AHMET ŞIK HDP.

AHMET ŞIK HDP. Kontaktinformationen, Karte und Wegbeschreibungen, Kontaktformulare, Öffnungszeiten, Dienstleistungen, Bewertungen, Fotos, Videos und Ankündigungen von AHMET ŞIK HDP., Medien- und Nachrichtenunternehmen, Cologne.

🤍
15/12/2024

🤍

🤍🤍🤍
14/12/2024

🤍🤍🤍

Sonra balık demiş ki.."İnmedim derine sesini işitmek için," Kuş demiṣ ki.."Çıkmadım yükseklere seni görebilmek için" Mas...
14/12/2024

Sonra balık demiş ki.."İnmedim derine sesini işitmek için," Kuş demiṣ ki.."Çıkmadım yükseklere seni görebilmek için" Masal bu kadar güzel işte..🍂

MUTLAKA OKUYUN...Tatil için gittikleri beldede çocuklarıyla yürürken dilenci babadan para istiyor. Baba cebinden bir dol...
14/12/2024

MUTLAKA OKUYUN...

Tatil için gittikleri beldede çocuklarıyla yürürken dilenci babadan para istiyor.
Baba cebinden bir dolar çıkarıyor ve vermeden önce, “Umarım sana yararlı bir şey için harcarsın; senin duruşun, bakışın istersen bunu yapabileceğini gösteriyor,” diyor.
Dilenci “Allah senden razı olsun, karnım aç, bu parayla kendime ekmek alacam,” karşılığını veriyor.
Baba, “Sana inanıyorum ve sana iyi bir gün diliyorum,” deyip oradan uzaklaşıyor.
Bir süre sonra, 14 yaşındaki kızı, “Baba, adam sana yalan söylüyor; ben anladım, sen anlamadın mı?
O parayla gidip ucuz şarap alacak ve içecek.
Sen o adamın alkolik kalmasına yardımcı oluyorsun, bunu nasıl yapabilirsin?” diye soruyor.
Babası, “Evet, kızım haklı olabilirsin.
O adam muhtemelen gidip içki alacak, ama her zamanki kadar rahat alamayacak, bir yerinde biraz rahatsızlık duyacak. ”diyor.
Sonrasında aralarında şöyle bir konuşma geçiyor:
- Bunun ne önemi var baba, netice itibariyle yine bir şarapçı olarak sokaklarda dilenmeye devam edecek.
Sen verdiğin parayla onun şarap içen ve sokakta yaşayan bir adam olmasına yardım etmiş oluyorsun.
- O insanın kaybettiği şeyin ne olduğunun farkındayım.
O insan, kendi gözünde itibarını kaybetmiş.
Kendi gözünde onurunu geri kazanıncaya kadar bir gayret göstermeyecektir.
Gördüğün gibi ben onun gözüne bakarak konuştum, para verirken onu konuşulacak, dikkate alınacak, değer verilecek, gözüne bakılacak haysiyetli biri olarak gördüm ve bunu sözümle ve tavrımla ifade ettim.
Ve bu o bir dolardan çok daha önemli bir hediyedir.
- Ama ne işe yaradı ki?
- Siz gördünüz ve şimdi bu konuşmayı yapıyoruz.
Günde beş kişi o insanın gözüne baksa ve gerçekten ona haysiyetli bir insan gibi davransa, zaman içinde o kişi, kendine saygı duyar ve ona göre bir hayat oluşturur. Hayat öyküsünün bir yerinde, çok muhtemelen çocukluğunda ya da ergenliğinde, onun doğuştan hakkı olan onuru ondan çalındı.
Onurunu kaybetmiş bir insanın içi boştur; iç boşluk insana çok çok acı verir; o bunu şarapla unutmaya çalışıyor.
- Yani ben sokaktaki dilencilere onurlu insanlarmış gibi mi davranayım?
- Sokaktaki dilenci olsun ya da olmasın, bilmeni istediğim şu:
Bir insana verebileceğin en değerli şey, onu itibarlı, onurlu, değerli biri olarak görmendir.
- Peki, bundan benim kazancım ne?
- Her insanın doğuştan Allah vergisi olan onuruna saygı duyduğun zaman kendi özüne olan saygın sağlamlaşır.
Hiç kimse senin onurunu senden çalamaz.
Baba on dört yaşındaki kızı ile konuşurken sekiz yaşındaki oğlu ve on yaşlarındaki kızı da bu konuşmayı dinlemekteydiler.
Ertesi gün, sekiz yaşındaki oğlu, “baba bugün bana biraz daha fazla harçlık verir misin”, diye sorar.
Baba “ne kadar fazla” diye sorduğunda, “bir dolar”, cevabını alır.
Baba çocuğun istediği parayı verir.

