28/08/2024
1 Eylül “Dünya Barış Günü”:
‘BARIŞ’ İÇİN DE TEK YOL DEVRİM!
1 Eylül 1939’da 20. yüzyılın en kanlı ve barbar savaşını başlatan N**i orduları, Polonya’ya saldırarak İkinci Dünya Savaşı’nın resmen başlamasına ve milyonlarca insanın ölümüne neden oldular.
İkinci Dünya Savaşının resmen başladığı tarih olan 1 Eylül bölgemizde “Dünya Barış Günü” olarak kutlanıyor.
Komünistler açısından 1 Eylül, emperyalist, gerici, haksız savaşlara ve her türlü gericiliğe karşı mücadele günüdür.
Bugün savaş yürütenler “barış” kelimesini ağızlarından düşürmüyor.
Burjuvazi ve onun devleti, devleti yöneten siyasi iktidar; Kürdistan’da, Irak’ta, Suriye’de savaş yürütmesine rağmen “barışsever” kesiliyor.
Milyarlarca doları “savunma sanayi” adı altında savaş sanayisine yatırıyorlar. Ortadoğu’da ve dünyada yürüyen paylaşım dalaşından geri kalmamak için harıl harıl silahlanıyor, yeni silahlar üretiyorlar. Üstelik bunu “barış” için yaptıklarını utanmadan söylüyorlar.
“Barış” sözü gerçekte yürütülen haksız savaşlara geçirilen kılıftır.
Burjuvazi ikiyüzlüdür. Bir yandan savaş yürütürken diğer yandan “barışsever” kesilir.
Emperyalist dünyada güç dengeleri değişti. Emperyalist güçler yeni bir paylaşım savaşına hazırlanıyor.
Emperyalist sistemde paylaşımın, yeni denge kurmanın savaştan başka bir yolu yoktur.
Yemen, Mali, Kongo, Kürdistan, Filistin, Irak, Suriye, Ukrayna vb. savaş alanları, savaşan tarafların arkasında şu ya da bu emperyalist büyük gücün durduğu, dünyanın yeniden paylaşımı için mücadele alanlarıdır.
Savaşların nedeni ve kaynağı olan emperyalistler kârlarına kâr katıyor!
Emperyalistler bir yanda çıkarları için savaş yürütürken, diğer yandan “barışsever” görünmeye çalışıyorlar.
Emperyalistler lafta “barışsever”dir. Gerçekte onlar savaş çığırtkanıdırlar! Çünkü savaştan çıkarları vardır! Eldekini tutmak, yayılmak, yeni alanlara girmek, daha fazla sömürmek vs. savaş sürdürmeyi de gerektirir çoğunlukla. Bunun için siyaset yanında savaş aygıtına da ihtiyaç duyarlar.
Çıkarlar söz konusu olduğunda emperyalistler için savaş her şeydir, gerisi teferruattır.
“Barış” emperyalistlerin ağızlarında çiğnedikleri sakızdır. Gerçekte savaşın bizzat kendisi onlar için sermayelerini büyütmek, daha fazla kazanmak için başvurulan yollardan birisidir.
Dünyada ve bölgemizde “savunma sanayi” adı altında savaşa, saldırganlığa, silahlanmaya ayrılan bütçelere/ rakamlara bakıldığında sahtekârlık ortaya çıkıyor.
Emperyalistler “barış” palavraları ile savaşın gürültüsünü bastırmaya çalışırlar. Tüm sahtekârlıkları, ikiyüzlülükleri ile onlar, evet savaşları hazırlayanlar, halkları birbirlerini kırması için cepheye sürenler, savaş yürütmek için milyarlarca dolar kaynağı savaş sanayisine yatıranlar, savaş yürütmek için ordular oluşturan, besleyen, çarpıştıranlardır.
Haksız ve yağmacı savaşlar, emperyalist sistemin ürünüdür. Emperyalist sistem var olduğu sürece savaşlar kaçınılmazdır.
Komünistler savaşları haklı ve haksız savaşlar olarak iki kategoriye ayırır. Gerici, emperyalist emeller uğruna yürütülen karşı devrimci, haksız savaşları ret eder, bu savaşlara karşı çıkar. Haksız savaşlara karşı işçi sınıfının, ezilenlerin, halkların haklı taleplerini elde etmek için yürüttükleri ilerici, devrimci, haklı savaşlardan yana tavır takınır, savaşın haklı yanını destekler, bizzat bu savaşları yürütürler.
Emperyalizm/kapitalizm bütün dünyada işçi sınıfı önderliğinde devrimlerle yok edilmedikçe, savaşlar olacaktır. Savaşlara bir bütün olarak son vermenin, insanlık tarihinin geçmişindeki bir kötülük haline getirmenin biricik yolu, devrimci savaşlarla, sömürü sistemini yok etmek; komünizme doğru kesintisiz devrimler içinde ilerleyen bir dünya kurmaktır.
Burjuvazinin/sermayenin egemenliği/iktidarı şartlarında halklar arasında gerçek bir eşitlik, gerçek ve kalıcı bir barış mümkün değildir.
Gerçek ve kalıcı barışa ulaşmanın tek yolu işçi sınıfı önderliğinde devrimlerdir!
29 Ağustos 2024