14/10/2024
Kasabanın terkedilmiş eski konağını kimse hatırlamak istemezdi. Deniz kıyısında, ıssız bir tepede yükselen bu yer, uzun zamandır tek bir yaşam belirtisi bile göstermemişti. Kimse o tepeye çıkmaya cesaret edemezdi çünkü söylentilere göre, oraya çıkanlar geri dönmezdi. Ancak ben, Emily, merakımın peşinden sürüklendim.
Dışarıda fırtına patlak vermek üzereydi. Gök gürültüleri arasından parlayan şimşekler, konağın silüetini her defasında daha da tehditkâr bir şekilde gözler önüne seriyordu. İhtiyar bir kapı, rüzgârın etkisiyle hafifçe sallanıyor, kapı menteşelerinden gelen gıcırtı kulaklarımı tırmalıyordu. İçeri girmeli miydim? Bir an tereddüt ettim, ancak içimdeki tuhaf çekim beni durduramıyordu.
Adımımı içeri atar atmaz geçmişe saplanmış gibi hissettim. Evin içi şaşırtıcı derecede sağlamdı, ama atmosferin ağırlığı boğucuydu. Eski portreler, toz kaplamış antik eşyalar, karanlık köşelerde gizlenen gölgeler... Hepsi bana izleniyormuşum hissini veriyordu. Ancak asıl ürkütücü olan, evin içinde duyduğum ince bir uğultuydu. İlk başta fırtına sesi sandım, ama bu başka bir şeydi. Bir tür fısıltı… Sanki odaların derinliklerinden çağrılar alıyordum.
Koridor boyunca ilerlerken bir adımımın diğerini takip etmesi giderek zorlaşıyordu. Her bir kapının arkasında ne olduğunu bilmemenin getirdiği huzursuzluk kalbimi sıkıştırıyordu. Aniden, sağdaki kapıdan bir tıkırtı geldi. Birinin nefesini duyabilirmişim gibi yakınlaştı sesler. O an fark ettim; bu ev sadece eski bir yapıt değildi. Bir zamanlar burada yaşayan ruhlar, yalnızca bedenlerini değil, anılarını da bırakmıştı. Ve ben onların aralarına katılmak üzereydim.
İçimdeki ürperti, soğuk bir elin sırtımı okşaması gibi ilerledi. Kapıyı araladım ve içeriye bir adım attım. Oda karanlıktı, fakat tam ortada, eski bir sandığın üzerine yerleştirilmiş tozlu bir müzik kutusu vardı. Kutu kendi kendine dönmeye başlamıştı… Melodi, kulağımda yankılanıyor, zihnimi ele geçiriyordu. Gözlerim kapandı ve içimde boğuluyormuş gibi bir his doğdu.
Tam o sırada, karanlığın içinden bir çift göz bana doğru baktı.
Erkan Aksu