Dereli Haberleri

Dereli Haberleri Dereli - Aksu Vadisinin özgür, bağımsız haberleşme ve iletişim sayfasıdır.

Sayfamız, Dereli-Aksu Vadisi, Köy ve Yaylalarında yaşam sürecinde olan tüm canlı varlığın yaşam alanlarının korunmasından yanadır.

SARARMIŞ FOTOĞRAFLARI GÖRÜYORUM ÜZERİNDE UZUN UZUN DÜŞÜNÜYORUM Ve içsesimle diyorum ki; "Keşke bizlerde eskiden olduğu g...
02/12/2023

SARARMIŞ FOTOĞRAFLARI GÖRÜYORUM
ÜZERİNDE UZUN UZUN DÜŞÜNÜYORUM

Ve içsesimle diyorum ki;
"Keşke bizlerde eskiden olduğu gibi kendi yolumuzu kendimiz bulmaya çalışsaydık...

Kendi hamurumuzda, kendi çamurumuzda yoğrulup;
Ürettiğimiz değerlerin mutluluğunu hep birlikte yaşasaydık..."

Fotoğraflar;
Aaahh! şu eski fotoğraflar!...
Suskunluğunu sararmış rengiyle günümüze taşıyan fotoğraflar...
Birde dile gelip konuşsalar...
İçinde sakladığı sırları bir-bir anlatsalar...
Her neyse...

Bugünkü arşiv sohbetimiz;
Bundan 80 küsur yıl önce küçücük bir nahiyede kurulan 'Kiremit ve Tuğla Atölyesi' üzerine olacak...

M. Kemal Atatürk;
Yıl; 1937
Ülkenin kalkınması için ormancılığı çok önemsiyor...
Ve ülkenin dört-bir yanında 'Orman İşletme Müdürlüğü ve Şefliği' kurulması için yasa çıkartıyor...

Aradan iki yıl geçiyor;
1939 yılında ülke genelinde yedi (7) Orman İşletme Müdürlüğü kuruluyor...
Ve bu yedi müdürlüğün biriside Giresun iline nasip oluyor...

Giresun mülki sınırları içerisinde en fazla 'ormanlık bölge' Dereli Nahiyesinde olduğu için;
Aynı yıl Dereli Nahiyesine de 'Orman İşletme Şefliği' kuruluyor...

Orman İşletme Şefliği kuruluyor kurulmasına ama...
O dönemin kamusal ve kurumsal yapılanma felsefesi;
Elinden geldiği ve gücünün yettiği kadar, kendi işini kendin göreceksin...

Yani;
Her şeyi merkezi yönetimden beklemeden, kendi kurumsallaşmanı yapabilmek için, kendi araç-gereç ihtiyaçlarını kendin üreteceksin...

Tıpkı;
1939 yılında Dereli Nahiyesine kurulan Orman İşletme Şefliğinin, kendi 'İdare Binası' ve 'Lojmanlarının' duvar tuğlasını ve çatısına örteceği 'kiremit' için kendi imalat atölyesini kurduğu gibi...
(Görselde paylaştığım fotoğrafta görülüyor)

Sözünü ettiğimiz Kiremit ve Tuğla Atölyesi;
Dereli Nahiyesine (1939'larda Nahiye idi) kurulması düşünülen Orman İşletme Şefliği en eski yerleşkelerden Orduluoğlu Mahallesi yerleşkesine kurulması düşünülüyor...

Tuğla ve Kiremit Atölyesi de yerleşkeye bir kilometre uzaklıkta olan Kuşluhan Köyü altındaki 'Cemil Beyin Bük' denilen dere kenarındaki Çaylık Mevkii ye kuruluyor...

Uzatmayalım;
O günün teknolojik, araç-gereç yokluklarında çamuru-hamur gibi yoğurup harlı ateşlerde kızartarak, kiremit ve tuğlu üreten Orman İşletme Şefliği, hem kendi işini görüyor...

Ve hem de ihtiyacı olan nahiyede bulunan kamu binalarına ve yeni kurulan köy okullarının 'tuğla ve kiremit' ihtiyacını sağlıyor...

Özetlersek, şu şekilde özetlemek isterim;
Eskiden 'devletçilik' anlayışından beslenen bir özveri ve üretimin içinde olma felsefesi varmış...
Ve herkes -elinden geldiği ve gücünün yettiği ölçüsünde- kendi işini kendi üretim biçimiyle yapmanın keyfini yaşarmış...

Tıpkı:
Köy Enstitülerinin kendi ihtiyaçlarını kendileri sağladığı gibi...

Tıpkı;
Bir zamanlar -ihale modası öncesi- belediyelerin, üniversitelerin ve birçok devlet kurumlarının kendi bağ ve bahçelerini kendileri tanzim ettikleri gibi...

Son eklenti;
Eskinin Dereli Nahiyesi ve bugünün Dereli ilçesinde bulunan ne kadar otoyolu varsa, bu yolların yüzde-85'ini Orman İşletme ve Müdürlüğünün yaptığı yollardır...

Gelecek cumartesi bir başka arşiv sohbetinde buluşmak üzere;
Şimdilik sağlık, esenlik ve hoş günler içinde kalın...

Arşiv bilgi notları;
Fotoğraf; Orman Yük. Müh. Yılmaz Osmanoğlu arşivinden, Dünden Bugüne Giresun'da Ormancılık Albümünden alıntı...
Sözel bilgiler; Araştırmacı Orman Teknikeri Metin Koç...

Şaban KARAKAYA

01.12.2023 tarihinden itibaren zorunlu kış lastiği uygulaması başlıyor.🚗 Lütfen araçlarınızın kışlık bakımlarını yaptırm...
30/11/2023

01.12.2023 tarihinden itibaren zorunlu kış lastiği uygulaması başlıyor.

🚗 Lütfen araçlarınızın kışlık bakımlarını yaptırmayı ve mevsim şartlarına uygun lastik kullanmayı ihmal etmeyin.

❄️Doğru lastik kullanımı sizi yola ve hayata bağlar!