Büyük kız, erkek kardeşinin bir sokak dilencisiyle yapmış olduğu konuşmayı babasına akşam şöyle anlatır: “Dilenciye yaklaştı ve ‘İyi günler Bayım; size bir dolar vermek istiyorum, kabul eder misiniz?’
Şaşkınlıkla çocuğa bakan dilenci, elini uzatınca, ‘Bu parayı yararlı bir şey için harcayacağınıza inanıyorum. Sizin iyi bir insan olduğunuzu gözlerinizden anlıyorum.
Size inanıyorum ve size iyi bir gün diliyorum,’ dedi ve parayı verdi.”

Baba soruyor,
“Peki, adam ne yaptı?”
“Onun için anlatıyorum, Baba, inanamazsın; adam para elinde heykel gibi orada bir süre dondu kaldı.
Biz yürüdük, gittik.
Bir süre sonra geri dönüp baktığımda, onu yere çömelmiş ve başını iki elinin arasına almış vaziyette gördüm.
Çok etkilenmişe benziyordu.”

Bu anlattığım Shmuley Boteach’ın çocuklarıyla başından geçmiş gerçek bir öykü¹ .
Bu yazıyı yazarken kendi başımdan geçen bir olayı hatırladım: Los Angeles’ta bir yaz sabahı deniz kıyısında kumsalda yürüyüşte parkta gecelemiş iki “evsiz” gördüm ve onlara para vermek istedim. Yanlarına gittim ve her birine 10’ar dolar vermek istediğimi ve lütfen kabul etmelerini söyledim.
İnanamaz gözlerle, ‘nereden çıktı bu, neden?’ gibime yüzüme baktılar.
“Sabah sabah gidin sıcak bir çorba için,” dedim.
Yüzüme tuhaf tuhaf baktılar ve biri, “Çorba yerine sıcak kakao içsem, olur mu?”
diye bana sordu.

O zaman iki şeyin farkına vardım:
Bir, Amerika’da sabah kahvaltısında çorba içmek geleneği yoktur ve iki, sıcak kakao içmek için adam benden izin istiyor, bana karşı dürüst davranmak istiyor, söz verip sözünü tutamaz duruma düşmek istemiyor.

Onurlu bir insanla konuşmuştum;
şimdi daha iyi anlıyorum.

Doğan Cüceloğlu (18/02/2013)

ADALET HERKESE LÂZIMDIRHukuk fakültesinde bir öğretim görevlisi derse girer ve bir öğrenciye adını sorar, öğrenci “Ali” ...
14/12/2024

ADALET HERKESE LÂZIMDIR
Hukuk fakültesinde bir öğretim görevlisi
derse girer ve bir öğrenciye adını sorar,
öğrenci “Ali” diye cevap verir.
Öğretmen bir anda, “Defol bu sınıftan,
bir daha asla dersime gelme” der.
Bütün öğrenciler şaşkınlık içindedir, neye uğradığı şaşıran Ali de sınıfı terk eder.
Herkes ne olduğunu anlamak için beklemektedir hiç birinden tek bir ses bile çıkmaz…
Hoca sınıftaki sessizlikle beraber ileri geri yavaş yavaş dolaşmaya başlamış bütün öğrencileri şöyle biraz süzdükten sonra,
tabi bu arada herkes göz temasından kaçınıyor, başlamış derse.
Hoca: “Kanunlar ne için vardır?” diye sorar
ve ders başlar…
Bir çok cevap gelmiş, bir öğrenci düzeni korumak, diğeri toplumda yaşayan bireylerin hak ve hürriyetini sağlamak için, öbürü yaşam haklarını idame ettirmek, bir başkası devlete güveni, o devletin saygın bir vatandaşı olduğunu göstermek için, bir diğeri her yerde hakkını yasalar çerçevesinde arayacağını bilmek ve devletin vatandaşına haklarını nasıl arayacağını göstermek için…
Hoca başka diye tekrar sorunca bir öğrenci de “Adalet için diye cevap vermiş.
Bu cevabı verene hoca parmağı ile işaret
ederek işte aradığım cevap bu dercesine
“peki az önce arkadaşınıza adaletsiz
davrandım mı?”, herkeste aynı cevap “evet hocam”.
Öğretim görevlisi sınıf kapısını açarak dışarıdaki öğrencisini içeri alır ve teşekkür
edip yerine geçebileceğini söyler, herkes
bunun bir senaryo, oyun olduğunu anlar.
Fakat hoca son sözlerini söylememiştir henüz;
“Peki buna hepiniz şahit oldunuz, neden tepki göstermediniz, bir açıklama istemediniz, arkadaşınızın hakkını savunmadınız!?
Herkes susar çıt yok. Hoca bakın sevgili arkadaşlar, bu olaydan hepinizin çıkarması gereken bir öğüt var, bunu size 100 saat
sınıfta ders versem anlatamazdım der ve
son sözlerini söyleyip dersi bitirir.
“Asla bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyeti de olmayın, o yılan bir gün mutlaka sizi de sokacaktır.”
“Adaletsizliğe şahit olup göz yuman insanlar haysiyet ve onurlarını kaybetmeye mahkumdur.”
“Bir şahsa karşı yapılan haksızlık, herkese
karşı yapılmış bir tehdit demektir.”

