Cumhuriyetçi

  • Home
  • Cumhuriyetçi

Cumhuriyetçi Cumhuriyetçi - Kıbrıs Kıbrıslılarındır

Yargılanan ilk yerleşimci sömürgeci: TC vatandaşı Simon Aykut
22/06/2024

Yargılanan ilk yerleşimci sömürgeci: TC vatandaşı Simon Aykut

Aziz Şah – 21/6/2024 Lefkoşa’da Ağır Ceza Mahkemesi salonunda oturuyoruz… Salondan dağdaki bayrak o kadar net görünüyor ki! Yargıç kararı okuyor: Türk Yahudisi Simon...

Dün Lefkoşa Ceza Mahkemesi’nde Simon Aykut’un Rum mallarını yağmalamak, gasp etmek, izinsiz satmak ve reklam etmekten da...
20/06/2024

Dün Lefkoşa Ceza Mahkemesi’nde Simon Aykut’un Rum mallarını yağmalamak, gasp etmek, izinsiz satmak ve reklam etmekten davası vardı. İtham yapıldı ve tutuklu yargılanıp yargılanmayacağına bugün karar verilecek. Esas duruşmalar 9 Eylül’de başlayacak…

Polis toparladığı delilleri mahkemeye sundu: Bir koca kasa!

Aziz Şah – 20/6/2024 Dün Lefkoşa Ceza Mahkemesi’nde Simon Aykut’un Rum mallarını yağmalamak, gasp etmek, izinsiz satmak ve reklam etmekten davası vardı. İtham yapıldı...

1950 İzmir-Bergama doğumlu Simon Mistriel Aykut, bir Türk Yahudisi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Kıbrıs’ın işgal bölge...
14/06/2024

1950 İzmir-Bergama doğumlu Simon Mistriel Aykut, bir Türk Yahudisi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
Kıbrıs’ın işgal bölgesinde Kıbrıslı Rumlara ait arazilerin üzerine en büyük projeleri yapan AFİK Group’un patronu olan İzmirli Aykut geçtiğimiz günlerde özgür bölgede tutuklandı.
Aykut’a getirilen suçlamaların 18 senedir Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği tarafından pamuklara sarılarak saklanan 2006 tarihli 303A Ceza Yasası kapsamında olduğu bilgisi var.
Bu senenin başında Rum malı yağmasından İtalya’da tutuklanan Kıbrıslı Türk avukat Akan Kürşat davasında yaşanan rezaletten dolayı kimsenin ilgisini çekmedi Aykut’un tutuklanması.

Aziz Şah – 14/6/2024 1950 İzmir-Bergama doğumlu Simon Mistriel Aykut, bir Türk Yahudisi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Kıbrıs’ın işgal bölgesinde Kıbrıslı Rumlara ait arazilerin üzerine...

(...)Kıbrıs’ın işgal bölgesinde “güvenlik soruşturmaları” ile kimin toprak, kimin konut, kimin vatandaşlık alabileceğini...
13/06/2024

(...)

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde “güvenlik soruşturmaları” ile kimin toprak, kimin konut, kimin vatandaşlık alabileceğini Özel İstihbarat Başkanlığı (ÖZİB) belirler. Portakal bahçesi mi satacaksınız? Alacak olan kişinin “güvenlik soruşturması”ndan geçmesi gerekir…

Gelelim güncel olana: İzmir Yahudisi Simon Aykut’u Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti 303A Ceza Yasası kapsamında çeşitli suçlamalarla tutukladı. Aykut’un dört tane vatandaşlığı olduğu ifade ediliyor: Türkiye Cumhuriyeti, KKTC, Portekiz ve İsrail.

Ne dedik? Kıbrıs’ın işgal bölgesinde vatandaş olmak ve toprak satın almak için Sivil İşler’in “güvenlik soruşturması”ndan geçmek gerekir: İzmir’li Aykut bu soruşturmadan geçmiş olacak ki hem “Bakanlar Kurulu” tarafından “KKTC vatandaşı” yapıldı hem de binlerce dönüm arazinin üzerine milyarlarca Sterlinlik “gecekondu gezegenleri” inşa etti. Zaten adamın doğum yeri İzmir-Bergama!

AFİK’in diğerlerinden ne farklı var? Patronunun Yahudi olması mı?

AFİK ile Noyanlar, Northern Land, Döveç’in yaptıkları arasında niteliksel olarak hiçbir fark yoktur: AFİK’in patronu İzmirlidir, diğerlerinin Mağusalı. Bu şirketler Dördüncü Cenevre Konvansiyonu’na aykırı olarak işgal altındaki toprağın hukuki statüsünü değiştirmek için kolonizasyon faaliyeti yürütür. Savaş suçlusudur! Türk yerleşimci sömürgeciliğinin birer aparatıdırlar.

TSK’ya bağlı Özel İstihbarat Başkanlığı yani Sivil İşler izin vermeden toprak alamazlar ve konut satamazlar. Şirket patronlarının ceplerindeki pasaportun bir önemi yok: Kolonileştirme faaliyetleriyle insanlığa karşı suç işlerler ve Kıbrıslıların bireysel insan haklarına tecavüz ederler.

Aziz Şah – 11/6/2024 Kıbrıs’ın işgal bölgesinde kimlerin taşınmaz mal alacağına ve “KKTC vatandaşı” olacağına askeri istihbarat Sivil İşler karar verir, yani Özel İstihbarat...

