etti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel lider olmadı.
Kendi çevresine odaklandı, partililerinin ve bazı çevrelerin hoşuna gidecek söylemler kullandı.
Ülkenin çoğunluğunu oluşturan Muhafazakârları, milliyetçileri, aydınları görmezden geldi.
Ülkeye çokta katkısı olmayan bazı öfkeli kesimleri sevindirecek yol ve yöntem izledi.
Özel: İktidarı ‘Cuntacı’ olmakla suçladı ve bu suçlaması yargıya intikal etti.
Geçmişte, iktidara aynı suçlamayı Devlet Bahçeli’n inde MHP’nin bir gurup toplantısında yaptığı konuşması Arşiv kayıtlarında ortaya çıktı. Şimdi bu konuda Bağımsız Türk yargısının kararı beklenecek.
Aslında; Ülke ekonomisi bu haldeyken, halk perişanken, sorunları çözmekte zorlanan İktidara dolayısıyla eleştirdikleri Cumhur İttifakına can suyu olmaya devam ediyor muhalefet.
Ve gelen alkışlar boşuna.
Özgür Özel,kendi kitlesinin ve sosyal medyanın lideri olmak hevesine kapılmak yerine...
Ülkenin ana sorunlarına odaklı, lider olmaya çalışması daha doğru bir davranış olurdu.
Örneğin CHP’nin efsane lideri rahmetli Bülent Ecevit gibi…
Türkiye’nin lideri.’Karaoğlan’ gibi…
CHP tarihinde, Türk halkın çoğunun kıvanç duyduğu gibi.
Fakat CHP’nin şanlı tarihi geride kaldı. Devlet adamları,liderleri tarih oldu.
Ekonomik sıkıntıdan bunalan halkın sorunları çözüm beklerken Hükümetten, CHP’nin Hükümeti bu konuda sıkıştırması beklenir.
Ama nerede.
Özgür Özel lider olamadı, bu kafayla da olamaz.
Çünkü sözde demokratlık olunmaz:
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in partisinin geçtiğimiz günlerde yapılan Olağanüstü Kurultayı’nda, kendisine rakip olacak isimlere aday olma imkânını bile vermedi…
Tek adam olmak için lider olmak lazım. Gerçekten bir ülkeyi yönetebilecek kabiliyete ve karizmaya sahip olursanız karşınıza aday çıkmaz, çıkarmazlar.
Çünkü ihtiyaç duymazlarda ondan…
Şayet karşınıza bir başka isim aday çıkıyorsa, çıkarılıyorsa yada çıkmak istiyorsa sizin liderliğiniz tescil edilmemiş demektir.
Boykotun, zararı, karı ne oldu.
CHP yönetiminin kaybı falan yok.
CHP kurmaylarına göre Boykot % 53 oranında başaralı oldu.
“Boykotumuz işe yaramadı” diyecek halleri yok ya.
Ülkeye ve siyasete katkısı oldu mu?
Ama ülkenin kaybı kesin.
Benden Yazması…

08/04/2025

Özgür Özel ve Kurmaylarına kötü bir haberim var: CHP’nin bu davranışından İktidar Acayip mutlu oldu. Cumhur İttifakı İkinci bir şeker bayramı yaşıyor.. Özgür Özel’in kahveci dükkânını hedef almasından çok mutlu olanlar oldu ama: Türkiye’nin birinci partisi ülkedeki ...

02/04/2025

KAŞIKLA GELEN, KEPÇEYLE GİDİYOR!
Özgür Özel ve Kurmaylarına kötü bir haberim var:
CHP’nin bu davranışından İktidar Acayip mutlu oldu. Cumhur İttifakı İkinci bir şeker bayramı yaşıyor..
Özgür Özel’in kahveci dükkânını hedef almasından çok mutlu olanlar oldu ama:
Türkiye’nin birinci partisi ülkedeki ’kötü’ gidişata dur demek için Anayasal hakkını kullandı ve alanlara çıktı. Kaşıkla oluşturulan kalabalıklar, CHP’nin bu ‘BOYKOT’ çağrısından dolayı Kepçeyle tekrar gitti.
Cumhur İttifakı ve iktidar yandaşları şimdi bu gelişmelerden çok mutlular.
Sosyal medyada üzerinden muhafazakâr kesimlerin aşağılanmasından çok mutlu olanlar.
Bu mutlu olmanın şimdi nelere mal olduğunu,daha nelere mal olacağından bir haberdarlar mı? Kutuplaşmanın derinleşmesi kime ve kimlere yaramaktadır? Bunu analiz etmek ve öyle eylem yapmak çok mu zordu?
Sokaklara çıkılır, Anayasal haklar sonuna kadar kullanılır. Haksızlıklara karşı ses yükseltilir, Ana muhalefet partisinin toplantılarını medya kuruluşları canlı olarak vermeli burada CHP ve yönetimi haklı. Partinizin faaliyetlerini kamuoyuna duyurmayan ana akım medyadakiler kimse onları ‘Protesto’ edin. Ancak Ekonomiye ve istihdama katkı sunan yan kuruluşlarını ‘BOYKOT’ etmekte ne? Evine ekmek götürmek için bu iş yerlerinde çalışan binlerce emekçi var. Bunlara yazık değilmi..
“Olmadı Özgür bey olmadı” “Ohoh şimdi. Kendimize geldik” falan duygusuna kapılıp mutlumu oldunuz, taraftarınızı mutlumu ettiniz…
Size çok üzecek kötü bir haberim var:
Boykot öncesi sizi desteklemeye gelenlerin çoğu ,bu davranışınıza kızarak tekrar geri gittiler bundan haberiniz var mı?
Lüzumsuz boykot listesi açıklamak, yerine taraftarlarınıza partinizin faaliyetlerini vermeyen medya kuruluşlarını izlemeyin demek daha doğru bir yaklaşım olurdu kanısındayım.
Vatandaşların Kahve içmek için gittiği yerlerini basmak. “Herkes sınıfını belli etsin demek” gibi kelimeleri kullanmak. Yeni yeni cepler açmak. Bu mu ülkeyi ileriye taşıyacak politikanız?
Rahatsızlık hat safhada.
Siz ne yaptınız ve ne yapıyorsunuz Sayın Özel biliyormusunuz: Ülkenin birlik ve beraberliğine katkı sunmak yerine, bizden yana olmuyorsunuz diye onları iterek, kakarak partinize sıcak bakmak isteyenleri de uzaklaştırarak, onları tekrar kendi aralarında dönmeye teşvik ediyorsunuz. Dolayısıyla bitti, tükendi dediğiniz Cumhur İttifakına can suyu olmaya devam ediyorsunuz…
Türkiye’nin birinci Partisi’nin Genel Başkanı ve Kurmay kadrosu olarak varsa: haksızlığa,Hukuksuzluğa,adaletsizliğe,ekonominin kötü gidişatına karşı’ mücadele vermenizde vatandaş açısından bir sorun yok. Ancak; Yukarıda izah ettiğim ’Kahveci’ eylemleri ve benzeri eylemlerle davranışınızla yani bu kafayla başarılı bir sonuç almanız imkânsız.
Çünkü; Kaşıkla topladığınızı ,Kepçeyle tekrar yolluyorsunuz da ondan…
Benden yazması…