İL BAŞKANI İSTİFA ETTİ!İsmail Bektaşoğlu, İyi Parti Giresun il başkanlığından istifa etti.Bekaşoğlu istifasını aşağıdaki...
30/11/2023

İL BAŞKANI İSTİFA ETTİ!

İsmail Bektaşoğlu, İyi Parti Giresun il başkanlığından istifa etti.

Bekaşoğlu istifasını aşağıdaki paylaşımı ile duyurdu:
"Kurucu ilçe başkanı olduğum ve iki dönem DERELİ ilçe başkanlığı yaptığım ,geçen dönem Bld başkan adayı olduğum ve 11aydan bu yana İyi parti il başkanlığını yürüttüğüm partimin il başkanlığından İSTİFA etmiş bulunmaktayım. Kamuoyuna saygılarımla duyurulur."

Giresun’un Pamukkale’si olarak nam salan Göksu Travertenleri, bugün itibariyle sezonu kapattı.19 Kasım 2023 Pazar günü i...
19/11/2023

Giresun’un Pamukkale’si olarak nam salan Göksu Travertenleri, bugün itibariyle sezonu kapattı.
19 Kasım 2023 Pazar günü itibariyle ziyaretçi trafiğine kapanan Göksu Travertenleri, havaların elverişli olduğu dönemlerde cumartesi ve pazar günleri hizmet vermeye ve misafirlerini ağırlamaya devam edecek.

Sezon boyunca yaklaşık 250 bin turisti ağırlayan Göksu Travertenleri, Giresun ekonomisine bu süreçte 4 milyon 300 bin Türk Lirası katkı sağladı.

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde son dönemde yıldızı en çok parlayan turizm destinasyonu bölgesi olan Göksu Travertenleri, yeni sezonda kapasitesini yüzde 100 artırmayı hedefliyor.

İleri Haber Merkezi

Giresun'da Yine Su Kesintisi!Belediye kendi hesabından açıklama yaptı
16/11/2023

Giresun'da Yine Su Kesintisi!
Belediye kendi hesabından açıklama yaptı

CANSU DÜNYAYI KALDIRIYOR!Milli halterci Cansu Bektaş, gençlerde dünya şampiyonu olduMeksika'da düzenlenen Dünya Gençler ...
16/11/2023

CANSU DÜNYAYI KALDIRIYOR!

Milli halterci Cansu Bektaş, gençlerde dünya şampiyonu oldu
Meksika'da düzenlenen Dünya Gençler Halter Şampiyonası'nın ilk gününde milli sporcu Cansu Bektaş, kadınlar 45 kiloda 2 altın ve 1 gümüş madalya elde etti.

Türkiye Halter Federasyonunun açıklamasına göre milli sporcu Cansu Bektaş, Guadalajara kentindeki organizasyonda koparmada altın, silkmede gümüş, toplamda altın madalya kazanarak dünya şampiyonluğuna ulaştı.

Aynı kiloda yarışan diğer milli halterci Gamze Altun ise silkmede altın, toplamda bronz madalya alarak dünya üçüncüsü oldu.

Cansu Bektaş'ın kulübü ASKİ Spor'un sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımda ise milli sporcunun koparmada 73 kilo ile altın, silkmede 90 kilo ile gümüş, toplamda da 163 kiloluk derecesiyle altın madalya aldığı ve dünya şampiyonu olarak kürsünün en üst basamağına çıktığı belirtildi.

Oynadığı 3 maçı da kazanan sarı-kırmızılılar 9 puan ve averajla liderliğini sürdürürken, son olarak Pazarsuyu Yıldızspor...
14/11/2023

Oynadığı 3 maçı da kazanan sarı-kırmızılılar 9 puan ve averajla liderliğini sürdürürken, son olarak Pazarsuyu Yıldızspor’u 3-1 mağlup etti.

Derelispor ligin ilk maçında Üç Kalespor’u sahasında 2-0’lık skorla mağlup ederken, ikinci hafta deplasmanda Çotanak Gençlerspor’u 4-0 yendi.

İlçe temsilcisi üçüncü maçında ise Pazarsuyu Yıldızspor’u 3-1’le geçerken, sarı-kırmızılılar ligin 4.haftasında deplasmanda Keşap Kalecik Hisarspor’a konuk olacak.

EŞREF BEY AĞIDI VE HİKAYESİEşref bey 1905 yılında o zamanki adıyla Abdal diye bilinen Piraziz ilçemizde dünyaya gelmiş. ...
09/11/2023

EŞREF BEY AĞIDI VE HİKAYESİ

Eşref bey 1905 yılında o zamanki adıyla Abdal diye bilinen Piraziz ilçemizde dünyaya gelmiş. Dönemin sayılı ailelerinden Gedikalizadelere mensup imiş. Kişilik olarak son derece sosyal, cömert, yakışıklı, iyi giyimli, halk tarafından sevilen biriymiş Eşref Bey. Giresun merkezde Camlı Sokak’ta (şimdiki Fatih Caddesi) abisi ile kendilerine ait olan fındık fabrikalarını işletirlermiş.

1933 yılında bir yakınının tavsiyesi üzerinde fabrikasında muhasebeci olarak çalıştırmak için Hakkı isimli bir kişiyi yanına almış. Hakkı’yı geniş yetkilerle donatmış; ancak bir süre sonra fabrikada çalışan bayan işçiler Hakkı’yı Eşref Bey’e şikayet etmişler. Hakkı’nın kendilerini rahatsız ettiğini ve kendi çalıştıkları bölüme gelmemesini talep etmişler. Eşref Bey, Hakkı’ya kadın işçilerin bölümüne girmemesini sıkı sıkı tembih etmiş ancak kısa bir süre sonra Hakkı’nın yine o bölümde dolaştığını görerek kendisini oldukça sert bir şekilde uyarmış. Hakkı bunu gururuna yedirememiş ancak sesini de çıkarmamış.

