Sogucak TV

Sogucak TV “Mutluluk, paylaştıkça çoğalır; sevgi, verdikçe büyür.”

16/01/2025

Değerli Dostlarımız,Oğlumuz Onurcan’ın düğün hazırlık telaşı ve tatlı yorgunluğu nedeniyle bazı değerli dostlarımızı arayamamış, unutmuş ya da davetiye ulaştıramamış olabiliriz. Bu durum için şimdiden sizlerden özür dileriz. Sizleri bu mutlu günümüzde yanımızda görmekten onur ve mutluluk duyacağız.

Sevgi ve saygılarımızla,
Sebahat & Hamza Altun

Soğucak TV

14/01/2025
https://youtu.be/EfTUUO3w8xg?si=08rb6tjUUOpvLDapAfitap: Çok Güzel Yüz • Teban: Arkasından gitmek, tabi olmak. • Ümmü’l K...
13/01/2025

https://youtu.be/EfTUUO3w8xg?si=08rb6tjUUOpvLDap

Afitap: Çok Güzel Yüz
• Teban: Arkasından gitmek, tabi olmak.
• Ümmü’l Kitâb: Kitapların anası.
• Çar Anasır: Dört temel öğe.
• Şeş Cihet: Altı yön.
• Kâf-î Nun: Ol emri, kün.
• Selman: Huzurlu, huzur veren.

Not:

Bu şiire antolojik hiçbir yazılı kaynakta rastlanılmamıştır. Ancak, Sarısözen hocanın Dersim civarından 1944 yılında yaptığı derlemelerde, bu şiirin sadece iki kıtasının mani formunda kayıt altına alındığı bilinmektedir.

Maraş-Malatya çevresinde sözlü gelenekte, şiir “Nesimi” mahlasını taşısa da, kaleme alınış tarzı itibarıyla Seyyid Nesimi’ye ait olmadığı açıktır. Aynı zamanda, Kul Nesimi’nin eserlerinde de bu şiire rastlanılmamaktadır. Dolayısıyla bu şiirin, Anadolu’da yaşamış başka bir “Nesimi”ye ait olabileceği düşünülmektedir.

Söz: Nesimi (?)
Makam, Kaynak ve Intro Ses Kaydı: Gözal Dede (1918–2002),
Devrecif (Dervişçimli) Ocağı / Dedeyazı (Dedefeng) Köyü,
Doğanşehir / Malatya.

Düzenleme, Kayıt, Saz İcra ve Vokal: Uğur Duran
Mix, Mastering, Görüntü Montaj: Uğur Duran

Ben bugün cananı gördümAfitabi nuran gibiCemalina seyreyledimŞems ile taban(teban) gibiCemalın ümmü’l kitâbtırDört kitap ona vasf ederOkunur kelam içindenSûu...

12/01/2025

# # ̧fet

Kar Kış Demeden Dağları, Obaları ve Akarsuları Geziyorum

Soğuk rüzgârların yüzümü okşadığı, karın bembeyaz bir örtü gibi toprağı sarıp sarmaladığı bir günde yola koyuluyorum. Her adımda, doğanın saf güzelliğiyle buluşuyorum. Dağların heybeti, ovaların sonsuz dinginliği ve akarsuların şırıltısı beni kendine çekiyor. İnsanı kucaklayan bu sessiz ihtişam, yalnızca yürüyenlerin ve görenlerin anlayabileceği bir derinlik sunuyor.

Kışın sertliği, soğuğu ile değil, sunduğu manzaraların zarafetiyle yüreğime dokunuyor. Karda bıraktığım izler, doğanın bana olan misafirperverliği gibi. Akarsular, soğuk havaya rağmen usul usul akmaya devam ediyor; yaşamın ve zamanın durmadan ilerlediğini fısıldar gibi.

Bu gezilerde yalnızca doğayla değil, kendimle de buluşuyorum. Sessizliğin içinde duyduğum en güçlü ses, içimde yankılanan huzur oluyor. Kar taneleriyle örtülmüş bir yamaçta durup çevreme baktığımda, bu dünyanın bir parçası olduğumu, her şeyin birbiriyle uyum içinde olduğunu hissediyorum.

Evet, bu güzel bir şey… Hatta bir lütuf. Çünkü doğayı anlamak, onu hissetmek, onunla bir olmak insanın ruhunu besliyor. Her mevsimin bir dili var ve kış bana dinginliği, sabrı ve sadeliği öğretiyor.

Bu geziler, sıradan bir yürüyüşten fazlası; hayatın özüne doğru bir yolculuk. Kar kış demeden dağları, obaları ve akarsuları geziyorum, çünkü bu bana hem dünyayı hem de kendimi daha çok sevdiriyor.

