Toplumcu Düşünce

Toplumcu Düşünce Özgürlükçü ve yenilikçi her türlü yazı, analiz ve tartışmaya açık bir yayın platformu

“Suriye’deki Gelişmeler, Bölgenin Geleceği ve Türkiye”Değerlendirme ToplantısıÖZET NOTLARITarih: 10 Ocak 2025Derleyen: N...
22/01/2025

“Suriye’deki Gelişmeler, Bölgenin Geleceği ve Türkiye”
Değerlendirme Toplantısı

ÖZET NOTLARI

Tarih: 10 Ocak 2025

Derleyen: Nebil İLSEVEN, TDE

Değerlendirme Toplantısı ÖZET NOTLARI Tarih: 10 Ocak 2025 Derleyen: Nebil İLSEVEN, TDE Toplumcu Düşünce Enstitüsü’nün “Suriye’deki Gelişmeler, Bölgenin Geleceği ve Türkiye” başlıklı Değ…

22/01/2025

Değerlendirme Toplantısı ÖZET NOTLARI Tarih: 10 Ocak 2025 Derleyen: Nebil İLSEVEN, TDE Toplumcu Düşünce Enstitüsü'nün “Suriye'deki Gelişmeler, Bölgenin Geleceği ve Türkiye” başlıklı Değerlendirme Toplantısı 10 Ocak 2025 Cume günü İstanbul'da Levent Marriott otelde gerçekleşti. Toplantıya Fehim Taştekin ve Naim Babüroğlu konuşmacı olarak katılmıştır. Toplantıda TDE üyesi ve Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki, Türkiye Raporu olarak en son yaptıkları ve henüz analiz çalışmaları tamamlanmakta olan kamuoyu araştırmasından Türkiye'de siyaset oluşturulmasına ışık tutabilecek ilk bulguları ana başlıklar olarak paylaşmıştır....

01/01/2025

Türkiye her yeni yılına girerken, yılbaşı kutlamalarının gün geçtikçe daha sönük geçmesinin arkasında birçok siyasal, sosyal ve ekonomik faktör bulunuyor. Ekonomik kriz, enflasyon oranlarının yükselmesi ve hayat pahalılığı, halkın alım gücünü ciddi şekilde etkilemektedir. İnsanlar, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, yılbaşı kutlamalarına ayıracak bütçeleri kalmıyor. Bu durum, kutlamaların geleneksel ritüelinden uzak, daha mütevazı geçmesine neden oluyor. Fakat, televizyonların ve belediyelerin yılbaşı programlarından uzak kalmaya çalışmaları gelecek yıllar (çağdaş ve seküler hayat) açısından endişe vericidir....

Duvarİzmir’den Akdeniz’e dökülen ve yakındaBombay’dan Hint denizine dökülecek olanemperyalizmin şarkı saran duvarı hakkı...
29/10/2024

Duvar
İzmir’den Akdeniz’e dökülen ve yakında
Bombay’dan Hint denizine dökülecek olan
emperyalizmin şarkı saran duvarı hakkında
yazılmıştır. -


Karataştan çerçeveye gömülen,
güneşi parça parça bölen
demir parmaklık...
Dayadım
alnımı
demir parmaklığa;
parmaklık alnıma
gömüldü.
Kemikli geniş alnımı parça parça böldü..
Alnım:
parmaklığa dayalı
Yüzüm:
kana boyalı.
bu kan benim kanım.
eşyayı bu kanlı perdeden görüyor gözüm.

Kara taştan çerçeveye gömülen
güneşi parça parça bölen
demir par-mak-lık

Orda;
o duvarda ,
o duvarın dibinde
bizimkilerin bağlandı kolları.
O duvarı
bizim için yaptılar...
O duvar
darağaçlarının sabunlu ipi
gibi
parlıyor.

O duvar;
o duvarda keskinliği var
taze kanlı etleri parçalayan
yosunlu, ıslak
dişlerin...

O duvar;
gözleri afyon dumanlı keşişlerin
bellerindeki kara kuşak gibi sarılmış
kürenin gırtlağına!...

O duvarın ilk temel taşı,
emperyalizmin ilk adımından geliyor.
O duvarın dibinde
bizimkilerin
Eyfeller gibi kemikleri yükseliyor.

O duvarın bir ucu:
tahta sapanlı sarı Çin’de
öbür ucu:
çelikleri elektrikli New-York’un içinde.
Her bankada hisse senetleri var
onun.

O duvar
Lortlar kamarasında Lord Gürzon’un
noktaları imparator armalı bir nutku gibi geçiyor.
Eyfel’in tepesinden avlarını seçiyor,
dayanarak Hindenburg’un altın çivili
heykeline
topluyor Berlin sokaklarını eline.