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde gasp edilmiş Rum mallarının üzerinde bir imparatorluk kuran Türk Vatandaşı Simon Aykut, Kürşa...
12/06/2024

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde gasp edilmiş Rum mallarının üzerinde bir imparatorluk kuran Türk Vatandaşı Simon Aykut, Kürşat’tan farklı olarak birçok farklı şikayetten dolayı Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından tutuklandı.

Hem toprakları çalınan Kıbrıslı Rum mal sahipleri hem de AFİK’ten villa alan AB vatandaşları Kıbrıs Cumhuriyeti’ne başvurarak şikayetçi oldu…

AFİK’ten taşınmaz mal satın alan Avrupa Birliği vatandaşları tapularını alamadıkları gerekçesiyle, Kıbrıs’ın işgal bölgesi de Kıbrıs Cumhuriyeti toprağı olduğu için şikayetlerini Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yaptılar.

İlk duyduğumda trajikomik gelmişti: Kıbrıs’ın işgal bölgesinde villa satın alan AB vatandaşları, sahte tapularını alamadıkları için Kıbrıs Cumhuriyeti’ne şikayette bulundu…

Ancak Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın Orams Kararı’na göre, Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki sivil ve ticari konularda Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemeleri yetkilidir. Dolandırılan bir kişi, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne başvurabilir…

Aziz Şah -12/6/2024 Basiretsiz ve korkak Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği Kıbrıslı Türk avukat Akan Kürşat’ı Rum malı yağmasından tutuklayıp “delil yok” ve “tek tanık öldü”...

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin basiretsiz ve korkak liderliği tarafından pamuklara sarılıp saklanan 2006 tarihli 303A Ceza Yasas...
12/06/2024

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin basiretsiz ve korkak liderliği tarafından pamuklara sarılıp saklanan 2006 tarihli 303A Ceza Yasası işgal bölgesinde Kıbrıslı Rumlara ait malları yağmalayan AFİK şirketinin direktörü Simon Mistiel Aykut’un tutuklanmasıyla yeniden gündemde.

303A Ceza Yasası 2004 Annan Planı’ndan sonra başlayan yağmayı durdurmak için düşünülen bir önlemdi!

Neden 18 sene pamuklara sarıp sakladılar 303A’yı?

Aziz Şah – 9/6/2024 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin basiretsiz ve korkak liderliği tarafından pamuklara sarılıp saklanan 2006 tarihli 303A Ceza Yasası işgal bölgesinde Kıbrıslı Rumlara ait...

https://www.philenews.com/apopsis/paremvaseis-ston-f/article/1476463/pios-ine-o-ntopios-ipo-katochi/?fbclid=IwZXh0bgNhZW...
08/06/2024

https://www.philenews.com/apopsis/paremvaseis-ston-f/article/1476463/pios-ine-o-ntopios-ipo-katochi/?fbclid=IwZXh0bgNhZW0CMTEAAR05HMF3aHayvR9KmPM24XmjNBCh2w2qqs-IOGxmq4lHkzf0_i_ds9wOMtA_aem_Aa6XYdmht4n655rPbiTYPMP4HZ0zdlFalI-ZzcWePe-LjB_779fIkR_SGEy6aRlo2SD4BKa2BZudliYrbjsH7hnO

Κατά τους πρώτους μήνες του 2024, δύο διαφορετικά ζητήματα ανθρωπίνων δικαιωμάτων ήρθαν στο προσκήνιο στο τουρκοκρατούμενο τμήμα της Κύπρου, δηλαδή στην

07/06/2024

🗳️🇨🇾🇪🇺 Çevreciler Hareketi (Kıbrıs Yeşiller Partisi)'nin Avrupa Parlamentosu seçimlerindeki 1. sıra milletvekili Oz Karahan, Serdinç Maypa'nın konuğu oldu. Avrupa Parlamentosu'na seçildikten sonra yapacağı çalışmalar hakkında açıklamalar yapan Oz Karahan, "Bizim mücadelemiz, Kıbrıslı lider Dr. İhsan Ali'nin mücadelesidir" dedi.

1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti üniter ve konsesyonal bir devlettir. 1964’te Kıbrıslı Türk liderliği Cumhuriyet’...
07/06/2024

1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti üniter ve konsesyonal bir devlettir. 1964’te Kıbrıslı Türk liderliği Cumhuriyet’teki makamlarını terk edince devletin “konsesyonal” kısmı ortadan kalktı.

Kıbrıs Cumhuriyeti üniterdir, yani idari bölgelere ayrılmamıştır. 1964’e kadar konsesyonaldi, yani “etnik kotalar”a dayalıydı.

Kıbrıslı Türkler terk ettikleri ve hâlâ yıkmak istedikleri Kıbrıs Cumhuriyeti’ne o kadar yabancıdırlar ki herkes kandırabilir onları. Neye neden karşı çıktığını bilmeyen bir ahali, neyi neden savunduğunu da bilmez…

1960 Kıbrıs Cumhuriyeti “eşit vatandaşlık temelinde 1 vatandaş 1 oy ilkesi”ne dayalı bir devlet değildi.

Ancak, 2024’te Kıbrıs Cumhuriyeti “1 vatandaş 1 oy ilkesi”ne dayalıdır…

Peki, bu nasıl oldu?

İbrahim Aziz’in AİHM’de açtığı davayla…

Konsesyonalizm etnik-mezhepsel farklılıkların olduğu birçok ülkede “1 vatandaş 1 oy” temelinde “eşit vatandaşlığa” geçiş sürecinde kullanılan bir modeldir. Nüfus oranına göre bir kota sistemidir. Çoğunluk egemenliğine karşı müzakereci ve dengeleyici çoğulcu bir demokrasi anlayışıdır. Parçalı toplumlara bir arada yaşamayı öğretir. Öğrendikten sonra da eşit vatandaşlık modeline geçilir.