Allah Rahmet Eylesin.Ailesine | Başsağlığı diliyoruz.
10/01/2025

Allah Rahmet Eylesin.
Ailesine | Başsağlığı diliyoruz.

08/01/2025

Bir Zamanlar Köylerde Düğünler. Eskiden köylerimizde düğünler açık havada yapılırdı ve üç gün boyunca sürerdi. Bu güzel gelenek, genellikle tarım hasat döneminin sona erdiği ağustos sonlarına denk gelirdi. Sonbaharın gelişiyle birlikte köy halkı, büyük bir heyecanla düğünleri beklerdi.Düğünler, özellikle çocuklar için bambaşka bir anlam taşırdı. Gündüzleri oyun oynar, akşamları ise büyüklerin neşesine ortak olurduk. Davul ve zurnanın yankılandığı o günler, köy meydanında başlayan coşkunun her haneye yayıldığı günlerdi. Misafirperverliğin en güzel örneklerinin sergilendiği düğünler, köy yaşamının unutulmaz anılarından biriydi.Bu gelenekler, sadece bir eğlence değil; aynı zamanda komşuluk bağlarının güçlendiği, dayanışmanın arttığı ve köy halkının bir araya geldiği önemli bir sosyal etkinlikti. Düğün mevsimi, hasat yorgunluğunun ardından gelen mutluluk ve paylaşmanın mevsimiydi.

06/01/2025

“Yaşlanırsın”

Türk halk müziğinin derin köklerinden beslenen, duygularımıza dokunan eserlerden biri olan “Yaşlanırsın”, Haçı Çiçek tarafından derlenmiş ve sanatçı Celal Bayar’ın ustalıklı saz çalgısı eşliğinde dinleyicilere sunulmuştur. Bu eser, yalnızca melodisiyle değil, aynı zamanda sözleriyle de insanın yüreğinde derin izler bırakan bir halk müziği şaheseridir.“Yaşlanırsın”, hayatın kaçınılmaz döngüsünü, zamanın akışını ve insanın ömür yolculuğunu anlatan bir türkü olarak Türk halk müziği repertuarında yer edinmiştir. Bu türküde, yalnızca yaşlanmanın fiziksel yönü değil, yılların getirdiği tecrübeler, hayatta bırakılan izler ve geçmişe özlem de anlam bulur. Haçı Çiçek’in derleme ustalığı ve Celal Bayar’ın sazıyla buluşması, esere ruh katarak onu dinleyen herkesin ruhunda bir yankı uyandırır.Bugün sosyal medya platformlarında “Yaşlanırsın” eserinin keşfetlere düşmesi, aslında bu türküye olan halk sevgisinin ne denli güçlü olduğunun bir kanıtıdır. Gelişen teknoloji ve dijitalleşen dünyada, böylesi derin anlamlara sahip eserlerin hâlâ yankılanıyor olması, kültürümüzün ve müziğimizin köklü mirasının canlı bir hatırlatıcısıdır.“Yaşlanırsın”, her dinleyişte insanı kendi hayat yolculuğuyla yüzleştirir, her notasıyla zamanın değerini hatırlatır ve geçmişin sıcaklığını hissettirir. Türk halk müziğinin bu nadide eseri, yüreklere dokunmaya devam ettikçe unutulmayacak bir miras olarak gelecek nesillere taşınacaktır.

