Ankara Okulu Yayınları

Ankara Okulu Yayınları Ankara Okulu Yayınları, Elis Yayınları ve Araştırma Yayınları resmi Facebook sayfasıdır.
(2)

Ankara Okulu Yayınları, Elis Yayınları ve Araştırma Yayınları resmi Facebook hesabıdır.

Fahreddin er-Râzî | İtikâdâtu Fırakı’l-Müslimîn ve’l-MüşrikînÇeviren: Faruk SANCAREditör: Mehmet EVKURANRâzî; etkileri m...
17/04/2023

Fahreddin er-Râzî | İtikâdâtu Fırakı’l-Müslimîn ve’l-Müşrikîn

Çeviren: Faruk SANCAR

Editör: Mehmet EVKURAN

Râzî; etkileri mensup olduğu Eş‘arî kelam ekolünün sınırlarını aşan bir düşünürdür. Eş‘arîlik bağlamında ele alındığında felsefi kelâm döneminin en yetkin temsilcisi sayılır.
Bu eser, Râzî’nin dinler ve inançlar hakkında kısa ve liste oluşturmaya yönelik metindir. Eserde Müslüman, Yahudi, Hristiyan, Mecusî, düalist inanç gurupları ve filozoflar belirli tanımlar ve isimler üzerinden ayırt edici inançlarına göre belirlenmiştir.

YENİ | Elis Yayınları’ndan yeni çıktı! Fahruddîn er-Râzî | Bilimsel Bilginin Kategorik Eleştirisi -I-Çeviren:İsmail HANO...
04/02/2023

YENİ | Elis Yayınları’ndan yeni çıktı!

Fahruddîn er-Râzî | Bilimsel Bilginin Kategorik Eleştirisi -I-

Çeviren:
İsmail HANOĞLU

Başlıkta öne çıkan bilimsellik olgusu, Râzî’nin ilgili bahisleri bilimsel geleneğin felsefe çatısı altında dönemin temel temaları ve kavramları ile ifade etmiş olması, günümüz literatürüne bu dille aktarılmasında hem bilimsel geleneğe sadık kalma ve hem de modern araştırmacılar tarafından konuların ve kavramların tarihsel köklerine gitme noktasında bilimsel bir yabancılaşmanın yaşanmaması ya da böyle bir anlayışın içerisine düşmekten alıkonulma hedeflenmiştir. Araştırmacılar tarafından tercüme incelendiğinde görülecektirki, cevherler ve arazlar başlığı altında ele alınan konular tabiat/doğa bilimlerinin temel tartışma üniteleri,temaları ve problemleri etrafında şekillenmektedir.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!Alâüddîn el-Buhârî | Risâle fi’l-‘İtikâdÇeviren: İsmail BULUTEditör: Mehme...
03/02/2023

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Alâüddîn el-Buhârî | Risâle fi’l-‘İtikâd

Çeviren: İsmail BULUT

Editör: Mehmet EVKURAN

Klasik kelâm konularının birçoğunu ihtiva eden eser, isminde “itikad” kaydı bulunmasına rağmen muhtasar “akâid” türü teliflerden büyük oranda farklılaşmaktadır. Özellikle varlık ve bilgi konularını ihtiva etmesi, birçok konuda kısa açıklamaları tercih etmeyip konuyla ilgili birçok görüş ve delile yer vermesi açısından, sistematik nitelikli kelâm kitaplarına benzemektedir. Ancak bu hususiyetin de eserde kapsamlı ve detaylı olmadığının belirtilmesi gerekir. Bu açıdan eserin kapsamlı kelâm kitaplarının problem, tartışma ve cevaplarını öz olarak ihtiva ettiğini belirtebiliriz.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!Ebü’l-Arab | Kitâbü’l-Mihan - İslam Tarihine Trajik Bir YolculukÇeviri:Muh...
02/02/2023

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Ebü’l-Arab | Kitâbü’l-Mihan - İslam Tarihine Trajik Bir Yolculuk

Çeviri:
Muhammet Sait KAVŞUT

İfrîkıyeli tarihçi Ebü’l-Arab tarafından kaleme alınan Kitabü’l-Mihan, sahabe, tâbiîn ve tebeu’t-tâbiîn devirlerindeki şiddet mağdurlarını tarihsel seyri içerisinde konu edinmektedir. Bu bağlamda cinayete kurban gidenlerle darp, hapis ve sürgün gibi çeşitli trajedilere maruz kalanlar, kronolojik bir anlatımla sunulmaktadır. Dinî ya da politik tercihlerinden ötürü şiddet görenlerle amansız bir iktidar mücadelesine kurban gidenler, tarafsız bir retorikle aktarılmaktadır. Kurucu nesillerin yürek burkan hikâyeleriyle okuyucuyu baş başa bırakan bu eser, siyasi tarihimizde hüzünlü bir ibret vesikası olarak yerini almaktadır. Ayrıca Müslüman önderlerin Hak yolunda çektikleri onca sıkıntıya rağmen doğruluktan ödün vermeyen duruşları, sonraki nesiler için de en büyük ibret ve ilham kaynağıdır ve eseri bu nazarla okumak gerekir.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!Fatih Tiyek | Anlama Etkisi Bakımından Kur’an ZamirleriBu çalışmada, Kur’a...
31/01/2023

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Fatih Tiyek | Anlama Etkisi Bakımından Kur’an Zamirleri