İzleyen günlerde Giresun’da adet olduğu üzere Giresun limanından fındık yükleyerek sezonun ilk nakliyesini yapacak olan gemi seferi için tören düzenlenmiş. O yıl ilk seferi düzenlenen fındıklar, Eşref Bey’in fabrikasının ürünüymüş. Tören bittikten sonra Eşref Bey, Hakkı’yı da yanına alarak lokantada yemek yemiş. Ardından fabrikaya dönmüşler, ofiste sohbet esnasında Hakkı, Eşref Bey’e tabancasını çok beğendiğini ve görmek istediğini söylemiş. Eşref Bey’de tabancasını vermiş. Hakkı orada Eşref Bey’i kendi silahı ile vurmuş.

“Pazarsu dereleri bir ufak dere
Eşref’i vurdular anam nafile yere
Nafile nafile o da nafile
Cenazemi koydular otomobile
Giresun’da dostum var o da nafile”

Eşref Bey vurulduktan sonra son gücünü toplayıp Camlı Sokak’ta yer alan fabrikasından çıkmış ve oradan geçmekte olan otel sahibi Talat Bey’e “Hakkı beni vurdu Talat!” demiş. Hemen ardından çevredeki esnaf Eşref Bey’i hastaneye kaldırmış, ancak iki saat geçmeden Eşref Bey vefat etmiş. Hakkı büyük bir takip sonrası yakalanmış ve cezaevine götürülmüş.

“Atma Hakkı atma pişman olursun
Giresun gençlerine anam düşman olursun
Attığın kurşundan sen utanırsın”

Hakkı cezaevinde yatarken Eşref Bey’in en yakın arkadaşı ve akrabası olan Ahmet Ağa Gedikali, can dostum dediği Eşref Bey’in öcünü almak için çevresini kullanarak aynı cezaevine basit bir suçla girmiş ve keskinlettiği bir kaşığın sapını Hakkı’ya saplayarak öldürmek istemiş. Bu olaydan yara alarak kurtulan Hakkı, 2 ay yattıktan sonra Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. yıl münasebetiyle çıkarılan af kanunundan yararlanarak serbest kalmış. Giresun’da artık yaşayamayacağını anlayan Hakkı izini kaybettirmiş. O günden sonra Hakkı Zaimoğlu’nun yaşamını İstanbul’da sürdürdüğü ve 80li yıllarda hayatını kaybettiği belirtilir.

“Camlı sokak paketini atlayamadım
Hakkı düşmanımmış anam anlayamadım”

Eşref Bey’in vefatından çok kısa bir sonra kendisini sevenlerin önce maniler şeklinde yazdığı ve söylediği dizeler, yine kısa bir süre sonra yakılan Eşref Bey Türküsü’ne dönüşmüş. Hikayenin günümüze ulaşmasını sağlayan kişi, Eşref Gedikali’nin ağabeyi Murat Gedikali’nin kızı 1927 doğumlu Ruhniyaz Karaibrahim’dir. Bu türküyü kemençeyle ilk kez söyleyen kişi ise Picoğlu Osman’dır.

Giresun üstünde vapur bağrıyor
Eşref'in yarasını doktor sarıyor
Eşref'in annesi yanmış ağlayor

Atma Hakkı atma
Pişman olursun
Giresun beylerine (anam)
Hasım olursun

Bazarsu dereleri bir ifak dere
Eşref'i vurdular (anam) nafile yere
Nafile nafile o da nafile
Cenazemi goydular otomofile

Atma hakkı atma
Pişman olursun
Giresun gençlerine (anam)
Düşman olursun

Attığın kurşundan
Sen utanırsın
(Anonim)

Doğu Karadeniz bölgesinin İç Anadolu'ya açılan kapısı olacak olan Eğribel Tüneli'nde çalışmalar bitti.Doğu Karadeniz ill...
09/11/2023

Doğu Karadeniz bölgesinin İç Anadolu'ya açılan kapısı olacak olan Eğribel Tüneli'nde çalışmalar bitti.

Doğu Karadeniz illerini İç Anadolu ve Akdeniz'e kadar diğer illere bağlayacak olan 5 bin 900 metre uzunluğundaki Eğribel Geçidi, şuanda çift tüp ile hizmet veriyor.

Giresun Dereli Kuşluhan mahallesinde bulunan tarihi Kiremit ocağı 1947.Giresun Orman Bölge müdürlüğü arşivinden.Giresun/...
31/10/2023

Giresun Dereli Kuşluhan mahallesinde bulunan tarihi Kiremit ocağı 1947.

Giresun Orman Bölge müdürlüğü arşivinden.
Giresun/Dereli

KÜMBET VE BEKTAŞ' IN  KANALİZASYON ALT YAPISI TAMAMGiresun İl Özel İdaresi, ilin gözde turizm merkezlerinden Kümbet ve B...
30/10/2023

KÜMBET VE BEKTAŞ' IN KANALİZASYON ALT YAPISI TAMAM
Giresun İl Özel İdaresi, ilin gözde turizm merkezlerinden Kümbet ve Bektaş yaylalarının kanalizasyon alt yapı çalışmalarına büyük önem veriyor.
Özel İdare, yerli ve yabancı turistler başta olmak üzere yerel halkın zaman zaman şikâyetlerine de neden olan kanalizasyon hattı üzerinde yaptığı çalışmaları tamamladı.
Kümbet ve Bektaş yaylalarının alt yapısıyla ilgili tıkanmalardan kaynaklanan arızalanmaların olduğu bölgelerde kanalizasyon alt yapısı değiştirildi. Bu kapsamda İl Özel İdaresi, Kümbet yaylasında 200 metre, Bektaş yaylasında 180 metre olmak üzere toplamda 380 metre kanalizasyon hattını 200’lük koruge boruyla değiştirmiş oldu. Gerek Kümbet ve gerekse Bektaş yaylalarında ikamet eden vatandaşlar Giresun İl Özel İdaresinin kanalizasyon alt yapısı ile ilgili yaptığı bu önemli hizmet için teşekkür ettiler.

Namık Baltaoğlu

29/10/2023
ESKİDEN 'BAYRAMLAR' ORTAK PAYDAYDI YÖNETSEL ERKLER MAZERET ARAMAZDI Hangi ulusal 'Bayram' olursa olsun; En coşkulu bir ş...
29/10/2023

ESKİDEN 'BAYRAMLAR' ORTAK PAYDAYDI
YÖNETSEL ERKLER MAZERET ARAMAZDI

Hangi ulusal 'Bayram' olursa olsun;
En coşkulu bir şekilde kutlamanın hazırlıkları yapılırdı...
Hele hele birde davul-zurna varsa;
Protokol koltuğundan kalkanlar, halkla birlikte 'horon' oynardı...

