Luna Yayınları

Luna Yayınları Deneyimli, dinamik, yenilikçi bir yayıneviyiz. Hazırladığımız her kitap bizi heyecanlandırıyor. İşimizi aşkla ve titizlikle yapiyoruz.

Başkent Yggdrasil’in kontrolünü ele geçirip Tanrı Öldüren olarak yeniden doğan Gölge, gözlerini tanrıların diyarı Asgard...
18/12/2024

Başkent Yggdrasil’in kontrolünü ele geçirip Tanrı Öldüren olarak yeniden doğan Gölge, gözlerini tanrıların diyarı Asgard’a diker. Fakat Asgard’ı ele geçirmeden önce Valhalla’ya düzen getirip güç toplaması gerekir. İnsanlar özgürlük için harekete geçtiğinde tanrıların alacakaranlığı gelecek, bütün dünyanın gidişatı değişecektir.

Sonsuzluğun Melodisi serisinin son kitabında başlangıçlar sonlanacak, sonlar ise tekrar başlayacak.

“Ağaçtan şehre doğru baktığında fakir ve zengin kesim arasındaki farkı çok daha net bir şekilde görebiliyordu. Doğduğundan beri çok acı çekmişti ama çevresinde ondan da fazla acı çekenlerin olduğunu biliyordu. Her gün ölüm haberleri alıyordu. Yine de umutluydu. Güzel günler elbet tekrar gelecekti çünkü tarih her zaman tekerrür ediyordu... Ve çocuk umutluydu. Savaşması gerekiyordu. Savaşmayı bıraktığı an bütün umut yok olurdu. Her şeye rağmen savaşıp adaletin kahramanı olmalıydı. İşte bundan bütün benliğiyle çok emindi.”

Umut, sokaklarda yaşayan hiçbir canlının aç kalmasını istemiyordu.Her gün okula giderken onlar için yemek götürüyordu.Pe...
18/12/2024

Umut, sokaklarda yaşayan
hiçbir canlının aç kalmasını istemiyordu.
Her gün okula giderken onlar için yemek götürüyordu.
Peki Umut’un tüm sokak hayvanlarını besleyebilmesi mümkün müydü?
Ya okul bahçesinde köpeğe bağıran o çocuğa ne demeliydi?
Adı Rüzgâr mıydı?
Rüzgâr, hayvanları sevmiyor muydu? Üstelik hiç gülmüyordu.
İçindeki sevgi ve merhameti ortaya çıkarmanın bir yolu var mıydı?
Mutlaka olmalıydı.
Çünkü “sevgi” hepimizin içinde vardı.

Psikolog Ceren Karataş’ın kaleminden sevgi, merhamet ve dostluk üzerine gülümseten bir hikâye. Üstelik bu kitapta tek gülümseyen çocuklar değil, can dostlarımız sokak hayvanları da hikâyenin en özel yerinde sizlerle…

Anastasia… Büyüleyici bir kitap, unutulmaz karakterler. Her sayfasıyla merak uyandıran, bir çırpıda okuyup bitireceğiniz...
18/12/2024

Anastasia… Büyüleyici bir kitap, unutulmaz karakterler. Her sayfasıyla merak uyandıran, bir çırpıda okuyup bitireceğiniz bir eser. Aşk, dostluk, fedakârlık, intikam... Ara ara serpiştirilmiş, zengin genel kültür… Yine bizi, bizden aldınız Ali Bey. Hayal gücünün sınırlarını zorlayan sırlarla, güçlü duygularla dolu bu kitap için çok çok teşekkürler.
Hatice Halen Atay
Gaziantep Üniversitesi

Hikâyenin başladığı yerde hüzün, duygusallık ve mutluluk ile biten, bir solukta okuma fırsatı veren Anastasia için, emeğine, kalemine sağlık...
Cengiz Cenan

