Karaman Arşiv 70

Karaman Arşiv 70 Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Karaman Arşiv 70, Social Media Agency, Karaman.

Deterjan çok pahalıydı, masraf olmasın diye soda ile kaynatıyorduk çamaşırı, taş soda. Kaya soda da derlerdi, kelle kell...
16/11/2024

Deterjan çok pahalıydı, masraf olmasın diye soda ile kaynatıyorduk çamaşırı, taş soda. Kaya soda da derlerdi, kelle kelle olurdu. Atıyorduk suyun içine eritiyorduk. Atıyorduk çamaşırın içine onunla kaynatıyorduk, şahane de temizliyordu.

Çok az deterjan vardı o zamanlar zaten, Mintaks vardı, OMO çıkmış mıydı hatırlamıyorum. Bir şey daha vardı… Çiti! Çiti vardı, ama o da bulaşık deterjanıydı.

Sodayı bakkallar satıyordu. 50 kuruşluk, 25 kuruşluk, bir avuç, bir çamaşırlık. Kalıp sabunu da ikiye bölerdi kadınlar bitmesin diye. Çamaşır yıkarken el sabunu, kalıp sabunun tümünü, hayatta, asla, kimse kullanmazdı. En başında annem. Annem illa kalıbı ikiye böler, yarısını sabunluğa, yarısını çamaşırlığa götürürdü. Biri el yıkamaya, musluğun yanına, diğeri çamaşırın yanına. Hepsi ıslanıp erimesin diye, bir de çok kuruturlardı ki sabunu dayanıklı olsun diye.

Küçük kalan sabunlar da atılmaz, hepsi incecik incencik kalmış ya, toplanır eritilir, bir büyük sabun olurdu. Bende banyoda hâlâ var mesela böyle bir sabun, eski alışlanlıklardan vazgeçilmiyor, hem de mantıklı geliyor bana hâlâ. Kalanları biriktiriyorum, suyun altına tutuyorum, ıslanınca onlar birleşiyor, yeni sabun oluyor.

Masraf olmasın diye geçiyordu hayatlar, tutumluluk tasarruf…

Mesela şimdi zeytinyağını, çiçek yağını şarrr döküyoruz tencereye. Bu, asla yoktu. Bakır tencerelerin kapaklarını düşünün. Tencere ne kadar büyükse, yapacağın yemek ne kadar çoksa… Buna göre ayarlanır yağ oranı. Kapaklarda üç çizgi olur, yemek azsa birinci çizgiye kadar, yemek tencereyi doldurmuyor, ana yarıyı da geçiyorsa ikinci çizgi, tencere tamamı dolacaksa üçüncü çizgi ölçü olarak alınırdı yağ için. Yağ, asla rasgele dökülmezdi. Ölçümüz hep tencerelerimizin kapağındaki bu çizgilerdi.

Bir gün anneme dedim ki: “Anne, kaşıkla ölçelim bakalım, çizgiler ne kadar alıyor?”

Birincisi iki tahta kaşık aldı, ikincisi üç tahta kaşık… Aluminyum tencereler yoktu ki, herkesin bakır tenceresi vardı zaten evlerinde ve o kapak çizgileri de bu iş için kullanılırdı.

Kapakları da satın alırken bakardık, derin kapak kimse almazdı, sıva kapak olsun da az yağ gitsin diye.

Karaman Arşiv 70

Karaman Arşiv
Karaman Arşiv 70

Yaradılanı severimYaradan dan ötürü
16/08/2024

Yaradılanı severim
Yaradan dan ötürü

Dinecek sanma hiç o fırtına dinmezHayat ne?Gündüz mü, gece mi bilinmezBir kere geldin ya, dilediğince yaşaBir daha gelin...
16/08/2024

Dinecek sanma hiç o fırtına dinmez
Hayat ne?
Gündüz mü, gece mi bilinmez
Bir kere geldin ya, dilediğince yaşa
Bir daha gelinmez...!

