Kocaeli Haber

Kocaeli Haber Kocaeli'nin 12 ilçesinden haber yayını yapan ilk ve tek haber sitesi Kocaeli Haber Gazetesi İnternet
(7)

Velilerden MEB'e sert tepki: Çocukları piyasaya yönlendirmek sizin göreviniz değildir!Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Ko...
07/08/2024

Velilerden MEB'e sert tepki: Çocukları piyasaya yönlendirmek sizin göreviniz değildir!

Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Kocaeli Şube Başkanı Ayşe Irmak, 9'uncu sınıfta sınıf tekrarına kalan öğrencileri Mesleki Eğitim Merkezleri'ne (MESEM) yönlendiren Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) tepki gösterdi.
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Kocaeli Şube Başkanı Ayşe Irmak yaptığı açıklamada 9. Sınıf Öğrencilerinin Mağduriyeti Giderilmelidir:
Bilindiği gibi 2023-2024 yılının başında Milli Eğitim Bakanlığı, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde bir değişiklik yaparak kademeli olarak sınıf geçme ve sınıf tekrarı ile ilgili maddeler de güncelleme yaptı.
Yönetmeliğe göre; daha önce bir üst sınıfa geçişler için gerekli 50 ortalama artık yeterli olmayacak denilmiştir.
Öğrencilerin sınıf geçmelerine yönelik, derslere ilişkin yeterlilik ve kazanımlara sahip olarak eğitim ve öğretim süreçlerini tamamlamalarını sağlamak amacıyla yılsonu başarı puanı 50 olmak kaydıyla en fazla 1 dersten başarısız dersi bulunanlar doğrudan bir üst sınıfa geçebileceklerdir. Ders ortalaması 50 olan öğrencilerden en fazla 3 dersten başarısız olanlar, sorumlu olarak bir üst sınıfa geçebilecektir. Yönetmeliğe göre liselerde 4 ders ve üzeri zayıfı olan öğrenciler sınıf tekrarı yapacaklardır. Bu uygulama, 2023-2024 eğitim ve öğretim yılından itibaren kademeli olarak uygulanmaya başlanılmıştır. Bu kapsamda bu yıl liseye başlayan 9'uncu sınıf öğrencilerine yeni yönetmelik hükümleri uygulanmış, diğer sınıflar için eski uygulama sürdürülmüştür.
Milli Eğitim Bakanlığı, yapılan bu değişiklik ile öğrencilerin geçtiğimiz yıllara kıyasla daha yüksek oranda sınıfta kalma durumuyla karşılaşacağını öngörmüş olmalı ki, riski azaltmak amacıyla yönetmelik maddesi çıkarmıştır. Buna göre; Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre sınıf tekrarı riski olan öğrencilere yönelik önleme, müdahale ve yönlendirme KOMİSYONU kurulur. Bu komisyon, müdür veya görevlendireceği müdür yardımcısının başkanlığında, ilgili okul zümre başkanları, rehber öğretmen ve sınıf rehber öğretmeninden oluşur. Komisyon;
a) Eğitim ve öğretim yılının birinci ve ikinci dönemi sonunda, ayrıca ihtiyaç olması durumunda komisyon başkanının çağrısıyla toplanır.
b) Birinci dönemin sonunda başarısızlık nedeniyle sınıf tekrarı riski olan öğrencileri belirler, ikinci döneme yönelik öğrenci merkezli zorunlu müdahale planı yaparak okul müdürünün onayına sunar, bu planı öğrenci ve veli ile paylaşır.” denmektedir.
Mağduriyetlerin yaşandığı birçok okulda, yönetmeliğin bu maddesinde tarif edilen KOMİSYON’lar kurulmamıştır. Bu kritik önemde bir konudur. Sınıf tekrarı yapmak durumuyla karşı karşıya kalan öğrenciler ve velilerin büyük çoğunluğu değişen sınıf geçme yönetmeliğinden haberdar dahi değillerdir.
Bilindiği gibi bu yıl tüm eğitim kademelerinde ölçme değerlendirme olarak da köklü değişikliklere gidilmiştir. İlkokul kademesinde yazılı sınav ile değerlendirme tamamen kaldırılmıştır. Ortaokul ve lise kademesinde öğrenim gören çocuklar için de yazılı sisteminde köklü değişikliklere gidilerek açık uçlu soru sistemi ile ölçme değerlendirme yapılmıştır. Öğrencilerin alışık olmadığı bu soru sistemi ile hem ortaokul hem de lise kademesindeki öğrenci başarılarında ciddi oranda düşüş yaşanmıştır. Ortaöğretim kademesinde kademeli olarak uygulanan sınıf geçme yönetmeliğine göre ise mağdur edilen sadece 9. Sınıf öğrencileri olmuştur. Aslında genel olarak tüm kademelerde başarısızlığın yoğun biçimde artmış olduğu bir eğitim öğretim yılı geçirilmiştir.
İlkokul ve ortaokul kademesinde sınıf tekrarı için önlemler alınmış ve bu önlemlerin uygulanmış olmasının yanında, öğrenci velisinin de süreçten haberdar edilip onayının bulunması gerekmektedir. Bu koşullarda sınıf geçen ve 9. sınıfta bu yıl öğrenim görmeye başlamış olan öğrenciler ve velileri, sınıf tekrarı riskini azaltmak ve önlemek adına kurulması gereken komisyon birçok okulda kurulmadığı ve gerekli önlemler alınmadığı için mağdur edilmiştir.
Ortaöğretime henüz başlamış ve alışma evresinde bocalamış öğrencilerimizin geçmiş yıllara göre tamamen farklılaştırılmış açık uçlu sınav sistemi ile değerlendirilmiştir. Biz öğrenci velileri olarak akademik başarısı düşmüş olan 9 uncu sınıf öğrencilerinin ve velilerinin yaşamış oldukları bu mağduriyet, öğrencilere başarısız oldukları derslerden sınav hakkı tanınarak veya önümüzdeki eğitim öğretim yılı için sorumlu sınıf geçme olanağı verilerek giderilmesini talep ediyoruz. Oysa MEB Orta öğretim Kurumları Yönetmeliğinin ‘’Nakil ve Geçişler’’ başlıklı yazısında ‘’Diğer okul türlerinde öğrenim gören öğrencilerden 9 uncu sınıfta başarısızlıkları nedeniyle sınıf tekrarına kalanlar istemeleri halinde MESEM’lerin ortak derslerinden (Türk Dili ve Edebiyatı, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Matematik ve Tarih) en az iki tanesinden başarılı olmuşlarsa Temmuz ayının son gününe kadar bir işletmeyle sözleşme yapması şartıyla MESEM’lerin 10. Sınıfına kaydetme hakkı verilmiştir. Bu şartla çocukların mağduriyetlerini bir fırsata çevirerek ucuz iş gücü talebi olan piyasaya yönlendirmek MEB’in görevi olmamalıdır. Oysa MEB’in her zaman çocuklarımızın üstün yararını düşünerek karar alması gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. Ayrıca MEB’in bu uygulaması çocuklarımızı bu kritik yaşlarında okula ve eğitime küstürebilecek sonuçlar doğurabileceğini ve sizlerin de birer veli olduğunuzu unutmadan, sorunun çözümüne dönük olumlu yönde adımların zaman kaybetmeden atılmasını biz Öğrenci Veli Derneği (Veli-der) olarak talep ediyoruz. ifadelerini kullandı.