İnsanların para hırsı ve şahsi menfaatleri uğruna acımasızca yapmış oldukları kötülüklerin karşısında, aşk ve sevgi uğruna, arkadaşı için gözünü kırpmadan canını feda edecek kadar güzel insanların da olduğunu anlatan bu roman için, size ne kadar teşekkür etsem az. Çok teşekkür ediyorum. Emeğinize, yüreğinize sağlık...
Ökkeş Bulut
İş adamı

Astana’dan Karaganda’ya... Samara’dan Antalya’ya... Aşk, dostluk, intikam. Borovoe’de biten acı ve hüzün... Parçalanmış yürekler...
Raxmet Ali Ağa
Dr. Meruvert  Abylbekova

İnsanoğlu ne kadar büyürse büyüsün, hayatın bazı anlarında “evvel zaman içinde” diyen bir masala ihtiyaç duyar.Bu derlem...
13/12/2024

İnsanoğlu ne kadar büyürse büyüsün, hayatın bazı anlarında “evvel zaman içinde” diyen bir masala ihtiyaç duyar.
Bu derleme çalışmasında da Frig Vadisindeki küçüklere ve içindeki çocuğu yaşatan büyüklere yıllardır anlatılan masallar, sizlere “evvel zaman içinde, kalbur saman içinde” demek için geliyor.
Ömrünüze mutluluk katması dileğiyle…

Bu kitap, Aşkın Öğrencisi olmaya niyet etmiş herkes için bir rehber niteliğindedir.Yaradan’ın yansımaları olarak bize ve...
09/12/2024

Bu kitap, Aşkın Öğrencisi olmaya niyet etmiş herkes için bir rehber niteliğindedir.

Yaradan’ın yansımaları olarak bize verilmiş yetenekleri kullanmaya, kendi gerçekliğimizi en güzel şekilde yaratmaya, kendimizin en mükemmel versiyonunu oluşturmaya geldik.
Kimseyle kıyaslamadan kendi biricikliğimizi fark etmek için indik bu gezegene.
Milyarlarca insandan bir tane daha bizim aynımızdan yok!
Şimdi gözünü kapatıp tüm yaradılışı gözünde bir canlandır. Her şeyden sadece tek bir tane var. Tüm yaradılış teklik yasasıyla yaratılmış. Önemini fark ediyor musun?

Shakti Banu Metya’nın uzun yıllar kendi üzerinde derinleşmesi neticesinde keşfettiği ve geliştirdiği Büyülü Orman Tekniği, insanların iç sesleriyle, kalpleriyle konuşmalarına, ihtiyaç duydukları cevapları almalarına vesile oldu. Hâlen yaptığı Büyülü Orman bireysel/grup şifa seansları ve Özgür Kadın, Dişi Öze Dönüş eğitim programıyla insanların yaşam kalitesini arttırmak, hayatlarına yeni yönler verebilmeleri için cesaretlendirmek ve özgürce yaşamaları için farkındalık kazandırmak niyetiyle çalışmaya devam etmektedir.

Bir el işi tekniği olan “amigurumi” ile örülmüş bir bebek Çiçipella.Kısa adı ÇİÇİ.Hikâyesi de en az kendisi kadar ilgi ç...
09/12/2024

Bir el işi tekniği olan “amigurumi” ile örülmüş bir bebek Çiçipella.
Kısa adı ÇİÇİ.
Hikâyesi de en az kendisi kadar ilgi çekici.
Japonya’dan yola çıkan Çiçi’nin bir sorunu var, bilseniz ne büyük!
Ancak ona yardım edecek dostları var.
Belki biri de sensin!
Okul öncesi öğretmeni olan Adile ALKAN, çocuklar için ilgi çekici, eğlenceli ve şiirsel bir hikâye yaratmanın ötesine geçerek, “kendini sevme ve kabul etme” üzerine derin bir konuyu işliyor. Üstelik kitabın sonunda görselleri ile beraber yer alan talimatlara uyarak siz de kendi ÇİÇİPELLA bebeğinizi yapabilirsiniz!

