Video 365

Video 365 Her türden En güncel videolar ile sayfamız hizmetinizde

Aristo’nun, “Gülmek insanın özüdür”;Moliere’in, “İnsan, güldüğü kadar insandır”;Scott Adams’ın, “Gülümseyiş, insanların ...
04/02/2025

Aristo’nun, “Gülmek insanın özüdür”;

Moliere’in, “İnsan, güldüğü kadar insandır”;

Scott Adams’ın, “Gülümseyiş, insanların aklını karıştırır”;

Bertolt Brecht’in, “Mizahın olmadığı bir ülkede yaşamak kötüdür. Fakat çok daha kötü olan, mizahsız yaşayamayacağın bir ülkede yaşamaktır”;

Aziz Nesin’in, “Gülümsemek; adaleti bozuk düzene, sessiz bir küfürdür… Gülümseyin!”;

F. Nietzsche’nin, “İnsan o kadar acı çekti ki, gülmeyi yaratmak zorunda kaldı”;

Aleksandr Puşkin’in, “Yüksek nitelikli komedya yalnız gülmeye dayanmaz ve çoğu tragedyaya yaklaşır”;

Charlie Chaplin’in, “Felsefem özgürlüğe inanmaktır, silahım gülmektir, lisanım ise kalbimin sesidir,” uyarıları boşa değil elbette...

Unutmayın mizah bir insanlık ölçütüdür...

Keyifli huzurlu neşe ve sevgi güzel akşamlar diliyorum canla

Bir gün Sokrates bir adam tarafından saldırıya uğradı. Kaba ve medeniyetsiz bir adamdı, çirkin bir kavga diliyle bile to...
04/02/2025

Bir gün Sokrates bir adam tarafından saldırıya uğradı. Kaba ve medeniyetsiz bir adamdı, çirkin bir kavga diliyle bile tokatlıyordu . Bugün bile onun gibi çok var .. fikirlerini nasıl sunacaklarını bilmediklerinde agresif olurlar. Ama Sokrates nasıl tepki verdi? O hiçbir şey yapmadı! Bağırmadı, zorla cevap vermedi, hiçbir şey. Öğrencilerinden biri Sokrates'in davranışını sormuş, büyük filozof şöyle demiş: "Eşek tekme atsa, onu mahkemeye götürür müyüm?" "
Sokrates bize ne öğretiyor? Akıllı bir insan asla bir aptalın seviyesine inmemeli. Bazen sessizlik en zarif cevaptır. "Zerafet" kelimesinin Latince ışık anlamına gelen "elektro" kelimesinden gelmesi tesadüf değildir. Bu ne anlama geliyor? Demek ki zarif insan marka giysi giyen ya da pahalı eşyalara sahip olan değil, nasıl davranacağını, ne zaman konuşacağını, ne zaman susacağını bilendir.
ALINTI

İlk hangi bardak dolar…
04/02/2025

İlk hangi bardak dolar…

10 tane yanlış var. Bulabilirmisiniz…
03/02/2025

10 tane yanlış var. Bulabilirmisiniz…

Göz testinizi yapın? Resimde kaç Ördek var? Yorumlara yazın…
03/02/2025

Göz testinizi yapın? Resimde kaç Ördek var? Yorumlara yazın…

Ödüllü Fotoğraf;"Merhamet, kendisi de üşüdüğü halde ceketiyle kediyi saran bir çocuğun kalbindedir..."
27/01/2025

Ödüllü Fotoğraf;

"Merhamet, kendisi de üşüdüğü halde ceketiyle kediyi saran bir çocuğun kalbindedir..."

🤍🤍
25/01/2025

🤍🤍

Psikolojik Test, Resme Bakınca İlk Ne Gördün, Vereceğin Cevap, Bilinçaltında Yatan Gizli Benliğini Ortaya Çıkarıyor
24/01/2025

Psikolojik Test, Resme Bakınca İlk Ne Gördün, Vereceğin Cevap, Bilinçaltında Yatan Gizli Benliğini Ortaya Çıkarıyor

Geldiğin yeri unutursan, gideceğin yolda kaybolursun.Yilmaz Güney Saygıyla
23/01/2025

Geldiğin yeri unutursan, gideceğin yolda kaybolursun.
Yilmaz Güney
Saygıyla

Yeşilçam’ın yaşayan efsanesi İhsan Gedik, artık sokaklarda kitap satarak geçimini sağlıyor.
22/01/2025

Yeşilçam’ın yaşayan efsanesi İhsan Gedik, artık sokaklarda kitap satarak geçimini sağlıyor.

