Tarım Gazetesi

Tarım Gazetesi TARIM GAZETESİ TÜRK TARIMININ VE ÇİFTÇİSİNİN YANINDA OLMAYA KENDİSİNE İLKE EDİNMİŞTİR.

Tarıma dair her bilgiyi takipçilerimize doğru ,tarafsız bir şekilde duyurmak,tarım ve ziraatin her dalını takip etmek, analiz yapmak ve yaymak temel ilkemizdir....

www.instagram.com/tarim.gazetesi/

29/08/2024

Bazı basın yayın organlarında yer alan, "2025 yılından itibaren çiftçilere ödenen mazot ve gübre destekleri kaldırıldı." başlıklı haberlerin doğruluğu bulunmamaktadır.

Kamuoyunun bilgisine sunulur.

Çanakkaleli çiftçi kavunun satış fiyatı maliyetini karşılamayınca 20 ton kavunu Cumhuriyet Meydanı'nda ücretsiz dağıttı....
29/08/2024

Çanakkaleli çiftçi kavunun satış fiyatı maliyetini karşılamayınca 20 ton kavunu Cumhuriyet Meydanı'nda ücretsiz dağıttı..

ÇİFTÇİLERİMİZ KREDİ ALIP, BORCUNUZ VARSA TARLANIZI KONTROL EDİNİZ...Düzce dahil tüm Türkiye'de bulunan tarım kredisi bor...
28/08/2024

ÇİFTÇİLERİMİZ KREDİ ALIP, BORCUNUZ VARSA TARLANIZI KONTROL EDİNİZ...

Düzce dahil tüm Türkiye'de bulunan tarım kredisi borcunu ödeyemeyen çiftçileri yakından ilgilendiren bir gelişme yaşandı. Tarım Bakanlığı'nın ekilemeyen tarlaların kiraya verilmesi kararı sonrası, Ziraat Bankası da tarım kredisi borcunu ödeyemeyen çiftçilerin arazilerini ihaleyle satışa sunmaya başladı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) verilerine göre, çiftçilerin bankalara olan borçları, 2023 Haziran ayında bir önceki yıla göre yüzde 50 artarak 471 milyar TL'den 710 milyar TL'ye yükseldi.

Ziraat Bankası'nın internet sitesinde yer alan ilanlara göre, satışı gerçekleştirilecek olan binlerce arazinin fiyatları 1 milyon TL ile 10 milyon TL arasında değişiklik gösteriyor. Borçlarını kapatmak için yeni kredi alan birçok çiftçinin de bu kredileri ödeyememe riski bulunuyor. Türkiye genelinde Ziraat Bankası'na borcunu ödeyemeyen çiftçilerin arazileri ihale yoluyla satışa çıkarılmaya başlandı. Kırklareli'nin Erikler köyünde 9 milyon 175 bin TL'ye bir çiftlik, Çorum Mecitözü'nde 4 dönümlük tarım arazisi ise 18 milyon 302 bin TL'den ihale ediliyor.

Samsun Salıpazarı'nda 17 dönüm fındık bahçesi 2,5 milyon TL'ye, Diyarbakır Darköprü'de 42 dönümlük tarla 10 milyon TL'ye, Tekirdağ Süleymanpaşa'da arsa, ahır ve köy evi 13 milyon TL'ye satılıyor. Ayrıca, Şanlıurfa Viranşehir'de 17 milyon 250 bin TL'ye 310 dönümlük tarla ve Aydın Söke'de 63 dönümlük zeytinlik 4 milyon TL'den alıcı bekliyor.

27/08/2024
Tarım ürünlerinde bolluk var ama, çiftçi para kazanamıyor. Vatandaş gıda enflasyonu nedeniyle gıdayı yüksek fiyata tüket...
27/08/2024

Tarım ürünlerinde bolluk var ama, çiftçi para kazanamıyor. Vatandaş gıda enflasyonu nedeniyle gıdayı yüksek fiyata tüketmek zorunda kalıyor.Anlayacağınız gibi çelişkili bir durum var.

Artan girdi maliyetleri altında ezilen çiftçinin büyük emekle, yüksek maliyetle ürettiği ürünün bu kadar değersizleştiği başka bir dönem var mı?

- Ürünü toplamadan tarlayı süren var.
- Ürünü bedava dağıtan var.
- Ürünü alıcıya toplatıp maliyetine satan var
- Ürününü zararına satan var.
Bu şartlarda çiftçi nasıl üretsin?

İŞ BANKASI RAPORUNA GÖRE : TARIM ÇIKMAZDA..İş Bankası’nın raporunda, tarım sektörünün, ithalatla artırılan hayvan varlık...
26/08/2024

İŞ BANKASI RAPORUNA GÖRE : TARIM ÇIKMAZDA..

İş Bankası’nın raporunda, tarım sektörünün, ithalatla artırılan hayvan varlıkları ile yine ithalatla sağlanan ve artan girdi maliyetleri arasında sıkıştığı belirtildi.

Raporda, ithalata rağmen düşmeyen kırmızı et fiyatlarına da dikkat çekiliyor.

İş Bankası’nın yayımladığı ‘Büyükbaş Hayvancılık Sektörü’ adlı raporda, kurdaki artış sebebiyle ithalatla ilerleyen üretim modelinin artık sürdürülemez hale geldiği ifade edildi. Raporda, üreticilerin artan kurun etkisiyle önünü göremez hale geldiği belirtilirken, tarımdaki yeni yatırımların da kur riski sebebiyle sekteye uğrayacağının altı çizildi.

Kırmızı et fiyatı ‘uçuyor'

Yapılan ithalata rağmen et fiyatlarının bir türlü düşürülememesi ise, raporda dikkat çeken ikinci bir unsur. İthalata rağmen yurtiçindeki fiyatlar sabit bile tutulamıyor.

Et fiyatlarında yaşanan bu dalgalanmaların sektörde öngörülebilirliği azalttığının vurgulandığı raporda, aynı zamanda bu belirsizliklerin uzun vadeli kapsayıcı çözümleri de zorlaştırdığının altı çizildi.