Haber: Uğur GENCER

Sınıf Tekrarına Kalan Öğrencilerin MESEM’lere Yönlendirilmesi Kabul Edilemez!MEB’in, sınıf tekrarı yapan öğrencileri Mes...
06/08/2024

Sınıf Tekrarına Kalan Öğrencilerin MESEM’lere Yönlendirilmesi Kabul Edilemez!

MEB’in, sınıf tekrarı yapan öğrencileri Mesleki Eğitim Merkezlerine (MESEM) yönlendirmesini eleştiren Eğitim Sen, son 7 ayda okul yaşında 42 çocuk işçinin iş cinayetlerinde öldüğünü hatırlattı.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 9. sınıfta sınıf tekrarına kalan öğrencilere bir müjde olarak sunulan ve Türk dili ve edebiyatı, din kültürü ve ahlak bilgisi, matematik ve tarih derslerinden en az ikisinden geçmişlerse mesleki ve teknik Anadolu liselerinin bünyesinde ya da bağımsız olarak açılan Mesleki Eğitim Merkezlerinin MESEM programlarının 10. sınıfından öğrenimlerine devam edebilmelerine olanak sağlayan düzenleme kabul edilemez.

9. sınıfta sınıf tekrarına kalan öğrencilerin herhangi bir destek sunulmadan, af düzenlemesi ya da telafi sınavı yapılmadan, örgün eğitimin dışına çıkartılarak MESEM’lere yönlendirilmesi, bir işletmeyle sözleşme yapması şartıyla Mesleki Eğitim Merkezleri’nin (MESEM) 10’uncu sınıfına kayıt yaptırabilme olanağının tanınması eğitimdeki eşitsizlikleri arttıracaktır. Sınıf tekrarına kalan öğrencilerin sorunlarını çözmek yerine yeni sorunlar doğuracaktır.

SON 7 AYDA MESEMLİ 47 ÇOCUK İŞÇİ ÖLDÜ
Son 10 gün içerisinde Ankara ve Konya’da gerçekleşen iş cinayetlerinde 2 MESEM öğrencisi hayatını kaybetti. 2024 yılı içerisinde son 7 ayda okul yaşında 42 çocuk işçi iş cinayetlerinde öldü. MEB’in ”4 gün işletmede, 1 gün okulda” sloganıyla duyurusunu yaptığı, MESEM’e devam eden öğrencilere “ 10. ve 11. sınıfta asgari ücretin yüzde 30’ u 12. sınıfta yüzde 50’si devlet tarafından ödenir, öğrenciler 12. sınıfın sonunda ustalık belgesi ve meslek lisesi diploması alabilirler” diyerek yoksul aileler açısından cazip hale getirmeye çalıştığı, piyasaya ucuz iş gücü yaratma projesi olan MESEM’lerde şu ana kadar onlarca öğrencimizi kaybettik.

Rakamlar bu kadar vahimken Milli Eğitim Bakanlığı’nın MESEM’ler eliyle çocuk işçiliğini yasallaştırmaya çalışması, ekonomik ve toplumsal eşitsizlikleri derinleştirici bir etki yaratmaktadır. Özellikle, düşük gelirli yoksul ailelerin çocukları, kısa vadede iş bulma umuduyla bu merkezlere yönlendirilirken, daha iyi ekonomik koşullara sahip ailelerin çocuklarının akademik eğitime devam etmesi eğitimde uzun süredir yaşanan sınıfsal ayrışmayı pekiştirici niteliktedir.