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Karaman'ın Madam Potur'uUgur ErkanKaramandan.Com  Uğur Erkan Karaman'ın Madam Potur'uYüksel POTUR(1938-2023)Karaman'ın F...
16/08/2024

Karaman'ın Madam Potur'u

Ugur Erkan

Karamandan.Com

Uğur Erkan

Karaman'ın Madam Potur'u
Yüksel POTUR
(1938-2023)

Karaman'ın Fransızca Öğretmeni

12 Şubat 1938 tarihine Konya'da doğdu. Babası Mustafa İhsan Bey'dir.

1956 yılında Konya Kız Öğretmen Okulu'nu bitirdi.

1958 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümü'den mezun oldu.

Burada tanıştığı Çanakkale Bigalı okul arkadaşı Muammer Bey'le hayatını birleştirdi.

1958 yılında Bitlis Lisesi'nde Fransızca öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Eşini vatanî vazifesini yapmak üzere İstanbul'a uğurladı.

1961 yılında Karaman'a tayinleri çıktı. Karaman Lisesi bünyesinde yer alan ortaokul kısmında [Karaman (Yunus Emre) Orta Okulu] Fransızca Öğretmenliği yaptı. Yüksel Bey'de lise bünyesinde çalıştı. Mösyö ve Madame Potur'lar 11 yıl boyunca Karamanlı talebelerinin kalplerine dokundular.

1969 yılında Fransa'ya giderek, 3 ay boyunca Paris Alliance Française'de kursa katıldı.

İlk çocuğu Bülent, 1970 yılında Gazi Mustafa Kemâl İlkokulu'ndan mezun oldu. Ortaokul 1 ve 2'yi Karaman'da okudu.�
Kızları Ayşe Hülya ve Emine Derya Karaman'da doğdular. Kızı Ayşe Hülya ilkokula, Gazi Mustafa Kemâl İlkokulu'nda başladı.

1972 yılında Ankara'ya tayinleri çıktı ve Karaman'dan ayrıldılar.

Ankara Yenimahalle Kız Enstitüsü'nde çalışmaya başladı. Burada 5 yıl Fransızca öğretmenliği yaptı. 1977 yılında Ankara Atatürk Lisesi Fransızca öğretmenliğine atandı.

Aynı yıl 1 ay boyunca Brüksel Université Libre de Bruxelles'de kursa katıldı. Bu okuldan 1982 yılında emekliye ayrıldı.�
27 Temmuz 2012 tarihinde Yalova'da Eşi Muammer Bey'i kaybetti. Ankara Karşıyaka Mezarlığı'na defnedildi.

14 Kasım 2023 tarihinde Ankara'da vefat etti. Ankara Karşıyaka Mezarlığı'nda medfundur.

Muammer Bey'le izdivacından 1 erkek, 2 kız olmak üzere 3 çocuğu oldu. Üçü de tıbbiyeli oldu. �Büyük oğlu Operatör Doktor Bülent, kadın hastalıkları ve doğum mütehassıslığından emekli oldu. İşyeri hekimliği ile iştigal ediyor. Büyük kızı Uzman Doktor Ayşe Hülya, çocuk sağlığı ve hastalıkları mütehassıslığından emekliye ayrıldı. �Küçük kızı Uzman Doktor Emine Derya ise ablası gibi çocuk sağlığı ve hastalıkları mütehassıslığından emekli oldu. İşyeri hekimliği yapıyor.
Yüksel Öğretmen, hayat doluydu. Dersten önce bir kaç dakika hayatını anlatırdı. Talebelerinin hayatı sevmelerini sağlardı.

Talebeleri tarafından çok seviliyordu. Kendisi de talebelerini seviyordu. Yıl sonu son dersinde "Güzellik Veren Çiçekler" adlı hikâyeyi anlatırdı. Herkes iyilik perisi tarafından yüreğine iyilik tohumu ekilen çirkin prensesin hikâyesini can kulağıyla dinlerdi. Kraliçenin çirkin oluşundan utandığı prenses, halkın sevgilisi olmuştu. Kalbinde iyilik tohumu olan insan çirkin değildi. Her zaman güzeldi. Bu hikâyeyi dinleyen talebeleri soluk alırlar ve kalplerinde iyilik taşıdıkları için şükrederlerdi.