Bu çalışmada, Kur’an’ı anlama çabasında hiçbir unsurun göz ardı edilmemesi gerektiği ilkesinden hareketle onun muhtevasında önemli bir yer tutan, hemen hemen her ayette karşılaşılması mümkün olan zamirlerin anlama etkisine dikkat çekilecektir. Zira zamir, Kur’an’ın anlaşılması ve yorumlanması hususunda kendini hissettiren farklılıklar ile ilgili önemli bir belirleyici konumundadır. Bu yüzden anlama ve anlamaya etkisi çerçevesinde zamirin mercii ile ilgili ihtimaller ve bu ihtimallerin Kur’an mesajına yansımaları tespit edilmeye çalışılmıştır. Böylece hem Kur’an’ı tefsir çalışmalarına katkı sağlamak hem de zamirin mercii hususundaki bütün ihtilafların Kur’an’ın anlaşılmasını aynı derecede etkilemediğine dikkat çekmek amaçlanmıştır.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!İlhami Güler | Hareketli Cevher Olarak İslamBugün yapılması gereken, Kur’a...
16/01/2023

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

İlhami Güler | Hareketli Cevher Olarak İslam

Bugün yapılması gereken, Kur’an’da örnekliği ortaya konan ve müminlerden beklenen dörtlü birlik-bütünlük (duyu verileri, mantık-nedensellik,ahlaki duygulanım ve sezgi) olarak düşünmeyi/şükreden düşünmeyi (tafakkuh-tezekkür-tedebbür-taabbur-taakkul-tefekkür) yeniden başlatmaktır.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı! Mehmet BİRSİN | Mâverdî ve Düşünce Tarihimizdeki Yeriİslam medeniyetinin ...
12/01/2023

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Mehmet BİRSİN | Mâverdî ve Düşünce Tarihimizdeki Yeri

İslam medeniyetinin düşünsel mirası onu temsil eden ilim insanlarının eserleriyle taşınmaktadır. Öncü ilim insanları üzerinde yapılan çalışmalar ise bu birikimden derli toplu olarak ve daha hızlı bir şekilde yararlanma imkânı sağlamaktadır. Bu bağlamda eserimizin, Mâverdî’nin İslam devlet ve siyaset düşüncesindeki öncü rolünün yanı sıra diğer yönlerinin de tanınmasına katkı sunacağını ummaktayız.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!Avesta Zerdüştîlerin Kutsal MetinleriHazırlayan ve Notlandıran: Mehmet Emi...
10/01/2023

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Avesta Zerdüştîlerin Kutsal Metinleri

Hazırlayan ve Notlandıran: Mehmet Emin Sular

Bir toplumun kültürünün ve tarihinin anlaşılmasında dinin ve dinî metinlerin önemli bir yeri vardır. Dolayısıyla İran medeniyetini anlamanın yolu, Zerdüştîliği ve onun kutsal kitabı Avesta’yı doğru bilmekten geçmektedir. Çünkü Avesta, İran dilinin ve edebiyatının en eski metni niteliğindedir. Asırlarca sözlü olarak aktarılan mitolojik rivayetler ve efsaneler Avesta’da kayıt altına alınmıştır. İnsanlık tarihinde uzun bir geçmişe sahip Zerdüştîlik ve onun kutsal metni Avesta, dünya inanç havzası içinde önemli bir yere sahiptir. Avesta’nın kesin olarak ne zaman derlendiği bilinmemektedir. Avesta’nın en eski metinleri olduğu belirtilen Gâtaların MÖ 1700’lü yıllarda derlendiği tahmin edilen Hindu Veda metinleriyle aynı dönemde oluşturulduğu söylenmektedir. Gâtalar dışındaki diğer Avesta metinleri ise sonradan farklı dönemlerde oluşturulmuştur. Günümüze ulaşan Avesta’nın, Partlarla/Aşkanilerle (MÖ 247-MS 224) başlayan Sasanilerle (224-651) tamamlanan tedvin çalışmasının ürünü olduğu ifade edilmektedir. Avesta, Sasanilerde 21 bölüm şeklinde geniş bir kitap koleksiyonundan meydana gelmişti. Sasanilerin yıkılmasından sonra ise Avesta’nın 21 bölümünün birçoğu kaybolmuş, günümüze sadece 5 bölüm ulaşmıştır. Çalışmanın amacı da günümüze ulaşan Avesta metinlerini Zerdüştîliğin ruhuna uygun olarak anlaşılır bir şekilde ülkemizin akademik ve entelektüel dünyasına sunmaktadır.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!Yunus İBRAHİMOĞLU | Ebu’l-Hüseyin el-Hayyât ve Mu‘tezilî Düşüncenin Savunu...
09/01/2023

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Yunus İBRAHİMOĞLU | Ebu’l-Hüseyin el-Hayyât ve Mu‘tezilî Düşüncenin Savunusu

Ebu’l-Hüseyin el-Hayyât ve Mu‘tezilî
Mihne olaylarından sonra hızla güç kaybedip görkemli günlerinden uzaklaşan ve pek çok grubun fikrî saldırılarına maruz kalan Mu‘tezile’ye, itibarını yeniden kazandırmak için Bağdat Mu‘tezilesi önderlerinden Ebu’l-Hüseyin el-Hayyât, reddiyeler kaleme almak suretiyle müntesibi olduğu mezhebini entelektüel düzlemde savunma gayreti içerisinde olmuştur. Bu maksatla telif ettiği önemli reddiyeler arasında olan ve günümüze ulaşan yegâne eseri Kitâbü’l-İntisâr ve’r-red ala İbnu’r-Râvendî el-mülhid’de, Mu‘tezilî âlimler tarafından sistematize edilip mezhebin inanç esaslarını ifade eden “usûl-i hamse”yi, Mu‘tezilî kimliğin temel ölçütü olarak kabul etmiştir. Böylelikle savunu faaliyetlerinin bir neticesi olarak “usûl-i hamse”ye yüklemiş olduğu misyonla Mu‘tezile’de “usûl-i hamse”den “usûl-i mezheb”e dönüşün serüvenini başlatan mütekellim olarak İslam düşünce tarihine geçmeyi başarmıştır.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!Recep Turan | Tefsir Usûlünde Ehl-i Sünnet ve Şia Mukayesesiİslâm’ın tarih...
07/01/2023