“Yem sanayisi ithalata bağımlı"

Büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde sürdürülebilirliği etkileyen unsurlardan biri de yem maliyetleri. Yüksek kur nedeniyle yalnızca yılbaşından bu yana yem fiyatları yüzde 70’in üzerinde arttı. Enflasyonun üzerinde artan bu maliyetler, sektör temsilcilerinin de üzerinde durup uyardığı bir konu. Bu durum İş Bankası’nın raporunda da şu sözlerle ifade edildi:

“Türkiye’de yem imalatında 50’den fazla sayıda ithal ara mal kullanılıyor. Soya fasulyesi, mısır ve içki sanayiinin posaları gibi ürünler yem sanayinin başlıca ithal ürünleri. 2016’da bu ara malı ithalatına 1 milyar 966 milyon dolar ödenmişken, 2017’de bu sayı 2 milyar 560 milyon dolara çıktı. Son yıllarda yem ithalatının ivmelendiği ve yem sanayiisi giderek fazla oranda ithalata bağımlı hale geldi.” TGDF'nin Aralık 2023 Dış Ticaret Bültenine göre, Türkiye'nin tarım, gıda ve içecek sektörü geçen yıl 26,49 milyar dolar ihracat, 21,13 milyar dolar ithalat gerçekleştirdi.1 Şub 2024

Rapordaki değerlendirme ve beklentiler özetle şöyle:

- Büyükbaş hayvancılığındaki yapısal sorunlar uzun vadeli çözüm önerilerini içeren kapsamlı bir bakış açısıyla yeniden ele alınmalıdır. Tüketici fiyatlarında gözlenen hızlı artışların, salt büyükbaş hayvancılığını odağına alan tedbirlerle çözülemediği gözlenmektedir.

- Tarım ürünlerinde olduğu gibi hayvansal ürünlerde de üretici ve tüketici arasındaki makasın genişlediği, alınan önlemlerin üretici aleyhine işlediği görülmektedir.

- Türkiye’de büyükbaş hayvancılığa ciddi destek veriliyor. Ancak verilen desteklerin kırsal kalkınmayı gözeten bütüncül yaklaşımlardan uzak olduğu dikkat çekiyor.

- Üreticilerin kur riskine karşı sektörün büyük çoğunluğu önlem almamaktadır.

ÖNEMSENMEYEN TARIM YOLCULUĞUNDA  ÇİFTÇİNİN GERÇEK DOSTU KİM OLABİLİR ..?Anlamlı bir karikatür- Tarımda girdi maliyetleri...
26/08/2024

ÖNEMSENMEYEN TARIM YOLCULUĞUNDA ÇİFTÇİNİN GERÇEK DOSTU KİM OLABİLİR ..?

Anlamlı bir karikatür

- Tarımda girdi maliyetlerinin artması, çiftçi ürettiği tarım ürünlerini değerinde satamaması, kuraklık ile çiftçi zor duruma düştü.

Önümüzdeki yıllar : Betonlaşma ile kaybadilen tarım aarazileri artan gıda fiyatları ile gıdaya erişim gittikçe güçleşecek. Tüm dünya gezegeninde yaşayan insanları ne yazık ki zor günler bekliyor.

TARIM  ARAZİLERİNE NEDEN TOPLU KONUT YAPILIYOR ? Öyle bir zihniyet var ki tarim topraklarımızı  yok etmek için çırpınıyo...
25/08/2024

TARIM ARAZİLERİNE NEDEN TOPLU KONUT YAPILIYOR ?

Öyle bir zihniyet var ki tarim topraklarımızı yok etmek için çırpınıyorlar.Halbuki mal sahibine hakkını vererek "GECE KONDU VE KENAR MAHALLELERE " kentsel dönüşümle gerçekleştirilse daha iyi olmaz mı ?
Yapılan yollar, evler, villalar, fabrikalar, enerji üretim tesisleri gb.tarım dışı bir çok yapılar ileride gıda sorununa yol açacağı kesin gözüküyor.

İleri yıllarda diğer ulkelere bağımlı kalmak üzereyiz.
Hiç hesap eden var mı bir yıl içinde kaç bin dönüm toprak yok oldu,artan girdi maliyetleri nedeniyle kaç çiftçi üretimden çekildi
Betonlaşan topraklarımıza üzülmek ve ağlamaktan yorulduk .Ne yapılmak isteniyor ?

Hazine arazileri tarım bakanlığına devredilip tarım dışı kullanıma kapatılmalıdır. Tarım arazisi satın alıp villa yaparsan, bamyayı 40 liraya yersin. Bamyayı üreten kazansa canım yanmaz üretenden ucuza alınıp vatandaşa pahallı satılıyor. Araziler hazinede kalırsa sanayi bakanlığıda kapar, tokide kapar bir de villa yapan zengin emekli amca limon çamı dikiyor kafasına göre ilaçlatıyor oda arıları kelebekleri öldürüyor bir de rahat durmuyor yan tarladaki ahırı kokuyor diye şikayet ediyor hani köy hayatı doğal hayat istiyordun yok rahat durmaz kültürlü adam ya çiçek kokularıyla kitabını okuyacak havuz yapacağına çiçek diksene o zaman yok arı geliyormuşta çiçek dikmiyor.

📷  Fotoğraf...Ara Güler 1970 yılı  İstanbul Balıkçıların dönmesini bekleyen🐈🐈‍⬛🐈❤MİNNOŞLAR...
23/08/2024

📷 Fotoğraf...Ara Güler
1970 yılı İstanbul
Balıkçıların dönmesini bekleyen🐈🐈‍⬛🐈

MİNNOŞLAR...

21/08/2024

YAZIK OLUYOR BU ÜRÜNLERE...

Çiftçi tarlasına boşuna mı masraf ediyor ? Ürünler toplanmadan tarlalar sürülüyor

- Türkiye’nin farklı bölgelerinde maliyetin altında fiyat verildiği için bazı çiftçiler ürününü toplamadan sürmek zorunda kalıyor.

- Bu kez Kahramanmaraş Narlı’dan patlıcan tarlasını süren çiftçinin görüntüsü geldi. Çiftçi; “para etmiyor“ diyerek tarlasını sürüyor.

- Kahramanmaraş Sebze Meyve Hali’nde patlıcanın kilosu 15-16 lira. Markette, pazarda 30-40 lira. Çiftçiye teklif edilen fiyat 3-5 lira.

- Sadece patlıcanda değil, salçalık biber, Maraş biberi ve diğer ürünlerde de sorun var.

19/08/2024

Çiftçinin halini çiftçi anlar.Konya'lı bakın ne diyor.?

# Önümüzdeki yıl, tarım ürünlerini yüksek fiyata tüketmeye hazır olun...

TARIM ARAZİLERİNE NEDEN TOPLU KONUT YAPILIYOR ?Öyle bir zihniyet var ki tarim topraklarımızı yok etmek için çırpınıyorla...
17/08/2024

TARIM ARAZİLERİNE NEDEN TOPLU KONUT YAPILIYOR ?

Öyle bir zihniyet var ki tarim topraklarımızı yok etmek için çırpınıyorlar.Halbuki mal sahibine hakkını vererek "GECE KONDU VE KENAR MAHALLELERE " kentsel dönüşümle gerçekleştirilse daha iyi olmaz mı ? Hangi partiden olursa olsun rant uğruna belediyeler tarım arazilerini ve orman alanlarını talan etmekteler.
Yapılan yollar, evler, villalar, fabrikalar, enerji üretim tesisleri gb.tarım dışı bir çok yapılar ileride gıda sorununa yol açacağı kesin gözüküyor.

