Kadraj Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu'nun Resmi Facebook Hesabıdır. Avrupa Türkiyeli İşçiler Konf

17/11/2024

Yeni Kadın: 25 Kasım’da Sokaktayız!

BİZİ ŞİDDETE MAHKUM EDEN PATRİARKAYI DA, DEVLETİ DE
BAŞLARINA YIKACAĞIZ!

Kadın Mücadelesi Yaşatır! Werişe Muradi’nin İdamını Durduralım!Doğu Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) üyesi olan...
17/11/2024

Kadın Mücadelesi Yaşatır! Werişe Muradi’nin İdamını Durduralım!

Doğu Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) üyesi olan siyasi tutsak Weşire Müradi Tahran İslam Devrimi Mahkemesi tarafından 10 Kasım’da vatana ihanet suçlamasıyla “yargılanarak” idam cezasına çaptırıldı. Müradi, 1 Ağustos 2023’te Doğu Kürdistan’ın Sine Kentinde İran devlet güçleri tarafından tutuklanarak, Evin Hapishanesi’nde aylarca insanlık dışı uygulamalara maruz kaldı. Duruşmalarda kendini savunmasına bile izin verilmeyen Kürt aktivist Müradi, Evin hapishanesinden yazdığı mektuplarında kadın mücadelesinin öneminden bahsederek İran devletinin kadın düşmanı politikalarını teşhir ederek mücadelesini her alanda sürdürmekteki kararlığından bahsetti. İran devletinin tüm hukuksuz uygulamalarına karşı durarak başta İran’da yaşayan kadınlar olmak üzere dünya kadın örgütlerine seslenerek, bulunduğumuz her alanda mücadeleyi yükselterek İdam cezalarına mahkum olanların sesi olmaktan vazgeçmeyelim.

Dünyada en çok idam cezası uygulayan ülkelerden biri olan İran’da yüzlerce kişi idam cezası verildi ve verilmeye devam ediliyor. Son olarak Mahsa Amini eylemlerine katılan 6 kişiye de idam cezası verildi. Artan idam cezaları İnsan Hakları Savunucuları, Kadın Aktivistler ve Kürt direnişçileri başta olmak üzere İran devletine karşı muhalif olan ve mücadele yürüten tüm muhalefet güçlerine karşı uygulanmaktadır. İdamlar,ölümler, tutuklamalar kadınlar ve ezilen haklara yönelik haklı meşru mücadeleyi bastırma,sindirme ve yok etme politikasıdır.

Yüzyıllardır dünyanın her yerinde kadınlar erkek egemen sisteme karşı mücadele ediyor. İran başta olmak üzere Ortadoğuda yaşanan savaşlarda sistemsel olarak kadın mücadelesini, kadın kazanımlarını hedef alan erkek egemen sisteme karşı kadınlar ilmek ilmek ördüğü örgütlü mücadeleyi büyüterek devam ediyorlar.

İran devletinin baskıcı ve katliamcı politikalarına son vermesi, idam cezalarının durdurulması ve başta siyasi tutsak Weşire Müradi olmak üzere tüm politik tutsaklar bir an önce serbest bırakılmalıdır. Her geçen gün artarak devam eden idam cezası uygulamalarına karşın başta kadın örgütleri olmak üzere tüm muhalif ilerici demokratik kurumlar mücadele büyüterek, idamlara dur demeliyiz.

Avrupa Kadın Dayanışması

Kürt Kadın Hareketi, Sosyalist Kadınlar Birliği, Kadın Gözüyle, Avrupa Demokratik Kadın Hareketi, Xeta Sor, Yeni Kadın

Strasbourg’da Filistin ile DayanışmaSTRASBOURG|16.11.2024| Bir yılı aşan Siyonist İsrail saldırganlığı Strasbourg’da pro...
17/11/2024

Strasbourg’da Filistin ile Dayanışma

STRASBOURG|16.11.2024| Bir yılı aşan Siyonist İsrail saldırganlığı Strasbourg’da protesto edildi. Klebèr Meydanı’nda başlayan yürüyüşe ATİK üyeleri, “Emperyalizme ve Faşizme Karşı; Ayağa Kalk, Geleceğini Kazan” Fransızca pankartı ile katılım sağladılar.