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Recep Turan | Tefsir Usûlünde Ehl-i Sünnet ve Şia Mukayesesi

İslâm’ın tarihsel sürecinde iki ana ekol olan sünnilik ve şiiliğin Kur’an’ı anlama ve yorumlama yöntemleri ortak kavram dünyasına sahip olma açısından benzerlikler; özellikle terminolojiyi tanımlama ve usûl konularının içeriğine yönelik yaklaşımlarda da farklılıklar göstermektedir. Aslında bu tabloyu İslâm ekollerinin hemen tamamında görmek mümkündür. Çünkü İslâm bilginleri düşünce sistemlerine uygun olarak bir metodoloji ve yorumsama geliştirebilmişlerdir. Bilim tarihimizin zenginliği ve farklılığı olarak değerlendirebileceğimiz bu yapının bir yönü de tefsir usûlünün konularına yaklaşımlarda ortaya çıkmaktadır.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!Tâhâ Hüseyin | İki Halife -Ebubekir ve Ömer (ra.)-ÇevirenYasin KahyaoğluBu...
30/11/2022

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Tâhâ Hüseyin | İki Halife -Ebubekir ve Ömer (ra.)-

Çeviren
Yasin Kahyaoğlu

Bu çalışma, Müslümanların iki büyük lideri olan Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer (eş-Şeyhan) hakkında yapılmış özet bir araştırmadır. Allah her ikisine de rahmet eylesin. Bu çalışmada daha önce hiç değinilmemiş bir şeyler yazacağımı sanmıyorum. Zira bu konuda gerek önceki nesiller gerekse sonrakiler pek çok şey yazmışlardır …
… iki şahsiyetin dönemlerinde meydana gelen hadiseler; iki liderin sahip oldukları vasıf ve özellikler ışığında açıklanmaktır. Böylece; herkesin takdir ve hayranlığını kazanan bu iki değerli şahsiyetin yönetim tarzları, takip ettikleri yol, uyguladıkları metot, Müslümanlar arasında inşa ettikleri adalet, eşitlik ve hürriyet alanlarındaki başarıları açıkça ortaya konulmaya çalışılmıştır.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!İbn Abdilhakem | Fütûhu Mısr ve Ahbûruhâ -Mısır Tarihi-Çeviri: Abdulhalik ...
09/11/2022

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

İbn Abdilhakem | Fütûhu Mısr ve Ahbûruhâ -Mısır Tarihi-

Çeviri: Abdulhalik BAKIR ve Aydın ÇELİK

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!İsrafil Balcı | Vahyin Gölgesinde Siyer -Medine Dönemi XI-Rivayetlere mesa...
03/11/2022

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

İsrafil Balcı | Vahyin Gölgesinde Siyer -Medine Dönemi XI-

Rivayetlere mesafeli duran görüş, sadece vahyin verileri ile ed-Din’in mesajının veya Resulullah’ın öğretisinin anlaşılabileceğini savunurken, rivayetleri önceleyen -hatta kutsayan- geleneksel anlayış ise tam aksine vahyin verilerini adeta görmezden gelerek siyer algısını bütünüyle rivayetlerden müteşekkil bir peygamber telakkisine sabitlemiştir. Hiç kuşku yok ki, bu telakki daha büyük problemleri beraberinde getirmiştir. Kısaca her iki yaklaşım da ciddi ölçüde problemli ve bize göre eksiktir. Aksine sağlıklı bir siyer inşası için ikisi de gerekli ve elzemdir. Önemli olan müellifin vahiy ve rivayetler arasındaki ayrımı yapabilmesidir.

Bugün var olan siyer eserlerinin tamamına yakını rivayet merkezli bir bakış açısıyla yazıldığı için birçok yönden marazi unsur içerir. Nitekim Resulullah’ın sîreti veya nübüvveti hakkında problemli veya vahiyden kopuk telakkilerin oluşmasının arkasında rivayetlerden müteşekkil siyer yazımının/anlatımının oldukça ciddi etkisi vardır. Elinizdeki çalışma vahyin mutlak bağlayıcılığı çerçevesinde kaleme alındığı için birçok noktada geleneksel kabullerden ayrılmaktadır.

YENİ | Araştırma Yayınları’ndan yeni çıktı!Filiz Bayoğlu Kına | Tagore’un Yaşamı ve ÖğretisiRabindranath Tagore (1861-19...
18/10/2022

YENİ | Araştırma Yayınları’ndan yeni çıktı!