İleri yıllarda diğer ulkelere bağımlı kalmak üzereyiz.
Hiç hesap eden var mı bir yıl içinde kaç bin dönüm toprak yok oldu,artan girdi maliyetleri nedeniyle kaç çiftçi üretimden çekildi
Betonlaşan topraklarımıza üzülmek ve ağlamaktan yorulduk. Ne yapılmak isteniyor ?

Hazine arazileri tarım bakanlığına devredilip tarım dışı kullanıma kapatılmalıdır. Tarım arazisi satın alıp villa yaparsan, bamyayı 200 liraya yersin. Bamyayı üreten kazansa canım yanmaz üretenden ucuza alınıp vatandaşa pahallı satıyorlar. Araziler hazinede kalırsa sanayi bakanlığıda kapar, tokide kapar; bir de villa yapan zengin emekli amca limoni selvi dikiyor. Kafasına göre ilaçlatıyor oda arıları, kelebekleri öldürüyor bir de rahat durmuyor yan tarladaki ahırı kokuyor diye şikayet ediyor hani köy hayatı doğal hayatı dı ? Rahat durmaz kültürlü adam ya çiçek kokularıyla kitabını okuyacak, havuz yapacağına çiçek diksene o zaman yok arı geliyormuşta çiçek dikmiyormuş...

ÇİFTÇİNİN GİRDİ MALİYETLERİ ARTIYOR ,TARIM ARAZİLERİ YOK OLUYOR İLERİ YILLARDA AÇ KALMA TEHLİKESİ VAR. GIDA FİYATLARI ARTMAYA DEVAM EDİYOR.

Türkiye genelinde verimli tarım arazilerinin, sanayileşme ve konut ihtiyacının giderilmesi gibi nedenlerle her geçen yıl daraldığı, son yarım asırlık süreçte yaklaşık 18 milyon dekar arazi bu şekilde kaybedildi.Bu gidişle bilim adamları artan nüfusu doyurmak için ''besin hapları'' çalışmalarına hız vermeye başlaması yaklaşıyor.Gelecek nesil sebze ve meyveleri sadece resimlerinden tanıyacak tatlarını dahi bilemeyeceklerdir.

Bir gün ne zaman betonlaşmanın bize bir şey kazandırmadığını farkedeceğiz. Anadolu’nun her geçen gün biraz daha yalnızlaşması bizi mutlu etmeyecek. Rakamlara bakıyorum da, ne kadar çok insan topraklarını terkedip şehirlere göç etmiş. Ne acı bir durum. Vahşi kapitalizmin (daha çok para diye çağırımdan çıkan açgözlü şirketler) yarattığı gelir dağılımındaki adaletsizliği görüyorum. Bir çok ülke halkının zengini daha zengin oldu. Fakiri daha da yoksullaştı. Tarım politikaları yetersiz.

“Tarım topraklarının amaç dışı kullanımı adeta özendiriliyor. Belediyelerin önce nazım, daha sonra da uygulama imar planlarını yaptırmaları gerekmektedir. Oysa uygulamada, belediyeler bu kurallara uymamakta ve mücavir alanlarını rantın en yüksek noktasına göre genişletmeye devam etmektedir. Tarım topraklarının en büyük talancısı, mücavir alanlarını genişletme çabasında olan belediyelerdir.”

17/08/2024

KAHRAMANMARAŞ ÇİFTÇİ EYLEMLERİ SÜRÜYOR..

Geçen yıl 40-50 liraya sattıkları ayçiçeğini bu yıl 20 liraya satmak zorunda kalan Kahramanmaraşlı çiftçiler, ürünlerini yola dökerek, yaşananları proteste ettiler.

TÜRKİYE’DE TARIM BİTTİ Mİ?Son zamanlarda en çok sorulan soru şu: “Türkiye’de tarım bitti mi?” Bu soruya çok farklı cevap...
16/08/2024

TÜRKİYE’DE TARIM BİTTİ Mİ?

Son zamanlarda en çok sorulan soru şu: “Türkiye’de tarım bitti mi?” Bu soruya çok farklı cevaplar verilebilir. Fakat, bu soruyu soranın beklediği cevap bellidir. “Tarım bitti, bitirdiler” derseniz çok mutlu olacak. Ama biliyoruz ki ne Türkiye’de ne de dünyada tarım bitmedi ve bitmeyecek.

ÇİFTÇİYİ HOR GÖRMEMEK GEREKİR. ÜRETMEZSE ŞEHİRDEKİ KIRAVATLILAR AÇ KALIR.
Çiftçinin nasır tutan elleri ile ürettiği olmasa hepimiz açız !
Önce çiftçi doyacak sonra diğerleri . önce biz yeriz yoksa oynayamayız diyorsanız aç kalınca hiç oynayamazsınız. 😉ZATEN şimdiden GIDAYA ulaşmada zorluk çekmeye başladık.

Atalarımız avcılık, toplayıcılık yaparken 12 bin yıl önce buğday tohumunun toprakla buluşturulması ile tarım üretimi başladı. “Buğday mı insanı evcilleştirdi, insan mı buğdayı evcilleştirdi” konusunda farklı fikirler var. Fakat, o gün başlayan tarımsal üretim hiç bitmedi. Tarımın başladığı topraklar olarak bilinen Anadolu, bir çok ürünün gen merkezi. Zeytinin ilk yetiştiği topraklar. Bu topraklarda tarım bitmez, Bitirilemez.

Bugün ülkenin her köşesinde üretim yapılıyor. Geçimlik tarım yapanlar var. Ticari amaçla bitkisel üretim, hayvancılık,balıkçılıktan elde edilen ürünlerin bir bölümü doğrudan tüketime sunulurken bir bölümü sanayide işleniyor. İç piyasaya sunuluyor. İhraç ediliyor.

Tarımda elbette bir çok sorunumuz var. Üretimin önünde bir çok engel var. Çiftçi para kazanamadığı için sektörden çekiliyor. En kolay yetişen soğan,patates bile ithal ediliyorsa, sektörün içinde bulunduğu darboğazı anlatmak için “tarım bitti” denilebilir. Fakat gerçek anlamda tarımın bitmesi mümkün değil.

Tarımın payı düşüyor.

Devletin resmi verilerine bakıldığında Büyümeden, istihdama, üretimden dış ticarete ekonomide tarımın payı azalıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK)verilerine bakıldığında tarımdaki büyüme, genel ekonomideki büyümenin yarısı. 2017 yılında ekonomi yüzde 7.4 büyüdü. Tarımdaki büyüme yüzde 4.9 oldu. 2018’de ekonomi yüzde 2.6 büyürken, tarımdaki büyüme yüzde 1.3’te kaldı.

Tarımın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla(GSYH) içindeki payı giderek düşüyor. 2010 yılında yüzde 9 olan bu pay, 2011’de yüzde 8.2’ye,2012’de yüzde 7.8’e ve ertesi yıl yüzde 6.7’ye geriledi. 2017’ye kadar yüzde 6 seviyelerinde seyrederken 2018’de yüzde 5.8 ile en düşük seviyeye indi.