Bu kitapta yer alan şiirlerde kimi zaman kendimi büyürken gördüm kimi zaman da babamın büyümesine tanıklık ettim. Bir şi...
04/12/2024

Bu kitapta yer alan şiirlerde kimi zaman kendimi büyürken gördüm kimi zaman da babamın büyümesine tanıklık ettim. Bir şiir meraklısı olarak, babamın şair kimliğinden ve yazarken kendini bulduğu şiirlerinden gurur duyuyorum. Umarım her okuyucu da benim gibi bu şiirlerden hayata dair dersler çıkarır.

Ecem YILDIRIM

Sevgili kardeşim; çocukluğun, okul hayatın, gençliğin, askerlik hayatın, evlilik hayatın, çocukların, sevgili eşini kaybedişin, çocuklarının eğitim hayatı ve siyasi hayatında hep iz bırakarak yaşadın. Yol gösterdin, ışık oldun, sorunlarına çözüm buldun. Tüm bu yaşanmışlıkları şiirlerle dile getirerek pekiştirdin. Bunu başardığın için çok teşekkür ederim. Yolun, bahtın ve şansın açık olsun.

Hüsniye KARACIGA

Biz canlılar için sonlu ama kadim insanlık için sonsuz devinimin, yürek ve gönül işçisi sevgili dostum Z. Cem YILDIRIM’ın bilincinden ve yüreğinden süzülen insanlık, vatanseverlik, sevgi ve umut dolu dizelerinin paylaşımına erişmek sonsuz mutluluk verici. Yazım yolculuğun daim olsun.

Kader Cemal GÖREN

Bu sözlük, inşaat mühendisliğinin-HİDROLİK       -HYDRAULICS-KIYI VE LİMAN MÜHENDİSLİĞİ       -COASTAL AND HARBOUR ENGIN...
27/11/2024

Bu sözlük, inşaat mühendisliğinin

-HİDROLİK       -HYDRAULICS
-KIYI VE LİMAN MÜHENDİSLİĞİ       -COASTAL AND HARBOUR ENGINEERING
-SULAMA VE KURUTMA       -IRRIGATION & DRAINAGE
-ULAŞIM MÜHENDİSLİĞİ       -TRANSPORTATION ENGINEERING
-ZEMİN MEKANİĞİ VE TEMEL MÜHENDİSLİĞİ       -SOIL MECHANICS & FOUNDATION ENGINEERING
-MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ VE KAYA MEKANİĞİ       -ENGINEERING GEOLOGY & ROCK MECHANICS
-YAPI MÜHENDİSLİĞİ       -STRUCTURAL ENGINEERING
-BARAJ MÜHENDİSLİĞİ       -DAM ENGINEERING
-IRMAK MÜHENDİSLİĞİ       -RIVER ENGINEERING
-SUGETİRME VE KANALİZASYON – ARITMA       -WATER SUPPLY & WASTE WATER - TREATMENT
-TÜNEL MÜHENDİSLİĞİ       -TUNNEL ENGINEERING
-DEPREM MÜHENDİSLİĞİ       -EARTHQUAKE ENGINEERING
konularını içeren 30.000’i aşkın sözcük ve deyimi içermektedir.
Dil aynı zamanda bağımsızlığın da bir gereğidir.
Kendi dilini kullanan, kendi dilinde bilim yapıp, bilim üreten toplumlar,
uygar toplumlar arasında hak ettikleri saygın yeri mutlaka bulacaklardır.

Alp, tüm gününü bilgisayar başında geçiren bir çocuk.Sanal dünyadaki oyunların birini bitirip bir diğerine başlıyor.Oysa...
27/11/2024

Alp, tüm gününü bilgisayar başında geçiren bir çocuk.
Sanal dünyadaki oyunların birini bitirip bir diğerine başlıyor.
Oysa önceden oyun arkadaşı bilgisayar değil, kedisi Lokum’du.
Peki, Lokum bu durumdan memnun mu?
Belki de…
Artık onun da en yakın arkadaşı Alp’ten vazgeçmesinin vakti geldi!
İşte asıl oyun, şimdi başlıyor!