YDG üyeleri de yürüyüşte yerlerini aldılar. Jeune Garde ( Genç Savunma), LJR (Devrimci Gençlik Ligi-Maoist) gibi çeşitli kurumlarda yürüyüşte yerlerini aldılar.

Yürüyüş boyunca, “İsrail Katil, Avrupa Suskun”, “Kahrolsun Siyonist İsrail Devleti”, “Gazze, Beyrut Sizinleyiz” vb sloganlar atıldı.

Ayrıca 40 yıllık tutsaklığın ardından serbest kalan Georges Abdullah için de bir bilgilendirme yapılarak, Abdellah’a destek mesajları verildi.

Almanya’da Hükümet KriziAlmanya’da 2021 yılında SPD, Yeşiller ve FDP ile kurulan üçlü koalisyon hükümetinde yaşanan ve h...
17/11/2024

Almanya’da Hükümet Krizi

Almanya’da 2021 yılında SPD, Yeşiller ve FDP ile kurulan üçlü koalisyon hükümetinde yaşanan ve hemen hemen her konuda krize dönüşen görüş ayrılıkları, maliye bakanı Lindner’in (FDP) görevden alınması ile hükümetin düşmesine yol açtı. Başbakan Scholz’un merkez “solcu” Sosyal Demokrat Partisi, “çevreci” Yeşiller ve liberal FDP’nin 2021’de koalisyon hükümeti kurmasından sonra, her parti kendi seçim vaatleri üzerine bütçe yapmayı planlamıştı. Sosyal bir yönetim anlayışı ve vaadiyle kazandıkları seçimi Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile birlikte, tüm vaatleri rafa kaldırarak bir savaş hükümetine dönüşmüşlerdi.

Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte, gıda ve enerji fiyatlarında büyük bir artış yaşandı. Savaşa ayrılan bütçeler ve ek vergiler sebebiyle halk daha fazla yoksullaştı. Sosyal haklar tırpanlanmaya, işten çıkarmalar artmaya, yeni işe alımlar durdurulmaya başlandı. Ayrıca 1,5 milyon Ukraynalı mülteciyi ülkeye almanın mali yükü altına girdi. Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’dan yana açık bir tavır belirleyen hükümet, fonlardaki yüz milyarlarca Euro’yu Ukrayna’ya aktardı. Bu savaş ekonomisinin ağır yükü halkın omuzlarına yüklendi. Almanya, üst üste iki yıldır ekonomik büyüme gerçekleştiremedi.

Scholz ve Yeşil ortakları, krize çarenin daha fazla kamu borcu alabilme olduğunu söylüyordu. Ancak serbest piyasacı FDP buna şiddetle karşı çıkıyordu. Lindner ise bunun yerine, sosyal yardım bütçesini keserek ve çevre hedeflerini öteleyerek fonlanacak vergi kesintileriyle ekonomiyi büyütmek istiyordu. Ama aynı zamanda varlık vergisine, sanayiciye ve işverenlere vergi indirimi istiyordu. Böylesiyle iki klik arasındaki kriz gittikçe artmaktaydı. Özellikle Almanya Araba sanayisinin ve hissedarların temsilcisi olan FDP savaş ve militarizme ayırdıkları bütçenin tüm yükünü halka kesmek istiyordu.

