TYB Akademi

TYB Akademi TYB Akademi Dergisi Türkiye Yazarlar Birliği bünyesinde 4 ayda bir çıkartılan akademik dergidir.

Hüseyin Akın: Yazarların Birliği Daim Olsun!Kuruluşunun 45. Yılı dolayısıyla; ülkemizin önemli 45 edebiyatçısı Türkiye Y...
27/06/2024

Hüseyin Akın: Yazarların Birliği Daim Olsun!

Kuruluşunun 45. Yılı dolayısıyla; ülkemizin önemli 45 edebiyatçısı Türkiye Yazarlar Birliği’ne dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Kitap olarak da yayımlanan metinleri sırasıyla yayınlıyoruz.
**********

Türkiye Yazarlar Birliği aynı ülkü ve ilkeler etrafında bir araya gelmiş yazarların öncülüğü ile kurulmuş bir birliktelik. Yazarlar arasındaki mesleki dayanışmayı geliştirmek, Türkiye’nin kültür hayatına yazarların müşterek katkılarını sağlamak amacıyla 1978 yılında kurulmuştur. 1978 demek benim gizli gizli şiirler yazdığım orta ikinci sınıf öğrencilik yıllarım. Yazar olarak tanıdığım isimler okulda öğretmenlerim ders anlatırken kulağıma çalınan üç beş isimden ibaretti. Necip Fazıl Kısakürek, Ali Ulvi Kurucu, Şule Yüksel Şenler, Mustafa Yazgan, Kadir Mısıroğlu, Mustafa Müftüoğlu, Abdurrahim Karakoç, Ali Kemal Belviranlı sadece sınıfımızda değil okulun koridorlarında ve mahalle ortamlarında da isimleri sıkça telaffuz edilen yazarlar arasındaydı.

Parçalanarak Oluşmak: Muhtar Magavin’in “Jarmaq” Romanında PostkolonyalizmFaizulla Toltay ve Prof. Dr. Ferhat Ağırman ya...
25/06/2024

Parçalanarak Oluşmak: Muhtar Magavin’in “Jarmaq” Romanında Postkolonyalizm

Faizulla Toltay ve Prof. Dr. Ferhat Ağırman yazdı.
Postkolonyal edebiyat (Postcolonial literature), postmodernizmin bir alanı olarak daha önce sömürgeleştirilmiş ülkelerin bağımsızlık sonrası yayınlanan eserler üzerinde değerlendirmeler yapmaktadır. Yani genellikle bir ülkenin sömürgeden kurtulmasının sorunlarını ve sonuçlarını inceler. Dahası özgürlüğünü kazanmış halkların siyasi ve kültürel bağımsızlığına ilişkin ırkçı ve sömürgeci uygulamaların oluşturduğu sorunlara yöneltilen bir eleştiridir. Dolayısıyla bu tür sorunlar çerçevesinde bir dizi edebi eser ve ürünler verilmiştir. Bu alanda eser vermiş yazarlar genel olarak eserlerinde geleneksel kolonyal söylemi ya değiştirerek ya aşağılayarak ya da her ikisini birden işlemişlerdir.

Postkolonyal edebiyat teorisi, konu olarak sömürgeci ile sömürge arasındaki diyalog ve ilişki yumağını oluşturan ve üreten sosyal söyleme özel bir önem vererek, sömürge ve sömürge sonrası edebiyatı yeniden inceler. Farklı bir bağlamda, “postkolonyal teori, Avrupa-merkezcilik, milliyetçilik (ulus biçim), sömürgeci ideoloji ve ekonomik determinizm eleştirisi olarak bilinir (Vivek Chibber, 2016: 18). Kelimenin başındaki “post” ifadesi bilincin silinmesi olarak ifade edilmesinden ziyade yeni bağlantılar ya da bağlantısızlıklarla yeni bir duruma işaret eder. Diğer bir ifadeyle sömürge sonrası dönem, bir yandan, sömürgeci güçlere karşı direnişin büyük tarihsel başarılarını işaret eder; öte yandan, paradoksal bir biçimde, pek çok temel iktidar yapısının hâlâ var olduğu bir sonraki dönemi anlatır.

https://www.tyb.org.tr/parcalanarak-olusmak-muhtar-magavinin-jarmaq-romaninda-postkolonyalizm-66042h.htm

.genckahve

Gelenekten Moderne Türk Edebiyatının Dönüşümü: Eşikte Bir Metin Olarak Defter-i AşkDoç. Dr. Şerife Ağarı ve Doç. Dr. Sel...
24/06/2024

Gelenekten Moderne Türk Edebiyatının Dönüşümü: Eşikte Bir Metin Olarak Defter-i Aşk

Doç. Dr. Şerife Ağarı ve Doç. Dr. Selçuk Atay yazdı.

Giriş yahut Tasnifleri Yeniden Düşünmek

Var olan her şey değişir, değişmek zorundadır; çünkü değişim varlığın özünde bulunan mutlak bir hakikattir. Buna bağlı olarak her şey gibi zamanla insan da değişir. Edebiyat, insanın duygu dünyasında gelişen ve oradan dışarıya yansıyan bir olgu olduğuna göre insanla beraber edebiyatın da değişmesi kaçınılmazdır.