Bu geçiş birçok ülkede başarıyla tamamlanırken 1964’te Kıbrıs Türk Liderliği devleti terk edince Kıbrıs’ta yarım kaldı…

Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasına göre “iki cemaat ayrı ayrı seçim yapar” kuralından dolayı 2000’lerin başına kadar özgür bölgede yaşayan Kıbrıslı Türkler oy kullanamıyordu.

İbrahim Aziz de Kıbrıs Cumhuriyeti’ne Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasını uyguladığı için AİHM’de dava açtı.

Dedi ki:

-“Ben bu eylemi aslında, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarını Hristiyan Rum ve Müslüman Türk diye bölen anayasaya tepki olarak başlattım… AİHM’e başvuruyu yapmayı düşünürken, Kıbrıslıların tek bir cumhuriyet çatısı altında, demokratik bir düzende birleşmeden yana olan yakın çevremdeki arkadaşlar ve hukukçularla da görüştüm”…

***

Bu konu geçtiğimiz günlerde RIK’te gündeme geldi…

Rumca bilmeyenlere Türkçe masallar anlatan, Türkçe bilmeyenlere Rumca masallar anlatan Niyazi Kızılyürek RIK’te her normal ülkede olduğu gibi tüm vatandaşların etnik kökene bakılmaksızın birlikte oy kullanmasına övgüler düzdü…

-“Kıbrıslı Türklerin seçime katılımını engellemek amacıyla bana karşı bir kampanya başlatıldı” deyince Niyazi, karşısındaki gazeteci çok güzel bir soru sordu:

-“Kıbrıslı Türkler şimdiye kadar oy kullanmadılar mı? Özgür bölgelerde yaşayan Kıbrıslı Türkler de oy kullandılar. Oy kullanma haklarını normal bir şekilde kullandılar”…

İşte burada Niyazi, Kıbrıs’ta etnik temelde siyaseti ortadan kaldıran İbrahim Aziz’in Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açtığı davaya getirdi lafı…

Şöyle dedi Niyazi:

-“Bu bir mahkeme kararından sonra ortaya çıktı”…

Yani Kıbrıslı Türklerin oy kullanabilmesi…

-“Etnik temelde ayrı ayrı oy kullanmamızı gerektiren Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’ndan bahsediyorum. Daha önceki sömürge döneminden bahsediyorum, o da aynıydı. Avrupa seçimleri bize, nerede yaşarlarsa yaşasınlar tüm vatandaşların birlikte oy kullanması fırsatını veren seçimlerdir. Bu bizim için büyük önem taşıyor ve bu süreçte bundan faydalanıyoruz ve bu hoşumuza gidiyor”…

Niyazi Kızılyürek konuşmasında bir zamanlar kendisine el veren İbrahim Aziz’in adını bile anmıyor.

AİHM’de Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı bu davayı açarak “etnik oy sistemi”ni ortadan kaldıran İbrahim Aziz’dir…

İbrahim Aziz’in Kıbrıs Cumhuriyeti aleyhinde açtığı dava olmasaydı bugün Kıbrıslı Türkler bu seçimlerde aday olabilir miydi ve oy kullanabilir miydi? Bu davadan önce bırakın aday olmayı, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde oy kullanabilen kimse yoktu!

İbrahim Aziz Davası Kıbrıs’ta siyasetin zeminini sonsuza dek değiştirdi. Etnikçiliği AİHM’de mahkum etti… Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nı uyguladığı için mahkum oldu!

AİHM’in İbrahim Aziz kararı 1960 Anayasası’nın etnikçi yapısına karşı bir devrimdir. Etnik homojen bölgelerden oluşan ırkçı bir apartheid olan “iki bölgeli federasyon”a karşı da çekilmiş bir settir bu karar.

Etnikçiliğin son kullanım tarihi geçti.

Kıbrıs Cumhuriyeti milletvekillerinin seçildiği Avrupa Parlamentosu seçiminde oy kullanırken aklınızda bulunsun…

Aziz Şah – 1/6/2024 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti üniter ve konsesyonal bir devlettir. 1964’te Kıbrıslı Türk liderliği Cumhuriyet’teki makamlarını terk edince devletin “konsesyonal”...

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi emekli yargıcı Rıza Türmen beyefendi şöyle der:-“KKTC’yi kimse tanımıyor, Güney Kıbrıs is...
07/06/2024

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi emekli yargıcı Rıza Türmen beyefendi şöyle der:

-“KKTC’yi kimse tanımıyor, Güney Kıbrıs ise orada bir yetki kullanamıyor. Kuzey Kıbrıs sözleşme bölgesi içinde ve orada etkili denetimi olan bir Türkiye var. AİHM’e göre, eğer Türkiye buradaki ihlallerden sorumlu tutulmazsa, sözleşme bölgesi içinde, sözleşmenin uygulanamayacağı bir boşluk doğmuş olacaktı. Sözleşmenin uygulanamayacağı bir karambol bölge yaratılma tehlikesi vardı”…

İşte bu yüzden Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki insan hakları ihlallerinden ve hak gasplarından Türkiye sorumludur.

Kıbrıs Cumhuriyeti, işgal bölgesindeki vatandaşlarından vergi toplayamaz ve hizmet sunamaz. Vergiyi Türkiye toplar, hizmetten de Türkiye sorumludur…

Vergi ve hizmet sembolik olmanın ötesindedir.

Yurttaşlık hak sahibi olma hakkıdır diyen Hannah Arendt, “Devletsizlik insan hakları dediğimiz hakların bile çoğu zaman sadece belirli devletler tarafından zorla uygulanabildiği bir dünyada felakettir” der.

