Mustafa Kemal'in İzindeyiz Biz

Mustafa Kemal'in İzindeyiz Biz Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Mustafa Kemal'in İzindeyiz Biz, News & Media Website, Yücetepe Mahallesi Ata Sokak No:31, Ankara.

Türkiyeli Değil, TÜRKÜM
Türkiye Laiktir Laik Kalacak 🇹🇷
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ♥️

Bu sayfa sadece Atatürk dostalarına aydınlık yarınlara inananların bilgi alışverişi içindir

Karacaoğlan Kimdir?Karacaoğlan 17. Yüzyılda Osmaniye ili Düziçi ilçemizin farsak köyünde dünyaya geldi.Günümüze ulaşan 5...
18/12/2024

Karacaoğlan Kimdir?
Karacaoğlan 17. Yüzyılda Osmaniye ili Düziçi ilçemizin farsak köyünde dünyaya geldi.
Günümüze ulaşan 500’e yakın eseri bulunan karacaoğlan şiirlerinde aşk,doğa,ayrılık, gurbet, sıla özlemi ve ölüm konularını işlemiştir.
Duygularını, yaşadıklarını; içten, gerçekçi ve özgün bir dille anlatan Karacaoğlan, Türk aşık edebiyatına yepyeni bir söyleyiş biçimi getirmiştir.
Doğa benzetmelerini çokça işleyen Karacaoğlan.
Çok yalın ve temiz bir Türkçe kullanmıştır. Kendisinden sonra gelen birçok ozanı da etkileyen Karacaoğlan, yaşadığı çağda yetişmiş başka saz şairlerinin tersine, dil ve ölçü bakımından Divan Edebiyatı'nın etkisinden uzak kalmıştır.
Anadolu insanının o çağdaki günlük konuşma diliyle Türkçe yazmıştır.
Kullandığı *pça ve Farsça sözcüklerin sayısı azdır.
Yöresel sözcükleri ise yoğun bir biçimde kullanmıştır.
Deyimleri ve benzetmeleriyle halk şiirinde kendine özgü bir şiir tarzı kurmuştur.
Bu da onun şiirlerine ayrı bir hava katmıştır. Karacaoğlan, halk şiirinin geleneksel yarım uyak ve zaman zaman da redifi kullanmıştır.
Hece ölçüsünün 11'li (6+5) ve 8'li (4+4) kalıplarıyla yazmıştır.
Bazı şiirlerinde ölçü uygunluğunu sağlamak için hece düşmelerine de yer verdiği görülür.
Dünya literatüründe önemli bir yer edinmiş olan Karacaoğlan'ın Şiirleri; başta İngilizce, Fransızca, Almanca ve Rusça olmak üzere çeşitli dillere çevrilmiş olup, Almanya ve Azerbaycan’da doktora tezlerine konu olmuştur.
Türk dünyasında önemli yere sahip olan Karacaoğlan Şiirleri türkü olarak çağrıldığı gibi çeşitli makamlarda şarkı olarak da bestelenmiştir.
• Şu Yalan Dünyaya Geldim Geleli.
• Var Git Ölüm
• Yürü bire Yalan Dünya
• Bir Ayrılık Bir Yoksulluk Bir Ölüm
• Elif
• Can Vermeye Dermanım Mı Var
Gibi 500’e yakın eseri günümüze kadar ulaşmıştır.

Aklı başında bir tane tarikat  vardi. Onu da kapatıp bu güzelim kedileri sokaklara saldılar😅😅😅 Ne yer ne içer bu   acaba...
18/12/2024

Aklı başında bir tane tarikat vardi. Onu da kapatıp bu güzelim kedileri sokaklara saldılar😅😅😅 Ne yer ne içer bu acaba sığınacak sıcak bir yer bulabildilermi hiç düşündünüzmü!!!!!!!!!!