“Unutulmamalıdır ki her yeniliği önce yadırgar, sonra kabullenir ve nihayet kanıksarız. Şiirde aynı döngünün olanca tabiiliğiyle yaşandığı niçin düşünülmesin? Bir zamanlar ‘yeni’ olan zamanla geleneğe mâl olup klasikleşmiş ve sonunda eskiyip kanıksanmış değil midir? ‘Klasik’ eskimeyen değil, eskimesine rağmen değer kaybetmeyendir. ‘Yeni’ ise henüz zamanın aşındırıcı etkileriyle tanışmadığı için geleneğe dâhil edilemeyen, değeri sadece tazeliğinde gizli olandır.” (2022, s.568)

M. Kayahan Özgül’den alıntılanan yukarıdaki satırlar değişen ve dönüşen dünya içerisinde bir bilinç ürünü olan edebî metinlerin de canlı bir varlık olduğunu göstermekten ziyade söz konusu değişim ve dönüşümün ‘eski’ ve ‘yeni’nin nasıl algılanması gerektiğini ortaya koymaktadır.

https://www.tyb.org.tr/gelenekten-moderne-turk-edebiyatinin-donusumu-esikte-bir-metin-olarak-defter-i-ask-66032h.htm

.genckahve

Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Yılmaz: Hilye ve Hakani’nin Hilye-i Saadet’inde Beş Duyunun Kullanımıİslam inancında son peygamber H...
15/06/2024

Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Yılmaz: Hilye ve Hakani’nin Hilye-i Saadet’inde Beş Duyunun Kullanımı

İslam inancında son peygamber Hz. Muhammed’in, kâinata bir rahmet ve ışık olarak gönderildiği bildirilmiştir (Enbiya suresi 21/ 107, Ahzab suresi 33/45-46).
Onun tavırları, henüz peygamber olmadan edindiği ‘emin’ sıfatı, ahlaki donanımı; kendinden sonra gelecek nesiller için sağlam bir rol model olarak gösterilmiştir.

Putperestliğin en kavi olduğu çağda, Arap coğrafyasında doğan İslamiyet, bu kökleşmiş sapkın inancı yeryüzünden silmiştir. Dahası putları, insanlara hatırlatacak resim, heykel gibi sanatlardan uzak durulması sağlanmıştır. Fakat Hz. Peygamberin kelimelerle portresini çizmek manasına da gelebilecek hilye, mezkûr hükmün dışında kalmıştır ve gelenekselleşerek klasik Türk edebiyatının önemli türlerinden biri hâline dönüşmüştür. Sanat ve estetiğin güçlü örneklerini veren hilyeleri okuyan, işiten kişilerin muhayyilesinde Hz. Peygamberle alakalı gerçeklik duygusu pekişir, yakınlıklar imar edilir, hasıl olan ünsiyet derinleşir.

Bu çalışmada öncelikle çeşitli açılardan ele alınacak hilye türünün Türk edebiyatındaki ehemmiyetine etraflıca değinilecektir. Sonrasındaysa türün ilk, en bilinen ve dilden dile yayılan örneği Hilye-i Saadet, beş duyuya hitap etme şekilleri açısından beyit örnekleriyle incelenecektir.

https://www.tyb.org.tr/dr-ogr-uyesi-ayse-yilmaz-hilye-ve-hakaninin-hilye-i-saadetinde-bes-duyunun-kullanimi-65960h.htm

.genckahve

Dr .Öğr. Üyesi İsmail Çağrı Doğan: Beşeri Sermaye Alanında Mentörlük Çalışmalarının Gelişimi: Bibliyometrik Eşleme Anali...
13/06/2024

Dr .Öğr. Üyesi İsmail Çağrı Doğan: Beşeri Sermaye Alanında Mentörlük Çalışmalarının Gelişimi: Bibliyometrik Eşleme Analizi

Beşeri sermaye, bir bireyin sahip olduğu bilgi, beceri, deneyim ve diğer niteliklerin toplamını ifade eder (Becker, 1964; Bontis, 1999).
İnsan kaynakları açısından bakıldığında, beşeri sermaye, bir işletmenin sahip olduğu en değerli varlıklardan biridir (Ulrich, 1997; Hitt, Bierman, Shimizu & Kochhar, 2001). İşletme açısıldan bakıldığında ise çalışanların sahip oldukları bilgi, beceri, deneyim ve diğer nitelikler işletmenin rekabet gücünü artırır ve işletmenin hedeflerine ulaşmasına yardımcı olur (Boselie, Dietz, & Boon, 2005). Son yıllarda, beşeri sermaye kavramı, işletme performansını artırmak için kullanılan bir stratejik unsur haline gelmiştir (Wright & McMahan, 1992; Chen, Huang, & Chen, 2018).

