VE İnsanlık gülsün

VE İnsanlık gülsün Hüzne dairdi gülümsemek...

TARİH DEĞİŞTİRME ÇİZGİSİ NEDİR? Eğer sabah saat 7:00’de Tokyo’dan uçağa binerseniz, Honolulu’ya bir önceki gün saat 16:3...
09/12/2024

TARİH DEĞİŞTİRME ÇİZGİSİ NEDİR?

Eğer sabah saat 7:00’de Tokyo’dan uçağa binerseniz, Honolulu’ya bir önceki gün saat 16:30''da varırsınız.
Tarih değiştirme çizgisi olarak 180. meridyen kabul edilir.
Bu meridyenin doğu tarafında batı meridyenleri, batı tarafında ise doğu meridyenleri bulunmaktadır.
Dolayısıyla doğu meridyenlerinin olduğu batısında bir gün ileri, batı meridyenlerinin olduğu doğusunda ise bir gün geridir.
Not:
Tarih değiştirme çizgisi ve saat dilimleri ülke sınırlarına göre çizildiğinden meridyenlere tam uygun olarak uzanış göstermezler. Girinti-çıkıntı oluştururlar.

Ömer Hayyam, 1131 yılında bugün hayata veda etmişti. Biz onu en çok Rubaileri ile biliriz ama insanlık tarihi açısından ...
08/12/2024

Ömer Hayyam, 1131 yılında bugün hayata veda etmişti. Biz onu en çok Rubaileri ile biliriz ama insanlık tarihi açısından önemli çok sayıda çalışması vardır. Ben ancak ana başlıklarıyla bazısını sıralayabilirim:
📍
Matematikte ‘binom teorimi’ni ve bu açılımdaki katsayıları bulan ilk kişi olduğu, dünyada yaygın olarak ‘Pascal Üçgeni’ diye bilinen üçgeni Pascal’dan 400 yıl önce keşfettiği kabul edilir.
📍
Öklid (Euclid) aksiyomları üzerindeki çalışmaları sonucunda ‘Öklid Dışı Geometri’nin temellerini atmıştır. Bugün kullanılan “dar, geniş ve dik açı hipotezleri” onun eseri sayılır.
📍
Yazdığı dünyaca ünlü Cebir Risalesi’nde kübik denklemleri incelemiş, bu denklemleri gruplara ayırmıştır. Bu, matematik tarihinde bir ilktir.
📍
Kurduğu gözlemevinde yüz yıldızı enlem ve boylamlarıyla kayda geçirmiştir.
📍
Cebirsel denklemleri geometrik yöntemlerle çözme yoluna başvurmuştur. Bu açıdan, analitik geometri alanında Descartes’den 600 yıl önde olduğu kabul görür.
📍
‘Yaşam algısı ve yorumu’ nedeniyle dünyada çok geniş bir çevre tarafından önder bir filozof olarak benimsenmiştir.
📍
Kısacası o bir şarap şairi değil, bir bilim insanıdır. Yooo bizde değil, dünyada... Niye diye sormayacaksınız değil mi?
Alıntı

Dendrokronoloji, ağaç halkalarının oluştuğu kesin yıla tarihlemeninbilimsel yöntemidir. Bunları tarihlemenin yanı sıra, ...
29/11/2024

Dendrokronoloji, ağaç halkalarının oluştuğu kesin yıla tarihlemeninbilimsel yöntemidir. Bunları tarihlemenin yanı sıra, odunlardanfarklı tarih dönemlerinde iklim ve atmosfer koşullarının
incelenmesi olan dendrokronoloji için veri sağlayabilir.

Dendrokronoloji Antik Yunanca’da “ağaç” anlamına gelen dendron, “zaman anlamına gelen khronos ve “ bilim” anlamına gelen logia kelimelerinden türemiştir..

Sevdanın böylesi.ilim bilim ve ATATÜRK aşkının izdüşümü 🙏🥰
24/11/2024

Sevdanın böylesi.ilim bilim ve ATATÜRK aşkının izdüşümü 🙏🥰

Yaşam dolu doğanın içinde yüreğimi saran içten ve sıcak duygular, beni bir zamanlar öylesine sevinçlere boğuyor, çevremd...
23/11/2024

Yaşam dolu doğanın içinde yüreğimi saran içten ve sıcak duygular, beni bir zamanlar öylesine sevinçlere boğuyor, çevremdeki dünyayı benim için öyle bir cennete dönüştürüyordu.

° Goethe / Genç Werther'in Acıları °

22/11/2024

Geceden bir ezgi dolanır diline,birkaç saat sonraki yaşamak sorunsalini çözmek adına.gozlerin mahmur düşünüp durursun nerden baslasam diye.en iyisi evrene güzel mesaj vermek,sesinle,muziginle.hele birde evlat varsa,ekmek kadayıfınin uzerindeki kaymak gibidir dünyan 🥰.gerisi teferruat
Anne kız performansı ❤️

Duayen Türk Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, 110 yaşında hayatını kaybetti.Ünlü tarihçinin vefatı, yazarı olduğu Kaynak Yay...
18/11/2024

Duayen Türk Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, 110 yaşında hayatını kaybetti.

