Notos

Notos NOTOS: HAYAL ADASI Başka türlü düşünemiyoruz. Edebiyat, hem geçmişin tadını, hem yaşadığımız ânın anlamını taşır. Hayatımızın ayrıntılarını tamamlar. Başlıyoruz...
(22)

Endişelerimizi, insanın varoluşunu anlatır. Edebiyatın hayatımızda tuttuğu yer içimize gitgide daha çok işliyor. Belki yeni zamanların kültürü içinde edebiyatın değerlerinde aşınmalar oldu, yazarlar kimlik yitiminin eşiğine uğradı, tutumlar değişti, arkadaşlıklar bozuldu, eleştiri anlamsızlaştı. Bu yolun nereye çıkacağını merak etmeyenler edebiyatı ya boş zaman uğraşı olarak görüyor ya da bugünü y

aşamaktan ötesini göremiyor. Bugünlerde, yaşadığımız düş kırıklıklarının da etkisi elbette var. Gene de Notos ile yeni başlangıçlar yapabiliyorsak, edebiyatın ne işe yaradığını sorgulamaktan vazgeçmeyenlerin sayısının gitgide çoğaldığı yerde verimli toprakları toplayan bir delta oluşacağından da kuşku duymamalıyız. Notos, bu deltaya enerji toplayan bir güç kaynağı. Bizim için hayatın anlamı. Gecenin ucunda parlayan bir yıldız. Ama bir Anka da değil. Elinizi uzattığınızda tutulabilecek kadar yakın. Bu bizim hayatımızsa ve orada yıpranmadan kalmak için bütün kurumlardan ve iktidar odaklarından bağımsız, dik durulabileceğini göstermekse Notos'un amacı, önce kendine inanmakla başlar her şey. Notos, edebiyatı sivilleştirmenin araçlarından biri olmaya da gönüllü. Sonunda tutabileceği her adaya ayak basıyor ve dergileri ve kitaplarından sonra şimdi de Notos Blog ile hayatımıza karışmak için bir dönemeci daha geçiyor. Üstelik Notos Blog, edebiyattan başlayıp kültür ve hayatımızın ayrıntıları, dünyamızın ve canına okuduğumuz doğanın sorunları, insanlar ve hayvanlar, arkadaşlık ve siyaset, barış ve savaş, demek ki bizim olan her türlü sorunun paylaşıldığı bir düşünce üretim alanı ve iletişim çizgisi olarak yayına başlıyor. Buraya geldiğinizde hep yeni düşüncelerle, tartışmalarla karşılaşacak, kendi yorumlarınızı dilediğinizce ekleyip eleştirilerinizi ileteceksiniz. Notos ile ve tanımadığınız herkesle paylaşmak için.

Notos'un Yaz Kampanyası'nda son 3 gün.. Tüm kitaplarımızı internet sitemizden en az %40 indirimle satın alabilirsiniz.Ka...
29/07/2024

Notos'un Yaz Kampanyası'nda son 3 gün..

Tüm kitaplarımızı internet sitemizden en az %40 indirimle satın alabilirsiniz.

Kampanyamıza özel seçili kitaplarımız %50 indirimle satışta...
%50 indirimli kitaplarımızı ayrı bir kategoride bir arada görebilir, inceleyebilirsiniz.

Kitap setleri %45 indirimde,
Tüm eski sayılar kampanya boyunca 60 TL.

650 TL ve üzeri siparişlerinize Mekânın Ruhu/Ruhun Mekânı sayısını okurlarımıza hediye ediyoruz.

650 TL ve üzeri siparişlerde Ptt Kargo ile gönderim ücretsiz
Yurtiçi Kargo'yla gönderim seçeneği...
Havale ve kredi kartıyla ödeme...

www.notoskitap.com

Öyküde Resimsel Görüntü Yaratmak 2Bakışın Görüşün Duyuşun İradesiFadime UsluÖyküde gözü, öykünün ve okurun gözünü, dolay...
10/07/2024

Öyküde Resimsel Görüntü Yaratmak 2
Bakışın Görüşün Duyuşun İradesi
Fadime Uslu

Öyküde gözü, öykünün ve okurun gözünü, dolayısıyla bilincini etkiye yönelik düzenlemek, anlatma süreci boyunca da etkiyi yapılandırmak için öncelikle malzemeyi iyi tanımak gerekiyor kanımca. Adına “göz kesilmek” dediğim bir sürecin içine çekilmek. Araştıran, tarayan, öze dair olanı öteki duyularla da hisseden, ondakini duyan, orada kalan, onu kendi yurdu yapan, kendini ona katan, gittikçe onunla bütünleşen bir göz. Fiziksel görmenin ötesinde, olanı sağlam bir iradeyle kavramayı da getiriyor bu süreç. Anlatıcı karakterin malzemeye yaklaşımı öykünün aurasını biçimliyor. Anlatıcı elbette yazarın söz elçisi. Yazarla hikâye arasındaki perdede oyununu dile getiren esas kişi. Ama oyunu kuran, hareketi, sesi, ışığı, dekoru, derinliğin ölçüsünü, mesafe yasalarını yöneten yazarın ta kendisi. Yazar ben anlatıcıyla konuştuğunda, doğal hikâye alanında özyaşamsal deneyimlerini paylaşan bir tavır takındığında bile öykünün unsurlarından uzaklaşmaz. Bu unsurlara daha çok gereksinim duyar. Çünkü doğalcı yaklaşım yöntemiyle yazılan metinlerin ikna etme konusunda belirgin bir konforu vardır. Yazar ilk cümleleriyle okuru kendi yaşam deneyimine ortak edeceğine inandırır. Gerçekliğin kurulması ilkesi devrededir bu sırada. Ama her şey bununla bitmez. Bu ilkeyle başlar. Yazar bıçak sırtındadır. Gerçeğin sanatsal doğruluğa dönüşmesi için ona uygun estetik yasaların yapılandırılması girer devreye. Burada eserin iç tutarlılığından söz ediyorum. Estetiği sağlam kuramadığında en ufak bir yanlış hamle doğruluğu yıkabilir zira.