O duvarın taşlarına sürterek dilini
kara gömlekli Musulini
bekliyor nöbet.
İtalya’nın çizmesi
yüzüyor kanda!!
O duvar
ikinci bir Balkan gibi yükseliyor Balkan’da!

O duvar.
O duvar, o duvar.
O duvarın dibinde
bizimkiler kurşunlanıyor!..

O duvar
kadar
uzun bir destanı var,
o duvarın dibindeki her karış yerin.
O duvarın dibinde ölenlerin
koparıyorlar erkekliklerini,
gençlik aşısı yapmak için
milyonerlerin
kibrit çöpünden frengili iskeletlerine!

Milyonerler
gömülüp or*******ın etlerine
bir radyo-konser gibi dinliyorlar:
o duvarın dibinde verilen
kurşun sesiyle yere serilen
idam emirlerini...

O duvar,
o duvarın dibinde seferberlik var
1914’den daha büyük,
daha mel’un
bir seferberlik.

Karanlıklar
güneş altında nasıl kaçarsa bir deliğe,
koşuyor emperyalistler
bu seferberliğe:
Britanya dretotlarının cemiyet akvamı,
beyaz eldivenleri barut kokan diplomat.
çürümüş insan eti müstahsili
emperyalist Jeneral,
II inci Enternasyonal;
zehirli çiçeklerini toplamak için
“din”in
toprağını gübreleyen, kazan,
eserlerini banknotlara yazan
filozof
permanganatın âşıkı şair
ölüm şuaı satan kimyager,
hepsi seferber,
seferber
o duvarın bayrağı altında...

O duvar.
o duvar, o duvar..
O duvarın dibinde
bizimkiler kurşunlanıyorlar...

Cevap

O duvar
o duvarınız,
vız gelir bize vız!...
Bizim kuvvetimizdeki hız,
ne bir din adamının dumanlı vaadinden,
ne de bir hülyanın gönlü yakışındandır.
O yalnız
tarihin o durdurulmaz akışındandır.

Bize karşı koyanlar,
karşı koymuş demektir.
Maddede hareketin,
yürüyen cemiyetin
ezeli kanunlarına.
Sükûn yok, hareket var
bugün yarına çıkar
yarın bugünü yıkar
ve bu durmadan akar
akar
akar.

Biz bugünün kahramanı,
yarının
münadisiyiz.
Bu durmadan akan,
yıkıp yapan
akışın
çizgilenmiş sesiyiz.

Biz,
adımlarını tarihin akışına uyduran
temelleri çöken emperyalizme vuran,
yarını kuran
larız.

O duvar
o duvarınız
vız gelir bize vız!...

01/06/2024

"Kendi emek güçleri sayesinde hayatlarını sürdürenler ülke zenginliğinin gerçek yaratıcılarıdır, ama günümüzde "yetenekleri kıt insanlar" diye nitlendirip küçümsenirler. Her zaman açıksözlü ve açıkyürekli olanlar içtenlikleri ve dürüstlükleri nedeniyle övülmeleri gerekirken enayi ya da budala olarak kabul görüler. HAN FEİ Zİ

Siyasi partiler yasası, tüzük tartışmaları üzerine yazdım, önerilerim ve çağrım aşağıdadır: “Bugün iktidar partilerinin ...
28/05/2024

Siyasi partiler yasası, tüzük tartışmaları üzerine yazdım, önerilerim ve çağrım aşağıdadır:
“Bugün iktidar partilerinin sözcüleri tarafından içeriği boşaltılarak kullanılan 82 Anayasasının askeri vesayet anayasası olduğu, darbeci olduğu ve demokrasilere yakışmadığı gerçeğinin en büyük nesnel karşılığı tam da bu SPK’nın yasakçı, yasaklayıcı ve gerek ülke içi gerekse parti iç oligarşinin oluşumuna imkân veren halidir. Cumhur İttifakı partilerinden müteşekkil iktidarın bu temel temsil sancısını, yukarıdan aşağıya otokratik siyasal yapılanmayı telaffuz etmeden, demokrasi üzerindeki bir vesayeti konuşması bir “oksimoron”dur. Eğer 82 Anayasasının vesayetçi ruhunu konuşma gereği duyuyorsak, tam da demokratik, özgürlükçü ve adil bir seçim kanununa yapılan atıfla Türkiye’de siyasetin tıkanan damarları açılmalıdır.
Bugün sağlıklı ve demokratik bir anlayış içinde, günümüz dünyasının çoğulcu ve karmaşık temsil ve hak temelinin getirdiği sorunları aşabilen bir SPK’ya, bunun da parti tüzüklerini açılımcı ve demokratik olmaya sürekli bir biçimde teşvik eden bir anlayışa yerini bırakması için ısrarcı ve takipçi olmak zorundayız.
İşte tam bu nedenden ötürü, Cumhuriyet Halk Partisinin hem kendi tüzüğünü yenileme sözü verdiği bir dönemde, üstelik de AKP’den yeni anayasa çağrıları aldığı bir dönemde, bu Anayasanın cevaz verdiği 2028 sayılı SPK’nın birbiri içine geçmiş yasaklı ve yasaklanan demokrasi dışı vesayetini kaldırma çağrısını acilen yapması gerektiğine inananlardanım. Aynı zamanda hazırlanan yeni demokratik tüzüğün de bu değişim süreç hem kamuoyuna hem de bütün siyasal aktörlerle paylaşılması gerektiğini düşünüyorum.”
toplumcudusunce.com/yeni-anayasa-s…