İster '23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı' olsun..
İster '19 Mayıs Gençlik Bayramı' isterse 'Cumhuriyet Bayramı...
'Ulusal Bayramlar' yediden-yetmişe herkesin bayramıydı...

Ve 'bayramlara' katılmamak içinde asla ve asla mazeret aranmazdı...
Tam tersine 'ulusal bayram' heyecanı aylar öncesinden başlardı...

Örneğin;
Kendi 'baba ocağım' Dereli ilçesinde gördüğüm ve yaşadığım 'ulusal bayram' hazırlıklarının ve coşkusunun nasıl yaşandığını paylaşmak istiyorum sizlerle bugün...

Ancak izniniz olursa;
Geçmişte ilçede yaşayan halk üzerinde çok kısa bir durum tespiti yapmak istiyorum..

Şöyle ki;
Dereli ilçesinin merkez yerleşkesi iki dağ arasında sıkışmış bir ilçe olduğu gibi, alan olarak büyüme şansı olmayan bir ilçeydi...

Ekonomik üretim biçimi olarak zayıf ve yerlerde sürünmekteydi...
Siyasi düşünce yolculuğu olarak da daha çok 'sağ' eğilimliydi..

Ancak;
Sosyal yapı, ekonomik profil ve siyasi düşünce yapısı olarak birbirlerinden ne kadar farklı olurlarsa olsunlar...
'Ulusal Değerler' konusunda birdenbire 'tek vücut' olurlardı...

Örneğin;
Yönetsel erkler 'ulusal bayramların' en güzel şekilde geçmesi için haftalar öncesinden hazırlıklarını yapmaya başlardı...

İlçenin giriş yerlerine çiçeklerle süslenmiş 'Taklar' yapardı...

Bayramdan bir gün önce ve akşamı halkın ortak eğlenmesi için;
Yörenin en iyi 'davulcu ve zurnacısıyla' anlaşma sağlardı...

İlçe merkezinde bulunan esnaflar ise;
Bayramdan bir-iki gün önce dükkanının camına veya kapısına irili ufaklı Türk Bayraklarını asardı..

Bayram gününde 'meclislik elbise' dediği takım elbisesini giyer ve kravatını takardı..
Hatta ve hatta bazı durumu iyi olan esnaflar fötr şapkalarını da başlarına koyarak, alıp da takamayanlara hava atarlardı...

Ulusal bayramlardan bir gün önce;
Bayramın yapılacağı belediye meydanına 'konuşma kürsüsü' konularak, ses cihazları yerleştirilirdi...
Öğlen sularına doğru 'davul-zurna' bu meydana gelirdi...
Ve 'davul-zurnacının' çaldığı oyun havasıyla birlikte 'bayram' başlamış olur ve ortalık birdenbire şenlenirdi...
Ve bu coşkulu eğlence gece yarılarına kadar devam ederdi...

Hele hele bu ulusal bayram 'Cumhuriyet' bayramıysa;
Bu 'bayram' yediden-yetmişe herkesin 'bayramı' olduğu için ilçenin esnafları ve protokol zevatı halkla el-ele tutuşur geç vakitlere kadar 'horon' veya 'Giresun Karşılaması' oynardı...

Çünkü;
Gerek 'cumhuriyet yönetimi' olsun...
Gerekse 'cumhuriyetin bayramı' olsun..
Bu 'ulusal bayram' herkesin ortak paydasıydı...
Ve 'bayramların' olmaması 'yapılmaması' içinde asla ve asla ucuz bir mazeret bulmaya çalışmazdı...

Tam tersine;
'Bayram' günü daha önemli bir işi de olsa, işlerini 'bayramdan' sonrasına bırakmanın yollarını arardı...
Çünkü 'Cumhuriyet Bayramı' yediden-yetmişe herkesin kutlaması gereken ortak bir paydaydı...

Son sözler;
Son yıllarda o eski 'ulusal bayram' heyecanından eser kalmadı...
Ve günümüzün yönetsel erkleri tarafından ucuz bahaneler üreterek, ulusal heyecanlar rafa kaldırıldı..
Kalın sağlıcakla..

Görsel bilgi notu;
Bir Cumhuriyet Bayramında, Dereli ilçesinin Belediye Başkanı Ahmet Kahraman ile İlçenin İlköğretim Müdürü Ahmet Aydın, halkla birlikte el-ele tutuşarak 'horon' oynuyorlar...
Yani, cumhuriyet bayramının heyecanını halkla birlikte yaşıyorlar...

Şaban KARAKAYA

FACİA KIL PAYI ATLATILDIDereli ilçesinde duvarına kaya düşen ev hasar gördü.Dereli ilçesinin Küçükahmet köyünde, sağanak...
22/10/2023

FACİA KIL PAYI ATLATILDI
Dereli ilçesinde duvarına kaya düşen ev hasar gördü.Dereli ilçesinin Küçükahmet köyünde, sağanak yağışlar sonucu yamaçtan düşen kayalar bir eve isabet etti. Duvarın bir bölümünün yıkılması sonucu evde zarar meydana geldi. Vali Mehmet Fatih Serdengeçti, olay yerinde incelemelerde bulunarak “Bölgede ekiplerimiz çalışmalarını sürdürüyor, Cenab-ı Hak beterinden korusun." ifadelerini kullandı.

Namık BALTAOĞLU

TARİHİ 'KIRIK' BELDESİNİN İSİM ÖYKÜSÜ VE CUMHURİYET SEVERLERİN TÜRKÜSÜ Merhaba sevgili dostlar, Merhaba değerli canlar, ...
21/10/2023

TARİHİ 'KIRIK' BELDESİNİN İSİM ÖYKÜSÜ
VE CUMHURİYET SEVERLERİN TÜRKÜSÜ

Merhaba sevgili dostlar,
Merhaba değerli canlar,

Bugünkü arşiv sohbetimiz;
Bundan 155 yıl önce Nahiye (Bucak) statüsüne kavuşan (ve eski yerleşke olan) Yavuzkemal Beldesi üzerine olacak...

