16/11/2024
Deterjan çok pahalıydı, masraf olmasın diye soda ile kaynatıyorduk çamaşırı, taş soda. Kaya soda da derlerdi, kelle kelle olurdu. Atıyorduk suyun içine eritiyorduk. Atıyorduk çamaşırın içine onunla kaynatıyorduk, şahane de temizliyordu.
Çok az deterjan vardı o zamanlar zaten, Mintaks vardı, OMO çıkmış mıydı hatırlamıyorum. Bir şey daha vardı… Çiti! Çiti vardı, ama o da bulaşık deterjanıydı.
Sodayı bakkallar satıyordu. 50 kuruşluk, 25 kuruşluk, bir avuç, bir çamaşırlık. Kalıp sabunu da ikiye bölerdi kadınlar bitmesin diye. Çamaşır yıkarken el sabunu, kalıp sabunun tümünü, hayatta, asla, kimse kullanmazdı. En başında annem. Annem illa kalıbı ikiye böler, yarısını sabunluğa, yarısını çamaşırlığa götürürdü. Biri el yıkamaya, musluğun yanına, diğeri çamaşırın yanına. Hepsi ıslanıp erimesin diye, bir de çok kuruturlardı ki sabunu dayanıklı olsun diye.
Küçük kalan sabunlar da atılmaz, hepsi incecik incencik kalmış ya, toplanır eritilir, bir büyük sabun olurdu. Bende banyoda hâlâ var mesela böyle bir sabun, eski alışlanlıklardan vazgeçilmiyor, hem de mantıklı geliyor bana hâlâ. Kalanları biriktiriyorum, suyun altına tutuyorum, ıslanınca onlar birleşiyor, yeni sabun oluyor.
Masraf olmasın diye geçiyordu hayatlar, tutumluluk tasarruf…
Mesela şimdi zeytinyağını, çiçek yağını şarrr döküyoruz tencereye. Bu, asla yoktu. Bakır tencerelerin kapaklarını düşünün. Tencere ne kadar büyükse, yapacağın yemek ne kadar çoksa… Buna göre ayarlanır yağ oranı. Kapaklarda üç çizgi olur, yemek azsa birinci çizgiye kadar, yemek tencereyi doldurmuyor, ana yarıyı da geçiyorsa ikinci çizgi, tencere tamamı dolacaksa üçüncü çizgi ölçü olarak alınırdı yağ için. Yağ, asla rasgele dökülmezdi. Ölçümüz hep tencerelerimizin kapağındaki bu çizgilerdi.
Bir gün anneme dedim ki: “Anne, kaşıkla ölçelim bakalım, çizgiler ne kadar alıyor?”
Birincisi iki tahta kaşık aldı, ikincisi üç tahta kaşık… Aluminyum tencereler yoktu ki, herkesin bakır tenceresi vardı zaten evlerinde ve o kapak çizgileri de bu iş için kullanılırdı.
Kapakları da satın alırken bakardık, derin kapak kimse almazdı, sıva kapak olsun da az yağ gitsin diye.
Karaman Arşiv 70
Karaman Arşiv
Karaman Arşiv 70