Notos'un Temmuz-Eylül, 101., Şehir sayısında...

Dergiyi incelemek ve sipariş vermek için internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz...

Notos'a nasıl abone olabilirsiniz?İnternet sitemiz üzerinden Notos'a abone olabilirsiniz.Sitemize girdiğinizde "Dergi Ab...
09/07/2024

Notos'a nasıl abone olabilirsiniz?

İnternet sitemiz üzerinden Notos'a abone olabilirsiniz.
Sitemize girdiğinizde "Dergi Aboneliği" sekmesine tıklayarak abonelik sayfasına ulaşabilirsiniz. Aboneliğinizin ne kadar sürmesini ve hangi sayıdan başlamasını istiyorsanız seçerek sepete ekleyebilirsiniz.
Sonra... Notos kapınızda.

Peki, yurtdışında yaşıyorsanız?
Nerede yaşıyor olursanız olun, Notos’a abone olabilirsiniz.
Önceki adımları takip etmeniz ve ödeme sayfasında adresinizi yazmanız yeterli.

notoskitap.com’da havale/eft ya da iyzico güvencesiyle banka/kredi kartıyla ödeme seçeneği var. Havale dekontunu bize ilettiğinizde ya da online ödemeniz gerçekleştiğinde Notos aboneliğiniz başlıyor.

Google'a sadece "notos" yazarak da abonelik sayfamıza erişebilmeniz mümkün...

Dünyada Bir YazarAnnie DillardGüzelliğin ortaya çıkarılacağı, yaşamın yüceltileceği, en derin sırlarının irdeleneceği um...
09/07/2024

Dünyada Bir Yazar
Annie Dillard

Güzelliğin ortaya çıkarılacağı, yaşamın yüceltileceği, en derin sırlarının irdeleneceği umudundan başka ne için okuruz? Yazar kendi zihniyle kalbinin en derinlerine bağlanan deneyimleri soyutlayıp bunlara hayat verebilir mi? Peki ya bizim kalbimizle zihnimizdekilere? Yazar edebi biçimlere duyduğumuz umudu tazeleyebilir mi? Yazarın günlerimizi mercek altında büyütüp sahneleyeceği, bilgi, cesaret ve anlam olanağıyla bizi aydınlatıp ilham yaratacağı, zihnimize en derin sırları sokacağı, böylece bunların gücünü, görkemini yeniden hissedeceğimiz umudundan başka ne için okuruz? Okumak zaman zaman ele geçirir bizi, dünyaya şaşırmaya gelmiş sersem varlıklar olduğumuzu gösterir bize. Bundan daha büyük bir güç var mı? Ölüm bizi nasıl böyle şaşırtabiliyor? Peki ya aşk? Hâlâ ve her zaman uyanmak istiyoruz. Uyanmak için kabile insanları gibi yarı çıplak sıraya girip ellerimizdeki sukabağından çalgıları birbirimize doğru sallamalıyız. Ancak oturmuş televizyon izliyor ve şovu kaçırıyoruz.
Eğer bunlar için okuyorsak, eğer gerçekten yalnızca bunlar için okuyorsak neden içimizden biri reklam sloganları ve marka isimleriyle dolu kitapları okusun? Neden birileri böyle kitaplar yazsın? Ticari işgaller insanlığın manzarasını son buzul çağı gibi ezip harap etti. Yeni manzarayla yeni iklim, metafiziği kaçmaya zorladı. Yazarlar buna katkıda bulunmak zorunda mı? Aslında bir biçim olarak romanın metafiziğe dokunması enderdir, roman çoğunlukla toplumu olduğu gibi gösterir. Roman zamanın ruhunu yakalamaya, tanıdığımız dünyanın yüceltilmiş bir imgesini yaratarak onu biçimlendirip çözümlemeye çalışır sıklıkla. Bu bana hiçbir zaman yapmaya değer gelmediyse de edebiyatta tabii ki yapılmıştır. Metafiziğe ilgi duyan yazarlar bu ticari gösteriyi kenarda açık duran ve hiç dinlenmeyen bir radyo gibi görmezden gelebilir, tarihi mekânlar kullanabilir ya da kurgusal olmayan eserler veya şiir yazabilirler.

İngilizceden çeviren Deniz Bozkurt

Notos'un Temmuz-Eylül, 101., Şehir sayısında...

Dergiyi incelemek ve sipariş vermek için internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz...

Ferenc Karinthy ile söyleşi..."İnsan yazarken aslında hep başyapıtını yazıyor."Bulcsu Bertha: Dünyada yazarların çoğu mo...
07/07/2024

Ferenc Karinthy ile söyleşi...
"İnsan yazarken aslında hep başyapıtını yazıyor."