Her öğrencinin, potansiyelini en iyi şekilde gerçekleştirebileceği bir eğitim sisteminde eğitimini sürdürme hakkı vardır. Ancak, sınıf tekrarı yapan öğrencilerin MESEM’e yönlendirilmesi, onları eğitim sisteminden dışlayarak sınıf ayrımcılığının bizzat MEB eliyle derinleştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu uygulama, öğrencileri “başarısız” olarak damgalayarak, akademik başarıyı tek ölçüt kabul eden bir çarpık anlayışın yansımasıdır. Oysa eğitim sadece akademik başarıdan ibaret değildir; öğrencilerin sosyal, duygusal ve bireysel yeteneklerini geliştirmeleri de bir o kadar önemlidir.

MEB’in görevi çocukların mağduriyetlerini fırsata çevirerek ucuz iş gücü talebi olan piyasaya yönlendirmek değil, her öğrencinin ihtiyaçlarına uygun somut çözümler üretmek ve eğitim politikaları geliştirmek olmalıdır. Gençlerin geleceğini ucuz iş gücü yaratma uğruna heba etmek yerine, onları topluma katkı sağlayan bireyler olarak yetiştirmek öncelikli hedef olmalıdır.

Kaynak: egitimsen.org.tr

MESEM'in yolları taştan mecbur bıraktın garibanları Sayın Bakan!Sınıflar 25 kişilikBoş geçen ders yok!Rapor alan öğretme...
02/08/2024

MESEM'in yolları taştan mecbur bıraktın garibanları Sayın Bakan!

Sınıflar 25 kişilik

Boş geçen ders yok!

Rapor alan öğretmen yerine çocuklar konudan geri kalmasın diye aynı branş öğretmeni derse girip konu anlatıyor

Anlamadım diyen öğrenciye anlasaydın! “Ben anlatır geçerim diyen yok!”

Eğitimde her şey güllük gülistanlıkken

Peki, siz neden hiç çalışmadınız çocuklar?

Her veli toplantısında şablon sözlerden olan “ellerinden telefon
düşmüyor” diyen öğretmenleri neden dinlemediniz siz veliler!

Pandemi, uzaktan eğitim derken neden geri kaldınız çocuklar

Derste ders dinlemek yerine uyuklayan arkadaşınızı neden uyandırmadınız?

Ha bugün ha bayram sonrası belki bir af belki bir telafi olur diye çok
beklediniz! Tatil size haram oldu çocuklar.

Size hiç seçeneksiz MESEM'in yolları görüldü

Belki sonradan açılırsınız diye sizi düşünen size bir şans veren olmadı

Kolejlere gidebilen maddi gücü sizden daha iyi olan arkadaşlarınızla
yaşadığınız kaderiniz aynı bu adalet mi diye sakın ola isyan etmeyin!

Üzülmeyin parası olanla olmayanın aldığı eğitim kalitesi aynı müfredat aynıydı

Kademeli olarak başlayan yönetmelik liseye yeni başlayan 9. sınıf
öğrencilerine uygulanmasıyla siz bu sistemin unutulmaz bir parçası
oldunuz.

Her genç kızın hayali gelinlik giymek olduğu gibi her öğrencinin
hayali de üniversiteye gitmekti sizin eğitim hayaliniz yalan oldu
çocuklar.

Devlet okuluna giden garibe çıraklığın yolları

Zenginlere kolejlerin yolları

Elbette mazlumların sesini duyan, gözyaşlarını gören birileri çıkacaktır.

Unutmayın! Çocuğu özel okula giden telafi diye bağırmıyor, Çocuğu
Devlet okuluna giden günlerdir bağırıyor onu da bir duyan olmuyor.

Madem Mesleki Eğitim Merkezlerine gidecek çocuklar 10. Sınıftan
başlayabiliyor bırakın çocuklar kendi okullarında kalıp sorumlu
geçsinler.

Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde okuyup sınıf tekrarına kalanlar zaten meslek sahibi olmak için okudukları okullarında neden devam etmeyip de MESEM’e gidecek inanın bunu da ben anlamış değilim.

Eğitimde tek suçlu bu sisteme adapte olamayıp başarısızlık sonucu
sınıf tekrarı yaşayan çocuklar olmasınlar.

Herkes silkelensin ve kendisini sorgulasın.

Göklerden gelen bir karar olduğu gibi iki dudak arasından çıkacak
müjdeli bir haber veren de elbette olur.

Allah büyüktür.