Ünlü tarihçinin vefatı, yazarı olduğu Kaynak Yayınları'ndan yapılan bir açıklamayla duyuruldu.

Kaynak Yayınları'ndan yapılan açıklamada, "Türkiye'nin aydınlanma mücadelesinin yorulmak ve yaşlanmak bilmeyen değerli bilim kadını, son Sümer Kraliçesi, değerli yazarımız Muazzez İlmiye Çığ'ı kaybettik. Ailesinin, okurlarının ve ülkemizin başı sağolsun" ifadeleri kullanıldı.

Anne ve babası Türkiye'ye göç etmiş Kırım Tatarları olan Çığ, I. Dünya Savaşı'nın başlamasından birkaç hafta önce, 1914 yılında Bursa'da doğdu. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun

Dürüstlüğü, nezaketi ve neşesi ile tüm topluma örnek olan değerli destekçimiz, gazeteci ve televizyoncu Metin Uca’yı bed...
17/11/2024

Dürüstlüğü, nezaketi ve neşesi ile tüm topluma örnek olan değerli destekçimiz, gazeteci ve televizyoncu Metin Uca’yı bedenen aramızdan ayrılışının ilk yılında özlemle anıyoruz.

16/11/2024

Ahmet Kaya,yalnızca bir sanatçı değildi. halkın sesi susturulmuş duyguların yankısıydı. Türkçe ve Kürtçe söylediği ezgiler, toplumda görünmez duvarları yıkmak için birer çığlıktı.
Zorluklara,yasaklara, sürgünlere rağmen halkının kültürünü, acılarını ve sevinçlerini şarkılarında yaşattı.
O, müziğiyle yalnızca bir sanat değil,bir direniş yarattı.
Geçmişin yaralarını, geleceğe dair umutları birleştirerek toplumsal bir hafıza inşa etti.
Ahmet Kaya,Kürt milleti için unutulmaz bir miras bıraktı. Onun şarkılarında her nota bir direnişti. her söz bir umut. her mısra ise bir gelecek çağrısıydı.

Atatürk'ün sansürlenen mektubu ve çok tartışılan "İkra, Bismi, Rabbi" meselesi.  1⃣- Atatürk’e din üzerinden saldıranlar...
14/11/2024

Atatürk'ün sansürlenen mektubu ve çok tartışılan "İkra, Bismi, Rabbi" meselesi.

1⃣- Atatürk’e din üzerinden saldıranların en büyük dayanaklarından birisi Tevfik Bıyıklıoğlu'na yazdığı mektuptaki ifadelerdir. Bir kaç maddeyle açıklayacağım, sizler de sonuna kadar okuyun lütfen.

Mektupta geçen ifadeler şu şekilde, ancak öncesi ve sonrası var.

"Arabistan Yarımadası’nın kumsal çöllerinden; (ikra, bismi, Rabbi) safsatasını esas tutmuş olan Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır."

2⃣- Atatürk, 1931 yılında liselerde okutulmak üzere akılcı ve bilimsel nitelikte yeni ders kitapları hazırlatılmasını istemiştir.

Kitapların İslam tarihi ile ilgili bölümlerinin yazılması işini de Türk Tarih Kurumuna, o zamanki adıyla Türk Tarihi Tetkik Cemiyetine vermiştir.

Cemiyet, İslam tarihi ile ilgili bölümleri hazırlamak üzere Mısır’daki ünlü El Ezher Camii ve Üniversitesi mezunu Zakir Kadiri’yi görevlendirmiştir. Kadiri, ders kitapları için hazırladığı “İslam Tarihi” ve “Türklerin İslam’daki Yeri” konularını, Camii Ezher Medresesi şeyhlerinin kabul ettiği Arap milliyetçiliği düşüncesine göre hazırlamıştır.

Atatürk, Zakir Kadiri’nin hazırladığı bölümlerde Arap milliyet­çiliğine ve bilim dışı değerlendirmelere yer verildiğini görüp buna itiraz etmiş ve bazı düzeltmelerin yapılmasını talep etmiştir. Ancak düzeltmeler istediği şekilde yapılmayınca öfkelenerek, fotoğrafta gördüğünüz cemiyet başkanı Tevfik Bıyıkoğlu’na çok sert bir mektup yazmıştır.

Aslında Atatürk meşhur “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” sözünü de bu mektupta kullanmıştır.

