Aleviler

Aleviler Çağrımız
Alevi asimilasyonuna karşı KIZILBAŞ olmak..

“Kim ki; Alevi Pîri, dernek/cem evi/ konfederasyon başkanı olarak, şu bu imamdan geliyoruz derse, Ona ‘İmam Efendi’ diye...
31/07/2024

“Kim ki; Alevi Pîri, dernek/cem evi/ konfederasyon başkanı olarak, şu bu imamdan geliyoruz derse, Ona ‘İmam Efendi’ diyelim! Eminim ki bundan gurur duyacak , duymalı!” Devamı 👇

ALEVİLİK VE ANADİLİ (3)

Aleviler dillerinden uzaklaştıkça, kendi gerçeğinden ve kendinden uzaklaştı.

‘Her ne ararsan kendinde ara’ diyen pirin sözünden, vefanın bir semt adı olduğu nostaljik söyleme dönüştü. Elbette toplumsal değişimlerin,yaşama ve kültüre büyük etkisi vardır ama kendi diline(duruşuna/yaşam biçimine/kültürüne) hakim kişi veya toplum, değişen toplumsal durumlar karşısında kendini yaşayabilir. Tabi, gerçeğe, değişime ve gelişime açık bir bütünselliği varsa! ALEVİLİĞİN bu bütünselliği var ama Alevilerin var-dı. Vardı diyorum çünkü günümüzde değişim ve gelişime kendini büyük oranda kapatan Aleviler var. Bunun mimarları, asimilasyonu kanıksamaya dönüştürmüş, dede, cem evi, dernekler, konfederasyonlar vs’dir...

Alevi kitlesinin sürüklendiği açmaz, kendi dilini terk ettirme yönündedir. Açıktan İslam ile bir tutmaktan, Aleviliği hatta İslamın özü yapmaktan, imam soylu oluduklarını açıktan savunmakla yetinmeyip, bunun yanlış ve gerçek olmadığını söyleyene saldırı haline geçmiştir bu güruh. Kullanılan dil artık karşıt dildir ve Aleviliğin özünü araştırıp sorgulayan ve tutarsızlıkları dile getirenlere “Kutsalımıza saldıran yezitler, 12 imamlarda (yada yası matemde) rakı gönderileri paylaşmayın,saygılı olun, cenazelerde saz çalıp semah dönen yezitler, Alisiz ya da İslam dışıyız diyen piyonlar-dış güçlerin maşaları vs” diyecek noktaya gelmiştir.

Karşıt dil ne diyor? “Kutsalımıza saldırdılar, camide içki içtiler, içki içmek haramdır, cümbüş yapıyorlar, Ali’yi savunup, Ali’nin yolunda gitmiyorlar, Ramazanda saygılı olun, İslama saldıran dış güçlerin piyonları vs”

Madem buraya kadar okuduk, “edebiyat” yapmaya gerek yok biliyoruz, “hatta katmerlisini yazarız” dediğiniz yerden konuyu Alevi imama getireyim. Madem kendi dilimizi değil başka dille konuşmamız gerekiyorsa buyrun imam ile saflara!

Kim ki; Alevi Pîri, dernek/cem evi/ konfederasyon başkanı olarak, şu bu imamdan geliyoruz derse, Ona ‘İmam Efendi’ diyelim! Eminim ki bundan gurur duyacak , duymalı!

Ve yine; kim ki gerçek Müslüman biziz diyorsa, İslamın beş şartını yerine getirip getirmediğini sorgulayalım. Hacca gitmesi için ekonomik destek sunalım!

Yine her kim; ayet/sûre okursa, O ayete göre yaşamasını şart koşalım!

Hatta biri çıkar; “İslamın özü, Hz. Ali’nin takipçisiyiz!” derse, uğruna can veren Ali gibi namaza, kuran ayetlerine uymaya davet edelim!Sakın “Kuran değiştirilmiş” demeyin. Bu iddianın, Osman ve Ömer döneminde olduğu ileri sürülür. Ali onlardan sonra halife oldu ve o Kuran’ın hükmü ile yaşadı. Ondan iyi bilecek değiliz!

Ve: Hangi kurum ve konferadasyon “islam özü” olduğunu savunursa, “hac için” eylem takvimi uygulatalım!
Kadir gecelerinde akm ve cem evlerinde kuranlar okutalım!
İmam yetiştirilmesine için kurslar talep edelim!
Kadınları örtünmesi ve haremlik selamlık toplumsal alanlar inşaa talebinde bulunalım!

Ve tabi ki: Bu şekilde düşünen aydınlara (!) gelince, daha “cesur” olmalarını ve bu talepleri daha açıktan kıvırmadan belirtmelerini, bizi bu dertten kurtarmalarını salık verelim!

Bu nasıl bir saçmalık mı dediniz?! Evet, kesinlikle bende onu diyorum!


“Ser çeşmenin dili belli
Aleviliğin dili belli
Reha Haq dili belli
Madem dilsiz değilsek”

Kısaca; serçe nerde olsa aslına çeker!!!

Aşk ile

Haydar Ceylan
13 Ocak 2020

Alevi tarihi üzerine canlı yayın konuklarımızla oluşturduğumuz, dünümüze VE günümüze dair video arşivimiz 👇youtube.com/?...
31/07/2024

Alevi tarihi üzerine canlı yayın konuklarımızla oluşturduğumuz, dünümüze VE günümüze dair video arşivimiz 👇

youtube.com/?si=…

Alevilik konusunda bir çok sorunuza cevap olacak kanalımıza, ücretsiz abone olup izlediğiniz videoları beğenerek destek olabilirsiniz.