Maliye Bakanı Christian Lindner ve Başbakan Olaf Scholz’un bir süredir anlaşamadığı biliniyordu. Görevden almaya gelene kadar birçok konuda bir çok kez anlaşmazlığa düşülmüş ancak bugüne kadar süregelmişti. Geçtiğimiz günlerde koalisyon ortaklarının son yaptığı toplantıda Scholz anayasa ile belirlenmiş olan borç frenleme maddesini askıya almasını ve kamu borçlanmasının önünü açmasının talebi karsısında, Lidner’den tekrar olumsuz cevap alması sonucunda Scholz, bir çok konuda ters düştüğü hükümet ortağı Maliye bakanı Lindner’i görevden aldı. Bu görevden alma sonucunda hükümet çoğunluğunu yitirdi. Yeşiller Partili Ekonomi Bakanı Robert Habeck, partisinin hükümette kalacağını ve bakanlarının görevlerine devam edeceğini söyledi.

Hükümeti azınlık hükümeti durumuna düşüren bu görevden almanın zamanlaması, ABD secim sonuçlarının hemen ardından yapılması bir tesadüf olarak görülmemeli.

ABD seçimlerinde Almanya, Demokratların adayı Harris‘i desteklemişti. Seçimi Trump‘ın kazanmasıyla ilişkilerin bozulacağını öngören Almanya, seçim sonuçlarının hemen ardından bütçe planlamasında yeni bir borçlanmaya karşı çıkan maliye bakanını görevden alarak Trump ve yönetimi ile aralarını düzeltmeye hazır olduklarına dair bir mesaj vermek istediği de söylenebilir. Zira bütçede yeni borçlanma kısıtlaması, ABD‘nin de baskısıyla Ukrayna savaşına büyük destek sağlayan Almanya’nın savaşa desteğini zora sokacaktı. Harris’i desteklemiş olan Almanya, Trump‘ın seçilmesiyle birlikte ilişkilerin bozulacağı endişesiyle seçim akşamı maliye bakanını görevden alması, ABD‘ye dolayısıyla Trump’a “(seninle) sizinle işbirliği içinde olacağız ve Ukrayna savaşına desteğimizi sürdüreceğiz” mesajı olarak da görülebilir. Ayrıca Ortadoğu’daki emperyalist güç dengeleri açısından, Almanya’nın daha rekabetçi ve radikal bir ekonomi politkasına ihtiyaç duymasına yol açmıştır. Ortadoğu’daki pazar alanlarını ABD’ye kaptırmamak için yeni hamlelere ihtiyaç duyulmakta. Almanya hükümeti açısında bu anlamıyla Harris, daha ılımlı bir isim olarak önce çıkmıştı.

Scholz, parlamentoda 15 Ocak’ta bir güven oylaması yapılacağını duyurdu. Milletvekilleri hükümeti düşürürse, ülke planlandığı gibi Eylül 2025’te değil, büyük olasılıkla Mart 2025’te erken seçime gidebilir. Cumhurbaşkanı Steienmeier erken secim açıklamaya hazır olsa da, yasa gereği önce güvenoyu için parlamentoya sorulması gerekiyor, güvenoyu alamazsa (ki öyle görünüyor) en geç erken secim ilan edilen günden itibaren 81 gün içerisinde seçim yapılmak zorunda.

Üçlü koalisyon uzun zamandır halkın desteğini kaybetmişti. Bugün Lidner’in görevden alınmasıyla büyük bir sevinç yaşansa da, yeni bir seçimde de bundan daha iyi bir yönetim çıkmayacağının farkında mi bilinmez? Küresel dinamikler açısından baktığımızda, emperyalist-kapitalist sitem içerisinde ülke yönetimleri bağımsız bir yönetim anlayışını benimsemesi ve uygulaması söz konusu değildir. Gelişen rekabet, yeni pazar arayışları, harici dinamiklerin etkisi dışında politikalar geliştirmesi mümkün değildir. Dolayısıyla halk için, seçilecek yeni hükümetin de çok anlam ifade etmeyeceği aşikârdır.