Beşeri sermaye konusunda yapılan akademik çalışmalar, işletmelerdeki insan kaynaklarının yönetilmesi ve geliştirilmesine odaklanmaktadır (Huselid, 1995; Huselid, Jackson, & Schuler, 1997; Guest, 2017). Bu çalışmalar, beşeri sermayenin yönetiminin, işletmelerin performansı üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir (Huselid, 1995; Becker & Huselid, 1998). Bu nedenle, işletmelerin beşeri sermayelerini yönetmeleri, çalışanların yeteneklerini ve deneyimlerini geliştirmeleri ve işletme stratejileriyle uyumlu hale getirmeleri gerekmektedir (Huselid, 1995; Wright & McMahan, 1992).

Devamı: https://www.tyb.org.tr/dr-ogr-uyesi-ismail-cagri-dogan-beseri-sermaye-alaninda-mentorluk-calismalarinin-geli-65954h.htm

.genckahve

13/06/2024
Dr. Öğr. Üyesi Hülya Çevirme: Türkiye’de 2019-2023 Yılları Arasında Sosyal Bilimler Alanında Yazılmış Bilimsel Makaleler...
12/06/2024

Dr. Öğr. Üyesi Hülya Çevirme: Türkiye’de 2019-2023 Yılları Arasında Sosyal Bilimler Alanında Yazılmış Bilimsel Makalelerde Afet ve Kültür İlişkisi

Afetler, ister doğal olsun isterse de insan kaynaklı olsun, insanlık için sürekli bir tehdit oluşturmaktadır.
Deprem, sel, volkan patlamaları, kasırgalar, kuraklık, salgın hastalıklar ve artan teknolojik felaketler, insanlığı zorlu durumlar ve acı içinde bırakmaktadır. Bu nedenle tarih boyunca insanlar maruz kaldıkları felaketleri bilim dışı nedenlere bağlamış, mitik açıklamalardan dini inançlara kadar çeşitli olumsuz yorumlarda bulunmuşlardır. Oysa ki bilim doğal afetleri genellikle yerküre ve canlı dünyası için kaçınılmaz doğal olaylar olarak kabul eder ve canlıların yeniden üretim süreci olarak yorumlar. Üstelik doğal afetlerle ilgili inançların, düşüncelerin ve davranışların hala mitoloji, din ve geleneğin etkiler taşımaya devam etmekte, insanlar felaketlerle başa çıkarken hala inançlarına ve geleneksel ritüellere başvurmaktadır (Cashman & Cronin 2008: 407; Appleby-Arnold et al., 2018:157-159).

Felaketle ilgili duygu, düşünce ve davranış biçiminin temel kaynağı kültürdür. Çünkü kültür, özellikle kriz dönemlerinde savunma mekanizması olarak ortaya çıkar ve felaketle ilgili olayları gerçek dışı kurgulara da besler. Gizli bir şekilde işleyen bu mekanizma, özellikle bilim okuryazarlığı olmayan toplum ve bireyler için felaketi anlamlandırmada gelenekten gelen anlatılara dönüştürür. Bellek, felaket sürecindeki deneyimleri günlük yaşama da yansıtır. (Ögel, 1998: 433-441; Eliade, 2003:179; Barber & Barber 2012).

https://www.tyb.org.tr/dr-ogr-uyesi-hulya-cevirme-turkiyede-2019-2023-yillari-arasinda-sosyal-bilimler-alani-65944h.htm

.genckahve

Doç. Dr. Niyazi Kaya: Mili Eğitim Bakanlığının 2023 Hizmet İçi Eğitim Faaliyetlerinde Afet EğitimiEğitim kurumlarında öğ...
11/06/2024

Doç. Dr. Niyazi Kaya: Mili Eğitim Bakanlığının 2023 Hizmet İçi Eğitim Faaliyetlerinde Afet Eğitimi

Eğitim kurumlarında öğretmenlerin mesleklerini icra ederken sundukları hizmetin kalitesini, öğretimini yaptıkları alanda ve ilgili diğer alanlarda yaşanan gelişme ve değişimlere uyum sağlayabilme kapasiteleri doğrudan etkilemektedir.
Bu kapasitenin oluşturulmasında en etkili yolların başında hizmet içi dönemde eğitim faaliyetleri gelmektedir. Eğitim sektöründe görev yapanların mesleki gelişimleri amaca uygun olarak geliştirilen hzimetiçi eğitim programlarının sürdürülebilir bir şekilde uygulanmasıyla mümkün olabilir (Kayabaş, 2008). Bu bağlamda öğretmenlerin mesleki niteliklerinin geliştirilmesi, hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim süreçlerinin bütünleşmesi ile gerçekleştirilebilir (Öztürk, Öztürk ve Kaya, 2016; Saban, 2000).

https://www.tyb.org.tr/doc-dr-niyazi-kaya-mili-egitim-bakanliginin-2023-hizmet-ici-egitim-faaliyetlerinde-af-65936h.htm

.genckahve

Doç. Dr. Ebru Caymaz: Afet Risk Yönetişiminde Paydaş İlişkileri Yönetimi: Birleşmiş Milletler ÖrneğiBirleşmiş Milletler ...
10/06/2024

