25/08/2023
Mert Kurtar yazdı... ✍🏻
(19 Temmuz 2023 Çarşamba tarihli yazısı)
Mert Kurtar yazdı: Kuşku Duymak
Türkiye'de yapılan araştırmalar, kamuoyu araştırmaları iki nedenden dolayı kuşku uyandırır. İlki araştırmayı yapan kuruluş, kurum veya kişi açısından. İkincisi de toplumsal eksikliklerimiz yönünden. Sağlıklı kamuoyu araştırması, geniş kaynak, bilgi birikimi, deneyim en azından bilimsel dürüstlük gerektirir. Yeterli kaynağınız yoksa, anketçileriniz deneyimsiz ve yanlı ise, denek seçiminiz rastlantısal değilse araştırmanın bilimsel açıdan sağlıklı ve geçerli olmasına olanak yoktur. Hele hele finansörün eğilimlerine, isteklerine uygun sonuçlar temel güdü ise olaya bir de dürüstlükten yoksunluk eklenir. Bilimsel olarak nitelendirilen bazı araştırmalar, gerçekte yukarıda açıkladığım nedenlerden dolayı yanıltıcıdır. Finansörün veya kişinin eğilimlerini, görüşlerini desteklemek amacına yönelik bir araç olmadan öte değer taşımaz.
Toplumsal eksikliklerimiz de bizde sağlıklı kamuoyu araştırmaları için uygun bir ortam yaratmaz. Bu bağlamda eksikliklerimizin başında, bilmediğimizi bilmememiz veya bilmemeyi ayıp saymamız gelir. Televizyondaki açık oturumlarda, yine sosyal medyada yayımlanan vatandaşla yapılan görüşümlerde (röportajlarda) bunu gözlüyoruz. Temel kavramları bilmeyenler dahi, bunu açıkça söylemiyor, laf kalabalığına getiriyor. Aslında bilmemek değil, öğrenmemek, biliyormuş gibi gözükmek ayıptır. İkinci bir genel eksikliğimiz, ne olur ne olmaz kaygısı ile net tavır almayışımızdır. Bu nedenle yanıtlarımızı esnek yorumsamaya (tevile) açık bırakırız. Her iki yana da çekilebilecek yanıtlar veririz. Hatta karşımızdakini çok iyi tanımıyorsak, başımız derde girmesin diye yanıttan kaçınırız.
Üçüncü bir eksikliğimiz, beyin özürlü bir toplum oluşumuz. Yaşantımızda içgüdüler ağır basar. Fazla düşünmez, irdelemez, neden - sonuç ilişkisi kurmayız. Bu nedenle de yanıtlarımız genellikle bilinçli olmaz. Böyle bir ortamda yapılan araştırmaların, kamuoyu yoklamalarının bilimsel ve ciddi olduğunu söylemek zordur. Nitekim her siyasal partinin yaptırdığı araştırmanın kendi eğilimi, isteği doğrultusunda sonuç vermesi de bu araştırmaların güvenirliliği, nesnelliği konusunda bir fikir vermektedir.
Kuşku duyulacak bir alan da bazı kişi, kurum, kuruluş, hatta siyasal partilerin yabancı devletlerle olan ilişkileridir. Yabancı bir devlet bir kişiyi, bir kurumu veya siyasal partiyi, açıkça veya el altından niye destekler? Büyük bir olasılıkla bir beklentisi olduğu için. O kişi, kurum veya siyasal partiyi kendi amaçları doğrultusunda kullanmasa dahi en azından karşı olmasını önlemek için böyle bir davranış içine girer. Yabancı ülke, ister Batı ister Doğu, ister islam ülkesi olsun, insancıl düşüncelerle iyilikseverlik olsun diye belirli kişi, kurum ve partileri desteklemez. Bu nedenle bu tür kişi, kurum ve siyasal partilere dikkat etmek, kuşku duymak gerekir. Özellikle ABD'nin ülkemizde ilgi duyduğu, el altından ya da açıkça desteklediği kişi, kuruluş ve partilere.
Nagazaki ve Hiroşima üzerine atom bombası atarak tarihin bir anda en büyük insan kırımını yapmış, Kore'de, Vietnam'da her türlü vahşeti denemiş, bazı hesaplarla Bosna'da olduğu gibi, insanlık dışı davranışlara duyarsız, tepkisiz kalmış, Afganistan'ın, Irak'ın, Suriye'nin ırzına geçmiş bir ülkenin, insancıl düşüncelerle hareket ettiğini düşünmek büyük bir yanılgıdır. Bu tür savlara kargalar bile güler, ama doların satın alma gücü karşısında biz ne yazık ki gülemiyoruz, eli kanlı Kürtçü terör örgütü PKK'yi desteklemesini bile sineye çekiyoruz. Dünyada emperyalizm olgusunu, emperyalist güçlerin oyunlarını kavrayamazsak, emperyalizmin yurt içi maşalarını tanıyamazsak, sorunlarımıza çözüm bulamayız.
Kişiler, kurumlar, raporlar, araştırmalar konusunda kuşku duymak, gerçeği görme, gerçeğe ulaşma açısından gerekli ön koşuldur. Kuşkucu yaklaşım, eğer ciddi nedenler varsa, akılcı davranışlar, akılcı önlemler için gereklidir.
MERT KURTAR
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ - MÜLKİYE MEZUNU (MÜLKİYELİ)