Üretim 18 yılda 10 milyar dolar azaldı.

Tarımsal hasıla bakımında Avrupa’da birinci,dünyada yedinci ülke olmakla övünürken dolar bazında değerlendirildiğinde hasılada düşüş var. Türkiye’nin 2010 yılında tarım hasılası 52 milyar 592 milyon dolar iken, 2018’e gelindiğinde 42 milyar 517 milyon dolara gerilediği görülüyor.

Yoğun nüfus artışı dikkate alındığında tarımsal üretimin 2010’dan 2018’e kadar 10 milyar dolarlık düşüş kaydetmesi ciddiye alınması gereken bir sorundur. Çiftçilerin 2024 yılı içinde girdi maliyetleri çok zamlandı.Tüccar ve aracılar ellerinde ki ürünleri ucuza almak isteyince çiftçiler eylem yaptı.Çünkü kazanamıyorlardı.

İstihdamda da tarımın payı azalıyor.Tarım sektörünün 2010 yılında yüzde 23.3 olan istihdamdaki payı 2016’da yüzde 20’nin altına düşerek yüzde 19.5 oldu. 2018’de ise bu oran yüzde 17.3’e geriledi.

İhracatla ithalat başa baş

Tarımda dış ticaret verileri de iç açıcı değil. Türkiye’nin tarımsal potansiyelini yansıtmıyor. 1980’li yılların başına kadar kendi kendine yeterli ve net ihracatçı konumunda olan Türkiye, tarımın liberalizasyonu ve tarımsal kurumların özelleştirilmesi ve ithalatçı politikaya geçişle büyük bir çöküş yaşadı.Bugün, yaşanan çöküşün faturasını ödüyoruz. Farklı hesaplama yöntemleri ile farklı rakamlar ortaya konulsa da, tarım dış ticaretinde 2018 itibariyle ihracat 17 milyar dolar,ithalat 16 milyar dolar seviyesinde. Türkiye gıda ürünleri dış ticaretinde ihracat lehine fazla verirken, tarımsal hammaddelerde ciddi açık veren ve dışa bağımlı bir ülke konumunda.

Milli politika yerine ithalat

Tarımda adı “milli” olsa da ulusal politika yerine ithalata dayalı politika uygulanıyor. Hububattan bakliyata, yem hammaddelerinden yağlı tohumlara ve son yıllarda patates,soğan gibi üretimi en kolay olan ürünlere kadar bir çok tarım ürün ithal ediliyor. Hayvancılıkta hayvan materyali,yem,canlı hayvan,kasaplık,besilik sığır, küçükbaş hayvanlar,sperma,ilaç, kırmızı et,saman dahil hemen her şey ithal ediliyor.Oysa bu ürünlerin hepsi Türkiye’de üretilebilir.

Sorunlar çözümsüz değil

Tarımda, yapısal, ekonomik,sosyolojik,kültürel, yasal, örgütlenme ve daha bir çok konuda ciddi sorunlarımız var. Bana göre temel sorun; iktidarların, toplumun genel olarak tarımı önemsememesi,yok sayması ve bunun sonucunda da değersizleştirilmesidir.

Bu temel sorunu kalıcı ve en öncelikli olarak çözmemiz gerekir. Tarıma değer vermemiz,değer kazandırmamız gerekiyor. Daha yalın bir anlatımla tarıma bakışımızı değiştirmemiz gerekiyor.

Bunu başarabilirsek, üretimi planlayarak artıracak, girdilerde dışa bağımlılığı minimum düzeye indirecek, arazi bölünmesini önleyecek,verimliliği artıracak,örgütlenmeyi (koperatifleşmeyi) sağlayacak,katma değeri yüksek, kaliteli, sağlıklı ve güvenli ürünler üretecek, hem üreticinin para kazandığı hem tüketicinin uygun fiyatla sağlıklı ürünler tüketebileceği, ihracatta rekorların kırılacağı bir tarım sektörü yaratılabilir. Bu hayal değil. Sahip olduğumuz tarım potansiyeli buna olanak veriyor.

Özetle, uygulanan politikaları en çok eleştirenlerden birisi olarak asla umutsuz değilim. Doğru politikalarla, doğru planlama ve bakış açısı ile tarım, krizde olan ekonomi için tünelin ucundaki ışıktır. Tarım bitmez.

Bir örnek verirsek :  Ticaret Bakanlığı'nın sayfasında en fazla petrolden sonra ayçiçek yağının ithalatı yapıldığını gör...
15/08/2024

Bir örnek verirsek : Ticaret Bakanlığı'nın sayfasında en fazla petrolden sonra ayçiçek yağının ithalatı yapıldığını görürüyoruz.Ödenen miktarı siz düşünün.

Diğer tarımsal ürünleri siz araştırınız.

14/08/2024

Önümüzdeki yıl, tarım ürünlerini yüksek fiyata tüketmeye hazır olun...

📌 ÇİFTÇİNİN ÇİLESİNİ GÖRMEZDEN GELMEK : Yanlış Algılarla Mücadele ve Gerçekler 🍑 🌾 Son zamanlarda tarım sektöründeki sor...
13/08/2024

📌 ÇİFTÇİNİN ÇİLESİNİ GÖRMEZDEN GELMEK : Yanlış Algılarla Mücadele ve Gerçekler 🍑 🌾

Son zamanlarda tarım sektöründeki sorunları gündeme getiren çiftçilere karşı yürütülen olumsuz kampanyalar, adeta bir karalama furyasına dönüştü. Çiftçilerin yaşadığı zorlukları dile getiren sesler, hem küçümseniyor hem de vatan haini ilan edilme cüretine maruz kalıyor. Bu eleştiriler, empati duygusundan tamamen yoksun, bilgisiz ve partizan bir zihniyetin ürünüdür. Oysa ki, artık gerçeklerin anlatılma ve sahte söylemlere karşı durulma vakti geldi de geçiyor bile.

📍 Sorunları Görmezden Gelmek: Bilgisizlik mi, Kasıt mı?

Tarım sektöründe yaşanan sıkıntıları küçümseyenler, çiftçilerin yaşadığı zorlu hayatı ve ekonomik mücadeleleri anlamaktan oldukça uzak. Onların yaşadığı maliyet artışları, ürünlerinin değer bulmaması, yetersiz devlet destekleri gibi temel sorunları görmezden gelerek, çiftçiyi tembellik ve nankörlükle suçlamak, sadece çiftçinin zaten ağır olan yükünü daha da arttırıyor. Bu tavır, çiftçinin emeğini hiçe saymakla kalmayıp, tarım sektöründe yaşanan derin sorunları da daha derinleştiriyor.