Bulcsu Bertha: Dünyada yazarların çoğu modernleşirken sen gerçekçi edebiyata sadık kalmayı sürdürüyorsun. Düzyazının deneysel yeni yazma açılımları hakkında ne düşünüyorsun? Gerçekçiliğin geleceği ne olacak sence?
Ferenc Karinthy: Modernlik modadır ya da değildir. Asıl soru nerede olduğu. .... Macaristan’da bu aralar biçimsel yön oldukça ağırlık kazandı, içerik olması gerekenden çok daha az tartışılıyor. Şu da var, içinde zamansal sıçramalar, iç monologlar, kontrpuan var diye bir yapıt modern olmaz. En modern biçimsel öğelerden modası geçmiş klişeler de yaratılabilir, bu formlardan modern içerikler de. Burada asıl soru modern insanın sorunlarını ne ölçüde ifade ettikleridir. Her türlü biçime özgürlük tanırım ama gerçekçi metinler yaratmaya niyet ederim. Amerika’yla ilgili öykülerimi en rasyonalist biçimde kaleme aldım ama modern insanın açmazlarını, sorunlarını betimlemeye çalıştım. Bir tiyatro oyunu sondan başlayarak ya da izleyiciyi sahneye oturtarak modern olamaz. Bu tür şeyler icat etmekte bir iş yok. Yön verici bir akım bulmak çok daha zordur. Sana geleneğin rolünden söz ettim ama beni asıl ilgilendiren gelecektir, o yüzden Amerika’ya, Japonya’ya gittim. Teknokrat toplumlarda yaşamanın neye benzediğini hep merak etmişimdir. Biçimlerin yıkılmasına ve çözülmesine karşı değilim ama Hamlet kot pantolonla oynandı diye modern olmaz. .... Modernlikten anladığım bu. Çocuklarımızın nasıl yaşayacağı beni fazlasıyla ilgilendiriyor. Bunlara açık olmalıyız ve hileye başvurarak yollarını kesmemeliyiz. Yitirilen aslında tam da dünyanın karmaşıklığıdır. Biçimsel çözümler karşısında temkinli duruyorum, çünkü bunlar dikkati özgür dünyanın kavranışına çekeceği yerde aksine ondan uzaklaştırıyorlar. Elbette bu ifadeler yalnızca beni bağlar, söyleyeceklerimi en iyi böyle söyleyebiliyorum. Bunların “moda” görüşler olmadığını biliyorum ama moda hızla değişiyor.

Notos'un Temmuz-Eylül, 101., Şehir sayısında...

Macarcadan çeviren Sevgi Can Yağcı Aksel

Asi Zamanlar ve ŞehirSemih Gümüş:İlginçtir, şehir hakkı hareketleri artık yerel olmaktan çıkıyor. Orta sınıfların ve yok...
06/07/2024

Asi Zamanlar ve Şehir
Semih Gümüş:

İlginçtir, şehir hakkı hareketleri artık yerel olmaktan çıkıyor. Orta sınıfların ve yoksulların isyanı dünyayı şehirden şehire dolaşıyor, kaçınılmaz olarak uluslararası bir soruna, dolayısıyla dayanışmaya dönüşüyor. Bu isyanın bazen parlayıp bazen sönmesi de doğası gereği. Şunu da düşünmek gerekiyor: Dünyanın neresinde olursa olsun, ortak alanlar olarak yaşadığımız şehirlerdeki yaşam koşullarını iyileştirmek için, ansızın parlayan isyanların sürekliliğini sağlayacak toplumsal, demokratik, hatta siyasal çözümleri de aramak zorundayız. Brezilya’daki şehir direnişleri adeta ABD’deki şehirlerde sürüyor, iki ülke arasında büyük bir uzaklık olsa da. Gezi Direnişi bir şehir hareketi olarak dünyadaki pek çok şehrin sahiplerini de esinlemiştir. Tepeden tırnağa barışçı bir direniş hareketi olan Gezi Direnişi, polisin zırhlı araçlarını gövdeleriyle durduran insanlarıyla, duranadam eylemiyle, önce bir occupy hareketi olarak başlayıp sonra bir buçuk ay boyunca sürekli aktif durabilme gizilgücüyle ve kendiliğinden bir hareketin kendini her gün yeniden nasıl ayakta tutabileceği gibi özellikleriyle örnek olabilir.

Notos'un Temmuz-Eylül, 101., Şehir sayısında...

Dergiyi incelemek ve sipariş vermek için internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz...

Notos'un Yaz Kampanyası devam ediyor... 31 Temmuz'a kadar tüm kitaplarımızı internet sitemizden en az %40 indirimle satı...
05/07/2024

Notos'un Yaz Kampanyası devam ediyor...

31 Temmuz'a kadar tüm kitaplarımızı internet sitemizden en az %40 indirimle satın alabilirsiniz.

Kampanyamıza özel seçili kitaplarımız %50 indirimle satışta...
%50 indirimli kitaplarımızı ayrı bir kategoride bir arada görebilir, inceleyebilirsiniz.

Kitap setleri %45 indirimde,
Tüm eski sayılar kampanya boyunca 60 TL.