Kalın Sağlıcakla,

Hastane randevuları çıldırtıyor!Nedir bu Kamu hastanelerinde bitmek bilmeyen poliklinik yoğunluğu?Kamu hastanelerinde po...
24/07/2024

Hastane randevuları çıldırtıyor!
Nedir bu Kamu hastanelerinde bitmek bilmeyen poliklinik yoğunluğu?
Kamu hastanelerinde poliklinik randevu bulmak çok zor!
Peki, doktor sayısı mı eksik? Yeterli sayıda doktor var ama az hasta mı bakılıyor?
İkinci sorunun cevabı kesinlikle hayır!
Çoğu kamu hastanesinde bir poliklinikte günlük 42 randevulu hasta bir o kadarda randevusuz hasta bakılıyor genellikle bir hekim günlük 80-100 arası hasta bakıyor.
Hekim sayısı az olan branşlar nadir de olsa elbette yok değil! Ancak hekim sayısı yeterli olan branşlarda da randevu sorunu yaşanıyor.
Çünkü çok fazla poliklinik başvurusu var.
Hekim sayısı artırılarak kısmen sorun çözülebilse de aslında tam olarak sorun çözülemeyecek gibi görünüyor.
Kamu hastaneleri poliklinik hizmet sunumunda niteliksel (sayısal) olarak en üst kapasitede çalışıyor hekim günde 80-100 hasta bakıyor bunun üzerine çıkamaz da.
Ancak nitelik olarak poliklinik hizmetlerinin aynı durumda olmadığını düşünüyorum.
Bence poliklinik hizmetlerinin niteliğinin arttırılmasına şiddetle ihtiyaç var.
Bir poliklinikte muayene olan hasta çoğu kez diğer polikliniklere de muayene olmak zorunda kalıyor.
Bir hasta aynı gün 2-3 veya daha fazla muayene olabiliyor. Bu da poliklinikler de aşırı kalabalığa ve yığılmalara yol açıyor. Tıpkı acillere sadece ilaç yazdırmak için gelen hastalar gibi kuru kalabalığa neden oluyor.
Üstelik gün içinde aynı şikayetten bile önce sağlık ocağı, sonra hastane acillerine ardından polikliniğe gidebilen kişi için sistem üzerinde hiç engel yok! Her gittiği hekim ilaç yazdığını düşünürseniz bence ilaç israfı da yaşanıyor. Ayrıca hekimler çoğu zaman çok gereksiz durumlardan dolayı da zaman kaybediyorlar.

Bir hekimin hastasını mümkün olduğunca tek poliklinikte sorunu çözmesini teşvik edecek düzenlemelere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Aynı düzenleme birinci basamak sağlık hizmetleri aile hekimlerini de kapsamalı.
Böylelikle sağlıkta niteliğin arttırılması neticesinde niceliğin azaltılması sağlanarak yoğunluk azaltılıp sorunun çözüme kavuşacağı kanaatindeyim.
Aksi halde tıpkı seçimlerdeki gibi Sağlık Bakanlığı bir anket yaptıracak olursa bence kamu hastanelerinden randevu alamayanların sayısı ve bu sebeple mecburen aciliyet nedeniyle özel hastanelere gitmek durumunda kalan vatandaşların çığlıklarını duyacak ve Haziran ayı TÜİK verilerine göre doktor muayene ücreti 33 lira 69 kuruş gibi rakamlar ödemeye hayat boyu şahit olamayacaksınız!
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü görevini başarıyla tamamlayan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın takdir ve tensipleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin 53. Sağlık Bakanı olarak göreve başlayan Sayın Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ve yeni oluşturacak olan ekibinin ilk etapta randevu sisteminde yaşanan sorunları öncelikli olarak masaya yatırmaları gerektiğini düşünüyorum.
Unutmayın!
Hekim hastasına yeteri kadar zaman ayıramadığında;
- ⁠Hastanın poliklinik hizmetlerine ulaşması güç hale gelir,
- Muayene olan ama tedavi olamayan hasta sayısı artar,
- Kanıta dayalı tıp yerine defansif tıp baskın hale gelir,
- Sağlıkta kalite düşer,
- ⁠Sağlıkta şiddet olayları artar,
- ⁠Gereksiz ilaç kullanımı ve sağlık harcamaları artar.

Bir hasta aynı gün içinde aynı şikayetinden dolayı aynı veya farkı hastanelere 2-3 veya daha fazla muayene olması demek her muayene sonrası tahlil ve tetkik demektir. Buda tasarruf tedbirlerine çok ciddi yüktür.

Kalın Sağlıcakla,

Ticaret Bakanlığı ve Kocaeli Sanayi Odası Gebze TemsilciliğiTicaret Bakanlığı Kimya, Toprak ve Sağlık Endüstrileri Daire...
10/07/2024