Ekonomideki sıkıntılar 💩 trolleride derinden sarstı konuyla ilgili konuşan bazı 🏴‍☠️   yaptıkları açıklamada geçinemedik...
18/12/2024

Ekonomideki sıkıntılar 💩 trolleride derinden sarstı konuyla ilgili konuşan bazı 🏴‍☠️ yaptıkları açıklamada geçinemediklerini ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını ve iş bırakma eylemi yapmayı greve gitmeyi gerekirse Ankara'ya yaya olarak gideceklerini beyan ettiler🙈

17 - 25 Aralık Kutsal Ayakkabı Kutusu Bayramımız Kutlu Olsun
17/12/2024

17 - 25 Aralık Kutsal Ayakkabı Kutusu Bayramımız Kutlu Olsun

17/12/2024

Bankamatikçi trollerin uyuma seansı

ÇALIYOR AMA ÇALIŞIYOR zihniyetinin kademeli gelişimi MAN adası bilimadamları tarafından incelenmiş:))))))))))))))))))))H...
17/12/2024

ÇALIYOR AMA ÇALIŞIYOR zihniyetinin kademeli gelişimi MAN adası bilimadamları tarafından incelenmiş:))))))))))))))))))))

Homo habilis ("becerikli insan"), yaklaşık 2.3 ila 1.65 milyon yıl önce Doğu ve Güney Afrika'nın Erken Pleistosen'inden soyu tükenmiş bir arkaik insan türüdür. 1964'te türün tanımlaması üzerine, H. habilis oldukça tartışmalıydı ve birçok araştırmacı, o zamanlar bilinen diğer tek erken hominin olan Australopithecus africanus ile sinonim (eşdeğer) olmasını önerdi; ancak H. habilis, zaman geçtikçe ve ilişkili daha çok keşif yapıldıkça daha çok kabul gördü. 1980'lere gelindiğinde, H. habilis'in bir insan atası olduğu ve doğrudan modern insanlara yol açan Homo erectus'a evrimleştiği öne sürüldü. Bu bakış açısı şimdi tartışılıyor. Güvensiz tür tanımlamasına sahip birkaç örnek H. habilis'e atanmış, bu da türün bölünmesi için argümanlara, yani yalnızca ilkinin geniş destek aldığı "H. rudolfensis" ve "H. gautengensis" adlı yeni türlerin önerilmesine neden olmuştur.
Kendisi ile çağdaş Homo türleri gibi, H. habilis'in beyin büyüklüğü genellikle 500–900 cm3 arasında değişiyordu.[2] H. habilis'in vücut oranları, yalnızca oldukça parçalı iki iskeletten bilinmektedir ve büyük ölçüde daha önceki australopitesinlere (iki ayaklı insansılar) benzer bir anatominin öngörülmesine dayanmaktadır. Bu nedenle H. habilis'in Australopithecus cinsine Australopithecus habilis olarak taşınması da önerilmiştir. Bununla birlikte, H. habilis'in verimsiz uzun mesafe yolculuk yetenekleri olan küçük yapılı bir insan olarak yorumlanmasına meydan okunmuştur. Varsayılan dişi örnek OH 62, geleneksel olarak australopitesinlere benzer oranlar varsayılarak 100–120 cm boyunda ve 20–37 kg ağırlığında olduğu şeklinde yorumlanır ancak modern insan benzeri oranlarda olduğu varsayıldığında, yaklaşık 148 cm ve 35 kg olacağı varsayılır. Bununla birlikte, H. habilis, en azından kısmen, australopitesinler için varsayıldığı gibi ağaçta yaşıyor olabilir. Göreceli erkek ve dişi boyutu kesin olarak bilinmemekle birlikte, erken homininler tipik olarak kalın kıllara ve dişilerden çok daha büyük erkeklerle, belirgin eşeysel dimorfizme sahip olarak yeniden yapılandırılmıştır.
H. habilis, Oldowan taş alet endüstrisini üretti ve esas olarak kasaplık aletlerini kullandı. Australopitesinler ile karşılaştırıldığında, erken Homo'nun genellikle yüksek miktarlarda et tükettiği ve özellikle H. habilis'in leşlerle beslendiği düşünülmektedir. Tipik olarak, erken homininler çok eşli toplumlarda yaşamış olarak yorumlanır ancak bu oldukça kurgusaldır. H. habilis toplumunun günümüz savana şempanzeleri ve babunlarınkine benzer olduğunu varsayarsak, grupların büyük kediler, sırtlanlar ve timsahlar gibi açık savan yırtıcılarına karşı savunmak için birden fazla erkekle birlikte 70-85 üyeli olabilir. H. habilis, H. rudolfensis, H. ergaster /H. erectus ve Paranthropus boisei ile aynı dönemde yaşamıştır.
çıkar