Bazı çevreler, sosyal medyada ve kamuoyunda yapılan eleştirileri kullanarak, çiftçiyi karalamaya çalışıyor. Örneğin, "Çiftçi kayısıyı kesmez, tam tersine çocuk gibi bakar. Kesilmesi gereken kayısıyı kesmeyenler yüzünden tarım zarar görüyor. Siz de bunu gündeme getirip algı yapıyorsunuz!" gibi yorumlar, çiftçilerin karşılaştığı gerçek sorunları anlamak yerine onları suçlamayı tercih ediyor. Ancak gerçek, bu kadar basit değil ve bu tür açıklamalar toplumsal bir cehaletin göstergesi olmaktan öteye gidemiyor.

📍 Algı Operasyonları ve Sahte Vatanseverlik

Gerçek sorunları dile getiren çiftçileri ve onları destekleyenleri “algı operasyonu yapmakla” suçlayanlar, aslında kendi sahte vatanseverlik maskelerinin ardına saklanıyorlar. Vatanını seven insan, çiftçisinin emeğini küçümsemek yerine ona sahip çıkar. Tarım politikalarındaki hataları örtbas etmek adına çiftçiyi suçlayan bu kişiler, aslında gerçek vatanseverliğin ne olduğunu bile anlamış değiller.

Bir başka örnekte ise şu ifadelere rastlıyoruz: “Çiftçiliği sen mi öğreteceksin? Şükret, vatandaşı gaza getirme!” Bu tür yorumlar, çiftçilerin yaşadığı zorlukları hafife alarak, onları suçlamayı tercih ediyor. Bu türden yaklaşımlar, ülkemizin tarım politikasının ne kadar eksik ve yanlış olduğunu gözler önüne seriyor.

📍 Çiftçinin Yanındayız: Artık Yeter!

Bu ülkenin tarımı, yanlış politikalar, yetersiz destekler ve artan maliyetler yüzünden çöküşe sürükleniyor. Çiftçiler ise bu çöküşe karşı direnmeye çalışırken, onları suçlayanlar bu sorunun bir parçasıdır, çözümün ise asla değil! Biz, çiftçinin yanındayız ve bu mücadelede onların sesi olmaya devam edeceğiz. Onların emeğini küçümseyenlere, gerçekleri çarpıtanlara karşı duracak ve gerçeklerin peşini bırakmayacağız.

“Yalan söylemeyin! Çürümüş kayısıyı bahane edip, benim parti başkanıma saldırmak istiyorsunuz. Böyle dönenlere 500 bin ceza yazsalar mükemmel olur!” şeklinde bir başka yorum, çiftçilerin yaşadığı sorunları dile getirenleri hedef alıyor. Bu tür yorumlar, tarım sektöründe yaşanan sorunların ne kadar derin olduğunu ve bu sorunların nasıl göz ardı edilmek istendiğini gösteriyor.

Sonuç olarak Sahte Eleştirilerle Bir Yere Varılamaz

Artık yeter! Sahte eleştirilerle, boş ithamlarla bir yere varılamayacağını herkes anlamalı. Çiftçiyi suçlamak yerine, onların yaşadığı zorlukları anlamaya çalışmalı ve bu sorunları çözmek için birlikte hareket etmeliyiz. Gerçek vatanseverlik, bu ülkenin toprağına sahip çıkan, çiftçisinin emeğine saygı duyanlarla olur. Sorunları çözmek istiyorsak, çiftçiyi suçlamaktan vazgeçmeli ve onlara destek olmalıyız.

Bu yazı, sadece bir uyarı değil, aynı zamanda bir çağrıdır: Çiftçiyi suçlamayı bırakın, onların yanında olun! Bu ülkenin geleceği, toprağına sahip çıkan gerçek vatanseverlerin elinde şekillenecek. Artık lafla peynir gemisi yürümez; gerçek çözümler üretmenin vakti geldi. Tarım sektöründeki sorunları çözmek ve çiftçilerin yaşadığı zorluklara duyarlı olmak, hepimizin sorumluluğudur. Unutmayalım ki, ülkenin geleceği, üreticisinin ve çiftçisinin elindedir.

Her dayanışma mesajı, her samimi destek, çiftçiyi harekete geçirecek ve Türkiye’nin tarımını yeniden ayağa kaldıracak güçte olabilir. Bu, en başta hepimizin sorumluluğudur. Haydi, geleceğimiz için, çiftçilerimiz için, ülkemizin toprağı için birlikte hareket edelim.

SAMAN FİYATLARI İLE İLGİLİ ÖNEMLİ UYARI : 2 KATINA ÇIKABİLİR..!Çiftçilik yönetim uzmanı ve yem bitkisi yetiştiricisi " E...
12/08/2024

SAMAN FİYATLARI İLE İLGİLİ ÖNEMLİ UYARI : 2 KATINA ÇIKABİLİR..!

Çiftçilik yönetim uzmanı ve yem bitkisi yetiştiricisi " Eşref Şekerli ", saman fiyatları konusunda üreticilere önemli bir uyarıda bulunarak, saman fiyatının yılbaşına kadar iki katına çıkacağını kaydetti. Bunu da gerekçeleri ile anlatan Şekerli, “Bunu bir yere yazın” dedi.

Samanda bu yıl enteresan bir durum olduğunu dile getiren Şekerli, talep yetersizliğinden dolayı samanın tarlada kaldığını kaydetti. Samanın tarlada kalmasının birkaç nedeni bulunduğunu ifade eden Şekerli, “Birincisi ihracat kapalı, ikincisi hayvan sayısında ciddi düşüş var, üçüncüsü geçtiğimiz iki yıl içerisinde ciddi bir kuraklık yaşamadık, dördüncüsü alternatif kaba yemler az da olsa açığı kapatıyor” dedi.

İnek, dana, düve! En son et kesim fiyatları 10 lira arttı!
İnek, dana, düve! En son et kesim fiyatları 10 lira arttı!

BU YIL KİMSE SAMAN STOKU YAPMADI AMA PİŞMAN OLABİLİRLER!

Geçmiş yıllarda herkesin olabildiğince saman stoku yaptığını ancak bu yıl hiç kimsenin stok yapmak istemediğinin altını çizen Şekerli, bundan dolayı da fiyatların düştüğünü ifade etti.

ENERJİ FİRMALARI SAMAN TOPLAMAYA BAŞLADI!

Ancak düşen saman fiyatlarından dolayı enerji firmalarının yeniden saman almaya başladığına dikkat çeken Şekerli, şunları kaydetti: “Hayvancılar ise ellerinde para olmadığı için para kazanamadıkları için ve geçtiğimiz yıllardaki gibi ihtiyaç olursa stoktan alırız düşüncesiyle ihtiyaçlarını almadılar ertelediler. Bence çok büyük bir yanlış yaptılar. Şimdi de sezon kapanıyor ülkenin sadece birkaç ilinde saman hasadı devam ediyor onlar da bittikten sonra sezon kapanmış olacak.