650 TL ve üzeri siparişlerinize Mekânın Ruhu/Ruhun Mekânı sayısını okurlarımıza hediye ediyoruz.

650 TL ve üzeri siparişlerde Ptt Kargo ile gönderim ücretsiz
Yurtiçi Kargo'yla gönderim seçeneği...
Havale ve kredi kartıyla ödeme...

www.notoskitap.com

Yaşadığın Kentte Ziyaretçi OlmakLevent Soysalİstanbul Kültür Envanteri’nde bir kısmı gün yüzüne çıkarılmış, bir kısmı gö...
04/07/2024

Yaşadığın Kentte Ziyaretçi Olmak
Levent Soysal

İstanbul Kültür Envanteri’nde bir kısmı gün yüzüne çıkarılmış, bir kısmı görünür kılınmayı bekleyen tamı tamına 35.643 tescilli kültür varlığı, kültürel miras bulunmakta.
Kent gösteri mekânı oldu, kent Gösteri oldu. Ve ziyaretçilerini beklemekte.
Doğal olarak bu başarılı dönüşümü sadece 9. Bianel’in ve Avrupa Başkenti’nin hanesine yazmak doğru olmaz. Endüstrisini Topkapı’dan, Alibeyköy’den, Kartal’dan, kentin işçi semtlerinden il sınırlarına ve dışına taşımış, Haliç’i temizlemiş, kıyılarını
yeşile, yürüyüş patikalarına, mesire alanlarına açmış, kenti kaçınılmaz olarak yaratıcı endüstriler paradigmasına teslim etmiş, son sayıma göre altmış üniversite, elli yedi müze ve sayısız kültür kurumu (ve yine sayısız coffee/kaffe/kahve dükkânı) sahibi İstanbul artık Türkiye’nin fiilen kültür merkezidir. Ekonomi, finans, siyaset eksenlerinde olduğu gibi kültürü de tekeline almıştır. Hep öyleydi denebilir ama son birkaç onyıldaki gelişmeyle dönülmez olarak tescillenmiştir. 1970’lerde üç milyon civarında olan nüfusun bugün (kent dışından gelen günlük işgücü ve ziyaretçilerin eklenmesiyle) günlük nüfusu yirmi milyonu, Türkiye nüfusunun yaklaşık dörtte birini bulan İstanbul açısından şaşırtıcı bir durum değildir bu.

Notos'un Temmuz-Eylül, 101., Şehir sayısında...

Dergiyi incelemek ve sipariş vermek için internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz...

Ütopyanın SınırlarıChina MiévilleÜtopyalar gereklidir. Fakat yetersiz kalmak bir yana, kimi suretleri sistemin ideolojis...
03/07/2024

Ütopyanın Sınırları
China Miéville

Ütopyalar gereklidir. Fakat yetersiz kalmak bir yana, kimi suretleri sistemin ideolojisine, bizi düzenleyen, gökyüzünü ısıtan ve milyonları çöp yığınlarının tepesinde köleliğe mahkûm eden kötücül birliğe dahil.
Beraberlik ütopyası yalandır. Çevresel adalet “onlar” olmadan bütün dünya ya da “biz” diye bir şey olamayacağını kabul etmektir. Bu yolda beraber yürümüyoruz.
Bu da beyazların çoğunlukta olduğu bölgelerde zehirli atıklar için kesilen cezaların azınlık bölgelerinde kesilenlerden beş kat fazla olduğu gerçeğiyle mücadele etmek anlamına geliyor. Zehirli çöplüklerdeki atıkları eleyerek yaşamaya çalışan insanlara geçim kaynağı sağlamakla kalmayıp onları oraya koyan çöp emperyalizmine, yoksul ülkelerin pislik deposu olmak için yarıştığı çöp neoliberalizmine karşı çıkmak demek bu.
Ve doğrudan askeri güçlere ve şiddete karşı durmak demek. 2012’de, on yıl öncesine kıyasla üç kat daha fazla toprak hakları ve çevre aktivisti öldürüldü. Çevresel adalet Shell ile sadece Nijerya’nın Ogoniland bölgesini bir sanrı dehlizine, petrokimyasal bir Ragnarok sahnesine dönüştürdüğü için değil, aynı zamanda Sani Abacha yönetimi döneminde ve sonrasında da yıllarca Nijerya devletini silahlandırdığı için yüzleşmek demek.
Silah ticareti, diktatörlükler ve cinayet birer çevre politikası.

İngilizceden çeviren Selin Siral

Notos'un Temmuz-Eylül, 101., Şehir sayısında...

Dergiyi incelemek ve sipariş vermek için internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz...

Enformasyon Çağında Kentlerin SürdürülebilirliğiManuel CastellsKentler için sürdürülebilirlik kavramı sadece mevcudun ye...
02/07/2024

Enformasyon Çağında Kentlerin Sürdürülebilirliği
Manuel Castells

Kentler için sürdürülebilirlik kavramı sadece mevcudun yeniden üretim koşullarının korunması olmamalı, bugünkü haliyle kentlerin hastalıklarına ilişkin yeni hedefler ve düzeltmeler getiren, meselelerin üstünde duran genişletilmiş bir yeniden üretim olmalı. Aksi takdirde kesinlikle durağan oluruz. Bu açıktır ama vurgulamak istiyorum, çünkü aksi takdirde çevrenin sürdürülebilirliği ile kentlerin sürdürülebilirliği arasındaki türdeşlik çetrefil hale gelir.
Sürdürülebilirlik bugün kentlerde ve enformasyon çağında nasıl tezahür ediyor? Üç farklı boyutun, ekonomik, sosyal ve ekolojik boyutların bazı veçhelerini vurgulamaya çalışacağım. Enformasyon çağında kentlerde ekonomik sürdürülebilirlik servet ve kaynak yaratma becerisi anlamına gelir, şu sırada gezegenimiz tümüyle kapitalist olduğundan ve öngörülebilir gelecekte de böyle olacağından, bunu aynı zamanda üretkenliği ve kentin bir piyasadaki rekabet gücünü de artıracak şekilde yapmak anlamına gelir. Kentlerin bu ekonomik sürdürülebilirliği temelde iki niteliğe, iki özelliğe dayanır. Biri bağlantısallıktır, yani ağlarda olmak ve altyapıyla sınırlı kalmaksızın bağlantı kurma becerisi anlamında her şeye sahip olmaktır. İkincisi, enformasyon ekonomisinde artı değer yaratma becerisine sahip insan kaynaklarına ve bu kaynakların yenilenmesini sağlayacak koşullara sahip olmaktır.

