24/10/2024
Arif Çemrek kardeş,
Bir iki gündür bana yazdıklarına bir yanıt vereyim mi vermeyeyim mi diye düşündüm, ama öyle güzel yerde pas veriyorsun ki, yazmamak mümkün değil.
Bu gün “İnsanların geçmişi, bu günün aynasıdır” başlığı en çok seni ifade etse de, yaptığın paylaşımda kullandığın görseller ve yazında söz ettiğin konular farklı. Anlaşılan Derin Belediye Örgütü (DBÖ) senin hafızanı yanıltmış. Hiç olmazsa paylaşım tarihlerine baksan veya içeriklerini okusaydın, böyle ofsayta düşmezdin. FETÖ ile ilgili yazdığım ve verdiğim yanıtlar Bülent Özipek’e değildi. O paylaştığın görsellerden sadece bir tanesi Özipek’in bana verdiği bir yanıt. O mahkemede de sen şahit olarak geldin, benim “Köpek” diye yazdığım yazıyla ilgili tanıklık yaptın. O yazıdan dolayı ceza almıştım. O yazıda Özipek’e neden hakaret ettiğimi ise aşağıda yazdıklarımdan sonra açıklayacağım.
FETÖ’NÜN KUŞADASI’NDA AT KOŞTURDUĞU DÖNEM
Diğer paylaşımlarına gelince, onların tamamı daha önce defalarca yazdığım, benimle birlikte Kuşadası’nın turizmcilerinin, sivil toplum örgütü başkanlarının hedef alındığı, her türlü entrikanın (bugün gibi) mübah sayıldığı dönemle ilgil. Yani 2015 sonrası yazılar. Ve muhatabı Zafer Hacısalihoğlu’ydu. Yani o kumpasların olduğu dönem, Kuşadası’nın FETÖ’cü emniyet müdürü tarafından yönetildiği, o emniyet müdürünün avukatlığını Ömer Günel’in yaptığı, Hacısalihoğlu’nun basın danışmanı olduğu dönemde FETÖ yayın organlarına para akıtan Esat Altungün’ün ekibinin en gözde elemanlarından biri meclis üyesi Ömer Günel’di. Şimdi Ömer Günel’in yardımcısı olan Özgür Batçıoğlu’nun dönemin emniyet müdürünün yardımcılığını yaptığı, Ulaş Atıl Bengi’nin sosyal medya operasyonlarının başında olduğu ve Zafer Hacısalihoğlu’nun hepsine basın danışmanlığı yaptığı dönemle ilgili 2016 yılında kaleme alınan yazılardı. .
70 KİŞİNİN TELEFONLARI YASADIŞI DİNLENİYORDU
Aynen orada anlattığım gibi, hepsi birlikteydi, yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi, tüm kumpaslarda beraberdiler, Hacisalihoğlu’nun sonradan yazmasıyla ortaya çıktığı gibi 70 kişinin telefonlarını yasa dışı dinlediler, beni tehdit ettiler, suyumu kestiler, “bu yazıları eşi yazıyor” diye ev hanımı olan eşimi bile savcılığa şikayet edecek kadar alçaldılar. Tüm bunları yaptıktan sonra ise 2016 yılında basın danışmanları aracılığıyla tutuklanan dönemin emniyet Müdürü Olcay Yakup İnankur’u linç ettiler. Olcay’ın kendilerine kumpas kurduğunu yazdılar, polisleri suçlardılar.
KARAASLAN ONLARCA CHP’Lİ BELEDİYENİN DANIŞMANIYDI
Ben, danışmanlığından ayrıldıktan bir yıl sonra Özer Kayalı’nın Özlem Çerçioğlu’nun yönlendirmesiyle kısa bir süre belediye danışmanlığını yapan Erkan Karaaslan üzerinden yine bana yüklendiler. Karaaslan Aydın, Didim başta olmak üzere onlarca CHP’li belediyenin danışmanlığını yaparken, o meşhur örgütlenme sadece Kuşadası’nı diline doladı. Deyim yerindeyse o kadar naneyi birlikte yiyip, Kuşadası’nı terörize eden, her türlü ahlaksız kumpası düzenleyen ekip birden FETÖ karşıtlığına soyundu. Beni, Özer Kayalı’yı FETÖ’cü olmakla suçladı. Ben de o senin paylaştığın yanıtları verdim. Hepsinin arkasındayım, altına imzamı atarım.
Özipek’in yazısına gelince, O aşağılık grup beni sindirmek için o dönemde, manşetleri ve haberlerinin büyük bölümü benim olduğum 12 sayı Ekspres gazetesi çıkardı. O gazetelerde terörist ilan edildim, hakaretlere hedef oldum. Tehdit edildim. O mahkemeler sonrası Özipek “Helalleşelim” diye davet etti. Gittim görüştük. “Benimle ilgili nasıl bunları yazabildin” diye sorduğumda, “Seni hedef alan yazıların hiç birini ben yazmadım. Olcay ile Zafer yazıyordu, bana CD’de geliyordu. Gazetelerin parasını ise belediye kaynaklarından ödüyorlardı” dedi.
ÜST DÜZEY FETÖCÜLERİN AVUKATI GÜNEL’Dİ
İşte o karanlık, utanç dolu yılların ünlü meclis üyesi, ünlü avukatı, 15 Temmuz sonrası da senin de hem Selçuk hem de Kuşadası’nda finansörün olan bir iş adamının oğlu, Kuşadası FETÖ imamı ve üst düzey isimlerinin tamamının avukatlığını yaptı. O isimlerle ilgili paylaşım yapanlara savaş ilan etti. Hatta bu gün yanında yer alan birini dövdü bile.
“Ömer Günel’in ekibinin çoğu FETÖ’den gözaltına alındı” diye yazınca sosyal medyadan yandaşlarına beni linç ettirdi. Yetmedi savcılığa koştu. Sadece o değil, Günel Avukatlık bürosunun tüm avukatları benden şikayetçi oldu. Eski başsavcı Cuma Dağlı avukatlığını yaptı. “Ben onlarla avukat-müvekkil ilişkim var”dedi. Ben de o isimlerle Genç İşadamları Derneği’nde, balolarda, yemeklerde, gezilerde çektirdikleri samimi fotoğrafları sununca aklandım.
Arif kardeş, FETÖ elebaşı ölünce hiç kimseyi kastetmeden, kimseyi işaret etmeden “Kuşadası’nda yas ilan edilmiş midir” diye sorunca hemen savunmaya geçtin. Bak o savunman sonunda kamuoyu birkaç gerçeği ve senin neden savunmaya geçtiğini öğrenmiş oldu.
Not: Bir ara lütfen Türkçe okuma kurslarına katıl. Benim paylaşımımın hiçbir yerinde “Saldırdılar “ yok, “Saydırdılar” var…