Çocuk Gelişim Uzmanı Nihal Turan Yurdabak’ın kaleminden, ekran bağımlılığına dikkat çeken; dostluk, paylaşmak, empati gibi kavramlar ile harmanlanmış bir hikâye.

Kirpi Nine’nin sihirli tarifleri vardı.Yemeklerinden yayılan mis gibi kokular, ormanın derinliklerine kadar ulaşabiliyor...
27/11/2024

Kirpi Nine’nin sihirli tarifleri vardı.
Yemeklerinden yayılan mis gibi kokular, ormanın derinliklerine kadar ulaşabiliyordu.
Çünkü kokular da sihirliydi.
Bu kokuları ormanda yaşayan her hayvan alamazdı.
Sadece bencil ve paylaşmayı sevmeyen, mutsuz hayvanlar, bu kokuları alırdı.
Peki, bu sihirli yemeğin içinde neler vardı?
Asık Suratlı Bay Kanguru, bu kokuyu alınca ne yapacaktı?
Kirpi Nine’nin evinin gizli şifresini çözebilecek miydi?

Çocuk Gelişim Uzmanı Nihal Turan Yurdabak’ın kaleminden, empati, hoşgörü ve sabrın sihirli dokunuşlarına şahit olacağınız bu hikâyede, bakalım siz Kirpi Nine’nin sofrasına oturabilecek misiniz?

“Bütün kavranamaz!”C. G. JungSlovenya’nın önemli merkezlerinden biri sayılan Nova Gorica şehri yıl boyunca sessiz, sakin...
27/11/2024

“Bütün kavranamaz!”
C. G. Jung

Slovenya’nın önemli merkezlerinden biri sayılan Nova Gorica şehri yıl boyunca sessiz, sakin bir hayat sürer. Genellikle kayda değer bir olay olmaz.
Haziran ayı geldiğinde iş değişir. Festival heyecanı başlar. Her ne kadar burada kimse dünyadaki tüm kötülerin   -bir gece için bile olsa- Triglav Dağı’na gelip, orayı teslim aldığına inanmasa da, onların kovulmasını rastlantıya bırakmak istemez. Böylece sabaha kadar dağın yamaçlarında nöbet tutar. İnanmadıklarını söyledikleri bu masalın aslında iç dünyalarında özel bir yeri vardır.

Orhan Aydın, yaşamından izler taşıyan Necip Bey ve Çantalı romanlarından sonra şimdi de üçlemenin son kitabı Tinnitus ile okurlarının karşısına çıkıyor.

“Koş, arkana bakmadan, kırmızı kapıyı görene dek durmadan koş!”Alin, onu içine çeken o zifirî karanlığa doğru koşmaya ba...
27/11/2024

“Koş, arkana bakmadan, kırmızı kapıyı görene dek durmadan koş!”
Alin, onu içine çeken o zifirî karanlığa doğru koşmaya başladı. Bacaklarını o mu kontrol ediyordu yoksa bağımsız bir hareket hâlinde miydiler tam kestiremiyordu.
Kar taneleri birer mermi gibi sıyırıyordu yüzünü.
Öyle karanlıktı ki, sanki sonsuz bir kuyuya düşüyordu.
Ve sonunda karanlığın içinde parlayan kırmızı bir kapı karşıladı onu.
Açık unutulmuş bir gece lambası gibi çaresizce parlıyordu. Yalnızca küçük bir kulübenin kapısından içeri girmeyecekti Alin. Kapıyı korkuyla yumruklarken, geçmişini, bugününü ve onu umutla bekleyen bir halkın geleceğini de uyandıracaktı.
Işık ve karanlığın, iyilik ve kötülüğün, aşk ile alçaklığın savaşı değildi bu sadece.
Çok daha ötesiydi!
Işık, daima olmalıydı…
Işık… Kalbini henüz karanlığın gölgesine teslim etmeyenler için son umuttu…

Sinem Ürkmez Şahin’in kaleminden, heyecan dolu, yaratıcılığı karşısında şaşkınlık uyandıracak ve bir o kadar da derin bir hikâye…
Işığın karanlıkla savaşı…

“Çok merak ediyorum. Acaba bütün çocukların sürekli yaptıkları şeyleri, bazen yapmak istemediği zamanlar oluyor mu? Beni...
25/11/2024

“Çok merak ediyorum.
Acaba bütün çocukların sürekli yaptıkları şeyleri,
bazen yapmak istemediği zamanlar oluyor mu?
Benim oluyor mesela.”