Bu ne güzellik böyle🥰
22/01/2025

Bu ne güzellik böyle🥰

Yaş kemale erince bir bakıyorsun ki,Eskisi kadar takmıyorsun bazı şeyleri.Mesela, eskisi kadar özlemiyorsun kimseyi.Ve k...
21/01/2025

Yaş kemale erince bir bakıyorsun ki,
Eskisi kadar takmıyorsun bazı şeyleri.

Mesela, eskisi kadar özlemiyorsun kimseyi.
Ve kendine ziyan etmiyorsun geceleri..
Çaya biraz daha fazla düşkün oluyorsun,
Ya da kahveyi biraz daha fazla içiyorsun...

Çünkü artık öğreniyorsun ki, kimse senin gibi ince düşünmüyor.
Kimse, kimse için ölmüyor...
Ya da ne bileyim işte,
Kimse gecenin bir yarısı tatlı uykularını senin için bölmüyor...

Yani kimse senin gibi üzülmüyor...
Unutma ki, hangi duyguyu besliyorsan, içinde sadece o büyüyor...
Hadi artık, lütfen hayatı biraz da kendin için yaşa...

Çünkü ne gidiyorsa, Ömründen gidiyor..
Ve kimse sana giden yıllarını geri vermiyor ...!

(Alıntı)

Ben yaptım çek diyen teyzem. Yapanın eline emeğine sağlık. Tandır ekmeği ve kadesi.. 💛
21/01/2025

Ben yaptım çek diyen teyzem. Yapanın eline emeğine sağlık. Tandır ekmeği ve kadesi.. 💛

Adam 48 yıl önceki💞🥰🍁 ilkokul öğretmenini parkta görünce, utanarak yanına yaklaşıp "hocam beni tanıdınız mı?" dedi...
20/01/2025

Adam 48 yıl önceki💞🥰🍁 ilkokul öğretmenini parkta görünce, utanarak yanına yaklaşıp "hocam beni tanıdınız mı?" dedi.
İhtiyar öğretmen:

- Hayır tanımadım.
Adam:
- Hocam nasıl tanımazsınız!.. Ben ilkokul öğrenciniz M....a. Hocam sınıfımızda bir arkadaşın saati kaybolmuştu. Ben almıştım. Siz de "herkes kalksın ve ellerini tahtaya dayasın, arama yapacağım" demiştiniz. Ben utanmış ve çok korkmuştum. Sizin ve arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım diye soğuk terler döküyordum... Sizden bir komut daha geldi.

"Şimdi herkes gözlerini kapatsın." Ortalarda bir yerdeydim. Aranma sırası bana gelmişti. Saati cebimden sessizce almış, devamla, aynı sessizik içinde son arkadaşa kadar aramayı sürdürmüştünüz. Sonra bizi yerimize oturtup bana ve hiç kimseye hiç bir şey söylemeden saati sahibine vermiştiniz.

Büyüdükçe içimde büyüttüm bu davranışınızı... Hocam ben şimdi 60 yaşındayım. Düşünüyorum da şu hayattaki en büyük dersi, o gün sizden almışım. Her aklıma gelişinde sarsıldım ve her aklıma gelişinde kendimi sizden kalan erdemin koruyucu gölgesinde hissettim. “Utancı bilerek yaşamak korkunç...

Daha da korkuncu, bilerek yaşatmak.” der Edip Cansever.
Hocam siz bana o utancı yaşatmadınız. Yaşasaydım unutur muydum, doğrusu bilmiyorum. Ama beni utandırmamanızı hiç unutmadım Hocam.