Anketlerde Hristiyan Demokratlar önde görünürken, ırkçı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) ikinci sırada görünüyor. Irkçı parti, faşist AfD’nin ve sağın giderek güçlenmesi, Alman tekelci sermayesinin mevcut savaş konsepti planına uygun olarak ilerliyor. Önceki seçimlerde, AfD eş başkanı Weidel’in ilk defa “Federal seçimlerde başbakan adayı çıkarabiliriz” demesi gidişatın bu noktaya geleceğini gösteriyordu.

Önümüzdeki dönem göçmen karşıtlığı siyasetinin körüklenerek artacağı söylenebilir. Oy potansiyelini göçmen düşmanlığı üzerine kuran ırkçı ve sağ partiler her krizde faturayı göçmenlere kesiyor. Bu, kendilerine, toplumun bir bölümü içerisinde karşılık bulunca, gelecek dönem secimler için oldukça iyi bir zemin hazırladı. Faşist AfD’nin bu söylemlerinin toplumda karşılık bulması, merkez partilerinin de oylarını arttırabilmesi için AfD’den rol çalarak, söylem ve politikalarını şoven bir noktaya çektiğini söyleyebiliriz.

Önümüzdeki süreci nasıl karşılamalıyız?

Önümüzdeki dönemin başta işçi sınıfı olmak üzere, zor geçeceğini soyluyorduk. Dünya genelinde devam eden bölgesel savaşlar, yeni bir emperyalist paylaşım savaşına dönüşebilir. Emperyalist- kapitalist sistemler politikalarını militaristleştirmeye başladığında, bütçelerini buna göre ayarladığında, yasalarını buna göre şekillendirdiğinde savaş yakındır demektir. Genel olarak işçi ve emekçiler açısından ve özelinde biz göçmenler ve mülteciler açısından daha zorlu bir süreç bekliyor. Almanya bugünden itibaren seçim sürecine girmiştir. Irkçı, faşist partilerin daha saldırgan ve radikal bir sürece girdiğimizi söyleyebiliriz. Alman devletinin savaş politikalarını sahiplenecek ve savaş koşullarına uygun bir kitleye ihtiyaç duymaktadır. Yani ‘savaşa hazır’ bir toplum isteniyor. Bunu ancak milliyetçi, ırkçı, şoven bir kitleyle başarabilir. Ve yine biz göçmenler hedef gösterilerek, iktidar olma siyaseti Almanya gündemini oluşturacaktır.

Biz göçmenler açısından bu zorlu süreci ancak ve ancak örgütlü gücümüzle karşılayabiliriz. Bugün Almanya’daki mevcut siyasi partilerin, göçmenler ve mültecilerin demokratik talepleri doğrultusundaki politikaları yoktur! Dolayısıyla Almanya siyasetinde ve krizin baş sorumluluğunda olan biz göçmenlerin ve mültecilerin kendi hak ve özgürlüklerini demokratik talepler mücadelesine taşıyacak göçmenlerin ortak örgütlenmesine ihtiyaç gün ve gün kendini daha da hissettirmektedir. Önümüzdeki süreçte buna ilişkin daha somut adımların atılması ve tartışmaların yürütülmesi önemlidir. Bu eksende en geniş bir şekilde anti-faşist ve anti-emperyalist birliklerin oluşumu ve başta göçmenler olmak üzere, işçi ve emekçilerle birleşmenin ve daha ısrarlı bir çabanın içerisinde olmamız gerekiyor. Çatı örgütümüz ATİK’in “Emperyalize Ve Faşizme Karşı Ayağa Kalk Geleceği Kazan!” kampanyası bu açıdan büyük bir fırsattır. Geleceğimizi kazanmak ve kara bulutların ardından güneşi karşılamak istiyorsak, örgütlenmekten başka bir çaremiz yoktur!