ɪʟʏᴀꜱ ᴀʀᴍᴜᴛ

ꜱᴏĞᴜᴄᴀᴋ ᴛᴠ

05/01/2025

Tarihteki Kültür ve İnançları Doğru Anlamak

05/01/2025

Doğanın Kucağında Huzuru Bulmak

Günümüz şehir yaşamı, bizi çoğu zaman kendi koşturmacası içinde unutturur. Beton duvarların arasında sıkışan ruhumuz, korna sesleriyle yankılanan sokaklarda kaybolur. Oysa bir zamanlar, hepimiz doğanın birer parçasıydık. İnsan olarak köklerimiz toprağa, rüzgâra, suya ve yeşilin o sonsuz tonlarına bağlıydı. İşte bu yüzden, şehirden uzaklaşıp tabiatın sunduğu huzura doğru bir adım atmak, modern dünyanın üzerimize yüklediği ağırlıklardan kurtulmanın en güzel yollarından biridir. Doğanın bize sunduğu huzur, sessizlikte saklıdır. Şehirlerde sessizlik bile bir ses taşır; bir makinenin uğultusu, insan seslerinin yankısı… Ama doğaya vardığınızda, bir kuşun kanat çırpışında, yaprakların rüzgârla dansında gerçek sessizliği bulursunuz. Bu sessizlik, insanın içindeki karmaşayı yatıştırır, zihni berraklaştırır. Kendinizi bir derenin şırıltısını dinlerken, bir ağacın gölgesine yaslanmış halde bulduğunuzda, aslında hiçbir şeye ihtiyacınız olmadığını fark edersiniz. Doğanın ortasında zaman yavaşlar. Şehirde saatler, dakikalar peşinde koşarken, doğada gün ışığının yavaşça değişen tonlarını izlersiniz. Sabahın ilk ışıklarında doğanın uyanışına tanık olmak, insana yaşamın en sade ve en saf halini hatırlatır. Güneş doğar, kuşlar öter, bir çiçek gün ışığına yüzünü döner. Bu sade döngüde bir huzur vardır; yaşamın karmaşıklığından uzak, saf bir denge.Tabiat, insana aynı zamanda aitlik hissi verir. Bir dağın zirvesinde dururken ya da uçsuz bucaksız bir ormanın içinde yürürken, insan kendini hem küçücük hem de evrenin bir parçası gibi hisseder. Bu his, insanı içsel bir yolculuğa çıkarır. Ruhumuzun derinliklerinde sakladığımız duygular, doğanın şefkatli dokunuşuyla su yüzüne çıkar. Bazen bir derenin yanında oturup taşları seyrederken çocukluğumuzdaki masumiyetimizi hatırlarız. Bazen rüzgârın serinliğinde yaşadığımız zorlukların aslında geçici olduğunu anlarız. Doğanın sunduğu bu huzura ulaşmak için büyük bir çaba gerekmez. Basit bir yürüyüş, bir ağacın altında geçirilen kısa bir süre, hatta bir gün batımını seyretmek bile yeterlidir. Doğada huzur aramak, lüks bir kaçış değil, insanın kendi özüne dönüşüdür. Çünkü doğa, bizlere her zaman kucak açar. Biz unutsak da o hep oradadır. Şehirden uzaklaşıp tabiatın bu dingin dünyasına adım atmak, yalnızca bir kaçış değil, bir yeniden doğuştur. Toprağın kokusunu soluduğunuzda, ayaklarınız çıplak olarak çimenlere bastığında, ya da gökyüzüne bakıp yıldızların sonsuzluğunu seyrettiğinizde, aslında gerçek huzurun her zaman elimizin altında olduğunu fark edersiniz. Doğa, bizi her zaman iyileştirmeye hazırdır. Tek yapmamız gereken, ona bir adım atmaktır.

ᵢₗyₐₛ ₐᵣₘᵤₜ

ꜱᴏĞᴜᴄᴀᴋ ᴛᴠ

02/01/2025

Eskiden, köy odalarında kış geceleri sobanın etrafında toplanırdık. Yaşlılar bize masallar anlatır, biz de hayranlıkla dinlerdik. İşte onlardan biri:

Bir zamanlar, Nurhak Dağı’nın eteğinde küçük bir köy vardı. Bu köyde yaşayan insanlar, çevrelerindeki doğanın hikâyelerle dolu olduğuna inanırlardı. Bir gün köyün en meraklı çocuğu olan Ali, yaşlı bir dedeye, “Dedeciğim, Nurhak Dağı’nın ardında ne var?” diye sordu. Dede gülümseyerek, “Oğlum, orada Büyülü Dağ ve onun tepesinde yaşayan Altın Kuş var,” dedi.Altın Kuş, öyle bir kuşmuş ki her yıl bir tek defa, tam güneş batarken kanat çırparmış. Onu gören kimseye ömür boyu mutluluk ve bereket getirirmiş.

Ancak Altın Kuş’u bulmak kolay değilmiş. Çünkü onun yaşadığı yere yalnızca yüreği temiz olanlar ve korkusuzlar ulaşabilirmiş.Ali’nin kalbinde bir ateş yanmaya başladı. Altın Kuş’u görmek istiyordu. Günlerce düşündü, sonunda ailesinden izin alarak yola çıktı. Nurhak Dağı’na vardığında, karşısına kocaman bir mağara çıktı. Mağaranın kapısında yaşlı bir kadın onu bekliyordu. Kadın, “Evlat, buradan geçmek istiyorsan cesaretini göstermek zorundasın. İçeride karanlık, tuzaklarla dolu yollar var. Ama eğer doğru yolu bulursan Altın Kuş’a ulaşabilirsin,” dedi.Ali korkmadı. Mağaraya girdi. Karanlıkta yolunu bulmak için kalbinin sesini dinledi. Önüne çıkan üç yolu da kalbinin fısıldadığı yoldan ilerleyerek geçti.

