06/01/2025
📌AABK Eşit Başkanı Hüseyin Mat: Biz asla şeriatçıların, siyasi islamcıların ipiyle kuyuya inmeyiz!
”Sevgili canlar, değerli dostlar, ben öncelikle getirdiğim bir selamı sizlere iletmek istiyorum. Biliyorsunuz 21 Aralık‘ta Maraş Katliamın’nda hayatlarını kaybeden canlar için Maraş’taydık. Daha sonra Samandağ‘a gittik. Samandağ‘ı halkıyla, aynı zamanda Suriye’den gelen temsilci canlarımızla aynı bugün burada, Avrupa Konseyi’nin önünde yaptığımız basın açıklaması gibi, Suriye’de yaşanan olaylara dair kaygılarımızı dile getirmek için bir miting gerçekleştirdik. Buradan sizin selamlarınızı götürmüştüm, onlarında size kucak dolusu selamlarını getiridim. O’nlar da burdan bir kez daha sevgilerimizi ve dayanışma duygularımızı yollayalım.
Aleviler Türk, Aleviler Kürt, Aleviler Türkmen, Aleviler Zaza, Aleviler Arap ama Aleviler hangi coğrafyada yaşıyorlarsa yaşasınlar, hangi devletin vatandaşı olmuş olurlarsa olsunlar hep aynı zulmü gördüler, hep aynı ayrımcı politiklarla karşı karşıya kaldılar, hem aynı soykırımını yaşamak zorunda bırakıldılar.
Bu bizim tarihimiz olmamalı. Bu bizim alın yazımız asla olmamalı!
Niya bugün burada basını açıklması yapıyoruz bütün Alevi kurumları ve dostlarımızla birlikte? Biz artık dün yaşadıklarımızı bir daha yaşamamak için bir araya geliyoruz. Sadece Suriye’deki zulmü, o çetcileri, o ümmetcileri, o şeriatçı grupları ve sadece orda yapılan barbarlığı protesto etmek için buraya gelmedik!
Biz tâ kalû belâdan beri; Kerbela’da, Dersim’de, Maraş’ta, Sivas’ta, Gazi’de, Gezi’de, Suruç’ta, Ankara Garı’nda inancı, kimliği ne olurasa olsun haksızlığa uğrayan, katledilen herkes için buraya geldik. Bir daha bu acılar yaşanmasın diye buraya geldik! Kendi tarihimiz yazmak, kendi alın yazımız yazmak için geldik buraya.
O yüzden sevgili canlar, dünü arayacağımız günler malesef önümüzde duruyor. O nedenle de bugün bir araya gelmek zorundayız. Alevisi, Sünnisi, Ezidisi, Süryanisi hangi inaçtan olursa olsun Türkü, Kürdü, Almanı, İngilizi, Arabı hangi etnik kimliğe sahip olursa olsun her yerde insanların onuruyla, kimliğiyle, inancıyla yaşayabilmesi için birlikte olmak zorundayız, başka şansımız yok! O nedenle de hep diyoruz; Pirimzi Pir Sultan Abda,‘‘ Gelin canlar bir olalım‘‘ dememiştir boşuna Osmanlıya karşı.
O nedenle de bugün Avrupa Konseyi’nin önüne geldik, buradan Avrupa’yı da Avrupa Birliği’ni de uyarıyoruz. Bakın daha dün Almanya Dışişleri Bakanı, o çetecinin yanına gitti. IŞİD’ın devamı olan cihatcı HTŞ’nin lideri olan o zâtın yanına gitti. Adam elini bile vermedi.
Kadına elini vermeyen bir akıldan, bir iradeden demokrasi beklenebilir mi? Özgürlük beklenebilinir mi? Kadına saygı beklenebilir mi? Beklenemez! Çünkü biz bunları, bu zihniyeti Kerbela’dan beri biliyoruz, tanıyoruz, yaşanmışlıklarımız var!
Biz asla şeriatçıların, siyasi islamcıların ipiyle kuyuya inmeyiz!
Bunlar takiyecidir. Bunlar amaçlarına ulaşabilmek için herşeyi kullanabilecek kadar alçaktır. Bu zihniyetin karşısında diz çökmeyen Şah Hüseyin gibi, Seyit Rıza gibi aynen diz çökmemek için bugün burada Avrupa Birliği Konseyi’nin önündeyiz arkadaşlar. Asla teslim olmamak için buradayız! Ama şuda unutulmamasın; biz Türkiye’de bütün inançlar ve kimlikler adına, demokratik laik bir Cumhuriyet adına neyi talep ettiysek, Suriye halkları içinde aynı şeyleri talep ediyoruz!
Suriye için bu taleplerimizi dile getirdiğimiz şu günde, bir şeyinde altını cizmeden geçmek eksiklik olur. Bakın yeni paradigmalardan bahsediliyor. Türkiye’de yeniden bir açılımdan bahsediliyor. Bir demokrasi tanımından bahsediliyor.
Buradan Aleviler olarak, Avrupa Konseyi’nin önünden Recep Tayyip Erdoğan’a, O’nun büyük ortağı MHP’ye, Bahçeli’ye sesleniyoruz. Türkiye’deki bütün halklara, inançlara, kimliklere seleniyoruz; Türkiye‘nin demokratikleşmesinin yolu sadece Diyarbakırdan geçmez! Aynı zamanda, Türkiye‘nin demokratikleşmesinin yolunun Dersim’den Hacıbektaş‘tan da geçeceği asla unutulmamalıdır! Aleviler gözardı edilemez! Türkiye’de bir demokrasi oyunu oynanamaz! Bunuda özellikle ifade etmek istiyoruz.
İngiltere, Fransa, Hollanda, Almanya, Danimarka, İsveç, İsviçre, Kıbrıs, Avusturya, Arjantin, Kanada, Belçika, Avustralya, Türkiye ve Orta Doğu’da yaşayan tüm Alevilerin bugün gözü, kulağı, günlü, yüreği burada. Dünya‘nın neresinde olursak olalım 72 millete aynı nazarla bakma anlayışından vazgeçmeden zalimlere karşı mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz!
İnsanlık diyoruz, insanlık! Onurlu bir barış diyoruz, demokrasi diyoruz, özgürlük diyoruz, eşitlik diyoruz!
Buraya gelerek bu sese ses oldunuz… Birkez daha Alevi kurumları olarak sizlere teşekkür ediyoruz. Basına teşekkür ediyoruz. Gönlü bizimle olan herkese buradan kucak dolusu selamlarımızı, sevgilerimizi yolluyoruz.”