AH CEHALET..!1845 yılı... O zamanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olan günümüz Musul bölgesinde, ünlü İngiliz a...
17/12/2024

AH CEHALET..!
1845 yılı...
O zamanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olan günümüz Musul bölgesinde, ünlü İngiliz arkeolog Austen Henry Layard, hayatını adadığı antik Mezopotamya medeniyetleri üzerine sıkı bir araştırma ve kazı yapmaktaydı. Kavurucu sıcağın altında geçen haftalardan sonra, kadim Nemrut şehrinin kalıntılarına ulaşan Layard ve ekibi, burada Akat medeniyetinden kalma binlerce tarihi eser ve çivi yazısından oluşan tabletler keşfettiler..
Daha sonra kazıları gitgide Mezopotamya'nın güneyine doğru genişleten Layard, elini attığı her antik kent kalıntısında binlerce eser keşfetmeye başladı ve karşımıza günümüzde tarihin en gizemli ve en tartışmalı olan figürlerini çıkardı: meşhur ve ..
Keşfedilen onlarca rölyef, kabartma, mühür ve hiyeroglif Anunnakileri anlatıyordu. Bugün Anunnakileri çoğu kişi biliyor ve tanıyor; hani insanlığı kendi özleriyle tasarladıklarına inanılan, antik medeniyetlerin baş tanrılar dedikleri göksel varlıklar.. Ancak Anunnaki inancını insanlar sadece Sümerlere ait bir detay olarak görüyor. Oysa Sümer, Akat, Babil, Asur gibi büyük Mezopotamya medeniyetlerinin hepsi bu varlıklara kutsiyet atfetmiş ve tapınmışlardır.
Bu önemli figürlerin etrafında kurulmuş ve onlara adanmış antik şehirler, arkeologların ana hedefi olmuştur.. Layard ve onun gibi arkeoloji önderlerinin yaptığı çalışmalar sayesinde, günümüzde insanlığın geçmişine dair büyük bilgiler edindik ve tarihimizi baştan yazdık..
Osmanlı toprağı olan bu coğrafyada yapılan kazılar sonrasında bulunan pek çok eserin yurt dışına götürüldüğünü ve günümüzde British Müzesi'nde sergilendiğini biliyoruz.. Bu her ne kadar son derece acı bir olay olsa da, olma sebebi eserlerin kaçırılmasından daha da acı: Muhammed Paşa..
Layard döneminde bölgenin valisi olan Muhammed Paşa, bu eserlerin kazanılmasını, sergilenmesini, hatta varlıklarını dahi istemeyen bir kişi olarak karşımıza çıkıyor.. Muhammed Paşa, eskilerin putları olarak gördüğü bu eserlerin kazılıp çıkarılıp sergilenmesine karşı çıkan bir kişi olarak arkeologlara çeşitli baskılar yapmıştır. Bunun sonucu olarak da çıkarılan eserlerin pek çoğu, yok edilme ihtimaline karşı el altından illegal yollarla başta İngiltere olmak üzere toprağımızdan kaçırılmıştır..
Neresinden tutarsanız tutun, tam bir rezillik! Binlerce yıllık tarihi eserlere basit "put" muamelesi yapıp oraları kaderine terk eden Osmanlı'nın valisinin yaptığı tam bir rezalet ve cahilliktir..Bir imparatorluk sadece bir sebepten yıkılmaz arkadaşlar. Ne zaman ki bilimden, mantıktan ve liyakattan uzaklaşırsınız; özümüzden kopar, dini devlet işlerine karıştırır ve bağnaz olursanız, işte o zaman o ülkenin sonu gelmiş demektir.. Bugün bizim müzelerimizde olması gereken binlerce eser, Avrupa müzelerini süslüyor..
Ha, bizde kalsaydı sonları ne olurdu, o da apayrı bir tartışma konusu...
Tarih her nekadar kazılardan ve keşiflerden ibaret gibi görünse de,onu anlamlandırmak ve korumak, bir medeniyetin bilim ve kültüre verdiği değerle doğrudan ilişkilidir.. Bu yüzden sadece geçmişe değil, bugüne ve geleceğe de aynı şekilde bakarak ders çıkarmalıyız..