Aşk ile

Aşktan başka din ve iman gerekmez. Muhabbet aşkın kilididir..

Önce memleketi “uyuttular”  sonra geride kalan ne varsa..
30/07/2024

Önce memleketi “uyuttular” sonra geride kalan ne varsa..

Alevilerin “Allah düşmanlığı” veya islam düşmanlığı yok. Siz “hedef” göstermeye, aklınızca “hassasiyet” oluşturmak istiy...
26/07/2024

Alevilerin “Allah düşmanlığı” veya islam düşmanlığı yok. Siz “hedef” göstermeye, aklınızca “hassasiyet” oluşturmak istiyorsunuz..Alevilerin, Allah veya İslam kaideleri ile işleri olmuyor. Katliam, baskı ve asimilasyon yüzünden “miş” gibi yapılıyor.. Devletin en yetkili ağzından %99 Müslüman, Türk diyerek ötekileri yok saymanızın sonuçları..
Kim ki sizin gibi yaşayıp düşünmüyorsa “düşman” görüyor,devlet destekli nefret suçu işleyerek devam ediyorsunuz! Çünkü Alevilere dair nefret suçlarına tek bir yaptırım uygulanmadığını biliyorsunuz. Siz böyle davrandıkça bazı Aleviler daha fazla “miş” yapmalarının sebebi ise “korku”!
Tabi bizlerde buradayız. Sizler politikalarınız düzenli işletirken bizde Aleviliğimizi duruşumuzu anlatmaya/sergilemeye devam edeceğiz..

“Tepkisel” Aleviler..Alevilikle ilgili araştırma isteği, bende “tepkisel” başlamıştı..Çünkü Alevi bir aileden doğmuş ols...
24/07/2024

“Tepkisel” Aleviler..

Alevilikle ilgili araştırma isteği, bende “tepkisel” başlamıştı..
Çünkü Alevi bir aileden doğmuş olsam da asla bana “Alevisin, Alevilik budur, sen de ona göre yaşa” denmedi. Hala Aleviliğe dair (bırakın soykırımlarla yüzleşilmesini) en küçük bir nefret söylemine dair bile bir tek “yasal işlem” veya yaptırım olmadığından, Aleviler “sessizliklerinde” yoluna devam ediyordu.
Sivas Madımak olayları, peşinden Gazi katliamı derken “yeni kuşak” olarak, boynumuza Zülfikar kolyeleri takıp, bağrımızı açarak gezmeye başladık. Dernekler kuruldu, federasyonlara ve konfederasyonlara dönüştü ama “tepkisel” olmaktan öteye geçmedi.
Asimilasyon için kollarını sıvayanlar özellikle 12 Eylül'den başlayarak, sistematik bir biçimde, ocakları dağılan ve şehirlere göç eden Alevileri hedef aldı.
Devlet destekli alenen hareket edenler, “gizli” takılanlar, ifşa bile olsa, dernekten federasyon ve konfederasyonlara dönüşen Alevi kurumları, “kendilerine” uygun “yeni” iktidar alanları (geçim kaynakları) oluşturdu.
Şehirlere alışmaya çalışan Aleviler “Pirsiz,Mürşitsiz” yolculuklarında 'İslam-Şii asimilasyonu' altında ciddi oranda eritilmeye başlandı..
2000 yılına doğru “sersemliğini” atan bizler, “şii-islam asimilasyonu” karşısında “yeni” tepkisel duruşumuzu almaya çalıştık.
Kolay değildi!
“Aydınlarımıza” varıncaya kadar “tatlı su Aleviliği” ile derinlemesine bir asimilasyon başlamıştı. Devletin inkar, katliam, soykırım geleneği ile bitiremeyeceğini gördüğü Aleviliği, hem içerden hem de dışardan asimilasyona yönelmesi bizim için ciddi yıkım oluyordu. Takiye, gerçeğin yerini alıyor, asimilasyon büyük oranda başarıya ulaşıyor, “minaresiz cami olmuş Cem evleri"nde Alevileri namaz kılarken (Ozan Emekçi) ve hatta Cem evlerinde kuran okunurken görür oluyorduk.. Derneklerimiz devrimci demokrat insanlarımız ile dolarken dertleri/derdimiz Alevilik değil, asimilasyon değil, ne kadar insan “kazanırıza” dönüyordu. Çünkü Alevilerin üstünde yeşerdiği zeminin “verimli” bir toprak olduğu görülüyordu..
Tüm toplumsal hak alma mücadelesinin içindelerdi.. ama onlara dair bir “politikasızlık” başını alıp gitti/gidiyor..

Gözden kaçan Alevilik nedir? Alevi asimilasyonun neden bu kadar önemsemediğinin kavranmaması üzerine tek bir çaba güdülmedi ve artık o “verimli toprak” kuruyup çatlamaya başlıyordu..