Filiz Bayoğlu Kına | Tagore’un Yaşamı ve Öğretisi

Rabindranath Tagore (1861-1941) Gitanjali adlı eseri ile Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan ilk Asyalıdır. Edebiyat ve sanat dünyası içinde kendine özgü bir konuma sahiptir. İnsanın özündeki yaratıcı tahayyülü vurgulaması, rasyonalist-materyalist bakış açılarına karşı çıkışı, geleneksel din ve devlet anlayışını reddetmesi onun özgünlüğünün özellikleridir. Vizyoner kişiliği, insanı ilgilendiren her konuda yazmasını ve farklı edebî türlerde eserler ortaya koymasını sağlamıştır. Eserlerinin temel vurgusu doğanın, insanın ve Tanrı’nın birliğidir.
Bu kitap, Tagore’un düşüncesinin derinlikli bir incelenmesinden ziyade yaşamı ve öğretisine dair bir giriş niteliği taşımaktadır. Kitaptaki her bölüm, onun çeşitli yazılarından yararlanılarak oluşturulmuştur. Referanslar, onun İngilizce yazılarına başvurularak yapılmıştır. Yazılı düşünceleri bir bütün olarak ele alınmış ve farklı metinler yan yana konulmuştur. Okuyucunun bunu çalışma boyunca dikkate alması umulmaktadır.

YENİ | Araştırma Yayınları’ndan yeni çıktı!Enes Yarız | Türkiye Mushaflarındaki Vakf İşaretlerinin TahliliVakf/ibtidâ il...
12/10/2022

YENİ | Araştırma Yayınları’ndan yeni çıktı!

Enes Yarız | Türkiye Mushaflarındaki Vakf İşaretlerinin Tahlili

Vakf/ibtidâ ilmi, Kur’an’ı doğru ve daha kolay anlamayı amaçladığından, Kur’an ilimleri arasında önemli bir yer almıştır. Zira normal bir konuşmada ya da metin okumada dahi uygun yerde başlanması ve anlamın tamamlandığı yerde kesilmesi, konuşmayı veya okunan metni hedeflenen anlam çerçevesinde anlaşılmasını sağlamaktadır. Ancak söz konusu Allah kelamı Kur’an olunca bu durumun daha da önem arz edeceği aşikârdır. Zira Yüce Allah’ın Kur’an âyetlerindeki maksadının anlaşılması, vakfın ve ibtidânın bilinmesine ve onlara riâyet edilerek tilâvetin yapılmasına bağlıdır. Bu nedenle vakf/ibtidâ ilmi, asr-ı saadet’ten beri Kur’an eğitim müfredatına girmiş, her dönemde önemsenmiştir.

YENİ | Araştırma Yayınları’ndan yeni çıktı!Sami Kılınçlı | Esbâb-ı Nüzûl Rivâyetlerini Kur’an-Siyer Bağlamında OkumakBu ...
05/10/2022

YENİ | Araştırma Yayınları’ndan yeni çıktı!

Sami Kılınçlı | Esbâb-ı Nüzûl Rivâyetlerini Kur’an-Siyer Bağlamında Okumak

Bu çalışmada farklı konulardaki esbâb-ı nüzûl ve tefsir rivâyetlerini vâkıa ile uyum, Kur’an-siyer ilişkisi ve Kur’an’ın nüzûl süreci gibi kriterler temelinde ele almaya çalıştık. Kur’an’ın nüzûl süreci, âyetlerin nüzûl zamanı ve muhatapları gibi konularda elimizde hatırı sayılır bilgiler bulunmakla birlikte aslında birçok âyetin nüzul ortamıyla ilgili yeterli malumata sahip olmadığımız anlaşılmaktadır. Aynı şekilde tefsir ve diğer İslami ilimlerin ana kaynaklarından olan rivâyetlerin sıhhat durumu ve gerçek esbâb-ı nüzûl olup olmama gibi konularda bazı sorun ve ihtilaflar barındırdığı da görülmektedir.

Esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin gerçek zaman ve muhatapları anlattığına dair genel bir algı bulunmaktadır. Ancak İbn Teymiye ve Dıhlevî gibi âlimlerle konuyla ilgili çalışma yapan araştırmacılar bu rivâyetlerin azımsanmayacak bir kısmının selef tarafından âyetlerin anlam alanına giren şahıs ve olayları göstermek için ictihadî olarak tefsirî açıklama mâhiyetinde ifade edildiğini kaydetmektedir. Bu husus bilinmediğinde veya rivâyetleri değerlendirmede yeteri kadar dikkate alınmadığında bütün rivâyetler gerçek esbâb-ı nüzûl gibi anlaşılmakta, âyetlerin gerçek anlam, muhatap ve mesajını tespit etmede sorunlar yaşanmaktadır.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!Murat Akarsu | Hz.Ömer ve Yönetim AnlayışıO,dünyadan saf ve temiz olanı al...
01/10/2022

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Murat Akarsu | Hz.Ömer ve Yönetim Anlayışı

O,dünyadan saf ve temiz olanı almış, bulanık ve şüpheli olanı ise terk etmişti. Hz. Ömer insanlığa takdir ettiği gelir ve güveni sağlamakla yetinmedi, onun döneminde yaşayanlar ondan sonra kendilerine acıyan ve onlara şefkatle yaklaşan bir idareci görmedi. Onlara sadece güven sağlamakla yetinmedi, aynı zamanda gücü nispette sükûnet içerisinde rahat bir hayat yaşamalarını sağlamak için de büyük çaba ve gayret sarf etti.
Hz. Ömer zahirî Müslümanlıktan öte, Müslümanlığın özünü uygulamayı savunmuş ve şunları söylemişti: “İnsanın ağzının laf yapmasına aldırmayın. Kim emaneti koruyor ve insanların namusuna saygı gösteriyorsa ona değer verin, işte insan odur. (Dilediğinde namaz kılan dilediğinde oruç tutan) kişinin namazına ve orucuna değil, onun aklına ve sadakatine bakın. Ben imanını ortaya koyan mü’minden ve küfrünü ortaya koyan kâfirden korkmam. Lakin imana bürünmüş münafıktan ve onun başkası adına çalışmasından korkarım.”