3⃣-Atatürk akıl ve bilimi göz ardı ederek yazılan, Arap milliyetçiliği ve dinsel bilgilere dayanan yanlı bir İslam tarihi anlatısının liselerde okutulmasına karşı çıkmıştır. Uyduruk tarih yazmayı, hiç yazmamaya tercih etmiş ve Tevfik Bıyıkoğlu’na ateş püskürmüştür:

“Tevfik Beyefendi!
Zakir Kadiri’nin ahmakçasına notlarını düzeltirken bu noktalara da dikkat buyurunuz. Bu münasebetle yüksek heyetinizin başkanı bulunan size hatırlatırım ki, yeni dünya ufuklarına açacağınız yeni tarih semasında dikkatli olunuz. Sonradan, uydurma bir eser meydana getirerek ardından pişman olmaktansa, hiçbir eser meydana getirmemek beceriksizliğini itiraf etmek daha iyidir. İlim alanında şüpheli olmak Mısır’ın Camii Ezher’i mezunlarına inanmaktan daha iyidir.
(…) Her şeyden önce kendinizin dikkatle ve itina ile seçeceğiniz belgelere dayanınız. Bu belgeler üzerinde yapacağınız incelemede her şeyden ve herkesten önce kendi karar verme yetinizi ve ince Millî süzgecinizi kullanınız. Sizi büyük hedefe ancak bu görüşlerden kıskanç olmak ulaştırabilir. Yoksa dünyanın bin bir şarlatanı ve bin bir milletin tarihşinas yaşayan sokak politikacısının ve bunları yüksek ölçekte temsil eden Camii Ezher kaçkınının oyuncağı kılar!

Bana bu kadar söz söyleten nedeni açıklayayım:
Camii Ezher kaçkınını bulan sizsiniz. Eseri diye, Ankara’dan ayrıldığım son gün önüme koyduğunuz örümcek Arap yazılı paçavraları okuduğunuz zaman derhal itirazımı serdetmiştim. Bunu nazarı dikkate alacağınızı vaat etmiştiniz! İncelemenizden sonra bana verilen yazılar o kadar sersem ve cahil ve Camii Ezher kaçkını bu adamın mahsulü olduğunu gördüm ki, sizi rencide edecek bir söz söylemeden bu paçavralar üzerinde yeniden çalışmaya mecbur oldum. Bu sözlerimi sizi utandırmak için yazmıyorum. Bu yazılarımı, bundan sonraki mesainizde dikkat ve intibah dersi olması için yazıyorum. (…) Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtan bir hal alabilir. Siz buna razı mısınız?”

4⃣-Atatürk’ün yazdığı mektubun bilimsel tarih yazımındaki önemini idrak edemeyenler, daha doğrusu bu yönüyle ilgilenmeyenler ne yaptılar? Mektupta geçen “İkra Bismi Rabbi Safsatası” ifadesinden yola çıkarak Atatürk’ü dinsiz ilan ettiler. Bunu yaparken elbette meselenin önünü arkasını incelemeye gerek duymadılar. Biz inceleyelim.

Atatürk’ün o dönemki Türk Tarih Kurumu Başkanı Tevfik Bıyıkoğlu’na yazdığı söz konusu mektubunun, İslam tarihi yazılırken olaylara Arap milliyetçisi gözünden bakılmaması yönündeki uyarılardan meydana geldiğini biliyoruz. Mektubun “ikra, bismi, Rabbi safsatası” ifadesinin kullanıldığı bölümü de aynı doğrultuda eleştirilerden oluşuyor. Atatürk burada Zakir Kadiri’nin bilhassa Emeviler döneminde yapılan tahrifatlardan bahsetmediğini görüyor ve yazılacak İslam tarihinde bu meseleye de yer verilmesini istiyor:

“Son senelerde İstanbul’da yayımlanan gazetelerde roman diye okuduğumuz bazı tarihi eserler vardır ki, bunlar şüphesiz yüksek heyetinizin gözlerinden kaçmış değillerdir. Bu roman sayfaları bence gerçek tarih belgelerinin yorumudur. Bu roman sayfalarında görülen şeyler yaklaşık şöyle açıklanabilir: Arabistan Yarımadası’nın kumsal çöllerinden; (ikra, bismi, Rabbi) safsatasını esas tutmuş olan Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır. Bu zihniyetle hareket edenler İslam’dan önce evrensel Türk uygarlığının bütün belgelerini imha etmekte engel görmediler. Yazacağınız İslam tarihinin de bu doğrultuda toplayabileceğiniz belgelere dayanarak açıklanmasını önemli görürüm.”

Bu kısmı dikkatle okuyun lütfen:⬇️⬇️⬇️

Hemen belirtmek gerekir ki “İkra Bismi Rabbi Safsatası” ifadesi, Atatürk’ün kendi anlatımıyla, gerçeği yansıtan tarih yazılarından yaptığı bir çıkarımdır. Nitekim Atatürk, “Bu roman sayfalarında görülen şeyler yaklaşık şöyle açıklanabilir” dedikten sonra parantez içinde “(ikra, bismi, Rabbi) safsatası” ifadesini kullanmıştır. Bu ifadeyi sözünü ettiği romanlardan alıntılamış, çıkarım yapmıştır. Yani “(ikra, bismi, Rabbi) safsatası” ifadesi, bahsedilen romanlardan alınmıştır. Atatürk’ün kendi ifadesi değildir. (Görselde kırmızı alan içine aldığım yerlere dikkat ediniz.)