Doç. Dr. Ebru Caymaz: Afet Risk Yönetişiminde Paydaş İlişkileri Yönetimi: Birleşmiş Milletler Örneği

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yayımlanan rapora (UNDP, 2015) göre 2005 yılından günümüze afet kökenli olarak 700.000'den fazla insan hayatını kaybederken 1,4 milyonu aşkın kişi yaralanmış, 23 milyon kişi evsiz kalırken 1,5 milyardan fazla insan afetlerden çeşitli şekillerde etkilenmiştir. Bahsi geçen süreçte hesaplanan toplam ekonomik kayıp ise 1,3 trilyon Doların üzerindedir. En genel tanımıyla yönetişim kavramı; bir ülkenin işlerinin her düzeyde yönetilmesinde siyasi, ekonomik ve idari otoritenin kullanılması olarak ifade edilebilir. Vatandaşların ve grupların çıkarlarını dile getirdikleri, yasal haklarını kullandıkları, yükümlülüklerini yerine getirdikleri ve farklılıklarına aracılık ettikleri mekanizmalar, süreçler ve kurumlardan oluşur. Bu haliyle yönetişim, hükümeti de kapsar ancak aynı zamanda özel sektör ve sivil toplum kuruluşları da dahil olmak üzere ilgili tüm grupları içerdiği için çok boyutlu paydaş ilişkileri üzerine kurulmuştur (UNDP, 2015).

https://www.tyb.org.tr/doc-dr-ebru-caymaz-afet-risk-yonetisiminde-paydas-iliskileri-yonetimi-birlesmis-mille-65923h.htm

.genckahve

Akıllı Şehirlerin Acil Durum ve Afet Yönetiminde Dijital İkiz Teknolojisi: Potansiyeller ve UygulamalarDr. Öğr. Üyesi Ze...
08/06/2024

Akıllı Şehirlerin Acil Durum ve Afet Yönetiminde Dijital İkiz Teknolojisi: Potansiyeller ve Uygulamalar

Dr. Öğr. Üyesi Zehra Çubukcu, Doç. Dr. Levent Memiş, Doç. Dr. Cenay Babaoğlu

Kent yönetimlerinin öncelikli başlıklarından biri afetlerle mücadele politikalarıdır. Günün şartlarına uygun politikalar hayata geçirilmediğinde afetler can ve mal kaybına yol açmaktadır. Dünya nüfusunun kentsel alandaki yoğunluğu dikkate alındığında, afetlerin büyük oranda kentsel alanda karşılık bulduğu görülmektedir. Bu nedenle kentlerde, olağan üstü dönemlere yönelik hazırlıklar gerekmektedir. Özellikle deprem ve selin öne çıktığı doğal afetler, kentlerde öncelikli başlıklardandır. Uluslararası bir veri tabanına göre 2022 yılında dünya genelinde, tespit edilen kriterleri karşılayan 387 doğal afet meydana gelmiştir. Afetlerin yaşandığı kıtalar dikkate alındığında ilk sırada Asya (137), ikinci sırada Amerika ve üçüncü sırada Afrika (79) gelmektedir. 2002-2021 aralığında yıllık ortalama 370 afetin meydana geldiği tespit edilmiştir. Bu afetler dolayısıyla 30.704 kişinin yaşamını kaybettiği, 185 milyon insanın afetlerden etkilendiği belirtilmektedir. Ayrıca bu afetler nedeniyle 223,8 milyar dolarlık ekonomik kaybın oluştuğu hesaplanmaktadır. Gerçekleşen afetlerin türlerine bakıldığında ilk sırayı sel (176), ikinci sırayı fırtına (108), üçüncü sırayı da depremler (31) almaktadır. 2002-2021 ortalaması da benzer bir eğilimi göstermektedir (EM-DAT, 2022).

👉https://www.tyb.org.tr/akilli-sehirlerin-acil-durum-ve-afet-yonetiminde-dijital-ikiz-teknolojisi-potansiyell-65902h.htm .genckahve

TYB Akademi 40: Geçmişten Günümüze Afetler Sayısı Sunuş YazısıDr. Selman Salim Kesgin, Sayı Editörü6 Şubat depremleri il...
06/06/2024

TYB Akademi 40: Geçmişten Günümüze Afetler Sayısı Sunuş Yazısı

Dr. Selman Salim Kesgin, Sayı Editörü

6 Şubat depremleri ile bir kez daha acı bir şekilde gündemimize giren deprem gerçeği hepimizin hayatını derinden etkiledi. Kimimiz çaresizce ekran başındaydı, kimimiz enkaz başında en sevdiklerini bekledi, kimimiz yardım için afet bölgesine koştu kimimiz bağışlarıyla sahadaki çalışmalara destek oldu. Ülke olarak hep beraber kenetlendik ve ellerimizden geldiğince afetzedelerin yanında olmaya çalıştık.

Depremin üzerinden geçen bir yıl sonrasında bizler için muhasebe ve ders çıkarma vakti. Afetler konusunda yapıp ettiklerimizi, yapamayıp edemediklerimizi, yapmamış olmamız gereken konuları masaya yatırma ve belirli soruları sormak vaktidir.

