
14/02/2025
يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ
(Onlar dünyâ hayâtını seve seve âhirete tercîh ederler./İbrâhim, 14:3)
âyetinin sırr-ı işârîsiyle, âhireti bildikleri ve îmân ettikleri hâlde, dünyâyı âhirete severek tercîh etmek ve kırılacak şişeyi bâki bir elmâsa, bilerek rızâ ve sevinçle tercîh etmek; ve âkıbeti görmeyen kör hissiyâtın hükmüyle, hâzır bir dirhem zehirli lezzeti, ileride bir batmân sâfî lezzete tercîh etmek, bu zamânın dehşetli bir marazı, bir musîbetidir. O musîbet sırriyle, hakîkî mü’minler dahî bâzan ehl-i dalâlete tarafdâr olmak gibi dehşetli hatâda bulunuyorlar.