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!Musa Carullah Bigiyef | İslam Milletlerine -Dinî, Edebî, İçtimaî, Siyasî M...
26/09/2022

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Musa Carullah Bigiyef | İslam Milletlerine -Dinî, Edebî, İçtimaî, Siyasî Meseleler-Tedbirler Hakkında-

Editör: Ferhat Koca

Musa Carullah Bigiyef’in (1875-1949) İslam Milletlerine: Dinî, Edebî, İçtimaî, Siyasî Meseleler – Tedbirler Hakkında adlı eseri onun 16-28 Eylül 1920 tarihleri arasında Ufa’da düzenlenen Rusya Müslümanlarının kurultayında sunduğu tebliği içermektedir.
Musa Carullah bu eserinde Rusya’da 1917’de gerçekleştirilen Bolşevik Devrimi’ni ve bu devrimin fikir babası olarak kabul edilen Karl Marks’ın komünist ideolojisini tenkit etmiş ve günümüzde mevcut olan toplumsal ve ekonomik sorunların çözüm yolunun Marks’ın ileri sürdüğü insanları mülkiyet haklarından mahrum eden komünist sistem değil, İslam kaynaklarının ortaya koyduğu iktisadî ve ekonomik ilke ve esaslar olduğunu savunmuştur.
Musa Carullah İslam’ın Elifbâsı olarak nitelendirdiği bu eserinde özel olarak Rusya Müslümanlarının, genel olarak da bütün dünya Müslümanlarının dinî, siyasî, toplumsal, kültürel ve ekonomik problemlerinin çözümü için alınabilecek tedbir ve önerileri dile getirmiştir. Bu çerçevede o Rusya Müslümanlarının tek millet olduğunu, onların hayatın her alanında İslamî esaslara göre hareket etme haklarının tanınması gerektiğini, İslam’ın hayatın her alanına yönelik öğretilerinin bulunduğunu, İslam düşüncesinde madde ve mana âleminin birlikte telakki edildiğini, ümmetin şeriatın kaynaklarını koruduğunu ve ehil olanlara içtihat etme hakkının verilmesi gerektiğini belirtmiş; kitapta ele aldığı konuları ve önerilerini bir yasa taslağı formunda dile getirmiştir.Musa Carullah’ın bu görüşleri günümüz İslam düşüncesi ve kültürü alanlarında yeni birtakım fikir ve yaklaşımların doğmasına vesile olursa, kendimizi bahtiyar sayarız.

Yeni Baskıİbn Bâcce | Tedbîru’l-MütevahhidÇeviri: Mevlüt Uyanık, Aygün AkyolMüslüman filozofların felsefe tanımlarından ...
17/09/2022

Yeni Baskı

İbn Bâcce | Tedbîru’l-Mütevahhid

Çeviri: Mevlüt Uyanık, Aygün Akyol

Müslüman filozofların felsefe tanımlarından birisi de, tahsilu’s-saade yani mutluluğu elde etmektir. İnsanın biricik hedefi bu dünyada mutlu olmak ve erdemli bir ortam içinde yaşamaktır. Peki, erdemli olmayan bir ortamda yaşamak zorunda kalan kişi nasıl davranacaktır? Erdemli olmayı hedeflediği için yapılan yanlışlara da evet diyemeyeğine göre, erdemli bir insan yahut filozof nasıl bir hayat tarzı seçmelidir ki mutlu olabilsin? Aynı soruyu bir de “her türlü milli ve manevi değerin alt üst olduğu erdemsiz bir ortamda bile dingin ve mutlu bir hayatı koruyabilmek nasıl olacaktır? şeklinde de sorabiliriz.

Bu soruların cevaplarını felsefeyi küfür, kelamı/teolojiyi zındıklık, tasavvufu da şirk olarak gören radikal okumalar yerine, bu üç disiplinin eş güdümlü eleştirel ve mukayeseli okumalarıyla yeni bir din dili oluşturmakla bulabiliriz. Bu noktada Batı’da ilk Müslüman filozof olan İbn Bâcce’nin siyaset/ahlak felsefesindeki özgünlüğü bu soruları politik araştırmasının ana konusu yapmasından kaynaklanmaktadır. Elinizdeki eser, filozofun bu soruları müzakere ettiği Tedbîru’l-Mütevahhid adlı eserinin Arapça metni ve çevirisidir.
Bu eseri salt çeviri-metin olarak yayımlamak yerine, yukarıdaki soru(n)lardan hareketle yazdığımız makaleleri de kitaba ilave ettik. Böylece “okur”, Tedbîru’l-Mütevahhid’in Arapça orijinal metni ve çevirisiyle birlikte, buradan hareketle oluşturulmuş makalelerle İbn Bâcce’nin Bireysel Yönetim tasavvurunun güncel sorunların çözümündeki yerini de görme ve test etme imkânı bulacaktır.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!Sadrettin Buğda | Beyân Fıkıh Usûlü İlişkisiBu çalışma, İslam ilim geleneğ...
15/09/2022

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Sadrettin Buğda | Beyân Fıkıh Usûlü İlişkisi

Bu çalışma, İslam ilim geleneğinde önemli bir yer teşkil eden belâgat (beyân) ile fıkıh usûlü bilimi arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı amaçlamaktadır. Belâgat ilimleri, ilahî bir mucize olan Kur’an-ı Kerim’in i’câzını ortaya koyma, onun aşkın bir belâğî üsluba sahip olduğunu ispat etme ve aynı zamanda Arap düşünce geleneğinin medarı iftiharı olan edebî sanatların değerini tespit etme çabası neticesinde bir yöntem olarak ortaya çıkmıştır. İslam hukuk metodolojisi ise nasslardan fıkıh doktrinine ait hükümlerin elde edilmesine yönelik bir yöntem olarak ortaya çıkmıştır.