1. Ülkemizde Yeni bir Anayasa yapım sürecinin hummalı tartışmaları sürüyor, elbette her yeni Anayasa dönemi esasında Anayasaların referans önemli kânunların da yeniden tartışmalara açılacağı bir dö…

1. Ülkemizde Yeni bir Anayasa yapım sürecinin hummalı tartışmaları sürüyor, elbette her yeni Anayasa dönemi esasında Ana...
28/05/2024

1. Ülkemizde Yeni bir Anayasa yapım sürecinin hummalı tartışmaları sürüyor, elbette her yeni Anayasa dönemi esasında Anayasaların referans önemli kânunların da yeniden tartışmalara açılacağı bir dönem.Önemli olan, elbette, 22 yıllık yıpranmış bir iktidarın taktiksel geçişlerle ortaya koyduğu bir Anayasa müsameresine edilgen bir katılım değil, tersine aktif bir şekilde siyasetin toplum adına aşamadığı meseleleri yasalar ve anayasa temelinde aşabilmektir. Siyasete bir değişim ihtiyacı var ise, bu değişimin en büyük temsili göstergesi, partilerin siyaset ve siyasetçiyi belirleme tarzları, kurumsallaşma faaliyetleri, tüzüklerini yaşama uyarlamaları kadar, anayasa ve yasalarda kendilerini tanımlayan ve faaliyet alanlarını çizen temel metinleri belirleme ve geliştirme iradelerini kullanma cesaretidir....

1. Ülkemizde Yeni bir Anayasa yapım sürecinin hummalı tartışmaları sürüyor, elbette her yeni Anayasa dönemi esasında Anayasaların referans önemli kânunların da yeniden tartışmalara açılacağı bir dö…

CHP Tüzük Kurultayı Değerlendirme ve Öneri Notları/Hazırlık Çalışması Cumhuriyet Halk Partisi'nin geçtiğimiz yıl gerçekl...
03/05/2024

CHP Tüzük Kurultayı Değerlendirme ve Öneri Notları/Hazırlık Çalışması Cumhuriyet Halk Partisi'nin geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen 38. Olağan Genel Kurultayı önümüzdeki dönemle ilgili olarak güçlü bir "değişim" iradesi ortaya koymuş ve bu doğrultuda Parti Tüzüğünün yenilenmesi de hedeflenmiştir. Yetkili organların aldığı kararla 4-8 Eylül 2024 günlerinde bir Tüzük Kurultayı gerçekleştirilerek Parti'nin 2. yüzyıldaki çalışmalarının örgütsel yapılanması ve işleyişinin yeniden şekillendirilmesine ilişkin bir takvim de belirlenmiş bulunmaktadır....

CHP Tüzük Kurultayı Değerlendirme ve Öneri Notları/Hazırlık Çalışması Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen 38. Olağan Genel Kurultayı önümüzdeki dönemle ilgili olarak g…

01/04/2024

SEÇİM NASIl KAZANILDI. TÜRKİYE SİYASETİNDE NELER OLDU? NELER OLACAK?

CHP seçimlerde gerçekten tarihi bir başarı kazandı. Ülke Siyasetin üstüne çökmüş ağır baskı kabı kırıldı ve eşi, benzeri görülmemiş bir başarı ve coşku getirdi.
Bütün bunların hem nedenleri hem de geleceğe ait sonuçları var. Şöyle bir bakalım:

1. Halk çok zor durumda, günlük yaşamını sürdürmekte zorlanıyor ve yarının bugünden daha kötü olacağı ortada, fakir kaldık, hala daha kemer sıkma ve kredi kartı limitlerini daha da daraltmaya çalışan bir iktidar var, halkın lehine yoksulluğu, yoksunluğu ve eşitsizliği telafi edecek hiçbir politika uygulanmıyor, uygulanmayacak da.