Ticaret Bakanlığı ve Kocaeli Sanayi Odası Gebze Temsilciliği

Ticaret Bakanlığı Kimya, Toprak ve Sağlık Endüstrileri Dairesi ihraç yapan firmaların yoğun şekilde irtibat kurdukları dairelerden bir tanesidir.
Dolayısıyla Ticaret Bakanlığı’nın bu yükü hafifleten tecrübeli personellere sahip olmasıyla ve iletişimin gücüyle tüm engeller aşılıyor.
Hayatta eleştirmek elbette güzel ancak eleştirdiğimiz kadar şahit olduğumuz ve tüm kurumlardan beklenen, Devletin gücü, sıcak yüzü ve şefkatini bizzat gösteren isimli isimsiz kahramanlarını da paylaşarak güzellikleri yaymak bizim için çok önemlidir.
Önce Kocaeli Sanayi Odası Gebze Temsilciliğinde başlayan ve onay için Ticaret Bakanlığı Kimya, Toprak ve Sağlık Endüstrileri Dairesinde son bulan DİİP raporu alınmasıyla arada yaşanan süreç ve şahit olduğum koordinasyonu paylaşacağım.
Kocaeli Sanayi Odası Gebze Temsilciliği az sayıda personelle yoğunluğun üstesinden geldiğini en başta belirtelim. Personel sayısı çok az olup sanayinin başkenti Kocaeli Gebze İlçesinin yükünü iki kişinin kaldırması ve sorunsuz şekilde üstesinden gelmeleri elbette kolay değil. İki ayrı kurum arasında uyumun sağlanması ihracat yapan sanayi kuruluşlarının da işini kolaylaştırıp ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan sanayicilerinin de yüzünü güldürüyor.
Ticaret Bakanlığı Kimya, Toprak ve Sağlık Endüstrileri Dairesine ulaşan sanayicinin telefon görüşmesine bizzat şahit olmak ise bana helal olsun dedirtti. Telefonun diğer ucunda sonradan öğrendiğim Ticaret Bakanlığı Kimya, Toprak ve Sağlık Endüstrileri Dairesi Şube Müdürü Reşit Alper Erdil vardı. Kendisini tanımam hayatta ilk defa duyduğum kibar ve alçak gönüllü bir ses tonuna sahipti.
Alper Bey, gayet yapıcı ve ihracatçı firmaların yanında olduğunu bir aksama yaşanmaması için ve sürecin hızlı ilerlemesi için sergilediği mücadeleci tavrı ve yaklaşımı adeta takdire şayandı. En önemlisi de her zaman deriz ya “liyakat” işte Alper bey tam konusuna vakıf, uzman ve yaptığı işe hakim tam bir devlet adamıydı.
Devlet'in gücünü karşısındakine hissettirip bilgi birikimi ve yapıcı yaklaşımıyla makamının hakkını veren Reşit Alper Erdil Bey, gibi işini severek yapanlar için çok sevdiğim ve her fırsatta dile getirdiğim bir sözdür.” Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.”
Sanayicinin her zaman yanında olan Ticaret Bakanımız Sayın Prof. Dr. Ömer Bolat, yoğun yurtdışı temaslarıyla Gebze'nin yetiştirdiği Ticaret Bakan Yardımcısı Sayın Mustafa Tuzcu, Kimya Daire Başkanı Sayın Alper Eriten’nin nezdinde Kimya, Toprak ve Sağlık Endüstrileri Dairesi Şube Müdürü Sayın Reşit Alper Erdil ve Ticaret Bakanlığı’nın birbirinden değerli daire başkanlarına kısacası bütün emektarlarına başarılar dilerim.
Rabbim kolaylıklar versin.

Kalın Sağlıcakla,

Bakan Tekin 9 Sınıf Tekrarı İçin Ne Yapacak!Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in ...
24/06/2024

Bakan Tekin 9 Sınıf Tekrarı İçin Ne Yapacak!

Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi programında sürpriz açıklama yapması beklenirken zayıf dersi olan öğrenci velilerinin sınıf tekrarı telafi sınavı konusunda yine yüreklerine su serpilmedi.

Sayın Bakanımız "Velilerimiz eğitim sistemimizi başka ülkelerle kıyaslıyorlar. Niye öğretmenler ve okullar üzerinden kıyaslıyorsunuz sadece? Veliler üzerinden de kıyaslayın. Biz, başka ülkedeki veli gibi çocuğumuzla beraber her akşam oturup yarım saat kitap mı okuyoruz yoksa televizyon mu izliyoruz?” Dedi.

Aslında kıyaslama başka ülkelerle değil kendi ülkemiz içinde devlet ve özel okullar arası yapılıyor. Veliler üzerinden kıyaslama yapılırken ise mutlu kesim olup çocuğunu özel okula veren veliler ve maddi imkanı olmayıp çok zor şartlar altında devlet okulunda okutmaya çalışan veliler olarak ikiye ayrılmış durumda.

Sınıf tekrarı konusunda çocuğunu özel okula verenler de sınıf tekrarı korkusu yokken neden devlet okullarında okuyan öğrenci velilerinde sınıf tekrarına kalma korkusu yaşanıyor? Devlet okullarını tercih eden velilerin tek suçları maddi imkânlarının olmaması mı?

Bir önceki yazımda paylaştığım gibi

Kamuoyu MEB’den İstatistik Bekliyor!

Milli Eğitim Bakanlığı MEB özellikle devlet okullarında sınıf tekrarına kalacak öğrenci sayısının fazla olduğu iddia edilirken yeni yönetmelikte sınıf tekrarına kalan öğrencilerin neden devlet okullarında daha fazla olduğu, özel ve devlet okullarında sınıf tekrarına kalanların istatistiklerinin kamuoyu ile paylaşılması bekleniyor.

Sayın bakanım siz 5,5 yıl müsteşarlık yapan ve eğitimin mutfağından gelen eğitim sevdalısı bir kişi olarak bazı incelikleri daha net görüyor ve ders notları düşük olup sınıf tekrarına kalan öğrenciler için bir şans vermeniz gerekir.

Eğitimci olarak öğretmen arkadaşlarınızla çok samimi sohbetleriniz olduğunu, Bakan olarak göreve başladığınızdan itibaren de bu diyaloğu kurumsallaştırdığınızı. Her ay öğretmen arkadaşlarınızla görüşerek 200 ila 400 kişilik toplantılar yaptığınızı ilettiniz. Ziyaret ettiğiniz her okulda öğretmenler odasında öğretmenlerle sohbet ederek öğretmenlerin talepleri olduğunu belirttiniz.

