Yavru kedinin şansı arabanın içinde olması ☺
Anladık yeni ayakkabı aldın Artislik yapma 🙂
'' İyi insan, gülüşünü sevdiğiniz insandır.''
-Dostoyevski
Annesini arayan minik, sevimli, ceylan...
Atlantic Ocea
Here's a look at the Atlantic
Ocean from Nauset Beach this
morning...
Düzce ilimizin Kaynaşlı ilçesinde bir mesire Alanı..Otantik Bahçe Mesire Alanı…Düzceye günün birinde yolunuz düşerse iyi bir alternatif..Hele bir de doğa aşığı iseniz tam yerindesiniz.
Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın aleyhinde faaliyet gösteren güruhun elebaşılarından biri olan feylesof Rıza Tevfik, devlet elden gidince o korkunç pişmanlığını dile getiren, söz konusu “Sultan Abdülhamid Han’ın Ruhâniyetinden İstimdat” adlı mersiyesinde şöyle feryad ediyordu..
Hayati İnanç'ın eşsiz sunumuyla..
"Korkarım ki paşa, içimizdeki akılsızlar yüzünden bu millet zillet çekecek, ezâ çekecek!"
"Kapalı kapılar ardında toplansalar da, gecelerini gündüzlerine katıp bu devletin altını oymaya çalışsalar da, bunu başaramayacaklar!"
Ya Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe!
Kıssadan Hisse
Olay Sultan II.Abdulhamit Han zamanında geçiyor.Devami videoda..
İhsan Ketin, Türk jeolog. Türkiye'de "Jeolojinin Babası" diye anılan jeoloji profesörü İhsan Ketin, yurt dışında 1948 yılında Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın gerçek yapısını ortaya koymasıyla tanınmaktadır.
Doğrulanmış
“Deprem Dede” olarak anılan bilim insanı Ahmet Mete Işıkara, deprem konusunda toplumu bilinçlendirmek için yaptığı çalışmalarla hafızlarımızda yer edindi.
#TRTArşiv #trt #ahmetmeteışıkara #depremdede #deprem #reels #arşiv
Türkiye onu “Domates Güzeli Nahide Şerbet” karakteriyle tanıdı.
Beyaz perde ve ekranın unutulmaz ismi Ayşen Gruda’nın sanat dolu ömrüne bir göz atalım. 🎞️
#TRTArşiv #trt #ayşengruda #türksineması #sinema #yeşilçam #domatesgüzeli
TRT ARŞİVLERİ
Senin en sevdiğin Ahmet Hamdi Tanpınar eseri hangisi? 📚
TRT ARŞİVLERİ
42 yıl önce bugün aramızdan ayrılan şair Özdemir Asaf’ı, siz hangi dizeleriyle anıyorsunuz? 📜
TRT ARŞİVLERİ
OSMANLI DEVLETİNİN MANEVİ KURUCUSU ŞEYH EDEBALI
Şeyh Edebalı 1206 yılında Merv'de doğdu.Selçukluların Şeyh'ül İslam'ı Şeyh Sadrettin Konevi ve Mevlâna Celâleddini Rumi'nin çağdaşıdır.Künyesi İmadüddin Mustafa b.İbrahim b.İnac el-Kırşehri'dir. Edebalı ilk tahsilini Karaman'da yaptı.Hanefi hukukçusu Necmeddin ez-Zahidi'nin öğrencisi oldu.Daha sonra Dımaşk'a(Şam)giderek Sadreddin Süleyman b.Ebül-iz ve Cemalettin el-Hasiri gibi dönemin tanınmış alimlerinden dini ilim tahsil etti.Şam'dan ülkesine dönünce tasavvufa yöneldi.Eskişehir yakınlarında bulunan İtburnu Köyü'nde bir zaviye kurarak halkı irşada başladı.Aşıkpaşazade zaviyesinin hiç boş kalmadığını,Edebalı'nın gelip geçen fukaranın hertürlü ihtiyacını gidermeye çalıştığını,hatta bu maksatla koyun sürüsü bulundurduğunu kaydederler.