Yaşadığımız afetin önüne geçmek mümkün müydü? 50 bini aşkın hemşerimizi toprağa vermeden de bu depremi tecrübe edebilir miydik? Afet biliminin parametreleri açısından bakıldığında bu soruların hepsine evet cevabı verebiliriz. Zira yerkabuğu kırılmaları, yer kabuğundaki hareketlerin meydana getirdiği enerjinin boşalması, bunlar sonucunda ayaklarımız altındaki yerin sarsıntısı olan deprem doğal bir olaydır. Ancak depremin afete dönüşmesi bizim kırılganlığımız nedeniyle ve bizim bu doğa olayını iyi okumayışımız, yer kabuğundaki potansiyel riskleri dikkate almamamız nedeniyle oluyor. Depremi daha sağlam binalar, dirençli şehirler, bilinçli bireyler olarak tecrübe etmiş olsaydık 6 Şubat sonrasında daha az insan ızdırabı yaşayacaktık.

Devamı: https://www.tyb.org.tr/tyb-akademi-40-gecmisten-gunumuze-afetler-sayisi-sunus-yazisi-65873h.htm

.genckahve

06/06/2024

TYB Akademi’nin karma özel sayısı çıktı

Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 4 ayda bir yayımlanan hakemli dil, edebiyat ve sosyal bilimler dergisi TYB Akademi’nin karma özel sayısı okurlarıyla buluştu.
TYB Akademi’nin imtiyaz Sahipliğini TYB Vakfı İktisadi İşletmesi adına D. Mehmet Doğan, Genel Yayın Yönetmenliğini Dr. Mehmet Tuğrul, Yazı İşleri Müdürlüğünü Mustafa Ekici ve İngilizce Editörlüğünü ise Fatma Süheyla İslamoğlu yaptı.

👉https://www.tyb.org.tr/tyb-akademinin-karma-ozel-sayisi-cikti-65798h.htm

06/06/2024

TYB Akademi’den Özel Sayı: ÖZGÜR FİLİSTİN

Prof. Dr. Ali Osman Kurt: “Amacımız, bu dergi aracılığıyla Filistin'in zengin tarihine ve kültürel mirasına ışık tutmak ve böylece bölgenin geleceği için barış ve adaletin önemini vurgulamaktır.”
Ülkemizin kültür, sanat, edebiyat ve düşünce dünyasına 45 yıldır hizmet eden Türkiye Yazarlar Birliği, 4 ayda bir yayımladığı hakemli “Dil, Edebiyat Ve Sosyal Bilimler Dergisi TYB Akademi” ile de sosyal bilimler kapsamına giren, ilahiyat, felsefe, tarih, dil ve edebiyat konularında sosyal bilimlere ait araştırmaya dayanan, sahasına katkı sağlayacak nitelikteki bilimsel makaleleri Türkçe ve İngilizce olarak yayımlamaya devam ediyor.

👉https://www.tyb.org.tr/tyb-akademiden-ozel-sayi-ozgur-filistin-65797h.htm

Prof. Dr. Sait Okumuş: Mesnevî’nin Yeni TıpkıbasımıMevlânâ Celâleddîn-i Belhî, özellikle Anadolu toprakları olmak üzere ...
24/02/2024

Prof. Dr. Sait Okumuş: Mesnevî’nin Yeni Tıpkıbasımı

Mevlânâ Celâleddîn-i Belhî, özellikle Anadolu toprakları olmak üzere İslam coğrafyasında ve dünyada, hayatı ve düşünceleriyle yüzyıllardır insanlığa nefes olmuş, sesine kulak verilmiş, dikkat ve ilgi odağı olmuş, olmaya da devam eden önemli bir şahsiyettir. Türkiye ve dünyada, Mevlânâ ve eserleri etrafında dünden bugüne şerhler, okumalar, incelemeler, azımsanmayacak çalışmalar yapılmıştır[1]. Eserleri Mesnevî, Dîvân-ı Kebîr, Fîhi Mâ Fîh, Mektûbât ve Mecâlis-i Seb’a’dır. Mesnevî, yazma nüshalarının çokluğu bakımından ön sıralarda yer alan klâsikler arasındadır. Başta Türkiye olmak üzere, İran, Hindistan, Pakistan, Afganistan, Mısır gibi ülkelerde ve Batı’daki büyük kütüphanelerin birçoğunda yüzlerce Mesnevî yazma nüshasının bulunduğu bilinmektedir.

Mesnevî, Mevlânâ’nın hayatının son on, on beş yılında ürün olarak ortaya çıkmıştır. İkinci cildin yazımına 662/1264 yılında başlandığını, ikinci cildin ilk beyitlerinde kendisi ifade etmiştir. Mesnevî’nin Mevlânâ tarafından söylenmesi, en yakın dostlarından Hüsameddin Çelebi tarafından yazıya geçirilmesi, her cildin bitiminde gözden geçirilmesi ve düzeltmeler yapılması, 672/1273 yılında vefatına kadar sürmüş olmalıdır.