Devletin olmadığı yerde insan hakları yoktur, çünkü sözleşmelerdeki insan haklarını vatandaşlara sunabilecek tek yapılanmadır devlet. Yasayı, hastaneyi, okulu yapan devlet yoksa insan hakları da yoktur…

AİHM yargıcı Rıza Türmen’in açıkladığı nedenden dolayı, işgal bölgesindeki Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşları devletsizdir. Bu da Arendt’in felaket dediği devletsizliktir. Çünkü işgal bölgesindeki Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlarına hakkını verecek bir devletleri yoktur. Haklarını gasp ettiği için sadece AİHM’de dava edebilecekleri bir Türkiye vardır.

“Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarımız” dersiniz…

Demeyin, çünkü öyle bir hakkınız yoktur.

Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarındaki işgali sürdüğü müddetçe devlet size haklarınızı veremez.

Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarımız ile aramızdaki engel Türkiye’dir.

Türkiye’nin gasp ettiği en basit eğitim ve sağlık gibi insan haklarımızı almak için toparlanıp Kıbrıs’ın özgür bölgesine geçelim mi diyorsunuz?

Ya da Türkiye’nin işgal ettiği toprakları Türkiye’ye bağışlayıp özgür bölgeye mi yerleşelim?

Veyahut işgal devam etsin ama Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bize hizmet vermeye zorlayalım mı diyorsunuz?

AİHM yargıcı Rıza Türmen itiraz eder buna: “Kuzey Kıbrıs’ta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bölgesinde etkili denetim Türkiye’dedir”.

AİHM yargıcının tespitinin bir benzerini bir AB bürokratından dinledim. Çok sinir bozucuydu…

Brüksel’den Kıbrıs Cumhuriyeti’ni denetlemeye gelen bir bürokratla görüştüm.

Kıbrıs’tan hiç hazzetmeyen bir Avrupalı, şöyle bir tespitte bulundu: “Kıbrıs Cumhuriyeti Brüksel’in yap dediğini minimum seviyede yapar, bir adım fazla atmaz”…

Bunu söyledikten sonra şöyle dedi:

-“Kıbrıslı Türklerin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanmaması lazım!”

Şaşırdım, nedenini sordum…

-“İşgal bölgesinde yaşıyorsunuz, devlete ve Avrupa Birliği’ne hiçbir katkınız yok. Avrupa politikasının belirlenmesinde de söz hakkınız olmamalı” dedi!

Kıbrıs Cumhuriyeti’nden pek hazzetmeyen bir Avrupalı bürokratın, işgal bölgesinde yaşayan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşları hakkındaki görüşü bu.

“Vatandaşlık” böyle bir şeydir. Devletsiz vatandaşlık olmaz. Biz Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşıyız ama devletsiziz. Ezici çoğunluk Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığını Avrupa’da gezmek için bir vize olarak görür. Ancak vatandaşlık vize değildir. Vatandaşlık temel insan haklarına “devlet zoru” ile sahip olma hakkıdır!

İşgalin toprak ve nüfus üzerindeki oldubittileri ile kurulan bu statükonun sonsuza dek devam edeceğini mi zannedersiniz?

Yabancı diplomatlar ve Avrupalı bürokratlarla bire bir görüştüğünüzde bambaşka bir resim çizerler. Anlamsız açıklamaların altındaki anlamı görürsünüz…

AİHM yargıcı Rıza Türmen’in deyişi ile “Türkiye’nin etkin denetimi altındaki sözleşme bölgesi”nde çok acayip bir Avrupa Parlamentosu seçimi yaşıyoruz. Hatay’da Avrupa Parlamentosu seçimi yapılıyor mu? Kıbrıs’ın işgal bölgesinde yapılıyor…

Türk’ten Türk’e kampanyası tadında bir Avrupa Parlamentosu seçimi!

“Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ve Avrupa Birliği’nden haklarımızı söke söke alacağı”nı söylüyor Niyazi Kızılyürek…

Rıza Türmen ise, “Kuzey Kıbrıs sözleşme bölgesi içinde etkili denetimi olan Türkiye’dir” diyor…

Oz Karahan’ın dediği gibi, “Haklarımız gasp eden Türkiye’dir, Kıbrıs Cumhuriyeti ve AB değil”…

Aziz Şah – 6/6/2024 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi emekli yargıcı Rıza Türmen beyefendi şöyle der: -“KKTC’yi kimse tanımıyor, Güney Kıbrıs ise orada bir yetki...

NİYAZİ KIZILYÜREK, AVRUPA KOMİSYONU VE YÜKSEK MAHKEME KARARLARINI NEDEN ÇARPITTI?Kıbrıs’ta her neslin ömrü bir önceki ne...
07/06/2024

NİYAZİ KIZILYÜREK, AVRUPA KOMİSYONU VE YÜKSEK MAHKEME KARARLARINI NEDEN ÇARPITTI?

Kıbrıs’ta her neslin ömrü bir önceki neslin söylediği yalanları deşifre etmekle geçti.

1958’de, 1963’te, 1964’te ne oldu? 1968’de başlayan müzakerelerde ne oldu? 1974’te ne oldu?

Cinayetler, katliamlar, sırlar, masallar, efsaneler…

Yetmedi bunlar, müzakere yalanları ulandı…

Gerçeği biraz eksik söyler, çarpıtır, eğip büker, manipüle ederseniz şovenizmin en zehirlisini üretirsiniz.

