22/08/2024
DİNDEKİ KISIR DÖNGÜ
Cehaleti en büyük düşmanı ilan etmiş bir dinin müntesipleri hâlâ akıldan, ilimden istifade etmiyor, hâlâ aklın ilmin önemini kavrayamamış ise....., hâlâ bin sene, yüzlerce sene önceki akıl, idrak, mantık ve ilim ile hareket ediyor, onlardan ayrılmadan, sorgulamadan, güncelleme yapmadan, aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorsa......, bir de bunlar Kur'an'dan değil de oradan, buradan derleme, toplama, rivayet, nakil bilgileri ve hikayelerden oluşuyor ise....., bu yüzdendir dindeki kısır döngü......, bu yüzdendir dini zihni hiç bir gelişme sağlanamaması...... Soruyorum şimdi, din aynı şeyleri tekrarlamaktan mı ibarettir? Örneğin beş vakit namaz aynı şeyleri tekrarlanmaktan ibaret olsun için midir?....
Kastettiğim dini konular; Kur'an'ın kıyamete kadar insanlığın değişmez değerleri ile ilgili kısmı değildir. Kıyamete kadar yerine ve zamanına göre değişecek, akıl ve ilmi işaret eden, en zirve edebi sanatların içine mecaz ile yerleştirilmiş, sarılmış, anlamını bulmamız ve doğru olarak yorumlamamız gereken ve bunun için Kur'an'ın defalarca “Akletmez misiniz, derin derin düşünmez misiniz?” dediği, her zamana ayrı ayrı rehberlik, kılavuzluk yaptığı/yapacağı, işaret ettiği/edeceği konulardır......
Bu konuya nereden mi girdim? Hafta içinde imam bir akrabam bana bir ileti gönderip fikrimi sordu. İleti geçen yazdığım "Kur'an'sız Müslümanlık" için güzel bir örnekti. Konu bir alimin “Bir erkek ile bir kadının el sıkışmasını” normal karşılamasıydı. Diğer hoca bu konuda ona karşı ver yansın ediyor, kıyameti koparıyordu. Neymiş, parmak ucuyla göstererek "Şöyle bile dokunamaz. Dokunsa şu mezhebe göre abdesti bozulur" diyordu. Malum aynı mezhebe göre bir köpek de dokunsa abdest bozuluyor. Kadını ne hale getirdiler anlıyor musunuz?....... Dini kimin aklına, kimin mantığına, kimin yorumuna, kimin insafına bıraktıklarını, nasıl bir kimliğe, nasıl bir şekle soktuklarını görüyor musunuz?.....
Kadınlar ile tokalaşırsınız veya tokalaşmazsınız o sizi bağlar, inancınıza ve uygulamanıza saygı duyarım. Ama “Bunda bir beis veya sakınca yoktur” diyerek fikrini beyan eden insana türlü türlü hakaretler yapar ve onu tekfir ederseniz, bu asla ve asla kabul edilemez........ Dinin sahibi ve koruyucusu (Hicr 9) Allah’tır, dinde zorlama yoktur (Bakara 256), nihayetinde “Sizin dininiz size, benim dinim bana.”(Kâfirûn 6) iken; kimse kendi mezhebini, meşrebini, tarikatını, cemaatini, partisini din yerine koymamalı, din diye yutturmamalı veya onların aklı, mantığı, ölçüsü, ilkeleri ile bu dine sınır çizmemelidir!.....
Şimdi sosyal hayatın içerisinde, herkesin gözünün önünde, erkeğin bir kadın ile tokalaşamadığı, kadının da bir anlık bile elini veremediği bu zihniyet ve ortamda; Müslümanlar için nasıl "El emin, mü'min" denilebilir?..... Nasıl güvenilir, nasıl kardeşiz denilebilir!?..... Bu; bu dine değil de, bedevi Arap’ın zihniyetine, kültürüne sahip çıkmak değil midir?.... Madem bu kadar dindarsınız, bir anlık bile kendinizi kontrol etme imanınız, iradeniz yok mu? Yoksa siz neyin imtihanını, neyin iradesini ortaya koyacaksınız? Böyle ulu orta bir tokalaşmada bile kendinize güvenemediğiniz bir iman ve iradeye mi sahipsiniz? Öyle bir iman ve irade sizin ne işinize yarayacaktır?.... Sizin dininiz değerler, ilkeler, ahlâk üzerine değil midir? Yoksa dinden anladığınız sadece şekil, kimlik, ritüel midir?….