Bizler de tek tük “islam ve şii” anlayışı ile alakamız olmadığını yüksek sesle dillendirmeye başlamıştık. Benzerlerimiz ile biraraya gelmeye sesimizi kar yumağına dönüştürmeye çabalıyorduk.
Ses de getirdi.. evet bir ses getirdi. Yalnız zamanla şunu far ettik ki “tepkisel Aleviler” olarak Alevilikten ziyade yoğunlaştığımız “şii islam” meselesi üzerinden kendimizi açıklama çabasındaydık..
Bir yanı ile anlaşılır olan bu çıkış zamanla Aleviliği değil de karşıtını sürekli açıklayan, irdeleyen, onu araştıran hale dönüşmüştü..
Oysa Aleviliğin esas alınması gerekli değil miydi?!
Ne olduğumuzu anlatabilip, ortaya koyduğumuzda ne olmadığımız açığa çıkmayacak mıydı?!
Yıllarca enerjimizi “Muhammedin, Ali’nin, İslamın, Şiiliğin ne olduğunu ve ona uymadığımızı” anlatıp, yazıp durduk.
Aleviliğin bu kadar önemsenmediği açığa çıkmaya başladı. Çünkü Alevilik nedir sorusu daha çok “şii- İslamın içinde mi dışında mı/ Ali'li mi Ali'siz mi” meselesine kurban gidiyordu.
Böyle olunca ne Alevilik sorusu nede sorunları cevap bulamıyor/du.. “asimilasyon içerden ve dışardan” kuşatarak “motivasyonu” algıyı bu konuya kitlerken Aleviler temel taleplerinden bile uzaklaştırılmaya başlandı.

Somut örnek verecek olursak: “laiklik ve din eğitiminin okulda zorunlu olmasına” karşı çıkarken Cemevleri “ibadethane” talebine çekildi.. “devlet/lerin Alevi’si olmayacağız” derken “devletlerin Alevi statüsü” peşine düştük. Bu da “Alevilik nedir?” sorusunu “boğup” algı manipülasyonu ile asimilasyona hizmet eder hale geldi.
Bu somut örneklerin kendisine dair bir kaç cümle sarfetsek iyi olacak kanısındayım.

Birinci olarak laiklik ve zorunlu din dersinden “ibadethane” talebi(!) “kulluk kalıbına karşı” doğan Aleviliğin “biat ve kulluğa” çekilmesinin zeminini hızlandırır oldu.
İkinci olarak devlet/lerin Alevilere statü belirlemesini talep etmek(!) ve 1.taleple birlikte devletin Aleviliğe istediği şekli vermesinden/müdahalesine kadar yolunun açılmasına sebebiyet vermeyecek mi/ vermiş olmadı mı?..
Oysa ki asıl talebi olarak duruşunu belirleyen “laiklik” talebi, devlet/lerin din ve inançlar üzerinden elini çekmesi eşit mesafede durması anlamına gelir. Statü yerine “anayasal güvence” istemek kendini özgürce ifade edip, kendi statünü savunabilmek anlamına gelir.
Hatta komiktir “ibadethane” statüsü karşısında devlet daha “ilerde” davranarak , kültür açılımı(!) yaparak kültür bakanlığına bağladı. “İbadethane” kabul edilse ne olacaktı? Nereye bağlanacaktık.. “Diyanet kapatılsın”dan, diyanete yedeklenmeye veya benzer statü edinmek anlamına gelmiyor mu?
Biz her ikisine de karşı olmak zorunda değil miyiz? “Anayasal güvence olsa” Cemevlerinin “muhabbethane/kültür evi veya ibadethane” meselesi orada, inanç, kültür, muhabbet vb merkezlerin içinde varlık gösterenlerin belirleyeceği durum olmuş olmayacak mı? Taleplerini yitiren “Alevilerin” Alevi asimilasyona karşı koyması mümkün olabilir mi?

Evet konuya dönersek “Ne olduğumuzu ortaya koyarsak, ne olmadığımız açığa çıkar" demiştik. Yanılıyor muyuz?

Bizler “şii-islam asimilasyonu” karşısında sürekli 'içinde/dışında' meselesiyle 'kavgalaşırken' başımıza örülen taktirinize..

Bırakalım canlar: şii-islam olduğunu düşünen otursun “içinde-dışında/alisiz-alili” olduğu ile meşgul olsun. Öyleyse bildikleri gibi ve onun kural kaidesine göre “ibadet” etsinler..
Biz gerçekten Aleviliği dert ediyorsak, 'Nefesler'i, tarihi, talepleri, duruşu ile anlaşılmak üzere orta yerde duruyoruz. Karşıtlık üzerinden ne Aleviliğimizi ne de Aleviliği yormayalım.
Ne olduğumuzu yüksek sesle duruşumuz ile ortaya koyalım.. Ne olmadığımız zaten yeterince anlaşılıyor/ daha fazla açığa çıkacaktır. Öyle bir durumdayız ki sanki “şii-İslam” anlayışına kendimizi anlatır durumdayız.
Eğer buna rağmen “şii-islam veya alici” Alevilik kendisine “orada” yer bulacaksa, artık o canların meselesi.
İç ve dış asimilasyoncuların ekmeğine yağ sürmek istemiyorsak, bu tartışmada öne çıkaracağımız 'Alevilik nedir?' sorusuna cevap olmak ve ona göre “karar verip” devam etmektir. Aksi taktirde “tepkisel Aleviler” sorunun sadece “karşıtlık” temelinde sonuçsuz “havanda su dövmekten” öteye götüremeyecek.
Derdimiz Alevilik ise, Aleviliği anlatmak için önce araştırıp süzgeçten geçirip ne olduğu ne anlattığını bilmeliyiz ki ne olmadığını önce kendimiz daha iyi görelim.