Son 20 yıldır etnik-ayrılıkçı nefreti kışkırtan Annan Planı ve Crans Montana yalanları yetmezmiş gibi, Niyazi Kızılyürek’in servis ettiği fabrikasyon yalanlarla uğraşıyoruz.

Avrupa Komisyonu’nun cevabını çarpıtıp Yüksek Mahkeme kararını gizleyecek kadar kendinden geçti Niyazi…

En tehlikeli şovenizm budur. İnce ince içinize işler. Biraz korkuları kaşırsınız, biraz mağduriyet, biraz haklılık vurgusu, içi boşaltılmış birkaç kavram da attınız mı kokteylin içine, etnikçi şovenist nefreti kışkırtırsınız. Niyazi’nin son birkaç senedir yaptığı budur!

Ne Avrupa Komisyonu’nun açıklaması kaldı çarpıtmadığı ne de Kıbrıs Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi’nin kararına rağmen inatla sürdürdüğü “vatansızlık” demagojisi!

Bir sene önce Avrupa Konseyi’nin “karma evlilik çocukları” konusunda yaptığı açıklamaya rağmen, Niyazi konuyu kendisine yakın gazetecilere bambaşka bir şekilde aksettirerek manipüle etti. Gazetecileri kullandı, o gazeteciler de hâlâ kendilerini kullandırtırlar. Çünkü Brüksel gezmesi var sonunda!

19 Ocak 2023’te Niyazi Kızılyürek yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Avrupa Komisyonu karma evliliklerden doğan çocukların Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığını elde etmesinin bir hak olduğunu duyurdu”…

Peki, 20 Aralık 2022’de Avrupa Komisyonu Niyazi Kızılyürek’e verdiği cevapta ne diyordu?

Komisyon özetle, “Kıbrıs vatandaşlığının köken esasına göre hangi koşullar altında elde edilebileceğine karar vermek de ulusal yasa koyucunun görevidir” dedi.

Niyazi Komisyon’un açıklamasını beğenmeyince, manipüle ederek işine gelen şekilde basına servis etti. Avrupa Komisyonu “Vatandaşlık konusu her devletin kendi egemenliği dahilinde bir konudur” deyince, Niyazi yeni bir retorik geliştirdi: “Vatansızlık”…

Gündelik hayatta kullanılan “vatansız kalmak” gibi bir anlamı yoktur Avrupa Parlamenteri Niyazi Kızılyürek’in gündeme taşıdığı “VATANSIZLIK” teriminin.

“Vatansız” (devletsiz/kimliksiz) bir hukuk terimidir ve statüdür. Epey bir zamandır Niyazi “vatansızlık” terimini kullanarak siyasi gündem yaratmaya çalışıyor. Bu konuda en büyük zararı da karma evlilik çocuklarına vermeyi başardı…

Geçen sene Yüksek Mahkeme’de karara bağlanan davada vatandaşlık alamayan 16 kişi adına Avukat Andis Georgiou’nun 1954 ve 1961 tarihli BM’nin Vatansız Kişiler Hakkında Uluslararası Sözleşmesi’ne dayanarak yaptığı başvuruda mahkeme “Siz vatansız değilsiniz” dedi!

Kararda şöyle deniyor:

“Bu davadaki dilekçe sahiplerinden biri hariç hepsi, daha önce de belirtildiği gibi, bu statü (vatansızlık) altında değildir; vatansız değildirler. Söz konusu ortak başvuruları bağlamında, biri hariç hepsi Türk vatandaşlığına sahip olduklarını beyan etmişlerdir. Sonuç olarak, özünde, her birinin Kıbrıs Cumhuriyeti yetkili makamına yaptığı başvuru, Türk vatandaşı olmalarına rağmen kendilerine Kıbrıs vatandaşlığı verilmesine yöneliktir”…

Bu mahkeme kararından sonra da Niyazi aynı şekilde “vatansızlık” demagojisini tırmandırmaya devam ediyor.

Avrupa Parlamentosu Dilekçe Komitesi’ne başvurudan sonra yaptığı açıklamada da aynı “vatansızlık” demagojisini sürdürdü…

Mahkemeyle mi inatlaşıyorsunuz? “Vatansız” olmayan kişileri ısrarla vatansız/devletsiz/kimliksiz olarak tanımlamaktaki amacınız nedir? Karma evlilik konusunu “mülteci sorunu” olarak mı aksettireceksiniz? Anası veya babası Türk vatandaşı olan çocuklar vatansız/devletsiz/kimliksiz değildir. Bunda ısrarcıysanız, başvuracağınız yer Kıbrıs Cumhuriyeti değildir, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’dir!

2007’de vatandaşlık verilmesini durduran kararı alan AKEL’in İçişleri Bakanı’ydı. 2024’te ise konuyu kışkırtarak “vatansızlık” üzerinden demagoji yapan AKEL’in oy avcısı Türk parlamenteridir…

Bayım, çocuklara zarar vermek pahasına daha fazla istismar etme bu konuyu. Avrupa Komisyonu açıklamasını çarpıttın, Yüksek Mahkeme kararını gizledin… “Vatansızlık” kavramını manipüle ettin!

Gerçekleri manipüle ederek nefret tohumları saçmayı bırak, Bay Niyazi! Çünkü insanların yüreğine ekilen nefret nükleer savaştan sonra sağ kalan hamamböceği gibidir…

Aziz Şah – 21/5/2024 Kıbrıs’ta her neslin ömrü bir önceki neslin söylediği yalanları deşifre etmekle geçti. 1958’de, 1963’te, 1964’te ne oldu? 1968’de başlayan müzakerelerde...