Şimdi hatırladınız mı beni?
İhtiyar öğretmen yan yana oturdukları bankta öğrencisine yaslanarak:
- O olayı ertesi gün unutmuştum ben. Şimdi sen anlatınca hatırladım

Sizlere "gözlerinizi kapatın" dediğimde ben de gözlerimi kapatmıştım. O yaştaki her çocuğun düşebileceği yanılgıya düşen öğrencime karşı içimde bir yargı oluşsun istememiştim.
O sen miydin?
Bilmiyordum, nasılsın?
Alıntı

ŞENER ŞEN , 1950 lerin sonları..❤Türk Sineması'nın büyük sanatçısı Zeytinburnu İplikFabrikası'nın vardiyalı  işçilerinde...
19/01/2025

ŞENER ŞEN , 1950 lerin sonları..❤
Türk Sineması'nın büyük sanatçısı
Zeytinburnu İplikFabrikası'nın vardiyalı işçilerinden.O yıllardan bir kare.
Ahmet Güneş 'den

&

Şener Şen, 26 Aralık 1941'de Adana'da doğdu. 1950 yılında ailesiyle birlikte İstanbul'a taşındı. Eğitim hayatında zorluklar yaşadı; lisede üç yıl üst üste sınıfta kaldıktan sonra okulu bıraktı. Bu dönemde, geçimini sağlamak için Zeytinburnu İplik Fabrikası'nda işçi olarak çalıştı ve aynı zamanda akşam lisesine devam ederek eğitimini tamamlamaya çalıştı.

Lise eğitimini yedi yılda tamamladıktan sonra, Milli Eğitim Bakanlığı'nın açtığı öğretmenlik sınavına girdi ve başarılı olarak Kocaeli'ne öğretmen olarak atandı. Kısa bir süre sonra, Muş'un Malazgirt ilçesine bağlı Fenek köyüne tayin edildi ve burada yaklaşık iki buçuk yıl öğretmenlik yaptı.

Öğretmenlik yaptığı dönemde, öğrencileriyle kurduğu ilişkiden büyük bir haz aldığını belirten Şener Şen, bu deneyimin kendisi için çok değerli olduğunu ifade etmiştir. Ancak, sanat tutkusunun ağır basması nedeniyle öğretmenlikten istifa ederek İstanbul'a döndü ve oyunculuk kariyerine adım attı. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda ücretsiz olarak çalışmaya başladı ve zamanla önemli rollerde yer aldı.

1975 yılında "Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı" filminde canlandırdığı Badi Ekrem karakteriyle geniş kitlelerce tanındı ve Türk sinemasının unutulmaz isimleri arasına girdi. Daha sonra birçok başarılı filmde rol alarak kariyerine devam etti.

Şener Şen'in hayatı, farklı mesleklerde edindiği deneyimlerin, sanat kariyerine nasıl zenginlik kattığını gösteren ilham verici bir hikayedir.
alıntı

Koca Karı Değil "Koca Karia" İlacıBinlerce yıldır dilden dile gelen sözcük veya tabirlerin zamanla kulaktan kulağa değiş...
17/01/2025

Koca Karı Değil "Koca Karia" İlacı

Binlerce yıldır dilden dile gelen sözcük veya tabirlerin zamanla kulaktan kulağa değişime uğraması sık rastladığımız bir durumdur.
İşte böyle azizliğe uğramış olan bir tabir de “Koca karı ilaçları” deyimidir.
Bu tabirin aslı “Koca Karia"dır.

MÖ 5'nci yüzyıldı.
Aylardan Nisan.
Bahar, Akdeniz ile Ege'nin buluştuğu topraklara merhaba demişti.
Damıtılmış rüzgarlar binlerce otun ve çiçeğin aromalarından oluşan mis gibi bir koku yayıyordu havaya.
Knidoslular, bugün Deveboynu dediğimiz Kap Krio'da taze baharı kutluyordu.
Şarkılar söyleniyor, şiirler okunuyor, şaraplar içiliyordu.
Bir anda bir çığlık duyuldu.
Bir haykırış.
Knidos kralının kızıydı bu.
Yörenin en zehirli yılanı sokmuştu.
1,5 metre boyunda kurşuni renkli engerek.
Genç kız acı içinde yere yığıldı.

Güzeller güzeli bir kızdı.
Kralın en küçük kızı.
İki ablası yakın ülkelerin prensleriyle evlenip yuvadan ayrılmıştı.
Sarayın tek çocuğuydu.
O yüzden kralın canıydı.
Yüzü morarmış, ateşi yükselmiş, narin bedeni titriyordu.
Kan ter içindeydi.
Hemen hekimlere gösterildi.
Hekimler sonucu krala tek cümleyle özetlediler.
"Maalesef."
Knidos prensesi ölecekti.