Kadir İnanır'dan haber var: Aylar sonra ilk görüntüSüreç Film'in sahibi Ali Gündoğdu, Kadir İnanır'ı evinde ziyaret etti...
14/12/2024

Kadir İnanır'dan haber var: Aylar sonra ilk görüntü

Süreç Film'in sahibi Ali Gündoğdu, Kadir İnanır'ı evinde ziyaret etti. Şirketin resmi Instagram hesabında yayınlanan ve Yeşilçam efsanesinin neşesinin yerinde olduğu gözlenen fotoğrafa, "Değerli sanatçı ve büyüğümüz Kadir İnanır’ın sağlık durumu günden güne iyiye gidiyor. En kısa sürede sağlığına kavuşma temennisi içindeyiz" denildi.

Şam’da bir simitçi 🙂Bugünlerde bu fotoğraf her yerde dolaşıyo
13/12/2024

Şam’da bir simitçi 🙂
Bugünlerde bu fotoğraf her yerde dolaşıyo

Sesini duysamSesine sarılacağımÖyle özledim. Nazım Hikmet RAN.
13/12/2024

Sesini duysam
Sesine sarılacağım
Öyle özledim.

Nazım Hikmet RAN.

,,,,Charlie Chaplin 88 yıl yaşadıBize 4 önemli mesaj bıraktı :1. Bu dünyada hiçbir şey sonsuza dek kalmaz, sorunlarımız ...
13/12/2024

,,,,
Charlie Chaplin 88 yıl yaşadı
Bize 4 önemli mesaj bıraktı :

1. Bu dünyada hiçbir şey sonsuza dek kalmaz, sorunlarımız bile.
2. Yağmurda yürümeyi seviyorum, çünkü kimse gözyaşlarımı göremez.
3. Hayatımızdaki en kayıp gün, gülmediğimiz gündür.
4. Dünyanın en iyi altı doktoru:

1. Güneş
2. Dinlenme
3. Egzersiz
4. Sağlıklı beslenme
5. Özsaygı
6. Arkadaşlar

Hayatınızın her aşamasında bunlara bağlı kalın ve sağlıklı bir yaşamın tadını çıkarın…

Eğer Aya bakarsanız, Tanrı’nın güzelliğini göreceksiniz…
Eğer Güneşe bakarsanız, Tanrı’nın gücünü göreceksiniz…
Eğer bir aynaya bakarsanız, Tanrı’nın en güzel yaratılışını göreceksiniz.

O yüzden buna inan.
Hepimiz birer turistiz, Tanrı ise seyahat acentemiz. Rotamızı, rezervasyonlarımızı ve hedeflerimizi zaten belirledi…
Ona güvenin ve hayatın tadını çıkarın.

Hayat sadece bir yolculuktur...
Bu yüzden bugünü yaşayın...
Yarın hiçbir şey olmayabilir.." ce...

Yılanın biri bir ateş böceğinin peşine düşmüş.Ateş böceği sordu: “Sana bir şey mi yaptım?” “Hayır,”dedi yılan.”Senin bes...
13/12/2024

Yılanın biri bir ateş böceğinin peşine düşmüş.

Ateş böceği sordu: “Sana bir şey mi yaptım?” “Hayır,”dedi yılan.”Senin besin zincirine mi dahilim?” diye sordu ateş böceği. “Hayır,” diye yanıtladı yine yılan. “O halde niçin beni yemek istiyorsun?” diye sordu böcek.