2024 Avrupa Parlamentosu seçimi bir kırılmadır. Türkçe ve Rumca konuşan “iki bölgeciler/devletçiler” bir tarafa toplandı...
05/06/2024

2024 Avrupa Parlamentosu seçimi bir kırılmadır. Türkçe ve Rumca konuşan “iki bölgeciler/devletçiler” bir tarafa toplandı, Türkçe ve Rumca konuşan üniter Kıbrıs Cumhuriyetçiler diğer tarafa…

Seçim sonucundan bağımsız olarak 9 Haziran’dan sonra yeni bir mücadele bekliyor bizi.

Adaylığıyla Kıbrıslı bir Cumhuriyetçilik çerçevesinde fark yaratan Oz Karahan’a bu yüzden çirkef bir şekilde saldırıyor faşistler ve federalistler.

Anayasal yurttaşlık temelinde bir Kıbrıslılık mücadelesi federalist ve faşist bölücülerin ezberlerini çöpe attı. Ezberleri bozulduğu için şaşkınlar…

Bugüne kadar “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş” konusunda yazılıp konuşulanlar 9 Haziran’dan sonra eyleme geçecek.

Oz Karahan’a verilecek her oy, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş mücadelesinin ileriye taşınmasıdır!

Türkçe ve Rumca konuşan bölücüler bir tarafta, Türkçe ve Rumca konuşan üniter Cumhuriyetçiler diğer tarafta…

İşgalin toprak hırsızlığının ve yerleşimci nüfus kolonizasyonunun yasallaştırılması için “iki bölge-iki devlet” savunanlar bir tarafta…

Federasyon Türkiye’nin toprak ve nüfus üzerindeki oldubittilerinin, savaş suçlarının meşrulaştırılmasıdır. Savaş suçları yargılanmalıdır, diyenler diğer tarafta…

Oz Karahan’a çirkefçe saldırılmasının esas nedeni şudur: Bugüne kadar bu fikirleri yazdık ve söyledik. İlk kez pratik mücadelede karşılarında buldular bu fikirleri…

Oz Karahan’ın adaylığı yalnızca işgal bölgesi için değil, özgür bölge için de büyük bir şoktur. Özgür bölgede işgal konuşulmuyor-du. Öyle bir gündem yok-tu!

Çevre, şeffaflık, yolsuzlukla mücadele, sosyal adalet, mülteci meselesi… Peki, bunların işgal ile alakası nedir? İşte Oz Karahan’ın adaylığı bunu ortaya koydu!

Kıbrıs’ın özgür bölgesinde “iki devletçi” ciddi bir eğilim var: 2009 yılında Takis Yorgiyu bir kitap yazarak Kıbrıs’ın kuzeyini Türkiye’ye hediye etmeyi önerdi. “Türklerin yayılmacı önerilerine karşı ancak iki Kıbrıs devleti kurarak çözüm bulabiliriz” dedi.

DİSİ’de Başkan Yardımcılığı yapmış olan, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni “krizden çıkaran efsane maliye bakanı” Harris Georgiades 2021’de Yunan gazetesi Kathimerini’de, “İki devletli çözüm Kıbrıs’ta ‘Helenizm’in hayatta kalması için son seçenektir” diye yazdı…

Daha söyleyeyim? Beyniniz yansın biraz daha…

Federalist DİSİ’de “iki devletli çözüm”ü tartışan kadroda yer alan, 2023 Mayıs’ında DİSİ Başkan Yardımcısı olan Marios Pelikanos ELAM’dan Avrupa parlamenteri adayı oldu. Pelikanos aynı zamanda Anastasiadis’in sözcüsüydü…

Gene Anastasiadis’in bir dönem danışmanı olan Makarios Druşotis VOLT’tan, Anastasiadis’in gene bir dönem danışmanlığını yapmış olan Niyazi Kızılyürek AKEL’den aday…

Avrupa Parlamentosu seçimi Cumhurbaşkanlığı seçimine benzedi: Anastasidis’in 3 adamı yarışıyordu. AKEL’in desteklediği Andreas Mavroyannis, DİSİ’nin adayı Averof Neofitu ve bağımsız olarak giren Nikos Hristodulidis!

Şimdi de ELAM’da, VOLT’ta ve AKEL’de Anastasiadis’in sarayından geçmiş 3 aday var.

Saraylarda ne olur? Kapıkulları olur. Kapıkulları adaydır bu seçimde…

Başka saraylarda ne olur? Yolsuzluk olur!

Oz Karahan Rumca konuşan Kıbrıslılara, kuzeyi işaret ederek “işgal” dedi, güneyi işaret ederek “yolsuzluk” dedi; “İşgal ile yolsuzluk el ele gider” dedi…

Rum malı yağmasından tutuklanan Akan Kürşat’ın davasını Hristodulidis neden kapattı?

Kürşat’ın avukatı DİSİ milletvekili Mappouridis’di, Kürşat’ın eşi CTP milletvekilidir, yani konu DİSİ ile AKEL’in aile meselesi.

Oz Karahan Akan Kürşat davasını gündeme taşıyıp “İşgal ile yolsuzluk el ele gider” dedi bu yüzden…

DİSİ Başkanı Dimitriu ise Kürşat davası için “Tek yol Kıbrıs sorununun çözümü” demişti. Ben de “Annita Dimitriu bir Türk müteahhidi midir?” diye yazmıştım. Çünkü Dimitriu’nun söylediğini Cafer Gürcafer de söyler…

Kısacası, iki tarafın bölücüleri birleştiler!