Genç kız öleceğine anlayınca babasına yalvarmaya başladı.
"Baba ne olur bir şeyler yap. Yaşamak istiyorum baba. Kurtar beni."
O yalvardıkça, kral kahroluyordu.
Biricik kızı ölürken, onun elinden bir şey gelmiyordu.
Oysa ne kadar da iyilik yapmıştı.
Halkıyla ilgilenmiş, yoksullara yardım etmiş, hükmettiği topraklarda adaleti sağlamıştı.
Tanrılar neden onu cezalandırıyordu?
İsyan etti.
"Ey tanrılar, neden ben, neden kızım? Ne kötülük yaptık, hangi sözünüzü ezdik. Sizler bugünler için varsınız. Yoksa!.. Yok musunuz?"
Tanrılardan ses yoktu.

Knidos prensesi ateşler içinde geçirdi geceyi.
Yüzü gözü şişmişti.
Kral da çaresizliğin acılarıyla sabahladı.
Aynaya baktığında saçları bembeyazdı.
Hekimler genç kızın akşama kadar can vereceğini söylüyordu.
Kral kızının başında, Knidoslular da tapınaklarda dualar ediyordu.
O anda bir haber getirdiler.
"Kralım dışarıda bir balıkçı var, kızınızı kurtarabileceğini söylüyor."
Kral, "hemen alın içeri" dedi, "hemen"
Aldılar.
Simi'den gelen bir balıkçıydı.
Kralın yaşlarında, uzun boylu, iri omuzlu, yanık tenli, yeşil gözlü.
Hemen, boynundaki meşin keseden tahta bir kutu çıkardı, içindeki merhemi genç kızın tüm bedenine sürdü.
"Üzülmeyin kralım" dedi, "kızınız ölmeyecek, Şişlikleri yarın inecek, ertesi gün de ayağa kalkacak."

Simili balıkçı bu merhemi kendisi gibi balıkçı olan dedesinden öğrenmişti.
Yörenin endemik otlarıyla yosun karışımı bir merhemdi.
Çok zehirli balıkların soktuğu insanlarda kullanmışlar ve onları kurtarmışlardı.
Bir keresinde Simi koylarında denize giren bir soyluyu, kuyruğunda iğne gibi bir kemik olan çok zehirli bir balık sokmuştu.
O balık bu denizlerin en zehirlisiydi.
Bu merhem onu bile kurtarmıştı.

Ertesi gün balıkçının dediği oldu.
Genç kızın şişlikleri indi, ateşi düştü.
Artık o narin bedeni titremiyordu.
Bir sonraki gün ise tamamen iyileşti, ayağa kalktı.

Kızıyla birlikte Knidos kralı da hayata dönmüştü.
Hemen talimat verdi.
"Balıkçıyı bulun, ailesiyle birlikte saraya getirin. Artık burada kalacak.
Buldular.
Kral Simili balıkçıyı saray hekimleriyle tanıştırdı.
Ve ikinci talimatı verdi.
"Bu topraklardaki dağları, taşları, ormanları tarayın. Tüm çicekleri, otları bitkileri araştırın. Denizlerdeki yosunları inceleyin. İlaçlar yapın, insanları kurtarın. Krallığım bu konuda size her türlü desteği verecek.

Derler ki, tarihin ilk bilimsel tıp adımı işte o gün atıldı.
Derler ki, tıbbın babası Hipokrat işte bu adımlardan yola çıktı.
Derler ki, tarihin ilk bilimsel farmakoloji merkezinin Anadolu'da kurulmasını nedeni işte bu Simili balıkçıdır.
Ve hatta derler ki, yüzlerce yıl Karia İmparatorluğu' nun topraklarıydı, bu şifa dolu topraklar. Karialılar şifalı otlardan yüzlerce ilaç yapıp, binlerce hasta iyileştirdiler.
İşte bu yüzden Koca Karia İlacı sözü yüz yıllardır Anadolu'da Koca Karı İlacı diye kullanılır. ALINTI...

AKILLI BİR EŞEK ÖYKÜSÜ...Antik Yunan döneminde (MÖ 620-560 yılları arasında) Ege'de yaşayan ünlü masalcı Ezop'un iki bin...
16/01/2025

AKILLI BİR EŞEK ÖYKÜSÜ...