Öyle ki talebelerine öğütlediği konuşmasıyla onlara özgüven telkin ederdi.

Fransızcayı sevdirerek öğretti. Daha önce Fransızca bir kelime öğrenemeyenler, onun sayesinde mektup yazacak vaziyete geldiler.

Rol modeldi, talebelerinden Fransızca öğretmenliğini tercih edenler oldu.

Karamanlıların Fransızcasının iyi olmasındaki katkıları unutulmadı.

(Katkılarından dolayı Bülent POTUR Beyfendiye teşekkür ederim.)

Uğur Erkan


Karaman Arşiv 70
Karaman
Karaman

HEPİMİZE SONUNDA ANCAK BU KADAR TOPRAK DÜŞECEK Tolstoy’un "İnsan Ne ile Yaşar" adlı kitabında, çiftçi Pahom’un hazin ve ...
16/08/2024

HEPİMİZE SONUNDA
ANCAK BU KADAR TOPRAK DÜŞECEK

Tolstoy’un "İnsan Ne ile Yaşar" adlı kitabında, çiftçi Pahom’un hazin ve ibretlik öyküsü yer alır.

Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır.

Uzak bir yerlerde, cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir.

Gerçekten de Reis herkese istediği kadar toprak veren cömert biridir.

Pahom’a “Sabah güneşin doğuşundan batışına kadar katettiğin bütün yerler senin fakat güneş batmadan yeniden başladığın yere dönmen lazım.” der. “Yoksa bütün hakkını kaybedersin.”

Pahom güneşin doğuşuyla beraber başlar yürümeye. Tarlalar, bağlar, bahçeler geçer. Tam geri dönecekken gördüğü sulak bir araziyi es geçemez.

Şu bağ, bu bahçe derken bakar ki güneşin batmasına az kalmış. Koşar, koşar, ama kesilir takâti. Halsiz adımlarla yürümeye devam ederken, Pahom’un burnundan kanlar damlamaya başlar. Tam başladığı noktaya yaklaşmışken, bir an yığılır yere ve bir daha kalkamaz…

Reis olanları izlemektedir.
Çok kereler şahit olduğu olay yeniden vuku bulmuştur.
Adamlarına bir mezar kazdırır.
Pahom’u bu mezara gömerler.
Reis Pahom’un mezarının başında durur şöyle der:
“Bir insana işte bu kadar toprak yeter!”

Mütemadiyen biriktirmek istiyoruz. Yiyemeyeceğimiz kadar erzak, giyemeyeceğimiz kadar kıyafet, kullanamayacağımız kadar eşya, oturamayacağımız kadar ev…
Gözlerimiz midelerimizden, arzularımız ihtiyaçlarımızdan daha büyük…

Ve insan yaşlandıkça besler, gençleştirir arzularını.
Biriktirdikçe hayata olan bağlarını artırır.
Öyle bağlanır ki hayata, bir gün bu diyardan göçüp gideceği fikri zamanla yitip gider aklından…

Tüketmeye de çok meraklıdır insan.
Biriktirdiği paranın, eşyanın, malın-mülkün yanında zaman tüketir, söz tüketir…
Benlik biriktirirken, benliğini tüketir…

Gören bir gözü, tutan bir eli, yürüyen bir ayağı satın alamayacak ve kaybedince tekrar sahip olamayacak kadar aslında fakiriz hepimiz.


Karaman Arşiv
Karaman Arşiv 70

Karaman

Büyük Türk Ozanı Nesimi, bir tarikata gider. Azgın softa Nesimi'nin Türkçe konuşmasından rahatsız olur. Nesimi'den ya Ar...
16/08/2024

Büyük Türk Ozanı Nesimi, bir tarikata gider.
Azgın softa Nesimi'nin
Türkçe konuşmasından rahatsız olur.
Nesimi'den
ya Arapça ya da Farsça konuşmasını isterler,

Nesimi ise azgın softaya şu cevabı verir:

"Har içinde biten gonca güle minnet eylemem!
Arabi ,Farisi bilmem; dile minnet eylemem.
Sırat-ı Müstakim üzre gözetirim Rahim’i,
İblisin talim ettiği yola minnet eylemem.
Bir acayip derde düştüm, herkes gider kârına,
Bugün buldum, bugün yerim; Hak kerimdir yarına.
Zerrece tamahım yoktur, şu dünyanın varına
Rızkımı veren Hüdâ’dır, kula minnet eylemem.
Oy Nesimi, can Nesimi; ol Gâni Mihman iken,
Yarın şefaatkarım Ahmed-i Muhtar iken,
Cümlenin rızkını veren ol Gâni Seddar iken;
Yeryüzünün halifesi hünkâra minnet eylemem.”
***
Hâlbuki Nesimi ana dili Türkçe dışında Arapça ve Farsça da bilmektedir.
Fakat, küstah tarikat faresine karşı Türkçe'nin kendisi için ne kadar önemli olduğunu göstermek için ‘Arabî Farisi bilmem’ demiştir.
Vatan sever Türk şair ve yazar çizerlerimiz; Anadolu başta olmak üzere pek çok Türk yurdunda şanlı Türklüğümüzüm ve güzel Türkçe'mizin konuşmasında ısrarıyla günümüze kadar yaşatılmasına en büyük katkıyı sunmuştur.
Bunların en önemlilerinden Nesimi de,
dil asimilasyonuna direnen ilk Türk ozanıdır.......


Karaman Arşiv 70

Türk kadını ve 1933'te Fransa’nın en saygın gazetesi Le Monde ‘un  ilk sayfası  “ Le Miroır du Monde “ " DÜNYANIN AYNASI...
25/01/2024

Türk kadını
ve 1933'te Fransa’nın en saygın gazetesi
Le Monde ‘un ilk sayfası
“ Le Miroır du Monde “
" DÜNYANIN AYNASI "

Ve sadece
Cumhuriyetin ilanından 10 sene sonra
Anlamayana anlamak istemeyenlere

Mustafa ÇölmekciMustafa Agabeyin vefatının 7.yılıSaygı ve sevgiyle anıyoruz
24/01/2024

Mustafa Çölmekci

Mustafa Agabeyin vefatının 7.yılı

Saygı ve sevgiyle anıyoruz

22.01.2008Muzaffer DelenÇok erken topraga verdiklerimizdenHuzur içinde uyu arkadaşım ..
24/01/2024

22.01.2008

Muzaffer Delen
Çok erken topraga verdiklerimizden

Huzur içinde uyu arkadaşım ..

Kamil Renlidere Bektaşilerin Kamil1970 lerde İsmet Paşa caddesi Çıkmaz sokagın yakılşıklı delikanlısıSaygıyla …
24/01/2024

Kamil Renlidere
Bektaşilerin Kamil
1970 lerde İsmet Paşa caddesi
Çıkmaz sokagın yakılşıklı delikanlısı
Saygıyla …

Bir yüregi yanık babadan ogul ‘a EVİN’e Hüzzam bir taksim gibiydinÖzenle yapılmış bir udun tılsımlı nağmeleriydinÖyle iç...
24/01/2024

Bir yüregi yanık babadan ogul ‘a

EVİN’e

Hüzzam bir taksim gibiydin

Özenle yapılmış bir udun tılsımlı nağmeleriydin

Öyle içli

Öyle nazendeydin ki

Korkuyordum

Pespaye düğüncülerin elinden

Bütün notaların yerlere saçılacak diye

Saçtılar

Toplayamadın

Alıcı bir kuş gibiydin

Geniş kanatlarıyla göklere ait

Öyle güçlü

Öyle mağrurdun ki

Korkuyordum

En zayıf olduğun yere

Toprağa indirecekler diye

İndirdiler

Kalkamadın

Kardelen gibiydin

Hiçliğin ortasında

Hiçliğe inat

Saf yaşamdın

Öyle fark edilendin ki

Korkuyordum kıracaklar diye

Kırdılar

Saklanamadın

Osman Nuri Koçak

Toprak soguk
eller soguk
gözyaşları buz
Topraga düşen
yakar yürekleri
Yakar elleri
Yanar gözyaşları
Toprak
aldıgına
pişman
Zemheri
Zemheriligine

Evin ..