Bu doğrultuda usûlcüler, nassa dayalı lafızların ihtiva ettiği manaları tespit etmek ve buna bağlı olarak fürûa dayalı hükümleri ortaya koymak için lafız-anlam ilişkisine yoğunlaşmış ve belâğî verilerden de istifade etmişlerdir. Lafız-anlam ilişkisi, belâgat (beyân) ile İslam hukuk metodolojisinin ortak konusu olması hasebiyle her iki disiplini birbiriyle ilişkili kılmıştır. Bu bağlamda belâgat (beyân) ile İslam hukuk metodolojisinin kesiştiği en önemli nokta lafız-anlam ilişkisidir.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!İsrafil Balcı | Siyerin Medine DönemiGeleneksel siyer algısı büyük oranda ...
08/09/2022

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

İsrafil Balcı | Siyerin Medine Dönemi

Geleneksel siyer algısı büyük oranda abartılı ve ezoterik anlatılarla şekillenmiştir. Bunlar siyerin yapı taşları olarak sunulurken Hz. Muhammed’in hayatıyla ilgili gerçek hikâye arada kaybolup gitmiş, öğretisi veya örnekliği ya gölgede kalmış ya da anlaşılamamıştır. Oysa abartılı ve ezoterik anlatılardan arındırıldığı zaman Hz. Muhammed’in hayatıyla ilgili daha gerçekçi ve daha ikna edici hikâye ile karşılaşılır. Elinizdeki çalışma onun hayatına dair bilinen ezberleri tekrar etme yerine, bunları eleştirel gözle okuma ve daha gerçek hikâyeyi arama çabasının bir ürünüdür. Bu yüzden okuyucu eserde hikâyeden, hurafeden ve ezoterik anlatılardan arındırılmış gerçekçi bir Hz. Muhammed portresiyle karşılaşacak, onun hayatındaki başarıların hiçbirisinin tesadüf olmadığını ve büyük bir emek ürünüyle elde edildiğini görme fırsatı yakalayacaktır.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı! İsrafil Balcı | Siyerin Mekke DönemiElinizdeki eseri türlerinden ayıran e...
07/09/2022

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

İsrafil Balcı | Siyerin Mekke Dönemi

Elinizdeki eseri türlerinden ayıran en temel farklardan birisi Hz. Muhammed’i ve siyer konularını, vahyin kodlarını belirlediği bir bakış açısıyla ele almış olmasıdır. Okuyucu bu eserde hikâye, hurafe ve ezoterik anlatılardan arındırılmış Hz. Muhammed portresiyle karşılaşacaktır. Eser hem kurgu, hem konuları ele alış biçimi, hem de metot bakımından mevcut siyer çalışmalarından ayrılmaktadır. Konular incelenirken daha çok ilk kaynaklar ve en erken döneme ait isnadlı rivayetler tercih edilmiştir. Siyer, hadîs, tefsir, tarih veya diğer disiplinlere ait eserler arasında herhangi bir ayrıma gidilmediği gibi bunlar arasında da öncelik sonralık kriteri göz önünde bulundurulmuştur. Ayrıca eserin düşündürücü ve sorgulayıcı bir bakış açısıyla kaleme alındığını, daha kapsamlı bilgi edinmek isteyen okuyucuların Vahyin Gölgesinde Siyer adlı ciltli eserimize müracaat etmelerini mini bir tavsiye olarak hatırlatmak isterim.

YENİ | Araştırma Yayınları’ndan yeni çıktı! Turan Dikel | İslam’ın Atomik Evren Anlayışı ve Deizm EleştirisiEser, deizm ...
03/08/2022

YENİ | Araştırma Yayınları’ndan yeni çıktı!

Turan Dikel | İslam’ın Atomik Evren Anlayışı ve Deizm Eleştirisi

Eser, deizm akımının iddia ettiği, evrenin sabit yasalarla işleyişine, tarihin akışına ve insanın sosyolojik durumuna müdahalede bulunmayan aşkın, pasif ve sessiz, uzaktaki tanrı tasavvurunun aklen temelsiz bir iddia olduğunu ispatlamayı amaçlamıştır. Modernizmde deizmin tanrısı, evrene, doğaya, insana, hayata, tarihe karşı sessiz ve ilgisiz bir ilahtır. Yaratma sıfatının dışında görünen bir özelliği olmayan, varsa da kullanamayan deizmin tanrısı ideal olarak telakki edilir. Kelâmî düşünce okulları olan Mu‘tezile ve Ehl-i Sünnet’e göre atomik bir şekilde tasavvur edilen âlem; cisim, cevher (atom) ve arazlardan müteşekkildir. Çalışmada; Allah’ın âdeti (âdetullah) gereği, cevherlerin birbiriyle birleşmesi sonucu oluşan cisimlerin ihtiyaç duyduğu arazları yaratması ile âleme her an müdahil olduğu öğretisine vurguda bulunulmuştur. Allah’ın, dış âlemde cevherlerin arazlarının fonksiyonunu kısa bir müddet askıya alması ve ortadan kaldırması suretiyle olağanüstü bir olay olan ve peygamberlerin doğru sözlülüğünü ispat eden mucize gerçekleşmektedir. Eserde bu şekilde sünnetullah yasasının bir gereği olan nübüvvet müessesesi aklen kanıtlanmaya çalışılmıştır.