Antik Yunan döneminde (MÖ 620-560 yılları arasında) Ege'de yaşayan ünlü masalcı Ezop'un iki bin altı yüz yıldır canlılığını yitirmeyen öyküsü:
Hikáye bu ya…
Bir inek, bir beygir, bir eşek, etrafa dağılıp insanların ne yaptıklarını öğrenmeye ve üç yıl sonra buluşmaya karar verirler…
Her biri başka yöne gider.
Aradan üç uzun yıl geçtikten sonra buluşma yerine önce inek ve beygir gelir…
İkisi de perişan bir halde, zayıflamış, dişleri dökülmüş, kamburları çıkmış,
adeta çökmüştür.
Beygir merakla sorar:
'Nedir bu halin inek kardeş?'
İnek acıklı bir şekilde içini çekerek anlatır:
'Sorma beygir kardeş…
Bu insanlar çok merhametsiz…
Beni durmadan birbirlerine sattılar.
Alan sütümü sağdı.
Bir inek daha bulup onu yanıma koyarak bizi çifte koştular, aç bıraktılar.
Canımı zor kurtardım be kardeş.'
Beygir de acı acı başını sallayarak anlatır:
'Ah, sorma…
Benim de ağzıma bir demir parçası geçirdiler, ağzımı açamadım. Üzerime bindiler, ses çıkaramadım.
Biri indi, öbürü indi! Binmedikleri zamanlar zincire vurdular.
Belim çöküp de onları taşıyamaz bir hale geldiğinde arkama kocaman bir araba bağladılar.
Bu sefer birçoğunu yeniden taşımaya başladım.
Ben onları taşıdıkça, daha hızlı gitmem için kırbaçladılar.
Canımı zor kurtardım inek kardeş.'
İnek ve beygir böyle konuşurken uzaktan eşek görünür.
Hayli neşelidir. Islık çala çala, taşlara tekme ata ata, hoplaya zıplaya gelir.
Mutludur.
Üstelik şişmanlamıştır.
Tüyleri pırıl pırıl parlamakta, gözlerinin içi gülmektedir.
Üzerinde lacivert takımlar vardır.
İnek ile beygir şaşırmış bir şekilde,
'Nedir bu halin?
Neler oldu?
Neden böyle zevkten dört köşesin?'
diye sorarlar.
Eşek keyifli bir şekilde anlatır:
'Sizden ayrıldıktan sonra uzakta bir memlekete vardım.
Birisi yukarı çıkmış bağırıyor, bağırdıkça insanlar onu alkışlıyordu.
Ben de yüksekçe bir yere çıkıp bağırdım.
Benim bağırmamı bilirsiniz, yeri göğü inletirim.
Sesimi duyan benim yanıma koştu, duyan duymayana haber verdi,
etrafım insanla doldu.
Onlar geldikçe ben daha çok bağırdım.
Haktan, hukuktan, refahtan, adaletten filan bahsettim…'
'Eee, sonra ne oldu?'
'Ne olacak beni başkan seçtiler!'
'Deme yahu..
Yani sen başkan mı oldun?'
'Evet…
Bir şey yapmama gerek kalmadı.
Yalan da söylesem alkışladılar.
Biri bana yalancısın dedi. Bakın bu bana yalancısın diyor deyince vay yalancı diye üzerine yürüdüler.
Kısaca tek başıma kraldım.
Ben bağırdıkça onlar
'Seninle gurur duyuyoruz...' diye alkışladılar.
Ben de yedim ve bağırdım, yedim ve bağırdım!'
'Pekiii, senin eşek olduğunu anlamadılar mı yahu?'
'Valla, yarısı anladı ama diğer yarısına anlatamadı!'

Alıntı

Okuduğumdan beri aklıma kazınan sözlerden:"Kötü, iyiyi tanır ama iyi, kötüyü tanımaz."Franz Kafka
15/01/2025

Okuduğumdan beri aklıma kazınan sözlerden:
"Kötü, iyiyi tanır ama iyi, kötüyü tanımaz."
Franz Kafka

Adresse

Cologne
50739

Benachrichtigungen

Lassen Sie sich von uns eine E-Mail senden und seien Sie der erste der Neuigkeiten und Aktionen von Video 365 erfährt. Ihre E-Mail-Adresse wird nicht für andere Zwecke verwendet und Sie können sich jederzeit abmelden.

Service Kontaktieren

Nachricht an Video 365 senden:

Videos

Teilen