İngilizceden çeviren Ebru Kılıç
Desen Virginia Elena Patrone

Notos'un Temmuz-Eylül, 101., Şehir sayısında...

Dergiyi incelemek ve sipariş vermek için internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz...

Notos'un Yaz Kampanyası başladı... 31 Temmuz'a kadar tüm kitaplarımızı internet sitemizden en az %40 indirimle satın ala...
01/07/2024

Notos'un Yaz Kampanyası başladı...

31 Temmuz'a kadar tüm kitaplarımızı internet sitemizden en az %40 indirimle satın alabilirsiniz.

Kampanyamıza özel seçili kitaplarımız %50 indirimle satışta...
%50 indirimli kitaplarımızı ayrı bir kategoride bir arada görebilir, inceleyebilirsiniz.

Kitap setleri %45 indirimde,
Tüm eski sayılar kampanya boyunca 60 TL.

650 TL ve üzeri siparişlerinize Mekânın Ruhu/Ruhun Mekânı sayısını okurlarımıza hediye ediyoruz.

650 TL ve üzeri siparişlerde Ptt Kargo ile gönderim ücretsiz...
Havale ve kredi kartıyla ödeme seçeneği...

www.notoskitap.com

Bir Yaşam ve Siyaset Alanı Olarak Değişen Kentler, Büyüyen MetropollerBekir AğırdırGecikmiş Modernleşmenin Telaşı Savruk...
30/06/2024

Bir Yaşam ve Siyaset Alanı Olarak Değişen Kentler, Büyüyen Metropoller
Bekir Ağırdır

Gecikmiş Modernleşmenin Telaşı Savrukluk ve Lümpenlik Üretiyor
Şimdi yeni kent ve metropol tanımı içinde hemen her yerin yeni merkez olmaya aday oluşu, gayrimenkul rantındaki müthiş büyüme ve bu rant etrafındaki yoğun örgütlenme göçle gelenlerin ve çeperlerde yaşayanların kentle ilişkisini de etkiliyor.
Kentli olmak için çabalama dürtüsü giderek yok olurken, bulunduğu yerde kendi gibi kalarak kök salma dürtüsü baskın hale dönüşüyor.
Artık gelinen yerde, “aslen nereli” olunduğu yalnızca nüfus kartlarında bir bilgi olarak duran yeni nesiller var karşımızda.
Daha da vahimi, kent yoksulluğu diye yeni bir mesele var karşımızda. Kentleşirken daha iyi bir hayata ulaşılacağı arzusu baskındı. Refah seviyesini emekle, eğitimle yükseltmek mümkündü. Bugünse eğitimde, ekonomide fırsat eşitliği yok olmuş
durumda. Ekonomik ve siyasi politikalar nedeniyle gelir dağılımı adaletsizliği, istihdam eşitsizliği yoğunlaştı. Yoksulluk kalıcılaşıyor. Aynı metropolün içinde zenginler ile
yoksullar arasındaki fark çok büyümüş durumda.
Sosyal güvenlik yoksunluğu, yoksulluğu, işsizliği, asayiş ve güvenlik sorunları bu kadar ürkütücü boyutta olan metropollerin insanları kendileri için korkulara teslim olurken gelecekleri konusunda da son derece kötümserler. Umutsuzluk giderek öfkeye
dönüşüyor. Giderek öfkeleri kabarıyor, giderek cüretkârlıkları artıyor. Kente geldiğinde kente ayak uydurarak tutunmaya çalışan “Şaban” karakteri “Recep İvedik” karakterine
dönüşüyor, lümpenlik yaygınlaşıyor. Aslında yaşanan gecikmiş bir modernleşme
süreci. Kimliklere ve kutuplaşmalara sıkışılarak yaşandığı için savruk, gecikmiş olduğu için telaşlı bir yeni kentlilik yaşanıyor.

Notos'un Temmuz-Eylül, 101., Şehir sayısında...

Dergiyi incelemek ve sipariş vermek için internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz...

Kentlileri Niçin ÖldürmeliyizŞefik KarakoçEvrimsel geçmişinin büyük bir bölümünü kapsayan, böylelikle doğasının oluşumun...
29/06/2024