29/03/2025

28/03/2025

BİR ACAYİP BELİRSİZLİK
Bakmayın siz, “Şöyle iyi olacak, böyle iyi olacak” diye laf ebeliği yaparak konuşanlara.Şimdi ülkede kocaman bir belirsizlik söz konusu, açık ve net.
İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu olayının sonuna gelindi mi? Bu durum net değil bu. Belirsiz. Tamam, belki “Kısa vade için İmamoğlu devre dışıdır” diyebiliriz ama uzun vadede ne olacağı belirsiz.
Uzun süre İçeride tutularak olanaklardan uzak kalan, İmamoğlu’nun sizce heyecanı kalır mı şansı olur mu? Şayet millette gerçekten bir karşılığı oluşmuşsa olur. Şimdilik bu da belirsiz. Doğru verilerle, yani sağlıklı bir kamuoyu araştırması yapılarak tespit edilmesi lazım.
Son günlerde toplumda oluşan tepkiselliğin tamamı İmamoğlu’na duyulan güven ve sevgiden mi kaynaklanıyor? Bu da belirsiz. Bence, Toplumda oluşan tepkisellikte ekonomik bunalım yaşayanlardan, bireysel ve ailevi sıkıntılardan, bunalmalardan , işsizlikten ve çaresizlikten isyan edenlerden geldi bu büyük tepkiler.
Bu işin merkezinde olan CHP’nin kurmay kadrosu, bu işten nasıl çıkacak? Topluluğunu muhafaza eden, tepkiselliğini ülkenin birinci partisine yakışır davranışlarla mı ortaya koyan bir partiye mi dönüşecek? Yoksa ben merkezli yani kendi içinde kavgalı, dövüşlü bildik bir görünüme mi bürünecek bir parti mi olacak? İşte, size bir belirsizlik daha.
Tutuklanan İmamoğlu ve kadrosu, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecini yönlendirme ve yönetme gücünü tekrar elde edebilecek mi? Yada diploması elinde alınan, mahkum edilen İmamoğlu yerine ABB Başkanı Mansur Yavaş’mı CHP tarafından aday gösterilecek? Yasa değişikliğiyle tekrar aday olursa AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına Yavaş’mı çıkarılacak? Bir belirsizlik daha. İmamoğlu için düzenlenen destek toplantılarda ‘yüksek performans’ sergilediğini düşünenler Özgür Özel’i CHP Genel Başkanlığından, CHP liderliğine evirildiği algısını oluşturdular. Ama buda belirsiz.
“Diğer taraftan Cumhur İttifakı bu işten kârlı mı çıktı, zararlı mı çıktı?” Bunun tartışması var bir de. “Kârlı çıktı” diyen de, “Zararlı çıktı” diyen de var. Çünkü işin bu kısmı da belirsiz. Ancak, bu yaşanlardan ne Muhalefet karlı çıktı, nede iktidar ,ülke zararlı çıktı ülke..
’Sicilimize işlenmesin,geleceğimiz karatılmasın’ diye toplantı alanlarına maske takarak katıldıkları için ”Polis tarafından yasadışı unsurlar” sanıldıkları için coplanan, burnu kırılan ,bacağı kopan , gaz yiyen gençler zararlı çıktı.
Birde; Ülkedeki yaşananları takip eden bazı meslektaşlarımız , gözaltına alındılar , tutuklandılar ve daha sonra serbest bırakıldılar ama onlarda mağdur oldu, zararlı çıktı..
“Sağduyu”
Benden yazması…