TYB Akademi 39 / Eylül 2023

👉https://www.tyb.org.tr/prof-dr-sait-okumus-mesnevinin-yeni-tipkibasimi-64894h.htm

.genckahve

Dr. Öğr. Üyesi Musab Talha Akpınar: Akıllı Sistemlerden Sürdürülebilir Sistemlere Geçiş: 21. Yüzyılda Kentsel Yaşamın Ev...
23/02/2024

Dr. Öğr. Üyesi Musab Talha Akpınar: Akıllı Sistemlerden Sürdürülebilir Sistemlere Geçiş: 21. Yüzyılda Kentsel Yaşamın Evrimi

Bu makale, kentsel yaşamın geleceğini şekillendirmede teknolojinin, kamu-özel sektör ortaklıklarının ve sürdürülebilirlik hedeflerinin rolünü vurgulayarak, 21. Yüzyılda akıllı şehirlerden sürdürülebilir şehirlere doğru evrimi araştırmayı amaçlamaktadır. Tarihsel bir analiz ve vaka çalışması yaklaşımı kullanan bu araştırma, kentsel çevrelerin dönüşümünü araştırıyor. Pratik iç görüler elde etmek için sektör temsilcileri ve yerel yönetim yönetimiyle de yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Bulgularımız, gelişmiş veri analitiği, Nesnelerin İnterneti (IoT) ve yapay zeka (AI) gibi akıllı teknolojilerin sürdürülebilir kentsel gelişime önemli ölçüde katkıda bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bu teknolojiler, enerji verimliliğini, atık yönetimini ve genel yaşam kalitesini iyileştirerek küresel Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDG'ler) ile uyumludur. Çalışma, akıllı şehirlerde sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için kamu-özel sektör ortaklıklarını çok önemli kolaylaştırıcılar olarak tanımlamaktadır. Vaka incelemeleri yoluyla, bu ortaklıklar için hem fırsatları hem de engelleri ortaya çıkarıyor ve iş birliklerini geliştirmek için stratejik bir yol haritası önerilmektedir. Çalışma, akıllı şehirlerin gelecekteki gelişimi için sürdürülebilirliğe geçişin gerekli olduğu sonucuna varmaktadır. Sürdürülebilir kentsel yaşam, yalnızca ileri teknoloji gerektirmez, aynı zamanda kamu ve özel sektör arasında aktif iş birliklerini de gerektirir. Sürdürülebilirlik hususlarının akıllı şehir tasarımına entegrasyonu, çevresel zorlukların ele alınması ve kentsel yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için hayati önem taşımaktadır.

TYB Akademi 39 / Eylül 2023

👉https://www.tyb.org.tr/dr-ogr-uyesi-musab-talha-akpinar-akilli-sistemlerden-surdurulebilir-sistemlere-gecis--64880h.htm

Musab Talha Akpınar .genckahve

Türkiye ve Hindistan'in Bangladeş'teki Yumuşak Güç Stratejileri: Karşilaştirmali Bir AnalizDoç. Dr. Seyit Ali Avcu & Ph....
22/02/2024

Türkiye ve Hindistan'in Bangladeş'teki Yumuşak Güç Stratejileri: Karşilaştirmali Bir Analiz

Doç. Dr. Seyit Ali Avcu & Ph.D. Adayı Ehteshamul Haque yazdı.

Bu çalışma, Türkiye ve Hindistan'ın Bangladeş'teki Yumuşak Güç stratejilerine odaklanmakta ve Türkiye'nin tarihsel-dini yönünün, Hindistan'ın Bangladeş'te karşılayamayacağı ekstra bir çekicilik sunduğunu ileri sürmektedir. Eskiden Doğu-Bengal olarak bilinen Bangladeşli Müslümanlar, 1920'lerin başlarında Hilafet sisteminin yaşatılması için 'Hilafet Hareketini' örgütlerken, Hindistan Bangladeş'in Pakistan'a karşı yürüttüğü kurtuluş savaşına doğrudan destek verdi. Coğrafi ve kültürel nedenler, Hindistan'ın Bangladeş'in bağımsızlığına yardımını desteklerken, derin dini bağlar Bengalli Müslümanların Osmanlı Hilafet'ine destek vermesine neden oldu. Çalışma, Bangladeş'teki Türkiye ve Hindistan'ın mevcut Yumuşak Güç stratejilerini analiz etmek için bu faktörleri irdelemektedir.

TYB Akademi 39 / Eylül 2023

👉https://www.tyb.org.tr/turkiye-ve-hindistanin-bangladesteki-yumusak-guc-stratejileri-karsilastirmali-bir-ana-64867h.htm

.genckahve

Doç. Dr. Seyit Ali Avcu & Ph.D. Adayı Ehteshamul Haque yazdı.

