İktibas Dergi

İktibas Dergi "FİKİR VERİR" İktibas Dergisi

1 Ocak 1981'de yayın hayatına başlayan bir dergidir. Derginin kurucusu, Ercümend Özkan'dır. Ercümend Özkan kimdir? gönderildi. yaptı.

"Fikir verir" mottosu ile yayın hayatına devam eden dergide siyasî ve güncel konularla ilgili yorum ve kavram çalışmaları ile çeşitli yazarların değerlendirmelerine yer verilmektedir. Dergiye ismini veren alıntılar ise İslam ve müslümanlarla ilgili yaşanan gelişmelere ilişkin, okuyucuda bir perspektif kazandırmayı amaçlamaktadır. Derginin ismi, kurucusu olan Ercümend Özkan ile özdeşleşmiştir. Yayı

n hayatına bir alıntı dergisi şeklinde başlamış ve zamanla, başta Ercümend Özkan'ın kaleme aldığı yorum, kavram ve mektuplara cevaplar köşeleri ile fikir dergisi hüviyeti ağırlık kazanmıştır. Ercümend Özkan'ın İslam'ı doğru anlama ve anlatma çabası, Kur'an ve Sünnet bütünlüğü ile İslam'ın siyasi yönü vurgusu önemlidir. Ercümend Özkan'ın dergideki yazılarından hazırlanan ve sağlığında yayınlanan "İnanmak ve Yaşamak" ile "Tasavvuf ve İslam" kitapları, vefatından sonra yayınlanan "Laiklik, Demokrasi ve İslam" kitabı fikirlerinin sağlıklı anlaşılması açısından oldukça yararlıdır.

1995 yılında Ercümend Özkan'ın vefatından sonra dergi aynı fikri zeminde yayınına devam etmiştir. Derginin bakış açısını yansıtan yorum ve kavram yazıları Yayın Kurulu tarafından hazırlanarak, Ercümend Özkan döneminde olduğu gibi İktibas imzası ile sunulmaya devam etmektedir. Türkiye'de İslamcı dergiler arasında, şu an 41 yıl ile, tabiri caizse en kıdemlisi olan İktibas Dergisi, İslam'ın bir yaşam tarzı olduğunu ve toplumsal ve siyasal hayatı düzenleyen bir ilkeler bütünü olduğunu dile getirmektedir. Kısa Hayat Hikayesi

Çocukluk ve gençlik çağlarında mukaddesatçı-muhafazakar bir çevrede büyüyen Özkan, hep dini hassasiyet sahibi biri oldu. Gençlik döneminde milliyetçi çevrelere ilgi duymasına rağmen, 22 yaşında Hizbuttahrir ile tanıştıktan sonra köklü bir zihinsel dönüşüm yaşadı ve tipik manada bir ‘İslamcı’ oldu. Meraklı, acar bir karaktere sahip olduğu için, milliyetçi çevreler arasında iken de Hizbuttahrir’e katıldıktan sonra da kısa sürede diğerleri arasında tebarüz etti. Nitekim Hizbuttahrir’in Türkiye kolunda 3 yıl sonra liderlik pozisyonuna yükseldi ve örgütten ayrılacağı 1967 yılına kadar (4 yıl) bu liderliği sürdürdü. Özkan, bu süre zarfında, Ürdün kökenli örgüt adına Türkiye’de ses getirici bir propaganda faaliyeti yürüttü ve bu çalışma oldukça da etkili oldu. Hazırlanan bildiriler, sıkı bir disiplin altında, posta vs. yoluyla dönemin önemli kişilerine, milletvekillerine, bakanlara vs. Bildirilerde altı çizilen husus, Hilafet’in yeniden tesis edileceğiydi. Bu çalışma öylesine ses getirdi ki, ulusal medyada bile Hilafet’in geri geleceği yönünde bir korku havası oluştu. Bu durum, güvenlik güçlerini harekete geçirdi ve Özkan ‘kaçak’ konumuna düştü. Yaklaşık 1 yıllık bir takibin ardından Özkan, yakalandı; mahkum oldu ve 5 yıl hapse, ömür boyu kamu hizmetlerinden men cezasına çarptırıldı. Cezaevinde iken, daha önce örgütte gördüğü düşünsel ve stratejik yanlışlıkları yeniden değerlendirme fırsatını buldu ve yine aynı yıl (1967) örgütten “dokuz talakla boşanarak” ayrıldı. Ayrılık gerekçesi temel kaynaklara (özellikle de Sünnet’e) yaklaşım farklılığı ve yapılan stratejik hatalardı (örneğin, Hilafet devletinin merkezi olarak Türkiye gibi büyük bir ülke değil de Ürdün’ün seçilmesi, vb). Hizbuttahrir ile bağlarını koparan Özkan, boş durmadı ve hapiste geri kalan yıllarını yeni bir oluşumun hazırlıklarını yaparak geçirdi. 1971 yılında tahliye olduktan sonra illegal ‘İslam Partisi’ni kurdu ve tüzüğünü hazırladı. Dönemin önde gelen kimi isimleri de (milletvekilleri, bakanlar, vs.) dahil olmak üzere davetini herkese götürdü. Fakat genellikle olumsuz cevaplar aldı.