Hermes çanta mağazasının yeni dekoru :)))))))))))))
17/12/2024

Hermes çanta mağazasının yeni dekoru :)))))))))))))

Sandıktan korkan AKP, ayak oyunlarına devam ederek vatandaşa hizmeti engellemeye çalışıyor.Adana, Ankara, İstanbul, İzmi...
16/12/2024

Sandıktan korkan AKP, ayak oyunlarına devam ederek vatandaşa hizmeti engellemeye çalışıyor.
Adana, Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin Büyükşehir ve Şişli Belediyelerimizin hesaplarına bloke koymak, finansal kayyım atamak demektir. Bu tavrı milletimize şikayet ediyorum. Lanetliyorum.

Sarayın assolisti Bülent Ersoy, dün akşam katıldığı bir ödül töreninde giydiği yeşil kıyafetiyle sosyal medyada gündem o...
16/12/2024

Sarayın assolisti Bülent Ersoy, dün akşam katıldığı bir ödül töreninde giydiği yeşil kıyafetiyle sosyal medyada gündem oldu

🟢 Türk çiftçisine bir an önce "KENEVİR" ekme yetkisi verilmelidir. 🟢 Bir dönüm kenevir, bir dönüm ormandan %25 daha fazl...
16/12/2024

🟢 Türk çiftçisine bir an önce "KENEVİR" ekme yetkisi verilmelidir.
🟢 Bir dönüm kenevir, bir dönüm ormandan %25 daha fazla oksijen üretir ve yaklaşık olarak iki kat yüksek olan selüloz tedarikini garanti eder.
🟢 Bir dönüm kenevir 6 ay içinde büyürken, bir orman hasat edilmeden on yıllarca büyür.
Kenevir kağıdı yaparak her yıl milyonlarca hektarlık ormanı kurtarabiliriz.
🟢 Kenevir, tekstil üretiminde, inşaatta ve hatta biyoyakıt olarak bile kullanılabilir.! Kenevirden neler üretilebilir?
🟢 Kenevir ile ilgili yapılan Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarından öne çıkan bazı notları paylaşırsak ürünün “doğa dostu ve sürdürülebilir” bir bitki olduğu daha net anlaşılır. Kenevir, Mutabakat ve Paris İklim Anlaşması kriterlerine uygun bir ürün olarak kabul görüyor. Tekstil sektörünün sürdürülebilirlik skalasında kenevirden elde edilen elyaf ilk sırada yer alıyor. Ardından keten ve aralarında pamuğun da olduğu diğer ürünler geliyor. Kenevirin ekolojik ve ekonomik katkısı ise oldukça fazla. İşte bazı somut örnekler:
● Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar üretiyor.
● Bir dönümlük kenevirden, 4 dönüm ağaca eş kağıt üretilebiliyor.
● Kenevir tam 8 kez dönüştürülebilirken, ağaç 3 kez kağıda dönüştürebiliyor.
● Bir ortalama 15-20 yılda yetişirken, kenevir 4 ayda yetişiyor.
● Kenevir, gerçek bir temizleyicisi olarak biliniyor.
● Dünyanın her yerinde yetişebilen kenevir, pamuğun 8’de biri kadar su tüketiyor. Sapından 10 kat güçlü elyaf elde edilebiliyor. kenevir 2.5 kat daha fazla lif üretiyor.
● Kenevir, yabancı ve zararlı popülasyonu kendinden uzak tuttuğu için üretiminde kullanılmıyor. İkinci ürün olarak toprakların temizlenmesini, yenilenmesini sağlıyor.
● Kenevir tohumundan yağ, gıda ve kozmetik üretiliyor. Kenevir tohumunun protein ve -6-9 asitleri değeri çok yüksek.
● Tohum küspesinden hem insan hem de hayvan için ağırlıklı besin takviyesi elde ediliyor.
● , malzemesi ve kompozit üretiliyor.
● saplarının alındıktan sonra geriye kalan kısmına kıtık deniliyor. Kenevir kıtığından nefes alan hafif ve malzemeleri, doğada eriyebilen yerini alabilecek biyopolimer, kompozit dış ve izolasyon malzemeleri, havyan altlığı, kedi kumu ve mobilya sektörüne hammadde üretilebiliyor.
● ve yaprağından , bağışıklık sistemini güçlendiren ilaçlar ve ürünler üretiliyor.
● Tek kullanımlık ürünlerin tamamı, kenevirden üretilebiliyor.
● Bir arabanın gövdesinin olarak kenevirden yapılması halinde dayanıklılığının çelikten 10 kat fazla olacağı ve daha hafif olacağı belirtiliyor.!
✒️Tarım Günlüğü