Öğretmenlerin mesleki anlamda başarılı olmaları için yaptıkları işlerin karşılığı olması mutlaka önemlidir. Ancak ben şahsen eğitimcilerin öğrenci devamsızlığı ve sınıf tekrarı olmadığından başarısızlık oluyor adına hiçbir meslektaşınızın Twitter veya sosyal medyadan bir paylaşım yaptığına şahit olmadım. Öğretmenlerin gördüğümüz, duyduğumuz kadar sosyal medyada gündem olacak çok farklı sorunları ve sizlerden beklentileri olduğuna şahit oluyoruz. Eğitimcilerin beklenti ve taleplerinin giderilmemesi, görev yaptığı şehre göre geçim mücadelesi derslerde öğretmenlerin motivasyonlarını düşürüyor olmasın?

Sınıf tekrarının mantığı da anlaşılmadı

5.ve 9.sınıflarda müfredat değişti. Öğrenci kaldığı sınıfta başarısız olduğu konulardan tekrar etmesi gerekirken bambaşka bir müfredatı, bilgiyi tekrar edecek olması sınıf tekrarının mantığına ters değil mi? Bence çözüm bulunması gereken asıl sorunlardan biriside budur. 9 Sınıfa heyecanla yeni başlayan, tam adapte olacağı zaman sınavlara girip başarısız olan bir öğrenci sınıf tekrarında bambaşka bir konuyla karşılaştığında sizce anlayıp başarılı olabilecek mi? Yoksa özel okullara talepler mi artacak!

Sayın Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitimde gecenizi gündüzüne katarak ekipçe çalışmanızdan duyulan memnuniyet asla tartışılmaz. Ayağınıza taş değmesin, taşa çarpıp sınıf tekrarına kalan öğrencilere de bir fırsat vermeniz gerekir.

MEB olarak T.C Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) ve sikayetvar.com üzerinden vatandaşların sessiz çığlıklarına kulak verilmesi gerekiyor.

Bunu 70’li yıllarda emekli olmuş, camianıza yakın olan bir öğretmen torunu olarak içtenlikle ifade ediyorum.

Kalın Sağlıcakla,

Bakan Tekin’den sınıf tekrarına sürpriz olacak mı?Milli Eğitim Bakanlığı MEB, 2023-2024 eğitim öğretim yılı ile birlikte...
20/06/2024

Bakan Tekin’den sınıf tekrarına sürpriz olacak mı?

Milli Eğitim Bakanlığı MEB, 2023-2024 eğitim öğretim yılı ile birlikte ilkokullarda, ortaokullarda ve liselerde önemli değişiklikler yapmıştı. Yeni yönetmeliğe göre liselerde 4 ders ve üzeri zayıfı olan öğrenciler sınıf tekrarı yapacak. Denmişti.

Alınan radikal kararlarla birlikte sınıf tekrarının yeniden gündeme gelmesiyle sınıf tekrarına kalan endişeli öğrenci velileri ise lisede ilk defa 9 sınıflara uygulanan yönetmelikle “Sınıf tekrarına kalan öğrenciler için telafi sınavı olacak mı? Sorusunun cevabını merakla bekliyorlar.

Karne sonrası bayram olması münasebetiyle askıda kalıp netlik kazanmayan telafi niteliğindeki sınavların yapılıp yapılmayacağı Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’den sınıfta kalan öğrenci sayısına göre çıkacak kararı bekliyor.

Yeni Sisteme Okulların Fiziki Koşulları Uygun mu?

Devlet okullarında sınıf öğrenci sayıları fazla olduğundan sınıf tekrarına kalanlar ve okula yeni başlayacak olan öğrencilerin ciddi yoğunluğa neden olabileceği bir kez daha gözden geçirilmelidir.

Normal şartlarda devlet okullarında sınıfların kalabalık oluşundan özel okulları tercih eden maddi gücü olan velilerin bu radikal uygulamayla özel okulları daha fazla tercih edecekleri, özel okullara daha fazla talep olacağı konuşuluyor.

Müfredat Önemli Ancak 9 Sınıf Öğrencilerinin Kaderi Olmasın!

Henüz yeni liseye başlayan öğrenciler tam okullarına öğretmenlerine adapte olacaklarken sınavlar başladı. Üstelik köklü bir değişimle henüz liseye yeni başlayan öğrencilerin birçoğu bu durumdan çok fazla etkilendiler. Elbette gençlik için gelecek için MEB tarafından doğru adımlar atılıyor. Ancak eğitim sisteminde her yiğidin yoğurt yeme şeklini görelim derken bir nesli adeta deneme tahtasına da dönüştürmeyelim.

Kamuoyu MEB’den İstatistik Bekliyor!

Milli Eğitim Bakanlığı MEB özellikle devlet okullarında sınıf tekrarına kalacak öğrenci sayısının fazla olduğu iddia edilirken yeni yönetmelikte sınıf tekrarına kalan öğrencilerin neden devlet okullarında daha fazla olduğu, özel ve devlet okullarında sınıf tekrarına kalanların istatistiklerinin kamuoyu ile paylaşılması bekleniyor.

Kalın Sağlıcakla,

Biz ne ara bu hale geldik? Bu gidiş nereye?Memlekette her gün bir şiddet vakası meydana geliyorİnsana şiddet, canlıya şi...
17/05/2024

Biz ne ara bu hale geldik? Bu gidiş nereye?

