Telsize merak duymayan bir insana, söylenecek bir dizi söz var. İkna edici olur mu? Yolda giderken, diyelim ki araç bozuldu ve haber vermek istiyorsunuz. İşte tam bu noktada, cepten ararım istediğimi yardımcı olur. Telsizi olan, bölgedeki diğer telsizcilere haber verebilir. Burada bir "dezavantaj" içindeyiz. O an orada, bizim çağrı yaptığımız frekansta birilerinin bizi duyması, biraz şansa kalıyor
. O insanlara, siz internet üzerinden konuşacağınız kişinin ip numarasını ya da takma adını bilmeniz gerekir, sms yollayacağınız kişilerin numarasını bilmelisiniz, cep numarasını da diyebiliriz. Sapık değilim ya, rastgele numara çevirmeyeceğim ki, yanıtını alabiliriz. Bildiği kişileri arayacak, sms çekecek veya internet telefonu açacak. Burada da bir "dezavantaj" içindeyiz. Ama telsizde, meraklısını cezbeden, kimin, koşullar uygunsa, hangi ülkeden kimin çağrımıza yanıt vereceğini bilmediğimizden, her çağrının bir heyecan unsuru var. Acaba bu sefer kim çıkacak karşımıza.
İtalya'da bulunduğum sıralarda, hergün bağlantı kurabiliyordum Türkiye ile CB bandında. Acaba bugün yine Ahmet ile görüşebilecek miyim, Rizeli dostlar ile buluşabilecek miyim, diye merak içindeydim. Saatlerce konuşabildiğim insanlar vardı, bir defa, bir kaç defa, aylarca. Tek kuruş ödemeden. "Çağdaş" iletişim araçlarının halini, deprem gibi olaylarda görmek üzücü, ama bizleri haklı çıkarıcı. El telsizleri ile bile iletişim kurabiliyoruz. Depremden hemen sonra Türkiye'de iletişim hatları kopmuşken, telsizler vızır vızır çalıştı. Ne yazık ki, yaygın bir telsiz alt yapısı olan kuruluşlar, "çağdaş" iletişim araçlarının cazibesine kapılmış, istasyonları çürümeye bırakmıştı. O istasyonlar niye kullanılmadı, ben anlamış değilim. Kentlerde, çatılarında antenleri olan kamu kurum ve kuruluşlarını hatırlayın. Herkesin kullanımına açık olan frekanslar, halk bandı telsiz tanımına giriyor. Bir çok Avrupa ülkesinde, ruhsat kalktı, ücret kalktı. Frekanslar geliştirildi, genişletildi. Denetim eskisi gibi sıkı değil. Ama kullanan insan sayısı az. Fakat, piyasada ufak ufak bir canlanma var. Halk Bandı telsizin gelişmesine katkıda bulunan bir unsur da Avrupa ülkelerinde, amatör telsizcilik için mors bilme zorunluluğunun kaldırılmış olması. Artık kısa dalgaya çıkabilen amatör, elindeki CB cihazın frekanslarını ayarlayarak 28 MHz bandına girebiliyor. Hazır 28 MHZ bandında konuşmuşken, CB bandına da bir "alo" demek, niye olmasın.