ATİF – Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu

25 Kasım Öncesi Duisburg’da Yeni Kadın Stand AçtıDUİSBURG|16.12.2024| 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası...
17/11/2024

25 Kasım Öncesi Duisburg’da Yeni Kadın Stand Açtı

DUİSBURG|16.12.2024| 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken, kadın örgütlerinin çalışmaları da hız kazanmakta. 25 Kasım çalışmalarından biri de bugün Almanya’nın Duisburg şehrinde gerçekleşti. Duisburg’un Hamborn semtinde bulunan pazar yerinde açılan stand ile birlikte kadınlara 25 Kasım’da eyleme katılım çağrısı yapıldı.

Özellikle Türkiye ve Kürdistanlı göçmenlerin yaşadığı semtte yoğun bildiri dağıtımı yapıldı. 2 saat süren stand çalışmasında ATİK, Yeni Kadın ve YDG’nin yürüttüğü, “ Emperyalizme ve Faşizme Karşı Ayağa Kalk, Geleceği Kazan“ kampanyasının bildileri de dağıtıldı.

Profesör GN Saibaba için Londra’da Anma Etkinliği DüzenlendiLONDRA|16.12.2024| Hindistan İşçi Dayanışması (UK) tarafında...
17/11/2024

Profesör GN Saibaba için Londra’da Anma Etkinliği Düzenlendi

LONDRA|16.12.2024| Hindistan İşçi Dayanışması (UK) tarafından düzenlenen etkinlikte 12 Ekim 2024’de yaşamını yitiren Hindistanlı Maoist devrimci, Profesör GN Saibaba’nın hayatı ve mücadelesi farklı konuşmacılar tarafından dile getirildi. Ailesi ve avukatının da konuşmacı olduğu etkinlikte Saibaba’nın yazdığı şiirler okundu.

Saibaba, yüzde 90 engelli olmasına rağmen Hindistan devleti tarafından tutuklanarak 10 yıl hapishanede tutulduktan sonra, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle geçtiğimiz Mart’ta serbest bırakılmıştı.

Etkinlikte birçok Hindistanlı kurumun mesajlarına yer verildi. Türkiyeli devrimci kurumlardan TKP-ML Enternasyonal Büro’nun gönderdiği mesaj okundu.

Kadın Mücadelesi Yaşatır! Werişe Muradi’nin İdamını Durduralım!Doğu Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) üyesi olan...
16/11/2024

Kadın Mücadelesi Yaşatır! Werişe Muradi’nin İdamını Durduralım!

Doğu Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) üyesi olan siyasi tutsak Weşire Müradi Tahran İslam Devrimi Mahkemesi tarafından 10 Kasım’da vatana ihanet suçlamasıyla “yargılanarak” idam cezasına çaptırıldı. Müradi, 1 Ağustos 2023’te Doğu Kürdistan’ın Sine Kentinde İran devlet güçleri tarafından tutuklanarak, Evin Hapishanesi’nde aylarca insanlık dışı uygulamalara maruz kaldı. Duruşmalarda kendini savunmasına bile izin verilmeyen Kürt aktivist Müradi, Evin hapishanesinden yazdığı mektuplarında kadın mücadelesinin öneminden bahsederek İran devletinin kadın düşmanı politikalarını teşhir ederek mücadelesini her alanda sürdürmekteki kararlığından bahsetti. İran devletinin tüm hukuksuz uygulamalarına karşı durarak başta İran’da yaşayan kadınlar olmak üzere dünya kadın örgütlerine seslenerek, bulunduğumuz her alanda mücadeleyi yükselterek İdam cezalarına mahkum olanların sesi olmaktan vazgeçmeyelim.