Diğer tüm tartışmalar bizi esastan uzaklaştırmış olacak kanısındayım.

“Vahdet sarayına girenler için�Hakk'ı hakkal-yakın görenler için�Bu sırrı Harabi bilenler için�Birlik meydanında cevlan eyledik”

Aşk ile 15 Temmuz 2024 Haydar Ceylan

ALEVİLİK VE ANADİLİ -2Alevilik denince akla gelenler nelerdir?-Cana kıymaz-Kadın, erkek değil can vardır, herkes eşittir...
19/07/2024

ALEVİLİK VE ANADİLİ -2

Alevilik denince akla gelenler nelerdir?
-Cana kıymaz
-Kadın, erkek değil can vardır, herkes eşittir.
-Dergâh, cem evleri, doğada ya da bir evde cem yapmak.
-Semah dönmek.
-Saz çalıp, deyiş ok*mak.
-Ölen için devr-i daim demek. “Ten ölesi can değil”.
-Rızalık istemek, rızalık yaşamı savunmak.
-İnsan-ı kamil olmak, pişmek ve kavramak.
-İnsana, hayvana ve doğaya karşı saygılı olmak.
-Bilimsel gerçeğe inanmak.
-Biat etmemek, sorgu yolunda kalmak.
-Sınıflı toplum içinde ezen iktidardan değil, ezilenden yana olmak.
-Öğrenilen, yaşanan bir YOL olduğunu akılda/gönülde tutmak.
-Paylaşımda /bölüşümde eşitlikçi, adil tutum sergilemek.
-Makamı, mertebeyi, ünvanı kabul etmemek.
-Her canlının yaşam hakkını savunmak.
-Vahdet-i mevcut/ varlığın birliğine inanmak. Evrende her şeyin bizde de mevcut olduğa ve bunların birliğine inanmak.
“Her ne ararsan kendinde ara”mak (HBV), dinlerde ve ya “kutsallarda” aramamak.
-Babai, Kalender-i, Börklüce, Koçgiri gibi birçok isyanlarda, toprak emek verenin diyerek, yeryüzü nimetinin eşit bölüşülmesini savunmak.

Bunlara ben eminim daha sizlerin de ekleyeceğiniz benzeri şeyler vardır.

İslamiyet denince akla ne geliyor!?

-Allah’a biat etmek, kul olmak ve kuran ile yolladığı emre onun peygamberine riayet etmek.
Sorgulamamak, şirk koşmamak.
-Cennet, cehennem ve ahrete inanmak.
-İslam’ın beş şartını yerine getirmek.
-Namaz.
-Kabe.
-Cihat.
-Halifelik, imamlık, hafızlık.
-Erkeğin, kadından üstün olduğunu kabul etmek ve kadından tam itaat beklemek vs.

Liste buna benzer biçimde ilerler.
Her iki inanç da kendi DİLİNİ ortaya koyuyor. Peki bu dil bize ne diyor?! Alevi inancının (dini demiyorum) dili: bilimsel, değişen, sorgulayan, varoluşçu, diyalektik materyalist felsefi bakışa sahip değil mi? Alternatif yaşam arzulayan ve bunun nasıl olacağını ortaya koyan pratiği yok mu? Toplumsal şekillenişte, insanı ve tüm canlıları kapsayan görüşler, nefesler sunmuyor mu? İnsanlık tarihinin EN ESKİ, DİLDEN BİLE ÖNCE OLAN SANATSAL YANINI HAYATIN PARÇASI GÖRMÜYOR MU (semah saz)? Sınırları ve insanların ırklarını önemsemeden, evrenin bir parçası sayan, eşit paylaşımcı, her canlı ile rızalık gözeten yanı yok mu?