Memlekette her gün bir şiddet vakası meydana geliyor

İnsana şiddet, canlıya şiddet

Sonra hep diyoruz ki biz nereye gidiyoruz

Şiddet görmeyen meslek grubu kaldı mı?

Geriye dönüp bakın

Trafikte insanların öfke kontrolü yok

Sıra beklerken öfke kontrolü yok

Tartışırken öfke kontrolü yok

Milyonların gözü önünde mecliste bile siyasiler arasında öfke kontrolü yok!

Dinlemeden, anlamadan, sorgulamadan hemen bir didişme ve sonu kavga

Trafik ışıklarında daha yeşil yanmadan sarı yandığında bile arkandan öfkeli bir korna zart

Biraz gecik hemen peşinden zurt

Tahammülsüzlük had safhada

İnsan iletişimlerinde üslup olmadığı gibi nezaket kuralları hiç yok!

Adeta pimi çekilmiş bomba gibi olduk

Kimsenin kimseye saygısı kalmadığı gibi tahammülü asla yok!

Bırakın dışarıyı aynı evin içinde bile tahammül yokken toplum içinde nasıl olsun?

Sabah evden çıktığımızda başımıza ne geleceğinden habersiz kelle koltukta yaşıyoruz

En çok da insanlarla bire bir iletişimi olan kişilerin zorlandığı bir toplum olduk

İnanın dert dinleyenin de işi zor, derdini anlatanın da işi zor

Hizmet sektöründe çalışanların işi herkesten zor

Kısacası insan ilişkilerinin iyi olmadığı bir toplumda ne iş yaparsan yap işin zor

Ancak ağzımıza dolanan bir söz “Biz ne ara bu hale geldik!”

Durum aslında hiç iç açıcı değil işin acı tarafı gelen nesilde akran zorbalığı söz konusu

Meslek grubu gözetmeksizin insana veya canlıya yapılan her türlü şiddet olayında cezaların arttırılması ve şiddet olayını gerçekleştirenin yanına kar kalmaması gerekir ki kimse şiddet olaylarına teşebbüs edemesin.

Maalesef toplumsal şiddet uzun yıllardır Türkiye'de kronik bir sorun haline gelmişken son zamanlarda daha fazla sıklaştı.

Eskiden mesleklere saygı vardı artık günümüzde mesleklere saygı kalmadı ki o mesleği icra edenlere saygı olsun!

Saygı olmayan yerde sevgi olmaz, sevgi olmayan yerde şiddet eksik olmaz!

İçimizin daha kararmaması için önce herkes kendi hanesine dikkat edip izlemeli. Bir toplumun aynası önce ailedir.

“Ağaç yaşken eğilir.” Yaşken eğilmeyen ağacın düzelmesi pek mümkün olmamaktadır.

Ekonomi, cezaların arttırılmasını ne kadar dile getiriyor olsak da hayattan beklentisi olmayan, içinde insan sevgisi, merhameti olmayanlar patlamaya hazır bir bomba gibi toplumda olup aynı havayı soluduğumuz sürece maalesef şiddet olaylarına şahit olup üzülmeye devam edeceğiz.

Her şeyin başı önce eğitim diyoruz sözde eğitim alan öğrenci kılıklı soytarılar öğretmenlerini gözünü kırpmadan öldürüyor. Özellikle eğitim yuvası okullarda meydana gelen şiddet olaylarını yazmaya kalksak sayfalar yetmeyecektir. Rabia Sevilay Durukan, Mehmet Aktaş, Ayhan Kökmen, Ceren Damar Şenel, Necmettin Kuyucu, en son İbrahim Oktugan içimizi yakan geleceğe ışık tutan eğitimcilerimizdir. Mekânları cennet olsun.

Toplum içinde şiddet denildiğinde akla ilk gelen genellikle fiziksel şiddet olsa da fiziksel olmayan şiddet kişinin beden ve ruh bütünlüğünü olumsuz etkileyen şiddet olayları da meydana gelmektedir peki tekrar soruyorum sizlere fiziki veya sözlü şiddet görmeyen hangi meslek gurubu kaldı?

Allah hepimizi öfke kontrolü olan, merhamet sahibi, helal süt emmiş, hayattan beklentisi olan, bencil olmayan insanlarla karşılaştırsın.

Kalın Sağlıcakla,

Liyakatsiz olan bezdirirTepeden hatır gönülle inen liyakatsiz yönetici önce altında canla başla çalışanların motivasyonl...
29/04/2024

Liyakatsiz olan bezdirir

Tepeden hatır gönülle inen liyakatsiz yönetici önce altında canla başla çalışanların motivasyonlarını bozup performanslarını düşürür, sonra yürüyen düzeni değiştirip geriye kocaman enkaz bırakır.

Liyakatsiz hatır hoşluğuna gelen çalışan içinde durum değişmez. Önce başındaki yöneticiyle bir noktada didişir, sonra yöneticisini arattırır ardından çaresiz kalan yöneticinin "Yerimden olurum." korkusuyla elini kolunu bağlar ve yöneticiyi sessizliğini korumak zorunda bırakır.

Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin!