Dünyada en çok idam cezası uygulayan ülkelerden biri olan İran’da yüzlerce kişi idam cezası verildi ve verilmeye devam ediliyor. Son olarak Mahsa Amini eylemlerine katılan 6 kişiye de idam cezası verildi. Artan idam cezaları İnsan Hakları Savunucuları, Kadın Aktivistler ve Kürt direnişçileri başta olmak üzere İran devletine karşı muhalif olan ve mücadele yürüten tüm muhalefet güçlerine karşı uygulanmaktadır. İdamlar,ölümler, tutuklamalar kadınlar ve ezilen haklara yönelik haklı meşru mücadeleyi bastırma,sindirme ve yok etme politikasıdır.

Yüzyıllardır dünyanın her yerinde kadınlar erkek egemen sisteme karşı mücadele ediyor. İran başta olmak üzere Ortadoğuda yaşanan savaşlarda sistemsel olarak kadın mücadelesini, kadın kazanımlarını hedef alan erkek egemen sisteme karşı kadınlar ilmek ilmek ördüğü örgütlü mücadeleyi büyüterek devam ediyorlar.

İran devletinin baskıcı ve katliamcı politikalarına son vermesi, idam cezalarının durdurulması ve başta siyasi tutsak Weşire Müradi olmak üzere tüm politik tutsaklar bir an önce serbest bırakılmalıdır. Her geçen gün artarak devam eden idam cezası uygulamalarına karşın başta kadın örgütleri olmak üzere tüm muhalif ilerici demokratik kurumlar mücadele büyüterek, idamlara dur demeliyiz.

Avrupa Kadın Dayanışması

Kürt Kadın Hareketi, Sosyalist Kadınlar Birliği, Kadın Gözüyle, Avrupa Demokratik Kadın Hareketi, Xeta Sor, Yeni Yeni Demokrat Kadın

Fransa Mahkemesi Georges Abdallah’ı Serbest Bırakma Kararı AldıHABER MERKEZİ|15.11.2024|Fransa’da bir mahkeme, 40 yıldır...
16/11/2024

Fransa Mahkemesi Georges Abdallah’ı Serbest Bırakma Kararı Aldı

HABER MERKEZİ|15.11.2024|Fransa’da bir mahkeme, 40 yıldır tutsak olan FHKC üyesi Lübnanlı devrimci Georges Ibrahim Abdallah’ın “Fransa’yı terk etmesi” şartıyla 6 Aralık’ta serbest bırakılmasına karar verdi. Abdallah, 1984 yılında tutuklanmış ve 1987’de ABD askeri ataşesi Charles Ray ile İsrailli diplomat Yakov Barsimentov’un Paris’teki suikastlerinden dolayı ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı.

Fransız anti-terör savcıları, serbest bırakma kararına itiraz edeceklerini açıkladı: “Bugün alınan kararla mahkeme, Georges Ibrahim Abdallah’ın 6 Aralık’tan itibaren şartlı tahliyesine, Fransa topraklarını terk etmesi ve bir daha dönmemesi şartıyla onay verdi.”

Kendisini “Filistin halkının hakları için savaşan bir savaşçı” olarak tanımlayan 73 yaşındaki Abdallah, 1999’dan beri şartlı tahliye başvurusunda bulunma hakkına sahipti ancak önceki 10 başvurusu reddedildi. Avukatı Jean-Louis Chalanset, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu karar hem hukuki hem de siyasi bir zaferdir” dedi.

Abdallah’ın davası, Fransa’daki adalet sistemine yönelik eleştirileri de gündeme getirdi. Ünlü Fransız yazar Annie Ernaux, geçtiğimiz ay L’Humanité gazetesinde yayımlanan bir yazısında, Abdallah’ın tutukluluğunu “Fransa’nın yüz karası” olarak nitelendirmişti.

Abdallah’ın serbest bırakılmasına özellikle ABD hükümeti yıllardır karşı çıkarken, Lübnan makamları ise defalarca Abdallah’ın serbest bırakılması gerektiğini savundu.

Fransa İçişleri Bakanlığı, Abdallah’ın 2013’te şartlı tahliyesini onaylamış ancak dönemin İçişleri Bakanı Manuel Valls bu kararı uygulamayı reddetmişti. Bu seferki mahkeme kararı, hükümetin onayına bağlı olmaksızın uygulanacak.