Peki, semavi dinin dili nasıl? (İslamiyetli, özellikle asimile edildiğimizden esas olarak ona dair konuşmak zorunda kalsak da , diğerleri için de geçerli olacak şeyleri sıralamaya çalışalım.)
Biat en başta gelmiyor mu? Sorgusuz inanmak, Allahın varlığını, onu ileten peygamberleri sorgusuz kabul ve dediklerini uygulamak gerekmiyor mu ? Allahın her şeyi 7 günde yoktan var ettiği yazmıyor mu? Herkesin yaşamına dair hesap vermek için, cennet veya cehenneme gideceğine inanılmıyor mu? Allah tarafından, kaderimizin yazıldığı kabul edilmiyor mu? .. Ödül olarak, erkeklere huri verileceğine inanılmıyor mu?.. Dünyanın düz olduğu, zenginliğin ve fakirliğin tanrıdan geldiği kabul edilmiyor mu? Bu dünyanın, sınav olduğuna ve asıl adaletin ÖBÜR TARAF’ta olacağına( yani ahrete ) inanılmıyor mu? Camiye gitmek, namaz kılmak, İslam’ın 5 şartına uymak ve uygulamak gerekmiyor mu? Bu listede bu biçimde uzar.
Uzatmaya sanırım gerek yok. Tarihsel olarak, yazılı kaynağı neredeyse olmayan ve en çok nefeslere dayanan, ALEVİLİK VE DİLİ, bizlere ne söylemekte olduğu gayet açık değil mi? Elbette bu gün takıyye ve asimilasyon gerçeğini göremeyen Aleviler, itiraz edebilir. Sorgulamak esas ise, bunları görmemesi, karşı koyması pek mümkün değil gibi. Çünkü kendi yaşamsal pratiği ortada ve bu yaşadığı gerçeği göz ardı etmesi mümkün mü?
Sorun burada Alevi toplumuna “önderlik” ettiğini iddia eden dernek, federasyon, konfederasyon, dergâh, cem evleri ve en önemlisi pirleridir. Bu gerçeklere neden, niçin karşı koyduğu ya da gerçekleri dillendirmediğidir. Sürekli “asimile olmayacağız” derken neye asimile edildiklerini dillendirmeyip, bir taraftan da bizleri asimile olmamıza sebep olan, dini bir inancın bir parçası olarak saymaları…
KENDİNE ÖZGÜ İNANÇ OLDUĞUMUZU ALEVİ TOPLUMUNDAN SAKLAMALARI, KİTLEYİ ASİMİLASYON DİL VE ARAÇLARI İLE ASİMİLE ETMELERİ…
Canlar, kısacası ortada iki dil var. Biri ALEVİLİĞİN DİLİ, DİĞERİ BİAT VE KULLUĞUN..
Asimilasyon mu dediniz?!
O zaman canlar, yüksek sesle ve bizzat kendi DİLİMİZ İLE NEDEN KONUŞMUYORUZ?! Susup izlediğiniz, sizin yok edilmek istenen “DİLİNİZ”. Bağırın, duymaları gereken ALEVİLİĞİN KENDİNE ÖZGÜ BİR İNANÇ OLDUĞUDUR. Dünya ve insanlığa katkısı olacak böyle bir “dili” KİRLETMELERİNE İZİN VERMEYİN.
"İBRETİ, nâdanla etme ülfeti
Dost kapısın bekle, eyle hizmeti
Anlamak istersen ilm-i hikmeti
Aşktan başka din ve iman gerekmez!"

Haydar Ceylan
Aşk ile 19 Temmuz 2019

youtu.be/svwv7_qpyG0?si…Konuğumuz;  Tarihçi, Araştırmacı Yazar Ayşe HÜR.Konumuz; Kerbela olayı: Gerçek mi? Mitoloji mi? ...
13/07/2024

youtu.be/svwv7_qpyG0?si…

Konuğumuz; Tarihçi, Araştırmacı Yazar Ayşe HÜR.
Konumuz; Kerbela olayı: Gerçek mi? Mitoloji mi?




Konuğumuz; Tarihçi, Araştırmacı Yazar Ayşe HÜR.Konumuz; Kerbela olayı: Gerçek mi? Mitoloji mi?

Alevilik ve ana dili - 1"Ne hacıyız ne hocayızNe falcıyız ne muskacıyızBizler güruh-u naciyizMahşer günü pervamız yokKam...
13/07/2024

Alevilik ve ana dili - 1

"Ne hacıyız ne hocayız
Ne falcıyız ne muskacıyız
Bizler güruh-u naciyiz
Mahşer günü pervamız yok

Kamil sözü kuranımız
Hikmet söyler irfanımız
Hakikattır erkanımız
Yalan yanlış foyamız yok"

Meluli

Nefesi facebook’ta okurken, yorumlara baktım. Yorumlarda “bize ait olmayan” kavramlarla karşılık verilmiş, beğenilmiş. Bu yazıyı, aslında oraya yorum olarak koymak istedim ama yorumu “aşmak” daha iyi olacak kanısına vardım. Meluli’nin nefesinin düşündürdükleri üzerine, sizlerle yazınsal muhabbet etmek istedim.
Bu nefeste, bu sözlerle söylenmek isteneni doğru irdelemek Aleviler için çok önemli olması gerekir kanısındayım. O halde başlayayım;

1. Bu ve benzeri tüm nefes ve söylemlerde İslam’a yönelik kendini anlatma çabası var. Neden?! Çünkü Alevilik tarihinde son bin yıllık dönemde İslam katliamlarına uğradıkları için, zulme karşı, “zulüm edenlerin kavramları” ile anlatmaya çalışılmıştır. Doğal olarak “senle bir bağımız yok, sen kurana, biz kâmil insana bakarız” diyor. “Senin hiçbir şeyinle alakamız yok ama kavramlarınla konuşmamız gerekirse, 'bizim ne senin hacınla, ne hocanla, ne kuranınla ne de mahşerin ile ilgili korku kaygımız yok' demeye çabalanıyor.
BURADA KENDİ SINIRLARINI, “zulmün kavramları” ile anlatıyor ve çiziyor.
2. Takiye denilen olgu, egemen olan anlayışın dili ile anlatılmak zorunda bırakması, aynı zamanda “takiye”, asimilasyona sebebiyet verirken, beraberinde de “karşıt” kavramlar zihnimize de yerleşmeye başlıyor. Çünkü, bu kavramları kullanmak, ONUN ÖZÜ olduğuna yorumlanarak, 'bakın biz sizin şeriatınızı aşıp hakikatine yürüdük', denmeye vardırılıyor/varıyor. "Ali" olgusunun kullanılması, İslam katliamından kurtulma yöntemi ile takiye yaratırken, bugün Alevilerin büyük çoğunluğuna Hz. Alisiz Aleviliğin olamayacağı işlenmiş durumda. Bazılarımız da 'o Ali başka Ali' açıklaması ile yine İSLAMIN KAVRAMI kullanarak ya da İslam ALİSİ İLE ALEVİLİĞİN “ALİSİ” ANLATILARAK, Aleviliği İslam’dan kurtarma kaygısı güderken, asimilasyon ile mücadelede, takiye dilini kendi dili gibi savunur duruma geliyor/getiriliyor. 'O Ali takiye değil, Hz. Ali de değil' diye İtiraz edeceklere “NEDEN ALİ ?!” diye sormak gerek. Daha önceleri Hızır, HAK, HAYDAR, ŞAH KAVRAMLARI VARDI! Bunların yerini niye "Ali" aldı ve neden deyişler ALLAH MUHAMMED VE ALİ'YE DÖNÜŞTÜ??!