Atatürk burada Bıyıkoğlu’na gerçek olduğunu düşündüğü tarihî romanlarda böyle bir meselenin olduğunu, romanlarda anlatıldığına göre “İkra bismi Rabbi” direktifiyle hareket eden Arapların hâkimiyet kurdukları bölgelerde tahrifat yaptıklarını, Türk kültürüne ait belgeleri yok ettiklerini ifade etmiş, İslam tarihini yazarken, destekleyecek belgeler bulmak şartıyla bu meseleyi de yazmalarını istemiştir.

5⃣- Atatürk, Emevilerin ve onlardan sonra gelen Abbasi halifelerinin, idareci ve kumandanların, yıkımlarına, katliamlarına, yağmalarına Kur’an’ın “ikra, bismi, Rabbi” yani “Rabbinin adıyla oku” ilkesini kullanarak meşruiyet kazandırdıklarını düşünmektedir. Bütün bu kötülükleri yapan zalimlerin Hz. Muhammed’in halifesi unvanını taşımasını mektupta “maskaralık” olarak nitelendirmiştir. Peygamber’in çizdiği yoldan sapan zalim halifelerin, Hz. Muhammed’in temsilcileri olamayacaklarına vurgu yapmıştır. Kötülüklerini halife unvanıyla yapmalarına tepki göstermiştir.

Mektubu bütünüyle incelediğimizde Atatürk’ün taraflı, bilimsel olmayan, Arap milliyetçiliğine dayalı, yanlı tarih yazımını çok sert şekilde eleştirdiğini görüyoruz.

Atatürk burada Türk Tarih Kurumu üyelerine, “Bugüne kadar öğrendiğiniz, Müslüman gözüyle, Arap milliyetçiliği çizgisinde yazılan alıştığınız İslam tarihi anlatılarını unutun. Meseleye belgeler ışığında, Müslüman olduğunuzu bir kenara bırakarak, tamamen dışarıdan, tarafsız ve bilimsel bir gözle yaklaşın. Tarihî gerçekleri dinsel veya duygusal nedenlerle çarpıtmadan, dosdoğru anlatın.” demek istemiştir ve haklıdır da.

Burada Atatürk’ün bilimsel duyarlılığına şapka çıkarmak gerekir. “İkra Bismi Rabbi Safsatası” ifadesinden dolayı -kaldı ki kendi ifadesi bile değildir, romanlardan alıntı olduğunu bizzat vurgulamıştır- Atatürk’ü dinsiz ilan etmek, art niyetli ve hayalci bir yaklaşım olacaktır.

Bu yazdıklarım birilerinin hoşuna gitmeyecektir ancak herkes hakikate saygı göstermek zorundadır.

Everyone is Not Perfect
ATATÜRK
Atatürk Dostları

12/11/2024

Van Gölü'nün çekilmesiyle görünür hale gelen yapı kalıntılarında belgeleme çalışması yapıldı

Van Gölü'nde kuraklığın etkisiyle yaşanan çekilme sonucu Bitlis kıyılarında görünür hale gelen su altındaki bazı yapı kalıntılarında görüntülü belgeleme çalışması yapıldı.