Georges Abdallah, 1970’lerde Marksist-Leninist Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne (FHKC) katılmış ve 1978’de İsrail’in Lübnan’ı işgali sırasında yaralanmıştı. Daha sonra Lübnan Silahlı Devrimci Fraksiyonları (LARF) adlı militan grubu kurarak, İtalya’daki Kızıl Tugaylar ve Almanya’daki Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) gibi sol örgütlerle bağlantılar geliştirdi.

14/11/2024
Tohum Kültür Merkezi’nden FAİK BULUT ile Söyleşi22.11.2024Saat 18:30Almanya Ulm
14/11/2024

Tohum Kültür Merkezi’nden

FAİK BULUT ile Söyleşi

22.11.2024
Saat 18:30
Almanya Ulm

YDG 32. Gençlik Kültür & Sanat Festivali Frankfurt’ta Coşkuyla Gerçekleştirildi!in Avrupa, Haberler, Manset 11 November ...
12/11/2024

YDG 32. Gençlik Kültür & Sanat Festivali Frankfurt’ta Coşkuyla Gerçekleştirildi!
in Avrupa, Haberler, Manset 11 November 2024

Avrupa’da Yeni Demokratik Gençlik (YDG) tarafından düzenlenen 32. Gençlik Kültür &Sanat Festivali, 9 Kasım Cumartesi günü Frankfurt’ta gerçekleştirildi. Bu yıl Yılmaz Güney‘e atfedilen festival, “Yılmaz Güney’in 40. ÖlümsüzlükYılında Sanatla Umudu, Direnişle Zaferi Yarat!” şiarıyla düzenlendi.

Festival, açılış konuşması ve saygı duruşuyla başladı. Konuşmada, dünya genelinde emperyalist devletlerin militarist politikaları ve silah satışlarının yarattığı yıkım eleştirilerek gençliğin bu süreçte sokakları yeniden kazanması gerektiği vurgulandı.

Açılışın ardından, geçmişten bugüne kadar gerçekleşen Kültür ve Sanat Festivalleri’nden görüntüler içeren sinevizyon gösterimi ilgiyle izlendi. Festivalde ilk olarak sahneyi Yetiş Yalnız Gençlik Korosu aldı. YDG’li gençlerin, Yetiş Yalnız anısına oluşturdukları koronun sunumu beğeni topladı. Koro sonrası Yeni Kadın adına bir konuşma gerçekleştirildi. Açıklamada, 30 yılı aşkın süredir YDG’nin böyle bir festivali örgütlemesinin çok önemli vedeğerli olduğu belirtildi. Emperyalist saldırganlığın arttığı bir dönemde, birlikte mücadelenin önemine vurgu yapan Yeni Kadın temsilcisi, başta genç kadınlar olmak üzere tüm gençleri YDG saflarında örgütlenmeye çağırdı.

Bu konuşmanın ardından Yeni Demokrat Gençlik‘in festivale gönderdiği video gelenlerle paylaşıldı. Daha sonra, Fransa’da enternasyonal kadınların oluşturduğu Enternasyonal Kadın Korosu sahne aldı. Enternasyonal Kadın Korosundan sonra ise Frankfurt KAGEF Derneği bünyesinde çalışmalarını sürdüren GovendaHêvîndar folklor grubu sahneye çıktı. Büyük beğeni toplayan folklor gösterisinden sonra, Çiğdem Mavi ve Araz Güler şiir ve müzik dinletisiyle izleyicilerden büyük alkış aldı.