İşte, böyle başlıyor hikâye…
“Bazen”  çok keyifle yaptığımız davranışları hiç yapmak gelmez içimizden.
“Bazen” her gün koşarak gittiğimiz okulumuza gitmek istemeyiz,
“Bazen” en sevdiğimiz yemekleri yemek…
“Bazen” ise parktan eve gelince elimizi yıkamak bile çok zor gelir.
Bazen neşeyle geçer zaman, sorumluluklar mecburiyet değil, kolaylık olur.
“Bazen” öylece durmak isteriz, içimizi bir “suçluluk” kaplar.
Peki, hangisi doğru?
İşte, cevabın kapısını bu kitap aralıyor; ama bulmak SENİN ELİNDE!

“Çok merak ediyorum. Acaba bütün çocukların sürekli yaptıkları şeyleri, bazen yapmak istemediği zamanlar oluyor mu? Beni...
25/11/2024

“Çok merak ediyorum.
Acaba bütün çocukların sürekli yaptıkları şeyleri,
bazen yapmak istemediği zamanlar oluyor mu?
Benim oluyor mesela.”

İşte, böyle başlıyor hikâye…
“Bazen”  çok keyifle yaptığımız davranışları hiç yapmak gelmez içimizden.
“Bazen” her gün koşarak gittiğimiz okulumuza gitmek istemeyiz,
“Bazen” en sevdiğimiz yemekleri yemek…
“Bazen” ise parktan eve gelince elimizi yıkamak bile çok zor gelir.
Bazen neşeyle geçer zaman, sorumluluklar mecburiyet değil, kolaylık olur.
“Bazen” öylece durmak isteriz, içimizi bir “suçluluk” kaplar.
Peki, hangisi doğru?
İşte, cevabın kapısını bu kitap aralıyor; ama bulmak SENİN ELİNDE!

Her ev, sıcak bir yuva değildi. Bazen bir cinayet mahalliydi. Her anne, her baba sadece koruyan kollayan değil, aynı zam...
25/11/2024

Her ev, sıcak bir yuva değildi. Bazen bir cinayet mahalliydi. Her anne, her baba sadece koruyan kollayan değil, aynı zamanda suça iştirak edendi. Sadece çocuk, ne olursa olsun hep çocuktu.
Ülkemizde yaşanan bunca kadın istismarı ve özellikle kız çocuklarının eğitim, oyun, sağlık ve hatta yaşam hakkından mahrum bırakılmasından, hepimiz sorumluyuz. Bugünün suçlularını yetiştiren anne babalar, destek veren insanlar, görmezden gelen, sesini çıkarmayan herkes sorumludur.
Bu kitap yirmi kadının yaşadığı acı tatlı hikâyeler ele alınarak, yine kadınlar ve yarının kadınları olan kız çocukları adına farkındalık yaratmak amacıyla yazılmıştır.
Dilerim ki kadınlar mutlu olsun, gülmeyi unutmasın, çocuklar gelin olmasın…

Bu kitabın hazırlık aşamasının yapıldığı beş aylık süreçte 114 kadın, şüpheli şekilde öldürülmüştür.

Ey Kalbim!Akıllanmış gibisin ama yinebir gün aynı hatalarıyapacağından eminim.Çünkü ne sen benidinliyorsun ne de ben sen...
25/11/2024

Ey Kalbim!

Akıllanmış gibisin ama yine
bir gün aynı hataları
yapacağından eminim.
Çünkü ne sen beni
dinliyorsun ne de ben seni.