Oltan

1444 yılı Karaman Sınırları
24/01/2024

1444 yılı Karaman Sınırları

Karaman İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Coğrafi İşaret başvurusu yapılan Karaman Mayalısı 15.01.2024 tarihli ve 1...
17/01/2024

Karaman İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Coğrafi İşaret başvurusu yapılan
Karaman Mayalısı 15.01.2024 tarihli ve 165 sayılı Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı Bülteni’nde yayınlanarak, tescil belgesi alan 13. tescilli ürünümüz oldu.

Karaman İl Tarım ve Orman Müdürlüğü

1930 lar Karaman Haberleri
17/01/2024

1930 lar Karaman Haberleri

Degerli ögretmenlerimizKadir ve Ayşe Tuzcu Topraga verişimizin yıldönümü Saygı ve özlemle anıyoruz
17/01/2024

Degerli ögretmenlerimiz
Kadir ve Ayşe Tuzcu
Topraga verişimizin yıldönümü

Saygı ve özlemle anıyoruz

Karaman adının nereden geldiğiyle ilgili önemli bir kaynak
17/12/2023

Karaman adının nereden geldiğiyle ilgili önemli bir kaynak

Ozanımız İsa Oğuz’u topraga verişimizin yıldönümüOnu saygı ve özlemle anıyoruz
06/12/2023

Ozanımız İsa Oğuz’u
topraga verişimizin yıldönümü
Onu saygı ve özlemle anıyoruz

Safiye Ali ismini hic duydunuzmu?bu ülkenin ilk kadin doktoru. 1891 yılında İstanbul’da dünyaya gözlerini açar. 6 kişili...
06/12/2023

Safiye Ali ismini hic duydunuzmu?

bu ülkenin ilk kadin doktoru.

1891 yılında İstanbul’da dünyaya gözlerini açar. 6 kişilik ailenin en küçük ve en zeki kız çocuğudur.
Amerikan Kız Kolejinde okurken Balkan savaşından getirilen yaralıları tedavi eder.
Lise bitince doktor olmaya karar verir. Fakat hangi kapıyı çalsa ‘’Tıp Fakültesine kadın öğrenci alamayız’’ sözüyle karşılaşır.
Kafaya koymuştur bir kere doktor olacaktır. Maddi imkansızlıklara rağmen Almanya’ya Tıp okumaya gider.
Açlık ve sefaletin en dibini görür. Günlüğünde şu not vardır; ‘’Çöpten çıkarıp geceleri yediğim ekmek hiç ağrıma gitmiyor, ülkemde tıp fakültesi varken buralarda olmam daha çok ağrıma gidiyor.
Ne olursa olsun ülkeme doktor olarak döneceğim.’’ Dediğini yapar ve okulunu derece ile bitirip ülkesine doktor olarak döner.
Cağaloğlu’nda ilk muayenehanesini açar fakat kadın olduğu için ilk zamanlar kimse gelmez. Halbuki kadın ve çocuk hastalıkları doktorudur.
Aşağılamalara, dışlamalara ve hakaretlere aldırmadan, pes etmeden devam eder.
Fakir ailelerin kadınlarını ve çocuklarını evlerinde ücretsiz tedavi eder.
Eline geçen ilk parayla süt ve bakım evi açar. Hasta ve zayıf çocuklar için Hilal-i Ahmer muayenehanesini kurar. Direnerek, kadınların tıp fakültesine alınmalarını sağlar.
Ülkenin tıp eğitimi veren ilk kadını olur. Vücudu kendisinden önce pes eder; kansere yakalanır.
Almanya’ya gönderilir. Almanya’da tıp eğitimi aldığı hastanede ılık bir bahar günü hayata gözlerini yumarken şu sözleri söyler; Kadınlar size emanet…
Bu yüce kadın Safiye Ali’dir…

Address

Karaman
70100

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Karaman Arşiv 70 posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Karaman Arşiv 70:

Share