02/11/2024

Ben Kapitalizm! Küçük kızlarınızı Barbie Bebeklerle büyüttüm, bugün sizden estetik operasyon için para istiyorlar diye neden şaşırıyorsunuz!Çıkarlarım uğruna kocaman bir moda endüstrisi yarattım! İstediğimi de elde ettim, 17 yaşındaki kızların çoğu dış görünüşlerinden rahatsız.
Ben Kapitalizm Bir kadının bir moda dergisini 15 dakika karıştırması kendi vücudunu beğenmemesine yetiyor!
Ben Kapitalizm bakış açınızı öyle bir değiştirdim ki, hırsız bir CEO’nun hayat hikayesi sizin için “azim ve başarı hikayesi” olabiliyor.
Ben Kapitalizm ortalama bir insanın günde 5,5 saat TV izlediği, kitap okumadığı, tiyatro ve sinemaya çok az gittiği bir toplumda alaşağı edilmek gibi bir kaygım yok!
Ben Kapitalizm Steve Jobs tabii ki çok önemli biriydi, ancak %1’inizin ihtiyacı olan makineleri 3. Dünya Ülkelerinde, ucuz işçilerle üretmekte çok başarılıydı… Elbette bütün kapitalistler birer “aziz” gibi konuşacaklar, tıpkı Bill Gates gibi, 150 milyon dolarlık 66 bin m2 bir evde yaşayan bir aziz!
Ben Kapitalizm benim yüzümden ortalık miras kavgaları yüzünden kanlı bıçaklı olmuş akrabalarla dolu. Her yıl 20 milyon çocuk açlıktan ölürken siz bir koşu bandının üstünde fazla yağlarınızı eritmek için ter döküyorsunuz!
Ben Kapitalizm benim yüzümden Dünyada 600 milyon obez ve 1,4 milyar açlık çeken insan var!
Ben Kapitalizm Starbucks için kahve üreten bir çiftçinin oradan bir bardak kahve satın alabilmesi için 3 gün çalışması gerek!
Ben Kapitalizm Uzak Doğu’da 9-12 yaş arası kızlar 200 dolara seks kölesi olarak satılıyorlar.
Ben Kapitalizm “serbest piyasa ekonomisi” dünyanın en büyük yalanı.
Ben Kapitalizm Amerikalıların % 24’ü eğer milyarder olmaları için bütün ailelerini reddetmeleri gerekecekse, bunu yapabileceklerini söylüyor.
Ben Kapitalizm kadınlara sesleniyorum! Lütfen birer obje haline geldiğinizi aklınıza getirmeden Victoria’s Secret’a koşun. Victoria’s Secret ülkelerine Türkiye de eklendi, avuç içi kadar çamaşıra 80 dolar verince çok mutlu olacağınızı garanti ediyorum!
Ben Kapitalizm 15 yaşındaki bir çocuğun iPad alabilmek için böbreğini sattığını duyunca zevkten dört köşe oldum!
Ben Kapitalizm Madonna‘nın sadece Londra’da 8 evi var, ortalama 600 evsize barınak olabilecek büyüklükte.
Ben Kapitalizm Tayland da Disney fabrikası için çalışan bir çocuğun Disneyland’e girecek parayı çıkarması için 55 gün çalışması gerek. Afrika kıt’ası dünyanın altın rezervlerinin %90’ını elinde bulundurmasına rağmen, dünyada sadece 4 tane Afrikalı milyarder var.
Ben Kapitalizm Afrika Kıt’asından her sene 8,5 milyar dolar değerinde pırlanta çıkıyor, Kıt’anın açlık sorununu çözmeye yetecek miktar…
Ben Kapitalizm siz pırlantalara bayılırsınız, Hindistan’da 1 milyon kişi günde 1,2 dolar kazanarak o pırlantaları üretiyorlar. Dünyayı sarışın kadınların güzel olduğuna inandırdım, bu yüzden Asya kıt’asında 300 milyon kadın düzenli olarak beyazlatıcı sabun kullanıyor.
Ben Kapitalizm sizin hayatlarına özendiğiniz Hollywood yıldızlarının % 64’ükokain bağımlısı.
Ben Kapitalizm yılda 20 milyon çocuk açlıktan ölürken siz aynı tişörtü haftada iki kez giymeye utanıyorsunuz.
Ben Kapitalizm siz hangi Tanrıdan bahsediyorsunuz, artık farkına varın,taptığınız tek Tanrı benim!
Ben Kapitalizm siz hangi Tanrıdan bahsediyorsunuz, Müslümanlar 5 yıldızlı Kabe manzaralı otellerinde, “ibadet” ederlerken?
Ben Kapitalizm siz hangi Tanrıdan bahsediyorsunuz, bütün Dünya Hıristiyan bayramı Noel’i sırf alışveriş yapıp eğlenmek için kutlarken? ABD’de 7 milyon evsiz insanın olduğundan kimsenin haberi yok çünkü TV’de gördüğünüz Amerikalıların hepsi havuzlu villalarda yaşıyorlar.
Ben Kapitalizm yine başardım! Bütün kadınları dolapları tıka basa dolu olduğu halde giyecek hiçbir şeyleri olmadığına inandırdım. Dünya nüfusunun % 50’si dünya kaynaklarının ve zenginliklerinin % 1’ine sahip. Dünya nüfusunun % 1’i dünya kaynaklarının ve zenginliklerinin % 50’sine sahip.
Ben Kapitalizm ve bankacılar benim evlatlarım. Amerikalıların % 85’i eğer ekonomik durumları daha iyiye gidecekse faşist bir hükumeti seçebileceklerini söylüyor; İşte bu kapitalin gücü! Sizi özgür bırakmayan, fikirlerinize sansür vuran, en sonunda polis kurşunuyla öldüren bir devleti kendi elinizle kurmanız ne tuhaf!Sizin ağzınızı burnunuzu kırıp hapse tıkmaları için bir devlet kuracak parayı, kendi vergilerinizle sağlamanız ne kadar tuhaf? Amy Winehouse gibi bağımlılara acırken, hepinizin birer bağımlı olduğunu unutmanız ne kadar komik ! Zavallı tüketim bağımlıları…

OKUYALIM ARKADAŞLAR! YALANI UYDURAN ŞEREFSİZ, SAPKIN VE HAİNDİR; YALANA İNANAN APTAL, BUDALA  VE EMBESİLDİR, HAİNİN KÖLE...
01/11/2024