YENİ | Elis Yayınları’ndan yeni çıktı!Şerefettin Adsoy | Aldatanların Söylem Dili SafsataAldatanların Söylem Dili Safsat...
05/07/2022

YENİ | Elis Yayınları’ndan yeni çıktı!

Şerefettin Adsoy | Aldatanların Söylem Dili Safsata

Aldatanların Söylem Dili Safsata adet
Hız ve haz dönemi olarak ifade edilen bu süreçte, bir durumu bir önceki haliyle karşılaştırarak değerlendirmeye pek imkân kalmıyor. Medya aracılığıyla gündemi takip etmeye çalışırken her birimizin içinde tarifi zor, duygular oluşuyor. Kitle iletişim araçlarının kullanımıyla birlikte sosyal medya platformlarında yer alanların birer bireysel yayıncıya dönüşmesiyle buna karşı oluşan duygu daha da yoğunlaşıyor. Herkesin ilgili konularda kendini yetkin bir uzman olarak vehmetmesinin ötesinde, yersiz, temelsiz, tutarsız, bilgi denilmesi bile mümkün olmayan birtakım verilere dayalı görüşler ortaya koymanın âdeta bir zorunluluk olarak görülmesi; kitlelerin, özellikle yeni bir türedi olan trollerin yönlendirmesiyle, akli ve mantıki görüş ve düşünce sahiplerinin ötekileştirilerek aşağılandığı, hor görüldüğü, kin, nefret, intikam hırsıyla hareket edenlerin değer bulduğu bir tür “işkenceye maruz kalma” döneminden geçiyoruz.

Arzu gücüne bağlı olarak gerçekleşen aldatma, söylem ve eyleme bağlı olarak değişik biçimlerde ortaya çıkmaktadır. Söyleme dayalı aldatmada konuşmacı, dinleyicilerin zihinleri üzerinde hâkimiyet kurarak onları istediği şekilde algılama, anlama ve eylemde bulunmalarını sağlayacak birtakım teknik araçlar kullanarak gerçekleştirir. Bunun en güzel uygulama biçimi de safsatadır.

YENİ | Elis Yayınları’ndan yeni çıktı!İzzet Gülaçar | İbn Sina’nın Tabiat Felsefesinde HareketKlasik dönem tabiat felsef...
20/06/2022

YENİ | Elis Yayınları’ndan yeni çıktı!

İzzet Gülaçar | İbn Sina’nın Tabiat Felsefesinde Hareket

Klasik dönem tabiat felsefesinin temel meselelerinden biri olan hareket (el-ḥarake), İbn Sina tabiat düşüncesinin de kurucu unsurlarından biridir. Filozofun inşa ettiği felsefî sistem içerisinde hareket düşüncesinin konu-kavram-problem ilgileri itibariyle tespit edilmesi, bir kavramın veya problemin anlaşılmasının ötesinde tabiat düşüncesinin bir bütün olarak kavranmasını sağlayacaktır. Çünkü “hareket bilinmeden tabiat da bilinemeyecektir.” Salt bir fizik problemi olarak tartışılmasına karşın hareket meselesi ilk muharrik, ilk hareket ve kozmik hareketler bağlamında metafizik alanda; nefs düşüncesi özelinde de klasik psikolojide tartışılmıştır. Elinizdeki çalışma bu içeriğe sahip olarak fizikten metafiziğe İbn Sina’da hareketin doğasını ve mahiyetini ele almıştır.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!Nahide Bozkurt | Tarih Felsefesi Perspektifinden Kıssalarda Tarihsel Bilin...
10/06/2022

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Nahide Bozkurt | Tarih Felsefesi Perspektifinden Kıssalarda Tarihsel Bilinçlilik

Tarih insan deneyimlerinin kaydını içermesi yönüyle insanlık tarihine ışık tutar ve insan, tarihin derinliklerinde yer alan bilgi, tecrübe, eylemlerle çok boyutlu bir şekilde buluşarak kendini inşa etme sürecine girer. Tarihsel bilgi ışığında beslenmiş zihinler hayatın anlamını sorgulayan bir bilgelik elde eder ve bu bilgeliği insanlığın deneyimler havuzuna taşır. ‘Tarihsel bilinçlilik olarak da adlandırılan bu süreçte insan kendi yaşamış olduğu zaman diliminden ayrı olarak diğer zamanların ve insanların düşüncelerini bilmeyi hedefler ve böylece tarihteki anlamı yeniden keşfeder’. Bundan dolayı tarihsel bilinç; geçmişin yorumlanması, bugünü anlama ve geleceğe bakış arasındaki bağlantıları birleştirme becerisi olarak tanımlanır.
İnanan insanın dünya görüşünün temel referansını mensubu olduğu dinin kutsal kitabı ve bu kutsal kitap etrafında oluşan yorumlar belirler.

Bu nedenle de kutsal kitaplarda sunulan toplum liderlerinin yaşamları ve söylemleri birey üzerinde etki gücüne sahiptir. İnanan insan, Tanrı tarafından da onaylanan ve bilge yönleriyle kendi zaman dilimlerinde yaşayan toplumlara öncülük eden bu kişileri daha yakından tanımayı ister ve kendisi için rol modeli olarak görür. Değişen yaşam koşullarında kutsal kitabındaki rol modelleriyle buluşan bireyler, onların deneyimlerinden ahlakî dersler çıkartarak hayatını yeniden yorumlar ve bir umut ışığı yakalar.