Oysa ne Ali, ne Kuran ne İslam ne de herhangi bir semavi din ile alakası olmayan Alevilik, kendi felsefesini, KENDİ KAVRAMLARI İLE KENDİSİ OLARAK ANLATIRSA, ANCAK ASİMİLASYONDAN VE BERABERİNDEN TAKİYEDEN ÇIKARACAKTIR! 'O Ali başka Ali' demek yerine, 'bizim kuranımız telli kuran' demek yerine, BİZİM İNANCIMIZ SEVGİ, AŞK İNANCIDIR diyebilmelidir.

Başka kavramlarla açıklamak, kendisinden UZAKLAŞMASINA YA DA KENDİNİ YETERLİ İFADE ETMESİNE ENGEL TEŞKİL ETMİŞ OLUYOR, OLACAKTIR DA.

BAKIN OZAN İBRETİ'ye :

"Eğer insanlıksa doğru niyetin
Nefsini ıslah et varsa kudretin
Bana lazım değil senin cennetin
Huriye gılmana esir değiliz.."

İşte biz de kendimize ait olmayan argümanları kullanmaya “ESİR değiliz”! Kendimizi NET ifade etmek zorundayız! Bir dil kendi kavramları, kelimeleri ve cümleleri yerine, başka bir dilinkini kurduğunda, nasıl “asimile-dejenere” oluyorsa, başka “DİLE” sarılarak, kendi inandığını anlatamaz, yaşatamaz, güçlendiremez. Dilinden uzaklaşarak, “ana dilinle” hitap ettiğin topluma, ŞİİR, NEFES okuyamazsın, ÇÜNKÜ seni, kullandığın dil ve kavramlara göre algılar, düşünür ve yorumlar!

Ne der Hüdai: "Sevgi bizim dinimizdir/ başka dine inanmayız!"
Bu sözden ne çıkarabilirsin, netlikten başka?! SEVGİNİN TANRI’SI, KİTABI, PEYGAMBERİ KİM VE NE OLABİLİR!?

İbreti der ki:
"İlme değer verdim uykudan kalktım
Sarık, seccadeyi elden bıraktım
Vaizin her günkü vaazından bıktım
Ramazanı sele verdim de geldim"

Ve bizler de artık asimilasyon ve takiye dilini SELE VERİP, kendi öz kavramlarımıza ve dilimize sarılarak, anlamalı ve anlatmalıyız. Çünkü netlik ve beraklığa bizi götürecek dil, kendi “ANA DİLİMİZDİR”! Artık bize ait olmayanları “SELE” verip, kendi dilimizi, pratiğimiz ile birleştirip, hayata geçirmeliyiz.

İlişkimizi, bu YABANCI dil ve kavramlardan kesmediğimiz sürece, aynı cenderede kendimizi anlatma uğruna, yorulup, enerjimizi doğru kullanamayarak, ya heba edeceğiz, ya yerimizde ya da daha gerimizde seyir edeceğiz. Seni karşıtı olarak görenler zaten, kullandığın DİLİN KENDİSİNE AİT OLMADIĞINI, ÇOK İYİ BİLİYOR! Peki sen kime anlatmaya çalışıyorsun?!
İslamda ya da semavi dinlerde insanı, doğayı, kadını, eşitliği, sazı, cemi, deyişi, devr-i daimi, rızalığı, VAHDET-İ MEVCUT'u esas alan bir tek şey var mı?! Yok. Öyleyse KENDİ KAVRAMLARINI İslam kavramı ile BİRLEŞTİRİP, İslam’a ne anlata bilirsin?! İslam sana kendi kavramları ve pratiği ile cevap veriyor !

O ZAMAN KENDİ CANLARINA, İSLAM KAVRAMI İLE NE ANLATMAK İSTİYORSUN?!!!!

İbreti ne diyor:
"Dört kitabı koyup torbaya astım
Cennet hurisiyle ilgimi kestim
Muskacı hocaya sanmayın sustum
Ağzının payını verdim de geldim.."

En başta İslam olmak üzere, semavi dinlerin kavram ve dillerini bırakıp YOLA GELMELİYİZ! Erkanımıza, kendi ANA DİLİMİZLE, ÖZÜMÜZLE, İKRARIMIZLA, PİRİMİZLE, CAN'IMIZLA GİRELİM!
Bize, Aleviliğe ait olmayan, her dil ve kavramdan arınalım. Çağın dili ile BİLİME DEĞER VERELİM! Alevilerin en önemli DİLİ KARANLIKTAN AYDINLIĞA YÜRÜMEKTİR! Alevilik Tarihi, toplumun ilerleyişinde, gerici olan her şeyle mücadele olmuştur!
İbreti'ye epey yer verdik. Son söz de onun olsun!
"İbreti bu hale insan acınır
Ham softalar bu sözlere gücenir
ASLINA ERMEYEN ELBET GOCUNUR
Onu avutmaya mecbur değiliz!"