OKUYALIM ARKADAŞLAR! YALANI UYDURAN ŞEREFSİZ, SAPKIN VE HAİNDİR; YALANA İNANAN APTAL, BUDALA VE EMBESİLDİR, HAİNİN KÖLESİDIR.
EĞER ;
TIP okursan karşına insan DNAsının şempanze ile %98 aynı olduğu çıkar...
BİYOLOJİ okursan karşına evrim çıkar...
FİZİK okursan karşına BİG BANG çıkar...
KİMYA okursan karşına elementlerin kaynaşmasıyla İLK CANLILARIN nasıl oluştuğu çıkar...
TARİH okursan karşına dinlerin nasıl ortaya çıktığı çıkar...
JEOLOJİ okursan karşına dünyanın 4,5 milyar yıl yaşında olduğu çıkar...
ARKEOLOJİ okursan karşına tüm Ortadoğu dinlerinin temelini oluşturan SÜMER kültürü çıkar...
PALEONTOLOJİ okursan karşına dinozorlar çıkar. Din kitapları yazmaz bunu...
EMBRİYOLOJİ okursan karşına insanın balık atasından kalma solungaçları ve kuyruk çıkar...

AMA HİÇBİR ŞEY OKUMAZSAN;
Sana ne söylenirse ona inanırsın. Hep başkasının sana sunduğu Hayatı yaşarsın, Başkalarının doğrularıyla yaşamak zorunda kalırsın, Seni herkes kandırır.
Ama sen bunların hiçbirisini fark etmezsin bile...
**

BELGE VE GERÇEKLİKTEN UZAK EGE ADALARI HAKKINDAKİ TARTIŞMALARA YUSUF HALAÇOĞLU'ndan "DERS NİTELİĞİNDE"
güzel bir bilgilendirme..!!! BUYURUN...

12 adaları 1912’de verdik.....
Nerde mi?
Lozan şehrinin Ouchy semtinde .

Şu Lozanda adaları verdik diyip oku emrinden uzak güruhun meydanlarda Lozanda verdik deyip algı yaratması bundan!!
Araştırmayan halk da: “ulan savaşı kazandık- adaları verdik”e inandırıldı...

Osmanlı Devleti, bugün 12 Adalar olarak bilinen adaları İtalya'ya bırakıyor.
Sene 1912, “Uşi Anlaşması”dır bu gördüğünüz anlaşma. İtalya'ya bırakıyor fakat geçici olarak.

Anlaşma şartlarına uyulduğu takdirde adalar tekrar Osmanlı Devleti'ne geri verilecek. Fakat şartlara uyum sağlanmıyor. Bu yüzden 3 yıl sonra, yani 1915'te Londra'da bu konu gündeme geliyor ve Londra Paktı denilen anlaşmada bu adaların tamamı İtalya'ya bırakılıyor. Bakınız, itiraz eden hiçbir padişah yok. Hiç sultan yok. Adaları İtalya'ya bırakmakla kalmıyorlar aynı sene bir de Çanakkale Boğazı'na dayanıyorlar ve Çanakkale Savaşı'nı yapıyoruz.

Yani 12 Adalar önce Uşi'de, sonra da 1915’de Londra'da İtalya'ya verilmiştir.

Osmanlı temsilcilerinden biri Rumbeyoğlu Fahreddin Bey'dir.
Bu adam kim mi?

TÜRK MİLLETİ bir milli mücadele verirken, KUVAYI MİLLİYE'yi kurmuşken, bu adam Kuvayı Milliye'nin karşısına Damat Ferit'in kurduğu Kuvayı İnzibatiye ile çıkan adamdır ve Yunan ordusunun yanında olmuştur.
Savaş kazanılınca sürgün edilenlerin arasında yer almıştır.
12 Adaları İtalya'ya bırakan heyetin içerisinde bu adam vardır.

Şimdi asıl olaya gelelim...
*Uşi Anlaşması'nın ismini aldığı Uşi, Lozan şehrinin bir semtidir. Bu yüzden 1912'de imzalanmış olan Uşi Anlaşması, İtalyan tarihinde Lozan Anlaşması olarak geçer. Fakat bizim bildiğimiz yani 1923'te imzalanan LOZAN BARIŞI ile bu anlaşma birbirine karıştırılmasın diye bu anlaşmaya UŞİ denmiştir.*

İşte arkadaşlar sahte kiralık tarihçiler, yani Kadir Mısıroğlu, Mustafa Armağan ve çetesi, bu durumdan faydalanıyor ve “12 Adaların Lozan Anlaşması'nda gittiğini” söylüyorlar. Halbuki o Lozan başka, bu Lozan başka. Ne yazık ki bunu bütün millete yutturdular ve böylece milletimizi Lozan barışına düşman ettiler.

*Bizim bildiğimiz LOZAN Anlaşması'nda ise bilakis EGE"de birçok ADA TÜRKİYE'ye geçmiştir*.

TÜRKİYE'YE LOZAN Anlaşması ile geçen bu adalar ise, son 10 yılda YUNANİSTAN'A bırakılmıştır.*

Bugün Yunan papazların mangal yaptığı EGE ADALARI, Uluslararası anlaşmaya göre halen daha TÜRKLERİNDİR...