Kentlileri Niçin Öldürmeliyiz
Şefik Karakoç

Evrimsel geçmişinin büyük bir bölümünü kapsayan, böylelikle doğasının oluşumunda baskın bir rol oynayan avcı toplayıcı zamanlarında insanlığın mekânla kurduğu ilişki yaşamsal bir öneme sahipti. Nereden ne toplanacağı, temiz suyun nerede bulunduğu, sürü geçişlerinin güzergâhları, vahşi hayvanların kolayca saldırdığı noktaları bilmek gibi. Tarım devrimiyle beraber geçtiği yerleşik hayattaki sınırları koruma ihtiyacında da durum pek farklı değildi. O yüzden gittiğimiz ama özellikle yaşadığımız yeri ve yakın çevresini becerimiz ölçüsünde haritalar, belleğimize kaydederiz. Mekânla bellek arasındaki ilişkiyi farkında olmadan öylesine güçlü kılıyoruz ki, bir akılda tutma tekniği olarak tasarlanan hafıza sarayı ya da öbür adıyla mekân metodu bu özelliğimizden faydalanır. Bu teknikte akılda tutulması istenen şeyler mekânlarla ve mekânların içindeki eşyalarla özdeşleştirilir. Çünkü mekânlar bize bağdaştırdığımız şeyleri hatırlatır ve biz hatırladıkça var oluruz.
Peki bellek ve mekânın bu kuvvetli ilişkisine rağmen neden bu ülkedeki her şehir, her kasaba, her yerleşim yeri yaşanılamaz durumda. Kentsel bellek dediğimiz şey neden bu coğrafyada sadece havalı bir tamlama olarak kaldı. Yumuşak bir giriş yapacak olursak, kentlileri öldürmemek için yeterli sebebimiz var mı. Medeniyetin kurduğu ve medeniyetlerin kurulduğu, fiziksel yapı bütünlerinden oluşan şehirler içinde yaşayanları etkilediği gibi içinde yaşayanlardan da etkilenir. Etkileşimi hep iki yönlüdür. İnsanlarla beraber yaşayan bir organizmadır. Peki kentlerimiz böylesine yaşanılamaz bir haldeyken, kentlilerimiz de kentlerimizi böylesine yaşanılamaz hale getirenler değil midir.

Desen Vuslat Çamkerten

Notos'un Temmuz-Eylül, 101., Şehir sayısında...
Notos Günleri başladı...

Dergiyi incelemek ve sipariş vermek için internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz...

Notos'un Yaz Kampanyası 1 Temmuz'da başlıyor...Okurlarımızı bu Temmuz ayında Notos ve Aganta'nın tüm kitaplarında ve esk...
28/06/2024

Notos'un Yaz Kampanyası 1 Temmuz'da başlıyor...
Okurlarımızı bu Temmuz ayında Notos ve Aganta'nın tüm kitaplarında ve eski sayılarımızda özel indirimler bekliyor.

www.notoskitap.com

Notos’un Temmuz-Eylül, 101. sayısı çıktı.Şehir: Bir Kültür ve Siyaset Alanı• Ferenc Karinthy: “İnsan yazarken aslında he...
28/06/2024

Notos’un Temmuz-Eylül, 101. sayısı çıktı.
Şehir: Bir Kültür ve Siyaset Alanı

• Ferenc Karinthy: “İnsan yazarken aslında hep başyapıtını yazıyor.”
• Annie Dillard: Dünyada Bir Yazar
• Fadime Uslu: Öyküde Resimsel Görüntü Yaratmak 2

Notos Temmuz-Eylül, 101. sayısında Bir Kültür ve Siyaset Alanı olarak Şehir’e yöneliyor. Şehir gitgide çürüyen bir varlık. Yaşayan, organik, sürekli değişen, bu ülkede ileriye doğru değil, çukurun dibine indikçe inen bir varlık. Artık ne kimliği kaldı ne kültürü. Ve biz hepimiz onun içindeyiz. Elinizde tuttuğunuz bu dergi de şehir kültürünün parçası. Onun temsil ettiği ileri, nitelikli kültür artık şehirlerin çeperlerine sürüldü. Bu gidişin geriye döndürülmesi elbette mümkün. Bunun için yoğun, kararlı, hem düşünsel düzeyde hem alanda mücadele etmek gerekiyor. Bu can yakıcı sorunu dile getirmek için hazırlanan Notos’un Şehir dosyasında Şefik Karakoç, Bekir Ağırdır, Manuel Castells, China Miéville, Levent Soysal ve Semih Gümüş’ün yazıları; Vuslat Çamkerten ile Virginia Elena Patrone’nin desenleri yer alıyor.
Notos’un bu sayısının söyleşisi Türkçede Epepe kitabıyla tanınan Macar yazar Ferenc Karinthy ile.
Aganta bölümünde günümüz edebiyat dünyasına ve güncel kitaplara dair yazılarıyla Pınarnaz Eren, Aslı İdil Kaynar, Fulya Kılınçarslan, Esin Akşar, Fatih Balkış, Özge Kılıçoğlu ve Alper Güngör yer alıyor.
Bir Yazarın Seçtikleri bölümünde Özcan Alper okunmasını zorunlu gördüğü kitapları, Cihan Çakan ise en çok etkilendiği yazarı nedenleriyle birlikte Notos’a anlatıyor.
Dilek Yılmaz ve Murat Uzunkaya kısa sorulara kısa yanıtlarla kendi yazarlık serüvenlerini ve yayımlanan son kitaplarını anlatıyor.
Foto-Yazı bölümünde Peter Henry Emerson’ın fotoğrafını Burcu Aktaş kısa bir anlatıyla yorumluyor... (Devamı aşağıda)

Dergiyi incelemek ve sipariş vermek için internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz...

Aslında Her Şey Yolunda'nın yazarı Duygu Terim'in söyleşisi ve imza günü Üzeyir Karahasanoğlu moderatörlüğünde, bu cumar...
04/06/2024

Aslında Her Şey Yolunda'nın yazarı Duygu Terim'in söyleşisi ve imza günü Üzeyir Karahasanoğlu moderatörlüğünde, bu cumartesi 14.00'te, Zonguldak Maden Mühendisleri Odası Lokali'nde...