Söğüt ve Domaniç yaylaları, Selçuklu Devleti tarafından aşiretine yaylak ve kışlak olarak verilen Osman Gazi sık sık Edebalı'nın zaviyesinde misafir olarak kalırdı. Orta Asya'dan getirdikleri bir takım özelliklerden dolayı alim ve sûfilere karşı son derece hürmeti olan Osman Gazi, mübarek günlerde Edebalı'nın zaviyesine giderek dini ve idari konularda, onun görüşlerini alırdı.
Misafir olarak kaldığı bir gecede gördüğü rüya şöyle idi. Şey Edebalı'nın koynundan çıkan bir ay geldi kendi koynuna girdi. Göğsünden bir ağaç bitti. Öylesine büyük bir ağaç oldu ki dalları gökleri, kökleri tüm dünyaya sardı. Gölgesi bütün yeryüzünü tuttu. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Ulu dağlara ve dağların eteğinden çıkan coşkun sulara hep o ağaç gölge etti.
Osman Bey rüyasını Şeyh Edebalı'ya anlatır.Edebalı rüyayı şöyle yorumlar:"Oğul Osman,Hak Teala sana ve soyuna hükümranlık verdi mübarek olsun,kızım Malhun Hatun senin helâlin olsun."der.Edebalı'nın bu yorumu üzerine Osman Gazi Ma
Şu giriş introsundaki soyluluğa bak! . Emeği geçen herkese sevgi ve saygılarımı sunarım. Böyle bir güzelliği bizlerle paylaşıp, çoğalttıkları için.
TRT'de yıllar önce yayınlanan KURULUŞ dizisinden ilerleyen zamanlarda bazı bölümlerinden kesitler paylaşacağız siz değerli tarih severlerle.Bizi takip etmeye devam edin..
MOĞOLLAR
Dilleri Altay dil ailesinden Mançu-Tunguzca, Türkçe ve Korece ile gramer ve kelime bakımından ilişkili bulunan Moğollar’ın menşei (İslâm kaynaklarında Tatarlar) ve VI. yüzyıldan önceki tarihleri oldukça karanlıktır. Moğol adı, kaynaklarda ilk defa VII. yüzyılda T’ang sülâlesi resmî tarihleri Chiu T’ang-shu ve Hsin T’ang-shu’da “Mêng-wu” ve “Mêng-wa” şeklinde Proto-Moğol Shih-wei kabile grupları arasında önemsiz küçük bir kabile ismi şeklinde geçer; devlet ve hânedan adı olarak kullanılması Cengiz Han zamanında, millet adı olarak kullanılması ise çok daha sonra gerçekleşmiştir. Arkeolojik kazılardan elde edilen bilgilere göre Moğol asıllı kabileler, daha milâttan önce II. binyıldan itibaren Türk menşeli kabilelerin doğusunda yer almakta ve Tula nehrinin kaynakları her iki ırk arasında sınır teşkil etmekteydi. Bu dönemde Moğollar, Tula nehrinin kaynaklarından Mançurya’nın batı ve güneybatısına kadar yayılmışlardı. Hunlar’dan itibaren Moğollar ile Türkler arasındaki temasların sıklaştığı görülmektedir. Büyük Hun Devleti’nin yıkılmasının ardından Asya’da ortaya çıkan güç boşluğu, III. yüzyılın başlarından VI. yüzyılın ortalarına kadar Moğol asıllı Hsienpi ve Juan-juanlar tarafından doldurulmuştur. VI. yüzyılın ortalarından itibaren önce Göktürk, daha sonra Uygur hâkimiyetine giren Moğollar bu dönemde Türk kültürü ve devlet geleneklerinden önemli ölçüde etkilenmişlerdir.
X-XII. yüzyıllarda Moğol asıllı kabileler tarafından Kuzey Çin ile İç Asya’da Curcen, Kitan ve Karahıtaylar gibi devletler kurulmakla birlikte Moğollar’ın dünya tarihinde önemli rol oynaması, ancak XIII. yüzyılın başlarında Timuçin’in kurduğu Moğol İmparatorluğu ile olmuştur. Timuçin, uzun mücadelelerin ardından bütün Moğol aşiretlerini tek bir devlet çatısı altında toplamayı başardı. 120