Umulur ki bol bol paylaşılır, gruplara atılır, MİLLETİMİZ bilgilendirilir...
Prof.Dr.YUSUF HALAÇOĞLU

Bir Kadından Alternatif Namus TarifleriYüzüme “abla” deyip, ardımdan cinsel fanteziler kuran erkeklerin namus kriterleri...
27/10/2024

Bir Kadından Alternatif Namus Tarifleri

Yüzüme “abla” deyip, ardımdan cinsel fanteziler kuran erkeklerin namus kriterlerine göre namussuz olabilirim ama saatlerce gitar çalıp, bir çay parası bile kazanamayan bir sokak müzisyenine sokulup, “oynak bir şeyler çalsana “ demiş ve o çalarken gönlünce dans edip, sonra para kutusunu seyircilere uzatarak, o müzik emekçisinin birkaç gün geçinebileceği kadar para toplamış ve müzisyene gülümseyerek “hoşça kal can” deyip basıp gitmiş bir kadın olarak namuslu olduğumu düşünüyorum bayım.!

Üzgünüm bayım; ne evlenilecek bir kadınım, ne de eğlenilecek bir kadın.! Beraber çay demleyip, beraber dertleşebiliyorsak, beraber dere tepe gezip, beraber bir sokak kedisini sevebiliyorsak, beraberce geçirdiğimiz zaman dilimlerine, bir başımıza, özgürce geçirebileceğimiz zaman dilimleri ekleyebiliyorsak, ben buna bölüşmek diyorum. Ben bölüşülecek bir kadınım bayım ve bu durumun sana uyması yetmez; senin de bölüşülecek bir adam olduğunu duyumsamam gerekir. Bölüşebilen bir kadın olarak namuslu olduğumu düşünüyorum bayım.!

Hiç bir evin ve hiç bir erkeğin kadını değilim; namusun bakirelikte, giyim kuşamda ve ağırbaşlılıkta aranması bana saçma sapan geliyor. An gelir, bir kabalıkla karşılaşınca ağzımı bozabilirim; An gelir, şarkılar söyleyerek kendimi yollara vurabilirim ve an gelir, belediye otobüsünde iki bacağını iki yana atmış bir erkek cinsiyetinin çükünden taraf değil de, yüzünden taraf bakıp, kendisine “namussuz” diyebilirim.! Namussuzluk sömürüdür bayım; metalaştırma, yaftalama ve hor görmektir. Ağaçlarla insanları, kuşlarla çocukları can belliyorum ben; can sırrına eren bir kadın olarak namuslu olduğumu düşünüyorum bayım.!

Alışveriş gibi bir takıntım yok; yemek tarifleri, kozmetik ya da çoğu kadının ilgi duyabileceği trendlerle de işim olmaz. Neşemi, kederimi ve canımın acısını belli etmek, beni kadınların gözünde namussuz yapsa da, o kadınların uzak durduğu hamallarla, kağıt toplayıcısı genceciklerle ve evsiz barksız çocuklarla tost yemenin ve dertleşmenin huzurunu nasıl anlatsam bilmiyorum size; huzurun ne olduğunun farkında bir kadın olarak namuslu olduğumu düşünüyorum bayım.!

Ben aşka inanıyorum bayım, sevişmeye değil. Aşık olmadığım hiç kimseyle sevişmedim ve aşk da çok daha engin bir güzellik benim için. Mesela gökyüzüyle aramda bir şey var; çiçeklerime ve betonların arasından serpilivermiş bir tutam yeşilliğe kanım kaynayıveriyor ve anlıyorum ki aşığım. Aşkı içselleştirmiş bir kadın olarak namuslu olduğumu düşünüyorum bayım.!
Bana dayatılmış bütün rolleri reddediyorum.

Annelik bir zorunluluk değil benim için ama annesi olmadan hiçbir çocuğun, bağrıma basabilirim bütün çocukları. Kendimi ve açları doyuracak kadar yemek yapabilirim ama elimden geldiğince çekiç, tornavida ve pense de kullanabilirim. Hiçbir erkeğe hesabı yıkmışlığım yoktur ve hiç kimseye ihtiyaç duymadan tek başıma bir bara gidip iki bira içebilirim. Kendine yeten bir kadın olarak namuslu olduğumu düşünüyorum bayım.!

Sana alternatif namus tarifleri verdim bayım; benim namus anlayışım da böyle işte.! Toplumun diktiği duvarları aşmak gibi bir derdim yok.

Gökyüzünün, bahar bahçelerin ve evrenin sonsuzluğunun bana nasıl iyi geldiğini bilen bir kadın olarak namuslu olduğumu düşünüyorum bayım..!

Ergür Altan

ZEHİRLİ AİLE ÜYESİYLE BAĞLARINIZI KESİN..Aile bağları, insan ruhunun köklerini derinden saran ve kişiyi şekillendiren en...
11/10/2024

ZEHİRLİ AİLE ÜYESİYLE BAĞLARINIZI KESİN..