Pek çok insan tarım yapmak üretmek istiyor...Ama çiftçinin kazanması değil, zarar etmesi için bir çaba var.- Neden..?- H...
12/08/2024

Pek çok insan tarım yapmak üretmek istiyor...Ama çiftçinin kazanması değil, zarar etmesi için bir çaba var.
- Neden..?
- Herkes bu soruyu kendine sorsun neden..?.... Vatandaşdan bazıları soruyor.....

GEÇTİĞİMİZ HAFTA YAPILAN ÇİFTÇİ EYLEMLERİ...Çiftçi eylemleri artışı; hemen hemen her bölgenin yetiştirdiği tarımsal ürün...
12/08/2024

GEÇTİĞİMİZ HAFTA YAPILAN ÇİFTÇİ EYLEMLERİ...

Çiftçi eylemleri artışı; hemen hemen her bölgenin yetiştirdiği tarımsal ürünlerin çeşitliliğine göre tüccarların ucuza ürün almak istemesi nedeniyle çiftçi sesini duyurmaya çalıştı.Bazı medya grupları bu durumu görmezden geldi.

Türkiye'de tarım bitti lafları ortada dolaşıyor. Hayır bitmez, plansızlaşma var. Tarım ve Orman Bakanlığı ülkemizin çiftçileri için her bölge coğrafyasına uygun, üreticiden yana olan yeni "TARIM POLİTİKASI" üretmesi ve kanunlaştırıp hayata geçirmesi şart oldu.

Çiftçi aşırı girdi maliyetleri altında eziliyor. Tarımsal ürünleri üreten memnun değil, tüketici gıdalardaki aşırı fiyat artışları nedeniyle enflasyon ortamında alım gücü azaldı hiç memnun değil.

Çöpe atılan, tarlada bırakılıp hasat edilmeyerek çürütülen, hayrına ücretsiz dağıtılan ve hayvanlara yem olarak verilen tarımsal ürünleri gördük.Halkın ulaşamadığı tarımsal ürünler israf edildi...

Çiftçi deniliyor ki " milyonluk traktörlerle eylem yapıyorlar." Çiftçimiz tarlasını at, öküzle mi sürecek? Çiftçi milyonluk traktör kullanıyor diyerek tarımda yaşanan sorunları yok mu sayacağız?

Bazı kişiler geçen hafta yapılan eylemlerde çiftçinin kullandığı traktörler üzerinden 'milyonluk traktöre' biniyorlar şeklinde yaklaşımda bulunarak, tarımda yaşanan sorunları gölgelemeye çalıştı.

Üreten yüreklere sahip çıkılacağı yerde, onların ötekileştirilmeye çalışılması bu ülkenin gıdası yani geleceğimizin tehlikeye atılması anlamına gelir. Onun için çiftçimizin kullandığı traktöre değil sorunlarına odaklanıp, sahip çıkalım.

Şurası unutulmamalıdır ki " TARIMSIZ ASLA YAŞANMAZ " dostlar...

Saygılarımla...

ÇİFTÇİMİZ BU YIL ZOR GÜNLER YAŞIYOR...Tarımda son yılların en kötü sezonu yaşanıyor.Olumsuz hava koşulları, yüksek girdi...
11/08/2024

ÇİFTÇİMİZ BU YIL ZOR GÜNLER YAŞIYOR...

Tarımda son yılların en kötü sezonu yaşanıyor.

Olumsuz hava koşulları, yüksek girdi maliyetleri tarımsal üretimi olumsuz etkilerken, çiftçinin ürünü para etmiyor. Durum gerçekten çok vahim. Doğru düzgün bir tarım politikası geliştirilip kanunlaştırılamadı.

Fındık, buğday, arpa, mısır, karpuz, sanayi domatesi ve daha bir çok üründe düşük fiyat sorunu yaşanıyor. Çiftçiler açıklanan alım fiyatlarından memnun kalmıyor." Bu fiyatlar bizi kurtarmaz " diyor. Bazı ürünlerde toplama maliyeti fiyattan daha yüksek. Çiftçi ürünü toplamadan tarlayı sürüyor.

Çiftçilere teklif edilen fiyatlar maliyetlerinin altında kalınca, fiyatları beğenmeyen üreticiler bazı bölgelerde eylem yapmak zorunda kaldılar.

Hayvancılıkta kriz daha büyük, çiğ süt fiyatı düşürüldü, süt alınmıyor. Hükümetin rekor seviyede et ve canlı hayvan ithalatı ile çiftçinin sattığı karkas etin fiyatı yüzde 25 düştü.

Gıdada enflasyon durmuyor. Çiftçi ucuza satarken, tüketici pahalıya tüketmeye devam ediyor.

Tarım ile uğraşan ÇİFTÇİ kardeşlerime saygılarımla...

10/08/2024

Genç tarımsal girişimci Demirtaş hanım çiftçi olmaya karar vermiş.Fakat ürünlerine pazar bulamıyor..( Çiftçilerimiz için Türkiye'de klasikleşen pazar sorunu)

BİLL GATES'DEN YAPAY ET DAYATMASI..Bill Gates'ten skandal bir açıklama geldi! Dünyanın en zengin üçüncü kişisi olan Micr...
10/08/2024

BİLL GATES'DEN YAPAY ET DAYATMASI..

Bill Gates'ten skandal bir açıklama geldi! Dünyanın en zengin üçüncü kişisi olan Microsoft'un kurucusu Bill Gates'in aynı zamanda laboratuvarda üretilen suni et projeleri ile biliniyor. Gates, ülkeleri açıkça yapay et tüketmeye davet etti.

Singapur'da ilk kez piyasaya sürülecek olmasıyla yeniden gündeme gelen suni et üretimi; sözde hayvan haklarını korumak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek amacıyla hayvansız et tüketimi fikri tüm insanlığa aşılanmaya başlandı. Arka planında Siyonist İsrail ve Bill Gates'in olduğu suni et projesini ABD, Çin ve Hollanda gibi ülkeler destekliyor.

GATES: "YAPAY ET TÜKETİMİNE BAŞLANMALI"

Suni et üretiminin başında Siyonist İsrail merkezli 'Future Meat Technologies' firması ile merkezi ABD olan ve Bill Gates tarafından desteklenen 'Memphis Meats' firması geliyor. Bill Gates, piyasa değerinin 10 yıl içinde 140 milyar dolara kadar ulaşması beklenen suni et tüketimini hızlandırmak için temelsiz söylemlerine arttırdı. İneklerin çıkardığı gazların küresel ısınmada payı olduğunu öne süren Bill Gates, zengin ülkelerin bu hayvanların yetiştiriciliğini bırakıp yapay et tüketimine geçmesi gerektiğini söyledi.

GATES İNEKLERİN BAĞIRSAKLARINA TAKTI!

'İklim Felaketi Nasıl Önlenir' adlı yeni kitabının tanıtımını yapan Gates Technology Review adlı internet itesine konuştu. Gates, 'gıdanın geleceği' olarak gördüğü yapay et tüketilmesi fikrini yeniden gündeme getirdi.