Kıbrıs’ın etkili kalemi Phileleftheros Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aristos Mihailidis sordu:

-“İki devletli bir çözüm kabul edilirse Kıbrıslı Türkler kendilerine ne olacağını merak etmiyorlar mı? AB’nin ‘KKTC’yi otomatik olarak saflarına kabul edeceğine inanıyorlar mı? ‘KKTC’ vatandaşlıkları yasallaştırılırsa Kıbrıs Cumhuriyeti ve AB vatandaşlıklarını kaybedecekler mi?”

Aristos’un sorularına bir soru ekleyelim:

-Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunmanın öneminin farkında mısınız?

Aziz Şah – 5/6/2024 2024 Avrupa Parlamentosu seçimi bir kırılmadır. Türkçe ve Rumca konuşan “iki bölgeciler/devletçiler” bir tarafa toplandı, Türkçe ve Rumca konuşan üniter...

Şener Levent:Kıbrıslıtürk aday kim olursa olsun, madem ki Türktür, o halde tamamdır diyenlere katılmıyorum…Benim için ön...
05/06/2024

Şener Levent:

Kıbrıslıtürk aday kim olursa olsun, madem ki Türktür, o halde tamamdır diyenlere katılmıyorum…

Benim için önemli olan ırkı ve milliyeti ile dini değil…

Uzlaştığım pek çok Kıbrıslırum olduğu gibi, uzlaşmadığım pek çok Kıbrıslıtürk var…

Bunun için adayları Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk diye ayırmıyorum..

Oz Karahan benim dostum...

Çok yakından tanırım…

Yasemin Harekleti’nde birlikte Avrupa Parlamentosu seçimlerine de katıldık…

Çok ileri görüşlü…

Ve bu memlekette Derviş Kavazoğlu ve Ayhan Hikmet gibi, rejim sahiplerinin yıldırımlarını üzerine çekmekten ve fikirlerini cesurca söylemekten çekinmeyen biri…

Bu parlamentoya girişi olay olur…

Başkasının girişi olay olmaz ama onun girişi olay olur…

Barışı bir Kıbrıslıtürk olarak değil, bir Kıbrıslı olarak düşünen Karahan gibi aydınlara bu adanın çok ihtiyacı var…

***

Yine de başta dediğim gibi, benim için en önemli şey Kıbrıslıtürklerin katılımı…

Sandığa gidin ve oy verin…

Varlığınız Kıbrıs’a armağan olsun!

Şener Levent – Evet haklısınız… Yüz bin Kıbrıslıtürk seçmenden seksen bin kişi Pazar günü oy kullanmaya gitse ortalığı darmaduman eder… Altmış bin, hatta kırk...

Türkiye’de yayınlanan Kemalist “Sözcü” gazetesi Kıbrıs’taki Karpaz eşeklerini hedefine koydu.Türkiye’de sokak hayvanları...
04/06/2024

Türkiye’de yayınlanan Kemalist “Sözcü” gazetesi Kıbrıs’taki Karpaz eşeklerini hedefine koydu.

Türkiye’de sokak hayvanlarının uyutulması tartışılırken “KKTC’de eşekleri uyutalım kavgası” başlığıyla aynı gündemi Kıbrıs’a taşıdılar.

“Sözcü” bir süre önceye kadar Girne’de en çok satan gazeteydi, artık ekonomik olmadığı için gelmiyor. Bir şehirde en çok satan gazete yabancı bir gazeteyse, o şehir işgal altındadır.

Denktaş 1976 Ocak’ında ABD Büyükelçisi William Crawford’a Girneli Rumların kovulmasından sonra sıranın Karpazlılara geleceğini söylüyordu…

Karpaz eşeklerinin hikâyesi orada başlar!

Karpaz bölgesindeki Türkiyeli yerleşimci muhtarlar her 10 yılda bir ölüm fermanı çıkarır Karpaz’ın gerçek yerlisi olan eşeklere.

Karpaz eşeklerinin hedefe konması da boşuna değildir: Bir savaş suçunu örtmek içindir.

Çünkü Karpaz eşekleri Türkiye’nin işlediği savaş suçlarının “delili”dir!

1974 istilasından önce “yabani Karpaz eşeği” yoktu. 1975’te Türkiye Kıbrıs’a yerleşimci nüfus taşımaya başladığında 20.000’e yakın Karpazlı evlerini terk etmemişti.

20.000 civarında Karpazlı evlerinden ve doğdukları topraklardan kovulduktan sonra geride eşekleri kaldı…

Karpaz eşekleri Karpaz’dan kovulan 20.000 Kıbrıslı Rumun hikâyesini anlatır: Türkiye Kıbrıs’ın işgal bölgesine 1975’te yerleşimcileri iskân etmeye başladığında evler boş değildi!

Yerleşimcileri boş olmayan evlere taşıdılar…

İçinde insan yaşayan eve nasıl yerleşimci iskân edersiniz?

Evde yaşayan ev sahiplerini dışarıya atarak…

Kemalist “Sözcü” gazetesi iki tane yerleşimci muhtarın kışkırtmasıyla Karpaz eşeklerini hedefe koyunca Türkiye’nin Kıbrıs’ta işlediği savaş suçlarının kabuğunu kaldırmış oldu…

***

Arif Hasan Tahsin’den dinleyin Karpaz eşeklerini bir de:

“…Eşeklere ‘vur’ emri çıkaran muhtar da anlaşılan o ki, Türkiye’nin Kıbrıs’ın yüzde otuz altı toprağı üzerinde gerçekleştirdiği işgalin artçı kuvvetlerine mensup bir Türk’tür.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çıkardığı Anadolu’dan Kıbrıs’a ahali göç ettirme yönetmenliği, ‘fermanı’ da diyebilirsiniz, çerçevesinde Kıbrıs’a getirilip yerleştirilen bir Türk.