Osmanlı yönetiminin 'inançsal baskı' yapması nedeniyle, Konya ve Kahramanmaraş yöresinden kaçanlar, aylarca yürüdükten sonra (şu anki eski Kulakkaya yerleşkesi olan) zifiri karanlık ormanlığın düz alanındaki ağaçları keserek (kırıp) ve saklanacak bir şekilde yerleşirler...

Düzlükteki ağaçların kesilip (Kırılmasından) dolayıdır ki;
Kaçak olarak yaşanan bu 'yerleşkenin' adı süreç içerisinde önce (o dönemin dil yapısına göre) KURIK, daha sonra KIRIK ve çok yakın tarihimizde de mahalli dil uyumuna indirgenerek 'GIRUK' olarak tanımlanmaktadır...

Bu tarihi 'yerleşkenin' bir ismi de KULAKKAYA'dır...

Ancak 'Kulakkaya' ismi -şehir merkezinde oturanlar tarafından-daha çok 'Yayla Yerleşkesi' olarak algılanmaktadır...
Çünkü bu söz konusu yerleşkeyi daha çok Giresun İl merkezinde oturan zenginler ve zadeler 'yayla yerleşkesi' olarak kullanmaktadır...

İsim değişikliklerini tekrar sıralayıp ve 'yerleşkeye' son ismi verenin kim olduğunu söyleyecek olursak;

KURIK-KIRIK-GIRUK-KULAKKAYA isim sıralamasından yıllar sonra bu yerleşkede en uzun süreli hizmeti yapan Kırık Nahiye Müdürü Yavuz Kemal ERKİN, kendi ismi olan 'YAVUZKEMAL' adını verir...

Bundan tam 155 yıl önce;
Yani takvim yaprakları 1868 yılını gösterdiğinde...
'Kırık' yerleşkesi Nahiye (Bucak) statüsüne kavuşuyor...
Yörede bulunan 13 köy 'Kırık' nahiyesinin yönetimine dahil ediliyor...
Yönetsel 'Sancak' olarak da Şebinkarahisar'a bağlanıyor...

Dereli 'Hanyanı' yerleşkesinin 'Nahiye Statüsüne' kavuşmasına daha 90 yıl gibi bir zaman varken;
Sahilden-Şebinkarahisar ve Doğu Bölgesine geçiş yapmak isteyenler 'KIRIK' nahiyesi üzerinden gidiş-geliş yapıyorlar...

Ve gerek Osmanlı döneminde olsun, gerek Cumhuriyet döneminde olsun, 'KIRIK' Nahiyesinin stratejik önemi o kadar çok büyük ve o kadar önemli ki; her şeyden önce sahilin kereste ihtiyacını giderecek gür ormanlar bu bölgede bulunuyor...

Yani, sahile nakledilecek keresteler;
KIRIK (Yavuzkemal) Nahiyesinde var-olan 'Kereste Fabrikasından' naklediliyor...
Hatta ormanlardan 'Kereste Fabrikasına' tomruk getirmek için;
6-7 Kilometre uzunluğunda ( o günün koşullarına ve tekniğine uygun) 'Demiryolu' bile bulunuyor...

Yerleşkede bulunan diğer kurum ve kuruluşlar ise şunlar;
Nahiye Müdürlüğü ve Karakol binası...
Hatırı-sayılır bir Kereste Fabrikası...
Çevredeki resmi kuruluşlarla iletişim kurulan bir Telgrafhane..
Osmanlı döneminin son yıllarında ve Cumhuriyetin ilk yıllarında 'medrese' eğitimi yapan iki mektep...
Evler, dükkanlar ve Kıraathanelerin var-olduğu ve yaz mevsimleri dolup-taşan nahiyenin kısaca böyleydi tarihsel öyküsü...

Peki, cumhuriyet döneminde nasıl söylenirdi türküsü?
Çok kısa olmak koşuluyla birkaç sözde bu dönemden edelim...

Geçmişte Yavuzkemal Nahiyesi;
Daha çok 'hayvan besiciliği' ve 'orman işçiliğiyle' yaşamını sürdüren, daha doğrusu sürdürmeye çalışan bir yapıya ve devinime sahipti...

Daha açık bir ifadeyle;
Zor koşullarda yaşamakta ve yoksullukla cebelleşmekteydi..
Ancak koşulları ne kadar kötü olursa olsun;
Cumhuriyetin sahip olduğu yenilikleri hiçbir itiraza yer vermeden sevmekteydi...

Tarihi bir dip not;
Yıl 1933 aylardan 27 Temmuz...
Yani cumhuriyetin 10. yılı kutlaması yapılacak olan '29 Ekim' tarihine üç ay gibi kısa bir zaman dilimi var...

Giresun Halkevleri Köycülük Kolu;
10 kişilik bir ekiple Yavuzkemal Nahiyesini ziyarete gidiyorlar...
Büyük bir Kıraathanede toplanarak halkın sorunlarını dinliyorlar...
Cumhuriyetin 10. yılını nasıl kutlayacaklarını soruyorlar...
Ve yanlarında götürdükleri 'Türk Bayraklarını' Nahiye Müdürlüğüne hediye ediyorlar...

Ayrıca Halkevi başkanı şöyle bir konuşma yapıyor;
"...Şehre geldiğinizde mutlaka Halkevine uğramanızı isteriz...
Uğrarsanız, şehirde tarafınızdan yapılması mümkün olmayan işlerin takip edileceğini ve bu hususta inatla kendilerine yardımda ve delalette bulunulacağı...
Mektup ve istidalarının parasız yazılacağı.." söyleniyor...

Özetlersek;
Çok partili sisteme geçip ve 1950 yılına girildiğinde...
Yani yapılan iktidar değişikliğinde;
Dereli Nahiyesi ile Yavuzkemal Nahiyesinden birisine İlçe statüsü verilmek isteniyor...
Uzun süre her iki nahiyenin ileri gelenleri tarafından konu sertleşecek boyuta kadar taşınıyor...