Bu Noel baba Antalya'nın Demre (eski adı Myra) ilçesinde 4. yüzyılda yaşamış bir Hristiyan azizi olan Piskopos Nikola'ya...
16/12/2024

Bu Noel baba Antalya'nın Demre (eski adı Myra) ilçesinde 4. yüzyılda yaşamış bir Hristiyan azizi olan Piskopos Nikola'ya dayanır ve din adamıdır. Dini sevdirmek için çocuklara kendi parası ile hediyeler alıp dağıtır. Bizimkiler sevmez bizimkiler makam arabası beğenmeyen porsiyon küçültün diyen din adamlarına tapınır buda böyle bir hikaye işde :))))))))))))

16/12/2024

Paylaşımlara asılsız mesnetsiz resim atıp kaçan tüm trolleri sayfadan engelliyorum bilginize

16/12/2024
16/12/2024

Atatürk'ün Kimliği ile Uğraşan Cibiliyetsizler İzleyin
Atatürk'ün Soy Kütüğü. (Osmanlı Arşiv Belgeleriyle)

➡️Atatürk’ün babası Selanik’te Çayağzı Rüsûmat (Gümrük) memurluğundan emekli Ali Rıza Efendi.
➡️Onun babası Hacı Hafız Ahmet Efendi.
➡️Onun babası Mehmet Nurettin Efendi.
➡️Onun babası Halveti Şeyhi Ali Rıza Efendi.
➡️Onun babası meşayıhtan Selanik Mevlevihanesi Poştnişini Hacı Ahmet Efendi.
➡️Onun babası Selanik Mevlevihanesi Poştnişini Şeyh Hasan Efendi.

Address

Yücetepe Mahallesi Ata Sokak No:31
Ankara
06570

Website

https://www.dailymotion.com/mustafakemalinizindeyizbiz/videos, https:

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Mustafa Kemal'in İzindeyiz Biz posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Mustafa Kemal'in İzindeyiz Biz:

Videos

Share

Mustafa Kemal Atatürk

Atatürk'ün kesin doğum tarihi bilinmemektedir. Kendisi de bilmiyordu. Gregoryen takvimi 26 Aralık 1925'ten sonra Türkiye'de kullanılmaya başlanmıştır, doğum tarihi konusundaki karışıklık ise Osmanlı döneminde kullanılan iki takvimden doğmuştur. Bu dönemde kullanılan Hicri takvim ve Rumi takvimin ortak noktaları, Atatürk'ün kaydedilen doğum yılı olan 1296'nın yanında hicri veya rumi olduğunun belirtilmemesi, gregoryen takvimde ay ve yıla bağlı olarak 1880 veya 1881 yılından hangisine denk geldiğinin kesin olarak bulunmasını zor hale getirmiştir.[239] Faik Reşit Ünat araştırmaları sırasında Zübeyde Hanım'ın Selanik'teki komşularını ziyaret etmiş ve bu konuda sorular sormuştur. Aldığı cevaplar çelişmektedir, bazı komşular Atatürk'ün bir ilkbahar gününde doğduğunu söylerken bazı komşular ise kış günü (Ocak veya Şubat) olduğunu iddia etmişlerdir. Atatürk'ün kendisi, annesinin ona bir bahar gününde doğduğunu söylediğini, kız kardeşi Makbule Atadan ise annesinin ona Mustafa Kemal'in fırtınalı bir gecede doğduğunu söylediğini ifade etmişlerdir. Enver Behnan Şapolyo Zübeyde Hanım'ın 23 Kânunievvel 1296'da doğduğunu söylediğini belirterek Atatürk'ün 23 Aralık 1880'de doğduğunu öne sürmüş, Şevket Süreyya Aydemir ise bu tarihin 4 Ocak 1881 olduğunu iddia etmiştir. Şişli Atatürk Müzesi'nde gösterimde bulunan Atatürk'ün son nüfus cüzdanının üzerinde doğum tarihi kısmında 1881 görülebilir haldedir.[239] 1882 doğumlu olan Ali Fuat Cebesoy Şişli'deki evinde kendisinin "Rauf Bey'le ben senin ağabeyin sayılırız. Çünkü ikimiz de senden birer yaş büyüğüz." diye konuşmasını kaynak göstererek "1881 tevellütlü" olduğunu yazmıştır.[240]

Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı kabul edilen 19 Mayıs tarihinin Atatürk'ün doğum günü olarak kabulü tarihçi Reşit Saffet Atabinen'in bir jestinin sonucudur. Atabinen'in ulusun doğuşu üzerine yaptığı bir jest 19 Mayıs'ın önemini iyi şekilde yansıttığı için Atatürk'ün takdirini kazanmıştır. İzleyen günlerde bir öğretmenin, planladıkları “Gazi Günü” için Atatürk'ün doğum gününü sorması üzerine Atatürk tam tarihi bilmediğini söylemiş ve Gazi Günü için 19 Mayıs'ı önermiştir. Tevfik Rüştü Aras, Atatürk ile yaptıkları günler süren bir araştırmadan sonra doğum tarihi aralığını 10 Mayıs ve 20 Mayıs arasına daralttıklarını söyler. Atatürk bu araştırmadan sonra “Neden 19 Mayıs olmasın?” demiştir. Bu tarih resmî olarak halka ve diplomatik kanallarca diğer ülkelere bildirilmiştir. Ancak bu tarih ilginç bir durum yaratmıştır, 1881 yılının 19 Mayıs günü, Rumi takvimde 1297 yılına denk gelmektedir, ancak kaydedilmiş doğum tarihi Rumi 1296 yılıdır. Rumi 1296 yılı 13 Mart 1880 ile 12 Mart 1881 arasında sürmüştür, bu sebeple alternatif olarak Atatürk'ün doğum tarihi 19 Mayıs 1880 olabilir. Bu sebeplerle ne tarih ne de yıl genel kabul görmemiştir. Mustafa Kemal Derneği eski başkanı Muhtar Kumral 13 Mart 1958'deki bir basın konferansında Atatürk'ün doğum tarihini Atatürk'ün kız kardeşi Makbule Atadan'ın sözlerine dayanarak 13 Mart 1881 olarak belirlediklerini söylemiştir. Ancak Gregoryen 13 Mart 1881, Rumi 1 Mart 1297'ye denktir, Atatürk'ün doğum yılı ise 1296 olarak kayda geçmiştir, bu sebeple geçerlilik iddiası zan altındadır.[239]

Atatürk'ün Rumi 1296'da doğduğuna ilişkin kayıt bulunsa da, Atatürk'ün doğum gününü net olarak söyleyebilmek için gerekli miktarda kayıt bulunmamaktadır. Atatürk'ün doğum günü Gregoryen 1880 veya 1881'e denk geliyor olabilir. Atatürk'ün doğum günü, kendi onayıyla resmî olarak 19 Mayıs olarak belirlenmiştir. Bu gün Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı olması sebebiyle önem verdiği bir gündür.[239]

Nüfus cüzdanı


Other News & Media Websites in Ankara

Show All