Rumca konuşan Kıbrıslılara ait olan evlere, mallara-mülklere konmuş olan Türklerden birisi.

Muhtar, ‘Bu eşekler kimin?’ diye sorar.

Kimin olacak?

Evleri, bağları, bahçeleri, keçi-koyun davarları, inekleri, domuzları gasp edilen Kıbrıslılardır.

Evi, bağı-bahçeyi vesaireyi aldınız, eşeği sahibine yaptığınız gibi sokağa attınız.

O ‘vur emri’ verdim ‘yatırıp vuracağım’ dediğin eşekler, senin ve senin gibilerin oturdukları evlerin asıl sahipleridirler.

Yani haklarında, Karpaz yöresinde sürekli olarak şikayet edilen eşekler, şikayetçilerin işgal ettikleri evlerin, ahırların gerçek sahipleridirler.

Anlayacağınız işgal sadece İnsan Haklarını değil, Hayvan Haklarını da gasp etti.

Köpek, kedi sokağa atılmaz da eşekler atılabilir mi?

Türkler atar. Vurur da…

Ama bizim okumuş takıma, aydın takıma bakarsanız, Rumca konuşan ahalinin malı-mülkü üzerine Türkiye’nin gerçekleştirdiği işgalden sonra Türkiye’den getirip yerleştirdiklerinin da İnsan Hakları vardır. Ve bu memlekette yaşayan yerli ahali ile eşit haklara sahip olduğu için dokunulmazdır.

Bu toplumun varlığını tehlikeye sokan kafa işte bu kafadır’’…

[Aynı yolu yürüyenler farklı yerlere varamazlar-3, s.53-4]

***

1964’te NATO bir plan yaptı Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkmak için, Acheson Planı!

1964’te önce adaya NATO askerlerinin yerleştirilmesi dayatıldı, Makarios kabul etmedi. Adını ABD Başkanı Johnson’un Özel Temsilcisi Dean Acheson’dan alan Plan da o günlerin tuzağıdır.

Acheson Planı’na göre Kıbrıs Yunanistan’a bağlanacaktı, Türkiye’ye de Karpaz’da askeri üs verilecekti. Üs karşılığında Türkiye Enosis’i kabul etti. Buna karşı çıkan gene Makarios oldu.

Detaylarına girmeye gerek yok: İki tane Acheson Planı var, Makarios ikisini de reddeder. Bunun sonucunda Acheson çok sinirlenir…

Ağustos 1964’te 1974 istilasına giden parolayı söyler Acheson, Nihat Erim ile Turgut Sunalp’a:

-“Özel olarak dostça söylüyorum, fazla kan dökmeden size ayrılan bölgeyi gidip askeri kuvvetle işgal edebilir misiniz? Eğer bunu yapabilecekseniz, gidip alın. Amerikan 6. Filosu karşınıza çıkmaz. Tersine sizi korur”…

***

Karpaz eşekleri, savaş suçlarının canlı tanığıdır. Bu yüzden ölüm fermanı çıkarılır onlara…

Çünkü onlar Karpaz’ın gerçek yerlileridir!

Aziz Şah – 3/6/2024 Türkiye’de yayınlanan Kemalist “Sözcü” gazetesi Kıbrıs’taki Karpaz eşeklerini hedefine koydu. Türkiye’de sokak hayvanlarının uyutulması tartışılırken “KKTC’de eşekleri uyutalım kavgası” başlığıyla...

Fileleftheros gazetesi yazarı Hristos Arvanitis yazdı:Oz Karahan bu Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Çevreciler Hareketi...
04/06/2024

Fileleftheros gazetesi yazarı Hristos Arvanitis yazdı:

Oz Karahan bu Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Çevreciler Hareketi (Kıbrıs Yeşiller Partisi)’nin adayıdır. Ancak, seçim listesindeki varlığı ve adaylığı, örneğin Niyazi Kızılyürek’li AKEL’de olduğu gibi, Kıbrıslı Türk etnik etiketi tarafından belirlenmiyor.

Oz’un grubu “Kıbrıslılar Birliği” olarak adlandırılıyor – sadece Kıbrıslı Türkler değil – ve kendilerini Kıbrıs’ın özgürlüğü için savaşanlar olarak tanımlıyorlar. Sözde BM tarafından 50 yıldır sunulan ‘çözüm’ planlarının işgali, toprak hırsızlığını ve yerleşimci sömürgeciliğini meşrulaştırdığını ve Kıbrıslıların insan haklarını gasp ettiğini, kısacası Türkiye’nin suçlarını meşrulaştıran ırkçı apartheid modelleri olduğunu vurguluyorlar. Oz ve yoldaşları Şener Levent, İbrahim Aziz ve diğerleri, TMT’nin katlettiği Derviş Ali Kavazoğlu, Ayhan Hikmet, Ahmet Gürkan ile İhsan Ali ve diğerlerinin toprağın özgürleştirilmesi, tek vatandaşlık, sınırsız ve vesayetsiz bir devlet için verdikleri mücadeleyi sürdürmektedirler.

(Fileleftheros gazetesi – 02/06/2024 – Hristos Arvanitis) Fikirler ve görüşler kim olduğunuzu belirler, nereden geldiğinizi değil… Kıbrıs’ta kendilerini ilerici olarak tanımlayan bazı çevreler, yani iki...

Address


Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Cumhuriyetçi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Videos

Shortcuts

  • Address
  • Alerts
  • Videos
  • Claim ownership or report listing
  • Want your business to be the top-listed Media Company?

Share