Gerekli stratejik ölçümler yapıldıktan sonrada;
Dereli nahiyesinin 'İlçe olmasına' karar veriliyor...
Ve 1958 yılında başlayan Yavuzkemal'in Nahiyesinin resmi olarak tasfiye edilmesiyse 1974 yılında sonlanıyor...

Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına gelince;
Görselde paylaştığım fotoğrafta da görüldüğü üzere, tek katlı eskimiş binaların 'hartama örtüsü' elek elek dökülse de...
Mevsim gereği katılımcıların sayıları çok az görülse de...
Yine de 'cumhuriyet bayramlarını' en güzel bir şekilde kutlamaya çalışıyorlar...

Ve 'çelenklerini' koyacak bir Atatürk Büstü olmadığı için;
Sizin de gördüğünüz gibi 'çelenklerini' konuşma masasının önüne yerleştiriyorlar...
Ve mevcut öğrencilerle birlikte 'Cumhuriyet Bayramını' kutluyorlar..

Son söz;
Ne mutlu onlara...
Ne mutlu 'cumhuriyet bayramını' gönülden ve inançlı bir biçimde kutlayanlara...

Görsel ile ilgili bilgi notu;
Birinci görselde konuşmasını yapan kişi 'Kırık' Nahiyesine kendi adını veren Yavuz Kemal ERKİN...
İkinci görselde konuşmasını yapan kişi Okulun öğretmeni ve müdürü...
Arşiv fotoğraflar; Kemal SÜRAL..

Şaban KARAKAYA

Dereli Göksu  Travertenleri turizmin gözdesi oldu2024 HEDEFİ 400 BİN TURİST!Giresun İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Tolg...
16/10/2023

Dereli Göksu Travertenleri turizmin gözdesi oldu
2024 HEDEFİ 400 BİN TURİST!
Giresun İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Tolga Erener, Karadeniz’in Pamukkale’si olarak tabir edilen Göksu Travertenleri son 4 ayda 200 binin üzerinde yerli ve yabancı misafirin ziyaret ettiğini belirterek, 2024 yılı hedeflerinin en az 400 bin ziyaretçi olduğunu ifade etti. Erener, 4 aylık süreçte Göksu Travertenlerinde İl Özel İdaresine 4 milyon lira kazanç sağladığını da kaydetti.
Giresun’un turizmde parlayan destinasyonu Göksu Travertenlerini Haziran ayından bu yana 200 bin civarında kişi ziyaret etti. İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Tolga Erener, Dereli ilçesine bağlı Pınarlar köyünde, büyüklü küçüklü göletlerde oluşan ve Karadeniz’in Pamukkale’si olarak tabir edilen Göksu travertenlerinin bu sezon yoğun ilgi gördüğünü söyledi.
Sel tahribatından dolayı travertenlerin 10 Haziran'da tekrar ziyarete açıldığını hatırlatan Erener, şu ana kadar 200 bin civarında kişinin travertenleri ziyaret ettiğini kaydetti. Erener, Göksu travertenlerinin yapılacak çalışmalarla daha da cazip hale getirileceğini belirterek, "İl Özel İdaresince travertenlerin çevresinde otopark, yol çalışması, yöresel ürün pazarı ve aydınlatma çalışmaları yapıldı. Bunlara ek projeler de hazırlıyoruz” dedi. Erener, 1 Aralık’a kadar hafta sonları ziyarete açılacak olan travertenlerin 1 Nisan 2024 tarihine kadar bakıma alınacağını da sözlerine ekledi.

Namık Baltaoğlu

ÇOK İDEAİLİST BİR KAYMAKAMDI İLÇE ONUNLA BİRLİKTE YOL ALDI Dereli ilçesinin 'ilçe' oluşunun beşinci yılında; Mülkiye mez...
14/10/2023

ÇOK İDEAİLİST BİR KAYMAKAMDI
İLÇE ONUNLA BİRLİKTE YOL ALDI

Dereli ilçesinin 'ilçe' oluşunun beşinci yılında;
Mülkiye mezunu olarak ilçeye atanan üçüncü kaymakamdı...

Adı; Osman Turan Erçin'di...
Baba ocağı ve doğum yeri;
Köy Enstitülerinin 'bilgi ve üretim havzası' olan Beşikdüzü'ndendi...

Dereli ilçesine tayin edildiğinde;
Takvim yaprakları 1963 yılını gösteriyordu...
Kaymakam Osman Turan Erçin ilçeye geldiğinde;
Birçok köye arabayla gidiş-geliş yapılacak araba yolu yoktu...

Köyleri bir tarafa bırakalım;
İlçe merkezinde de sokaklar toprak zemin ve öbek öbek çukurlardan atlanarak yürünüyordu...

Diğer taraftan;
İlçede en başta olması gereken bir ortaokulu bile yoktu...

Sağlık Ocağı olmadığı için;
Köylerden hasta olup da tedavi olmaya gelenler, Ziraat Bankasının hemen bitişiğinde küçücük bir oda da tedavi oluyordu...

Ve sohbetini yaptığımız kaymakam ilçeye gelince;
Tespit ettiği eksikleri bir an önce tamamlayıp hizmete açmak için ilçenin ilk belediye başkanı da olan Muzaffer Ocak ile kafa-kafaya verdi...
İlçenin ileri gelen kanaat önderleriyle bir toplantı düzenleyerek ve eksikleri bir an önce tamamlamak için yola girdi...

Hem de öylesine hızlı bir yola girdi ki;
İlçeye bir an önce Ortaokulun açılması ve Sağlık Ocağı binasının yapılması için hem iktidar kanadını ve hem de muhalefet kanadını temsil eden siyasi kimlikli kişilerden komiteler kurularak, Ankara'ya gönderildi....
Ve Ankara'ya gönderilen komiteler, geriye elleri boş dönmedi...