Dr. Öğr. Üyesi Ülkü Nur Zengin: Türk Sosyal Kimliğinde 15 Temmuz: Geçmiş Destanların İzdüşümüDevlet yönetimine el koyma,...
21/02/2024

Dr. Öğr. Üyesi Ülkü Nur Zengin: Türk Sosyal Kimliğinde 15 Temmuz: Geçmiş Destanların İzdüşümü

Devlet yönetimine el koyma, iktidarı ele geçirme olarak tanımlanan darbe, bireylerin özgürlüklerini zor kullanarak elinden alan, halkın yönetime katılım anlamındaki iradesini hiçe sayan, meşru yönetimi devirme süreci olarak tanımlanabilmektedir (Duman, 2016: 105). Korkunun hâkim olduğu darbe süreçleri bireyin topluma, toplumun devlete, devletinse uluslararası sisteme olan bağlantısını -normal zamanlardan ziyade- daha net olarak inceleme fırsatı sunmaktadır. Başka bir deyişle, ilk adım olarak yönetimin işleyişi engellenerek bireylerin güvenliği tehdit edilmekte; günlük yaşamın ilerleyişi durmaktadır. Bu doğrultuda, birey güvenliğinin yok olduğu toplumda kaos ortaya çıkmakta ve devlet işleyişi sağlanamamaktadır. Devlet işleyişinin durması ise güç savaşlarının yaşandığı uluslararası sistemde darbeye maruz kalan devleti potansiyel tehdit veya aktörlerin çıkarlarına yönelik hedef haline getirmektedir. Bu çerçevede, darbe ve darbe girişimleri devletlerin varoluşundan günümüze uzanan köklü geçmişiyle ve çok aktörlü yapısıyla farklı boyutlarda ele alınmaktadır.
TYB Akademi 39 / Eylül 2023

👉https://www.tyb.org.tr/dr-ogr-uyesi-ulku-nur-zengin-turk-sosyal-kimliginde-15-temmuz-gecmis-destanlarin-izdu-64848h.htm .genckahve

Dr. Öğr. Üyesi Nuri Salık: Çözüm Arayışından Çıkmaza: AK Parti Döneminde Türkiye-Suriye İlişkilerinde Su SorunuTürkiye, ...
19/02/2024

Dr. Öğr. Üyesi Nuri Salık: Çözüm Arayışından Çıkmaza: AK Parti Döneminde Türkiye-Suriye İlişkilerinde Su Sorunu

Türkiye, en uzun kara sınırına sahip olduğu güney komşusu Suriye ile uzun yıllar boyunca karşılıklı güvene dayanan dostane ilişkiler tesis edememiştir.
İlişkilerde yaşanan dönemsel yumuşama ve yakınlaşmalar uzun soluklu olmamış ve tarihsel süreç içerisinde Türkiye-Suriye ilişkileri temel olarak üç sorunlu alan etrafında şekillenmiştir: Hatay meselesi, PKK terörü ve su sorunu. Fırat, Dicle ve Asi akarsularının paylaşılması meselesi, bu akarsulara kıyıdaş olan Türkiye, Suriye ve Irak arasında ciddi krizler yaşamasına yol açmış ve Türkiye-Suriye ilişkilerinin gidişatını uzun yıllar boyunca etkileyen en önemli konulardan biri olmuştur. Ülke nüfuslarının giderek artması, suyun bir tüketim ve enerji ürünü olarak stratejik önemini ve kıyıdaş ülkelerin su kaynaklarını kontrol etme isteklerini artırmıştır.

https://www.tyb.org.tr/dr-ogr-uyesi-nuri-salik-cozum-arayisindan-cikmaza-ak-parti-doneminde-turkiye-suriye-i-64824h.htm

.genckahve

Dr. Öğr. Üyesi Emrullah Kılıç: Necmettin Tozlu Felsefesinde Düşünme SorunuDüşünme faaliyeti esasında karşılaştığımız iki...
17/02/2024

Dr. Öğr. Üyesi Emrullah Kılıç: Necmettin Tozlu Felsefesinde Düşünme Sorunu

Düşünme faaliyeti esasında karşılaştığımız ikircikli durumlarda açığa çıkan bir faaliyettir. Düşünmek en temelde bir yol ayrımıdır.

Düşünme faaliyeti esasında karşılaştığımız ikircikli durumlarda açığa çıkan bir faaliyettir. Düşünmek en temelde bir yol ayrımıdır.
Nasıl düşünüleceğine dair pek çok yaklaşım söz konusu olsa da birinin diğerine üstünlüğünü kesin olarak söylemek mümkün değildir. Ancak bu düşünme yöntemleri betimlenebilir ve diğerlerine göre neden üstün olduklarını ortaya koymaya dair çabalara girilebilir. Pürüzsüz bir faaliyet olmayan düşünme kendiliğinden tutuşup açığa çıkan bir faaliyet de değildir. Olup biten pek çok şey karşısında insanoğlunun çıkış yolu araması ile başlayan düşünme, en ilkelinden en gelişmişine kadar insanın ihtiyacını gidermeye, olay ve olguların makul sebeplerini anlamaya yönelik olmuştur. Düşünme ilişkileri belirleme sürecidir. Bu bağlamda düşünce eski ilişkileri bulup gün yüzüne çıkarma etkinliği değildir (Dewey, 2022: 15, 87). Düşünme, sanıldığı gibi bir çırpıda açığa çıkan bir hadise olmayıp meşakkatli bir yolculuk ve arayışın kendisidir. Buradan hareketle insanın “düşünüyorum” dediğinde salt bir şeyi düşünmekten öte bir kavrayış ve buna bağlı bir dünya görüşü ve yaşantıya da göndermede bulunduğunu fark etmemiz gerekir. Söz konusu farkındalık ise bizi düşünmenin kendi içinde bitimsiz aşamalarının olduğunu ve bu aşamaların da düşüncenin talep ettiği unsurlarla ve yaşamla ilişkisel sonuçları olduğuna götürür. Kendi zamansal ve mekânsallığına referans ile gerçekleşen düşünme düşünürün düşünüşünden pay alır. Düşünür, söz konusu payın sorumluluğu çerçevesinde gereğini yerine getirebilecek insanların mevcudiyetine ve o insanların bağlı oldukları medeniyet ufkuna gönderme yapar.