En sonunda mağaranın sonuna vardığında, ışıl ışıl parlayan Altın Kuş’u gördü. Kuş, ona doğru uçtu ve Ali’nin avuçlarına bir altın tüy bıraktı.Altın Kuş, Ali’ye şöyle dedi: “Bu tüy sana daima mutluluk getirecek. Ama unutma, mutluluğun en büyüğü, onu başkalarıyla paylaşmaktır.”

Düzenleyen: İlyas Armut
Anlatım: Köyümüz’den bir yaşlı dedemiz


Soğucak TV

Merhaba,Elbistan’ın Soğucak Köyü, Kalcımık Dede Ocağı’nın merkezidir. Bu ocak, Alevi erkânını, öğretilerini ve cemlerini...
01/01/2025

Merhaba,

Elbistan’ın Soğucak Köyü, Kalcımık Dede Ocağı’nın merkezidir. Bu ocak, Alevi erkânını, öğretilerini ve cemlerini tarih boyunca yaşatan, önemli bir inanç merkezi olmuştur. Bunun aksini iddia edenlerin, fitne ve fesat dışında bir amacı olmadığı açıktır. Cebrail Dede de uzun yıllar boyunca dünyanın birçok yerinde bu kutsal hizmetleri yerine getirmiş değerli bir zattır.

Alevilikte birinci ilke şu şekildedir:
Alevi erkânları, cemleri ve kurumları, eşitliğin ve kardeşliğin meydanıdır; makam ve mevki arayışına yer yoktur. Kimi ocaklar bu hizmeti bin yıldır sürdürüyor, kimileri ise beş yüz yıldır. Ancak bin yıl öncesinde ocaklarımız var mıydı, biz nasıl bir topluluktuk? Bunları araştırmak, tarihi anlamak gerekir, fakat bunu yaparken insanlarımızı asimile etmeden hareket etmeliyiz.

Unutulmamalıdır ki halen fitne ve fesat peşinde koşmak, Aleviliğe hizmet etmek bir yana, bu inanca zarar verir.

Soğucak TV

01/01/2025

Soğucak Köyü sakinlerinden Mercan Ergin, Hakk’a yürümüştür.Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.Devr-i daim olsun.

30/12/2024

Türkçe:

Dostlarım, 2024 yılını acısıyla tatlısıyla, sevinçleri ve hüzünleriyle geride bırakıyoruz. 2025 yılına girmemize artık saatler kaldı. Diliyorum ki yeni yıl, herkesin kendisini özgürce ifade edebileceği, barış, sevgi ve hoşgörü dolu bir yıl olsun. Hepimize sağlık, mutluluk ve başarı getirsin. Mutlu yıllar!

Kurmanci:

Hevalên ezîz, 2024 salê bi şer û şêr, bi kêf û xemên wê ji me re qediya. Ma hûnê 2025ê bidinî, tenê çend saetan man. Em hêvî dikim ku vê salê nû em hemû xwe azad bidin nîşan, bi dostî, evîn û bi pevxistî biryarên xwe şikandî dinivîsin. Bi xwedî helbestên saxî, şadî û serkeftinê bîn! Sala te pîroz!

English:

Dear friends, we are leaving 2024 behind with its joys and sorrows, its ups and downs. As we approach 2025 in just a few hours, I wish for a year where everyone can express themselves freely, filled with peace, love, and harmony. May it bring health, happiness, and success to all of us. Happy New Year!

Deutsch:

Liebe Freunde, wir lassen das Jahr 2024 mit all seinen Höhen und Tiefen, Freuden und Sorgen hinter uns. In wenigen Stunden begrüßen wir 2025. Ich wünsche mir ein neues Jahr, in dem jeder sich frei ausdrücken kann, voller Frieden, Liebe und Harmonie. Möge es uns allen Gesundheit, Glück und Erfolg bringen. Frohes neues Jahr!

Français:

Chers amis, nous laissons derrière nous l’année 2024 avec ses joies et ses peines, ses hauts et ses bas. Dans quelques heures, nous entrerons en 2025. Je souhaite une nouvelle année où chacun pourra s’exprimer librement, dans la paix, l’amour et l’harmonie. Qu’elle nous apporte à tous santé, bonheur et réussite. Bonne année !

Soğucak TV

Address

Elbistan
SOGUCAKKÖYÜ

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Sogucak TV posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Sogucak TV:

Videos

Share