Takvim yaprakları 1964 yılını gösterdiğinde;
Hem Ortaokulun açılmasının kararı çıkarıldı...
Hem de Dereli-Merkez Sütlüce Mahallesine, hem İkisu Yerleşkesi ve hem de Kümbet Sağlık Ocağı binasının yapılmasına karar verildi...

Sağlık Ocağı binalarının yapılması için kurulan komitenin öncüleri şunlardı;

Belediye Başkanı Muzaffer OCAK (Komite Başkanı)
Köy Enstitüsü mezunu Sağlık Memuru Salih ALMALI
İlçenin ileri gelenlerinden;
(İmamın Bekir olarak tanınan) Bekir GÜZELBİLEN...
Ve (çakmak dayı) lakaplı İsmail ÇAKMAK
Söz konusu Sağılık Ocakları binalarının yapılması için ter döken öncülerde...

1965 yılında ilçede büyük bir sel felaketi oldu...
Ve dere kenarında koruyucu bir set olmadığı için yirmiye yakın evi ve binayı sel aldı...

Sel felaketi geçer geçmez;
İlçe kaymakamı Osman Turan Erçin ile Belediye Başkanı Muzaffer Ocak, hiç zaman geçirmeden kolları sıvadı...
İrtibat kurulması gereken mercilerle irtibat kurdular;
Ve çok kısa bir zaman diliminde ilçe merkezinin dere kenarına uzun ve yüksek bir istinat (koruyucu) duvar yaptırdılar...

Çok idealist bir kaymakam olan Osman Turan Erçin;
Bir yandan ilçe merkezinde dere kenarına istinat duvarı yaptırırken, diğer yandan da köylere araba yolu yapılmasının derdindeydi...

Lastik çizmelerini giyiyor;
Köylünün de gönüllü olarak çalıştığı Eldirek ve Akkaya köyüne yapılan yolu denetlemeye gidiyor... (2. görselde görülüyor)

Oradan dönüyor;
Bahçeli Köyünün, Yıldız, Yeşilkaya, Heydere yolunun nasıl gittiğini, nereye kadar ulaştığını görmek için sabırsızlanıyor ve Land-Rover markalı cipine binerek köy-köy dolaşıyor...

İnsan bir kere idealist felsefeyle yoğrulup ve hizmet meşalesini eline almaya-görsün; o kişiyi artık zapt etmeniz mümkün değildir...
İşte, kaymakam Osman Turan Erçin'de böyle birisiydi...

Bir yandan köylere ve yaylalara açılacak olan yollarla uğraşıyordu...
Ve bir yandan da ilçenin sosyal ve kültürel eksiklerini görüyor;
İçlenin gençleri futbol oynasın diye siyah-beyaz formalı 'Beyaz Şimşekler' isminde bir futbol kulübünün kurulmasını öncülük ediyordu. (daha sonra koşullar elvermediği için federe olamadı)

Dereli Beyaz Şimşekler Kulübünün kurucuları şunlardı;
Osman Turan ERÇİN (Kaymakam)
Muzaffer OCAK (Belediye Başkanı)
Mete ÖZGÜN (İlçe Sağlık Ocağı Tabibi)
Süreyya GÜRSOY (Ziraat Bankası Müdürü)
Cevdet ESER (İlçe Mal Müdürü)
Akdoğan GÜVELİ (Jandarma Komutanı)
Ömer BEKTAŞOĞLU (Eğitim-Müfettişi)

Özetlersek;
1963 yılından 1967 yılına kadar 4 yıl içerisinde kaymakam Osman Turan Erçin'in Dereli ilçesine çok büyük hizmetler yapmıştır...
Yani, bugünlere ışık tutan;
Okul, yol ve Sağlık hizmetleri veren altyapının temelini atmıştır...

Gelecek cumartesi;
Bir başka arşiv sohbetinde buluşmak üzere şimdilik hoşça kalın...

Şaban KARAKAYA

DERELİ İLÇESİNİ YA SEL ALIYOR SEL ALMAZSA DEVLET YIKIYOR Merhaba sevgili dostlar, Merhaba değerli canlar, Bugün günlerde...
07/10/2023

DERELİ İLÇESİNİ YA SEL ALIYOR
SEL ALMAZSA DEVLET YIKIYOR

Merhaba sevgili dostlar,
Merhaba değerli canlar,

Bugün günlerden Cumartesi...
Sayfa takipçilerimin de bildiği gibi;
Cumartesi günleri 'Arşiv Sohbeti' yapıyoruz...
Ve 'üst başlıktan' da anlaşılacağı üzere;
Arşiv sohbetimize bugünde devam ediyoruz...

Sohbetimizin üst başlığında ifade ettiğim;
"Dereli ilçesini ya sel alıyor...
Sel almazsa devlet yıkıyor"
Sözünü salt 'uyak' olsun diye söylemiyorum...
Bizatihi yaşanan gerçekleri dile getirmeye çalışıyorum...

Sel yıkamazsa devlet yıkıyor derken;
Bunlardan bir tanesi -sizlerin de çok iyi bildiği gibi- 2020 yılında yaşandı...

Selin yıkamadığı binaları devletin güçlü erkleri 200 dolayında binayı 'emir vererek' yıktırdılar...
Sonra da müteahhit keyfiyetine göre 14-15 bina yaptırarak ve ilçeyi daraltarak, dağınıklığı bir araya topladılar...

Benim 'arşiv bilgisi' olarak anlatmak istediğim olay ise bundan tam 62 yıl önce yaşanmış olup, her ne kadar birçok binanın 'yıkım' işi olsa da, bundan üç yıl önce yaşanan olaylara pek benzemiyor...
Yani 'yıkılan' evlerin yerine yenisi yapılıyor...

Durun en iyisi özet olarak anlatayım;
Bir 'Kervan Yolu' üzerine kurulan 'Dereli Yerleşkesi' geçmişte plansız programsız, gelişigüzel bir şekilde dere kenarına kuruluyor...

Hem de öylesine gelişigüzel kuruluyor ki;
Kimi binalar tam derenin kenarında sel felaketi hesaba katılmadan inşa edilmiş...
Kimi binalar -hiza hesabı yapılmadan- ahşap malzemelerden evler, dükkanlar ve hanlar, kahvehaneler yapılmış...