İddia ediyorum, bugün Müslüman toplumlarda; bir kısmı mezhebini, bir kısmı tarikatını, bir kısmı cemaatini veya partisini din edinmiştir. Aslında imamlık yapan bu adam da; "Din elden gidiyor" diye, kendisini dinin sahibi ve kurtarıcısı sanan bugünün cahil çığırtkanlarından, holiganlarından biridir. Karşısındakini hakaretler, ilgili ilgisiz suçlamalar ile tekfir ediyor..... Ederler tabii, eskiden gelen bir alışkanlıklarıdır bu! Bunlar Ebu Hanif, İmam Şafii'ye kadar kimleri tekfir etmediler ki?.......
Oysa bu imamın yapacağı neydi? Durmadan hakaret değil, Kur'an'da (Besmeleleri saymazsak 6236 ayetten) bir ayet ile Allah ne diyor diye itirazına bir açıklama, iddiasına bir ispat getirmesi gerekmez miydi? Getiremez çünkü 1. Bu adamın dindarlığı, imamlığı "Kur'an'sız Müslümanlık" üzerine. Bu tipler Kur'an'ın sadece ismini bilir içini bilmez. Dini ise rivayet ve nakillerden, kendi bildiklerinden ibaret sayar.. 2. Aslında düşmanlığı da Kur'an'a ve Kur'an'dan konuşanlaradır..... Kur'an'ı bilseydi, gıybet üzerine olan ayet aklına gelmez miydi? Kur'an'ı anlasaydı, Belkıs kıssasından bir ders çıkarmaz mıydı?.....
Bu zihniyetin; çölde bedevi Arap kültürünü din saymak yerine, Kur'an'daki (Neml 32-35) ayetlerden bir devletin başındaki bir kraliçenin meclisteki yöneticileri ile konuşmalarından, istişarelerinden, ortak akıldan, demokrasiden nasıl istifade ettiklerinden, halkını nasıl idare ettiğinden, medeniyetten, kadının toplumdaki yeri ve önemine dair dininin bu işaretlerinden, örneklerinden haberi, nasibi, çıkardığı bazı dersleri yoktur. Bu zihniyet Hz. Meryem'i ve misyonunu da gereği gibi anlayamamıştır.......
Arapların İslamiyet öncesi kadına yönelik kültürünü, kız çocuklarının nasıl diri diri gömüldüğünü biliyoruz. Bir kısım Müslüman toplumlarında daha düne kadar köle pazarlarının kurulduğunu da biliyoruz. Hatta bugün bile "vekalet" adı altında ülkelerine çalışmaya gelenlere yapılan muamele, kölelik kültürünün bugünkü versiyonudur. Söylemek istediğim; bu zihniyetin Arap kültürünü din saydığının en büyük çarpıcı kanıtı ve örneği, kadın üzerine oluşturduğu; din ve fıkıh anlayışı, içtihatları, tutumları, ayrımcılığı ile dine ters uygulamalarıdır. Değerler, ahlâk, ilkeler üzerine değil de, tamamen şekil, kimlik, ritüel üzerinden giden bu zihniyetin din anlayışı, maalesef Müslüman toplumlarında kök salmış ve kemikleşmiştir......
Annesine, eşine, kızına hiçbir saygı, sevgi ve merhameti olmayan bu zihniyetin örneklerini, uygulamalarını İŞİD, Taliban gibi siyasal dinci örgütlerde, Arabistan, Afganistan, İran gibi memleketlerde görüyoruz. Bu zihniyetin İslâm'ın ruhu ile uzaktan yakından hiç bir bağı, ilgisi, alakası yoktur. Bu tür uygulamalar kendi uydurdukları sapmış dinlerinin, sapık zihniyetlerinin ortaya çıkardığı duygu ve düşünceleri ile vazgeçemedikleri Arapların kültürünün bir ürünüdür. Maalesef bu zihniyet Arap kültüründen daha bir çok şeyi din diye içine almıştır.…..
Vesselam; Filistin’de Gazze’de Müslümanların kalbine saplanmış hançerler dururken, böyle bir zamanda dahi değerler, ilkeler, ahlâk üzerine değil de, şekil, kimlik, ritüel üzerinden kıyamet koparmak, çarpık bir din anlayışının, kısır bir zihniyet ve kısır bir döngünün işaretidir, örneğidir….. Yazık demekten başka elimizden bir şey gelmiyor!……
Hayırlı Cumalar, Selam ve Dua ile....... 23.08.2024 Süleyman ATCI