Suni et sayesinde hayvan yetiştiriciliğine gerek kalmayacağını ve metan gazı salınımının azalacağını öne süren Gates, "En fakir 80 ülkenin yapay et tüketebileceğini zannetmiyorum. Tüm zengin ülkelerin tamamen yapay et tüketimine geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Tadının farklı olmasına zamanla alışılabilir. Ayrıca zamanla tadının iyileştirileceği iddiaları var." ifadelerini kullandı.

Öte yandan Gates, 2019'da CNN' verdiği bir demeçte 'Bir gün ineklerin bağırsak hareketleri hakkında konuşacağım aklıma gelmezdi. İnekler, bakterilerin metan gazı biriktirmesine neden oluyor ve sıra dışı mideleri var" diye konuşmuştu.

Bir bilim kurgu filminde izlemiştim çok ileri bir yılı canlandırıyorlardı. Gıdaları hap şeklindeydi .Belki de çok ileri yıllarda insanların yiyecekleri hap şeklinde yapay gıdalar mı olur ? O yıllar insanlar tarımsal gıdaları resimlerden tanıyacak galiba..

09/08/2024

ÇİFTÇİMİZ BU YIL ZOR GÜNLER YAŞIYOR...

Tarımda son yılların en kötü sezonu yaşanıyor.

Olumsuz hava koşulları, yüksek girdi maliyetleri tarımsal üretimi olumsuz etkilerken, çiftçinin ürünü para etmiyor. Durum gerçekten çok vahim. Doğru düzgün bir tarım politikası geliştirilip kanunlaştırılamadı.

Fındık, buğday, arpa, mısır, karpuz, sanayi domatesi ve daha bir çok üründe düşük fiyat sorunu yaşanıyor. Çiftçiler açıklanan alım fiyatlarından memnun kalmıyor." Bu fiyatlar bizi kurtarmaz " diyor. Bazı ürünlerde toplama maliyeti fiyattan daha yüksek. Çiftçi ürünü toplamadan tarlayı sürüyor.

Çiftçilere teklif edilen fiyatlar maliyetlerinin altında kalınca, fiyatları beğenmeyen üreticiler bazı bölgelerde eylem yapmak zorunda kaldılar.

Hayvancılıkta kriz daha büyük, çiğ süt fiyatı düşürüldü, süt alınmıyor. Hükümetin rekor seviyede et ve canlı hayvan ithalatı ile çiftçinin sattığı karkas etin fiyatı yüzde 25 düştü.

Gıdada enflasyon durmuyor. Çiftçi ucuza satarken, tüketici pahalıya tüketmeye devam ediyor.

Tarım ile uğraşan kardeşlerime saygılarımla...

" SENCER SOLAKOĞLU " TARIM BAKANI (İBRAHİM YUMAKLI ) İLE GÖRÜŞTÜ. SON GÜNLERDE YAŞANAN ÇİFTÇİ SORUNLARI GÖRÜŞÜLMÜŞ. YAZI...
08/08/2024

" SENCER SOLAKOĞLU " TARIM BAKANI (İBRAHİM YUMAKLI ) İLE GÖRÜŞTÜ. SON GÜNLERDE YAŞANAN ÇİFTÇİ SORUNLARI GÖRÜŞÜLMÜŞ. YAZISI AŞAĞIDADIR.SONUNA KADAR OKUYUNUZ...

Kıymetli meslektaşlarım,

Bu yazım biraz gazete köşe yazısı gibi olacak ama çok önemli. Sektör dinamiklerini anlamanız için yazıyorum… Eskiden bakanlar bizi avutur ama hiçbir şey değişmez idi. Şimdi icraat var ama kendisini pek de iyi ifade edemeyen bir bakanlıkla karşı karşıyayız.

Öncelikle şunu bilin. Kimseye bir minnet borcum yok. Her zaman olanları olduğu gibi paylaşıyorum.

3 gündür Ankarada görüşmeler içindeyiz. Tarım bakanımız ve ekibi ile birçok görüşme gerçekleştirdim. Et, süt ve domates, karpuz, biber gibi konuları konuştuk ve alınacak tedbirler hakkında stratejiler üzerine müzakerelerde bulunduk. Burada siziler ile bunları paylaşacağım.
TUSEDAD yönetimi sektörün dertlerine çözüm bulmak adına sıkıntıları ve çözüm önerilerini en üst mertebelere taşımaya devam ediyor.
Tarım bakanlığımız, Ticaret bakanlığımız, sektör temsilcilerimiz, sanayici kesimi ve zincir market temsilcilerinin bir araya geldiği toplantı sonuçlarını gerek bakanalık, gerek sivil toplum kuruluşları açıkladılar. Tekrar yazmayacağım.

Sonuçlar sevindirici ama bir o kadar da utanç verici.

*Fiyatlar geriye dönük düşürülemeyecek.
Biz mesela temmuz ayında üretimini yapıp sattığımız sütü, sanayici bir ay sonra geriye dönük fiyatı düşürüyorum diyebiliyordu. Ancak fiyat artışlarında 15 gün bazen 1 ay rafa fiyat artışını yansıma süresini bekleyin diyordu.
Bu iş buraya nasıl geldi. Böyle bir duruma sektör nasıl evrildi?
Tarım bakanlığı, ticaret bakanlığının desteği ile bu saçmalığa, adaletsizliğe sert bir dur dedi.

Asıl bakılması gereken bu işin nasıl buralara geldiği. Yıllardır imkân sunulan her mecradan haykırdım, “bu gidişle ülke hayvancılığı biter, yapmayın etmeyin” diye ama dinleyen olmadı. Şimdi artık bir dinleyen var bu da size ispatı. Haksız cezalar, ithamlar ve siyasi yaftalamalara maruz kaldım. Zaman ne yazıkki haykırışlarımın doğruluğunu ispat etti ama acısını ülke olarak hep beraber yaşıyoruz. Dünyanın en pahalı gıdasını tüketmek zorunda bırakıldık. Tek sebebi kendini üstün gören kibir abidesi karar vericiler ve güç yalakası sivil toplum kuruluş başkanları ve kadroları idi.

*Süt fiyatları artık hiç bir zaman maliyetin altına inmeyecek ve 3 ayda bir güncellenecek.
Zaten aksine nasıl göz yumuldu? Bu karar çok önemli. Peki ama böyle bir maddenin karara bağlanmak zorunda kalınması kimin suçu? Ben hemen söyleyeyim; yıllardır omuz omuza vererek mücadele etmemiz gerektiği halde, hep güçlünün yanında durmayı seçen koltuk sevdalısı sivil toplum kuruluşlarının yetersiz kalan başkanlarının ve yöneticilerinin suçudur. Bugün de farklı değil. Ancak bugün uzun bir aradan sonra güç, üretimi teşvik eden bir iradenin elinde. Bu sebeple sanki başarı var gibi dursada inancım ve itimatım bu kişilere karşı değişmiyor. Ne kadar çabuk sindiklerine defalarca şahit oldum.