“Işığını görmeye dayanamıyorum da ondan.” dedi yılan.

Bazen kimseye zararınız olmasa ve hatta her türlü iyiliği yapsanız dahi, birilerinden darbe yersiniz. Çünkü sizdeki ışık onlarda yoktur ve ışığınızdan rahatsız olup sizi kıskanırlar.

TOLSTOY İSTANBUL HAYALİYLE BULGARİSTAN’DA BİR BANKTA ÖLDÜ! Ömrünün  son günlerini  Istanbulda  geçirmek isteyen  ve vasi...
13/12/2024

TOLSTOY İSTANBUL HAYALİYLE BULGARİSTAN’DA BİR BANKTA ÖLDÜ!
Ömrünün son günlerini Istanbulda geçirmek isteyen ve vasiyetinde mezarına haç konulmasını istemeyen, Istanbul'a gelirken Bulgaristan'da bir tren garında ölen Rus edebiyatının dev ismi Tolstoy’un son fotoğrafı ve hayatı sorgulatacak ders niteliğinde 17 sözü:
1. Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.
2. Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın, ya da yaşamadım diye ağlamayacaksın.
3. Bozuk para insanın cebini deler, bozuk insan da kalbini. Bu yüzden harcayın ikisini de gitsin.
4. İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak gerekir.
5. Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama, hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez. Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama, hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.
6. Varlığı bir şey kazandırmayan insanların, yokluğu hiçbir şey kaybettirmez.
7. Ne diye şeytana kızarsın? Bir iyilik yap da, o sana kızsın.
8. Bil ki, yaşadıklarınla değil yaşattıklarınla anılırsın. Ve Unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın.
9. Bir insanı bulunduğu mevkiyle değil, göz koyduğu mevkiyle ölçmek gerekir.
10. En güçlü iki savaşçı sabır ve zamandır.
11. Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır.
12. İnsanın gerçek gücü sıçrayışta değil, sarsılmaz duruştadır.
13. Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan insan kötüdür.
14. İnsanların çoğu onu yapıyor diye yanlış, yanlış olmaktan çıkmaz.
15. Kimse, kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir, bilmelisin. Küçümsediğin her şey için gün gelir, önemsediğin bir bedel ödersin.
16. Birine çamur atmadan önce iyi düşün ve sakın unutma, önce senin ellerin kirlenecek.
17. Başkalarının hayatından ders alın. İnsan, bütün hataları kendisi yapacak kadar uzun yaşamıyor.❗️❤️🙏❤️

Haddini bilmek , çok iddialı bir söylem ;Peki; ne demek haddini bilmek..?. Başka insanların da hassasiyetini fark edebil...
13/12/2024

Haddini bilmek , çok iddialı bir söylem ;
Peki; ne demek haddini bilmek..?. Başka insanların da hassasiyetini fark edebilmek ...!.Empatiyle ve anlayarak dinlemek ....Nerede durması gerektiğine karar verebilmek...!. Bir başkasının fikirlerine , hislerine ve tercihlerine saygı duyabilmek ...!. Kısacası , olgun ve medeni bir insana yakışan sınırlar çizebilmek demektir....Eski bir söz bunu çok güzel özetler..;
"Senin özgürlüğün , bir başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter..."