⏰ 8 Haziran 2024
📍 Zonguldak Maden Mühendisleri Odası Lokali
Yayla, Deniz Feneri, 67030 Merkez/Zonguldak

Keki titreyen parmaklarımın arasında tutarak aramızdaki kapıyı kapadım. Korkunç bir hata mı yapmıştım acaba? Seneler önc...
24/05/2024

Keki titreyen parmaklarımın arasında tutarak aramızdaki kapıyı kapadım. Korkunç bir hata mı yapmıştım acaba? Seneler önce Paris’te deneyimlediğim aynı boğulma hissini yaşadım: Nefes borum adeta kıymıklarla doluydu. Fakat bu kez kıymıklar utancın kıymıklarıydı, üzüntünün değil. Utancın neşter kadar keskin, sivri uçlu kıymıkları.

Alba Arikha, Eğer Beni Ararsan
İngilizceden çeviren Aylin Ülçer
Kapak tasarımı Virginia Elena Patrone

Notos Kitap Değerli Kitaplar Yayımlar

Teşekkür ederiz  •••Nasıl anlatacağımı bilemediğim dolu dolu bir eser, travma üzerine, 2.Dunya Savaşı ile başlayan;...
10/05/2024

Teşekkür ederiz
•••
Nasıl anlatacağımı bilemediğim dolu dolu bir eser, travma üzerine, 2.Dunya Savaşı ile başlayan; Paris'ten Filistin'e Londra'ya uzanan tarih kokulu, sırlar ile dolu, etkileyici. İnsanın ruhuna işliyor ama gözyaşları dökülmek için sıraya girmiyor.Eser Nazilerin Paris'i işgal ettiği yıllarda başlıyor, her şeyini kaybeden ama şansı yaver gidip hayatta kalan Flora'nın hikayesine gidiyoruz.Oradan oraya savrulan Flora'nın güçlü bir kadına dönüşüşü, her düştüğü yerden kalkma çabaları, yüreğinde taşıdığı sırları çok etkileyici idi. Sonra Hannah'ı tanıyoruz, onun da hayat hikayesine, ailesinin yaşamına konuk oluyoruz. Sonra bu iki kadının hayat hikayesi iç içe geçiyor. Aşkları, geçmişleri, travmaları, hayata tutunma şekilleri... Olayları Flora ve Hannah 'ın ağzından birinci kişiden dinliyoruz, bölüm değiştikçe anlatıcılar yer değiştiriyor.
Travmalar,trajediler insanın benliğine nasıl nüfuz eder,aile, aşk,ihanet, terk edilme ve etme, kardeşlik, kayıplar ,ırkçılık , faşizm üzerine çok güçlü bir metin. Siyasi arka planı da çok renkli(genelde siyah ya da gri tabii bu renkler ama olsun).2. Dünya Savaşı, Filistin , terör, IRA esere damgasını vuran tarihi dokulardan bazıları.Eser uzun bir zaman dilimine yayıldığı için zengin de bir tarihi dekoru var. İki güçlü kadının birbirinden çok farklı yaşamlarının kesişim kümesini çok sevdim. Güç nasıl bir şey, travmalar nasıl ruhunuzu ele geçiriyor çarpıcı bir şekilde gördüm, mücadele, azim insanı nasıl ayağa kaldırdıyor ama yaralar gizli gizli nasıl kanamaya devam ediyor iki güzel ve güçlü kadın aracılığıyla anlatmış yazar.İyi ki yazmış,çok severek okudum. Kapağın da güzelliği... ̈nerisi ̆erbeniararsan

Ben Okurum'un Bonzai bölümünde Deniz Yüce Başarır ve Can Öktemer Zambra'nın ilk romanı üstüne sohbet ediyor...Storytel, ...
10/05/2024

Ben Okurum'un Bonzai bölümünde Deniz Yüce Başarır ve Can Öktemer Zambra'nın ilk romanı üstüne sohbet ediyor...
Storytel, Spotify ve Apple Podcast'te dinleyebilirsiniz.

"Ben Okurum’un bu bölümünde Latin Amerika Edebiyatı’na yeni bir soluk getiren Şilili yazar ve şair Alejandro Zambra’nın ilk romanı Bonzai var. Deniz Yüce Başarır, kültür sanat gazeteciliğinin aktif isimlerinden Can Öktemer’le yazarın Ağaçların Özel Hayatı ve Eve Dönmenin Yolları başta olmak üzere hemen hemen tüm eserlerini masaya yatırırken, sohbet Şili’ye ve Şili halkının yaşadığı zulümlere de uzanıyor. Ve elbette şiirsel bir metin olan Bonzai’den en etkili bölümlerden birkaçı da Başarır tarafından seslendiriliyor."

100. Sayı Seçkisi sayısı e-dergi formatlarıyla Google Books ve İdeal Online'da yayında...Basılı dergiyi sitemizden satın...
03/05/2024

100. Sayı Seçkisi sayısı e-dergi formatlarıyla Google Books ve İdeal Online'da yayında...
Basılı dergiyi sitemizden satın alabilir ve abone olabilirsiniz, e-dergi formatlarının güncel bağlantılarına ulaşabilirsiniz.