16 OCAK 2019
HAYDAR CEYLAN

"Alevilik nedir 4. bölüm" Kırklar MeclisiRızalık ŞehriDört Kapı-Kırklar meclisi nedir, ne anlatır?..-Rızalık şehri öğret...
11/07/2024

"Alevilik nedir
4. bölüm" Kırklar MeclisiRızalık ŞehriDört Kapı

-Kırklar meclisi nedir, ne anlatır?..
-Rızalık şehri öğretisi nedir?..
-4 kapı Alevilik öğretisinde ne anlama gelir?..

Kaynakça: Bedrettin Börklüce Gerçeği "Kırılan Kulluk Kalıbı"
Ali Haydar Avcı (genişletilmiş baskı)
Kitap Hacı Bektaşı Veli Vakfından temin edilebiliniyor. İletişim: Halil Karacali
tel:+90 536 881 86 85

Amazon: Belge ve Kayıtlarla Bedreddin - Börklüce Gerçeği
https://amzn.eu/d/0gZIqRms

"Alevilik nedir?"serisinin 4 bölümü için kaynakçalar;
"Şah Kalender" (Ali Haydar Avcı)
"Abdalan-ı Rum" (Ali Haydar Avcı)
"Pir Sultan Abdal" (Ali Haydar Avcı) kitapları.








https://youtu.be/f5PIgmLTX2o?si=1M9hwnuyHVmbTHL2

"Alevilik nedir 4. bölüm" .Kırklar Meclisi.Rızalık Şehri.Dört Kapı-Kırklar meclisi nedir, ne anlatır?..-Rızalık şehri öğretisi nedir?..-4 kapı Alevilik öğret...

Şu Sivas'ın elinde sazım çalınmazGüllerim yandı yüreğim dayanmazŞu Sivas'ın elinde sazım çalınmazGüllerim yandı yüreğim ...
01/07/2024

Şu Sivas'ın elinde sazım çalınmaz
Güllerim yandı yüreğim dayanmaz
Şu Sivas'ın elinde sazım çalınmaz
Güllerim yandı yüreğim dayanmaz



Şu Sivas'ın elinde sazım çalınmazGüllerim yandı yüreğim dayanmazŞu Sivas'ın elinde sazım çalınmazGüllerim yandı yüreğim dayanmaz

28/06/2024
21/06/2024
Alevilik Nedir? 3.bölüm; Cemler..-Alevilikte 'Cem'in yeri-Cemlerde rızalık/dar/lokmalar-Cem'de mürşid/pîr/talip ilişkisi...
19/06/2024

Alevilik Nedir? 3.bölüm; Cemler..
-Alevilikte 'Cem'in yeri
-Cemlerde rızalık/dar/lokmalar
-Cem'de mürşid/pîr/talip ilişkisi
-Cemlerde eşitlik/muhabbet/ özgür irade



Alevilik Nedir? 3.bölüm; Cemler..-Alevilikte 'Cem'in yeri-Cemlerde rızalık/dar/lokmalar-Cem'de mürşid/pîr/talip ilişkisi-Cemlerde eşitlik/muhabbet/ özgür ira...

18/06/2024

“ÇATI KATINDAN ŞAMPİYONLUĞA”

Sabri iliş Malatya ilçesi Doğanşehir de doğdu. Tarım ile geçimlerini sürdürüyorlardı.
Spora Naim Süleymanoğlu’na özenerek başladı. Maddi durumları elvermediği için spor salonu gidemeyen İliş, kendi yaptığı aletleri evinin çatısına koyarak çalışmaya başladı. Taşları delip halter yaptı. Zeytin kutuları na k*m doldurdu. Arabalar iç lastikleri ile koşu bandı yaptı. Eski traktör lastikleri, eski araba aküsüne kadar bir çok şeyden yararlanarak çalışmalarını sürdürdü. Kendi çabaları ile bir çok aletler yaptı. İliş, köyde gündüzleri tarlada çalışır, geceleri çatıda bir kaç yıl yaptığı aletlerle çalıştı.
Sonunda turnuvalar katıldı. KKTC'de başbakan güreş turnuvası ve İstanbul kulüpler Türkiye şampiyona, Yaşar Doğu turnuvası ve Türkiye halter şampiyonası birincisi oldu. Akdeniz Bölgesi boks şampiyonası oldu ve turnuvası katıldı birinci oldu. Üst üste gelen birincilikle dikkatleri üzerine çekti. Hikayesini özel kılan, imkansızlığa boyun eğmeyen tavrı oldu. Bu başarılara rağmen maalesef (kimi sözler verilsede tutulmadı) hikayesinin haber yapılmasından öte bir “değer” göremedi.

Bir çok otelde sezonluk çalıştı. Bulaşık yıkadı. Garsonluk yaptı. Bir ara fitness eğitmenliği yanısıra ve güvelik işi yapıyor.
Hayali hala bir antrenör olmak. Gençlere fırsat doğurmak, kendi hikayesini yaşayan genlere imkan sağlaya bilmek.

Çalıştığı otelin fitness salonuna Amerika misafirler geldi. videolarını izletti ve videolarını Rocky’e (Sylvester Stallone) götürdüler. Stallone, Rocky filminde ki duruma benzettiği İliş için “ Çatı Aslanı” benzetmesini çok sevdi ve tanıştırmak için Amerika Birleşik Devletleri çağırdılar..