Üreticinin hakkı adına traktörle yollara çıktığımda, USK önünde kararları protesto ettiğimde hepsi hep kaçtılar. Sadece kaçmakla kalmadı bir de arkamdan siyasi söylemlerle beni karaladılar.

Hep derim “Niyet iyi akibet iyi olacaktır. Tek ihtiyacım sabır”.

Bugün sektörü dinleyen sorunlarına çözüm üretmek için kollarını sıvamış, sadece söylem ile değil gördüğünüz üzere eylemleri ile yanımızda tüm gücü ile duran bir Bakan ve bakanlığımız var.

* ESK (Et ve süt kurumu) artık devrede

Üreticinin dostu, sigortası olan iki önemli kurum TMO ve ESK. Uzun bir aradan sonra ESK verdiği mesajlar ve İCRAATLERİ ile piyasayı düzenlemeye başladı. Et üreticileri merak etmesin. Fiyatların zarar eder seviyede kalmayacağını ben birinci ağızdan duydum ve bunun için atılan adımları görüyorum. Çok yakında daha stabil, zarar ettirmeyecek bir fiyat piyasada oturacak. Şunu anlamanız gerek. ESK devreye girmesi alışık olunan bir durum değil ve sektör şaşkın. Çok abartı fiyat oynaklıkları oluyor ama bakanlık fiyatların ne abartı seviyeye çıkmasına ne de üreticiye zarar ettirecek seviyede kalmasına müsade etmeyecek. Yani fiyatlar haddinden fazla düşüyorsa bekleyin. Panik yapmayın. Panik satışı fiyatları daha da düşürür. Fiyatların artış yönünde tatmin edici bir seviyeye gelince de “1 hafta daha bekleyelim daha da artacak” söylemlerine takılmayın.
Siz işletmeniz için doğru zamanda kesiminizi yaptığınız zaman en kârlı zamandır. Spekülasyon yaparsanız büyük risk almış olursunuz. Hepimiz piyasada bunu yakın zamanda yaşadık.

ESK, SÜT için organizasyonlarını tamamladı. Yıl sonuna kadar herhangi bir fazlalık olması durumunda derhal miktarına bakmaksızın alım yaparak sütü piyasadan çekecek ve ihracata yönlendirecek. Sakın kimse süt fazlası var fiyatı düşürün veya sütünüzü bu sebeple alamıyorum söylemine kanmasın ama burası çok önemli: kaliteli süte kaliteli fiyat, kalitesiz ve standart dışı süte CEZA olacak.

Ne üretirsen üret beyaz olsun sıvı olsun zamanı geride kaldı. Artık %3,6 yağ, %3,2 protein kriteri fiyatlamalar için devrede. Yani süt yağınız veya proteininiz eksik gelirse fiyatınız TİP sözleşmelerde yazdığı gibi düşecek ancak daha kaliteli ise pirim ile mükafatlandırılacaksınız.

Devlet, süt analiz sonuçlarına çok yakında bir çözüm getirecek. Eğer sonuçlar size doğru gelmiyorsa, fabrika elindeki şahit numuneyi akredide bir laboratuvara yollayarak teyit ettirmek zorunda bırakılacak. Biz Bursa Damızlık birliği olarak tüm sonuçları sanayiciden istiyoruz ve günlük takibini yapıyoruz. Yollamayanlara önce ihtar sonra hukuğu devreye sokacağız.

Çok önemli bir konu da kanun ile belirlenmiş olan ÖDEME süresi. Ticaret bakanlığının net bir şekilde ifade etti 30 gün sınırı var. Yani sütünüzün ödemesini 30 günden geç ödüyorlarsa derhal şikayet edin. En geç 1 aylık bir vade sınırı var. Sanayicilerin net bir argümanı vardı: “marketler paramızı geciktiriyor” diyorlardı. Toplantıda zincir maket temsilcileri net bir şekilde ifade ettiler. “Günü geçmeden tüm ödemeleri yapıyoruz” dediler. Bize anlatılan hikâye demek ki yalanmış.
Hiçbirimiz uzun vadeye evet demek zorunda değiliz. KANUN NET EN FAZLA 1 AY!

DOMATES, KARPUZ, BİBER, PATATES, FISTIK, PATLICANK vb. üreticilerine yönelik:

Tip sözleşme diye bir sözleşme var. Bakanlık bunları hazırlamış ve websitesinde var. Süt üreticisi olarak biz bu sözleşmeleri kullanıyoruz ve çok faydasını gördük!
Ekim öncesi tüm üreticiler bu sözleşmeleri müşterisi ile beraber yapması çok önemli. Sözleşmeniz olmadan üretirseniz kimse sizin hakkınızı kanunen arayamaz. Sözleşmesi olanın malı yerde kalmayacak. Tarım bakanlığı ve Ticaret bakanlığı bu konuda ilk defa planlı üretim kapsamında sözleşmelere taraf. Yani bu sözleşmenin hakemi tarım bakanlığı. Eskiden olduğu gibi “sözleşmen var ama kim takar” dönemi geçti.
Sözleşmesiz ekilişler piyasaların ahlakını bozuyor. Şu sıra 2,3 TL/kg salçalık domates serbest fiyatı. Sözleşmeli 3,7 TL. bu durumda fabrikalar sözleşmesi olan üreticilerin malını almak yerine açıktan almayı tercih ediyor ve dengeleri bozuyor. Sözleşmesi olmasına rağmen malını satamayan üreticiler, ilçe tarım müdürlüklerine gidip durumu bildirsin. Bakanlık takipçisi olacak!
Bugün salça üreticileri Ankaraya çağırıldı. Aynen sütte olduğu gibi bakanlık üreticisine sahip çıkıyor!

Lafı daha fazla uzatmadan son olarak sizlere şunu yazmak istiyorum. Biliyorum alıştınız ekranlardan haykırmama; ama hiçbir mecburiyetim olmamasına rağmen Ankaradayım. İşimi gücümü bıraktım ve üreticinin haklarını savunmak için buradayım ve tüm kapılar açık. Ekranlardan bağırıp çağırma dönemini çok şükür arkada bıraktık gibi duruyor. Şimdi eylem zamanı. Yanlışları teker teker düzeltmesi için problemleri gündeme getiriyoruz ve sorunlar çözülüyor. Daha çözülecek çok sıkıntılarımız var. Bunlar 1 günde çözülemez ama teker teker problemler ele alınıyor. Bu hem üreticinin, hem tüketicinin hem ülkemizin hayırına.

Sevgi ve saygılarımla

Sencer Solakoğlu

Address

Ankara

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Tarım Gazetesi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Tarım Gazetesi:

Videos

Share

Our story

Tarıma dair her bilgiyi takipçilerimize doğru ,tarafsız bir şekilde duyurmak,tarım ve ziraatin her dalını takip etmek, analiz yapmak ve yaymak temel ilkemizdir....


Other Ankara media companies

Show All