Bazı sayılarımızın baskısı tükendi ama Notos’un tüm sayılarını aşağıdaki adreslerden e-dergi olarak okumak mümkün:
idefix • D&R • Google Books • Kobo • İdealOnline • Sayısal Grafik

1 Mayıs işçilerin, emekçilerin ve bütün çalışanların bayramı kutlu olsun.
01/05/2024

1 Mayıs işçilerin, emekçilerin ve bütün çalışanların bayramı kutlu olsun.

Bunlar ilk hayat derslerim oldu:Trajedi ardında şeylerin düzenini değiştiren bir iz bırakıyordu.Kırılganlık güçle aynı i...
30/04/2024

Bunlar ilk hayat derslerim oldu:
Trajedi ardında şeylerin düzenini değiştiren bir iz bırakıyordu.
Kırılganlık güçle aynı ivmeye sahipti.
Suçluluk duygusu üzüntü kadar kuvvetliydi.
Hiçbir şey hafife alınamazdı.
İyi olan her şey yitip gidebilirdi.
Kocaman babam şimdi küçücük kalmıştı. Annem fısıldayarak
konuşuyordu.
Walter hiçbir şey değişmemiş gibi yapıyordu.
Ben neredeyse hiç konuşmuyordu, çünkü dediğine göre
konuştuğunda ağzı acıyordu.
Bana gelince, her gece rüyamda denizi görüyordum. Beni
yutan dalgaları.
Lucie’nin dibe çekilmeden hemen önce fal taşı gibi açılmış
yeşil gözlerini.

Alba Arikha, Eğer Beni Ararsan
İngilizceden çeviren Aylin Ülçer
Kapak tasarımı Virginia Elena Patrone

Notos Kitap Değerli Kitaplar Yayımlar

Yazarımız Banu Yıldıran Genç'in Kadıköy İskele Kütüphanesi'ndeki söyleşisinden kareler...
27/04/2024

Yazarımız Banu Yıldıran Genç'in Kadıköy İskele Kütüphanesi'ndeki söyleşisinden kareler...

"Bir şeyin yoksa yoktur. İlla her boşluğu doldurmaya çalışmak saçmalık."Bunu Kimseye Anlatma 3. baskısında...Okurlarımız...
27/04/2024

"Bir şeyin yoksa yoktur. İlla her boşluğu doldurmaya çalışmak saçmalık."

Bunu Kimseye Anlatma 3. baskısında...
Okurlarımıza ilgileri için teşekkür ederiz...

Kapak tasarımı Virginia Elena Patrone
Notos Kitap Değerli Kitaplar Yayımlar

İnsanlar birbirine bakmadan aceleyle yürüyor. Başkasına göre hayalet olan yüzlerce insan. Karşıdan gelen üç kişiye takıl...
26/04/2024

İnsanlar birbirine bakmadan aceleyle yürüyor. Başkasına göre hayalet olan yüzlerce insan. Karşıdan gelen üç kişiye takıldı gözü. İkisi birbirine bakıp gülerek konuşuyor, üçüncü arkadan onlara yetişmeye çalışıyor. Kendisini üçüncü gibi hissetti. Ayla hem önerir hem onaylar, Altan sadece izler ve ona yetişmeye çalışırdı.

Duygu Terim, Aslında Her Şey Yolunda
Kapak tasarımı Virginia Elena Patrone

Kitaptan bir parça okumak ve sipariş vermek için internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz...

Geri Döndüğüm Yerler'in yazarı Banu Yıldıran Genç yarın akşam 19.00'da Kadıköy İskele Kütüphanesi'nde...•Yazar Banu Yıld...
25/04/2024

Geri Döndüğüm Yerler'in yazarı Banu Yıldıran Genç yarın akşam 19.00'da Kadıköy İskele Kütüphanesi'nde...



Yazar Banu Yıldıran Genç ile kişisel deneyimlerinden de yararlanarak kâğıda döktüğü ‘Geri Döndüğüm Yerler’ kitabının yanı sıra edebiyata dair keyifli bir sohbet için Kadıköy İskele Kütüphanesi’ne davetlisiniz.

📲 Ücretsiz etkinlik için uygulaması içerisinde yer alan sekmesine tıklayarak kayıt olabilirsiniz.

Burada beni tutan hiçbir şey kalmadı, oysa Filistin’de bir amacım olacak. Benimle aynı kâbusu yaşamış başkalarıyla yolum...
24/04/2024

Burada beni tutan hiçbir şey kalmadı, oysa Filistin’de bir amacım olacak. Benimle aynı kâbusu yaşamış başkalarıyla yolumun kesişmesi kaçınılmaz. Yakın arkadaşlarım benim yanımda diken üstündeymiş gibi görünüyorlar, sanki ben bu savaşın kurbanı değil de failiymişim gibi. Arkadaşlarımdan hiçbiri annesini babasını kaybetmedi. Görünüşe bakılırsa yalnızca benimle konuşma yetilerini kaybetmişler. Savaş konusu bir tabu, tıpkı bir lanet gibi. O yüzden gece gezen kediler gibi birbirimizi görmezden geliyoruz.

Alba Arikha, Eğer Beni Ararsan
İngilizceden çeviren Aylin Ülçer
Kapak tasarımı Virginia Elena Patrone

Notos Kitap Değerli Kitaplar Yayımlar

Address

Ömer Avni Mh. Prof. Drive Tarık Zafer Tunaya Sk. 11/6 Gümüşsuyu Beyoğlu
Istanbul
34427

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Notos posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Notos:

Videos

Share

Category

Nearby media companies


Other Publishers in Istanbul

Show All

You may also like