Festivalde Nepal Devrimci Komünist Parti (RCPN) örgütlenmesi de bir mesaj gönderdi. Festivale davet edildikleri için mutluluk duyduklarını belirten mesajda, ortak mücadelevurgusu öne çıktı. Okunan mesajın ardından Filistin temsilcisi bir konuşma yaptı. Konuşmada, festival boyunca ve öncesinde gerçekleşen yürüyüşte sıkça atılan “Palästina, Kurdistan İntifada, Serhildan!” sloganına vurgu yapılarak, ezilen ulusların birliktemücadelesinin öneminin altı çizildi. Filistin temsilcisi, kültür ve sanatın mücadeleler için çokönemli olduğunu, Filistin halkının mücadelesinin de en önemli ayağının kültür ve sanatolduğunu belirtti. Konuşmasının sonunda, Filistinli örgütlere yönelik saldırılara karşı hepbirlikte mücadele etme çağrısı yaptı.

Yapılan konuşmaların ardından Alman rap müziğinin önemli muhalif isimlerinden S. Castro sahne aldı. S. Castro’nun performansı gençleri coşturdu. S.Castro’nun ardından sözü Yeni Demokratik Gençlik temsilcisi aldı. YDG tarafından yapılan açıklamada, festivalin öneminevurgu yapılarak kapitalist sistemin yoz kültürünün gençlik içinde uyuşturucu ve çeteleşmegibi sorunları beraberinde getirdiği belirtildi. Alternatif bir devrimci kültür ve sanatanlayışının gençlik arasında yayılması için mücadelenin ve örgütlenmenin önemine dikkatçekilen konuşmanın son bölümünde tüm gençliğe YDG saflarında örgütlenme çağrısı yapıldı.

YDG’nin açıklamasının ardından ATİK (Avrupa Türkiyeli İşçilerKonfederasyonu) temsilcisi söz aldı. Örgütlü ve birlikte mücadelenin önemine değinen temsilci, Avrupa’da artan ırkçılık ve faşizme karşı herkesin sorumluluk alması gerektiğini belirtti. ATİK Genel Konseyi adına yapılan açıklamada,“Emperyalizme ve faşizme karşı ayağa kalk, geleceği kazan” kampanyasının önemine dikkat çekilerek birlikte bir mücadele hattının örülmesi gerektiği vurgulandı.

Konuşmaların ardından sahneyi, Gençlik, Kültür ve Sanat Festivali için oluşturulup sonrasında çalışmalarını profesyonel olarak sürdüren Umuda Haykırış aldı. Umuda Haykırış, söyledikleri parçalarla salondaki coşkuyu doruğa çıkardı. Umuda Haykırış’ın ardından festivalde Nur Süer ve Menderes Samancılar‘ın Yılmaz Güney için gönderdikleri mesaj gösterildi. Sanatçılardan gelen mesajın ardından, programın son bölümünde Hozan Dîno festivale katılanlara güzel bir akşam yaşattı.

Festivale ayrıca Kommunistischer Aufbau, Young Struggle, Jeune Garde, Rebell gibi antifaşist ve gençlik örgütleri hem katılım sağladı hem de konuşmalar yaparak festivali selamladılar.

Hozan Dîno’nun ardından her yıl verilen Yetiş Yalnız Özel Ödülü, bu yıl Filistinli aktivistlere takdim edildi. Festivalin sonunda davul ve zurna eşliğinde omuz omuza halaya duran gençler, umudu büyütmek için hep bir ağızdan “Jin, jiyan, azadi!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Birlik, mücadele, zafer! Yaşasın ATİK, YDG, Yeni Kadın!” sloganlarını haykırdılar.

Adresse

Frankfurt

Webseite

Benachrichtigungen

Lassen Sie sich von uns eine E-Mail senden und seien Sie der erste der Neuigkeiten und Aktionen von Kadraj erfährt. Ihre E-Mail-Adresse wird nicht für andere Zwecke verwendet und Sie können sich jederzeit abmelden.

Service Kontaktieren

Nachricht an Kadraj senden:

Videos

Teilen

Medienfirmen in der Nähe