26/07/2024
“Ayaktakımının hepsi sosyal insanlardır. Çünkü; sosyallik insan sevgisine değil yalnızlık korkusuna dayanır.”
— Arthur Schopenhauer
“Sosyal bir kişi olarak, bu söz beni düşündürdü. Sosyoloji ve psikoloji konusunda yetkin kişiler yorum yaparsa sevinirim.” 🫶👌 💬
••••••••••
Arthur Schopenhauer, insan doğasının derinliklerine inerek sosyallik kavramını sorgular. Ona göre, “Ayaktakımının hepsi sosyal insanlardır. Çünkü; sosyallik insan sevgisine değil yalnızlık korkusuna dayanır.” Bu ifade, sosyalliğin temelinde yatan motivasyonları irdelememize olanak tanır.
Schopenhauer, insanların sosyal ilişkiler kurarken aslında yalnızlık korkusuyla hareket ettiklerini öne sürer. Bu bakış açısına göre, birçok insanın sosyal etkinliklere katılması, arkadaşlıklar kurması ve topluluklarda yer alması, derin bir insan sevgisinden ziyade, yalnız kalma korkusunun bir sonucudur. Yani, sosyallik, insanın içsel bir ihtiyacı olan aidiyet duygusunu tatmin etme çabasıdır.
Bu düşünce, modern toplumda da geçerliliğini korur. Sosyal medya platformlarında geçirilen zaman, kalabalık etkinliklere katılım ve sürekli iletişim halinde olma isteği, aslında bireylerin yalnızlık korkusunu yenme çabasının bir yansıması olabilir. Schopenhauer’ın bu tespiti, sosyallik kavramını yeniden değerlendirmemize ve insan ilişkilerinin temel motivasyonlarını sorgulamamıza yardımcı olur.
Sonuç olarak, Schopenhauer’ın bu sözü, sosyalliğin ardında yatan psikolojik dinamikleri anlamamıza ışık tutar. İnsanların sosyal olma çabası, yalnızlık korkusunu yenme arzusuyla şekillenir ve bu durum, insan doğasının karmaşıklığını bir kez daha gözler önüne serer. 👌🤝