Bu kitapta okuyucu, tarihsel bilinçlilik kazandıran ve ‘gelecek ideali’ oluşturmada rolü olan hikmet sahibi bilge peygamber ve ulu kişilerin ufkuyla mütevazıca da olsa buluşma olanağı bulabilecektir

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!Metin Avcı | İmam Mâturîdî’nin Fikirlerinde Ebû Hanîfe’nin EtkisiEbû Hanîf...
25/05/2022

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Metin Avcı | İmam Mâturîdî’nin Fikirlerinde Ebû Hanîfe’nin Etkisi

Ebû Hanîfe ve İmam Mâturîdî, dinî bilgi üretmede yararlanılan kaynaklar arasında, akla önemli yer veren iki büyük mütekellim olarak ün kazınmıştır. Onlar, düşünce dünyalarında aklı kullanmada mübalağaya düşmemiştir. Ebû Hanîfe tarafından nüveleri hazırlanmış ve temel kriterleri belirlenmiş birçok mesele, İmam Mâturîdî tarafından aklî-naklî delillerle ve semantik temellendirmelerle kelamî bir hüviyete kavuşturulmuştur. O, meseleleri çözümlerken akıl ve nakil dengesini korumayı başarmıştır.Onun bu başarısında, Hanefî âlimlerden ilim tahsil etmesinin ve Semerkand’da yoğun bir şekilde Hanefiliğin tedris edildiği Dâru’l-Cüzcâniyye’de eğitim görmesinin tesiri tartışmasızdır.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!Cevâd Alî | İslâm Öncesi Arap Tarihi -2- (el-Mufassal fî Târîhi’l-Arab Kab...
29/04/2022

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

Cevâd Alî | İslâm Öncesi Arap Tarihi -2- (el-Mufassal fî Târîhi’l-Arab Kable’l-İslâm)

Çeviri: Hüseyin Maraz, Ömer Tozal, Selahattin Yıldırım

Editörler: Fatih Zengin, M. Mahfuz Söylemez

Cevat Ali, Mufassal’ın bu cildinde, öncelikle -birinci cildin devamı mahiyetinde- İslâm öncesi dönemde Arap toplumların, Arap olmayan toplumlarla kurdukları ilişkileri ele almaktadır. Bu cildin ikinci kısmında ise başta Yemen olmak üzere Güney Arabistan’da kurulan Main, Hadramevt, Kataban, Dîdan, Lihyan, Sebe ve Hemdan gibi devletlerden söz etmektedir. Müellif, bu bölümü hazırlarken hem doğrudan söz konusu dönemden günümüze ulaşan tarihî eserlerden ve kitabelerden hem de gerek Müslüman araştırmacıların gerekse Batılı araştırmacıların hazırladıkları klasik ve modern çalışmalarından yararlanmıştır.
Cevat Ali’nin titiz çalışmalar neticesinde kaleme aldığı ve ülkemizdeki değerli akademisyenler tarafından Türkçemize kazandırılan Mufassal’ın bu cildini, İslâm öncesi Yemen Devletleri hakkında yazılan en kapsamlı eser olarak siz değerli okuyucularımızın istifadesine sunuyoruz.

YENİ | Araştırma Yayınları’ndan yeni çıktı!Nazım Hasırcı | John Stuart Mill’in Tümevarım AnlayışıJohn Stuart Mill, ampir...
25/04/2022

YENİ | Araştırma Yayınları’ndan yeni çıktı!

Nazım Hasırcı | John Stuart Mill’in Tümevarım Anlayışı

John Stuart Mill, ampirist bir filozof olup metafiziği kabul etmez, tümdengelimsel mantığın yeni bir bilgi veremeyeceğini ileri sürer. O, metafizikten arındırılmış, gözlem ve deneye dayalı bir mantık oluşturulabileceğini düşünür. Bu düşünceyle, mantık alanındaki en önemli çalışması A System of Logic Ratiocinative and Inductive isimli eserini kaleme alır ve 1843 yılında yayımlar. Mill, kitabını, mantık ve matematik de dahil bütün bilgilerin tecrübeden elde edilebileceğini açıklamak amacıyla yazar. Eserinde mantığın bütün konularını tecrübi bir bakış açısıyla inceler. Aristoteles’in kıyas anlayışını eleştirir ve yerine tümevarımı koyar. Tam tümevarımı kabul etmez, yalnızca eksik tümevarımın yeni bilgi verebileceğini belirtir. Tümevarım metotları düzenleyerek, onların keşif yapma ve kanıtlama aleti olduklarını iddia eder.

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!İlhami Güler | Biz ve OnlarBiz ve öteki, dinlerin ve siyasetin başvurduğu ...
09/04/2022

YENİ | Ankara Okulu Yayınları’ndan yeni çıktı!

İlhami Güler | Biz ve Onlar

Biz ve öteki, dinlerin ve siyasetin başvurduğu bir ayrımdır. Dinler, “mümin-kâfir” diye ayırır; siyaset, “dost ve düşman” diye ayırır. Birinci ayrım “inanç” üzerinden; ikinci ayrım, genellikle “çıkar” ve “dil-etnisite” üzerinden yapılır. Kur’an, her iki ayırımı da ahlak (adalet-zulüm) üzerinden yapar. Birincisi, Allah’a karşı adalet ve zulümdür; ikincisi, insanlara karşı. Müminler, birincisini Allah’a havale ederler (irca); ikincisi için savaşırlar (cihad). İnternet ortamında değişik zamanlarda yayınlanmış olan yazıların ortak paydasını bu şekilde kavramsallaştırmak bana uygun geldi.

Address

Şehit Mehmet Baydar Sokak No: 2/A Maltepe
Ankara
06570

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Ankara Okulu Yayınları posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Ankara Okulu Yayınları:

Videos

Share

Category


Other Publishers in Ankara

Show All

You may also like