"Her nekadar bilirsen bil ...!
Haddini bilmiyorsan ,"Hiçbir" şeysin ...

~~~~ Sadî Şirazi

Sevgiyle ❤️

Sokrates'in öğretmeni,Mantinea'lı Diotima... Bir kadın bilge Diotima... Platon'un 'Şölen' diyaloğunda, Sokrâtes'in öğret...
13/12/2024

Sokrates'in öğretmeni,
Mantinea'lı Diotima...

Bir kadın bilge
Diotima...

Platon'un 'Şölen' diyaloğunda, Sokrâtes'in öğretmeninin bir kadın olduğunu öğreniriz...

Adı Diotima'dır...

Delfi Mâbedi'nin kâhini olan bu bilgeyle Sokrates arasında geçen konuşma, düşünce tarihinin en önemli metinleri arasında sayılmalıdır...

Metnin dikkatli okuyucusu Sokrates'in neden "Bildiğim tek şey, hiç bir şey bilmediğimdir" dediğini böylece anlayacaktır.

Konuşmada gündeme gelen konu sevgidir.

Sokrates sevginin ne olduğunu anlamak ister.

Mantinea'lı Diotima öğrencisini düşünsel bir mâceraya sokar.

Uyguladığı yöntem, İki bilinç arasında konuşma ya da yazışma olarak tanımlayabileceğimiz "dialogos"tur.

Sokrates'in bilinci Diotima'nın bilincine eşlik etmek isterken dönüşür.

SEVGI NEDİR?

Diyaloğun başında Sokrates için sevgi, büyük bir tanrıdır ya da sevgi, güzelin sevgisidir.

Diotima bu tanıma itiraz eder.

Sokrates şaşırır.
"Sokrates:
Evet ama sevgiyi büyük bir Tanrı sayıyor herkes!
Diotima;
"Herkes dediğin kim?
Bilenler mi, bilmeyenler mi?"

Sokrates: "Hepsi".

Diotima gülümser,
Sokrates:
"Nedir öyleyse sevgi?
Ölümlü bir varlık mı?

Diotima:
"Ölümlü ile ölümsüz arasında bir şey.
Platonik/Eflâtûni aşk, maddeyle ilgisi olmayan, tatmin aramayan, hayâlde yaşatılan aşk, sevgi demektir"...

🌸🌺
12/12/2024

🌸🌺

♥️
12/12/2024

♥️

Hatasız Kul OlmazBu   ve   olma çabası bize nereden geliyor? Hatasız kul olunmaz.Birini sevince veya onu değerli bulunca...
12/12/2024

Hatasız Kul Olmaz

Bu ve olma çabası bize nereden geliyor?



Hatasız kul olunmaz.

Birini sevince veya onu değerli bulunca hemen bir kutsallaştırma , önem atfetme, idealize etme ruh haline giriyoruz. Sonra düşünce ve eylemlerimizle de bunu ispat çabasına giriyoruz.

Birini sever sevmez / asla aldatmaz.

Çocuğu olur olmaz / en zeki, güzel çocuk ona ait

İşe girer girmez / kesin liyakatli

Okula başlar başlamaz / net o başarılı öğretmen yetersiz

Kendisi bir yemeği seviyor / herkes seviyor aksi halde neden bu kadar süredir yapılsın

Bir sanat dalıyla ilgileniyor / herkes dünyaya onun duygu penceresinden bakıyor olmalı

Bir siyasi partiyi tutuyor / ülkeyi kurtaracak tek parti

Bir yönetim biçimini benimseyince cumhuriyet, meşrutiyet demokrasi vb. / ideal yönetim sistemi

Bir lideri seviyor / o artık kutsal baba

Bir ülkede yaşıyor / o ülke dünyanın en değerli toprağı

Bir ırka mensup / seçilmiş ırk

Bir dine mensup / en yüce din

Saydıklarımın hepsi size de öznel, kişisel ve subjektif duygu ve düşünceler olarak gelmiyor mu?

Bu mükemmelleştirme çabası; karşımızdakini idealize etme, mükemmel kılma gayreti kendimizi yüceltme çabası oluyor olmasın. Çünkü onu sen seviyor sen değerli kılıyor senin için bir anlam ifade ediyordur. Ne zaman duyulan ilgi ve sevgi azalır veya kaybolur o paha biçilemez değer olan özne veya nesne bir anda gözümüzde sinek kadar küçülür, bir böcek kadar değeri kalmıyor.

Soruyorum, sen kimsin?
Who are you?

Kutsallığı yüceliği ve önemi birilerine atfetme fıtratımızda var. Bu idealize etme özelliği, seni yaratan kudreti sonsuz yüce bir makama olmayınca işte oyuncaklara değer atfederek ömür tüketimine neden oluyor. Tüketim diyorum çünkü oyunlar, oyuncaklar elimizdeki en kıymetli sermaye zamanımızı elimizden alıyor.

Hata ve yanlış yapmaktan ölesiye korkuyoruz; ne hiç biz yanılalım ne de bizim değerlerimiz ve sevdiklerimiz yanılsın, hata yapsın istiyoruz. Yapılan hata ve günahları da bir kedinin dışkısını gömme çabası içinde oluyoruz. İşlenen suç, hata, günah o kadar bariz iken.