TYB Akademi 39 / Eylül 2023

👉https://www.tyb.org.tr/dr-ogr-uyesi-emrullah-kilic-necmettin-tozlu-felsefesinde-dusunme-sorunu-64807h.htm

.genckahve

Kutsal Metinler Işığında Birlikte Yaşama Tecrübesi ve ŞehirDr. Öğr. Üyesi Mehmet Tuğrul & Dr. Öğr. Üyesi Yahya Aydın“Siz...
16/02/2024

Kutsal Metinler Işığında Birlikte Yaşama Tecrübesi ve Şehir

Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Tuğrul & Dr. Öğr. Üyesi Yahya Aydın

“Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol tayin ettik. Eğer Allah dileseydi, elbette hepinizi bir ümmet yapardı. Fakat o verdiği hükümler ile sizi imtihan etmek istedi. Öyleyse hayırlı işlere koşun. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O, hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir” (Maide Suresi, 48).

Şehirler sadece niceliksel olarak insan kitlelerini ve farklı yapıları bünyelerinde bulunduran oluşumlar değildirler. Buna ek olarak, bir aradalıktan doğan etkileşimler ve ilişki ağları şehirleri özgün kılmaktadırlar. Bu bağlamda, maddi ve manevi kültür öğeleri bu ortak atmosfer içerisinde oluşmakta, değişmekte ve etkileşime geçmektedirler. Bu bağlamda farklı formlarda olsa da din ve beraberindeki kutsal öğeler şehir hayatında önemli bir yere haizdir.

TYB Akademi 39 / Eylül 2023

👉https://www.tyb.org.tr/kutsal-metinler-isiginda-birlikte-yasama-tecrubesi-ve-sehir-64785h.htm

.genckahve

Ermenekli Hasan Rüştü Okumuşgil’in Hz. Mevlâna ile İlgili Şiirleri ve YazılarıÖğr. Gör. Dr. Selman Karadağ & Erhan KayaG...
15/02/2024

Ermenekli Hasan Rüştü Okumuşgil’in Hz. Mevlâna ile İlgili Şiirleri ve Yazıları

Öğr. Gör. Dr. Selman Karadağ & Erhan Kaya

Günümüzde dijital olarak kullanılan ve sosyal medya adıyla bildiğimiz haberleşme araçlarının dışında basılı olarak da dergi ve gazete gibi kitle iletişim araçlarının hâlen kullanıldığı bilinmektedir. Bu yönüyle kitle iletişim araçları, dönemini haber vermekle kalmayıp hem nesilden nesile bilgiyi aktaran hem de ortaya çıktığı dönemde kanıtlayıcı birer belge olması yönüyle önem arz etmektedirler.

Basılı medya, Osmanlı devletinin son dönemlerinde görülmeye başlanmış ve Anadolu topraklarında Meşrutiyet’in ilanı ile birçok farklı merkezde, çok sayıda gazete ve derginin çıkarılmasıyla hızla yayılmıştır. Kurulan şahsi basımevlerinin yanında çeşitli kurumlara ait basın-yayın organlarının sayısı da her geçen gün artmıştır.

Bu yayın organlarını kullananlardan biri de Ermenekli Hasan Rüştü’dür. Özellikle hayatının geçtiği Konya, İstanbul ve İzmir illerindeki birçok farklı dergi gazetelerde yazı ve şiirlerinin olduğu bilinen Hasan Rüştü’nün şairliği de bu yayın organlarını kullanması yönüyle bilinmiş ve kendisinin küçük çapta da olsa tanınmasına vesile olmuştur.

TYB Akademi 39 / Eylül 2023

👉https://www.tyb.org.tr/ermenekli-hasan-rustu-okumusgilin-hz-mevlana-ile-ilgili-siirleri-ve-yazilari-64752h.htm .genckahve

Address

Sümer 1. Caddesi 11/5 Kızılay
Ankara

Opening Hours

Monday 09:00 - 17:00
Tuesday 09:00 - 17:00
Wednesday 09:00 - 17:00
Thursday 09:00 - 17:00
Friday 09:00 - 17:00
Saturday 09:00 - 17:00

Telephone

+903122320571

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when TYB Akademi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to TYB Akademi:

Share

Category


Other Magazines in Ankara

Show All