Kurulu düzenim bozulmasın diye düşünenlerin hiç sevmedikleri istemedikleri liyakatsiz tipler sadece kendi ortamlarında çalışanlara değil dışarıdan işi için gelenlere de üstünlük yaparak bulundukları ortamda “Ali kıran baş kesen” olduklarını davranış ve konuşma tarzlarıyla fark ettirirler. Ne de olsa arkalarını yasladıkları birileri var.

Hal böyle olunca sırtını bir yerlere dayamış “liyakatsiz” aynı iş ortamında çalışanlar arasında bölücülük yaratır.

Liyakatsizler her ortamda kendilerini belli ederler.

Liyakatsizler oturdukları makamda diken üstünde emaneten otururlar

Kendisini siyaset, dernekçilik, sendikacılık, hemşericilik, sözde bir davanın arkasına saklayanlar kendilerini başkalarına göre hep üstün görürler.

Aslında hep unuturlar, bilgi birikimi ve tecrübesi olanların arkasına sığınıp onların çabaları ve başarılarıyla bir yerlere geldiklerini.

Bizim memlekette siyaset, dernekçilik, sendikacılık, hemşericilik olduğu sürece liyakatsiz olanlara hemen hemen her yerde denk gelebiliriz.

Sadece denk gelmek yetmez üstüne kuru gürültü o çakma egolarına da şahit oluruz.

Her zaman savunduğum bir konu vardır, o da kişi ne olursa olsun kendi sektöründe çalıştığı yeri uçuracaksa elbette “bal tutan parmağını yalasın” gözü olanın gözü çıksın ancak geldiği yerde dengeleri bozuyor, çalıştığı kurumu, iş yerini bilgisizliğiyle dibe çekiyorsa işte o zaman durum içler acısıdır.

Ben bu tür bir durumla karşılaştığımda diyorum ki; bunu buraya getirenler utansın.

Bir kişinin demesi belki önyargı ancak çoğunluk bunu buraya getirenler utansın dediği noktada büyük sıkıntı var demektir.

Gittiğiniz yerlere bakınız, inceleyiniz bakalım kaç kişi için “bunu buraya getirenler utansın” diyeceksiniz.



Kalın Sağlıcakla,

Uğur GENCER yazdı ✍️Kendini sorgulamak için tıklaBen seviliyorumBen beğeniliyorumBen ilgi görüyorumBen saygı görüyorumBe...
20/03/2024

Uğur GENCER yazdı ✍️

Kendini sorgulamak için tıkla

Ben seviliyorum

Ben beğeniliyorum

Ben ilgi görüyorum

Ben saygı görüyorum

Ben aranıyorum

Bana yazan çok

Mesaj kutum dolu

Peki, soruyorum size

Gördüğün ilgi ve hürmet emanet olan makam koltuğundan dolayı mı?

Gördüğün ilgi imkânlarından dolayı mı?

Gördüğün ilgi paradan dolayı mı?

Gördüğün ilgi şanından dolayı mı?

Gördüğün ilgi işe yaradığından dolayı mı?

Gördüğün ilgi insanlığından dolayı mı?

Sence hangisi?

Fırsat bulup, gerçeklerle yüzleşmek istediğinde mutlaka kendini sorgula.

Evet, benim gördüğüm ilgi, saygı, sevgi, hürmet insanlığımdan sadece bireysel olarak kendimden dolayı diyebiliyorsan ne mutlu bunu sağlayabilmek günümüzde çok zor. Sana zoru başarmışsın makamına, mesleğine değer katmışsın demek gerekir.

Şayet ilgilerin makam koltuğundan dolayı olduğunu düşünüyorsan makam sana değer katmış demektir.

Makam ve imkânların kattığı değer ise elinde emanet olan bir şey kalmayınca o telefonu çok çalan, hiç yalnız kalmayan, mesaj kutusu dolan, her zaman hatırlanan, saygı duyulan, ziyaret edilen insan olmaktan çıkıp dımdızlak ortada kalacaksın demektir.

Ne olursan ol kim olursan ol

Mesleğinden önce kişiliğinle sevilen ol.

Mermer taşında yazan unvanınla değil kişiliğinle sayılan insan ol

İnsan olarak sevilmek, saygı duyulmak, hürmet görmek baki kalandır. Gerisi hoş gibi görünse de aslında kocaman bir boştur.

Hoş ama boş var biraz da sen koş..

Ne güzel demiş; "Öküzler ekim zamanı, Eşekler çekim zamanı, İnsanlar seçim zamanı değerli olurmuş."

“İşini Düzgün Yap”

Muhatap olduğun insanları insan gibi gör yüzlerine bakarak konuş

Fazlasını değil yapman gerekeni yap

İnsanları kategorilere ayırma

İnisiyatif kullanırken “o bu şu” diye sınıflandırıp imkânın olduğu halde beyliğe kapılıp rampa yokuş yapma

Kimin ne olduğu alnında yazmıyor

Gün gelir o mazlum gördüğün, haksızlık yaptığın kişiden özür dilemek zorunda kalırsın.

Hayat boyu ezilmemek, büzülmemek özür dilemek zorunda kalmamak için sevdiğin işi isteyerek düzgün yap

İnsanların hayır duasını alanlardan ol…

Kalın Sağlıcakla,

Address

Turan Güneş Caddesi
Izmit
41050

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Kocaeli Haber posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Kocaeli Haber:

Share

Nearby media companies


Other Media/News Companies in Izmit

Show All

You may also like