Örgütlenme yoluyla davet çalışmalarının tıkandığını gören Özkan, 1980 İhtilali’nin doğurduğu havanın da etkisiyle bu kez farklı bir çalışma tarzına yöneldi ve ihtilalden 4 ay sonra İktibas’ı çıkarmaya başladı. İhtilalin “zemheri soğuğunda” yayın faaliyetini sürdüren İktibas, yapmış olduğu cesur yayınlarla kısa sürede Müslüman kamuoyunun dikkatini çekti ve tirajı 10.000’leri geçti. Bir süre sonra derginin dağıtımında engellerle karşılaşan Özkan, emniyetten bir görevlinin yaptığı gayri resmi bir izahatla, “tirajı 10.000’i geçen ‘sakıncalı’ yayınların dağıtımının bir şekilde engellendiğini” öğrendi. Özkan bu tür engelleme faaliyetlerine rağmen yayın faaliyetini sürdürdü; ancak bu kez de yayınlanan bir yazı nedeniyle dergi toplatıldı; Özkan sorumlu yazı işleri müdürü olarak ceza aldı ve birkaç ay hapis yattı. Benzer baskılar gelenekçi çevrelerden de geldi; tavizsiz yayınını sürdüren dergiye, bu kez bu çevreler, ya toptan satın alıp imha ederek ya da aleyhte propaganda yaparak (‘mezhepsiz’, ‘ajan’ veya “genelev işletiyor” vs. diyerek) engel olmaya çalıştılar. Özellikle de mezheplerin din yerine konulmasına yönelik eleştirilerinden ve tasavvufun ‘ayrı bir din’ olduğunu ilan etmesinden sonra, bu çevrelerin baskısı daha da arttı. (Bu baskı derginin bürosuna bomba konulmasına kadar vardı. Güvenlik güçlerinin zamanında müdahalesi ile bomba patlamadan etkisiz hale getirildi). Ancak Özkan bu süre zarfında da (1987 yılında geçirdiği kalp krizinden sonra devam eden felçlilik hali yüzünden 2 yıl dergiyi çıkaramamasına rağmen) yılmadan çalışmalarına devam etti. Turgut Özal’ın sınıf ve din temeline dayalı partisel oluşumları yasaklayan 141, 142 ve 163. maddeleri Ceza Yasası’ndan kaldırmasından sonra oluşan yeni vasatta bir ‘Şeriatçı’ partinin kurulabileceği yönünde ortaya çıkan siyasal havadan İslami Hareket’in lehine yararlanmak için, bu kez, ‘İslami Parti’ adında yeni bir siyasal oluşumun hazırlıklarına başladı. Ülkedeki farklı İslamcı çevrelerle görüşüp, onların desteğini arayan Özkan, umduğunu bulamadı ve bir süre sonra bu girişimi rafa kaldırdı. Fakat ülkedeki siyasi havanın görece rahatladığını düşündüğü için, bu kez yeni bir fırsat olarak ulusal bir özel TV kanalı (BHA TV) kurmak için kolları sıvadı. Televizyonun deneme yayını yapabilecek seviyeye gelmesini sağladı ama sürekli yayın için gerekli ekibi kuramadığı için, bu girişimi de akamete uğradı.

Özkan, bütün bu çalışmaları sırasında Anadolu’yu karış karış gezerek, tanıştığı kesimlere inandığı doğruları götürmek için, konferanslar verdi, panellere katıldı, özel görüşmeler vs. Yine bu tür bir faaliyet için bulunduğu Adana’da 23 Ocak 1995’te Hakk’ın rahmetine kavuştu.

Address

Cumhuriyet Mahallesi Tuna Caddesi 14/3 Kızılay
Ankara

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when İktibas Dergi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to İktibas Dergi:

Share

Category

Nearby media companies


Other Magazines in Ankara

Show All