Aile bağları, insan ruhunun köklerini derinden saran ve kişiyi şekillendiren en güçlü bağlardır, ancak her bağ, iyileştirici değildir. Ruhun derin yaralar aldığı bir yerde, en zor kararlardan biri, bir aile üyesiyle olan bağları kesmektir. Bazen, bu acı veren mesafe, iyileşmenin tek yolu olabilir.

Sevgiyle dolu bir kalple, uzak durmayı öğrenmek gerekir. Her anne ya da baba, evladını koşulsuz sevmeyebilir; bazen kendi arzuları, kişisel savaşları uğruna bizi bir araç olarak görebilirler. Ruhsal anlamda yıkıcı olabilen aileler vardır; ihanet eden, küçümseyen, kıskançlıkla hareket eden, arkada dedikodularını yapan… Bu tür kişiler, kendi içlerindeki karanlıkla yüzleşmeden, başkalarının ışığını söndürmeye çalışırlar. Sizi yalnızca kendi sınırlarına hapseden, sizinle sadece çıkar ilişkisi içinde olan akrabalar, ruhunuzu boğan zincirler haline gelir.

Bu ilişkilerdeki en büyük tuzak, “kan bağı” bahanesidir. Kan bağının kutsallığına sığınıp, ruhumuzu tüketirler. Oysa ki, bir aileyi gerçekten aile yapan sevgi, saygı ve anlayıştır. Bizden enerji çalan, ilerlememizi engelleyen bu bağları kesmek, ruhsal olgunlaşmanın bir gereğidir. Büyümek, gelişmek ve ruhsal açıdan iyileşmek için sınırlarımızı belirlemek zorundayız.

Aileyi, ebeveynleri ve kardeşleri yücelten romantik fikirlerden uzaklaşıp, gerçeği görmeliyiz. Ağacın kökleri ne kadar derin olursa olsun, gölgesinde kaybolmak yerine, aydınlığa çıkmamız gerekir. Kendimizi tanımak, ruhumuzu karanlık enerjilerden korumak için cesur olmalıyız. Sizi, kendi içlerinde eksik hissettikleri için daha küçük göstermeye çalışan bu kişilerle aranıza mesafe koymak, ruhsal bir özgürlüğün kapısını aralayacaktır.

Gerçek sevgi, yıkıcı değil; şifalıdır. O yüzden, zarar veren bağlardan özgürleşmek, hem kendimize hem de ruhsal yolculuğumuza yaptığımız en büyük iyiliktir. Çünkü ruh, yalnızca temiz bir zeminde büyüyebilir. Kendi aydınlığınızı koruyun, sizi aşağı çeken değil, yükselten ilişkileri hayatınıza dahil edin. Ve her şeyden önce, kendinize sadık kalın; sınırlar, ruhun koruyucu kalkanlarıdır.

11/10/2024

Bir köfteci zincirinin ürünlerinde domuz eti çıkınca dönen muhabbet 😂

çocuklara ve kuşlara dar ettiğiniz bu dünya, size hep geniş mi kalacak sanıyorsunuz?
10/10/2024

çocuklara ve kuşlara dar ettiğiniz bu dünya, size hep geniş mi kalacak sanıyorsunuz?

İskambil destesinde bulunan 4 papazın, aslında tarihteki dört hükümdarı temsil ettiğini biliyor muydunuz..?Sinek Papazı,...
09/10/2024

İskambil destesinde bulunan 4 papazın, aslında tarihteki dört hükümdarı temsil ettiğini biliyor muydunuz..?

Sinek Papazı, Büyük İskender'i
Karo Papazı, Jül Sezar'ı
Kupa Papazı, Kral Şarlman'ı
Maça Papazı, Davud'u temsil eder....
İskambil kağıtlarının yayıldığı o dönem Fransasında dört grup öne çıktığı için kartlar da bu grupları temsil ettiği rivayet edilir...
-Kupa krallığı ve soyluları
-Maça orduyu, şövalyeleri
-Karo orta sınıfı,
-Sinek avam tabakası , köylüyü temsil etmekteydi.
Bugün briç, poker veya benzeri oyunlarda, kupanın en değerli, sineğin ise en değersiz kart olmasının nedeni bu sınıflandırmadan gelmektedir...
Karo papazının ellerinin kesik olduğu görülür ki bu konu hakkında oldukça fazla rivayet vardır kumarı ilk bulan olduğu için cezalandırılıp ellerinin kesildiği gibi
Caesar’ın kollarının kesik olmaması yüzünden karo papazının Caesar’ı temsil etmesi de muammadır...
-Tek bıyığı olmayan papaz Kupa papazıdır ve kendini öldürürken
resmedilir....
🃏♣️♠️

Address

Akçay

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when VE İnsanlık gülsün posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to VE İnsanlık gülsün:

Videos

Share