Kasabamızın tarih durumu kesin olmamakla beraber, Türklerin Anadolu’ya yerleşmeye başlamaları ile
Kayı boyundan olan ve karakeçililer olarak adlandırılan bir Yörük aşiretinin kasabamızın şimdiki tekke mahallesine yurtlarını kurmuşlar ve böylece kasabamız yerleşim yeri olmaya başlamış. Bu olayın tahminen 650 ila 700 yıl önce olduğu tahmin edilmektedir. Yerleşim yollarında şu anda Bağarası denen böl
genin sazlık ve çaylık bir yapıya sahip olduğu söylenmektedir. Bu vadiyi besleyen suyun çıktığı ve şimdiki ismi Karapınar veya halk arasında pınar ayağı olarak belirtilen yerden çok büyük bir suyun çıktığı , suyun altında kalan bu yerlerin bataklık halinde olduğu söylenmektedir. O zamanki atalarımız düğünlerini ve şenliklerini Kara Pınar’ın üst kısmın da ki düzlükte (Abdül Fettah camiinin bulunduğu mekanda) yaparlardı. Düğün törenlerinde önce gelin ata bindirilirdi ve at ürkütülürdü eğer gelin attan düşmez ise bu gelin çok beğenilirdi. Bir defasındaki düğün töreninde ürkütülen at ile birlikte gelin suya düşerek kaybolmuşlar. Bu olaydan sonra oraya Kanlı Pınar denmiş ve bu isim zamanla değişerek Kara Pınar olmuş. Şimdiki kırklar mevkii yer yer ormanlarla kaplı olup bozkır şeklinde ve hayvanların otlatılmasına çok müsaitmiş. Zamanla başka Yörük göçebe Yörük aileleri de çevredeki yerleşim merkezlerinden gelerek kasabamıza yerleşmeye başlamışlar. Bu yerleşim merkezlerinde Kalburcu, Kadı Yeri, Kara Taştan gelenler çoğunluktadır. Kalburcu, Kadı Yeri, Karataş daha sıcak daha sıcak ve sulu yerlerde olduklarında sivrisinek bol olurmuş. Bundan dolayı buraların yöre halkı devamlı olarak sıtmaya yakalanır ve iyileşmek için gelirlermiş iyileştikten sonra geri dönerlermiş çünkü kasabamızda sivrisinek olmadığı gibi her tarafı ormanlık ve yeşillik olduğundan havası da çok temiz, ayrıca suları da güzel olduğundan hastalara iyi gelirmiş. Kalburcu, Kadı Yeri ve Karataş yörelerindeki yerleşik aileler sıtma hastalığından kurtulamadıklarından kasabamızın olduğu yerdeki aşiret başkanına haber göndererek yerleşmek istediklerini bildirmişler. Aşiret başkanı da büyüklerini toplayarak , durumu görüşmüşler ve gelinsin kararı vermişler. Bundan sonra kasabamızın adı gelinsin olarak söylenmeye başlanmış zamanla bu kelime değişikliğe uğrayarak Geresin şeklini almıştır.