Daha çok ahşaptan yapılan binaların birçoğu tek katlı bir dükkan...
Kimi binalar iki katlı olup, alt katı ya dükkan ya da ahır...
Kimi evlerin önünde küçücük bir sebze bahçesi...
Kimi evlerin arısında dut ağacı, söğüt veya diken ağacı...Vs. Vs..
(Görselde paylaştığım fotoğrafta da görüldüğü gibi)
Uzatmayalım...

Dereli Nahiyesi 1958 yılında ilçe oluyor...
İlçeye ilk kaymakam olarak Mehmet Bozkurt geliyor..
Ve aradan iki yıl geçer-geçmez de 1960 İnkılabı patlak veriyor...

Yani yönetime Askeri Yönetim el koyunca;
Yüzbaşı Hulusi SAYIN kaymakam olarak görevlendiriliyor...
Ancak, Hulusi Sayın ilçede bir yıla yakın zaman anca kalıyor...
Ve sonra yerini Mülkiyeli bir kaymakam olan İsmet Hilmi Balcı'ya bırakıyor...

Mülkiyeli İsmet Hilmi Balcı;
1933 Ağrı-Tutak İlçesi doğumlu...
Siyasi Bilgiler Fakültesi mezunu...

İdealist mi 'idealist' bir kaymakam...
Olumsuzlukları 'olumluya' çevirmek için can atan bir adam...
Hulusi Sayın'dan görevi devralıyor;
Gözlerine ilk ilişen ilçenin çarpık ve düzensiz bir şekilde yapılaşması oluyor...

Çarpık yapılaşma bir yana;
İlçedeki binaların birçoğu dere kenarına inşa edildiği gibi neredeyse tamamının ahşap malzemelerden inşa edildiği göze çarpıyor...

Yani, sel felaketi bir başka felaket...
Evlerin birinde yangın çıksa, ilçedeki evlerin tamamının yanacağını hesap ediyor ilçeye yeni tayin edilen İsmet Hilmi Balcı...

Ve göreve başlar-başlamak hiç zaman geçirmiyor;
İlçenin Belediye Başkanı Muzaffer Ocak başta olmak üzere, bütün ileri gelen 'kanaat öncüleriyle' bir toplantı yapıyor...

Ve başta dere kenarındaki ahşap evler olmak üzere, ne kadar Ahşap ev veya sıra-dışı bina yapılmışsa hepsini yıktırıyor...
Bir plan çerçevesinde 'Betonarme' evler yapılmasını şart koyuyor...

Ve herkes kendi evlerinin masrafını kendisi çekerken;
Sadece 'terzilikle geçinen' İmatullah isimli iki bacının evlerinin yapım masrafını kaymakamlık üstleniyor...

Bir yıl önce yapılan Askeri Darbenin rüzgarından mıdır bilinmez;
İlçenin Kaymakamı; İsmet Hilmi Balcı, otoritesini daha da güçlü göstermek için zaman zaman körüklü çizmelerin giymekte ve elinde at kapçısıyla dolaşmaktadır ilçe içerisinde...

Otoritesinden asla ödün vermeyen Kaymakam İsmet Hilmi Balcı;
Bir yandan sivil vatandaşlara yıktırdığı binaları inşa ettirirken...
Bir diğer taraftan da ilçede olmayan ve gereksinim duyulan 'kamu binaları' inşa etmeye çalışıyor...

Örneğin;
Mülkiyeti Sütlüce Muhtarlığına ait olan (eski yüksek okulun olduğu yerde) üç katlı ve çok amaçlı bir hizmet binası yaptırıyor...

Ve sözünü ettiğimiz bu hizmet binasının en alt katını ilçenin sinema gereksinimini sağlamak için Sinema Salonu yapıyor...
Sinema Salonun hemen üst katını sivil inisiyatifler salon olarak tanzim ediyor...

Ve bu bina ileride gerçekten de çok işe yarıyor;
İlçeye ne zaman yeni bir kurum, kuruluş gibi kamusal hizmet birimleri getirilse, Kaymakam İsmet Hilmi Balcı'nın yaptırdığı bu bina kullanılıyor...

Örneğin;
İlçeye yeni bir 'Hükümet Konağı' yapılırken (3 yıl önce yıktılar) bu sözünü ettiğimiz bina bir süre 'Hükümet Konağı' görevini yaptı...

İlçeye 'İmam-Hatip okulu açtılar;
Binaları olmadığı için bu binayı bir süre İmam-Hatip Okulu olarak kullandılar...

İlçeye Devlet Hastanesi kurdular;
Daha önceden binaları olmadığı için yine bu İsmet Hilmi Balcı'nın yaptırdığı binayı geçici olarak kullandılar...

Mazotla çalışan ilk elektrik motoru yine Kaymakam İsmet Hilmi Balcı'nın öncülüğünde getirilmiştir...
Ve (Eski Askerlik Şubesinin olduğu yere de) Elektrikten sorumlu tekniker Ahmet Gedik'in konaklayacağı küçük bir oda yaptırmıştır...

(Elektrik Teknisyeni Ahmet Gedik ünlü futbolcu (Dominik) Raci Gedik'in babasıdır.)

Özetlersek;
Üç yıla yakın bir zaman diliminde -sohbet konumuz olan-Kaymakam İsmet Hilmi Balcı, sel yıkmadan ve ahşaptan kurulu ilçe yanmadan ilçenin bir kısmını yıkarak, yeniden inşa ettirmiştir...

Dereli ilçesinden ayrıldıktan sonrada;
Tokat ilinden milletvekili seçilerek parlamentoya girmiştir...
Takvim yaprakları 2010 tarihi gösterdiğinde 77 yaşında bu dünyaya veda etmiştir...

Gelecek hafta bir başka 'arşiv sohbetinde' buluşmak üzere;
Şimdilik kalın sağlıcakla...

Şaban KARAKAYA

Address

Şehit Adnan Türker Caddesi No 16 A Dereli
Dereli
28950

Telephone

+905394769405

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Dereli Haberleri posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share


Other News & Media Websites in Dereli

Show All

You may also like