Hem sevindiğini hemde üzüntüsünü belirten İliş “Stallone ile tanışacağım için heyecanlıyım ama ülkemde neden bu değeri göremiyorum” demekten kendini alamıyor.

“Kardeşim duymaz el oğlu duyar” sözünün hüznüyle, hikayesini Dabtv ile paylaşan İliş’in hikayesini, hem yazınsal hem görsel sizlerle paylaşmak istedik sevgili canlar.

16/06/2024

“Canı baş vermişiz aşk meydanına
Hayvan kesmek gibi kurban gerekmez”

Alevilik Nedir? 2.Bölüm (Nefesler)Alevilik Nedir?Nefeslerde Alevilik-Nefesler ne anlatıyor?-Nefeslerin önemi?-Nefeslerde...
13/06/2024

Alevilik Nedir? 2.Bölüm (Nefesler)

Alevilik Nedir?
Nefeslerde Alevilik

-Nefesler ne anlatıyor?
-Nefeslerin önemi?
-Nefeslerdeki sırlama.
-Nefeslerde metafor.
-Nefeslerde aşk , sevgi, muhabbet, dostluk, rızalık.
-Nefeslerde batıni ve zahiri anlamlar.
-Nefeslerde cennet cehennem dünya insan can doğa
-Nefeslerde bilimin çağın ve geleceğin önemi.
-Nefeslerin oluşturduğu köprü.


YouTube sayfamıza ücretsiz abone olur beğenirseniz seviniriz.. aşk ile

Alevilik Nedir?2.BölümNefeslerde Alevilik-Nefesler ne anlatıyor?-Nefeslerin önemi?-Nefeslerdeki sırlama.-Nefeslerde metafor.-Nefeslerde aşk , sevgi, muhabbet...

10/06/2024

Alevi’ye Fatiha süresi okur musun diye sorulunca..👇

Not: Alevinin “islamcı olma” maksimum seviyesi bu kadar olur(!)🤨😂 olmuyorsa zorlamak lazım(!)👀😂

Alevilik Nedir?Tutanaklar ve Fetvalardaki Alevilik  ⁃ Aleviler türdeş mi kandaş mı  topluluktur?  ⁃ Alevilik bir din mid...
03/06/2024

Alevilik Nedir?
Tutanaklar ve Fetvalardaki Alevilik
⁃ Aleviler türdeş mi kandaş mı topluluktur?
⁃ Alevilik bir din midir yoksa kendine özgü bir yaşam felsefesi midir?
⁃ Alevilik nelerle benzeştiriliyor?
⁃ Alevilikte kadın özne midir?
⁃ Tutanaklardaki alevilik özgürlükçü mü biatçı mıdır?
⁃ Tutanaklardaki alevilikte eşitlik mi hiyerarşi mi hakimdir?

- Aleviler türdeş mi kandaş mı topluluktur? - Alevilik bir din midir yoksa kendine özgü bir yaşam felsefesi midir?- Alevilik nelerle benzeştiriliyor? - Ale...

02/06/2024

Cem de pervane dönderen hakkın aşkıdır aşkı..
devri daim olsun..

02/06/2024
+18  Yüzleşilmeyen tarihler..
27/05/2024

+18


Yüzleşilmeyen tarihler..

04/05/2024

Tanık asker“Müslümanlık hakkında cami cemaat güç bir şey görmedik..39. Ve 36.Alay yerini alınca yak yık emri verdiler..kimse kalmadı,insan diye bir şey kalmadı..80-90 kadın çocuk vardı.Munzur kıpkırmızı kan akardı.”
Yaşayan:”kimsesiz kaldım..derdime yanan yok..halk halka ağlasın”

https://youtu.be/ZPYmwxqciHE?si=PIko47vKHWIhF7j3Sivas, Madımak otelinde yakılarak katledilen  Asuman ve Yasemin Sivri'ni...
25/04/2024

https://youtu.be/ZPYmwxqciHE?si=PIko47vKHWIhF7j3

Sivas, Madımak otelinde yakılarak katledilen Asuman ve Yasemin Sivri'nin anneleri, Yeter Ana'nın hakka uğurlama erkan’ı .

Devri daim olsun...






Sivas, Madımak otelinde yakılarak katledilen Asuman ve Yasemin Sivri'nin anneleri, Yeter Ana'nın hakka uğurlama erkan’ı . Devri daim olsun... ...

25/04/2024
Evet hala sönmedi.. tüm utancı ve NEFRET SUÇUYLA..
22/04/2024

Evet hala sönmedi.. tüm utancı ve NEFRET SUÇUYLA..

Adresse

Wiesbaden

Telefon

+491608412302

Webseite

https://youtube.com/@alevi2014?si=H3yfj83y9h1

Benachrichtigungen

Lassen Sie sich von uns eine E-Mail senden und seien Sie der erste der Neuigkeiten und Aktionen von Aleviler erfährt. Ihre E-Mail-Adresse wird nicht für andere Zwecke verwendet und Sie können sich jederzeit abmelden.

Service Kontaktieren

Nachricht an Aleviler senden:

Videos

Teilen

DAB TV

DAB TV DAB Kuruluşu dur.


Andere Film- und Fernsehstudios in Wiesbaden

Alles Anzeigen

Sie können auch mögen