2. Parlak sözler, büyük laflar ve kendi yaşamına dokunmayan, birilerini sürekli zengin ve güçlü kılan bir büyük ülke hayali ve hedefi olamaz. Bu açıkça görüldü.

3. Sosyal adaleti olmayan, insanın insan gibi yaşamasını sağlamayan bir “Eser ve hizmet” siyaseti çökmüştür. En büyük “eser” insanın insan gibi yaşayacağı şartları ona sağlamaktır, en büyük hizmet günlük yaşamını sürdürecek koşulları ona sağlamaktır. Soframız, hırkamız, temel ihtiyaçlarımızın hiçbirini bir önceki fiyattan alamıyoruz, çocuklarımızı okutamıyoruz. Devlet inanın devleti olmaktan çıkıp şirketlerin devleti olmuş.
Spekülatörler, zenginler, finans kapital servetine servet katarken, vergi afları ile taçlandırılırken emekliye, geliri ile yaşamını sürdürmek durumunda olanlara artık kaşıkla bile verilmiyor.

4. Ekonomik kriz bir insani ve yaşamsal krize dönüşmüş durumda.
Sıradan bir esnaf lokantasında iki kap yemek bile yenemez olmuş, yaşam ihtiyaçları sürekli belirsiz bir geleceğe ertelenmiş iken azınlığın cebi doluyor ayaklarında 40 bin liralık ayakkabılarla, milyon dolarlık arabalarına siyah cam taktırmış faiz-ikinci el oto-emlak-döviz-altın vs ile oradan oraya spekülatif ataklar yapan kişilerin ülkesi olmuş bu ülke. Üstelik devlet ve siyaset açıkça bunların tarafını tutuyor. Halk bunu görüyor, biliyor. Görmesine, bilmesine de gerek yok damarlarına kadar hissediyor.

5. Halk, iktidarın medyayı da peşine takarak üretilmiş sahte hakikatlerle halkın boğazındaki son lokmaların da alınmaya çalışıldığı “ kemer ve ümük” sıkma politikalarına ancak sosyal adaletçi politikalarla çıkılabileceğini, telafi edilebileceğini gördü, 2019’da sonra özellikle metropollerde kent lokantalarından kreşlere, sosyal yardımlardan, emekliye dar gelirliye, öğrencilere yoksul ve yoksun kalmışlara yönelik bir siyaseti temel alan sosyal adaletçi belediyecilik bir çıta, bir anlayış insana doğrudan dokunan modeller üretti. Bu bir alternatif olmuştur, bugün bu yüksek oylarla bu sorumluluğu daha fazla alması gereken bir siyaset ortaya çıkacaktır. Bu sorumluluk alınacaktır.
6. CHP için artık, büyük bir yerel yönetim provasıyla birlikte motto “tek başına iktidar” olacaktır, bu büyük özgüven asla iktidarın yozlaşmasına değil terine daha fazla halkçılık şeklinde tecelli etmelidir, edecektir.

6. Bu seçim göstermiştir ki, siyaset net taleplerin ve uygulamaların ve bunların siyasal tercihlerle ideolojik altyapılarla uygulanması demektir.

7. Halk sola oy vermez diye bir uyduruk sosyoloji yoktur, kim halkın doğrudan taleplerine cevap veriyorsa o bugün sola yarın sağa, diğer gün kimlik politikalarına dönebilir. Ancak bu seçimde ideolojik ve siyasal bir omurga üzerine oturmayan kapalı kapalılar ardında yapılan taktiksel siyaset çökmüştür, çökecektir. İyi Parti masadan kalkıp oturduğu anda deşifre olan iktidarın yedeğinde ve güdümünde muhalefet etme taktiği ile esasında zaten CHP’de olması gereken tabanını yeniden CHP’ye vermiştir, halk bireysel çıkarlara, boş öfke, taktiksel manivela kullanma siyasetine prim vermedi, buna hali de yok.
8. Yeniden Refah’taki yükselişi yazmıştım ve finans kapital karşıtlığı, anti emperyalist hatta anti siyonist duruşla AKP’yi çökerteceğini ve bir sonraki seçimde “yükselen güç” olacağı aşikardı. Yüzde 6.7 ile Türkiye’nin üçüncü partisi oldu, hakiki siyaset tutar, ben 8, 8.5 bekliyordum, bu çıta aşılacak iki haneler hemen gelecektir.
9. Diğer partileri ikinci analizde yazacağım.

29/03/2024

Address

Istanbul

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Toplumcu Düşünce posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Toplumcu Düşünce:

Share

Category