Bazen en çok da kendine iyi gelecek olana ön yargılı yaklaşmıyor mu insan? Deniz de çalıştığı şirkette kariyerinin önünü...
25/11/2024

Bazen en çok da kendine iyi gelecek olana ön yargılı yaklaşmıyor mu insan? Deniz de çalıştığı şirkette kariyerinin önünü açmak için, mecbur kalmasa koçluk almayı asla düşünmeyecek bir beyaz yakalı. Bir mecburiyet olarak başladığı koçluk yolculuğundan değişerek, dönüşerek ve hafifleyerek çıkan Deniz’in hikâyesini; yolculuğunun onu büyüten, adımlarını sağlamlaştıran her aşamasını keyifle takip edecek, Deniz’in kaybettiği renklerine kavuşmasına ve bunun çalıştığı şirkete ve topluma kadar uzanan etkilerine şahit olacaksınız. Koçluğun, adına hayat dediğimiz, el yordamıyla, düşe kalka yürüdüğümüz yolun karanlık köşelerini, bir fener gibi nasıl aydınlattığının hikâyesi bu.
Editör Duygu KARATAŞ

Deniz dalgalı ve fırtınalı olduğunda ne içini ne de etrafını görebilirsiniz, keza görecekleriniz de ne kadar berrak olabilir ki?
İşte Deniz’in hikâyesine adım attığımda, her şey fırtınada olduğu gibi görünüyordu ve aslında kendi dünyama da adım attığımı bilmiyordum. Önce aynaya baktım. Gördüğüm insanla olmak istediğim insan benziyor muydu? Sonra tekrar Deniz’in yanına gittim. Her cümlede Deniz, ben oldu. Onunla birlikte yürüdüm, düştüm, ağladım, güldüm…
Sonra Oylum girdi ikimizin de hayatına. Deniz’e koçluk yaparken aslında bana da yapıyordu. Daha önce duyduğum ancak hiç tecrübe etmediğim koçluk sürecindeki etik duruş, yönetim şekli ve detaylar beni derinden etkiledi. Bu bakış açısıyla adım adım kendime dönmek, daha önce yaşamadığım bir tecrübe oldu. Kendi “Renkli Değerler Çemberi”mi oluşturdum, kendi “En …lerimi”, “Yaşam Çemberi”mi boyadım ben de tıpkı Deniz gibi… Her sayfada kendimi aradım, kendimi daha iyi tanıdım. Sıra kokumu bulmaya geldiğinde, daha çok döndüm kendime.
Konuştum, dinledim, sustum…
Ve sonunda fırtına sakinleşmeye başladı. Her yer daha bir berrak, kokular daha bir canlı oldu. İşte benim kokum “Yasemin çiçeği”ymiş.
Siz de kokunuzu bulmaya hazır mısınız?
Editör Zeynep ÇOKRAN

Badem, başka türlü bir kedi!Yeni ülkeler görmeye ve başka kültürleri öğrenmeye bayılıyor.Bir önceki macerasında Kızılden...
20/11/2024

Badem, başka türlü bir kedi!
Yeni ülkeler görmeye ve başka kültürleri öğrenmeye bayılıyor.
Bir önceki macerasında Kızıldeniz’i ziyaret eden Badem,
bu sefer de Japonya’ya gidiyor.
Geyik’in sırtında yolculuk yapmaya alışkın olan Badem,
yolculuğuna uçakla devam ediyor.

Bayan Yokomo ile çay seremonisi, Fuji Dağı’nın gizemli geçitleri, kayıp samuray kılıcı ve pespembe sakura çiçekleri…

Maceralı Japonya gezisinden geriye, harika anlar ve unutulmaz dostlar kalıyor!

Address

Ankara
06420

Opening Hours

Monday 09:00 - 18:00
Tuesday 09:00 - 18:00
Wednesday 09:00 - 18:00
Thursday 09:00 - 18:00
Friday 09:00 - 15:00

Telephone

+903124335070

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Luna Yayınları posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Luna Yayınları:

Share

Category