Biliyor muyuz İşlenen ilk günah, kusursuz ve mükemmel olma çabasında olan iblis aleyhillanehin işlediği günahtı belki de.

Bu da kim diye burun kıvırdığı insanoğlu nedeniyle statüsünü, makamını, değerini ve elinde olan kıymet verdiği değerlerini yitirdi. Sonsuza dek kendini başka bir alanda savrulmaya mahkum etti.

Yine ortalığın toz duman olacağı bir döneme giriyoruz. Herkesin birbirini aşağılayacağı, hakaret edeceği, alaşağı edeceği, yerin dibine sokacağı bir seçim dönemi.

Birilerine bir konuyu izah ederken, güya onu aydınlatırken, sözüm ona tebliğ yaparken önce nefsinize vicdan aynanızda bakın, yaratıcı iyi ki perdemi açmıyor, defterimi ortalığa saçmıyor diye dua edin. Ve biraz onurunuz varsa o kıymetli düşüncelerinizi taşıyan altın orana sahip en mükemmel en muhteşem başlarınızı ve içindekileri önce yaratıcı önünde eğin ve tefekkür edin, Kısa bir süreliğine olsa da.

Hatalarınızdan ve günahlarınızdan korkmayın, saklamayın, yüzleşin görme yetisine sahip OLAN ve olanlar bunu zaten görüyor, işitiyor.

Size kötü bir haberim var hiçbirimiz, sevdiklerimiz, değer verdiklerimiz, anlam yüklediklerimiz ama hiçbirimiz mükemmel ve kusursuz değiliz. I am soryy.

NİETZSCHE VE İNSANLIĞIN TEMEL SINAVI..Torino'da 1889'da hayatının dönüm noktasına yürüdüğünü bilmeyen Nietzsche, şehri d...
12/12/2024

NİETZSCHE VE İNSANLIĞIN TEMEL SINAVI..

Torino'da 1889'da hayatının dönüm noktasına yürüdüğünü bilmeyen Nietzsche, şehri dolaşırken bir faytoncunun atını kırbaçladığını görür.
At o kadar yorgundur ki kırbaç darbelerine tepki veremez halde yere çökmüştür.
Nietzsche, koşarak atın yanına gider, boynuna sarılır, ağlayarak ata bir şeyler söyler, bilincini yitirir ve bayılır.
Bayılmadan önce ata ‘Anne, senden özür dilerim’ veya ‘Anne, ben bir aptalım’ dediği rivayet edilir.
Bu olaydan sonra tam on yıl kimseyle konuşmaz, dengesiz davranışları artar, akıl hastanesine yatırılır ama asla eskisi gibi olamaz. ️
Dostoyevski benzer bir olayı Suç ve Ceza'da Raskolnikov'un uykularını kaçıran en büyük kabusu olarak bir çocuğun çaresizliğiyle anlatır...
Raskolnikov küçük bir çocuktur.
Bir arabacı yorgun yürüyemeyecek halde ki atını; hiç acımadan, çekemeyeceği kadar insanla dolu arabayı çekmesi için kırbaçlar ve yanındakiler de onunla birlikte ellerine geçen her şeyle ata vururlar.
Küçük bir çocuk olan Raskolnikov ata sarılır, ağlar yardım ister ama kimse ona yardım etmez.
En sonunda arabacı herkesin gözü önünde atı vahşice öldürür.
Yaptığından kendisi ve onunla birlikte olanlar büyük keyif alırlar.
Milan Kundera Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği kitabında Nietzsche'nin olayını şöyle değerlendirir.
‘Gerçek insan iyiliği, ancak karşısındaki güçsüz bir yaratıksa bütün saflığıyla özgürce ortaya çıkabilir. İnsan soyunun gerçek ahlaki sınavı, temel sınavı onun merhametine bırakılmış olanlara davranışlarında gizlidir:
Hayvanlara...
Ve işte bu açıdan insan soyu temel bir yenilgi yaşamıştır. O kadar temel bir yenilgi ki, bütün öteki yenilgiler kaynağını bundan almaktadır.’
Nietzsche ve Dostoyevski, insanların anlam veremedikleri merhametsizliği karşısında çaresiz kalıp, insanlardan uzak durmayı tercih etmişler..
Goethe bu çaresizliği şöyle tanımlar:
Dünya Hassas Kalpler İçin Bir Cehennemdir...

Hangi yaşta olursa olsun, insan babasını özlüyor.😢
12/12/2024

Hangi yaşta olursa olsun, insan babasını özlüyor.😢

Adresse

Cologne
50739

Webseite

Benachrichtigungen

Lassen Sie sich von uns eine E-Mail senden und seien Sie der erste der Neuigkeiten und Aktionen von AHMET ŞIK HDP. erfährt. Ihre E-Mail-Adresse wird nicht für andere Zwecke verwendet und Sie können sich jederzeit abmelden.

Videos

Teilen